Barış KUL/ERCİŞ (Van), (DHA)- VAN’da fotoğrafçılık eğitimi sırasında tanışıp evlenen Hülya (30) ve İnan Bozkayar (29) çifti, Türkiye turuna çıkıp 81 il ile yüzlerce ilçeyi otostop yaparak gezdi. Her ikisi de iki üniversite mezunu olan çift, turun ardından memleketlerine dönüp köye yerleşerek, üçüncü üniversite için kayıt yaptırdı. Bozkayar çifti, bahçe işleri ile uğraşarak kütüphaneye dönüştürdükleri evlerinin bir odasında zaman zaman okuma yazma eğitimi veriyor.
Van’ın Bahçesaray ilçesinde doğup büyüyen Hülya Bozkayar, Süleyman Demirel Üniversitesi Fotoğrafçılık ve Kameramanlık bölümü, ardından da aynı üniversitenin İş Sağlığı ve Güvenliği bölümünü bitirdi. Hülya Bozkayar, Van Halk Eğitim Merkezi’nin açtığı fotoğrafçılık kursunda İnan Bozkayar ile tanıştı. Yüzüncü Yıl Üniversitesi Sanat Tarihi ile Acil Durum Afet Yönetmenliği ve Mülkiyet bölümlerinden mezun olan İnan Bozkayar birbirlerine aşık oldu. Çift, 2 yıl sonra evlendi.
Evliliklerinin ardından Türkiye turuna çıkan çift, otostop yaparak 81 il ve yüzlerce ilçe gezdi. Bozkayar çifti şehir yaşamanın kendilerini sıkacağını ve üretim yapmak istedikleri için 2 yıl önce Erciş’e bağlı Cihangören köyüne yerleşti. Babadan kalma eve yerleşen Bozkayar çifti, işe evlerini çevresindeki taşları temizlemekle başladı. Herkesin yetişmez dediği alanı da bahçeye dönüştürüp fındık, ceviz, elma, armut fidanları dikip bir yandan da sebze yetiştirmeye başladı. Bir çocukları olan Bozkayar çifti, evlerinin bir odasını da kütüphaneye dönüştürdü. Bilmeyenlere okuma yazmada öğrettiklerini de anlatan Hülya Bozkayar, mutlu ve sağlıklı yaşadıklarını belirterek köy hayatını da herkese tavsiye ettiklerini söyledi.
İnan Bozkayar eşiyle birlikte üçüncü üniversiteleri olan Sosyal Hizmetler bölümünde son sınıfta olduklarını belirterek şöyle konuştu:
“81 ili gezdikten sonra şehir hayatı sıkıcı geldi ve şehrin problemlerinden kaçtık. Kendimize dinlenebileceğimiz bir alan yaratmalıydık. Bizde eşimle beraber köyümüze döndük. Yetiştirdiğimiz bütün sebze ve meyveleri ata tohumuyla ve tamamen organik olarak üretiyoruz. Köye yerleştikten sonra bir çocuğumuz oldu. Aynı zamanda eşimle beraber fotoğrafçılık yapıyoruz. Burada okuma yazma bilmeyen kadınlara okum yazma öğretiyoruz. Köyde fiziksel veya psikolojik sorunları olan çocukların eğitimine de yardımcı oluyoruz. Örneğin yaşadığımız bu köyde bir çocukta dudak tembelliği olduğu için konuşma zorluğu çekiyor, konuşması için bu çocuğumuzu çalıştırıyoruz. Kısacası köy hayatı ana yurdumuzdur ve biz şu an çok mutluyuz.”
FOTOĞRAFLI