Nurettin ARKAN/ISPARTA, (DHA)- ISPARTA’da, uzun yıllar çilingirlik, soba imalatı yapan Mehmet Tatar (76), ‘Çocukluk aşkım’ dediği marangozluğa ise 36 yıl önce ilk adımı attı. Tatar, Muzaffer Türkeş Mahallesi’ndeki evinin bodrum katını marangoz atölyesine çevirdi. Şeritli hizar, planya, ağaç tornası ve birkaç makine alan Tatar, ağaç tomruklarına hayat vermeye başladı. Tatar, atölyesinde minyatür halı tezgahı, çocuk beşiği, salıncaklı sandalye gibi ağaçtan imal edilebilecek ne varsa üretiyor.
Mesleğe ilk başladığı yıllarda eşi Seher Tatar’ın yanında yardımcı olarak çalıştığını aktaran Mehmet Tatar, “Çok işte çalıştım ama ağaç işleri çocukluğumdan beri hayalimdi. Ta o zamanlar uçurtma yapar, tahtadan oyuncaklar yaparak oyalanırdım. Sonra bir gün ‘Ben bu işi yapayım’ dedim ve kolları sıvadım. 36 yıldır bu işi yapıyorum” dedi.
Bir ağacın cinsini bilmenin, kendisi için çocuk oyuncağı gibi olduğunu aktaran Tatar, “Her birinin kendisine has bir kokusu vardır. Onların kokusunu duyduğum zaman cinsini de hemen bilirim. Ben her ağacın kokusuna aşığım. Ağaçlara şekil vermek beni dinlendiriyor. Bu atölyede kendimi kaybediyorum, zamanın nasıl geçtiğini unutuyorum” diye konuştu.
‘AĞAÇ, BENİM RUHUM’
76 yaşında olmasına rağmen hiçbir sağlık problemi olmadığına değinen Tatar, “Çok şükür, sağlığım yerinde. Bir kahve köşesinde oturacağıma buraya inip vakit geçiriyorum. Kendi işim olunca ev de üst katta olunca rahatım yerinde. Ömrüm yettiğince bu işi devam ettirmeye kararlıyım” dedi.
Usta Tatar, ağaçtan akla gelebilecek her şeyi yapabileceğini belirterek, “Ağaç benim ruhum. Bir ağacı elime alayım yeter ki aklınıza ne gelirse yapabilirim. Bugüne kadar katlanabilir piknik masaları, sandalyeler, kameriyeler, çocuk beşiği, minyatür çeyiz sandığı, minyatür halı tezgahı, abajur, aklınıza ne gelirse bu atölyede yapabiliyorum” diye konuştu.
Mehmet Tatar, sağlıklı yaşam sürmesinin sırrının çalışmak olduğunu vurgulayarak, “Bir insanın sabah kalktığında yapacağı sevdiği bir iş var ve orada güzel vakit geçiriyorsa sağlığı da yerinde olur. Boş durmak hem kalbi hem beyni yorar. Çalışmak, üretmek lazım” dedi.
FOTOĞRAFLI