Notice: Function _load_textdomain_just_in_time was called incorrectly. Translation loading for the jetpack-boost domain was triggered too early. This is usually an indicator for some code in the plugin or theme running too early. Translations should be loaded at the init action or later. Please see Debugging in WordPress for more information. (This message was added in version 6.7.0.) in /home/haberolduk/domains/haberolduk.com/public_html/wp-includes/functions.php on line 6114

Notice: Function _load_textdomain_just_in_time was called incorrectly. Translation loading for the jetpack domain was triggered too early. This is usually an indicator for some code in the plugin or theme running too early. Translations should be loaded at the init action or later. Please see Debugging in WordPress for more information. (This message was added in version 6.7.0.) in /home/haberolduk/domains/haberolduk.com/public_html/wp-includes/functions.php on line 6114
DHA YURT ÖZEL GÜNDEMİ – (C BÖLGE) – Haberolduk.com – Son Dakika Haberler
  1. Haberler
  2. Gündem
  3. DHA YURT ÖZEL GÜNDEMİ – (C BÖLGE)

DHA YURT ÖZEL GÜNDEMİ – (C BÖLGE)

featured
service

MUŞ’TA KAR TEMİZLİYİCİLERİN ÇATIDAKİ TEHLİKELİ MESAİSİ

MUŞ’ta, çatı temizleyicisi olarak bilinen işçilerin tehlikeli mesaisi başladı. Kat sayısına göre belirledikleri ücret karşılığında çatılarda kar temizliği yapan işçilerden kimi iple tedbir alırken, kimi ise hiç bir önlem almadan metrelerce yüksekte çalışıyor. 

    Şehir merkezinde kar kalınlığının bir metreyi geçtiği Muş’ta, ev ve işyeri binalarının çatılarında biriken karlar için tehlikeli temizlik mesaisi yapılıyor. 5-6 kiş bir araya çatı temizleyicileri, kat sayısına göre belirledikleri ücret karşılığında çatılardaki kar kütlelerini temizliyor. Kar altındaki şehrin bir katlı, yeri geldiğinde 10 katlı ev ve işyeri binalarının çatısında kar temizliği yapan işçiler, kimi zaman iplerle, kimi zaman ise hiçbir önlem almadan işlerini yapıyor. Bazı işçiler metrelerce yüksekten düşmemek için beraberinde taşıdıkları iplerinin bir ucunu beline, diğer ucunu ise çatıdaki soba bacaları gibi sağlam yerlere bağlayarak, güvenliklerini sağlıyor. Hatta kimi zaman ise küreklerle kar atan işçilerin beline bağladıkları ipi ise, mesai arkadaşları tutuyor. Hiçbir tedbir önlemi almadan karlı çatılara çıkan işçiler ise, küreklerle yaptıkları temizlik çalışmasıyla yürekleri ağıza getiriyor.
    Kentte son bir haftadır etkili olan kar yağışının ardından ilk olarak tek katlı ev ve işyerlerinin çatısında kar temizliği yapan 3 çocuk babası Mehmet Bayram (51), tek katlı ev ve işyerlerinin çatı temizliğinde kişi başı 50-60 TL kazandıklarını belirtti. Yüksek katlı ev ve işyerlerinin çatılarını ise 100-150 TL fiyat aralığında temizlediklerini anlatan Bayram, “Tek katlı çatıların temizliğinde kişi başı 50 ila 60 TL para alıyoruz. Allah’a şükürler olsun ekmeğimi buradan çıkıyoruz. Yüksek çatılarda da kar attığımızda, kendimizi iplerle bağlıyoruz” diye konuştu.
    Kar yağışının kendilerine bir ekmek kapısı oluşturduğunu vurgulayan Aslan Bülbül (37) ise, “Karın yağması bizler için çok güzel oldu. Ekmek parası ne yapalım, bizlerde çatılara çıkıyoruz. Arkadaşlarla birlikte çıktığımız çatılarda kar temizliği yapıyoruz. Başka bir iş olmadığı için bizde bu işi yapıyoruz” dedi.
    Yüksek katlı çatılara çıktıklarına bellerine bağladıkları iplerle tedbir aldıklarını vurgulayan Aslan Bülbül, “İşimiz zor ama ne yapalım başka çaremiz yok. 5’inci, 6’ncı katlara çıktığımız zaman belimize ipleri bağlıyoruz. Bu şekilde tedbir, güvenliğimizi alıyoruz. Ondan sonra arkadaşlarla birlikte kar atıyoruz” diye konuştu.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
-Kardan temizlenen işyeri çatılarından detay
-Muhabir Muhammed Sami Maral Anonsu
-İşçi ve çatılardaki kar temizliğinden detaylar
-Çatı üzerindeki temizleme çalışmasından detaylar
-İşçi Aslan Bülbül RÖP.
-İşçi Mehmet Bayram RÖP.
-Çatıdaki karın atılmasından detaylar
-Tedbir amaçlı beline ip bağlayan işçiden detaylar
-Beline ip bağlı işçinin temizlik çalışmasından detaylar

Haber ve Kamera: Muhammed Sami MARAL/MUŞ, (DHA)

========================================

KORONAVİRÜS KAHRAMANLARININ KARLA KAPLI YOLLARDA FİLYASYON AZMİ

VAKA sayılarının yüzde 80 düştüğü ve bazı ilçelerde sıfırlandığı Tunceli’de koronavirüsle mücadelede önemli yeri olan filyasyon çalışmaları, kar kalınlığının bir buçuk metreyi bulduğu ve hava sıcaklığının eksi 15 dereceye düştüğü kırsal alanlarda yürütülüyor. Sağlık görevlileri, evlerinde izole edilen koronavirüs hastalarıyla temaslıların takibini sağlamak ve virüsün yayılımının önüne geçmek için yoğun çaba harcıyor. 

Tunceli’de etkisini sürdüren kar yağışı, hayatı olumsuz etkilerken birçok köy yolu ulaşıma kapandı. Valilik koordinesinde İl Özel İdaresi karla mücadele ekipleri de kapanan köy yollarını açmak için çalışma başlattı. Vaka sayılarının yüzde 80 düştüğü ve bazı ilçelerde sıfırlandığı kentte, koronavirüsle mücadelede önemli bir yeri bulunan filyasyon ekipleri, kar kalınlığının 1,5 metreyi bulduğu ve hava sıcaklığının da sıfırın altında 15 dereceye düştüğü kırsal alanlarda çalışmalarını, zor şartlar altında yürütüyor. Filyasyon görevlileri, evlerinde izole edilen koronavirüs hastalarıyla, temaslıların takibini sağlamak ve virüsün yayılımının önüne geçmek için 51 ekip ve 100 kişiden fazla sağlık çalışanıyla virüsün izini sürüyor. Kar kalınlığının 2 metreyi geçtiği alanlarda, paletli ambulansın gidemediği yollarda kilometrelerce yürüyen ekipler, bütün bu zorluklara rağmen görevlerini başarı ile yürütmenin gururunu yaşıyor. 

‘ZORLUKLARA RAĞMEN YÜRÜTÜYORUZ’

Koronavirüsün yayılmasını engellemek için karlı yollarda çalışma yürütmenin onur ve gurur verici bir durum olduğunu belirten Tunceli Filyasyon Sorumlusu Dr. Ece Esma Türkel, “Talimatları en iyi şekilde yürütmeye çalışmaktayız. Vaka sayılarımız alınan kararlar, filyasyon çalışması mücadelemiz ve hafta sonları sokağa çıkma kısıtlamalarıyla bayağı düştü. Fakat bununla birlikte vatandaşlarımızda ve bizlerde bir rehavet oluşmasın. Yer yer eksi 20 derecede ve kar kalınlığının 2 metre olduğu yerlerde filyasyon çalışmalarımızı zorluklara rağmen yürütüyoruz. Vatandaşlardan isteğimiz, bizler filyasyon çalışmasını yürütürken temaslı kişi bilgilerini bizlere eksiksiz bildirmesidir. Bu süreçte bize destek olunacak tek durum budur. Bizler ne kadar zorlu da olsa bu çalışmaları yürütmekten oldukça gurur ve onur duyuyoruzö dedi.

‘BAZEN YÜRÜYEREK DEVAM ETMEK ZORUNDA KALIYORUZ’

Sürecin başından itibaren Tunceli Sağlık Müdürlüğü filyasyon ekibinde görev alan Dr. Eylül Yudum Yavuz da, vatandaşların kurallara uyması gerektiğini hatırlatarak, “Zorlu kış şartlarında kapanan köy yollarında paletli araçlarla halkımıza koronavirüs ile mücadele konusunda destek sağlıyoruz. Bazen araçlarımızın giremediği noktalarda yürüyerek devam etmek zorunda kalıyoruz. Vatandaşlarımızın bu konuda bize destek olmalarını, maske, mesafe ve hijyene dikkat etmesini istiyoruz” diye konuştu.

‘HEM KORONAVİRÜSLE HEM DE KARLA MÜCADELE EDİYORUZ’

Yoğun kar yağışının ardından koronavirüsün yanında karla da mücadele ettiklerini söyleyen filyasyon görevlisi Mahsum Bal ise, yaklaşık 6 aydır bu sürecin içerisinde olduğunu, izin kullanamadan çalıştıkları günler olduğunu dile getirerek, şunları söyledi:

“Şuanda vaka sayısı olarak çok iyi durumdayız. Fakat karın yağması ile birlikte mücadelemiz boyut değiştirdi. Artık sadece koronavirüs ile değil karla da mücadele ediyoruz. Bu süreçte dünyada ve ülke genelinde birçok sağlık çalışanı arkadaşımız hayatlarını kaybetti. Bu işin ciddiyetinin farkında olun lütfen. Biraz daha sabır bekliyoruz. Maske, mesafe ve hijyen konusuna dikkat edelim. Bu zorlu hava şartlarında işimizi eksiksiz yapabilmemiz için vatandaşlarımızdan beklentimiz, temaslı kişileri bizlere eksiksiz vermeleridir.”

Görüntü Dökümü
——-
Muhabir Serhat Ozan Yıldırım’ın anonsu
Ekiplerin karda yürümesi
Paletli kar ambulansının yoğun bir kar içerisinde ilerlemesi drone görüntüsü
Kapalı köy yolunu ambulansa açan il özel idaresi ekipleri drone görüntüsü
Filyasyon ekibinin iki metrelik karda yürümesi drone görüntüsü
Ekiplerin dağ başında kar içerisinde yürümesi drone görüntüsü
İhbarı alan ekiplerin tulumlarını giymesi
Ekiplerin numune kutularıyla paletli kar ambulansına binmesi
Karla kaplı yollarda paletli ambulansın ilerlemesi
Ekiplerin paletli ambulansın gidemediği noktada inmesi
Ekiplerin karda yürümesi
Filyasyon ekiplerinin iki metrelik kar içerisinde zorlu yolculuğu
Filyasyon ekibinin köye ulaşması
Kar içerisinde yürümekte zorluk çeken filyasyon ekibi
Filyasyon ekiplerinin ayakları
Ekiplerin görevini tamamlaması
Röportajlar
Genel ve detay görüntüler

Haber-Kamera: Serhat Ozan YILDIRIM/OVACIK(Tunceli), (DHA)

==============================

CEP TELEFONLARI, KLOZETLERDEN DAHA FAZLA BAKTERİ BULUNDURUYOR

Klinik Mikrobiyoloji ve İnfeksiyon Hastalıkları Derneği tarafından yapılan araştırmayla cep telefonu yüzeyinden alınan sürüntü örneklerinde, hastalık yapma riski bulunan patojen bakteriler tespit edildi. Dicle Üniversitesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Recep Tekin, cep telefonlarında hiç tahmin edilmeyecek kadar bakteri bulunduğuna dikkat çekerek, “Yaptığımız çalışmalara baktığımızda, özellikle el hijyeni ile ilgili yapılan çalışmalar var, cep telefonlarının üzerinden alınan bakteriler ve klozette alınan kültürler var. İşin ilginç tarafı cep telefonu üzerinde üreyen bakteri sayısı, tuvaletteki klozetten daha fazladır” dedi.

Türk Klinik Mikrobiyoloji ve İnfeksiyon Hastalıkları Derneği, cep telefonlarında bulunan bakteriler ile ilgili bir araştırma yaptı. Yapılan araştırmayla cep telefonu yüzeyinden alınan sürüntü örneklerinde, hastalık yapma riski bulunan patojen bakteriler tespit edildi. Dicle Üniversitesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Recep Tekin, yapılan çalışmalara bakıldığında cep telefonlarında hiç tahmin edilmeyecek kadar bakteri bulunduğuna dikkat çekti. Cep telefonu üzerinde üreyen bakteri sayısının, tuvaletteki klozetten daha fazla olduğunun altını çizen Tekin, “Günümüz artık iletişim çağı. Bu iletişim çağında en çok kullandığımız araçların başında cep telefonları geliyor. Cep telefonlarının bu kadar kullanılmasıyla birlikte sağlık da önemli bir noktada yer alıyor. Cep telefonları hiç tahmin etmediğimiz kadar bakteri bulunduruyor. Yaptığımız çalışmalara baktığımızda, özellikle el hijyeni ile ilgili yapılan çalışmalar var, cep telefonlarının üzerinden alınan bakteriler ve klozette alınan kültürler var. İşin ilginç tarafı cep telefonu üzerinde üreyen bakteri sayısı, tuvaletteki klozetten daha fazla” diye konuştu. 

‘İNSAN SAĞLIĞI AÇISINDAN CİDDİ SORUN YARATABİLİR’

Cep telefonlarına çok fazla elle temas olduğunu ve ellerimizin her yere dokunduğunu dile getiren Prof. Dr. Tekin, şunları söyledi:

“Tuvalete gidip geliyoruz, dışarıda mekanlara ve her türlü yüzeylere dokunuyoruz ve ardından da cep telefonunu kullanıyoruz. Bu cep telefonunu kullanmayla birlikte ellerimizdeki bakterilerin büyük çoğunluğu ki bu bakterilerin büyük çoğunluğu da patojen bakterilerdir. Yani hastalık yapıcı bakteriler ve bunlar cep telefonu üzerinde saklı kalıyor. Uzun süre de burada yaşayabiliyorlar. Bu, insan sağlığı açısından ciddi bir sorun yaratabiliyor. Siz eğer cep telefonuyla fazla uğraşıp, elinizi yıkamadan yemek yiyorsanız, ağzınıza ve yüzünüze götürüyorsanız, enfeksiyonlara maruz kalma ihtimaliniz çok yüksek. Bu noktada çeşitli tedbirler almak gerekiyor. Ne gibi tedbirler almak gerekiyor; Birincisi cep telefonunu mümkün olduğunca başkasıyla paylaşmamak gerekiyor. Cep telefonunun ortak kullanım sayısı arttıkça, üzerindeki bakteri sayısı da artıyor ve bulaşı riski artıyor. İkincisi, tuvaletlere cep telefonları mümkün olduğu kadar götürülmemesini istiyoruz. Mümkün olduğu kadar kulaklık kullanılmasını tavsiye ediyoruz.”

‘EKRAN KORUYUCU VE DOĞRU TEMİZLEME ÖNEMLİ’

Ekran koruyucuların bakterileri azaltma konusunda önemli olduğunu vurgulayan Prof. Recep Tekin, telefon temizliği noktasında yapılması gerekenleri de şöyle aktardı:

“Ekran koruyucu her ne kadar çizilmeye ve ekran kırılmasına karşı koruyucu olsa bile, aslında bakterileri azaltma açısından da önemli. O yüzden ekran koruyucularının kullanılmasını da tavsiye ediyoruz ve bu ekran koruyucularının da mümkün olduğu kadar 3 ayda bir değiştirilmesini öneriyoruz. Çünkü, 3 ayda bir değiştirdiğiniz zaman hem üzerindeki bakteri sayısını azaltmış oluyorsunuz hem de yeni bir ekran koruyucuyla birlikte telefonu kısmen de olsa temizlemiş oluyorsunuz. Bir diğer önemli nokta, günlük temizlik cep telefonlarında. Özellikle cep telefonu ekran temizleme spreyleriyle bu temizliğin yapılması, yine buradaki bakteri sayısında ciddi bir azalmaya yol açacaktır. Bunu yaparken ıslak mendil çok tavsiye edilmiyor, özellikle cep telefonu ekranını bozduğu için. Bunun yerine özel yapım ekran temizleyici spreylerin kullanılması, bu konuda çok ciddi avantajlar sağlayacaktır. Şunu da söylemek lazım, tuşlu cep telefonlarında risk daha fazla. Çünkü aralarda bakteri daha fazla saklı kalabildiği için tuşlu cep telefonlarındaki bakteri sayısı, akıllı telefonlardaki ekranlardan daha fazla. Cep telefonlarını kullanırken kılıfıyla kullanmak da önemli. Belli aralıklarla kılıfını çıkarıp temizleyerek kullanmak, temizlemek için bir avantaj sağlayacaktır, hem de telefona zarar vermeme açısından faydası olacaktır.”

‘KLAVYELER, KUMANDA, SABİT TELEFON VE KAPI KOLLARINDA DA DURUM AYNI’

Bakterilerin sadece cep telefonlarında değil, ortak kullanım alanlarındaki birçok nesnede bulunduğuna da dikkat çeken Tekin, “En çok cep telefonlarını kullanıyoruz. Tabi bunun yanında bilgisayar klavyeleri, sabit kullanılan telefonlar, ortak kullanım alanlarındaki kumandalar da bakteri taşınması ve bulaşı açısından önemli risk faktörleri. Özellikle toplu alanlardaki bilgisayar klavyesi, televizyon kumandası ve sabit telefonlara dokunduktan sonra mümkün olduğu kadar ellerimizi yıkayalım. El hijyenine dikkat ederek ellere bulaşmış bakteri ve virüslerden uzaklaşmış olalım. Toplu alan olan yerlerde kullanılan araçların birçoğunda bu virüs ve bakteriler buluna biliyor. Tabi bu durum riski de beraberinde getiriyor. Asansör düğmeleri, elektrik prizleri ve kapı kolları gibi birden fazla insanın kullandığı alandaysa ister istemez bunlarda bakteri ve virüsler çok fazla bulunabiliyor. O yüzden eve gittikten hemen sonra önce ellerimizi yıkılayım, ondan sonra ev hayatımıza başlayalım” dedi.

Görüntü Dökümü
——-
Muhabir Mehmet Mucahit CEYLAN’ın anonsu
Cep telefonu kullanımı ve ekranı
Prof. Dr. Recep Tekin ile röp
Telefonla konuşarak yürüyen vatandaşlar
Cep telefonları
Telefon temizleme
Telefon kullanımı ve ekranı
Sabit telefon
Bilgisayar klavyesi
Kapı kolu
Genel ve detay

Haber-Kamera: Mehmet Mucahit CEYLAN-Nurettin FİDANCAN/DİYARBAKIR,(DHA)

===================================

GÖNÜLLÜ ÖĞRETMEN, AKŞAM EBA’DA GÜNDÜZ DE EVDE DERS VERİYOR

DİYARBAKIR’da Millet İlkokulu’nda sınıf öğretmeni Serap Çaylı, koronavirüs tedbirleri nedeniyle öğrencilerine bir yandan Eğitim Bilişim Ağı (EBA) üzerinde eğitim verirken, bir yandan da öğrencilerinden uzak kalmamak için evlerine giderek, eksiklerini giderip, zeka geliştirici oyunlar oynuyor.

Kayapınar ilçesindeki Millet İlkokulu’nda sınıf öğretmeni Serap Çaylı, koronavirüs tedbirleri nedeniyle öğrencilerine uzun süredir EBA üzerinden eğitim veriyor. Öğrencilerinden uzak kalamayan Çaylı, evlerine giderek onlara hem misafir oluyor hem de derslerdeki eksiklerini tamamlayarak, onlarla zeka geliştirici oyunlar oynuyor. Öğrencilerinin okumaya başlamasıyla onlara ulaşması gerektiğini söyleyen Çaylı, bu durumun aile ziyaretleriyle mümkün olabileceğini düşündüğünü kaydederek, “Haftada bir gün öğrencilerimin ailelerini evlerinde ziyaret ediyorum. Evlerine giderken, maske, sosyal mesafe ve hijyen kurallarına dikkat ediyorum. Öğrencilerime okuması için kitap okumayo ve zeka geliştirici oyunları öğretiyorum. Her hafta farklı oyunlar öğretmeye çalışıyorum. Zeka oyunlarında öğrencilerimin çok başarılı olduğunu görüyorum” dedi.

‘AİLELER DE DESTEK OLUYOR’

Öğrencilerin ailelerin de kendisine bu konuda destek olduğunu söyleyen Çaylı, “Eğer öğrenci okulda değilse öğretmeni evindedir. Öğrencilerimin aileleri de bu konuda bana çok destek oluyor. Elimizden geldiğince eğitimimizi sürdürmeye çalışıyoruz. Öğrenci ziyaretlerinde sınıf ortamındaymış gibi öğrencimle tek başına ders işliyorum. Ziyaretlerde öğrencilerin, eğitimlerden ve benden uzak kalmamasını amaçlıyorum. Gönüllülük esasıyla öğrencilerime her zaman ulaşmayı istiyorum. Salgın sürecinde birçok meslek grupları emek veriyor. Ben de ne yapabilirim diye düşündüm ve öğrencilerimin evlerine ulaşmayı istedim” diye konuştu.

‘ÖĞRETMENİMİN EVİMİZE GELMESİNDEN ÇOK MUTLU OLDUM’

6 yaşındaki Kayra Kaplan, öğretmenin eve gelip, kendisiyle ilgilenmesinden duyduğu memnuniyeti dile getirerek, şunları söyledi:

“Öğretmenim çok ilgili. Çok mutlu oldum. Öğretmenimle beraber ders işliyoruz. Bana oyunlar öğretiyor. Öğretmenimi çok seviyorum. Arkadaşlarımı ve öğretmenimi görebilmek için artık salgının bitmesini istiyorum. Ben okulumu özledim.”

Kayra’nın annesi Başak Kaplan da, salgın sürecinde canlı derslere katıldıklarını ve öğretmenin kendilerine sürekli destek olduğunu dile getirdi. Kaplan, öğretmenlerinin evlerine gelmesiyle eksik olan noktaları kendilerine de bildirdiğini ve Çaylı’yı evlerinde misafir etmekten mutlu olduklarını söyledi. 

Baba Fırat Kaplan da, oğlunun kitap okumayı sevdiğini ve bu alışkanlığının, öğretmeninin kendilerine sunduğu kitap desteği sayesinde gerçekleştiğini dile getirdi.

Görüntü Dökümü
————
Evde ders veren öğretmen Serap Çaylı
Öğretmen Serap Çaylı ile öğrenci Kayra Kaplan
Kayra Kapla’ın kitap okuması
Öğretmen Çaylı’nın söylediklerini deftere yazan Kayra Kaplan
Öğretmen Serap Çaylı ile röp.
Kayra’nın yazı yazması
Öğrenci Kayra Kaplan ile röp.
Öğretmen Çaylı ile Kayra’nın oyun etkinliği yapması
Anne Başak Kaplan ile röp.
Baba Fırat Kaplan ile röp.
Cep telefonu görüntüsü
Öğretmen Çaylı’nın öğrencilere EBA üzerinden ders vermesi
Okulda öğrencileri ile çekilmiş görüntüler
Genel ve detay

Haber-Kamera: Burak EMEK-Serdar SUNAR/DİYARBAKIR,(DHA)

================================

KARLIOVA’DA BUZ SARKITLARI İTFAİYE ARACIYLA DÜŞÜRÜLÜYOR

KAR kalınlığının 1 metreyi bulduğu Bingöl’ün Karlıova ilçesinde hava sıcaklığı gece saatlerinde eksi 23 oldu. Buz tutan ilçede özellikle çatı saçaklarında oluşan buz sarkıtı büyük tehlike oluşturmasıyla Karlıova Belediyesi’ne ait itfaiye aracından uzatılan merdivenle belediye ekipleri sarkıtı düşürme çalışması başlattı.

Karlıova ilçesinde yaklaşık 1 haftadır etkili olan kar yağışının ardından ilçe merkezinde kar kalınlığı 1 metreye ulaştı. Yaşamı olumsuz etkileyen yağışın ardından gece saatlerinde eksi 23 derece düşen hava sıcaklığı nedeniyle ilçe buz tuttu. Çatı saçaklarında oluşan ve boyları yer yer 2 metreye ulaşan buz sarkıtları tehlike oluşturmaya başladı. Bunun üzerine harekete geçen belediyeye bağlı itfaiye ekipleri, saçakların altına merdiven dayayarak sarkıtları düşürmek için çalışma başlattı. İlçe merkezindeki apartman ve iş yerlerinin saçaklarındaki buz sarkıtları, yapılan çalışmayla düşürüldü. 

Görüntü Dökümü
————
İtfaiye ekiplerinin çalışmasından detay

Haber-Kamera: Serkan BİNGÖL/KARLIOVA(Bingöl),(DHA)

=============================

PANDEMİDE EVDE KALAN BERAT, ATIK MALZEMELERDEN OYUNCAK YAPTI

KARS’ın Yalçınlar köyünde yaşayan Haydar Aliyev Lisesi 1’inci sınıf öğrencisi Berat Yakın, pandemi sebebiyle evinden çıkamayınca atıkları değerlendirdi. Atık malzemelerden oyuncak gemi, helikopter, kamyon, otomobil yapan Berat, “Evde olduğum sürede canım sıkılmasın diye atıklardan oyuncak yapıyorum” dedi.

Pandemi sebebiyle uygulanan kısıtlamalar sebebiyle evden çıkamayan Berat Yakın, öğretmeninin yönlendirmesiyle evde oyuncak yapmaya başladı. Kortan ve mukavvalardan uçak yapan Berat Yakın, bu becerisini pandemi sürecinde geliştirdi. Evde canlı dersten arta kalan zamanlarında kullanılmayan karton kağıt, ip, kürdan, folyo gibi malzemeleri oyuncaklara dönüştüren Berat, televizyonda gördüğü helikopter ve gemi maketlerini de yapmayı başardı. Annesi Songül, babası Yakup’un da desteğiyle atık malzemeleri değerlendiren Berat, hem zaman geçirdi hem de üretim yaparak deneyimlerini artırdı.

Berat Yakın, daha çok projesinin olduğunu fakat köy yerinde malzeme açısından imkanı bulunmadığını belirterek, imkan sunulması halinde daha başarılara imza atacağını belirtti. Yakın, “Pandemi sürecini bu tür çalışmalarla değerlendiriyorum. Evde olduğum sürede canım sıkılmasın diye atık malzemelerden oyuncak yapıyorum. Vaktimi bu şekilde çalışarak geçiriyorum. Traktör, araba, uçak, gemi, kamyon, kepçe yaptımö dedi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
———————————
-Berat Yakın’ın oyuncakları
-Berat Yakın’ın konuşması

Haber-Kamera: Bedir ALTUNOK / KARS, (DHA)

======================================

BUZUN SANATA DÖNÜŞTÜĞÜ MÜZE

ERZURUM, Atatürk Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi (GSF) Heykel Bölümü’nde açılan Türkiye’nin ilk ve tek olma özelliğini taşıyan “Ata Buz Müzesi”nde üretilen şeffaf buz kütleleri, yontu konusunda profesyonelleşmiş usta ellerde yaşam buluyor. Atabuz Müzesi, Proje Yöneticisi Güzel Sanatlar Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa Bulat, “Önümüzdeki pandemi dönemi sonrasında Erzurum Atatürk Üniversitesi Atabuz  Müzesi, dünyanın dört bir tarafından davetli olarak gelecek olan ünlü buz yontu sanatçılarının üretecekleri buz eserleriyle sanat arenasına dönüşecek” dedi.
ATABUZ MÜZESİ KAPILARINI HALKA 15 TEMMUZ 2020 TARİHİNDE AÇTI
    Atatürk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ömer Çomaklı’nın önderliğinde ve Kalkınma Bakanlığı-KUDAKA’nın desteğiyle Atatürk Üniversitesi Atabuz Müzesi iki yıllık süreç sonunda teknik ve alt yapı donanımını tamamlayıp inşa edilerek 2020 yılında hizmete sunuldu. Fairbanks, Moskova, Bristol, New York, Jeju Adası ve Harbin gibi dünya ki birçok kentte bulunan buz müzelerinin, Türkiye’deki tek örneği ise Erzurum Atatürk Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesinin bünyesinde kuruldu. Atabuz Müzesi, Proje Yöneticisi Atatürk Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa Bulat ve çalışma ekibi, Atabuz Müzesinin açılış temasını Türkiye’nin yakın tarihinde yaşanmış olan hain darbe girişimi üzerinden kurguladı. 15 Temmuz darbe girişiminde kahraman Türk halkının gösterdiği direnişi, birlikteliği ve iradeyi belleklerde taze tutmak, verilen şehitleri hatırlamak için, sosyo kültürel ve sanatsal bir duruşla duvar örülebileceğini anlatmayı amaçlayan, ’15 Temmuz 2020 tarihinde hazırlanan – Maan-Ice’ Sergisi, halkın gösterimine açıldı. Atatürk Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa Bulat’ın davetleriyle; geçmiş dönemde Atatürk Üniversitesi öğrencisi olan ve şu anda Muş Alparslan Üniversitesi, Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi, Bitlis Eren Üniversitesi, Bayburt Üniversitesi ve Kafkas Üniversitesi de öğretim elemanı olarak görev yapan eski mezunlarla şu anki lisans ve lisansüstü öğrencilerinin ve öğretim üyelerinin oluşturduğu karma çalışma ekibinin ortaya koyduğu buz yontu çalışmaları, 15 Temmuz’un 4’üncü yıl dönümünde halkın gösterimine çıktı.
ŞEFFAF BUZ KÜTLELERİ ATATÜRK ÜNİVERSİTESİ GÜZEL SANATLAR FAKÜLTESİ ATABUZ MÜZESİNDE ÜRETİLİYOR
     Erzurum’un Türkiye’nin doğusunda Anadolu’nun İpekyolu geçiş kavşağında konumlanan tarihi kadim bir kış kenti ve deniz seviyesinden 1850 metre yüksekliğinden kaynaklı yoğun kar yağışı ve soğukların yaşandığı bir yerleşim alanı olduğunu belirten Atabuz Müzesi, Proje Yöneticisi Atatürk Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa Bulat, “Erzurum, Türkiye’nin çatısı konumunda bir coğrafi özelliğe sahip. Heykel Bölümü’ndeki akademisyen, sanatçı ve öğrencilerin ellerinde biçimlenen buz kütlelerinden sanat yapıtları müzede üretilmekte. Atabuz Müzesi’nin buz üretim atölyesinde, 8 tane buz üretim makinesi bulunmakta ve her buz makinasında arıtılmış su kullanılarak,  100x 50×50 santim ölçülerinde, iki adet 220 kilogram ağırlığında iki adet şeffaf blok buz kütlesi üretiliyor. Arıtılmış su dolu sekiz adet buz makinası yaklaşık 12 gün sürede, üflemeli su motorları vasıtasıyla şeffaf ve transparan buz bloklar üretebiliyor. Bu üretilen şeffaf buz kütlelerini, eksi 5 derecede muhafaza edilen soğuk hava deposunda biriktirip daha sonra yapacağımız projelerde kullanılmak üzere dinlendirmeye alıyoruz. Tabi işimiz buzla olunca bunları yaparken ve sergilerken bulunduğumuz mekân eksi 5 derecenin altına düşmemesi gerekmektedir. Bu nedenle sanatçılar buz yontu çalışırken, ziyaretçilerde müzeyi gezerken yaz veya kış fark etmiyor, montlarını giyinmek zorundalar. Yazın sergiyi gezmeye gelenler genelde montsuz olduğu için Atabuz müzesinde, tamamen dezenfekte edinmiş montlardan ücretsiz temin edebiliyorlar” diye konuştu.
TÜRKİYE’DE BİR BENZERİ YOK
    Türkiye’de bir eşi ve benzeri olmayan Atabuz müzesinin dünyanın dört bir tarafından gelecek olan ünlü heykelcilerle sanat arenasına dönüşeceğini sözlerine ekleyen Prof. Dr. Bulat şunları söyledi:
    “Burası Türkiye’de ilk ve tek sanatsal buz müzesidir. Bu da Atatürk Üniversitemizin yeni nesil dönüşüm, tasarım projesi kapsamındaki destekleriyle hayata geçmiştir. Güzel Sanatlar Fakültesi, Anadolu’dan Asya’ya, Kafkasya’dan Batı’ya bir geçiş ve kavşak noktası konumunda olan Erzurum’un dışarı açılan uluslararası düzeye ulaşmış kapısı olacak. Atatürk Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Atabuz Müzesi, Avrupa, Orta Asya, Ortadoğu ve diğer komşularımızla sanatsal etkinlikler yapacağımız bir mekâna dönüşecek. Gelecekte Atabuz Müzesi, bölgemizi şehrimizi üniversitemizi, kültür – turizm ve sanat anlamında çok büyük sanat etkinlikleri organizasyonları gerçekleştirerek tanıtımını yapacak ve düzenlenecek büyük etkinlikler ile bölgemizin kültürel anlamda kalkınmasına katkı sunacaktır. Tüm dünya insanlarını Erzurum’da, burada buluşturacaktır. Çin in, Harbin kentinden kentimize buz yontu sanatçıları gelecek burada buzdan heykeller yapacak. Hatta Kuzey Avrupa ülkelerinden, İsveç’ten, Norveç ten, Danimarka’dan, Finlandiya’dan da buz yontu sanatçıları ülkemize, Atatürk Üniversitemize gelecek ve burada buz yontu organizasyonlarına dâhil olacaklar. Ayrıca şehrimizde tarihi, turistik mekanlara ve Palandöken Dağı’na da bu etkinlikleri taşıyacağız. Ayrıca sanat eğitimi alan lisans ve lisansüstü öğrencilerimiz de bu etkinliklere katılarak bu yabancı ülkelerden davet edilen sanatçıların sanatsal teknik birikimlerinden faydalanacak. Atabuz Müzesi projesiyle sanatsal faaliyet ve eğitim de bu anlamda eş zamanlı olarak aynı mekânda birlikte yürütülecek.”
SANAT İÇİN TÜRKİYE’DE ÖNEMLİ BİR ADIM
    Atatürk Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi bünyesinde sözleşmeli olarak çalışan ve Atabuz müzesinde görevlendirilen Suat Korkmaz, Atabuz müzesinin Türkiye’de yontu sanatı için atılan önemli bir adım olduğunu vurguladı. Bu yıl açılan “Cumhuriyet ve Çocuk” temalı serginin de çok beğenildiğini belirten Korkmaz, “Bizler burada, ‘Ağaç yaşken eğilir.’ Atasözü ile çocuklarımızın sanata bakış açısı, yaratıcılıklarını geliştirmeye yönelik ve ileride sanat için kendinde olan yeteneğini keşfetmesine, tasarıma, sanata ve sanatçıya vereceği değeri küçük yaşta aşılamayı amaçlamaktayız. Sergide, çocuklar için kaykay, denizatı, kaplumbağa, iglo ev, taka, Türkiye ve Atatürk, bağımsızlığın ve direnişin sembolü Nene Hatun konseptlerinin yer aldığı buz yontu eserlerimizle böyle bir karma sergi düzenledik. Eserlerimizi yaparken de sergilerken de hep eksi 5 derece soğukta çalışıyoruz. Buzları hızarlı elektrikli testereler ile yontarken bunun yanında keser, çekiç, elektrikli ütü ve elektrik ile çalışan freze gibi birçok teknik malzeme kullanarak oluşturuyoruz. Tabi eserlerimizi hayalimizden kâğıtlara tasarlayıp, daha sonra maketlerini yapıp, oradan da buzlara aktarıp yontarak dönüştürmeye başlıyoruz. Buz, kar malzemesi gibi değil. Karda anında projelerinizi üç boyutlu ekleyerek yapıp dönüştürebilirsiniz. Ya da olmayan bir yeri koparıp, yenisini yapabiliyorsunuz. Ancak buzda hataya ve geri dönüşüme yer yok. Çünkü eğer o kütle üzerinde bir kırılma ya da çatlaklık yaşarsanız, yeni bir kütle yapmaya mecbursunuz” dedi.
TERMAL İÇLİKLERİMİZ VAR
    Buz kütleleriyle, heykel bölümündeki akademisyen, lisans ve lisansüstü öğrencilerden oluşan sanatçı adayı ya da sanatçılar kendi sanat dillerine ve temalara uygun tasarımlar gerçekleştirdiğini söyleyen GSF Heykel Bölümü Dr. Öğr. Üyesi Caner Şengünalp ise “Bunları önce kâğıt üzerinde ardından belirli kolay malzemelerle maketlerini yapıyoruz. Tasarımlar ortaya çıktıktan sonra bunları buz üzerine aktarıyoruz. Herkes sergi temasına uygun  tasarımı burada buz malzemeyle gerçekleştiriyor. Buz gibi havada bazen 8 ila 10 saat kalabiliyoruz. Mecburen kalın giyinmek zorundayız. Termal içliklerimiz bile var onlar bizi soğuktan bir nebze olsun koruyor. Pandemi koşullarında ve soğuk havaya rağmen, buz heykel sergimize sağ olsun halkımız büyük ilgi gösteriyor, ilgilerini esirgemiyorlar. Erzurum halkı gerçekten sanata değer veren ve açılan yeni ufukları merakla izlemeyi seven bir topluluk. Biz de sürekli yeni şeyler ortaya koyarak, onların beğenisine sunmaya çalışıyoruz” diye konuştu.
ATABUZ MÜZESİNDEKİ BUZ HEYKEL SERGİSİNİ GEZENLER BÜYÜLENİYOR
    Sanatçıların ellerinde çeşitli figürlere dönüştürülerek hayat bulan buz kalıplarını görenler adeta büyüleniyor. Birbirinden muhteşem sanat eserlerini tek tek inceleyen ve sanatçılardan bilgi alan vatandaşlardan Berna Akçıl Aydın, “Sergiyi gezmek için ailecek geldik. Sergi tek kelime ile muhteşem, yapanların ellerine sağlık. Daha önce gezmemiştim, ilk defa geziyorum. Sergiyi gezerken üşümemek ve kaymamak için dikkat etmek gerekiyor” diye konuştu.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
-Buz sergisini gezmeye gelen bir aileden görüntü
-Buz sergisinden detay görüntüler
-Berna Akçıl Aydın ile röp
-Hakan Aydın ile röp
-Caner Şengüalp ile röp
-Buzdan heykelin yapım aşaması
-Buzların dondurulma aşaması
-Buzların kalıplardan çıkarılması
-Buzların fazla parçalarının kesilmesi
-Mustafa Bulat ile röp
-Suat Korkmaz ile röp
-Aileleriyle sergiye gelen çocukların görüntüsü

Haber-Kamera: Turgay İPEK / ERZURUM, (DHA)

==================================

PALANDÖKEN SÖMESTR TATİLİNE HAZIR

AVRUPA’nın en uzun pistlerine sahip Palandöken Kayak Merkezi yarı yıl tatiline hazır. Otel işletmecileri her yıl olduğu gibi bu yılda tatil öncesi rezervasyonların yoğun bir şekilde devam ettiğini belirtti.
    2011’de Dünya Üniversiteler Kış Oyunları ve 2017’de ise 13’ncü Avrupa Gençlik Olimpik Kış Festivali’nin yapıldığı Palandöken son model tesislerle donatılmış durumda. Her keseye uygun fiyatların yer aldığı Palandöken’de ikisi Uluslararası ve en uzunu 12 kilomletre olmak üzere 20 ayrı pistte, aynı anda 15 bin kişinin rahatlıkla kayak yapabiliyor. Palandöken’in yakıcı güneşi, toz karı, gece kayağı için ışıklandırılmış pistleri ve muhteşem doğası ile yerli ve yabancı turistleri adeta büyülüyor.
    Palandöken’deki bir otelin müdürü Nuh Seçer, yarıyıl tatilinin bu sene 3 periottan oluştuğunu belirterek şunları söyledi:
    “İlk hafta doluluk oranımız yüzde 70 civarında. İkinci ve üçüncü hafta içinde otelimiz yavaş yavaş dolmaya başlıyor. Tahminen sömestr tatilinde yüzde 85 oranında bir doluluk ortalamasıyla geçireceğiz. Palandöken’de 1 Aralık itibariyle kayak yapılmaya başlanmıştı. Şu günlerde özellikle son üç gündür yağan kar pistleri mükemmel bir hale getirdi. Bu kar yağışı devam ettiği sürece Mart ayının sonuna kadar Palandöken’de bütün pistler açık olacak. Otelimize ait çam ağaçlarının arasındaki özel pist uzunluğu yaklaşık 12 kilometre, Palandöken, Konaklı olmak üzere toplamda ise 70 kilometre. Burayı tercih edecek olan misafirler Palandöken ile birlikte Konaklı kayak merkezini kullanırlarsa tamemen dünyanın en büyük kayak merkezinde kaymış olacaklar.”
AY IŞIĞINDA KAYAK KEYFİ
     Palandöken Kayak Merkezi`ne gelen tatilciler, otellerin ışıklandırdığı pistlerde ay ışığı altında kayak yapıyor. Gece kayağının çok romantik olduğunu vurgulayan kayakseverler, kendilerini kayan bir yıldıza benzettiklerini söyledi.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
-Kayak yapan yerli yabancı misafirler
-Telesiyejden görüntü
-Nuh Seçer ile röp

Haber-Kamera: Turgay İPEK / ERZURUM, (DHA)

==================================

Piknik yaparken fabrika kurmaya karar verdiler, 14 ülkeye ihracat yapıyorlar

TOKAT’ta iş insanı Ersin Zülfikaroğlu ve İnşaat Mühendisi İrfan Sağlam birlikte birlikte piknik yaptıkları sırada dekoratif kültür tuğlası fabrikası kurmaya karar verdi. İki arkadaş Tokat Organize Sanayi Bölgesinde ortak olarak işe başladı. Ürettikleri ürünlere Tokat’ın kültürel değerlerinin ismini veren iki arkadaş Kenya, Güney Afrika, Gürcistan, Azerbaycan, Irak, İran, Romanya ve Bulgaristan başta olmak üzere 14 ülkeye ihracat yapıyor.
Tokat’ta iş insanı Ersin Zülfikaroğlu ve İnşaat Mühendisi İrfan Sağlam 6 ay önce birlikte piknik yaparken dekoratif kültür tuğlası imalatı fabrikası yapma yönünde fikir birliği oluşturdu. İki arkadaş ertesi gün araştırmalara başlayarak üretim için gerekli araç ve gereçleri temin etti.  Tokat Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Ali Çelik’in de yardımlarıyla Tokat Organize Sanayi Bölgesi’nde kısa sürede fabrikalarını kurarak imalata başladı. Ardından da Kenya, Güney Afrika, Gürcistan, Azerbaycan, Irak, İran, Romanya ve Bulgaristan başta olmak üzere 14 ülkeye ihracata başladı. 
İş fikrinin piknikte akıllarına geldiğini söyleyen insanı Ersin Zülfikaroğlu “Ortağım ile birlikte 6 ay önce pikniğe gitmiştik. Günlük hayattan sohbet ederken, ben hiç unutmuyorum. İrfan bey bir sandalyede oturuyordu. Benim de arkam dönüktü. Arkam dönük bir şekilde ‘İrfan gel taş üretelim’ dedim. İrfan bey sadece şunu söyledi. Sen istiyorsan her türlü yanındayım dedi. Biz o günün sabahı hiç bir şeyin hesabını kitabını yapmadan arabamıza bindik ve 3 gün boyunca covid nedeniyle arabada yatmak zorunda kaldık. İkinci günü hemen makinelerimizi aldık. Burada fabrikamızı tuttuk. Ticaretimize başlamış olduk” dedi.

‘TALEPLERE YETİŞEMİYORUZ’
Şimdi taleplere yetişemediklerini ifade eden Zülfikaroğlu “Ürünlerimiz piyasada kültür tuğlası ve kültür taşları olarak geçiyor. Türkiye’de kurumsal firma olarak bunu yapan 3 firma vardı. Tokat’ta biz de 4’ncü kurumsal firmamızı açtık.  Ürünlerimiz tamamen kendi modellerimizdir.  Doğadaki tüm taşları kopyalayıp, yapay şekillerini üretebiliyoruz.  6 aylık bir firma olmamıza rağmen yoğun bir çalışmamız var.  Ürünlerimizi göndermiş olduğumuz firmalardan aldığı olumlu yanıtlar sayesinde şu anda Türkiye’de 34 tane bayimiz var. Yurt dışında da 14 ülkeye ihracat yapıyoruz. Şu an ise taleplere yetişemiyoruz” diye konuştu.

TOKAT’IN KÜLTÜREL DEĞERLENDİRİNİN İSİMLERİNİ VERDİLER
Ürünlere Tokat’ın kültürel isimlerini söyleyen, Zülfikaroğlu  “Biz özel bir şey yapmak istedik. Ortağım ile biz Tokat’ı seven 2 iş insanı olarak bunu başarırsak Tokatımızın temsili olsun. Yurt dışına açılırsak Tokatımızın isimlerini orada duyuralım istedik. Ürünlerimize Almus, Çamiçi, komana, bedesten serimiz var.  Yurt dışından beni arayan müşterim olduğunda Almus nedir dediğinde benim çok hoşuma gidiyor. Arkadaşlarımızdan çok olumlu tepkiler aldık.  Bizi tebrik edenler oldu” dedi.

‘ANADOLU’DAN ÇIKMASI  BİZİ ÇOK HEYECANLANDIRIYOR’
Tokat Ticaret Sanayi Odası Başkanı Ali Çelik ise, “Bizler de bu kadar çok tutulacağını ve ilgi göreceğini beklemiyorduk. Arkadaşlarımız da beklemiyordu. Güzel bir ARGE çalışması ile iyi bir sonuç elde edilmiş. Ben kendilerini kutluyorum. Bizi heyecanlandırdı, çok kısa bir sürede hem Türkiye’de bir çok ilde bayilik oluşturdular. Hem de 14 ülkeye ş uanda ihracat yapıyorlar. Ülkemizin genç girişimcilere ihtiyacı var. Artık bu tür güzelliklerin ülkemizden özellikle Anadolu’dan çıkması  bizi çok heyecanlandırıyor” diye konuştu.

Görüntü Dökümü:
-Fabrikadan görüntüler
-Üretilen ürünlerin görüntüleri
-Zülfkaroğlu’nun açıklamaları
-TSO Başkanın açıklamaları

Haber-Kamera: Fatih YILMAZ-Halil İbrahim YEL/TOKAT,(DHA) 

============================

SİVAS’TA AKARSU VE GÖLLER DONDU

SİVAS’ta sıfırın altında 18 dereceye kadar inen soğuk hava akarsu ve gölleri de dondurdu. Kent genelinde birçok göl buz tuttu. Yüzeyleri donan Ulaş Gölü’nde meraklılar buz üzerinde gezinerek, semaverde çay keyfi yaptı. Kent merkezi yakınındaki Serpincik Göleti de tamamen donarken, Türkiye’nin en uzun nehri Kızılırmak’ın kent merkezinden geçen bölümleri yüzeyde oluşan buzlanma ile beyaz bir görüntüye büründü.
Kent genelinde kar yağışının ardından 1 haftadır etkili olan soğuk havalar hayatı olumsuz etkiliyor. Sivas’ın Ulaş ilçesinde hava sıcaklığının sıfırın altına düşmesiyle, Ulaş Gölü’nün yüzeyi tamamen buz tuttu. 2016 yılında “Ulusal Öneme Haiz Sulak Alan” olarak tescillenen Ulaş Gölü’nde barınan yerli ve göçmen kuşlar ile gölde yaşayan sakarmeke kuşları ve yaban ördekleri bu durumdan olumsuz etkilendi. Kış mevsiminin gelmesiyle yiyecek bulmada sıkıntı yaşayan kuşların, bir bölümünün buzla kaplı suda toplu halde açık alan bulmaya çalıştıkları görüldü. İlçe halkı tarafından mesire alanı olarak kullanılan göl ve çevresi bembeyaz görüntüsü ile kartpostallık manzaralara sahne oldu. İl merkezinde ise 10 kilometre uzaklıktaki Serpincik Göleti’nin yüzeyi buzla kaplandı. Göl yüzeyince buz nedeniyle çeşitli şekiller oluştu. Türkiye’nin en uzun nehri konumunda bulunan Kızılırmak’ın kent merkezinden geçen kısımlarının da yüzeyi buzla kaplandı. Nehir yatağı, beyaz bir görüntüye kavuştu.

‘GÖLÜMÜZ KIŞ AYLARINDA DOĞAL GÜZELLİKLERE EV SAHİPLİĞİ YAPIYOR’
Ulaş ilçesinde yaşayan ve manzaraya karşı kahve içmek için göle gelen Gökhan Güneş(34), “Ulaş ilçesi Sivas’ın en yakın ilçelerinden birisi. Gölümüz kış aylarında bu şekilde donarak doğal güzelliklere ev sahipliği yapıyor. Doğa fotoğrafçılarını, günübirlik ailecek gelmek isteyen misafirlerimizi burada konuk ediyoruz. Bizler de göl böyle donduğu zaman güzel havadan istifade ederek burada çay demleyip, kahve içip doğal güzelliklerin tadını çıkarmaya çalışıyoruz. Güzel bir göl, güzel bir ilçe ve yaban hayvanlarına da ev sahipliği yapmakta. Her yerde olduğu gibi Sivas’ta da küresel ısınmanın etkilerini gösterdi.  Kar yağışı çok geç geldi. Kar yağışı yeni başlamıştı ve son birkaç gündür don yaptı. Hızlı soğuyan havanın etkisiyle de gölümüzde hızlı bir şekilde dondu. Bizler de bunun tadını çıkarmak için buralara geldikö dedi.
 Serpincik Göleti çevresinde gezinen Osman Temizsoy ise, “Serpincik köyünde yaşıyorum. Bu göletle yazın tarlalarımızı suluyoruz. Kışa doğru suyun doluluk oranı artıyor. Şu anda zaten gölet donmuş. Biz de  geliyoruz her kış geziyoruz buralarda” diye konuştu.

Görüntü Dökümü:
-Ulaş gölünden dron ve detay görüntüleri
-Serpincik Göleti’nden dron ve detaylar
-Kızılırmak’tan dron görüntüleri
-Ulaş gölünde çay keyfi yapanlar
-Göl yüzeyinde yürünmesi
-Röportajlar

Haber-Kamera: Hüsnü Ümit AVCI-Arife Defne ARSLAN/SİVAS, DHA

================================

SON YAĞIŞLAR KONYA OVASI’NDA ÇİFTÇİYE CAN SUYU OLDU

TÜRKİYE’nin tahıl ambarı olarak bilinen ve kuraklık tehlikesiyle karşılaşan Konya Ovası’nda son yağışlar çiftçiyi sevindirdi. Karatay Ziraat Odası Başkanı Rıfat Kavuneker, “Son yağışlar yüzümüzü güldürdü. Psikolojimiz düzeldi. Allah bereketini artırdı. Kar lokal; bazı yerlerde var, bazı yerlerde yok. Ama yağış genelde iyi. Biz rahat bir nefes aldık. Yağış olmadığında çiftçi sahaya inip gübre gibi işlerine bakmıyordu. Yağış olduktan sonra sahaya indi, gübre alayım diye tüccara gitti, 2 bin 400 lira olan gübrenin fiyatı 2 bin 900 liraya çıktı.  Tüccar, bu çiftçinin sırtından bu kadar parayı kazanmayı bıraksınlar.” dedi. 
2 milyon 200 bin hektarlık ekim alanına sahip Konya’da, yılda yaklaşık 2,5 milyon ton buğday üretiliyor. Bu nedenle ‘Türkiye’nin tahıl ambarı’ olarak bilinen ve kuraklık tehlikesiyle karşılaşan  Konya Ovası’nda son yağışlar çiftçiye can suyu oldu. 
‘SON YAĞIŞLAR CAN SUYU OLDU’ 

Karatay ilçesinde çiftçilik yapan Sıtkı Çetinkaya, son yağışlar sayesinde üretim dönemini yüzde 20 zararla atlatacaklarını belirtti. Çetinkaya, “Bu yağışlarından dolayı ne kadar şükretsek az. Çünkü çok ihtiyacımız vardı. Bu yıl çok kuraklık yaşadık. Ekilen tohumlarda, yağış olmaması nedeniyle yüzde 20’ye yakın bir hasar oluştu. Bu yağışlar, tohumların tekrar çimlenmesi için faydalı oldu. Özellikle 4 ve 5’inci aylarda toprağın yağışa ihtiyacı var. Yağış devam ederse biz bunu yüzde 20 hasarlı atlatmış olacağız. Son yağışlar bizim için bir can suyu oldu. Çok bereket getirdi. Yağış olmasaydı çiftçi çok büyük sıkıntıdaydı. Yağış olmasaydı yeraltı sularında büyük bir sıkıntı yaşayacaktık.” diye konuştu. 
“RAHAT BİR NEFES ALDIK”
Karatay Ziraat Odası Başkanı Rıfat Kavuneker, son yağışlarla çiftçinin biraz rahat nefes aldığını belirtti. Kavuneker, “Çiftçi çok dardaydı. Son yağışlar yüzümüzü güldürdü. Psikolojimiz düzeldi. Allah bereketini artırdı. Kar lokal; bazı yerlerde var, bazı yerlerde yok. Ama yağış genelde iyi. Biz rahat bir nefes aldık. “dedi. 
GÜBRE FİYATINI YÜKSELTEN TÜCCARLARA TEPKİ 
Yağışlarla birlikte gübre fiyatların arttığını ifade eden Kavuneker, fiyatları artıran tüccarlara tepki gösterdi. Kavuneker şunları söyledi: 
“Yağış olmadığında çiftçi sahaya inip gübre gibi işlerine bakmıyordu. Yağış olduktan sonra sahaya indi, gübre alayım diye tüccara gitti, 2 bin 400 lira olan gübrenin fiyatı 2 bin 900 liraya çıktı.  Tüccar, bu çiftçinin sırtından bu kadar parayı kazanmayı bıraksınlar.  Ne oldu da zam yaptınız?  Bugün tekrar mesajlar geldi 3 bin 100 lira yapacağız diye. Üretim yapmayın mı diyorsunuz? Üretim yapmayın diyerek çiftçiyi  tehdit ediyorsunuz? Kazancınız helal olsun; ama bu fahiş fiyatlarla bu iş olmaz. Sizin aldığınız gübrenin, deponuza indirdiğiniz gübrenin fiyatlarını da biliyoruz. Bu çiftçiye yazık, etmeyin bu çiftçiyi üretimden kaçırmayın. Eğer bu çiftçiyi üretimden kaçırırsanız. Hepimiz ülke olarak aç kalırız. Biz bin 850 liraya buğday sattık. Şu an buğday piyasada 2 bin 250 lira. Buğday, gübre kimin elinde esnafın, tüccarın elinin altında.  Bizim kimsenin kazancında da gözümüz yok.  Ama 2 bin 400 liralık gübre, ne değişti de 2 bin 900 lira, 3 bin lira  oldu? Talep artınca mı böyle oldu? Yazıktır, günahtır, bu çiftçi, gübreyi 3 bin liraya nasıl alacak? Daha baharda yağışın olup, olmayacağı belli değil. Ama gübre fiyatları biran da yükseldi. Yazık ediyorlar bu çiftçiye ve ülkeye. Bir an önce tedbir alınması lazım. Yoksa bu çiftçi sahadan çekilecek. Lütfen herkes vicdanını dinlesin.” 

Görüntü Dökümü 
——————
– Drone ile tarladan detay
– Çiftçilerden detay 
– Sıktı Çetinkaya röp.
– Rıfat Kavuneker röp. 

Haber- Kamera: Hasan DÖNMEZ- Salih BÜYÜKSAMANCI KONYA DHA))

==================================================

VAN’DA KARLA ZORLU MÜCADELE

VAN’da kar yağışı nedeniyle kapanan 261 yerleşim yeri yolunun yeniden ulaşıma açılması için Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı karla mücadele ekipleri yoğun bir çalışma başlattı. Kent genelinde 379 kişilik ekip ve 195 araçla çalışmalar yürütülürken, İpekyolu ilçesine bağlı 12 mahallenin bulunduğu Ortanca grup mahalle yolunda yer yer bir metreyi bulan karları temizlemek için çalışma yapan ekipler, zaman zaman zor anlar yaşadı.

Van ve ilçelerinde etkili olan kar yağışının durmasının ardından kapalı olan mahalle ve mezra yolları, Büyükşehir Belediyesi  Fen İşleri Daire Başkanlığına bağlı karla mücadele ekipleri tarafından açılıyor. Çalışmalar 379 kişilik ekip ve 195 iş makinesiyle yürütülürken, kapalı olan136 mahalle ve 125 mezra yolunun açılması için hummalı bir çalışma yürütülüyor. Kar kalınlığının yer yer 1 metreyi aştığı İpekyolu ilçesine bağlı Ortanca grup mahalle yolunda çalışma yapan ekipler, zaman zaman zor anlar yaşıyor.  Yolları açılan mahalle sakinleri, Büyükşehir Belediyesi ekipleri sayesinde kış mevsiminde yolların hiç kapanmadığını söyledi.

Büyükşehir Belediye ekipleri, kent merkezinde de 182 kişilik ekiple kar temizleme çalışmasını aralıksız sürdürüyor. 

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
——————————
-Drone ile karla mücadele ekiplerinden genel görüntüler
-Kapalı yalları açan karla mücadele ekiplerinden detaylar
-Muhabir anonsu
-Yolları açılan vatandaş ile röportaj
-İş makinalarının yol açma çalışmaları
-Drone ile çalışmalardan görüntü
-Yol açma çalışması yapan ekiplerden detaylar

Behçet DALMAZ-Orhan AŞAN/VAN, (DHA)
======================

HAKKARİ’DE, 2020’DE KADIN CİNAYETİ İŞLENMEDİ

HAKKARİ Kadın Girişimciler Derneği ve Türkiye Odalar Borsalar Birliği (TOBB) Kadın Girişimciler Kurulu Başkanı Sevda Keskin, 2020 yılında 300 kadın cinayeti işlenirken, Hakkari’de tek kadının dahi öldürülmediğini söyledi. Keskin, “Ataerkil yapıya sahip olan toplumumuza rağmen geçmişten bugüne ilimiz özelinde kadına ayrı değer verilmektedir” dedi. 

‘Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’, 2020 yılı raporunu açıkladı. Rapora göre, geçen sene 300 kadın öldürülürken, 171 kadının ölümü de ‘şüpheli’ olarak kayıtlara geçti. Geçen yıl Türkiye’de Kırklareli, Zonguldak, Amasya, Tokat, Artvin, Ardahan, Bolu, Kırıkkale, Karaman, Bitlis, Yozgat ve Hakkari’de ise kadın cinayeti işlenmedi. Hakkari Kadın Girişimciler Derneği ve TOBB Hakkari Kadın Girişimciler Kurulu Başkanı Sevda Keskin, açıklanan rapora göre, Hakkari’de kadın cinayeti işlenmemesinin sevindirici olduğunu söyledi. 

‘İLİMİZDE KADINA AYRI DEĞER VERİLİR’
Kadınların, tarih boyunca toplumların çoğunda geri planda tutulduğunu anlatan Sevda Keskin, “Ezilmiş, horlanmış, cinayetten tecavüze, her türlü şiddete maruz kalmıştır. Genellikle aile içi tartışma, aldatma, kıskançlık, namus, geçimsizlik, ekonomik sorunlar, boşanma ya da boşanma talebi kadın cinayetlerinin arkasında yatan nedenlerdendir. 2020 yılında ilimizde kadın cinayetlerinin yaşanmaması sevindirici bir durumdur. Ataerkil yapıya sahip olan toplumumuza rağmen geçmişten bugüne ilimiz özelinde kadına ayrı değer verilmektedir” dedi.

‘KADIN KUTSAL VARLIKTIR’
Hakkari’de yerel radyonun genel yayın yönetmeni Hakan Taş ise kentte kadına verilen değerin örf, adet ve geleneklerle bağlantılı olduğunu söyledi. Taş, “Kadına verilen değer çok fazladır. Kadın sadece bir eş görevini yapmıyor. Kadın, her alanda etkilidir. Son yıllarda batıda yaşayanlar, Hakkari’den gelin alıyor. Kadına yönelik şiddet, sevgisizlikten yansıyor. Çünkü kadın başlı başına kutsal bir varlıktır. Bölgemizde kadına verilen değer devam ediyor. Bundan dolayı kadın şiddeti, kadın cinayeti yaşanmıyor” diye konuştu.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ 
—————————–
– Hakkari kent merkezinden genel görüntü
– Çarşı merkezinde gezenler
– Hakkari Kadın Girişimçiler Derneği Başkanı ve Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Hakkari Kadın Girişimciler Kurulu başkanı Sevda Keskin ile  röpörtaj
-Yerel radyo Genel Yayın Yönetmeni Hakan Taş ile röportaj
– Genel ve detaylar

Mehmet ÖZKAN/HAKKARİ, (DHA)

======================

============================================

ŞEHİDİN VASİYETİ YERİNE GETİRİLDİ; İSMİ CAMİDE YAŞATILIYOR

TÜRK Silahlı Kuvvetleri’ne ait Suriye’nin Azez kentindeki üsse, PKK/YPG’li teröristlerin havanlı saldırısı sonucu şehit olan Piyade Uzman Onbaşı Yunus Mermer’in (25), adının bir camide yaşatılması yönündeki vasiyeti yerine getirildi.  Oğlunun vasiyetinin yerine getirilmesinden mutluluk duyduğunu belirten Recep Mermer,  “Ben burayı sadece oğlum Yunus Mermer’in adını taşıdığı cami olarak görmüyorum. Fethi Sekin’lerin, Ömer Halisdemir’lerin ve nice yiğitlerimizin camisi olarak görüyorum. Burada ibadet edenlerden Rabbim, ibadetlerini binlerce ziyade etsin” dedi.
Suriye’nin Halep iline bağlı Azez’de bulunan Türk Silahlı Kuvvetleri’ne bağlı üsse PKK’lı teröristlerce 2019 yıl Ekim ayında düzenlenen havan saldırısı sonucu  Piyade Uzman Onbaşı Yunus Mermer’in de aralarında bulunduğu 5 asker yaralandı. Yaralı askerlerden Mermer, şehit düştü. Şehit Mermer’in,  çocukluk arkadaşına sözlü olarak ‘Eğer şehit olursam. İsmim bir camiye verilsin’ şeklindeki sözlü vasiyeti olduğu ortaya çıktı. Şehit babası Recep Mermer, o dönem taziye ziyaretine gelen  Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum’ a hatırlattı. Bakan Kurum’da vasiyetinin yerine getirileceğini belirtti. Şehit Mermer’in Meram İlçesi Yenice Mahallesi’nde adını taşıyan cami 15 Ocak Cuma günü Bakan Kurum’un da katıldığı törenle ibarete açıldı. 
“YUNUS MERMER VE TÜM ŞEHİTLERİMİZİN CAMİSİ”
Oğlunun vasiyetinin yerine getirilmesinden mutluluk duyduğunu belirten şehit babası  Recep Mermer, şunları söyledi:
“Ben burayı sadece oğlum Yunus Mermer’in adını taşıdığı cami olarak görmüyorum. Fethi Sekin’lerin, Ömer Halisdemir’lerin ve nice yiğitlerimizin camisi olarak görüyorum. Burada ibadet edenlerden rabbim, ibadetlerini binlerce ziyade etsin. Şehit annesi ve babası olmak ayrı bir gurur ayrı bir onur; ama böyle güzel bir yerde isminin yâd edilmesi bizleri de ayrıca onurlandırıyor. “

OĞLUM YANIMDAYMIŞ GİBİ NAZAM KILIYORUM 

Recep Mermer, oğlunun adını taşıyan camide namaz kılarken, adeta oğlunun yanında olduğunu hissettiğini belirtti. Mermer, “Bu cami diğer şehit ailelerine de teselli kaynağı oluyor. İçerisinde namaz kılarken evladınız yanınızdaymış gibi sizle beraber namaz kılıyormuş gibi öyle duygular yaşıyorum. Biz burayı kesinlikle kendi evladımızın olarak görmüyoruz. Burası Yunus Mermer ve tüm şehitlerimizin camisi, rabbim onların isimlerini yaşatmayı da nasip etsin” dedi.

HATIRASI HEP YANIMIZDA 
Recep Mermer, şehit oğlunu şu sözlerle anlattı:
“Yunus, sevimli, güleç yüzlü, kimseye kırgınlığı olmayan, arkadaş canlısı, muhabbet ehli bir çocuktu. İzne gelirdi ‘biz otur yüzünü görelim’ derdik. O, ‘arkadaşlar bekliyor baba’ derdi. Allah kendisinden razı olsun bizi hiç mahcup ve mahzun etmedi. Genç olmasına rağmen içinde bir vatan aşkı vardı. Hatırası her zaman yanımızda. İşte geldik gidiyoruz. Rabbimin huzuruna bize de böyle anlı şanlı çıkmayı nasip etsin.”  

Görüntü Dökümü:
 Caminin dışından detay
– İçinden detay
-Şehit babası detay ve röp. 

Haber- Kamera: Salih BÜYÜKSAMANCI KONYA (DHA)

================================================

 

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
vir_sl_
Virüslü

Tamamen Ücretsiz Olarak Bültenimize Abone Olabilirsin

Yeni haberlerden haberdar olmak için fırsatı kaçırma ve ücretsiz e-posta aboneliğini hemen başlat.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Uygulamayı Yükle

Uygulamamızı yükleyerek içeriklerimize daha hızlı ve kolay erişim sağlayabilirsiniz.

Giriş Yap

Haberolduk.com - Son Dakika Haberler ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!