1) DENİZİ OLMAYAN MANİSA’DAN DÜNYAYA BALIK İHRACI
MANİSA’nın baraj göletlerinde yetiştirilen alabalıklar, dünyanın dört bir yanına gönderiliyor. Üretiminin yüzde 80’i ihraca giden Manisa’nın alabalığı, Türk sofralarının yanı sıra Hollanda, Almanya, İtalya, Rusya ve Amerika ve Arap ülkelerinin sofralarında da yer alıyor. Manisa Tarım ve Orman Müdürü Metin Öztürk, balık ihracatında önemli yere sahip olan kentte, ülkeye 1 milyon dolar döviz girdisi sağladıklarını söyledi.
Denize kıyısı olmamasına rağmen Türkiye’de önemli yere sahip olan Manisa’nın baraj göletlerinde yetişen balıklar, Avrupa başta olmak üzere dünya sofralarını lezzetlendiriyor. Tarım ve Orman Bakanlığı desteği ile alabalığa karşı ilginin her geçen yıl arttığı Manisa’da, baraj göletlerinde kurulan tesislerde geçen yıl 838 ton alabalık, 160 ton aynalı sazan yetiştirildi. Belirli boya ulaştıktan sonra Karadeniz’deki balık tesislerinde işlenen alabalıklar, Türk somonu olarak da ihraç edildi. Alabalık üretiminin yüzde 80’i ihraç edilirken, balıklar Hollanda, Almanya, İtalya, Rusya ve Amerika ve Arap ülkelerine gönderildi. İhracata karşılık, ülkemize 1 milyon dolar döviz girdisi sağlandı.
‘TÜRK SOMONUNUN BÜYÜK KISMI RUSYA’YA GİDİYOR’
İl genelindeki en büyük alabalık üretim tesislerinin bulunduğu Soma Sevişler Baraj Gölü’nde alabalık tesisi bulunan Su Ürünleri Yüksek Mühendisi Ahmet Abdullahoğlu, 500 kapasitelik alabalık ve sazan tesisinde yılda ortalama 300 ton alabalık ve 30 ton kadar sazan üretimi gerçekleştirdiğini söyledi. Dr. Abdullahoğlu, “Yaptığımız üretimin bir kısmını iç piyasada, büyük bir kısmını da ihracatçı firmalar aracılığıyla Hollanda, Almanya, İtalya, Rusya, Arap ülkeleri ve hatta az da olsa ABD’ye ihraç ediyoruz. Bu sene yerli somun olarak 50 tonluk üretim yaptık. Türk somonunun büyük kısmı özellikle Rusya’ya gidiyor. Ayrıca iç pazarda Ege, Akdeniz ve Marmara bölgelerinde tüketiyoruz” diye konuştu.
‘BİR PAZAR KAPANDI, FARKLI BİR PAZAR AÇILDI’
Koronavirüsün alabalık pazarını hem içerde hem de dışarıda etkilediğini belirten Abdullahoğlu, “Alabalık protein bakımından çok zengin. Koronavirüse karşı bağışıklık sistemini güçlendirmede önerilen besinlerin başında gelen bir ürün. Geçen yıl koronavirüsün başlamasıyla toplu yemek yerlerinin kapanmasından dolayı hem Türkiye hem de Avrupa pazarında kayba uğradık. Fakat zamanla tüketim şekli değişti, herkes kendi evinde balık pişirmeye başladı. Bu da yeni pazarın ortaya çıkmasını sağladı. Ülkemize döviz sağlayan böyle bir üretimin içinde olmak kendi adıma gurur verici” diye konuştu.
‘1 MİLYON DOLAR DÖVİZ GİRDİSİ SAĞLIYORUZ’
Tarım ve Orman İl Müdürü Metin Öztürk, denize kıyısı olmayan Manisa’nın balık ihracatında önemli yere sahip olduğunu kaydetti. Öztürk, şöyle devam etti:
“Manisa denize kıyısı olmayan il olmasına rağmen balık yetiştiriciliğinde önemli üretim kapasitesine sahip. Özellikle Alabalık üreticiliğinde üretimimizin yüzde 80’ini ihraç ediyoruz. Bu önemli bir unsur. Geçen yıl 838 ton alabalık yetiştiriciliğimiz, 160 ton aynalı sazan, bunun yanında akvaryum balıkları 200 ton tıbbi sülük üretimi var. İlimizde yetiştirdiğimiz alabalığın şöyle önemi var. Burada belli büyüklüğe kadar yetiştirilen alabalıklar, daha sonra Karadeniz’deki tesislerde daha bir büyüklüğe ulaştıktan sonra Türk somonu olarak ihraç ediliyor. Buna karşılık ülkemize 1 milyon dolar döviz girdisi sağlıyoruz.”
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
-Alabalık tesisinden detay
-Alabalıklardan detay
-Alabalık tesisi bulunan Su Ürünleri Yüksek Mühendisi Dr. Ahmet Abdullahoğlu’nun konuşması
– Manisa Tarım ve Orman İl Müdürü Metin Öztürk’ün konuşması
Haber-Kamera: Ersan ERDOĞAN/ MANİSA, (DHA)
======================
2) MERSİN’DE MİNİBÜSÇÜLER ARASINDA HAT KAVGASI; KORKU DOLU ANLAR
MERSİN’de, aynı güzergahta çalışan 2 ayrı minibüs kooperatifi arasında ‘yolcu alma’ meselesi yüzünden çıkan kavgada, Kazanlı Minibüsçüler Kooperatifi üyesi Uğur Yorulmaz (26) darbedildi, minibüsünün camları kırıldı.
Merkez Akdeniz ilçesi Kazanlı-Çarşı güzergahında çalışan Kazanlı Minibüsçüler Kooperatifi ile yine aynı istikamet üzerinde bulunan bir minibüs kooperatifi üyeleri arasında ‘yolcu alma’ konusunda zaman zaman çıkan kavgalar 25 yıldır sürüyor. 16 Nisan Cuma günü yaşanan kavgada, Kazanlı-Çarşı güzergahında çalışan minibüs şoförü Uğur Yorulmaz darbedildi, aracının camları kırıldı. Polis ekipleri, saldırıdan sonra kaçan şüphelileri yakalamak için çalışma başlattı.
‘YOLCULARIN ÜZERİNE CAMLAR DÜŞTÜ’
10-12 kişi tarafından darbedildiğini söyleyen Yorulmaz, “Cuma günü Ataş yolunda yolcuya durdum. Yolcuyu almak isterken aynı hattaki minibüsün şoförü aracından inerek bana doğru koştu. ‘Neden yolcu alıyorsun’ diye tehditler savurdu. Doğal hakkım olarak yolcuyu alıp devam ederken bir kez daha önümü kesip tehdit etti. Hemen olayı polise bildirdim. Seferimi tamamlayıp dönerken bir kez daha önümü kestiler. Arabamda çocuklar, kadınlar vardı. Cam parçalarından elleri kesilen kadınlar oldu. Bu sürekli yaşadığımız bir olay. Aracıma sopalarla, kesici aletlerle saldırdılar. Tişörtüm parçalandı, üzeri kan oldu. Aşağı inmedim. İnmiş olsaydım belki şu an burada olmayabilirdim. Yolcuları korumak için arka tarafa geçtim. Aracımın ön camı patladı. Sıkıntısız bir şekilde atlattık, daha kötüsü de olabilirdi. Buna da şükür” dedi.
YOLCU İÇİNDE SALDIRI
Aynı hatta geçen yıl darbedilen minibüs şoförü Murat Demirkol (32) ise, “1 sene önce de olay başıma geldiğinde yolda küçük bir tartışma ve tehditle başlamıştı. 5-6 kişi demirle sopalarla aracımın içine girerek ben direksiyon başındayken kafama vurdular. Yolcuların içinde beni tehdit edip yaraladılar. Bir sene sonra görüyorum ki değişen bir şey yok. Biz sert tedbirlerin uygulanmasını istiyoruz” diye konuştu.
‘OLAYLARI BELLİ BİR GRUP YAPIYOR’
Kazanlı Minibüsçüler Kooperatifi Başkanı Mehmet Serin de artan soruna çözüm bulunması için çağrı yaptı. Olayların belli bir grup tarafından yapıldığını kaydeden Serin şunları söyledi:
“Yaklaşık bir senedir sessizlik hakimdi. Bu olayları yapan kooperatiften 10-12 kişilik bir grup. Görüntüler incelendiğinde olayları yapanların aynı kişiler olduğu görünecektir. Bu olaylara karşı emniyet ve belediye yetkililerimiz ellerinden geleni yapıyor. Ben gereğinin yapılacağını ve hak ettikleri cezayı alacaklarına inanıyorum.”
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
————————-
-Şoförler arasında yaşanan kavga (arşiv)
-Kavga anının cep telefonu görüntüsü
-Saldırıya uğrayan minibüs detay görüntü
-Uğur Yorulmaz röp
-Murat Demirkol röp
-Mehmet Serin röp
Haber-Kamera: Soner AYDIN/MERSİN, (DHA)
=========================
3) UÇURTMA KURBANININ ANNESİNDEN FURKAN’A DESTEK
ADANA’da yüksek gerilim hattının tellerine takılan uçurtmasını, alüminyum çubukla kurtarmaya çalışırken elektrik akımına kapılıp 2 kolu dirsek altından, 1 bacağı ise diz üstünden kesilen Furkan Dal’ın (14) ailesi, 1 milyon 60 bin TL maliyeti olan protezi alamadı. Furkan Dal’a bu süreçte bir destek de benzer bir olayda 30 Nisan 2020 günü arkadaşının uçurtmasını yüksek gelirim hattından kurtarmaya çalışırken elektrik akımına kapılan, 14 gün sonra da hayatını kaybeden Dilara Ünal’ın (12) annesi Zahide Ünal’dan geldi. Furkan ve ailesini evlerinde ziyaret ederek moral veren Ünal, “Kızım, Furkan kadar şanslı değildi. Furkan’ın önünde uzun bir gelecek var. O, yeniden yürüyecekö dedi.
Merkez Seyhan ilçesi Akkapı Mahallesi’nde 7 Şubat’ta arkadaşının evlerinin damında oyun oynayan Furkan Dal’ın uçurtması, mahalle arasından geçen yüksek gerilim hattına takıldı. Uçurtmayı almak için kendi evlerinin damına çıkan Dal, yerde bulduğu alüminyum demiri tellere uzatınca elektrik akımına kapıldı. Arkadaşının yardım çağrıları üzerine Dal’ın kuzeni, ayağıyla tekme atarak akımdan kurtardı. Yere yığılan Dal, çağrılan ambulansla Adana Şehir Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne kaldırıldı. Yapılan ilk müdahalenin ardından Dal’ın 2 kolu dirsek altından, 1 bacağı ise diz üstünden kesildi. Tedavinin ardından protez kol ve bacak arayışına giren aile, 1 milyon 60 bin TL masrafla karşılaştı. Furkan’ın ev kadını annesi Züleya Dal (50), eşi Velit Dal’ı 2009 yılında trafik kazasında kaybettiğini ve 7 çocuğuyla akrabaları sayesinde geçindiklerini belirterek, protezlerin karşılanması için hayırseverlerden ve yetkililerden yardım istedi.
12 YAŞINDAKİ DİLARA, KURTARILAMAMIŞTI
30 Nisan gün 2020’de, Seyhan ilçesine bağlı İsmetpaşa Mahallesi’nde, arkadaşının uçurtmasını yüksek gelirim hattından kurtarmaya çalışırken elektrik akımına kapılan, 14 gün sonra da hayatını kaybeden Dilara Ünal’ın Zahide Ünal da kızının ölümünün ardından bu şekilde ölen ya da yaralanan birçok çocuk olduğuna dikkat çekerek ihmallerin önüne geçilmesini istemişti. Zahide Ünal, Furkan Dal’ın protez için yardım istediği haberin medyada yer almasının ardından Dal ve ailesini ziyarete gitti. Furkan Dal ile uzun süre sohbet eden ve başını okşayan Ünal bu sırada gözyaşlarına hakim olamadı.
‘KIZIM, FURKAN KADAR ŞANSLI DEĞİLDİ’
Olayı duyduğunda içinden ilk olarak ‘en azından nefes alıyor’ diye geçirdiğini kaydeden Ünal, “Durumu ağır ama tedaviyle bir nebze çözüme kavuşabilir. Umarım, güzel günler görecektir. Duyarsız insanlar olduğu kadar çok duyarlı insanlar da var. Ona yardım edecekler ve Furkan bu sayede yeniden yürüyecek. Onu görünce kızım aklıma geldi. Kızım, Furkan kadar şanslı değildi. İç organları yanmıştı. Furkan’ın önünde uzun bir gelecek var. Onun için herkes elinden geleni yapmalıdır. Bundan sonra ihmaller üzerinde durulsun. Yaz geliyor ve uçurtmalar çıkmaya başladıö dedi.
Ünal’ın ziyareti sonrası mutlu olduğunu kaydeden ve teşekkür eden Furkan Dal ise güçlü durmaya çalıştığını belirtti.
Görüntü Dökümü
————————-
-Furkan’dan genel detay
-Zahide Ünal’ın Furkan’ı görünce ağlaması
-Zahide Ünal röportaj
-Furkan Dal röportaj
-Zahide Ünal’ın kızının mezarından genel detay görüntüler *arşiv*
Haber: Can ÇELİK-Kamera: Yusuf KANTARLI/ADANA,(DHA)
=========================
4) YOĞUN BAKIMDAKİ RÜZGAR BEBEK İÇİN ZAMAN DARALIYOR
İZMİR’de yaşayan 11 aylık SMA Tip 1 hastası Rüzgar Samet Çiçek, hastalığının ilerlemesi nedeniyle 4 aydır yoğun bakımda yaşam mücadelesi veriyor. Günden güne kasları eriyen oğlunun nefes alabilmesi için boğazında delik açıldığını anlatan Çiçek ailesi, Rüzgar’ın yurt dışında gen tedavisi almasını istediklerini söyledi.
Bornova ilçesinde yaşayan İbrahim (41) ve Gülistan Çiçek (28) çiftinin, Damla Çiçek (10) ve Deniz Fırat Çiçek’in (2) ardından dünyaya gelen oğlu Rüzgar Samet Çiçek, SMA Tip 1 hastalığıyla mücadele ediyor. Sağlık Bilimleri Üniversitesi Dr. Behçet Uz Çocuk Hastalıkları ve Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde henüz 4 aylıkken teşhisi konulan Rüzgar bebek, hastalığının gün geçtikçe ilerlemesi üzerine yoğun bakımda gözetim altında tutuluyor.
HASTALIĞI HIZLI İLERLİYOR
Hastalığın hızlı ilerlediğini dile getiren anne Gülistan Çiçek, vakitlerinin giderek daraldığını belirterek, oğlunun sağlığına kavuşması için tüm hayırseverlere seslendi. Rüzgar’ın 4 aydır Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi yoğun bakım servisinde tutulduğunu anlatan Çiçek, “Rüzgar birkaç gün önce izolasyon odasına alındı. Tam taburcu olacağımızı düşünürken geçen gün ateşi 40 dereceye yükseldi. Antibiyotik tedavisine başlandı. 2 aydır oğlumun bakımı için eğitimler alıyorum. Ama hastalığı hızlı ilerliyor. 7 aya kadar boğazı delik değildi. Cihaz desteğiyle bakıyor ve nefes almasını kolaylaştırıyorduk. Ama 8 aylıkken boğazı delindi. Cihazlara bağlı ve burnundan mama alarak besleniyor” dedi. Rüzgar’ın bakımının giderek zorlaştığını belirten anne Çiçek, endişe duyduğunu belirterek şöyle konuştu:
“Gen tedavisi için bağış kampanyamıza destekler durmuş vaziyette. Yurt dışındaki tedaviden faydalanabilmesi için gerekli olan miktarın ancak yüzde 1,5’luk kısmını toplayabildik. Bugün alçı için ölçü aldılar. Bacağına korseler takılacak. Kasları zarar gördüğü için bacakları dönmeye başladı. Bir an önce kampanyamızın hızlanması gerekiyor. Vaktimiz az. Bu maalesef ölümcül bir hastalık. Bu mübarek ayda halkımız el uzatsın, oğlum acı çekmesin. Hemşirelerle banyosunu yaptırırken boğazından tüp çıktı. O an panik oldum. Beni odadan çıkarıp tüpü yeniden yerleştirdiler. Evde böyle bir durum olsa ne yaparım bilemiyorum. Annelerin işleri çok zor. Ne kadar eğitim de alsan hastaların bakımı zor. Tek başıma yapabileceğim bir şey değil.”
‘ÇOCUĞUMUZ GÖZÜMÜZÜN ÖNÜNDE ERİYİP GİDİYOR’
Bir baba olarak içinin kan ağladığını söyleyen İbrahim Çiçek ise, oğlunun acı çekmesine daha fazla dayanamadığını belirterek, “Size çektiğimiz acıları kolay anlatamayız. Benim çocuğumun boğazı delindi. Kafasında yaralar çıktı. Kalbi duruyor havaleler geçiriyor. Çocuğumuz gözümüzün önünde eriyip gidiyor ” dedi.
’20 MİLYON LİRA LAZIM’
Baba Çiçek, “Çocuğumu eve götürmek istiyorum, götüremiyorum. 4 aydır ablası, ağabeyi, annesi perişan olduk. 5 ayda ancak yüzde 1,5’luk destek topladık. Oysa 20 milyon lira para lazım. Bu ramazan ayında fitre, zekat, hayır, sadaka neyse elimizden tutun. Çocuğumuzun kampanyasını bitirelim. Çocuğuma ne zaman baksak gözünde yaş var. Ama sesi çıkmıyor. Boğazı delindiği için ses çıkaramıyor. Lütfen kampanyamıza valilik izni verilsin. Derdimize derman bulalım. Evde oksijen tüpü yok, jeneratör yok. Hastaneden çıkınca ne yapacağız? Şarjlı aspirasyon cihazına da ihtiyacımız var. Çünkü evdeki elektrikli. Elektrik gittiği zaman çocuğum tıkanır.”
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
-Rüzgar bebeğin hastane odasında çekilen görüntüleri,
-Anne ve babayla hastane bahçesinde detay görüntü,
-Gülistan Çiçek iler röp,
-İbrahim Çiçek ile röp.
Haber: Nevra UÇKAÇ- Kamera: Eda Ebru NANECİ / İZMİR, DHA)