Susuzluğa 4 gün dayanıklı yerli gen hayvancılıkta ihracat umudu
ÇUKUROVA Üniversitesi (ÇÜ) Ziraat Fakültesi Zooteknik Bölümü Hayvan Yetiştirme ve Islahı Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Nazan Koluman, çöl koşullarında bile yaşayabilen, 4 gün hiç su içmeden üretime devam edebilen ve neslini sürdürebilen yerli gen kaynakları sayesinde bu yıl Türkiye’nin hayvancılıkta kendine yetebilen ihracatçı ülke konumuna geleceğini kaydetti.
Dünyada ortaya çıkan kuraklıktan hayvanlar da olumsuz etkileniyor. Hayvanların kuraklıkla birlikte veriminin düşeceğini dile getiren ÇÜ Ziraat Fakültesi Zooteknik Bölümü Hayvan Yetiştirme ve Islahı Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Nazan Koluman, bunun önüne geçilebilmesi için çöl koşullarında üretim yapmanın öğrenilmesi gerektiğini belirtti. Koluman, “Yağmur yağmadığında doğa uyanmaz. Böylelikle meradaki yem bitkileri gelişmez veya kurakta yetiştiği için birim alandan 10 alacağımıza 1 almaya başlarız. Bu da hayvanın daha az yem yemesi ve daha az verim vermesine neden olur” dedi.
KURAĞA DAYANIKLI YEM BİTKİLERİ ÜRETİLMELİ
Çözüm olarak hızlı şekilde kuraklığa dayanıklı yem bitkileri üretilmesi ve yerli gen kaynaklarına yönelinmesi gerektiğini kaydeden Prof. Dr. Nazan Koluman, şöyle konuştu:
“İlk olarak kuraklığa dayanıklı yem bitkileri üretmemiz gerekiyor. Ortadoğu ülkelerinde olduğu gibi bizim çölde üretim yapmayı öğrenmemiz lazım. İkincisi bu koşullarda en iyi şekilde yaşayabilecek hayvanlara yönelmemiz gerekiyor. Bu da yerli gen kaynaklarımız olabilir. Çünkü bizim ülkemizde yetişen hayvanlarımızın verimi düşüktür ama en zor koşullarda bile yaşarlar ve size yaşayabileceğiniz kadar verim verebiliyorlar. Mesela yerli gen kaynaklarımız 4 gün hiç su içmeden üretime devam edebiliyorlar. Biraz azaltıyorlar ama devam ediyorlar. Örneğin Güneydoğu bölgesine gittiğinizde ivesi koyununun 45 derece sıcaklıkta güneşin altında yattığını ve hiçbir şey olmamış gibi geviş getirdiğini görürsünüz. Bu o hayvanın özelliğidir.”
YERLİ GEN KAYNAKLARIMIZ KURAKLIKTA AVANTAJLI
En yüksek sıcaklıkta bile yaşayabilen, neslini sürdürebilen ve verim alınan yerli gen kaynaklarının avantajlarını sıralayan Prof. Dr. Koluman, “Evet belki diğer yabancı ırklar kadar yüksek verim alamıyoruz ama her koşulda verim alıyoruz. Kurakta da verim alıyoruz, sıcakta da verim alıyoruz. Hatta bizim yürüyemediğimiz çöl koşullarında bile bu hayvanlar orada buldukları kaktüs ve benzeri odunsu bitkileri değerlendirerek et, süt ve döl verebiliyor. En önemlisi ölmüyorlar. Verim vermeye devam ediyorlar ki, bizim ileride en çok ihtiyacımız olan şey bu. Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli 2021 yılında ithalatı tamamen bitireceğini söyledi. Çünkü bizim artık yerli gen kaynaklarıyla veya ülkemize gelmiş olan ırklarla, anaçlarla damızlıkçı çiftlikleri oluşturup kendi yağımızda kavrulma zamanımız geldi. Bu yıl Türkiye hayvancılıkta kendine yetebilen ihracatçı ülke konumuna gelmek için ilk adımları atmış olacak. Daha ucuza menşei belli olan etler ve sütler tüketebileceğiz. Kendi vatanımızda ürettiğimiz yerli üretimden kaynaklanan et ve süt ürünlerini yiyeceğiz” diye konuştu.
Görüntü Dökümü
———————–
– İneklerden genel ve detay
– Koyunlardan görüntü
– Prof. Dr. Nazan Koluman ile röp
Haber:Gülşah ÖZGEN-Kamera: Yusuf KANTARLI/ADANA,(DHA)