1) KOCAELİ İL SAĞLIK MÜDÜRÜ PEHLEVAN’DAN GENÇLERE AŞI UYARISI
KOCAELİ İl Sağlık Müdürü Yüksel Pehlevan, koronavirüsün yeni varyantlarının gençleri tehdit ettiğini söyleyerek, “Evdeki herkes Covid oluyor. Anne ve baba aşı oldukları için çok az bulgu ile hafif atlatıp iyileşirken, oğulları hastanede yoğun bakıma alındı ve maalesef hayatını kaybetti. Bu çok dramatik bir örnek. O yüzden özellikle gençlere seslenmek istiyorum. Aşı varken, vakit varken, geç olmadan kesinlikle aşılarımızı yapalım” şeklinde uyardı.
Yaklaşık 2 yıldır tüm dünyada etkili olan koronavirüs pandemisi, Türkiye’de de etkisini sürdürüyor. Hastalığın ilk dönemde yaşlıları etkilediğini, ancak yeni varyantların gençler üzerinde de etkili olduğunu söyleyen Kocaeli İl Sağlık Müdürü Yüksel Pehlevan, gençleri aşı olmaya davet etti. Kocaeli’de yaşayan bir aileyi örnek gösteren müdür Pehlevan, koronavirüse yakalanan ailede aşı olan anne ve babanın hastalığı hafif şekilde atlattığını, ancak aşı karşıtı olan çocuklarının vefat ettiğini söyleyerek gençleri aşıya davet etti.
“YENİ VARYANT ÖZELLİKLE GENÇLERİ VURUYORö
15 yaş üzerindeki gençlerin aşıya rağbet gösterdiğini söyleyen Kocaeli İl Sağlık Müdürü Yüksel Pehlevan, “Vatandaşlarımızın, gençlerimizin gittikçe artan bir teveccühü var aşılama konusunda. Dün bir okula gittik. İnanılmaz bir rağbet vardı. Aileler, veliler ve gençler aşılama konusunda son derece istekliler. Bu çok önemli. Çünkü yeni varyant özellikle gençleri vuruyor maalesef. Toplumun büyük çoğunluğunun aşılanması açısından da son derece önemli. Okulların açık olması açısından da son derece önemli. 6 Eylül’den itibaren bütün okullar açılıyor. Onun için bütün aşılamaların bu yönde de dikkatli bir şekilde yapılmasını önemsiyoruz. Her yaştan gençleri, özellikle 15 yaşının üzerindeki gençleri kesinlikle aşı olmaya davet ediyoruz. Sadece kendilerini korumakla kalmayacaklar. Annelerini, babalarını, arkadaşlarını ve çevrelerini de koruyacaklar. Tedbirlere uyalım ve mutlaka aşılarımızı yaptıralımö dedi.
“AŞI, ÖNLEMLERLE BERABER KESİNLİKLE KORUR”
Biontech mRNA aşılarının Amerika Yiyecek ve İlaç İdaresi(FDA) tarafından kesin kullanım onayı aldığını söyleyen Müdür Pehlevan, “Amerika’da FDA tarafından Biontech mRNA aşılarının kesin kullanım onayı çıktı. Daha önceden acil kullanım onayı vardı. Bu da bizim elimizi güçlendiren bir durum. Aşı olmaktan kesinlikle kaçınmasınlar. Aşı, önlemlerle beraber kesinlikle korur. İnşallah sonbaharda bu vaka artışını kontrol altına alacağız. Okulların ve sosyal hayat ile iş hayatının sekteye uğramasına kesinlikle izin vermeyeceğiz. Bu hem bizim sağlık çalışanlarının çabasıyla, hem de vatandaşlarımızın aşı konusundaki uyumuna bağlı. Biz bunu başaracağımıza kesinlikle inanıyoruzö şeklinde konuştu.
“YENİ VARYANTLARLA BERABER YAŞ GİTTİKÇE DÜŞMEYE BAŞLADI”
Koronavirüsün yeni varyantlarının gençleri de etkilediğini belirten Müdür Yüksel Pehlevan, “Pandeminin başlangıcında biz yaşlı nüfustan tedirgin oluyorduk, korkuyorduk. Çünkü Covid-19 daha çok yaşlı vatandaşlarımızın hastalanmasına yol açıyordu. Ama geldiğimiz noktada, bu yeni varyantlarla beraber yaş gittikçe düşmeye başladı. O kadar ki 20’li yaşlarda, hatta çocuk yaştaki gençlerimizde bazı bulgular olabileceğini gördük. ‘Biz genciz, bize bir şey olmaz’ gibi bir rahatlığa, rehavete kapılmamak gerekiyor. Maalesef, özellikle yeni varyantlarla birlikte yaş ortalaması gittikçe düşmeye başladı. Bu konuda yine çok dramatik örnekler var. Anne ve baba bir şekilde aşıya inanmış ve aşı olmuş. Fakat çocukları aşı karşıtlığından dolayı aşı olmamış bir aile var mesela. Evdeki herkes Covid oluyor. Anne ve baba aşı oldukları için çok az bulgu ile hafif atlatıp iyileşirken, oğulları hastanede yoğun bakıma alındı ve maalesef hayatını kaybetti. Bu çok dramatik bir örnek. O yüzden özellikle gençlere seslenmek istiyorum. Aşı varken, vakit varken, geç olmadan kesinlikle aşılarımızı yapalımö ifadelerini kullandı.
“YATAN HASTALARIN YÜZDE 90’ININ ÜZERİNDEKİ BİR KISMINI HİÇ AŞI OLMAMIŞ VATANDAŞLARIMIZ OLUŞTURMAKTA”
Hastanelerde yatan koronavirüs hastalarının büyük çoğunluğunu aşı olmayan kişilerin oluşturduğunu anlatan Kocaeli İl Sağlık Müdürü Pehlevan, “Hastanelerimizde tabii ki bir yoğunluk söz konusu. Fakat bir sıkıntıya yol açacak bir yoğunluğumuz yok. Duruma baktığımızda, özellikle yatan hastaların yüzde 90’ının üzerindeki bir kısmını hiç aşı olmamış ya da aşılarını bir şekilde eksik yaptırmış vatandaşlarımız oluşturmakta. Aşı olmuş vatandaşlarımız ya hiç hastalanmıyorlar ya da çok az bulgularla, genellikle şikayetleri evde geçirecek şekilde atlatıyorlar. Fakat aşı olmayanlar çoğunlukla hastaneye yatıyor. Maalesef bunların önemli bir kısmı da yoğun bakıma yatma durumuna geliyorlar” dedi.
Görüntü Dökümü
———————–
-Yüksel Pehlevan ile röp
-Yüksel Pehlevanın odasında detaylar
Haber-Kamera-Dinçer AKBİR-Alişan KOYUNCU /İZMİT(Kocaeli)(DHA)
==========================================
2) FRANSA’DA ÇOCUKLARININ OLMAYACAĞI SÖYLENDİ, DİYARBAKIR’DA İKİZ MÜJDESİ VERİLDİ
FRANSA’nın başkenti Paris’te yaşayan Vedat (38) ve Ruken Yıldız (32) çifti, tüp bebek yöntemiyle çocuk sahibi olmak için 5 yılda yaptıkları 8 denemeden de sonuç alamadı. Diyarbakır’da özel bir hastanenin kliniğine gelen çift, akupuntur ve bitkisel tedavi yönteminin ardından şimdi doğacak ikizlerini dört gözle bekliyor. Kadın Doğum ve Tüp Bebek Uzmanı Prof. Dr. Hakan Çoksüer, “Fransa’da çocuğun olamayacağını tedaviden vazgeçmeleri gerektiği yönünde hastaya söylenmiş. Bize umutsuz bir şekilde geldi. Bugün ultrasonla gördük, hastada ikiz gebelik var” dedi.
Paris’te yaşayan, 7 yıllık evli Vedat ve Ruken Yıldız çiftçi, doğal yollarla çocuk sahibi olamayınca tüp bebek yöntemine başvurdu. Geçen süre içerisinde 8 kez tüp bebek denemesi yapan çift, sonuç alamadı. Paris’teki hekimler çifte, çocuk sahibi olamayacakları ve tedaviden vazgeçmeleri gerektiğini söyledi. Yıldız çifti bu kez sosyal medya üzerinden Diyarbakır’da özel bir hastanenin kliniğinde görevli Kadın Doğum ve Tüp Bebek Uzmanı Prof. Dr. Hakan Çoksüer’e ulaştı. Hastayla iletişim kuran Prof. Dr. Çoksüer, tedavi sürecini başlattı. Çoksüer, Paris’ten gelen Yıldız çiftine akupuntur ve bitkisel yöntem uyguladı. Yıldız çifti, kontrole geldikleri gün 5 haftalık ikiz bebek beklediklerini öğrendi.
‘HASTADAKİ MATEM HAVASI BAYRAM HAVASINA DÖNÜŞTÜ’
Kadın Doğum ve Tüp Bebek Uzmanı Prof. Dr. Hakan Çoksüer, hastayla ilgili süreci şöyle anlattı:
“Hastayı değerlendirdiğimizde 8 defa tüp bebek denemesi yapılmış. Kese görme durumu olmamış. İlk geldiğinde bize, birçok yere başvurmuş ve tükenmiş durumdaydı. Fransa’da çocuğun olamayacağını tedaviden vazgeçmeleri gerektiği yönünde hastaya söylenmiş. Bize umutsuz bir şekilde geldi. Bu hastaya direkt tüp bebek uygulamasına başlamadık. Hastaya fitoterapi yani bitkisel terapili hem rahim duvarını güçlendirmek hem de yumurtaların kalitesini artırmak için uyguladığımız bir tedavi. Bunu uyguladık. İkincisi de bu hastaya akupunktur uygulaması yaptık. Artık kendi kliniğimizde tüp bebek hastalarıyla çocuk sahibi olmak isteyenlere rutin olarak uyguluyoruz. Biz hastaya bu tür uygulamayı yaparken hasta çok umutsuzdu. ‘Gerçekten de devam edeyim mi’ diye, yarıda bırakma noktasında 3 defa bize bu şekilde söyledi. O kadar umutsuz hale gelmişti ki artık tedaviyi ailesinin zoruyla ve telkinleriyle devam ettirdi. Tüp bebek tedavisi sonuçlandırılıncaya kadar iki tane embriyo transferimiz oldu. En iyi birinci kalite embriyo oluşturduk. Bu tedaviler hem embriyonun hem de yumurtanın kalitesini artırıyor hem de bu tutunma gücünü artırıyor. 12’nci güne kadar, sonra test yaptık. Gebelik düzeyleri yüksek geldi. Hasta gözlerine inanamadı. Daha önce bu şekilde yüksek bir düzeylerle karşılaşmamış böyle bir şey de görmemiş. Bugün ultrasonla gördük, hastada ikiz gebelik var. İki gebelik kesesi var, 5 haftalık sağlıklı bir gebelik kesesini gördük ve bu hastada müthiş bir mutluluk anı oldu. İkisinde de duygusal anlar oldu. Mutluluk gözyaşları oldu, hastada daha önceki matem havası bayram havasına dönüştü. Bizim mesleğimiz adına bizleri mutlu eden anlardan bir tanesi. Özellikle yurt dışından gelip özellikle tedavide sonuç alması bizi müthiş derecede mutlu etti.”
‘İKİ ÇOCUĞUMUZ OLACAK İNŞALLAH’
5 haftalık gebe olduğunu öğrenen Ruken Yıldız ise, “Türkiye’ye geldik, internette araştırdım. Sosyal medyadan hocayı gördüm. Öyle takip ettik, buraya gelmeye karar verdik. İki çocuğumuz olacak inşallah. Mutluluk hissediyorum” dedi.
‘ALLAH BU DUYGUYU VE UMUDU YAŞAMAK İSTEYEN HERKESE NASİP ETSİN’
Vedat Yıldız ise Fransa’nın en ünlü hastanelerine gittiklerini ve sayısız denemeler yaptıklarını belirterek, “Artık her şeyi unuttum. Kendimce artık tedavileri saymamaya çalışıyordum. Epey bir deneme süreci oldu, hastanede yattı. 4-5 yıl tedavilerden geçtik. Sonra eşimle konuştuk, Türkiye’de yapalım diye. Sürekli ailem telefonla gelin buradaki doktorlara bakalım, dedi. Allah bu duyguyu ve umudu yaşamak isteyen herkese nasip etsin. İnşallah bizim de tamamına erer. İnşallah ikizimiz olacak” diye konuştu.
Görüntü Dökümü
———————–
-Ultrason
-Doktorun muayenesi
-Hamile olduğunun söylenmesi
-Prof. Dr. Hakan Çoksüer ile röportaj
-Ruken Yıldız ile röportaj
-Vedat Yıldız ile röportaj
-Ultrason fotoğrafı
-Aile ve doktorun hatırası
-Genel ve detay
Haber-Kamera: Burak EMEK- Serdar SUNAR/ DİYARBAKIR,(DHA)
==========================================
3) AFYONKARAHİSAR’DA ZAFER HAFTASI KUTLAMALARI BALON UÇUŞUYLA BAŞLADI
AFYONKARAHİSAR’da ‘Büyük Taarruz ve Zafer Haftası’ etkinliklerinde 3 bin yıllık geçmişe sahip Frig Vadisi sınırları arasında yer alan Emre Gölü’nde sıcak hava balonu uçuşu gerçekleştirildi. 5’i gösteri olmak üzere 20 balonun havalandığı festivalde katılımcılar Emre Gölü’nü gökyüzünden seyretti.
Afyonkarahisar Valiliği tarafından ‘Büyük Taarruz ve Zafer Haftası’ etkinliklerine dahil edilen tarihi Frig Vadisi’nde Balon Festivali düzenlendi. Etkinliğe protokol üyeleriyle vatandaşlar da katıldı. Saat 06.30’da gün doğumu ile başlayan etkinlikte 5’i gösteri balonu olmak üzere 20 sıcak hava balonu havalandı. Renk renk balonlar Emre Gölü üstünde güzel manzara ortaya çıkardı.
Afyonkarahisar Vali Yardımcısı Dr. Mehmet Boztepe, tarih ve termalle anılan Afyonkarahisar’ın balon uçuşları ile de tanınmasını istediklerini festivalin de bu yönde atılmış bir adım olduğunu kaydederek, uçuşların 20 balon ile yapıldığını kaydetti.
Belediye Başkanı Mehmet Zeybek de etkinliğe katkı sağlayan herkese teşekkür etti.
Balon uçuşlarına katılanlar Emre Gölü’nü gökyüzünden izleme imkanı buldu. Festival kapsamında yarın sabah da balonlar havalanacak.
Görüntü Dökümü
———————–
– Vali Yardımcısı Mehmet Boztepe konuşma,
– Belediye Başkanı Mehmet Zeybek konuşma,
– Balonlar detay,
– Protokol balondan detay,
– Balonlar detay,
– Havadan Drone detay
HABER -KAMERA: Ali Fuat GÜÇLÜER/ AFYONKARAHİSAR, (DHA)
==========================================
4) ÜNİVERSİTE CİVARINDAKİ EV KİRALARINDA YÜZDE 50’Yİ BULAN ARTIŞ
ZONGULDAK’ta uzun süredir bir çoğu boş durumda olan üniversite çevresindeki evlerin kiraları ortalama 500-750 TL arasındayken, yüz yüze eğitim ile ilgili açıklamalarla birlikte bin lirayı geçti. Zonguldak Emlakçılar Odası Başkanı Sercan Günarslan, “Aslında insanlar fiyatların yükseldiğini düşünse de iki yıllık zamları düşündüğünüzde güncel fiyatlarına döndüğünü söyleyebiliriz.” dedi. İstanbul’dan üniversite öğrencisi oğluna ev tutmak için Zonguldak’a gelen Timür Epeuyrt ise kiraların iki ay öncesine kadar yüzde 50 arttığını ifade ederken öğrenciler Buse Apa, “Okulların açılacağı söylentisi bile fiyatları arttırdı. Arkadaşım 1+1 evi 900 liraya kiraladı. Fiyatlar artmaya da devam ediyor.” diye konuştu.
YÖK, 2021 – 2022 yılı akademik takvimi için örgün programlarda yüz yüze eğitim ile ilgili açıklamasının ardından ev kiralarında artış yaşandı. Pandemi nedeniyle eğitime verilen yaklaşık 2 yıllık arada, özellikle üniversite çevresinde bulunan kiralık evler boşaldı. Pandemi öncesi ortalama 750 TL’den kiraya verilen 1+1 evler, salgınla birlikte 500 TL’ye kadar düştü. Ancak üniversitelerde yüz yüze eğitimin açılacağı yönünde ki açıklamalarla birlikte ev kiralarında artış yaşandı. Eşyasız 1+1 daireler, 750 – 1000 TL arasında seyrederken eşyalı evlerin fiyatları 1.500 TL’ye kadar yükseldi. Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi’nin(ZBEÜ) bulunduğu İncivez Mahallesi çevresinde binlerce 1+1 konut bulunuyor. Henüz eğitim başlamadan yükselen fiyatlar, üniversite öğrencilerini de tedirgin etti. BEÜ İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye Bölümü öğrencisi Buse Apa, kiraların pahalı olduğunu söyledi. Öğrenciler olarak güçlük çektiklerini ifade eden Apa, “Gereksiz pahalı olduğunu düşünüyorum. Öğrenciyiz ve ailelerin maddi durumları belli. Çalışan çalışıyor ama herkes çalışamıyor. Ben 5 yıldır evde kalıyorum. Ben şu an 1+1 eve 700 lira ödüyorum ama ev sahibi arttıracağını söyledi. Pandemi döneminde zorluklar yaşadık. Okulların açılacağı söylentisi fiyatları arttırdı. Arkadaşım benzer eve 900 liraya kiraladı. Fiyatlar artmaya da devam ediyor.” dedi.
‘KİRALAR GÜNCEL FİYATLARINA DÖNDÜ’
Zonguldak Emlakçılar Odası Başkanı Sercan Günarslan, üniversite bölgesinde birçok evin kiralık durumda bulunduğunu ve kiraların tırmanışta olduğunu söyledi. Birçok evin iki yıldır boş olduğunu ifade eden Günarslan, şöyle dedi:
“Üniversitelerimizde bundan dolayı uzun zamandır kapalıydı. Bu durum bizim için sektörlerle ilgili ekonomiyi de ekledi. Üniversite bölgesinde binin üzerinde yatırımlık konutlar bulunmakta. Burada ev sahipleri evlerini kiraya veremedi. Öğrencilerde tuttukları evi bırakmak zorunda kaldılar. Öğrenciler de ev sahipleri de mağdur oldu. Fiyatları konuşacak olursak pandemi dönemi başında 700-750 lira olan fiyatlar bin lira civarında. Aslında insanlar fiyatların yükseldiğini düşünse de aslında iki yıllık zamları düşündüğünüzde güncel fiyatlarına döndü. Keşke bu fiyatlar olmasa ama burada 40 bine yakın öğrenci var. Konutlar yetersiz kalıyor ve halen yapılmaya devam ediyor. Yeterli konut yapıldığında fiyatlar daha uyguna düşebilir.”
İSTANBUL’DAN EV BAKMAYA GELDİ, FİYATLAR ŞOKE ETTİ
İstanbul’dan üniversite öğrencisi oğluna ev tutmak için Zonguldak’a gelen Timür Epeyurt ise kiraların iki ay öncesine kadar yüzde 50 arttığını ifade etti. Bütçelerine göre ev bulamadıklarını anlatan Epeyurt, “Oğluma üniversite için ev bakıyoruz. Geçen yıla göre yüzde 50 pahalı evler. Şu ana kadar bir netice alamadık ve aramaya devam ediyoruz. İki ay önce 700-800 olan yerler şimdi 1.200 lirayı bulmuş. Bütçeye göre biraz pahalı oluyor. Okulların açılması fiyatları yüzde 50 oranında arttırdı. Çaresiz bakınıyoruz. Bir yer bulacağız.” diye konuştu.
Görüntü Dökümü
———————–
-Üniversite ve çevresindeki kiralık evler
-Binalardan detaylar
-Buse Apa ile röp.
-Tümay Epeyurt ile röp.
-Zonguldak Emlakçılar Odası Başkanı Sercan Günarslan ile röp.
-Drone ile üniversite çevresinden detaylar
Haber-Kamera: Gürkay GÜNDOĞAN /ZONGULDAK,(DHA)
==========================================
5) 120 DERECE SICAKLIKTA DEMİR ERİTİYOR
GAZİANTEP’te baba mesleğini 120 dereceyi bulan sıcaklıkta icra eden demirci ustası Halil İbrahim Gürban (37) gelişen teknolojiye rağmen mesleğini geleneksel yöntemlerle devam ettiriyor.
Halil İbrahim Gürban hava sıcaklığının arttığı kentte dışarısı 40 dereceyi bulurken, 20 metrekare dükkanda ateşin de verdiği sıcaklıkla 120 dereceye yükselen ısı karşısında demir bükerek çalışıyor.
Gaziantep’in tarihi Bakırcılar Çarşısında yüksek derece sıcakta çalışan demirci ustaları, yaz ayların zorlansalar da çalışmaya devam ediyor. 200 derecede erittiği demirleri çekiç ve örs yardımı ile şekil vererek kebap şişi üreten Gürban, yaklaşık bir asır önce dedesinin açtığı dükkanda babasından sonra kalan son usta olarak biliniyor.
Gürban, kızgın ateşle birlikte 120 dereceye kadar yükselen sıcaklık karşısında el yapımı mangal şişi yaparak ekmeğini kazanırken, örsün üzerindeki demire çekiçle vurarak şekil verip ürettiği kebap şişlerini Türkiye’nin yanı sıra dünyanın birçok ülkesine gönderiyor.
‘120 DERECEYİ AŞAN SICAKLIKTA ÇALIŞIYORUZ’
Yaptığı mesleğin geleceği olmamasından endişe eden Halil İbrahim Gürban, kentte el emeği ile demir döven son ustalardan birisi olduğunu kaydetti.
Özellikle yaz aylarında hava sıcaklığı dışarıda 40 dereceyi aşınca dükkan içerisinde 120 dereceyi bulan sıcaklıkta mesai yaptığını kaydeden Gürban, yaptıkları işin emeğe dayalı olduğu için oldukça yorucu olduğunu belirtti.
Gürban, “Yaptığımız iş el emeği olduğu için oldukça zor. Özellikle ocakta ateşin karşısında olunca çok zorlanıyoruz. Sıcaklık bazen 120 dereceyi bazen de 180 dereceyi görüyor. Şuan da havalar sıcak çalıştığımız yer de doğal olarak daha sıcak oluyor. Bunalınca çay molası verip biraz serinliyoruz. Sonrasında mecburen yeniden işimizin başına dönüyoruz. Bu meslek biz bitersek biter. Çünkü artık kimse çocuğunu çırak olarak göndermiyor. Bu işin geleceği yok en son nesil olarak biz bakıyoruz. Çocuğumun üstü kirlenmesin elbiseleri yağlanmasın diye göndermiyorlar hal böyle olunca da bu meslek ölüyor” dedi.
Çalıştığı dükkanın babasına dedesinden kaldığını kendisinin de günümüzde devam ettirdiğini ifade eden Gürban, yok olmaya yüz tutmuş demir dövme sanatını kendisi de torununa bırakmak istediğini anlattı. Halil İbrahim Gürban şunları söyledi:
“Biz çocukluğumuzdan beridir mesleğin içerisindeyiz 7 yaşından bu zamana dükkana girip çıkıyorum. Burası artık bizim evimiz oldu. Burada yaptığımız ürünleri Türkiye’nin hemen hemen her şehrine gönderiyoruz. Aynı zamanda yurt dışına da sipariş oldukça yapıp talepleri karşılamaya çalışıyoruz. Afrika ülkelerine kadar gönderimini yaptık. Nerede ihtiyaç varsa nerede kebap yeniliyorsa biz bu şişleri gönderiyoruz. Çocukluğumdan beridir bu mesleği yapıyorum. Demedim yanında başlamıştım. Şimdi de babamın yanındayım. Bu meslek bizde ata mesleği dedemizden kalmadır. Zor da olsa bu mesleği sürdürüyoruz. Bende bu mesleği torunuma bırakmak isterdim ama artık kimse bu tür işlere yönelmek istemiyor.”
Görüntü Dökümü
———————–
– Demirin ısıtılması
– Demirin eritilmesi ve şekillendirilmesi
– Ocağın içerisine kömür atılması
– Halil İbrahim Gürban ile röp
– İşlenen demirin tezgaha konulması
– Tarihi çarşıdan görüntüler
– Müşterinin şiş satın alması
– Genel ve detay görüntüler
Haber:Kadir GÜNEŞ-Kamera: Ahmet KILIÇ-GAZİANTEP-DHA
==========================================