Mustafa ERCAN/ MERSİN, (DHA)- MERSİN’in Gülnar ilçesinde yapımı devam eden Akkuyu Nükleer Güç Santrali’nin (NGS) Personel Yetiştirme Programı kapsamında, Rusya’daki önemli üniversitelerde eğitim görme şansı bulan gençler, Türkiye’nin ilk nükleer santralinde çalışacak olmanın heyecanını yaşıyor.
Dünyada olduğu gibi Türkiye’de de enerjiye ihtiyacın arttığını, bunun da nükleer santrallerin önemini bir kez daha gözler önüne serdiğini söyleyen genç mühendis adaylarına göre Akkuyu NGS, Türkiye’nin geleceğinde ‘parlayan yıldız’ olacak. Türkiye’nin nükleer enerji yolculuğunun ilk kahramanlarından biri olmaya hazırlanan, Moskova’daki Ulusal Nükleer Araştırmalar Üniversitesi’nde (MEPhI) 1 yıl Rusça hazırlık okuyup 5 yıllık eğitimini tamamlayan ve önünde bir dönemi daha olan Semih Avcı, nükleer teknoloji alanında dünyanın öncü ülkelerinden birinde eğitim almanın önemine dikkat çekti. Avcı, bu eğitimin bilgiye kolay erişim, pratiği yerinde yapabilme, eğitimi alanında ün yapmış kişilerden alabilme, yeni dil öğrenme, farklı ülkede yaşama gibi pek çok artısının bulunduğunu söyledi. Türkiye’nin ilk nükleer santralinde çalışma fırsatı sunan programın tam arzuladığı gibi eğitim imkanı sunduğun kaydeden Avcı, “Yapacağım işin saygınlığı, bir projeye öncülük edebilecek olmak, ilklerin arasında bulunmak benim için gurur verici bir durum. Gelecekte atomların gizemli dünyasında bilinmeyen bir şeye ışık tutabilme fırsatı da beni heyecanlandırıyor” dedi.
Nükleer enerjinin güneş panelleri, rüzgar türbinleri gibi sistemlere nazaran daha küçük alanda daha çok enerji sağladığını ve güvenilir enerji ürettiğini belirten Avcı, “Bu enerji kaynağını aslında diğer enerjilerden ayıran en önemli özelliği, kurulu sistemin bize 7/24 düzenli enerji sağlayabilmesi ve doğa olaylarından etkilenmemesi. Akkuyu hızla artan enerji ihtiyacına mantıklı bir çözüm olacak” diye konuştu.
‘SANTRALİN KURULUMU VE İŞLETİMİ DÖNÜM NOKTASI’
Ulusal Nükleer Araştırmalar Üniversitesi’nden gelecek yıl mezun olacak Can Berk Kunaç, “Nükleer enerji ve nükleer enerji mühendisliği denildiğinde akla gelen ilk ülkelerden biri Rusya’dır. Bu mühendislik alanında böylesine büyük bir birikim sahibi olan bir ülkede o alanda öğrenim görmek benim için çok önemli bir yere sahip ve gurur verici. Eğitimimi tamamladıktan sonra kendimi ve ülkemi nükleer enerji alanında geliştirmeye her zaman gayret göstereceğim” dedi.
Nükleer santralin ekonomiye ve çevreye büyük faydalar sağlayacağını söyleyen Kunaç, “Türkiye için kendi sınırları içinde nükleer santral kurulumu ve işletimi bir dönüm noktasıdır. Ekonomik ve ekolojik açılardan çok fazla faydası olacaktır. Nükleer enerji tamamen çevre dostu ve çevreye zararlı gaz emisyonlarına sebep olmayan bir enerjidir. Türkiye’nin temiz bir geleceğe ve çevre sürdürülebilirliğine sahip olması için nükleer enerjiye ihtiyacı vardır. Üretilen enerjide nükleer enerjinin payı arttıkça iklim değişikliği durdurabilir ve hatta bunun önüne geçilebilir” diye konuştu.
Mühendis adayı Ersin Mermi de fizik dalında dünyanın önde gelen üniversitelerden birinde, çok değerli öğretmenlerden eğitim aldıklarını vurgulayarak, şunları söyledi:
“Çocukluğumdan bu yana futbol ile iç içe oldum. Her genç sporcu arkadaşım gibi benim de hayalim ay yıldızlı milli formamızı giymekti. Belki bunu yeşil sahalarda gerçekleştiremedim ama nükleer alanda ülkeniz adına böylesine önemli bir projenin parçası olarak ülkemi en iyi şekilde temsil etmeyi başaracağım. Bu benim için çok gurur verici.”
Tarım ülkeleri arasında önemli bir yere sahip olan Rusya ve Fransa’nın sırasıyla Novovoronej ve Leningrad Nükleer Güç Santralleri ile Tricastin NGS örneğini veren Mermi, nükleer güç santrallerinin çevre dostu olduğunu söyledi. Mermi, bu konuda üretilen şehir efsanelerine de inanılmaması gerektiğini kaydederek, “Nükleer güç santrallerinin etrafında tarım yapılabilir, balıkçılık yapılabilir. Nükleer güç santralleri çevreye ve canlılara zarar vermez. Nükleer güç santralleri yarınlarımıza temiz bir gelecek bırakmak için zorunluluktur” dedi.
FOTOĞRAFLI