İstanbul, 28 Ocak (DHA) – İstanbul Sanayi Odası (İSO) Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan, iklim değişikliğine kalkınma anlayışında yer vermeyen ülkelerin rekabette kaybedeceği uyarısı yaparak, “Yeni dönemde; ticaretin kurallarını sürdürülebilir üretim, tedarik ve lojistik belirleyecek” dedi.
İSO Meclisi’nin ocak ayı olağan toplantısı “Küresel İklim Değişikliği ve Ekolojik Kriz Sinyalleri Karşısında Sürdürülebilirliğin Ülkemiz Ekonomisi ve Kalkınma Planları Açısından Önemi” ana gündemi ile video konferans üzerinden gerçekleştirildi.
Açılış konuşmasını Bahçıvan’ın yaptığı İSO Meclisi’nin online toplantısına, Tarım ve Orman Bakanlığı Meteoroloji Genel Müdürü Volkan Mutlu Coşkun konuk olarak katıldı.
Bahçıvan, konuşmasında iklim değişikliğinin özellikle sürdürülebilir kalkınmayı tehdit eden en büyük küresel risk ve tehditlerden biri olduğunu vurguladı ve ekledi:
“2000-2019 yılları arasında, dünya genelinde kaydedilen 7000’i aşkın doğal afetin yüzde 90’ı iklimle ilgili. Geçen yirmi yıllık dönemde küresel ölçekte doğal afetlerde 1.23 milyon kişi hayatını kaybederken, dünya çapında ise yaklaşık 3 trilyon dolarlık ekonomik kayba yol açtı.
“Dünyada yaşanan Covid-19 salgını boyunca, son on iki yıldan beri ilk kez emisyon değerleri yüzde 5 oranında düştü. Maalesef bu düşüş ekonomik yapıdaki nitelikli bir dönüşümden değil ekonominin durma noktasına gelmesinden kaynaklanıyor.
“Düşük karbonlu stratejilerin, Covid-19 pandemisinin yarattığı ekonomik daralmaya yanıt olarak sunulacak teşvik paketlerinin merkezinde yer almaması durumunda, çevresel tahribat devam edecek.
“Başta IMF ve AB olmak üzere ‘yeşil kalkınma’ söylemlerini son zamanlarda sık duymaya başladık. Bu söylemlerin sonuçlarını ve etkilerini ancak alınacak önlemlerin hayata geçmesi sonrası ilerleyen dönemlerde görebileceğiz.”
Türkiye’nin de içinde yer aldığı Akdeniz Havzasının küresel iklim değişikliğine karşı yerkürenin en hassas bölgelerinden birisi olduğuna değinen Bahçıvan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Türkiye’de 2020 yılında yağışlarda yüzde 13’lük azalma yaşandı. Son 40 yılın en kurak 6. yılını yaşadık. Tüm bölgelerimizde yaşanan bu kuraklıkların; havzaların su verimlerine de yansıması kaçınılmaz olacak. Kritik olan ise, şu anda su azlığı yaşayan ülkemizin, su kaynakları konusunda bir önlem alınmadığı takdirde 2030 yılında su kıtlığı yaşayan ülke statüsüne gelmesinin muhtemel görülmesi. O halde yaşamı tehdit eden bu gelişmeler karşısında daha hızlı ve daha köklü önlemler alma zorunluluğu ortaya çıkmış bulunuyor.”
Volkan Mutlu Coşkun da konuşmasında, Türkiye’nin iklim değişikliğinden en çok etkilenecek bölgelerden biri olan Akdeniz havzasında yer aldığını hatırlatarak, “Son 10 yıldaki sıcaklık artışı, Dünyadaki artışa benzer şekilde yaklaşık 1°C’dir. Türkiye için İklim Değişikliği Projeksiyonları projesi kapsamında, üç farklı küresel modelin iyimser ve kötümser senaryolarının 2100 yılına kadar veri ve ürünleri üretilmiştir. Bu proje kapsamında, elde edilen sonuçlara göre; sıcaklıklardaki değişim; 2016-2040 döneminde 1°C – 2°C arasında ve 2071-2099 döneminde 1.5°C – 5°C arasında artış olması öngörülüyor” diye uyardı. (Fotoğraflı)