Semih ERSÖZLER/ANTALYA, (DHA)- BU yıl 58’incisi düzenlenen Antalya Altın Portakal Film Festivali’nin perde arkasında işlerine yıllarını veren emektarlar görev yapıyor. 26 yıldır festival için çalışan makinist Mizan Tavşan, “Ağabeyimle beraber Altın Portakal kortejini izlemeye gidiyorduk. Sanatçılarla yan yana olabilir miyim düşüncesiyle başladım” dedi.
Türkiye’nin en uzun soluklu festivali olan Antalya Altın Portakal Film Festivali, bu yıl 58’inci kez kapılarını sinemaseverlere açtı. 58 yıl boyunca yüzlerce yerli ve yabancı sanatçıyı ağırlayan festivalde, bir o kadar da film izleyiciyle buluştu. Birçok heyecanın, mutluluğun ve hüznün yaşandığı, ilk ödüllerin verildiği festival, her sene perde arkasındaki emektarlar tarafından hazırlanıyor. Festivale yıllarını veren bu kişiler, festivalin simgesi olan Venüs heykellerini şehrin farklı noktalarına dağıtıyor ve film gösterimlerinin yapıldığı salonların hazırlıklarını yapıyor. Salonların ışıklarından perdelerine, elektriğinden sesine kadar sorumlu olan bu kişiler, yılladır çalıştıkları festivalde filmlerden 1 ya da 2’sini ancak izledi.
26 YILDIR FİLM GÖSTERİYOR
Festival haftasında sabah saatlerine kadar çalışan emektarlardan makinist Mizan Tavşan’ın Altın Portakal serüveni, küçük bir çocukken izlemeye gittiği Altın Portakal kortejinde başladı. Tavşan, sonrasında aldığı eğitimin ardından 25 yıldır festivalde film gösterimlerini yapıyor. İşinden çok memnun olduğunu söyleyen Tavşan, “Çocuk yaşlarında ağabeyimle beraber Altın Portakal Korteji’ni izlemeye gidiyorduk. Korteji izlemeye gelen kalabalıkta, sanatçıları görebilmek için yer açmaya çalışıyorduk. Acaba bu sanatçılarla beraber yan yana olabilir miyim sorusu geldi aklıma. Bu düşünceyle başladım. Yıllar sonra sinema, ışık konusunda eğitim aldım. Sonrasında da burada çalışmaya başladım. Yıllardır sinema makinistliği yapıyorum ve sahne üzerinde ışık işleri yapıyorum. Çok memnunum, hiçbir zaman gocunmadım” dedi.
‘BENİM İÇİN AYRI BİR YERİ VAR’
25 yıldır festivalde çalıştığını söyleyen Mizan Tavşan, “İlk olarak 33’üncü Altın Portakal Film Festivali’nde çalıştım. Altın Portakal Film Festivali’nin benim için ayrı bir yeri var. Tabutta Rövaşata, Salkım Hanım’ın Taneleri, Hamam gibi filmler aklımda yer etti. Filmler geldiği zaman makineye yükleyip, kontrol ediyoruz. 35’likte gelen filmleri bobinlerinde yırtık var mı diye kontrol ediyorduk. Şüpheli filmleri makineye takıp tek tek kontrol ediyoruz” diye konuştu.
Filmlerin hepsini kontrol ettiklerini söyleyen Mizan Tavşan, “Yıllar önce kontrol ettiğimiz bir filmde mesela savaş sahnesinden okyanusa geçiyordu. Hemen müdahale edip bakanlığa ilettik ve düzeltildi. Filmlerde böyle hatalar oluyor bazen ve bunları kontrol etmek zorunda kalıyoruz. Dijital olarak gelen filmleri de yükleyip izliyoruz tabi. Bu filmin formatı nedir, değeri nedir diye bakıyoruz. Test ediyoruz hepsini” dedi.
‘EVE GİDEMEDİĞİMİZ ZAMANLAR OLUYOR’
26 yıldır festivalde çalıştığını belirten Erdinç Arslan ise, “Film gösterimlerinin yapıldığı salonlardan sorumluyum. Salonda ses, ışık, görüntüleri kontrol ediyoruz. Film öncesinde ışık kontrollerini yapıyoruz. Makinist arkadaşımızla irtibat halinde olup son kontrolleri yapıyoruz. Film öncesinde denemeler yapıyoruz. Filmler makineye yüklendikten sonra kontrollerini yapıyoruz. Sabaha kadar çalıştığımız oluyor. Hatta evimize gidemeyip burada kaldığımız zamanlar oluyor” ifadelerini kullandı.
25 SENEDE 1-2 FİLM İZLEYEBİLDİ
Venüs heykellerini şehrin farklı noktalarına dağıttığını söyleyen Şenol Karakoyun da, “3 senedir pandemi nedeniyle kurulan açık hava sinemalarının kurulumuna destek oluyorum. Bu sene 58’incisi düzenlenen Altın Portakal Film Festivali nedeniyle şehrin farklı noktalarına Venüs heykellerini dağıttık. İlk çalıştığım 33’üncü Altın Portakal Film Festivali’ydi, o günden bu yana 1 ya da 2 film izledim. Gece 3’lere, 4’lere kadar kavşaklarda heykeller için beton döküyorduk. Buraya neredeyse gelmiyorduk. Eskiden kapanış için Aspendos’a gider gelirdik” dedi.
‘SAHNE ARKASI DAHA ZOR’
Festival öncesinde tüm hazırlıkları yaptıklarını söyleyen Hüseyin Kara ise, “Önce şehre heykelleri dağıtmakla başlıyoruz. Bu sene 58 heykel dağıttık. Ardından sinema salonlarının hazırlıklarını tamamlıyoruz. Makine bakımlarını yapıyoruz, perdeleri kuruyoruz. Gösterim sahalarının hazırlıkları, altyapısı daha birçok şey yapıyoruz. İşin sahne arkası, görünmeyen yüzü daha zor aslında. Sabahlara kadar çalışmak zorunda kalıyoruz ama tatlı bir yorgunluk oluyor” diye konuştu.
FOTOĞRAFLI