Kadir ÖZEN/ İZMİR, (DHA)- İZMİR’de, geçen yıl 30 Ekim’de meydana gelen depreme, yıkılan Rıza Bey Apartmanı’nın 7’nci katındaki ofisinde yakalanan avukat Sercan Turgut (29), hazırladığı senaryo sayesinde enkazdan sağ kurtuldu. Turgut, “Elazığ’dan sonra ofisimde arkadaşlarım ile olası depremde nasıl pozisyon alınabilir, hayatta kalınabilir; konusunda planlama yaptık. Deprem olduğunda da aynı planı uyguladım” dedi.
İzmir’de geçen yıl 30 Ekim’de meydana gelen 6.6 büyüklüğündeki depreme, yıkılan Rıza Bey Apartmanı’nın 7’nci katındaki ofisinde yakalanan avukat Sercan Turgut, enkazdan sağ çıkarılan kişilerden biri oldu. Depremin yıl dönümü öncesi yaşadıklarını DHA’ya anlatan Turgut, yaptığı planlama sayesinde hayatta kaldığını söyledi. ‘Hayat üçgeni’ ile hayata tutunan ve 5 saat sonra enkazdan çıkarılan Turgut, depremin ardından hukuki süreci de yakından takip ettiğini belirtti. Turgut, “Hazır bir deprem senaryom vardı. Elazığ depremi de aynı yıl olmuştu. Elazığ’dan sonra ofisimde arkadaşlarım ile olası bir depremde nasıl bir pozisyon alınabilir, hayatta kalınabilir; konusunda planlama yaptık. Deprem olduğunda da aynı planı uyguladım. Depremin üzerinden 1 yıl geçti ancak hala dün gibi aklımda. Yaşça küçülüyorsunuz. Kendinizi çok çaresiz, yardıma muhtaç ve yalnız hissediyorsunuz” dedi.
‘SAATLERCE YARDIM BEKLEDİM’
Depremde genelde insanların kendilerini koruyabilmek için masanın altına girdiğini ancak bunun yerine önünde olacak şekilde pozisyon alınması gerektiğini belirten Turgut, “Hayatta kalabilmek için bir yaşam alanı hazırlamak çok önemli. Bu sayede hayatta kaldım. Bulunduğum katın da önemi vardı. 8 katlı binanın 7’nci katında olmak bana avantaj sağladı. Üzerime tek kat düşse de enkazda sıkışmıştım. Saatlerce yardım bekledim. O anlarda hayatın ne kadar değerli olduğunu bir kez daha anlıyorsunuz” diye konuştu.
‘BİR TARAFTA HÜZÜN BİR TARAFTA UMUT’
Depremden sonra ilk 6 ayı psikolojik olarak kötü geçtiğini belirten Turgut, “Sevdiklerimin katkılarıyla daha iyi durumdayım. En azından fiziksel anlamda bir kayıp yaşamadım. Bayraklı bölgesine gittiğimde, beni manevi anlamda bir hüzün kaplıyor. İlk günlere göre, sevdiklerim sayesinde daha iyiyim. Birçok kişi yaşamını yitirdi. Bir tarafta hüzün bir tarafta şansın vermiş olduğu umut var aslında” dedi.
‘DAVALARI YAKINDAN TAKİP EDİYORUM’
Depremin ardından yıkılan binalarla ilgili hukuki sürecin sürdüğünü belirten avukat Turgut, bu davaları yakından takip ettiğini söyledi. Turgut, “Aynı zamanda müşteki durumundayım. Bazı apartmanlarla ilgili davaları da yakından takip ediyorum. Açıkçası kurumsal olarak belediyelere ve denetimi yapmak zorunda olan yönetici kadrolarına yönelik yargılamalar çok da yönelmiş değil. Bunun bir eksiklik olduğunu düşünüyorum. Enkazından kurtulduğum Rıza Bey Apartmanı’nda ise kat malikleriyle müteahhitlere yönelik yargılamalar var. Bence denetlenmesi gereken öncelikle dönemin belediye yetkililerinin soruşturmaları yapılıp, hızlı bir şekilde onlarla ilgili davaların da açılması gerekiyor” diye konuştu.
FOTOĞRAFLI