Celal ATALAY/ANKARA, (DHA)- ENERJİ ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, “Yerli sermaye desteğinin yanı sıra, bugün yabancı bankalar, bölgesel kalkınma fonları, yatırım bankaları, ajanslar, hibeler gibi pek çok yurt dışı kaynaklı finansman modeli de yatırımcılarımız tarafından değerlendiriliyor. Bu sayede enerji sektörüne son 19 yılda 100 milyar dolardan fazla yatırım yapıldı” dedi.
Bakan Dönmez, Uludağ Ekonomi Zirvesi’ne video konferans yöntemiyle katıldı. Bakan Dönmez, enerji sektörünün doğası gereği değişime açık bir alan ve uluslararası ilişkileri, ekonomiyi, güvenlik politikalarını etkileyebilecek güçte olduğunu bildirdi. Bakan Dönmez, yeni sanayileşme mücadelesinde kimsenin geride kalmak istemediğini belirterek, “Pil teknolojileri, lityum, yenilenebilir, elektrikli arabalar, hidrojen hepsi inanılmaz değerli yatırımlar olarak görülüyor. Genelde bu tip endüstriyel geçişler tek seferde ve rahatça olmaz. Balonlar ve çöküşler kesinlikle görülecektir. Sistem, Schumpeterci bir yaklaşımla yani ‘yaratıcı yıkımla’ yeniliği, teknolojik gelişimi, teknik donanımı önceleyecek ve yeni oyuncuların ortaya çıkışıyla yeni bir ekonomiye doğru gidecek. Tesla belki de bunun en güzel örneklerinden biri. 2000’li yılların başında kurulan şirket bugün yenilik ve teknolojik gelişim odaklı büyümesiyle dünyanın en büyük şirketlerinden biri haline geldi. Sistemde yer alan pek çok ezberi, yeni teknolojilerle bozdu. Sistemin kendi içerisinde dönüşümüne ön ayak oldu. Tabi bu girişimcilerin kabiliyeti olduğu kadar onlara finansman sağlayan kurumların ve devletin de bu süreçte payı var” dedi.
‘ASKERİ TEKNOLOJİLER KADAR ÖNEMLİ’
Bakan Dönmez, yeni ekonomide gördükleri en önemli sinyallerin, pil savaşları, madencilik şirketleri ve yapay zeka mücadelesi olduğunu söyleyerek, “Hidrokarbon şirketleri gaz ve petrol şirketleri olmaya çalışırken, dijitalleşme yeni bir kabukla geliyor. Bu 4’üncü Sanayi Devrimi değil. Çünkü 4’üncü Sanayi Devrimi 1950’lerin sonunda zaten söyleniyordu. Yeni dengeler oluşurken Türkiye bunun neresinde yer alacak? Sanırım geçtiğimiz senelerdeki gelişmelerden sizler de anlamışsınızdır. Türkiye olarak kendi lityumumuzu üretmeye başladık. Yenilenebilir enerjide en fazla kurulu güç artışı yapan ülkelerden biriyiz. Bu alandaki teknolojinin gelişimi için YEKA adını verdiğimiz sistemi hayata geçirdik. Temiz enerji teknolojileri ulusal güvenlik meselesi olan askeri teknolojiler kadar önemli. Enerji teknolojilerinin yerlileştirilmesi adına enerjinin bütün alanlarında birbirini tamamlayan bir politika yürütüyoruz. Enerji teknolojilerinin yerlileştirilmesi beraberinde onu destekleyen alt sektörleri de daha fazla yerli üretim, Ar-Ge ve inovasyona teşvik edecektir. Öte yandan kendi gaz kaynaklarımızı buluyor ve ekonomiye kazandırıyoruz. Madencilik alanında kritik materyallere özel önem veriyoruz. Karbonsuz bir sanayi olarak nükleeri önemsiyoruz” diye konuştu.
‘DOĞRULTUMUZ BELLİ’
Bakan Dönmez, piyasa tarafında ise hem arz hem de talep tarafının oyuna dâhil olmasıyla çok daha rekabetçi bir ortam oluşturmaya çalıştıklarına dikkati çekerek, şunları kaydetti:
“Elektrik ve gaz diğer klasik emtialar gibi günlük, aylık hatta yıllık periyotlarla alınıp satılan bir ürün olmaya başladı. Bunun için gerekli regülasyonlar yapıldı. Oyuncu sayısının katlanarak arttığı, çok daha fazla katılımcılının yer aldığı bir piyasamız var. Enerji piyasalarımıza duyulan güvenden dolayı bugün piyasa derinliğimiz önceki yıllara göre daha da arttı. Özel sektörün dâhil olmasıyla birlikte finansman kanalları da çeşitlenmeye başladı. Yerli sermaye desteğinin yanı sıra, bugün yabancı bankalar, bölgesel kalkınma fonları, yatırım bankaları, ajanslar, hibeler gibi pek çok yurt dışı kaynaklı finansman modeli de yatırımcılarımız tarafından değerlendiriliyor. Bu sayede enerji sektörüne son 19 yılda 100 milyar dolardan fazla yatırım yapıldı. Bizim doğrultumuz sanırım belli. Çünkü bizim bu oyunu nasıl okuduğumuz da ‘sözlerimizden’ ve ‘eylemlerimizden’ takip edilebilirsiniz.”
FOTOĞRAFLI