Bakan Karaismailoğlu: Gelişen ticaret yolları dikkate alındığında Kanal İstanbul’un önemi ve aciliyeti de görülecektir

bakan-karaismailoglu-gelisen-ticaret-yollari-dikkate-alindiginda-kanal-istanbulun-onemi-ve-aciliyeti-de-gorulecektir-s6FSbjS4.jpg

Gülseli KENARLI – Mertcan ÖZTÜRK / İSTANBUL, (DHA)- ULAŞTIRMA ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, “Bugün 12 milyar ton olarak gerçekleşen dünya ticaret hacminin yüzde 90’ı deniz yolu ile taşınıyor. Dünya ticaret hacminin 2030’da 25 milyar, 2050’de de 90 milyar ton olarak gerçekleşeceğini öngörülmektedir. Dünyada büyüyen ticaret hacmi ve gelişen ticaret yolları dikkate alındığında Kanal İstanbul’un önemi ve aciliyeti de görülecektir” dedi

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, İMEAK Deniz Ticaret Odası Meclis Toplantısı’na katıldı. Tuzla’da bulunan Piri Reis Üniversitesi’nde gerçekleştirilen toplantıda konuşan Bakan Karaismailoğlu “Süveyş Kanalı’nda dev bir konteyner gemisinin kaza yaparak kanalı kapatması, dünya üzerindeki kıtalararası önemli yol güzergahlarından güney koridoru sekteye uğrattığını hep birlikte izledik. Bu kaza ile aynı zamanda, kıtalararası diğer önemli yol güzergahlarını bir kez daha gündeme getirmiştir. Şunu öncelikle ifade etmek isterim ki, tarihi İpek Yolu’nun canlandırılması için stratejik önem taşıyan ve Türkiye’den başlayarak, Kafkaslar’a, oradan da Hazar Denizi’ni aşarak Türkmenistan ve Kazakistan’ı takiben Orta Asya ve Çin’e ulaşan Orta Koridorun önemi bir kez daha anlaşılmıştır. Türkiye’nin önemli kilit noktası olan orta koridor, Süveyş Kanalı’nı takip eden güney koridora göre ulaşım süresi yaklaşık 15 gün daha kısaltmaktadır. Diğer yandan yine orta koridor, kuzey koridora göre daha hızlı, ekonomik ve 2 bin kilometre daha kısadır. Bütün bu değerlendirmeler gösteriyor ki, ülkemiz, Uzakdoğu’dan Avrupa’ya uzanan en hızlı, en güvenli, en kısa ve ekonomik bir hat üzerinde güçlü bir geçiş ve lojistik merkezi olmaktadır. Bunlara ek olarak, Karadeniz ve Hazar Denizi havzalarının enerji ve yük potansiyeli ile birlikte, Afrika’dan doğacak üretimi ve tüketim potansiyeli, Akdeniz, Ege ve Marmara  Denizi ile birlikte Türk Boğazları’nın stratejik önemini artırmaktadır. Karadeniz ve Hazar Denizi’ndeki enerji ve yük hareketliliği Karadeniz ve Ege’deki liman yatırımlarımız bizlere, orta koridorun, kuzey-güney hattında bulunan İstanbul, dünya ticaretinin odak noktalarından birisi olmaktadır. Bugün 12 milyar ton olarak gerçekleşen dünya ticaret hacminin yüzde 90’ı deniz yolu ile taşınıyor. Dünya ticaret hacminin 2030’da 25 milyar, 2050’de de 90 milyar ton olarak gerçekleşeceğini öngörülmektedir. Dünyada büyüyen ticaret hacmi ve gelişen ticaret yolları dikkate alındığında Kanal İstanbul’un önemi ve aciliyeti de görülecektir. Karadeniz’in bölgesel ticarette artan önemini hepimiz çok iyi biliyoruz. Tuna ve Ren Nehri bağlantıları ile birlikte, Baltık ülkelerine hitap eden Köstence Limanları ile Karadeniz ticaret havzası haline gelecektir. Ülkemizin de mevcut limanlar Rize-İyidere ve Filyos gibi diğer liman yatırımlarının yanı sıra Kanal İstanbul ile Karadeniz’deki güç ve etkinliğini artıracaktır. Bu havzanın Akdeniz ve açık denizlere açılmasında Kanal İstanbul’un önemi bir kez daha ortaya çıkmaktadır” dedi. 

“TÜRK BOĞAZLARINDA YAŞANAN KAZALARI ÖNLEMEK İÇİN HER GÜN YENİ ÖNLEMLER ALMAK ZORUNDA KALIYORUZ”
Karaismailoğlu, “Lojistik Master planımız çerçevesinde oluşturduğumuz talep tahmin modeli doğrultusunda 2050’de boğazlarımızdan yıllık 78 binin üzerinde geminin geçmesi öngörülmekte olup sadece boğazdan bu sayıda geminin geçmesi mümkün değildir. Türk Boğazları’nda yaşanan kazaları önlemek için her gün yeni önlemler almak zorunda kalıyoruz. Geçtiğimiz ay içerisinde, boğazlarımızdan geçen gemilerde taşınan tehlikeli yüklerin tanımını değiştirdik. Böylelikle taşınan yüklerin içerdikleri riske karşı gerekli tedbirler alınabilecektir. Uluslararası Denizcilik Örgütü mevzuatında yer alan tanım artık boğazlarımızda geçerli olacaktır. Bununla birlikte, boğazlarımızdan geçen tehlikeli yüklerin çok daha fazla olduğunu açıklayacağımız istatistiklerde ortaya konulacaktır. Ülkemizin göz bebeği olan boğazlarımızı korumak için her türlü tedbiri almaya devam edeceğiz. Gemi hacimlerinin oldukça büyümesi ve tehlikeli maddelerin bu gemilerle taşınması boğazdaki tehlikenin boyutlarını daha da artırmaktadır. Mevcut İstanbul Boğazının keskin dönüşleri, dip akıntıları ve yoğunlaşacak trafiği ile önümüzdeki dönemde mega kent için büyük tehlikeler meydana getirecektir. Halen ortalama 16 saat süren bekleme süreleri önümüzdeki yıllar kat be kat artacaktır. Bu denli yoğunlaşacak İstanbul Boğazı’ndaki olası bir duraksama ciddi zararlara yol açacaktır. Muhtemel sorunlara karşı, ideal bir su yolu olarak projelendirilen Kanal İstanbul, aynı zamanda dünyanın lojistik vizyon projelerinden birisi olacaktır. İmar planları tamamlanan Kanal İstanbul’un ihale çalışmaları devam ediyor. Kısa sürede başlayacak güç ve kararlılıktayız” şeklinde konuştu. 

“BİZİM SUNİ GÜNDEMLERLE İŞİMİZ YOK”
Bakan Karaismailoğlu, “Üçüncü havalimanını yapmayın, üçüncü köprüyü durdurun. Kuzey Marmara Otoyolu’nu yapmayın’, hatta ’15 Temmuz Şehitler Köprüsü’nü yapmayın’, ‘hidroelektrik santrallerini yapmayın’ şeklindeki dayatmaları unutmadık. O zaman onların dediklerine boyun eğseydik, bugün ne İstanbul Havalimanı, ne Yavuz Sultan Selim Köprüsü, ne Avrasya tüneli, ne Filyos Limanı ne de Yusufeli Barajımız olurdu. Bizim suni gündemlerle işimiz yok. Bizler devlet aklını temsil ediyor ve gelecek nesillerin daha zengin, daha gelişmiş bir Türkiye’de yaşaması için gelişmiş bir altyapıyı kuruyoruz” dedi.  
 

Exit mobile version