ANKARA, (DHA)- SAĞLIK Bakanı Fahrettin Koca, kovid-19’un son yüz yıl içinde tüm dünyanın aynı anda mücadele ettiği en büyük salgın olduğunu ifade ederek, sağlık çalışanlarının bu mücadelede kendilerine zarar gelmesi ihtimalini göğüslediğine vurgu yaptı. Bakan Koca, “Türkiye olarak, yaklaşık 1 milyon yüz bin sağlık çalışanımızın aşılamasını 45 gün gibi kısa bir süre içerisinde tamamlamış bulunmaktayız. Her ne kadar şu anda aşı üreten ülkeler arasında yer almasak da temin ettiğimiz aşıların bir kısmını sağlık çalışanları için kullanılmak üzere farklı ülkelerle paylaştığımızı da eklemek isterim” dedi.
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) Covid-19 konulu brifing toplantısına çevrim içi kaltıldı. Bakan Koca, Covid-19’un bir yılı aşkın süredir insanlığın hayatında olduğunu belirterek, “Son yüz yıl içinde, tüm dünyanın aynı anda mücadele ettiği en büyük salgındır. Bu hastalık, sadece sağlığa yönelik bir tehdit olmayıp, hayatın tüm alanlarına etki etmiştir. Salgının ilk günlerinden itibaren bütün ülkeler, sağlık sistemlerinin kapasitesi başta olmak üzere, imkanlarının el verdiği ölçüde, mücadeleye devam etmektedir. Mücadele şekillerinde bazı farklılıklar olsa da tüm dünya, kolektif olarak, sağlık çalışanlarının hayatlarımızdaki önemi konusunda güçlü bir düşünce sahibi olmuştur. Bu düşünce o kadar güçlüdür ki sağlık çalışanlarına karşı yeni bir etiğin doğuşuna yol açmaya başlamıştır. Fikrimi açmak için ifadesini milattan önce 4’üncü yüzyılda, Hipokrat’ta bulan ünlü ilkeye atıfta bulunacağım. Bu ilke ‘Primum non nosera’ ilkesidir” ifadelerini kullandı.
‘BU DÖNEMİN KAHRAMANLARI SAĞLIK ÇALIŞANLARIDIR’
Sağlık çalışanlarının bu salgında kendilerine zarar gelmesi ihtimalini göğüslediğini söyleyen Koca, “Sağlık hizmeti alanlar tarafında gelişmeye başladığını fark ettiğimiz yeni etiğin temeli bu tanıklıktır. Bu tanıklık, sağlık hizmeti mensuplarının toplumlardaki manevi statüsünü yüceltmiştir. İnsanların, kitlesel olarak korku içinde, güven arayışında olduğu bu dönemin kahramanları sağlık çalışanlarıdır. Ortaya çıkmakta olan yeni etiğin arka planında bir faktör daha var. Bu faktörü şöyle tanımlayabiliriz: Sağlık hizmeti salgın öncesine dek birey ile sağlık çalışanı arasında bir hizmetti. Salgınla bu ilişki, toplumla sağlık çalışanları arasında çok geniş, kuşatıcı bir ilişkiye dönüşmüştür. Bu görüşler doğrultusunda, toplumların sağlık çalışanlarını daha üstün bir konuma yerleştirmek için istekli olduğunu belirtmek gerekiyor. Karar vericilerin sağlık çalışanları için yapacakları, toplumların talebi olan şeylerdir” diye konuştu.
“Türkiye’nin salgına karşı verdiği mücadele hem yurttaşlarımız hem de dünya tarafından iyi bilinmektedir. Sürece şekil veren gücü, işinde yetkin, özverili, dahası, kendini bu yıkıcı hastalığın önünü kesmeye adamış insanlardan almaktayız” diyen Koca, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Büyük tecrübelerle bilinmektedir ki sağlık çalışanları mesleklerinin doğası gereği gözlerini karartarak en ön safa atılır. Onlar bu görevi ifa ederken, toplumun geri kalanına ve karar vericilere önemli sorumluluklar düşmektedir. Bu bilinçle hareket edip gerekli politikaları oluşturabilen toplumlar, sağlık çalışanlarının motivasyonunun yükseltilmesi ve üzerlerindeki yükün azaltılması noktasında en yüksek desteği verebilecektir. Koruyucu ekipman tedariki, yeni bilimsel gelişmeler konusunda eş zamanlı bilgilendirme, sosyal ve ekonomik destek sağlanması gibi konular bizim çalışmalarımızdaki başlıkların da sadece bir kısmı oldu. Yeni istihdamlarla mevcut sağlık çalışanlarımızın yükünün hafifletilmesi ise öncelikli uygulamalarımız arasında yer aldı. Bir diğer önceliğimizse görev ve sorumlulukların yeniden tanımlanıp paylaştırılması, acil olmayan iş yüklerinin zamana yayılması gibi önlemlerin alınmasıdır. Bunların hiçbiri gösterilen fedakarlıkların karşılığı değildir. Emeklerin pratik karşılıklarının verilebilmesi yanında, yine bu emeklerin zamana mühür vuracak şekilde karşılık bulması da gerekmektedir. Toplumlar böyle onurlandırmaları artık ödev biliyor. 2021 yılının Uluslararası Sağlık Çalışanları Yılı ilan edilmesi fikrinin başından beri güçlü bir savunucusu olmamızın nedeni de budur.”
‘1 MİLYON YÜZ BİN SAĞLIK ÇALIŞANIMIZIN AŞILAMASINI 45 GÜNDE TAMAMLADIK’
DSÖ Genel Direktörü’nün, sağlık çalışanlarının dünyayı kurtardığı, şimdi dünyanın görevinin de sağlık çalışanlarını korumak olduğu yönündeki paylaşımına atıfta bulunan Bakan Koca, “Tüm dünyadaki sağlık çalışanlarının çok kısa sürede Covid-19 aşısına erişmesi gerektiğinin altını önemle çizdi. Bu çağrıya bütün kalbimle katılıyorum. Aynı anlayışla, Türkiye olarak, yaklaşık 1 milyon yüz bin sağlık çalışanımızın aşılamasını 45 gün gibi kısa bir süre içerisinde tamamlamış bulunmaktayız. Her ne kadar şu anda aşı üreten ülkeler arasında yer almasak da temin ettiğimiz aşıların bir kısmını sağlık çalışanları için kullanılmak üzere farklı ülkelerle paylaştığımızı da eklemek isterim. Tüm sağlık çalışanları tüm insanlık için çalışıyor. Bizlere düşen bir başka görev, aşıya sağlık çalışanlarının erişiminin güçlü bir savunuculuğunu yapmaktır. Türkiye olarak, aşı üreticisi ülkeler ile erişim sorunu yaşayan ülkeler arasında diplomatik köprüler kurarak, kolaylaştırıcı rolü üstlendiğimizi belirtmek isterim. Bu girişimlerden sonuç almaya başladığımızı memnuniyetle ifade etmeliyim. Türkiye’nin yerli aşı üretim çalışmaları çok hızlı bir şekilde devam etmektedir. Kısa zamanda kendi aşımızı üreteceğimize inanıyoruz. Emin olunuz ki aşı üreticisi ülkelere tarafınızdan yapılan çağrı, bu gelişmeyle birlikte, Türkiye’de karşılığını bulacaktır” açıklamasında bulundu.
“2021’in bir günü değil, 2021 yılı sağlık çalışanlarına adanmıştır. Yıl boyunca, bu kapsamda birçok etkinlik gerçekleştirilecek. Türkiye olarak sürece en aktif katkıyı verme kararlılığındayız” ifadesini kullanan Koca, konuşmasının devamında şunlara değindi:
“Birleşmiş Milletler başta olmak üzere, uluslararası platformlarda, fikir, proje ve etkinliklerle sürecin savunucusu ve bir yürütücüsü olmaya devam edeceğiz. Türkiye ile birlikte dünya toplumlarının ödev ve minnet duygularını harekete geçireceğiz. Sağlık çalışanlarının saygınlığını, mesleklerinin manevi statüsünü insanlık vicdanınla etik sorumluluk gereği daha da yüceltmeye çalışacağız. Ortak kahramanlık destanı, dünyanın en büyük kentlerinden en ücra köşelerine her yerde ve yüzlerce farklı dilde. Bu destanın insanlığın ortak dilinde, kalbin sesiyle yazılmaya ihtiyacı var. Salgına karşı verilen savaş da üniformalar içinde veriliyor. Bu üniformalar en büyük sevgiyi uyandıran üniformalardır. İnsan ırkı bu üniformaların rengidir. İçinde bulunduğumuz zaman dilimi, tarihi, şimdi yazılması, anıtları daha sürerken dikilmesi gereken bir zamandır. Bu amaçla, sadece bir başlangıç olarak, DSÖ ile birlikte, sağlık çalışanlarına adanmış anıt görevi de görecek dijital bir platform kurma hazırlığındayız. Değerli dostum Tedros, bu platforma sizin de şahsi desteklerinizi bekliyorum. Konuşmamı bitirirken tüm dünyadaki değerli sağlık çalışanlarına şu mesajı vermek isterim: Sizler, tüm insanlığın, aynı anda, aynı sebeple şükran duyduğu insanlarsınız. İnsanlık, bu duygusunu ifade etmenin en güzel yolunu bulacaktır.”