Duygu KARAKOÇ/ KONYA,(DHA)- KONYA’da jeoloji mühendisi Prof. Dr. Muazzez Çelik Karakaya, TÜBİTAK destekli 21 kaplıcada yaptıkları araştırmada tedavi amaçlı çamur banyolarındaki çamurların bazılarında arsenik ve cıvaya rastlandığını belirterek sağlıklı olmadıklarını tespit ettiklerini söyledi.
Türkiye’de, termal kaplıcaları, su ve çamurunun şifasıyla sağlık turizminde önemli bir yere sahip. Konya Teknik Üniversitesi Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Muazzez Çelik Karakaya, TÜBİTAK desteğiyle 21 kaplıcada, su ve tedavi amaçlı kullanılan çamur banyolarında araştırma yaptı. Araştırmalar sonucunda bazılarının çamurunda arsenik ve cıvaya rastlandı. Karakaya, arsenik ve cıvanın da insan sağlığını olumsuz etkilediğini belirterek, çamur banyosunda kullanılan çoğu çamurun sağlıklı olmadıklarını belirlediklerini söyledi.
KİMYASAL DEĞERLER YÜKSEK
Bazı kaplıcalarda kullanılan çamurların, tarladaki toprağın elenip getirilerek kullanıldığına dikkat çeken Karakaya, şunları söyledi:
”TUBİTAK desteğiyle birlikte Türkiye’de 21 kaplıcayı ele aldık. Kaplıcalardaki projemizin amacı halk arasındaki adıyla kaplıca çamurunun özeliklerini ve sağlık açısından önemini araştırdık. Sonuç olarak bazı kaplıcalarda hem su hem de çamurların çoğunluğunda sindirim sistemlerini etkileyen radyoaktivite içerikleri ‘GA, GB’ kimyasallara rastlandı. Bazı radyoizotopların; rodyum, potasyum, toryum, sezyum hesaplanan parametreleri Dünya Sağlık Örgütü’nün (WHO) önerdiği değerlerden yer yer çok yüksek bulunmuştur. Benzer şekilde her ikisinin de bazı kaplıcalarda Dünya Sağlık Örgütünün toksik kabul ettiği bazı element içerikleri; arsenik, kadmiyum, cıva, antimon ve kurşun değerleri çok yüksekti. Ciltte tahriş ve yara varsa bu toksik elementler, kana karışabilir ve kümülatif olarak ciddi sağlık problemleri oluşturabilir.”
Kaplıcada kullanılan çamurların 10 yıl tekrar kullanımına izin verilmemesi gerektiğini ifade eden Karakaya, ”Ortak kullanıma sunulan su ve çamur havuzlarında, bulaş riski olacağı için testler yapıldıktan sonra kullanımına izin verilmelidir. Olgunlaştırılmalı, kullanım sonrası en az 10 yıl tekrar kullanıma verilmemelidir” dedi.
DENETİM ARTIRILMALI
Karakaya, araştırma sırasında termal tesislerden il sağlık müdürlüklerinin yaptıkları inceleme raporlarını de istediklerini ancak çoğu tesisin raporu ibraz edemediğini belirterek, bunun denetimlerin yeterince yapılmadığı yönünde kanı oluşturduğunu kaydetti.
Karakaya, bazı otellerin internet sitelerinde çamur banyosu yapıldığına dair reklamların yayınlandığını ancak incelemek istediklerinde ise otel yönetiminin çamur banyosu yapmadıklarını söylediklerini hatırlatarak, ”Bu durum bizde, otellerinde çamur banyosunu kaçak olarak yaptığını ve denetilmedikleri kanaati oluşturdu. Halbuki ülkemiz kaplıca yönünden zengin. İyi bir denetim mekanizmasıyla sistemli bir şekilde kullanıldığında turizme mevcut durumundan daha fazla katkı sağlayacağına inanıyoruz” dedi.
CİLT PROBLEMLERİNİ ÇÖZÜMSÜZ BIRAKIYOR
Kaplıca çamurunun sadece sağlık açısından değil, kozmetik sektöründe de ham madde olarak kullanıldığını ifade eden Karakaya, ”Kaplıcalardaki çamurlar, kozmetik alanda kullanılıyor ama birçoğu doğal ürün değil. Birçok kozmetik kremlerin içinde çok fazla kimyasal madde bulunuyor ve egzama gibi farklı cilt problemlerini ya çözümsüz bırakıyor ya da geçici çözümler ortaya çıkıyor “diye konuştu.
FOTOĞRAFLI