İSTANBUL (DHA)- Borsadaki işlemlerin yüzde 28’inin ‘oyun’ mantığıyla yapıldığını belirten Prof. Dr. Saim Kılıç, “Borsaların ‘oyun’ yeri olmadığını, ‘yatırım’ yeri olduğunu yatırımcılara şiddetle anlatmak gerekiyor” dedi.
2021’in halka arzlar açısından hareketli bir yıl olacağını belirten Borsa İstanbul Eski Denetim ve Gözetim Kurulu Başkanı ve Altınbaş Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Saim Kılıç, “Birinci ve en önemli sebep son dönemde talep tarafının gelişmiş olması. Son bir yılda borsadaki aktif yatırımcı sayısı yüzde 100’den fazla artarak 2,2 milyona ulaştı. Yani halka arzları karşılayacak yeterlikte yatırımcı kitlesi var. Öyle ki, eskiden yabancı yatırımcı alımı olmadan halka arzda başarı sağlanamazken, şimdi onlara ihtiyaç dahi duyulmuyor. Çünkü yerli yatırımcı talebi, mevcut halka arzların onlarca katı kadar olabiliyor” diye konuştu.
İkinci sebep şirketlerin bankalara bağımlı finansmandan kurtulmak istemeleri diyen Prof. Dr. Saim Kılıç, “Özellikle ekonomik konjonktürün olumsuz olduğu dönemde bankalar şirketlere iyi-kötü ayrımı yapmadan kredi vermekte isteksiz davrandılar. Hatta mevcut kredi tahsislerini kullandırmadılar. Bu da şirketleri halka arz gibi daha kalıcı finansman kaynaklarına yönlendirdi. Üçüncü sebep, borsanın tüm olumsuzluklara rağmen iyi bir performans sergilemesi. Borsa performansının iyi olması hem arz hem de talep tarafını olumlu etkiliyor. Arz tarafını olumlu etkiliyor, çünkü şirketler daha gerçekçi değerlerden halka açılabiliyor. Talep tarafını olumlu etkiliyor, çünkü halka arzdan hisse alanlar para kazanıyor. Dördüncü sebep genel olarak tüm dünyada likidite bolluğunun olması” ifadelerini kullandı.
“REFORM PAKETİ DE OLUMLU ETKİLEYECEK”
Hükümet’in son açıkladığı ekonomi reform paketinde sermaye piyasalarına ağırlık verileceğinin ve halka arz süreçlerinin kolaylaştırılacağını söyleyen Prof. Dr. Saim Kılıç, “Bu durum halka arza olan ilgiyi daha da artıracaktır. Piyasanın iyi çalışmasının sağlanması, süreçlerin hafifletilmesi ve vergi avantajları sayesinde çok daha büyük şirketlerin halka açılmaya ilgi duyacağını düşünüyorum. Her hissenin bir piyasası vardır. Yeter ki, o hisse yatırımcılar için potansiyel kazançlar sağlasın. Esasen diğer ülkelerdeki rakamlara da baktığımızda, ülkemizin potansiyeli ve piyasalarımızın gelişmişlik düzeyinin şu anda 1000 civarında halka açık şirketi rahatlıkla kaldırabilecek düzeydedir” diye konuştu.
“BORSALAR OYUN DEĞİL YATIRIM ALANI”
Halka arzlarda pay fiyatların kısa sürede artışı ve bazı olaylarda birkaç katına çıkmasını da değerlendiren Prof. Dr. Saim Kılıç, sözlerine şöyle devam etti:
“Piyasadaki sert fiyat hareketleri ülkemizle sınırlı olmadığı gibi, yalnızca halka arz edilen şirketlerle de ilgili değil. Dünyada böyle ilginç bir olgu var. Borsalardaki fiyatların şirketlerin gerçeklerinden bağımsız olarak belirlendiğine tanık oluyoruz. Çok iyi finansal performans gösteren şirketlerin hisse fiyatları yerlerde sürünürken, performansı iyi olmayan şirketlerin hisse fiyatları çok yüksek olabiliyor. Yine şirketlerin faaliyetlerinde, yatırımlarında, ortaklık yapılarında ve yönetimlerinde hiçbir değişiklik olmadığı halde, 1-2 aylık kısa bir süre içinde fiyatları 2-3 kat artabiliyor. Hisse senedinin fiyatını, detaylı analizler yaparak karar alan kurumsal yatırımcılar veya onların içini bilen patronlar ve yöneticiler değil, daha çok piyasayı oyun yeri olarak gören, tüyolara göre hareket ederek işlem yapan, şirketlerin finansal tablo ve açıklamaları başta olmak üzere temel bilgilere dahi bakmayan ‘oyuncular’ belirliyor.”
“AÇIĞA SATIŞ YASAĞI İZLENMELİ”
ABD’de yapılan yeni bir bilimsel araştırmanın da bunu doğruladığını kaydeden Prof. Dr. Kılıç, “Borsalardaki işlem hacminin ne kadarının ‘kumar’ kıvamında yapıldığına ilişkin olarak bu yıl başında yayınlanan bir araştırmanın sonuçlarına göre Türkiye 38 ülke arasında, Tayland, Çin ve Güney Kore’den sonra yüzde 28 oran ile dördüncü sırada yer alıyor. Bu durum, piyasa değerinin gerçek değerinden kopuk belirlenmesine ve dolayısıyla da potansiyel risklere davetiye çıkarıyor. Borsaların ‘oyun’ yeri olmadığını, ‘yatırım’ yeri olduğunu yatırımcılara şiddetle anlatmak gerekiyor” değerlendirmesinde bulundu.