Mesut MADAN/BURDUR, (DHA)-BURDUR’da 12 Mayıs 1971’de meydana gelen 6,2 büyüklüğündeki depremde kent merkezi ile Yazıköy, Yarıköy ve çevresinde birçok ev yıkılırken, 57 kişi yaşamını yitirdi. Yeni yerleşim merkezlerine taşınan Yazıköy ve Yarıköylüler’in terk ettiği eski evler yarım asırdır aynı şekilde dururken, depremi yaşayanlar ise o günlerin acılarını yüreklerinde yaşıyor. Jeoloji Yüksek Mühendisi Servet Cevni, “O fay hattı her zaman oradaymış biz inatla onun üzerinde yapılaşmaya devam etmişiz. İnatla bilimle konuya yaklaşmamışız. Nasıl kolayımıza geldiyse o şekilde öngörülmüş. Bunlara özen göstermemeye maalesef devam ediyoruz” dedi.
Burdur’da, 12 Mayıs 1971’de saat 08.25’te meydana gelen 6,2 büyüklüğündeki depremin yıktığı evlerini olduğu gibi bırakan Yazıköy ve Yarıköylüler, yeni yerleşim yerlerine taşındı. Yıkılan evlerden geriye kalanlar ise depremin izlerini günümüze taşıyor, acılar tazeliğini koruyor. O günleri yaşayanlar; korku dolu anları unutamadıklarını belirtiyor.
’50 YIL SONRA BÖYLE BİR DEPREMİN OLACAĞI SÖYLENİYOR’
Depremin merkez üssü olan Yarıköy’de dönemin muhtarı olan Musa Şen, “İnşallah Allah böyle bir deprem daha yaşatmasın ama 50 yıl sonra böyle bir depremin olacağı söyleniyor. Köyümüzün girişine deprem köyü tabelası astık. Gelen giden misafirlerimiz görsün. Köyümüzün yaşadıkları unutulmasın istiyoruz” diye konuştu.
‘KARŞIDAKİ DAĞDAN KAYALARIN YIKILDIĞINI GÖRDÜM’
Deprem anını yaşayanlardan Mehmet Yılmaz (67), o anları şöyle anlattı:
“Sabah tarla sulamaya gitmiştim. Çok kuvvetli bir sarsıntı oldu. Beni havaya kaldırdı. Yere düşmeyeyim diye ağaca sarıldım. Karşıdaki dağdan kayaların yıkıldığını gördüm. Köyden toz bulutu yükseldi. Geldiğimde mahalle olduğu gibi yıkılmıştı. 3 kişinin cesedini çıkardık toprağın altından. Cenabı Allah bir daha bize böyle felaket göstermesin.”
’50 YIL GEÇTİ AMA 50 SAAT GİBİ’
Osman Nuri Şen (68) de “Sabah çok büyük bir sallantıyla bütün evler yıkıldı. Çok zor günler geçirdik. Çok yoksulluk çektik. Çok yoğun yağmur yağdı. Devlet çadır verdi ama hem maddi hem manevi sıkıntı yaşadık. Deprem sırasında ben hayvan dışkısı çekiyordum arabayla arabanın altında kaldım. Köylü pancar çapasına gitmişti. Daha erken saatte olsaydı daha çok zayiat olurdu. 50 yıl geçti ama 50 saat gibi. Halen daha unutamıyoruz bu acıları” diye konuştu.
‘O FAY HATTI HER ZAMAN ORADAYMIŞ’
Jeoloji Yüksek Mühendisi Servet Cevni ise Burdur’da 1914’te 7.1 büyüklüğünde, 1971’te ise 6.2 büyüklüğünde iki ciddi deprem meydana geldiğini hatırlatarak, şunları söyledi:
“1971 depreminde 57 kişi ölmüş ve binin üzerinde binanın yıkıldığı veya hasar gördüğü tespit edilmiş. Bakıldığında bu ciddi bir facia. Bu bilinmiyor muydu, biliniyordu. Fay hatları dünyanın oluşumundan bu yana süregelen şeyler. MÖ 4’üncü ve 5’inci yüzyıllarda depremlerle buradaki bazı antik yerleşimlerin yıkıldığı biliniyor. O fay hattı her zaman oradaymış biz inatla onun üzerinde yapılaşmaya devam etmişiz. İnatla bilimle konuya yaklaşmamışız. Nasıl kolayımıza geldiyse o şekilde öngörülmüş. Bunlara özen göstermemeye maalesef devam ediyoruz. 1971 depreminde hasar gören binalardan yüzde 90’ının yapılan araştırmalarda alüvyon yelpazesi üzerinde ve alüvyon çökelleri üzerinde olduğu söyleniyor. Bu konuda yönetmelikler, revizeler, teknolojiye ayak uyduracak gelişmeler var ama biz hala alüvyon üzerine yeni yapılar inşa etmeye devam ediyoruz.”
‘BU HATTIN ORTALAMA 50 YILDA DEPREM ÜRETME POTANSİYELİ OLDUĞU DÜŞÜNÜLMELİ’
1914 ve 1971 depremlerinin yüzey kırığı oluşturan depremler olduğunu anlatan Servet Cevni, “Bir bölgede geçmişte oluşan depremler gelecekte de aynı yerde ve benzer büyüklükte depremler üretebilir. Bu bakımdan Burdur ilimiz yüzey faylanması tehlikesi altındaki illerimizden biri olarak değerlendirilmektedir. Burdur fayının hangi sıklıkta deprem ürettiği konusunda ise bugüne kadar yapılan kısıtlı sayıdaki çalışmalarla elde edilen verilere dayalı net bir zaman vermek mümkün olmamıştır. Ancak yapılan ölçümlerde fay hızının 6-7 mm/yıl olduğu belirlenmiştir, bu da oldukça yüksek bir hız olup, fayın sık deprem üretebileceği anlamına gelmektedir. Bu nedenle diri fay üzerindeki çalışmaların artırılması gereklidir. Bu veriye göre takribi olarak değerlendirdiğimizde bu hattın ortalama 50 yılda bir deprem üretme potansiyeli olduğu düşünülmelidir” diye konuştu.
FOTOĞRAFLI