‘2021’İ YÜZDE 9’LUK BÜYÜME İLE KAPATMAYI ÖNGÖRÜYORUZ’
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2009 yılında yaşanan küresel ekonomik krizde hem dünya hem Türkiye ekonomisinin küçüldüğünü, geçen yıl ise küresel ekonominin küçülmesinin 2009’a göre daha şiddetli olduğunu ve yüzde 3’ün üzerinde daralma yaşandığını kaydetti. Erdoğan, “Buna karşılık Türkiye yüzde 118 büyüme başarısı gösterdi. Bu yılın ilk çeyreğinde yüzde 7,2 ve ikinci çeyreğinde yüzde 21,7’lik büyüme oranlarını yakaladık. Yatırımlar ve net ihracat, büyümeye oldukça yüksek katkı sağladı. Böylece dengeli ve sürdürülebilir büyüme hedefimize biraz daha yaklaştık. Yılın üçüncü çeyreğindeki ekonomik gelişmeler, güçlü sanayi üretimi ve ihracat ile hizmetler sektöründeki iyileşmenin de katkısıyla canlı bir şekilde devam ediyor. İnşallah 2021’i yüzde 9’luk bir büyüme ile kapatmayı öngörüyoruz. Büyümeye istihdam artışı da eşlik ediyor. Bu yılın ilk 7 ayında istihdamdaki artış 1,7 milyon kişiye ulaşırken, toplam istihdam da salgın öncesi seviyeleri geride bıraktı. Türkiye, OECD ülkeleri arasında, salgın öncesi döneme göre istihdamını artıran sayılı devletlerden biridir. Gelecek dönemdeki yol haritamızı da Orta Vadeli Programımızla belirlemiş durumdayız. Program dönemi boyunca, yıllık ortalama yüzde 5,3 büyümeyi, her sene 112 milyon kişiye istihdam sağlamayı, milli gelirimizi 1 trilyon doların üzerine çıkarmayı hedefliyoruz. Ekonomi Reform Programı ve Orta Vadeli Programla belirlediğimiz eylemleri kararlılıkla hayata geçireceğiz” dedi.
‘ENFLASYONU TEK HANELİ RAKAMLARA DÜŞÜRMEKTE KARARLIYIZ’
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin ihracatta, tarihinin en iyi seviyelerine ulaştığını bildirerek yıllık 210 milyar doları geride bıraktığını, ihracatın ithalatı karşılama oranının da oldukça iyi bir yere geldiğini söyledi. Erdoğan, 2021 için belirlenen 211 milyar dolarlık ihracat hedefinin çok üzerine çıkılacağının anlaşıldığını belirterek, şunları söyledi:
“Güçlü ihracat, toparlanan turizm gelirleri ve altın ithalatıyla ilgili yaptığımız düzenlenmeler sayesinde, cari dengede önemli bir iyileşme başladı. Salgın döneminde küresel düzeyde yatırımlar yüzde 35 azalırken, bizde neredeyse hiç hız kesmedi. Cari açığımızın iyileşmesine 25 milyar dolarlık katkı yapacak alt yapıyı kurmuş oluyoruz. Özel sektörümüzün dinamizmi ve ekonomi politikalarımızın istikrarı sayesinde, bu dönemde cari açık sorunundan tümüyle kurtulabileceğimize inanıyorum. Bunun için öncelikle, ülkemizdeki uluslararası yatırımların ölçeğini daha yukarılara çekmek istiyoruz. Kendi girişimcilerimizi teşvik etmek yanında, Türkiye’ye henüz yatırım yapmamış küresel markaları ülkemize kazandırmak için de her fırsatı değerlendiriyoruz. Bunun için yatırım teşvik sistemimizi çok daha cazip bir yapıya dönüştürerek nakdi teşvikleri de içeren seçici destekler getireceğiz. Yeni sistemde, öz sermaye ağırlıklı ve bölgesel kümelenme öncelikleriyle uyumlu yatırımlara daha fazla destek vereceğiz. Yeni dönemde yatırım, üretim, ihracat ve istihdam alt yapımızı, işte bu gençlerimiz eliyle katlayarak büyüteceğiz. Tabii tüm bunları söylerken enflasyon sorununu da göz ardı etmiyoruz. Türkiye, gelişmiş ülkelerin aksine, enflasyonla ilk defa karşılaşan bir ülke değildir. Bu sebeple, enflasyonla etkili mücadele konusunda çok daha fazla deneyim ve araca sahibiz. Makro ekonomik politikalardan yapısal reformlara kadar pek çok adımı atarak, enflasyonu tek haneli rakamlara düşürmekte kararlıyız.”
‘NAKİT REZERVİMİZİ GÜÇLÜ TUTMA POLİTİKAMIZI SÜRDÜRECEĞİZ’
Cumhurbaşkanı Erdoğan, gıda tarafında gerek kuraklık gerekse artan girdi maliyetlerinin etkisini azaltacak tedbirler aldıklarını söyleyerek şöyle devam etti:
“Bunlardan biri de fahiş artışları anında tespit edip müdahaleye imkan sağlayacak Erken Uyarı Sistemidir. Aynı şekilde rekabet politikalarımızı da mercek altına aldık. Rekabeti bozan, piyasadaki hâkim durumunu kötüye kullanan ve fiyatları keyfi bir şekilde belirleyen firmaların üzerine kararlılıkla gideceğiz. Bütçe açığının milli gelire oranını, bu yıl ve önümüzdeki yıl için yüzde 3,5 olarak belirledik. Bu sene, esnaf destekleri, aşı ve tıbbi malzeme alımları, kısa çalışma ödeneği kaynaklı prim kaybı ödemeleri, afetler için yapılan harcamalar, memur ve emeklilerimize yapılan enflasyon farkı ödemeleri ile eşel-mobil uygulamaları, bütçe açığı üzerinde yukarı yönlü baskı oluşturdu. Bu ilave maliyetlerin bütçeye getirdiği yüklerin hafifletilmesi amacıyla bazı tedbirler aldık. Bu sayede, sene sonundaki yüzde 3,5’Iuk bütçe açığı hedefimize rahatlıkla ulaşacağımız anlaşılıyor. Bütçe açığını düşürerek borçlanma ihtiyacını azaltırken, borç stokunun yapısını da güçlendirdik. Diğer ülkelerin merkez bankalarının atacağı adımları da dikkate alarak temkinli ve ihtiyatlı bir borç yönetimi politikası uygulamaya devam edeceğiz. Yurt dışı kaynaklı dalgalanmalara karşı hazırlıklı olmak için nakit rezervimizi güçlü tutma politikamızı sürdüreceğiz.”
‘YEŞİL KALKINMA DEVRİMİ PARTİLER ÜSTÜ SAHİPLENİLMEYİ HAK EDİYOR’
Cumhurbaşkanı Erdoğan, dünyanın gündeminde giderek daha çok öne çıkan konulardan birinin çevre sorunları ve iklim değişiklinin yol açtığı tabii afetler olduğunu ifade ederek şöyle konuştu:
“Geçtiğimiz hafta Birleşmiş Milletler Genel Kurulunda ilan ettiğimiz Paris iklim Anlaşması’nı Meclisin takdirine sunma kararımız, başlattığımız Yeşil Kalkınma Devriminin de ilk müjdesidir. Türkiye bundan sonra attığı her adımı, bu anlayışla planlayacak ve hayata geçirecektir. Avrupa Yeşil Mutabakatıyla da uyumlu şekilde bu süreci devam ettirerek insanlığa, vatandaşlarımıza ve gelecek nesillere karşı sorumluluğumuzu yerine getirmekte kararlıyız. Bu kapsamda; enerjide, yenilenebilir enerji kaynaklarının toplam gücümüz içindeki oranını, güneş, rüzgar, nükleer üretim imkanlarına ağırlık vererek daha da artıracağız. Doğal gaz tedariki/üretimi ve depolanması konusundaki yatırımlarımızı hızlandıracağız. Akkuyu’da halen süren nükleer güç santralimizin ilk etabını 2023’te hizmete alacak/yeni güç santrallerinin inşası için gereken adımları da atacağız. Giderek daha dengesiz ve sert hale gelen meteorolojik hadiselere karşı kapsamlı bir erken uyarı sistemi kuracağız. Bereketli su kaynaklarımızın ülkemizin daha kurak bölgelerine aktarılmasıyla ilgili yeni projeler geliştireceğiz. Ormanlarla birlikte yüreğimizi de yakan yangınlara insansız hava araçları, uçaklar, helikopterler ve diğer imkanları kullanarak etkin müdahale konusunda dünyadaki örnek konumumuzu daha da güçlendireceğiz. Yeşil Kalkınma Devrimi diye ifade ettiğimiz önümüzdeki yeni sürecin, partiler üstü bir sahiplenmeyi hak ettiği kanaatindeyiz.”
Nursima ÖZONUR/ANKARA, (DHA)
FOTOĞRALI