Buğra OLAÇ/ANKARA, (DHA)- CUMHURBAŞKANI Yardımcısı Fuat Oktay, “Kıbrıs meselesinin neredeyse kangren haline gelmesinin müsebbibi olan AB, Cenevre’de müzakere masasında yer almayı bekliyor. AB’nin bu sürece katacağı, masada taraf olarak katacağı fazla bir şey olduğunu görmüyoruz. KKTC tarafıyla bu konuda hem fikiriz” dedi.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Oktay, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Başbakanı Ersan Saner ve beraberindeki heyetle Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde görüştü. Görüşmenin ardından imza töreni ve ortak basın açıklaması düzenlendi. Oktay, geçtiğimiz haftalarda ilgili bakanlar, bakan yardımcıları ve kurum başkanlarının bulunduğu geniş bir heyetle KKTC’ye çalışma ziyareti gerçekleştirdiklerini anımsattı.
Bugün imzaladıkları, İktisadi ve Mali İşbirliği Anlaşması’nın hem bu ziyaretin hem de bugüne kadar KKTC ile yürüttükleri yakın temasların önemli bir çıktısı olduğunu belirten Oktay, “İmza attığımız bu anlaşmada temel hedefimiz; yatırımlardır. Amacımız KKTC’de çarpan etkisi yüksek alanları güçlendirerek kendi kendine yeten bir KKTC ekonomisinin oluşmasına katkı vermektir. Bu anlaşma ile KKTC’ye bu yıl 2,5 milyar Türk lirası yeni kaynak ayırıyoruz. Geçen yıldan devreden tutarla birlikte toplam 3 milyar 250 milyon liralık bir destek öngörüyoruz. Anlaşmanın temeli, yatırımlardır, ekonominin çarklarının dönmesidir ama her şeyden önce dayanışmadır, samimiyettir ve kardeşliktir. 2021 Türkiye-KKTC İktisadi ve Mali İşbirliği Anlaşması yatırım odaklı yapısıyla özellikle ulaşım, haberleşme, ticaret, sanayi, gençlik ve spor ile yerel yönetimler alanında mevcut altyapıyı güçlendirecek eylemlerden oluşmaktadır” dedi.
’20 BİN KOVİD AŞISINI DAHA KKTC’YE GÖNDERİYORUZ’
KKTC’de gerçekleşen yapısal dönüşümlerin ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde destekledikleri kalkınma hamlesinin başarıya ulaşmasının en büyük arzuları olduğunu kaydeden Oktay, “Bununla birlikte KKTC’ye uluslararası alanda haksız şekilde örülmüş suni engellerin biran önce kaldırılması da son derece elzemdir. Uluslararası toplumun vicdanında ön yargıların hakikatlerin önüne geçmesi kabul edilemez. Kıbrıs meselesinin çözümüne dair Rum tarafının hiçbir zaman hiçbir somut adımı olmamıştır. Bugüne kadar görmedik. Buna rağmen ambargolarla, yok sayılmalarla baş başa bırakılan, kovid ile mücadele gibi insani bir konuda adeta kaderine terk edilen KKTC halkı olmuştur. Gönderdikleri aşı sayıları, aşı hibeleri ortada. AB, KKTC’ye zikretmeye bile değmeyecek cüzi miktarda aşı göndermiştir. Ona da ‘gönderdi’ denilirse şayet. Ama bunu tanıtımına, reklamına, oluşturduğu gürültüye bakarsanız sanki bütün toplumu aşılayan bir AB var gibi. Ama ortada hiçbir şey yok. Biz anavatan ve garantör ülke olarak, elbette buna seyirci kalmadık ve bundan sonra da kalmayacağız. Bu hafta 20 bin kovid aşısını daha KKTC’ye gönderiyoruz. Böylece toplam aşı yardımımız 100 bine ulaşmış oluyor. Dünyadaki en iyi ilk 1-2 ülke arasında yer almış oluyorsunuz böylelikle” ifadelerini kullandı.
‘AB’NİN KATACAĞI BİR ŞEY YOK’
Oktay, Nisan’da Cenevre’de yapılacak 5+BM gayrı resmi Kıbrıs toplantısına yaklaşımlarının net olduğunu belirterek, şunları kaydetti:
“Şimdi bakıyoruz, Kıbrıs meselesinin neredeyse kangren hale gelmesinin müsebbibi olan AB, Cenevre’de müzakere masasında yer almayı bekliyor. Avrupa Birliği’nin bu sürece katacağı masada taraf olarak katacağı fazla bir şey olduğunu görmüyoruz. KKTC tarafıyla bu konuda hem fikiriz. Dolayısıyla 5 artı 1 toplantısında bulunmaları da pek fayda sağlayacağı görüşünde değiliz, masada. Milli davaya olan inancımızla Kıbrıs Türk halkının meşru hakları teslim edilene dek ve kardeşlerimizin Ada’da siyasi eşitliği sağlanana kadar hak ve hakkaniyet mücadelesini sürdüreceğiz. Türkiye ve KKTC birlikte kazanacak, birlikte başaracak ve birlikte yürüyecektir. Burada bir kez daha Sayın Saner’le birlikte tüm dünyaya ilan ediyoruz; fikir birlikteliğimiz bakidir. Maraş bölgesinin yeniden hayat bulması yönünde verdiğimiz karardan da zaten asla vazgeçmemiz söz konusu değildir. 45 yıl bu konuda iyi niyet gösterilmiştir; ama iyi niyete muhatap bulunamamıştır. İki egemen devletli çözüm irademizden geri adım atmayacağız. KKTC’ye uygulanan haksız ambargoları sineye çekmeyeceğiz. KKTC’de üreten iş insanlarının, turizmcinin, sanayicinin emeklerinin zayi olmasına müsaade etmeyeceğiz. Cumhurbaşkanımız liderliğinde Türkiye, 1571’den beri adanın asli unsuru olan Türk halkının hakkaniyet mücadelesinde yanındadır ve duruşumuz 1 milim bile şaşmayacaktır. Bugün olduğu gibi bundan sonra da, şartlar ne olursa olsun, KKTC’nin yanında ve Kıbrıs Türk halkı ile omuz omuza olmaya devam edeceğiz. Aksini düşünenler her zaman olduğu gibi hayal kırıklığı yaşamaya mahkumdur.”
‘ANAVATAN TÜRKİYE’ VURGUSU
KKTC Başbakanı Ersan Saner ise haklı davaları olan ve 1958 yılından başlayan BM’deki görüşmelerin hiçbir sonuca ulaşmadığını belirterek, “KKTC halkının kurmuş olduğu kendi egemen devleti ile bundan sonraki süreçte de yoluna devam ederken, anavatandan almış olduğu güç ile birlikte egemen iki ayrı devlet temelinde bir uzlaşıya her zaman hazır olduğumuzu her zaman ifade etmiş ancak bugüne kadar hiçbir sonuca ulaşılmamıştır. Bugünden itibaren de 5 artı BM toplantısında yine Anavatan Türkiye Cumhuriyeti ile esas hedefimiz egemen iki ayrı eşit toplum temelinden devam edeceğini ben de bir kez daha paylaşmak istiyorum” dedi. Konuşması sırasında sık sık “Anavatan Türkiye Cumhuriyeti” vurgusu yapan Saner, “Ben hep şunu söylüyorum dünyadaki ülkelerin IMF’si vardır. Bizim IMF’miz yoktur anavatanımız vardır” ifadelerini kullandı.
FOTOĞRAFLI