Fatih YILMAZ-Halil İbrahim YEL/TOKAT, (DHA)- TOKAT’ta Danişmendliler döneminde 1190 yılında yazılan Kur’an-ı Kerim, Anadolu’da o dönem elle yazılmış nadide eserlerden biri olma özelliği ile dikkat çekiyor. Tokat Müzesi’nde sergilenen Kuran-ı Kerim’in ketebesi orta kısmında yer alıyor. Tokat Kültür ve Turizm İl Müdürü Adem Çakır, “Anadolu’nun Müslümanlaşması süreci döneminden elimizde kalan bir eser. Hattat ketebeyi kitabın orta kısmında bir sayfanın alt altına yerleştirmiş. Bu nedenle tarihini biliyoruz. Bir başka özelliği de çok rastlanmayacak şekilde satır altında Arapça meal kısmı var” dedi.
Maşat Höyük, Hanözü kazısı eserleri, Hıristiyanlık eserleri ve etnografya temelli eserlerin yanı sıra sikkeler ve süs eşyası sergilendiği Sulu Sokak Çarşısı’ndaki Arastalı Bedesten’de hizmet veren Tokat Müzesi’nde 8 asırlık el yazması Kur’an-ı Kerim dikkat çekiyor. Danişmendliler döneminde yazılan Kur’an-ı Kerim’in ketebesi orta kısmında bulunuyor. Ketebesinde hattat olarak Ebul Kasım bin Mahmud bin Ebul Kasım bin İbrahim bin Muhammed El İmami ismi yer alıyor.
Müzede sergilenen Kur’an-ı Kerim’in 1190 yılında yazıldığını bildiklerini belirten Tokat Kültür Turizm İl Müdürü Adem Çakır, “Matbaadan önce bütün toplumlar kitapları el ile yazıyorlardı. Bizim kültürümüzde bu süreç daha uzun sürdü. Kur’an’ı Kerim’ler dinimizin temel kitabı olduğu için daha da özenli hazırlanmış kitaplar olarak öne çıkıyor. Buradaki Kuran-ı Kerim’in en temel özelliği Anadolu’da Türkler döneminde yazılmış nadide örneklerinden biri olmasından kaynaklanıyor. Yazım tarihi 1190. Daha eski eski tarihlerde yazılmış Kur’an-ı Kerim’ler Topkapı Sarayı’nda var. Ancak onlar Mekke’den, Medine’den getirilen kutsal eşyalar arasında sayılıyor. Müzemizdeki Kuran’ın özelliği Anadolu’nun Müslümanlaşması sürecinde yazılmış bir eser olması. Tabi ki bu kitabı saklamak kolay değil. Eski dönemdeki kağıtlardaki dayanıklılığını da düşünürsek bu daha farklı bir boyut kazanıyor. Bir de genellikle eski kitapların tarihini belirlemekte zorlanıyoruz. Ketebesinde, yani kitabın yazarının, yılının anlatıldığı, kitabın kimliği diyebileceğimiz bölüm genellikle son sayfalarda olur. Ve çok kullanıldığı için de son sayfalar genellikle ilk yırtılan, kopan sayfalar olur. Dolayısıyla da yıllarını tespit etmekte zorlanırız. Bu Kur’an-ı Kerim’de şansımız hattat, ketebeyi kitabın orta kısmında bir sayfanın altına yerleştirmiş. Sergide de o sayfa bulunmakta. Onun için rahatlıkla ve güvenle 1190 tarihli olduğunu söyleyebiliyoruz. Bir başka özelliği de satır altı meali olması. Bu çok rastlanan bir durum değildir. Satırın altında Arapça meal kısmı var” dedi.
FOTOĞRAFLI