1- YOĞUN BAKIM DERNEĞİ BAŞKANI PROF. CİNEL: 2 DOZ AŞI OLANLARIN YOĞUN BAKIMLARA DAHA AZ DÜŞTÜĞÜNÜ GÖRÜYORUZ
Gülseli KENARLI – Harun UYANIK / İstanbul, (DHA) TÜRK Yoğun Bakım Derneği Başkanı Prof. Dr. İsmail Cinel, “Şu anda elimizdeki veriler geneli ifade etmez ama belli bir popülasyonun belli bir sayısına baktığınızda 2. doz aşı olanların yoğun bakımlara daha az düştüğünü görüyoruz. Burası açık ve net. Veya iki doz aşı olanların servislerde hastalansalar bile hastalığı daha hafif geçirdiklerine şahit oluyoruz.” dedi.
Türk Yoğun Bakım Derneği Başkanı Prof. Dr. İsmail Cinel, koronavirüs aşılarının vaka sayılarında ve hastalığı geçirenler üzerindeki etkisini Demirören Haber Ajansı’na değerlendirdi.
Prof. Dr. İsmail Cinel, “Bu hafta çok önemli ve üçüncü hafta. Bu hafta biz ağır hasta sayısının aşağıya kıvrıldığını gördük, bu hafta yansıdı. Vefatlarda da bir miktar bu hafta yansıdı gibi ama belki de vefatların azalması için bir hafta daha beklememiz gerekecek. Daha sonra yansımayı göreceğiz hep birlikte. Ağır hasta sayısı geçtiğimiz hafta zirve yaptı. 3 binli rakamlarla. Bu haftanın ilk üç günün rakamları 3 bin 400’lü rakamlara indi. Bugünden itibaren haftanın geri kalan bölümünde de düşüşlerle birlikte ortalama 3 bin 300 olacak. Artık ağır hasta sayısı da azalmaya başladı. Belli bir süre sonra yoğun bakımlardaki doluluk oranlarımız daha aşağıya gelecek ve daha bir rahatlama olacak diyebileceğiz gibi görünüyor.” dedi.
“YOĞUN BAKIMLARDAKİ VAKALAR YÜZDE 10 AZALDI”
Prof. Dr. Cinel, aşılamanın artmasıyla birlikte yoğun bakımlardaki hasta sayısında azaldığını belirterek, “Vaka sayılarındaki azalmaya bakarsanız 60 binlerden şu anda neredeyse 26 bin civarına inişi var, neredeyse yüzde 50’ye yakın bir inişten söz ediyoruz. Bu yoğun bakımlara henüz böyle yansımadı. Yoğun bakımlardaki vakalar yüzde 10 civarında bir yansıma. Bunu da zaten ağır hasta sayısından anlayabiliyoruz. İstanbul’da yüzde 71.5-72 oranında bir doluluk oranından söz edilmişti. Aslında biz de yüzde 75 doluluğun yüzde 100 olduğunu ifade ediyorduk. Yoğun bakım konseptini bilen insanlar olarak belli bir oranda yoğun bakımlarda boş yataklara ihtiyacımız var. Servislerde yatan hastaların çabuk yoğun bakıma ulaşmaları açısından, yoğun bakım gereksinimleri olduğundan. Şimdi yavaş yavaş bir yatak, iki yatak, üç yatak gibi boşluklar yoğun bakımlarda oluşmaya başlıyor.” diye konuştu.
“İKİ DOZ AŞI OLANLARIN YOĞUN BAKIMLARA DAHA AZ DÜŞTÜĞÜNÜ GÖRÜYORUZ”
Prof. Dr. Cinel, 2. doz aşılamanın önemine vurgu yaparak, “Çok açık ve net; biz aşılamayı kısa sürede bütün katmanlara yaymak durumundayız. Şu anda elimizdeki veriler geneli ifade etmez. Belli bir popülasyonun belli bir sayısına baktığınızda iki doz aşı olanların yoğun bakımlara daha az düştüğünü görüyoruz. Burası açık ve net. Veya iki doz aşı olanların servislerde hastalansalar bile hastalığı daha hafif geçirdiklerine şahit oluyoruz. Bunlar çok önemli veriler. O yüzden aşıya dört elle sarılmamız gereken bir dönemi yaşıyoruz. Zaten bu bilinen bir şey pandemilerde. Ama aynı anda popülasyonun çok olması lazım. Eğer aşılamada bir gecikme söz konusu olursa otomatikman yeni mutant virüslerle karşı karşıya kalma olasılığımız artabilir. Böyle çekincelerimiz var. Bu yüzden aşı hakkı gelenlerin bir an önce o randevuyu alıp bir an önce o aşıyı olmaları çok açık ve nettir.” ifadelerini kullandı.
“HAFİF GEÇİRMENİZE, ORGAN FONKSİYONLARINIZIN KORUNMASINA YOL AÇABİLİYOR”
Cinel, “Aşılama olmasaydı bu pik dönemi tolere edilemez boyutlara ulaşacaktı” diyerek şunları kaydetti:
“Bizim Kasım-Aralık’ta ağır hasta sayımız 5 bin 985’leri bulmuştu. Maksimumunu söylüyorum sizlere, bunun ana merkezi de İstanbul’du. Biz canla başla çalışarak bunların üstesinden gelmiştik, sayı çok azalmıştı. Ama bu kez maksimum sayı olarak neredeyse yarısı 3 bin 500 küsürleri gördük. Ve bu rakamda dahi yoğun bakımlarda yüzde 72 doluluk olduğunu gözlemledik. O yüzden aşılama çok faydalı bir şey. Bu aşılama hastalığı geçirmenize engel olabilir veya geçiriyorsanız da daha hafif geçirmenize neden oluyor. Ağır hasta olsanız bile daha hafif geçirmenize, organ fonksiyonlarınızın korunmasına yol açabiliyor. Bu kısmı çok değerli gerçekten.”
Görüntü Dökümü:
—————-
– Cinel’in açıklamaları
-Yoğun bakımlardan arşiv görüntü
=====================
2- THODEX’İN FİRARİ KURUCUSUNU ARNAVUTLUK’TA ESKİ YEREL YÖNETİCİLER VE MAFYA SAKLIYOR
Hilal ÖZTÜRK/İSTANBUL, (DHA) – KRİPTO para borsası Thodex’in kurucusu Faruk Fatih Özer’in Arnavutluk’ta eski yerel yöneticiler ve mafya tarafından rüşvet karşılığı saklandığı öğrenildi.
DHA’nın edindiği bilgeye göre, Thodex adlı kripto para borsasının firari patronu Faruk Fatih Özer, son dönemde işlerinin kötü gitmesi nedeniyle 18 Nisan’da kız kardeşi Serap Özer’den şirketin tüm belgelerini istediği ve iki gün sonra Arnavutluk’a kaçtı. Soruşturmada tutuklu bulunan Serap Özer ifadesinde abisi Faruk Fatih Özer’in 18 Nisan 2021 tarihinde şirkete ait hacklenme raporu, şirket davalarıyla ilgili dokümanlar, mizan ve bütçeye ilişkin belgeler, karar, pay, genel kurul defterini istediğini anlattı. Özer, bu belgeler ve 400 bin kişiyi dolandırarak elde ettiği milyonlarca dolar kripto parayla yurtdışına çıktı. Soruşturmada ifadesi alınan şüphelilere göre, Özer’in kaçacağından firari olan 5 şirket yöneticisinin haberi vardı.
TAKİP VE İZLEMEDEN RÜŞVET BAĞLANTILARIYLA KURTULDU
Özer’in yabancı ortak bulmak niyetiyle yurtdışına gittiğini söylemesine rağmen, İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından başlatılan soruşturma sonrası kaçmaya karar verdiği değerlendiriliyor. Faruk Fatih Özer’in hakkında çıkartılan kırmızı bülten kararıyla Arnavutluk polisinin Türkiye’den giden 4 emniyet ekibiyle işbirliği içinde yürüttüğü takip ve izlemeden rüşvet vererek şu ana kadar kurtulabildiği belirtildi. Özer’i, Arnavutluk’ta etkili eski yerel yöneticiler ve mafyanın rüşvet karşılığı sakladığı kaydedildi. Özer’in Arnavutluk’tan çıkış yaptığına ilişkin herhangi bir tespit yapılmadığı bu nedenle halen bu ülkede gizlenmeyi sürdürdüğü değerlendiriliyor.
İHBARLAR TAKİP EDİLİYOR
Özer’in yakalanması için Arnavutluk polisinin çok kapsamlı soruşturma yürüttüğü, ülkeye girişinden itibaren bağlantı kurduğu herkesin takibe alındığı, ihbar hatlarına gelen bilgilerin anlık olarak değerlendirildiği öğrenildi. Özer’in teknolojik hiçbir iletişim cihazı kullanmamaya dikkat ettiği, çevresinde nereye gideceği kiminle görüşeceği konusunda yol gösteren refakatçiler olduğu vurgulanıyor.
SON FOTOĞRAFLARI ORTAYA ÇIKTI
Bu arada Faruk Fatih Özer’in yakalanmasına yönelik çalışmalar, devam ederken son fotoğrafları ortaya çıktı. Fotoğraflarda, Özer Tiran’da kaldığı otele giriş yaparken görülüyor. Özer’in yanındaki kırmızı montlu kişinin Arnavut vatandaşı olduğu ve havalimanında karşılayarak otele kadar götürdüğü tespit edildi. Kırmızı montlu kişinin, Arnavut polisi tarafından şüpheliler arasında arandığı öğrenildi.
Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı’nca yürütülen 22 Nisan’da başlatılan soruşturmada bugüne kadar haklarında yakalama kararı verilen 82 şüpheliden 78’i gözaltına alınmıştı. Gözaltına alınan şüphelilerden Faruk Fatih Özer’in ağabeyi Güven Özer ile kardeşi Serap Özer’in de aralarında bulunduğu 6’sı tutuklanmış, 35’i adli kontrol şartıyla olmak üzere diğer şüphelilerin tamamı serbest bırakılmıştı. Thodex’in kurucusu ve yöneticisi Faruk Fatih Özer’in de arasında bulunduğu firari 4 zanlının yakalanması için çalışmalar devam ediyor.
Görüntü Dökümü
——-
-Özer’in otel lobisindeki görüntüsü
=================
3- İSTANBUL MERKEZLİ 9 İLDE LÜKS OTOMOBİL KAÇAKÇILIĞI OPERASYONU
Ali Çağlar TINBEK-Zeki GÜNAL/İSTANBUL,(DHA)
İstanbul merkezli 9 ilde Lüks otomobiller üzerinden büyük vergi vurgunu yapan firma ve kişilere operasyon düzenlendi. Polis ekipleri tarafından, lüks otomobil kaçakçılığına yönelik düzenlenen operasyonlarda, piyasa değeri yaklaşık 40 milyon lira olduğu tespit edilen 24 lüks otomobil ele geçirildi. Otomobiller İstanbul Emniyet Müdürlüğü Vatan Caddesi’ndeki yerleşkesinde sergilendi.
İstanbul Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık Suçlarıyla Mücadele Şube Müdürlüğü görevlilerince Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Daire Başkanlığı koordinesinde, 28 Nisan saat 22.00 sıralarında İstanbul merkezli 9 ilde lüks otomobil kaçakçılığına yönelik operasyon düzenledi. Yurtdışından turistik kolaylıkla ülkemize getirilen lüks marka araçların, kişi ya da firmalar tarafından otomobillere ait, sahte fatura veya ÖTV ödeme belgesi düzenleyerek noterden onaylı hale getirip piyasaya sürüldüğü tespit edilen toplamda 24 adet piyasa değeri yaklaşık 40 milyon lira olan lüks otomobil İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nde sergilendi. Operasyon kapsamında; turistik kolaylıklar kapsamında veya kaçak yollarla Türkiye’ye sokulan, Özel Tüketim Vergisi (ÖTV) ödenmeden sahte belge düzenlenerek, noterlikler üzerinden tescil edilen ve ülkemizde halen kullanılmakta olan çok sayıda lüks marka otomobil tespit edildi. Polis ekipleri çalışmalar kapsamında, bahse konu lüks araçların tescil işlemlerinin sahte evraklar kullanılarak noterler üzerinden yaptırıldığı, bununla birlikte kayıtlarında haciz bulunan araçların sahte belgelerle yeni bir plaka üzerinden yeni bir araç gibi tescil edilerek sorunsuz bir şekilde kullanıldığı veya satışa çıkarıldığı belirlendi. Öte yandan, otomobillerden bazılarının uluslararası düzeyde aranan araçlar olduğu da belirlendi. İstanbul Merkezli düzenlenen operasyonlar kapsamında piyasa değeri 40 milyon lira olduğu belirlenen 24 lüks marka otomobillerin kamuya zararı ise 27 milyon lira olduğu öğrenildi. Operasyonlarda ele geçirilen otomobiller İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nde sergilendi.
Görüntü dökümü:
————-
-Polis kamerası
-Operasyon
-Polis ekiplerinin araçları kontrol etmesi
-Havadan görüntüler
-Ele geçirilen araçların sergisinden havadan görüntüler
==================
4- ESENYURT’TA UGANDALILARI UGANDALI SOYDU
Adem VAROL/İSTANBUL,(DHA) – ESENYURT’ta yaşayan Uganda uyruklu iki kadının kaldığı daireye giren sahte polisler, kadınların pasaportlarını ve bin 500 lirasını alarak evden kaçtı. Şüpheliler kısa sürede yakalanırken, hırsızlık olayını organize eden kişinin Uganda uyruklu Monica N. olduğu ortaya çıktı.
Olay, 18 Nisan tarihinde Talatpaşa Mahallesi’ndeki lüks bir rezidansta meydana geldi. Uganda uyruklu Zam N.(25) ve Nakitende H.’nin (40) sabah saatlerinde kapıları çaldı. Kapıyı açtıklarında polis yeleği giymiş ve kendilerini de polis olarak tanıtan iki kişi ile karşılaştı. Sahte polisler İrfan H.(27) ve Nail Y.(37), evde arama yapacaklarını beyan ederek içeri girdi. İki kadından pasaport ve cüzdan isteyen sahte polisler, akabinde cüzdan içerisinden bin 500 TL ve pasaportları alarak olay yerinden uzaklaştı. Zam N. ve Nakitende H., en yakın polis merkezine giderek ihbarda bulundu. İhbar üzerinde harekete geçen polis ekipleri, aynı gün içerisinde İrfan H. ve Nail Y.’yi yakalayarak gözaltına alırken, olayı organize ettiği öğrenilen Ünal B.(56) ve Uganda uyruklu Monica N.(30) de kıskıvrak yakaladı. Hırsızlık olayını organize eden kişinin Monica N. olduğu ortaya çıktı. Şüpheliler, emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edildi.
SAHTE POLİSLER KAMERALARA YANSIDI
Öte yandan, iki şüphelinin daireye giderken yelekleri giyerek kendilerine polis süsü verme anları, çevrede bulunan güvenlik kameraları tarafından saniye saniye kaydedildi.
Görüntü dökümü:
——————
-Dört şüphelinin adliyeye sevk anı
-Şüphelilerin polis yeleği giyme anları güvenlik kamera görüntüleri
==================
5- TAM KAPANMADA ANNELER GÜNÜ ÖNCESİ ÇİÇEK MEZATLARINDA SAKİNLİK
“Geçen sene sadece Anneler Günü haftasında burada 5-6 milyon dal çiçek satıldı. Bu sene yarı yarıya düştü”
Beyza Nur GÜLER – Osman BAKIR – İbrahim MAŞE / İSTANBUL, (DHA) – Her anneler günü haftasında yoğunluğun yaşandığı çiçek borsasında, bu yıl tam kapanma olması nedeniyle çoğu koltuk boş kaldı. S.S Flora Çiçekçilik Üretim ve Pazarlama Kooperatifi Satış Müdürü Süleyman Çiftçi, “Geçen sene sadece anneler günü haftasında burada 5-6 milyon dal çiçek satıldı. Bu sene yarı yarıya düştü. Aslında çiçek canlı. Satışının serbest olması lazım çünkü elinde tutamıyorsun, bir haftadan sonra çürüme, bozulma başlıyor.” dedi.
Türkiye’nin tüm illerinden toplanan çiçekler, anneler günü için çiçeklilerin tezgahlarında sergilenmek üzere mezatlardaki yerini aldı. Çiçek satıcıları, sabahın erken saatlerinden itibaren Sarıyer Ayazağa’daki mezat binasına geldi. Ancak önceki yıllarda anneler günü haftasında cıvıl cıvıl olan salonun koltukları, bu yıl tam kapanma nedeniyle büyük oranda boş kaldı. Türkiye genelinde 18 şubesi bulunan Sınırlı Sorumlu (S.S) Flora Çiçekçilik Üretim ve Pazarlama Kooperatifi’nin Sarıyer’deki şubesinde düzenlenen mezatta satışlar, açık artırma usulü yapılıyor. Çiçekler yürüyen bantta sergilenirken, satışa sunmak istediği ürünü almak isteyen çiçekçiler ise birbirleriyle yarışıyor. En yüksek fiyat teklifini veren esnaf, banttan geçen çiçeklerin sahibi oluyor.
“DAHA ÖNCEKİ YILLARDA ÇİÇEK MEZATLARI CIVIL CIVIL OLURDU”
S.S Flora Çiçekçilik Üretim ve Pazarlama Kooperatifi Satış Müdürü Süleyman Çiftçi, “Daha önceki senelerde tabii anneler gününe yakın çiçek mezatları cıvıl cıvıl olurdu, bu koltukların hepsi dolardı. Pandemiden dolayı, 17 günlük yasaklar olayı bu noktalara kadar getirdi. Geçen sene de aynı dönemlerde biz bunu yaşadık ama daha iyiydi. Bu sene yasaklar çok uzun sürdü, 17 gün. Gerçi bakanlık açıklama yaptı, hafta sonu sabah 10’dan akşam 17.00’ye kadar hizmetlerine devam edecekler ama ondan sonraki ve önceki günler kapalı olmaları piyasamızı epey etkiledi. Bundan üreticilerimiz de etkilendi. Fiyatlar çok düşük olduğu için mal göndermek istemiyorlar. Buzhanelerde tutuyorlar, çürütüyorlar malı. Çiçekçiler olarak bayağı bir zarardayız.” dedi.
“GEÇEN SENE ANNELER GÜNÜNDE 5-6 MİLYON DAL ÇİÇEK SATILDI, BU SENE YARI YARIYA DÜŞTÜ”
Çiftçi, şöyle devam etti:
“Buraya çiçeği getirdikten sonra alıcısı olan müşteriyi de getiriyoruz ve her bahçıvanın malını çıkartıp açık artırma usulü burada satıyoruz. Geçen sene sadece Anneler Günü haftasında burada 5 milyon 6 milyon dal çiçek satıldı. Bu sene yarı yarıya düştü. Aslında çiçek canlı. Satışının serbest olması lazım çünkü elinde tutamıyorsun, bir haftadan sonra çürüme, bozulma başlıyor.”
ANNELER GÜNÜNDE EN ÇOK PAPATYA SATILIYOR
“Papatya anneler gününün çiçeğidir” diyen Çiftli, “Nasıl öğretmenler gününün beyaz karanfil, sevgililer gününün kırmızı gülse, anneler gününün de papatyadır” şeklinde konuştu.
Beşiktaş Levent’te çiçek satışı yapan Tülay Ayvacıoğlu, “Bizim bir anneler günümüz var. Dükkanlara izin veriyorlar, seyyarlara vermiyorlar. Ama açacağız tezgahı mecbur. Bugün gül, hüsnüyusuf, karanfil de alacağız. Anneler gününde en çok papatya satılıyor” dedi.
“ANNELER GÜNÜNDE KAZANDIĞIMIZ PARAYLA 3 AY İDARE EDİYORUZ”
30 yıldır 4. Levent’te çiçek satışı yaptığını ifade eden ve tam kapanma sürecinde seyyar satıcılara da izin verilmesini talep eden Zeynep Demir, “Bizlerin geliri sadece çiçekçilik. Pandemi döneminde bir gün işimize gidiyorsak 5 gün gidemedik. Sadece bir anneler günümüz var. Bir anneler gününde çalışıyor, bu parayla yazın 3 ay idare ediyoruz” diye konuştu.
“ÖNCEKİ YILLAR 2-3 BİN LİRALIK MAL ALIYORSAM BU SENE 500-BİN LİRAYI GEÇMEZ”
“Geçen senelere nazaran bir yoğunluğumuz yok” diyen Sercan Taylar ise, “Çünkü seyyara izin verilmedi. Seyyar sokakta bütün kış bu özel günleri bekliyor. Cuma, cumartesi ve pazar bize izin versinler. Biz de buraya para yatırıyoruz. Çiçeğimi aldım, mecburum satmaya. Önceki yıllarda 2-3 bin liralık mal alıyorsam bu sene 500 lira bin lirayı geçmez. Zaten pahalı çiçek” ifadelerini kullandı.
Görüntü dökümü:
————————-
-Mezat satış müdürü ile röp.
-Çiçekçiler ile röp.
-Mezattan görüntüler
-Çiçeklerin görüntüleri
-Muhabir anonsları(Beyza Nur GÜLER)
-Genel ve detay
========================
6- (Özel) EYÜPSULTAN’DA OTO YIKAMA DÜKKANINDA RUHSATSIZ SİLAH SATAN ŞÜPHELİLER YAKALANDI
Adem VAROL / İSTANBUL, (DHA) – ŞİŞLİ, Okmeydanı’nda ruhsatsız silah satışı ihbarı alan Beyoğlu Asayiş Büro Amirliği ekipleri çalışma başlattı. Yapılan çalışma sonucunda Eyüpsulatan’da oto yıkama dükkanında 2 şüpheli gözaltına alınırken, 3 adet ruhsatsız tabanca ele geçirildi. Silahların çelik kasadan ve bavuldan çıkarılma anları da kameralara yansıdı.
Beyoğlu İlçe Emniyet Müdürlüğü Asayiş Büro Amirliği ekipleri, geçtiğimiz günlerde Okmeydanı’nda ruhsatsız silah taşıyan kişilere silah satışı yapan kişilerin olduğu ihbarı üzerine harekete geçti. Çalışma başlatan polis ekipleri, şüphelilerin Eyüpsultan Çırçır Mahallesi’nde bulunan oto yıkama dükkanında satışı gerçekleştirdiğini tespit etti. Söz konusu adrese yapılan operasyonda Ali K. ve Murat S. yakalanarak gözaltına alındı. Şüpheliler ile birlikte ele geçirilen 1 adet siyah renkte suikast silahı olarak bilinen ‘Glock’ marka tabanca ve tabancaya ait 15 adet 9×19 mm çapında fişek, 1 adet siyah renkte üzerinde ‘Model Bef 66 France’ ibareli silah ve silaha ait 8 adet 7.65 mm çapında fişek, 1 adet ‘Star Eıbar-Espana’ ibareli silah ve silaha ait 7 adet 7.65 mm çapında fişek polis merkezine teslim edildi. Şüphelilerin emniyetteki işlemlerinin devam ettiği öğrenildi.
SİLAHLAR BAVUL VE ÇELİK KASADAN ÇIKTI
Öte yandan, polis ekiplerinin olay yerinde yaptıkları arama sırasında silahların çelik kasadan ve bavuldan çıkarılma anları kameralara yansıdı.
Görüntü dökümü
———————————
-Ele geçirilen tabancalar
-Şüpheliler Ali K. ve Murat S.’nin emniyetteki fotoğrafı
-Silahların bulunma anı polis kamerası görüntüleri
=================
7- (ÖZEL) ATAŞEHİR’DE TOPLU TAŞIMA ARAÇLARINA KISITLAMA DENETİMİ HAVADAN GÖRÜNTÜLENDİ
Gamze ŞİMŞEK-Ramazan EĞRİ-Murat KORKMAZ/ İSTANBUL (DHA) TAM kapanma sürecinde toplu taşıma araçları denetlendi. Ataşehir’de minibüs ve otobüslerde bulunan yolcuların izin belgeleri kontrol edilirken, izin belgesi olmayan 2 yolcuya ve fazla yolcu taşıyan bir minibüs sürücüsüne ceza yazıldı. Denetimler havadan da görüntülendi.
17 günlük sokağa çıkma kısıtlamasında İstanbul’da denetimler devam ediyor. Ataşehir İlçe Emniyet Müdürlüğü ekiplerinin yaptığı denetimlerde oluşturulan güvenlik noktasından geçen İETT otobüsleri ve minibüsler durduruldu. Araçlarda bulunan yolcuların izin belgelerinin olup olmadığı kontrol edildi. Denetimler sırasında durdurulan otobüste gerekli izin belgesini gösteremeyen yolcuya 3 bin 460 lira ceza kesildi. Öte yandan kafesteki sultan papağanlarıyla minibüse binen bir kişiye de ceza kesildi. Ceza kesilen kişi, “Kuşları almak için dışarı çıktım, ceza yedim. İzin belgem yoktu.” dedi. Ayrıca yapılan kontrollerde ayakta yolcu taşıdığı görülen minibüs sürücüsüne de Umumi Hıfzısıhha Kanunları uyarınca 3 bin 460 lira ceza kesildi. Öte yandan denetim havadan da görüntülendi.
Görüntü Dökümü
———————
-Denetimin havadan görüntüleri
-Otobüslerin durdurulması
-Otobüsteki yolcuların kontrol edilmesi
-Otobüste izin belgesi olmayan bir yolcunun indirilmesi
-Yolcu ile polisin konuşması
-Minibüslerin durdurulması
-Muhabir anonsları (Gamze ŞİMŞEK)
-Minibüsteki yolcuların kontrol edilmesi
-Kafesteki papağanlar ile minibüsten inen kişi
-Ceza kesilen kişi ile röp
-Genel ve detay
=================
8- (Özel) SÜRÜCÜNÜN FECİ ŞEKİLDE DARBETTİĞİ MOTOKURYE: GECELERİ AĞRILARIMDAN YATAMIYORUM
Haber – Kamera: Gamze ŞİMŞEK- Ramazan EĞRİ/ İSTANBUL,(DHA)- ÜMRANİYE’de uzun farları yanan otomobil sürücüsünü uyardığı için feci şekilde darbedilen motokurye Hüseyin Uraz o anları anlattı. Uraz, “Bu adamdan sonuna kadar şikayetçiyim. Geceleri ağrılarımdan yatamıyorum. Cezalandırılmasını istiyorum.” dedi.
Olay, çarşamba akşamı saat 20.30 sıralarında Ümraniye, Armağanevler Mahallesi’nde meydana geldi. İddialara göre, motoruyla verilen adrese siparişi götürmek için yola çıkan 17 yaşındaki Hüseyin Uraz, trafikte otomobilin uzun farları yanan sürücüyü uyardı. Kendisini uyaran motokuryeye sinirlenen sürücü peşinden gitmeye başladı. Bir süre sonra otomobil sürücüsü Hüseyin Uraz’ın önüne keserek araçtan aşağıya indi. Motokuryenin yanına gelen sürücü hiç konuşmadan defalarca yumruklamaya başladı. Otomobil sürücüsü bir yandan tehditler savururken bir yandan da yumruklamaya devam etti. Sürücü daha sonra otomobiline binerek sokaktan ayrıldı.
“İNER İNMEZ 3 TANE YUMRUK ATTI”
O anlar güvenlik kameralarına yansırken otomobil sürücüsünün darbettiği Hüseyin Uraz yaşadığı dehşet anlarını anlattı. Uraz, “Pandemi sürecinde evlere hizmet ediyoruz, motordan ekmeğimizi kazanıyoruz. Siparişe çıkmıştım. Caddeden aşağı inerken o bana doğru geliyordu. Ben de aşağı doğru iniyordum. Sola sinyal yakmıştı, sola dönecekti. Uzun farları yakmıştı. ‘Kapatır mısınız?’ dedim. O da döndü arkamdan bağırdı. Ben de döndüm baktım devam ettim. Bir ara sokağa girdim. Ara sokakta önümü kesti. İner inmez 3 tane yumruk attı. Birincisinde travma geçirdim, ikincisinde neye uğradığımı şaşırdım. Bu adamdan sonuna kadar şikayetçiyim. Sonuna kadar savaşacağım sonu ne olursa olsun. Savcılığa suç duyurusunda bulunacağım, hakkımı savunacağım.” dedi.
“CAM PARÇALARI GÖZÜME GELDİ”
Motokurye Uraz, “Geceleri ağrılarımdan yatamıyorum. Cezalandırılmasını istiyorum. Adam 35-40 yaşlarındaydı. Ben daha gencim zaten kalkıp bana vurması hata. Yatamıyorum, uykusuzum. Gözümü darmaduman etti, kaskımı parçaladı. Kaskımın şu kısmına yumruk atınca cam parçaları gözüme geldi. ” diye konuştu.
Görüntü Dökümü:
————–
-Motokurye ile röp
-OLAY ANLARI GÜVENLİK KAMERASI
-Genel ve detay