(ÖZEL)
1- PROF. DR. CİNEL: VİRÜS SİLAH DEĞİŞTİRDİ, YOĞUN BAKIMLARDA KIRMIZI ALARM ÇANLARI ÇALIYOR
Özlem YURTÇU KARABULUT, Kubilay ÖZEV / İstanbul, (DHA)
Türk Yoğun Bakım Derneği Başkanı Prof. Dr. İsmail Cinel uyardı: “Bu son dalga hiçbirisine benzemiyor. Genç hastalar, daha fazla doku tahribiyle geliyor. Virüs silah değiştirdi. Çocuk hastalarımız da artıyor. Yoğun bakımlar alarm veriyor. Lütfen herkes artık bir adım geri dursun, seferberlik varmış gibi kurallara riayet etsin. 15 gündür kırmızı alarm çanları çalıyor. Yoğun bakımlar hastanelerin sigortasıdır, tamamen dolduğu an o sigortayı kaybedersiniz ve sistem kilitlenir.”
Türkiye, salgının başladığı 13 aydan bu yana, vaka ve ağır hasta sayısında en yüksek sayılara ulaştı. Vaka sayısının 62 bin 606, ağır hasta sayısının ise 3 bin 240’a ulaştığı bu hafta itibariyle artık herkesin seferberlik varmış gibi salgınla mücadelede özellikle kurallara riayet etmek anlamında bu işi ciddiye alması gerektiğini söyleyen Türk Yoğun Bakım Derneği Başkanı Prof. Dr. İsmail Cinel, artık çok daha genç yaşta hastaların kaybedilmeye başlandığını ve yoğun bakım ekiplerinin de ağır bir travmatik süreçle karşı karşıya kaldığını vurguladı. Demirören Haber Ajansı’na önemli değerlendirmelerde bulunan Prof. Dr. Cinel, “Bunun majör olarak üçüncü bir yukarı gidiş olduğunu düşündüğümüz zaman, birinci dalgada adeta bir seferberlik hali vardı ve vaka sayıları zirvede 13 bin 300’lerdeydi. Yoğun bakımlara yansıması da 1980 hasta oldu. İkinci yukarıya gidişte, vaka sayısı 33 bin 500, yoğun bakımlara yansıması ise 5 bin 970’lerde olmuştu (maksimum). Biz, tam kapanmaya gitmeden, müthiş bir sağlık altyapısının yanında üstyapı diyebileceğimiz yoğun bakım ekiplerinin inanılmaz özverili mücadelesi ile bunun da üstünden gelmiştik ve ağır hasta sayılarımız 500’lere kadar inmişti. Fakat şimdi durum farklı. Yukarıya doğru gidiyoruz. Son 15 gündür kırmızı alarm çanlarının çaldığı açık ve net” dedi.
“KARŞIMIZDA MUTASYONA UĞRAMIŞ BİR VİRÜS VAR”
“Şimdiki gidişte karşımızda mutasyona uğramış bir virüs var, toplumda hızlı yayılabiliyor ve dokuları biraz daha fazla tahrip ediyorö diyen Prof. Dr. Cinel, bunun sonuçlarının ise daha ağır olduğunu söyledi ve ekledi: “Çok daha genç hastalarımız var. Aşılamanın da faydası ile (65 yaş üstünü aşılamayı başardık), artık yoğun bakımlarda ortalama 78 gibi yaşlardan şu an 60’lara 59’lara geri geldik. Bu çok önemli bir detay. Çünkü artık 38 yaşında da hastamız var, 45 yaşında da hastamız var. Bunlar da dokuları daha tahrip olmuş bir şekilde geliyorlar yoğun bakımlarımıza. Şu anda ağır hasta sayısında 3 bin 200’lerdeyiz. Son 6 haftadır her gün artıyor. Yoğun bakım gereksinimi de artıyor hızla. Sağlık çalışanları için çok zor bir dönem. 10 tane yoğun bakımınız var, ikisini Kovid yoğun bakıma çevirdiniz, yetmedi altısı yedisi, hepsini Kovid yoğun bakım yapamazsınız. Çünkü non Kovid yani Kovid olmayan hastaların da, örneğin trafik kazası, beyin kanaması, ciddi kalp krizi geçirdiklerinde yoğun bakıma ihtiyaçları oluyor”
“VATANDAŞLARIMIZDAN SEFERBERLİK DUYGUSUYLA SÜRECE KATKI İSTİYORUZ”
“Herkesin artık bir adım geri çekilmesi gerektiğini” söyleyen Prof. Dr. Cinel, bunun da seferberlik duygusuyla yapılabileceğini söyleyerek “Nisan başından beridir çok ciddi uyarılarda bulunuyoruz. Hala 62-63 binlerde vaka sayısı. Aşağı düştüğünü göremedik. Onu görsek de yoğun bakımlardaki vakalar 1 hafta 10 gün daha artmaya devam edecek. Çok ciddi sayıdaki servis Kovid hastalarını da göz önüne aldığımızda, biz yoğun bakımcılar olarak çok tedirginiz. Durum gerçekten ciddi. Bu yüzden herkesin bir adım geri çekilmesini istiyoruz. Bu da şu anlama geliyor. Seferberlik hali gibi durumun ciddiyetini anlayıp gönülden bu seferberliğe katkı vermek gerek. Kendi Ramazanımızı 10 gün erken getirelim demiştim daha önce. Burada şunu kastetmiştim, Ramazanın manevi yönü vardır. Kendimizi dinleriz, yalnız kalırız. Böyle bir döneme ihtiyacı var Türkiye’nin. Fren yapmaya ihtiyacı var” dedi.
“BU HAFTA YOĞUN BAKIMLAR AÇISINDAN ÇOK ENDİŞELİYİM”
Türkiye’nin yeni kısıtlamalarla biraz frene bastığını ama bunun da yeterli olup olmayacağının görüleceğini söyleyen Prof. Dr. İsmail Cinel, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bakın biz freni yaptık ama, bu fren yeterli mi değil mi, Ramazan’ın etkisini nasıl olacak, bunlar önümüzdeki hafta Cumartesi-Pazar ortaya çıkacak. Ama bu bir hafta nasıl geçecek, ben yoğun bakımlar adına bunu düşünüyorum, bundan endişe duyuyorum. Çünkü örneğin 50 yoğun bakım yatağınız vardı, 80 oldu, 100 oldu, 120 oldu doldu. Bu da neyi getiriyor biliyor musunuz? Taşın altına elini koymak isteyen, yoğun bakımdan uzak olan hekim grubu dahi endişe ediyor. Çünkü örneğin bir göz hekimini yoğun bakımda çalıştırarak verim alamazsınız.”
“YOĞUN BAKIMLAR HASTANELERİN SİGORTASIDIR”
Ağır hasta sayılarının çok yüksek seyretmesinin yoğun bakımları “hastanelerin sigortası olmaktan çıkaracağınıö da belirten Prof. Dr. Cinel, “Sayı belli bir sayının üzerine çıktığı anda yoğun bakımlar sigorta olma özelliklerini kaybederler. Tüm hastane için sigorta fonksiyonunu göremeyen yoğun bakım demek, tıka basa dolu yoğun bakımlar demektir. Tıbbi kalitenin, istemeden düşmesi demektir. Yoğun bakımcıları da psikolojik olarak ciddi anlamda çok örseler bu, yılgınlığa, bitkinliğe düşürür. Düşünsenize bir yoğun bakımda mesela ayda ortalama 100 vefat yaşarken, bir bakıyorsunuz 300-400’lere çıkıyor. Bu hastalara 20 gün 30 gün emek vermiş yoğun bakımcının içinden bir parça kopar. Hele de hastalar daha gençse, etkisi daha yıkıcı oluyor. Çocuklara dahi yöneldi bu virüs, silah değiştiriyor. Aşı demek, bilim demek. Mutlaka aşıya ulaşmamız gerekiyor” şeklinde konuştu.
YATAKLAR TAMAMEN DOLARSA SİSTEM KİLİTLENİR
Türkiye’nin salgında yoğun bakımlar açısından zaman kazanmaya ihtiyacı olduğunu da söyleyen Prof. Dr. Cinel, “Bizim şu anda zaman kazanmaya ihtiyacımız var. Herkesin olayın farkına varıp, sağlık sistemine yardımcı olmasını istiyoruz. Bunu çok ısrarla, en acil şekilde yapmamız gerekiyor. Son 7-8 haftadır aralıksız artıyor ağır hasta sayısı. İstanbul’da şu anda doluluk oranlarımız gerçekten en üst seviyede. Bu, (yoğun bakımlarda) yatakların tamamen dolu olduğu anlamına gelmiyor, yatak yok demek değil. Biz hastamızı kapıda, sokakta bırakacak bir millet değiliz. Ama ben, Türk Yoğun Bakım Derneği Başkanı olarak şunu vurgulamak zorunda hissediyorum kendimi: Yoğun bakımın birinci düzeyi olur, kardiyoloji, nöroloji yoğun bakım, olur buralarda Kovid hastalarına geçici süreyle hizmet verebilirsiniz. Asıl hizmet alacakları yer, üçüncü basamak yoğun bakımdır bu hastaların. Genel yoğun bakımlardır, anestezi yoğun bakımlardır, göğüs hastalıkları ilgili yoğun bakımlardır. O yüzden diyorum ki, daha fazla doluluk, yoğun bakımların sigorta olma fonksiyonunu kaybetmesi anlamına gelir. Yoğun bakım çalışanları açısından da psikolojik açıdan da bu yük daha fazla zor taşınır” dedi.
“İLK İKİ DALGADAKİ GİBİ ÖZEL HASTANELER DE DAHA FAZLA DESTEK OLMALI”
Birinci pik sırasında ve Kasım-Aralık ayındaki pikte, özel hastanelerin salgın sürecinde sisteme çok büyük desteği olduğunu, ancak bu dalgada bu desteğin düştüğünü de belirten Prof. Dr. Cinel, özel sektöre de çağrıda bulunarak sözlerini şöyle noktaladı: “Üçüncü yukarıya gidişin farklı noktaları var. Hassasiyetler azaldı, aldırmazlık, vurdumduymazlık oluştu. Algıda farklar var. Pandemi uzadıkça insanların direnci azalmaya başladı. Ekonomik kaygılar da gelişti. Bazı özel hastanelerin daha fazla destek vermesi lazım. Burada konu para konusu değil. Biz üçüncü basamakta bazı hastalarımıza 30-40 gün ECMO desteği de verdiğimiz oluyor ve bunu da SGK geri ödemesi bakımından aslında zarar ederek yapıyoruz. Yüzde 60-70 zarar olarak yansıyor bize. Ama sağlıkla kar-zarar hesabı olamaz. Pandemi dönemindeyiz. Acil müdahalede, yoğun bakımda para, rakam, bunların düşünülmemesi lazım. Siz, 1-2 yıllık hemşirelerle cansiperane savaşa girersiniz, İtalya gibi olmazsınız, koridorlarda hasta kaybetmezsiniz. Ama genel olarak yoğun bakım mortalite oranlarınız artar. Ben bunun artmasını istemiyorum. Bunun için de öncelikle bulaşın kesinlikle sahada önlenmesi lazım. İkincisi de bir organizasyonla acil bir şekilde kısa bir süre için aciller dışında hastalarımızın hastanelere gelmemesi lazım. Polikliniklerin belli oranda bir süreliğine tamamen iptal edilmesi lazım.”
Görüntü dökümü:
—————
-Prof. Dr. İsmail Cinel röp.
-Genel ve detay görüntüler
==================
(ÖZEL)
2- KOVİD KORKUSUYLA TAKİPLERİNİ AKSATAN KARACİĞER HASTALARINI BEKLEYEN BÜYÜK TEHLİKE
Özlem YURTÇU KARABULUT, Harun UYANIK / İstanbul,(DHA) – TÜRK Karaciğer Araştırmaları Derneği Yönetim Kurulu Üyesi ve Gastroenteroloji Uzmanı Prof. Dr. Sabahattin Kaymakoğlu, pandemi döneminde hastaneye gitme korkusuyla takiplerini aksatan karaciğer hastalarının, karnı su toplamış, ağır enfeksiyon tablosuna girmiş ya da ileri evre karaciğer kanseri tablosuyla acillere başvurmaya başladığını söyledi. Kovid-19 geçiren hastalarda akciğerden sonra en çok karaciğer ve sindirim sistemi organlarının etkilendiğini de vurgulayan Prof. Dr. Kaymakoğlu, “İstanbul Tıp Fakültesi’ne yatırdığımız 554 Kovid hastasının yüzde 28’inde karaciğer enzimleri yüksekti. Yoğun bakım yatışları bu hastalarda daha sıktı. Üstelik bu kişilerin eskiden bir karaciğer hastalığı da yoktu” dedi.
İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi Gastroenteroloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi ve Türk Karaciğer Araştırmaları Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Sabahattin Kaymakoğlu, tıpkı kanser ve kalp hastalıklarında olduğu gibi pandemi döneminde Kovid olma korkusuyla hastanelere gitmekten kaçınan karaciğer hastalarının, çok daha ağırlaşmış tablolarla acillere başvurmaya başladıklarını söyledi. Prof. Dr. Kaymakoğlu, “Kovid-19 hastalığı esas itibariyle akciğer sorunlarıyla karşımıza çıkıyor. Ama hastaların yüzde 20 ila 50’sinde akciğer dışı değişik organ sistemlerinde de problemlere sebep oluyor. Akciğer dışı tutulumun en sık olduğu organların başında ise sindirim kanalı ve karaciğer geliyor. Dolayısıyla Kovid-19 tanısıyla hastaneye yatan hastalarda, karaciğer, mide ve bağırsaklarla ilgili problemler de ortaya çıkıyor. Bu da Kovid’in daha ağır seyretmesiyle sonuçlanıyor” dedi.
KOVİD’DE KARACİĞER HASARI YOĞUN BAKIM İHTİYACINI ARTIYOR
Karaciğer ve sindirim sistemi Kovid’den etkilenen hastalarda yoğun bakım ve solunum cihazı ihtiyacının da daha fazla olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Kaymakoğlu, “Özellikle karaciğer açısından baktığımızda, Kovid-19 tanısıyla İstanbul Tıp Fakültesi’ne yatırdığımız 554 hastamızın, yüzde 28’inde karaciğer enzimlerinin yüksek olduğunu tespit ettik. Bunlar eskiden karaciğer hastalığı olmayan kişilerdi. Bu hastaların yoğun bakımı yatışları da daha fazla oldu. Hali hazırda karaciğer hastalığı olan bir kişi Kovid’e yakalanırsa bu çok daha kötü, daha ciddi bir seyir anlamına geliyor. Hele bu karaciğer hastalığı evre olarak daha ilerideyse yani siroz evresinde ise, kesinlikle hasta açısından olumsuz risk faktörü anlamına geliyor. Hem yoğun bakım ihtiyacı, hem solunum cihazı ihtiyacı daha fazla oluyor bu hastalarda. Hastanede yatış süresi uzuyor ve hastanın kaybedilme riski artıyor” diye konuştu. Kaymakoğlu, tek başına Kovid’e bağlı ölüm riskinin yüzde 2-3 civarında olduğunu, ancak karaciğer hastasında Kovid-19 görülmesinin riski yüzde 10’a çıkardığını vurgulayarak “Eğer hastada karaciğer yetmezliği bulgusu da varsa risk yüzde 30-40’lara çıkabiliyor. Dolayısıyla karaciğer hastalarının sirotik evrede ise Kovid-19’a yakalanması korktuğumuz bir tablodur” dedi.
“KARNI SU TOPLAMIŞ HASTALAR GELMEYE BAŞLADI”
Kovid-19 sürecinde kronik hastalığı olan ve bir nedenle doktor takibi gereken hastaların olumsuz etkilendiğini belirten Prof. Dr. Kaymakoğlu, gerek Kovid kapma korkusuyla gerekse Kovid vakaları nedeniyle bir dönem diğer kliniklerin hizmet vermemesi nedeniyle hastaların kontrollerinin aksadığına işaret etti. Kaymakoğlu, “Bu hastaların her hastanede bağlandıkları hekimleri ve merkezler vardı. Ama hastaneler bu süreçte kaynaklarını Kovid-19 için seferber ettiler. Ayrıca hastalarda da ‘hastaneler Kovid açısından tehlikeli’ algısı oluştu. Bu da kronik hastalıklarda hem takip, hem de teşhis konusunda gecikmelere yol açtı. Karaciğer sirozlu bir hasta ya da siroz öncesi evredeki bir hasta, hem aldığı ilaçlar, hem de hastalığın yol açtığı komplikasyonlar yüzünden belirli aralıklarla izlenmek zorundadır. Hasta bu takiplerine gelmediğinde umulmadık komplikasyonlarla kötüleşerek acillere başvurmaya başladı. Örneğin karnı su toplayarak, ciddi enfeksiyon gelişerek, karaciğer kanseri gelişerek ya da varis kanaması ile acil polikliniklerine gelmeye başladılar. Acil polikliniklerine gelen kronik karaciğer hasta sayısında bu nedenle bu dönem çok büyük bir artış yaşıyoruz. Bu hiç istemediğimiz bir durum” dedi.
“KRONİK BAĞIRSAK HASTALIĞI OLANLAR DA ÇOK DİKKATLİ TAKİP EDİLMELİ”
Prof. Dr. Kaymakoğlu, iltihabı bağırsak hastalığı olarak bilinen ülseratif kolit ve Crohn hastalarının da Kovid açısından yüksek riskli grupta olduklarını vurgulayarak şu uyarılarda bulundu: “Altta yatan bu hastalıklar Kovid’de daha kötü bir seyre sebep olabiliyor. Çünkü bu hastaların sürekli kullandığı bazı ilaçlar Kovid seyrini olumsuz etkileyebiliyor. Dolayısıyla bu hastaların yönetimi de Kovid pandemi sürecinde özellik arz ediyor. Bu hastaların da takiplerini, kontrollerini asla aksatmaması gerekiyor.”
“1 MİLYON 250 BİN KİŞİ HEPATİT B OLDUĞUNDAN HABERSİZ”
Türkiye’de yaklaşık 950 bin karaciğer sirozlu hasta olduğunu söyleyen Prof. Dr. Sabahattin Kaymakoğlu, 70 bin civarında da karaciğer kanserli hasta bulunduğunu söyleyerek “Karaciğer hastalıklarının en temel özelliği, uzun süre hiçbir şikayete sebep olmamasıdır. Hastaların üçte ikisinde hiçbir şikayet görülmez hastalığın bir komplikasyonu gelişene kadar. Türkiye’de Hepatit B virüsü taşıyan 2 milyon kişi olduğu tahmin ediliyor. Bunların 1 milyon 250 bini tanısını bilmiyor. Yine 400 bine yakın Hepatit C hastası olduğu tahmin ediliyor ama bunların da yaklaşık 250 bini tanısını bilmeden aramızda dolaşıyor. Bu kişilerin tanı alması gerekiyor. Bunun için de hastaneye başvurmaları gerekli. Oysa pandemi sürecinde tanı sayısı çok azaldı. Hastalıklar mı bitti? Hayır. Hastalara, hastaneye gelmedikleri için bu sayılar düştü” dedi.
“KARACİĞER NAKİLLİ HASTALAR DAHİL, TÜM HASTALARIMIZ AŞI OLABİLİR”
Aşılamanın da ilerlemesiyle beraber hastaların yavaş yavaş kontrollerine gelmekte daha cesaretli olduklarına da dikkat çeken Prof. Dr. Kaymakoğlu, aşılamanın da önemine değinerek şunları söyledi: “Aşılamalarla beraber hastalarımızın hastanelere gelmekle ilgili çekingenlikleri de biraz daha ortadan kalktı. Kronik hastaların takiplerinin yapılabilmesi için bizler de hekim olarak önceliklendirdik hastalarımızı. Hastalıklarının ciddiyet durumuna göre, komplikasyon gelişmesini önleyecek koruyucu önlemleri artırmak için teletıp dediğimiz uzaktan elektronik haberleşme yöntemlerini de kullanarak hastaların incelemelerinin sonuçlarını alıp, onlarla görüntülü haberleşme ile tedavilerini yönettik. Bu sayede biraz daha azaldı handikaplarımız. Kronik hastalığı olan tüm hastalarımız, aldıkları tedavilerini hekimlerine sormadan asla bırakmasınlar. Hele ki ilaç kesmek kadar kötü sonuçlanabilecek bir risk yok. Ayrıca aşılamada da öncelik hakkı verildi bu hastalarımıza. İster karaciğer hastalığı, isterse sindirim kanalı hastalığı olsun, bağışıklık sisteminin baskılandığı karaciğer hastaları, hatta karaciğer nakilli hastalar da dahil tüm hastalarımız güvenle aşılarını olabilirler. Aldıkları tedavileri sürdürürken aşı olabilirler. Sadece bazı ilaçları bir hafta kadar ertelemeleri gerekebiliyor bazı hastalarımızın. Bunu da hekimlerine danışarak yönetebilirler. Dolayısıyla en önemli isteğimiz, hastalarımız asla aşı olmaktan çekinmesin ve aşı olma hakkı çıkan herkes hemen aşısını olsun.”
Görüntü dökümü:
———–
-Prof. Dr. Sabahattin Kaymakoğlu
-Genel ve detay görüntüler
=================
3- (ÖZEL) (Havadan görüntülerle) ŞİŞLİ’DE HASTANE YAKININDAKİ YAYA ÜST GEÇİDİNDE MOTOSİKLET KORKUSU
Sevda SARIKAYA – Buğra BENLİOĞLU – Ersan SAN / İSTANBUL (DHA) ŞİŞLİ’de hastane yakınında, yaya ve engellilerin geçişi için yapılan üst geçit motosiklet sürücüleri tarafından işgal edildi. Üst geçitte, motosiklet sürücüleri ile karşılaşan yayalar zor anlar yaşıyor.
Şişli’de bulunan Prof. Dr. Cemil Taşcıoğlu Şehir Hastanesi’nin hemen yakınındaki üst geçit motosikletlilerin işgali altında.
Yaya ve engellilerin geçişi için yapılan üst geçidi, yolunu kısaltmak isteyen motosiklet sürücüleri kullanıyor. Üst geçidi kullananların güvenliğini tehlikeye sokan motosiklet sürücüleri tepkiye neden oldu.
“YAPACAK BİR ŞEY YOK”
Yayalara aldırış etmeden üst geçidi kullanan motosiklet sürücüleri rahat tavırları ile dikkat çekti. Üst geçidi kullanan motosiklet sürücüsü “Hastanedeydim, acilde yakınım vardı, onu taburcu ettim. Evim de burada olduğu için bu üst geçidi kullandım. Kimse olmadığı için geçtim, yapacak bir şey yok” dedi. Geçidi kullanan başka bir motosiklet sürücüsü ise, “Kimse olmadığı için geçtim.” dedi.
“BİZ BU GEÇİDİ YAYALAR İÇİN YAPTIRDIK”
Üst geçidi kullanan Salim Özdemir, “Paket servisin yoğun olduğu saatlerde bu geçit yoğun olarak kullanılıyor, hâlbuki ileride yol var. Motorcular malum hızlı kullanıyorlar, insanlar da rahatsız, geçidi yaptıran benim babamdır. Biz bu geçidi yayalar için yaptırdık motorlar için değil” diye konuştu.
Üst geçidi kullanan Sadi Özkılıç ise, “Kuryeler bu üst geçidi kullanıyor. Bu doğru değil, buradan yayalar geçiyor. Motosikletliler karşıya geçmek için engelliler için yapılan yolu kısa yol şeklinde kullanıyorlar” şeklinde konuştu.
Üst geçidi kullanırken motosiklet sürücüsü ile karşılaştığını söyleyen bir kişi ise, “Burası engelliler için yapılmış, motosikletler için değil. Gördüğümde şaşırdım. Bu çok yanlış, motosiklet sürücüsü buradan döndüğünde engelli biri olsa ve motosiklet sürücüsü hızlı geçse engelli vatandaşa çarpabilir” dedi.
Görüntü dökümü:
———————-
-Üst geçidin HAVADAN görüntüleri
-Üst geçitten geçen motosikletliler
-Sevda SARIKAYA Anons
-Vatandaş Salim Özdemir Röp.
– Sadi Özkılıç Röp.
-Vatandaş Röp.
-Motosiklet sürücüsü Röp.
-Genel ve detay görüntüler
==================
(Ek bilgi ve görüntülerle)
4- GÖKTEN ÇAMUR YAĞDI, OTOMOBİLİNİ GÖREN ŞAŞKINA DÖNDÜ
Hasan YILDIRIM-Özgür EREN – Murat SOLAK – Vedat BAYRAKTAR / İSTANBUL, (DHA)- İSTANBUL’da, Kuzey Afrika kaynaklı toz taşınımı nedeniyle çamur yağdı. Sabah araçlarını çamurla kaplı olduğunu gören vatandaşlar, oto yıkamacılara akın etti.
Şişli ve Eyüpsultan’da toz taşınımı nedeniyle gece saatlerinde çamur yağdı. Toz taşınımı nedeniyle özellikle araçların üzerleri çamurla kaplandı. Sabah uyandıklarında araçlarının çamurla kaplı olduğunu gören vatandaşlar şaşkınlık yaşarken, oto yıkamacılara ve benzin istasyonlarındaki yıkama alanlarına akın etti.
“GENELDE BU AYLARDA HEP BÖYLE OLUYOR”
Bülent Yeşilyurt “Gece çok fena bir çamur yağdı. Genelde bu aylarda hep böyle oluyor. Ben gece çalışıyorum. Sabaha kadar çamur yağdı. Şimdi aracımı temizleyip eve gideceğim” diye konuştu.
“BİR DOĞA OLAYI”
Sabah işe gitmek için dışarı çıkan Fatih Uygunoğlu “Sabah işimiz gereği dışarı çıktık. O yüzden aracımızı temizletiyoruz. Zaten İstanbul’da sık sık görülen bir olay. Bir doğa olayı” dedi.
“ARABAM KREM RENGİ OLMUŞ”
Otomobilini yıkamaya getiren Anıl Eker, “Sabah bir uyandık çamur yağmış bizde araba konusunda titiziz. Yasak var ama işi gitmeden arabayı yıkayıp öyle işe gideceğiz. Her yer çamur olmuş bakalım nasıl temizleyeceğiz. İlk defa arabamı böyle görüyorum. Araba normalde siyah bu krem rengi olmuş” dedi.
“ARABANIN RENGİ KAYBOLMUŞ”
Zafer Doğan ise, “Sabah uyandık arabam komple çamur tanınmıyor. Yıkamaya getirdik feci bir olay yaşanmış gece. Arabanın rengi kaybolmuş diye arabayı yıkadık” diye konuştu.
BAĞCILAR’DA OTO YIKAMACILAR DOLDU TAŞTI
Bağcılarda aracını yıkatmaya gelen Fikret Eker, “Tabii bu aralar fazla yağmaya başladı. Kalktığımızda arabayı çamur içinde kalmış şekilde buluyoruz” dedi. Dünden bu yana aracını defalarca yıkamak zorunda kaldığını belirten Ferhan Bingül, “Dün başlayan çamur yüzünden aracımı iki üç kez yıkatmak zorunda kaldım” diye konuştu. Minibüs şoförlüğü yapan Bediha Avcı ise, “Yağmur değil çamur yağıyor. Ben de baktım iş yok, aracımı yıkatmaya geldim. ondan sonra temiz temiz çalışacağız” ifadelerini kullandı.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
—————————-
(EYÜPSULTAN)
-Toz kaplayan araçlardan görüntü
-Araçların yıkanması
-Röpler
-Genel ve detaylar
(ŞİŞLİ)
Oto yıkamacılardan görüntü
Araçlarını yıkatanlar
Araçlarını yıkatanlarla röp.
Araçların üzerindeki toz
Genel ve detaylar
(BAĞCILAR)
-Muhabir Anons (Ahmet YEŞİLMEN)
-Araç yıkama detaylar
-Araç sahipleri röportaj
-Genel ve Detaylar
===============
5- SANCAKTEPE’DE İETT ŞOFÖRÜNDEN DARP İSYANI
İstanbul,(DHA) SANCAKTEPE’de otobüse arka kapıdan binen yolcu, kendisini ikaz eden şoförü darp etmeye çalıştı. Şoför olay sonrasında “Psikolojim bozuldu” diyerek aracı yol ortasında bıraktı.
Olay Abdurrahmangazi Mahallesi, Bosna Bulvarı üzerinde meydana geldi. Kadıköy-Sultanbeyli güzergahında sefer yapan otobüs, durağa yanaştığı sırada bir kişi otobüse arka kapıdan binmeye çalıştı. Otobüs şoförü, arka kapıdan binemeyeceğini, HES kodu için kartını okutması gerektiğini söyledi. İddiaya göre, bu kişi otobüsten inmesini isteyen şoförü darp etmeye çalıştı. Şoför, cadde ortasında otobüsü durdurarak tüm yolcuların otobüsten inmesini istedi. Bunun üzerine yolcularla şoför arasında da tartışma yaşandı. Otobüsteki yolcuların başka otobüslere binmesiyle olay son bulurken, otobüs şoförü “Bizim derdimizi kim dinleyecek? Şoförlerin derdini anlayan yok” diyerek isyan etti.
“PSİKOLOJİM BOZULDUĞU İÇİN GİDEMİYORUM”
Otobüsün şoförü, “Arkadan binmesi ön tarafta bekleyen yolcuları mağdur etmesinden dolayı bana saldırdı. Ben de o nedenle psikolojim bozulduğu için gidemiyorum. Biz şoförler her zaman zor durumdayız. Herkes şoförlere yükleniyor. Fazla aldığımızda şoför, eksik aldığımızda şoför, ceza kesilecek şoför. Her şeyde şoför mağdur. Biz burada ne yapalım? Bizim derdimizi kim dinleyecek? Şoförlerin derdini anlayan yok. Burada deneme tahtası gibiyiz. Gelen bağırıyor giden bağırıyor” diye konuştu. Bir süre bekledikten sonra sakinleşen şoför yola devam etti.
Görüntü Dökümü:
———
-Şoförle yolcuların konuşmaları
-Şoförle röp.
-Şoförün durdurduğu otobüs
-Genel ve detay görüntü
==============
6- ATAŞEHİR’DE YAN YOLA GİRMEYE ÇALIŞAN ARAÇ ZİNCİRLEME KAZAYA NEDEN OLDU
-Yol bir anda savaş alanına döndü
Haber-Kamera: Mustafa ESEN/İSTANBUL,(DHA)
Altınşehir’de yan yola girmeye çalışan bir araç, zincirleme kazaya neden olurken, kazada 3 kişi yaralandı. Yaralılar olay yerine gelen ambulanslarla hastaneye kaldırıldı.
Kaza sabah saat 08.00 sıralarında 15 Temmuz Köprü bağlantı yolunda Mustafa Kemal Mahallesi girişinde yaşandı. Köprü istikametine seyir halinde bulunan Ahmet Koçak yönetimindeki 34 TC 2611 plakalı hafif ticari araç, sol şeritten yan yola bir anda girmeye çalışınca Erkan Uluman’ın kullandığı 34 TEJ 56 plakalı taksiye çarparak yan yattı. Hemen arkadan gelen Bülent Altınkaya’ın kullandığı 34 TCP 07 plakalı taksi de, önündeki taksiye vurunca yol bir anda savaş alanına döndü. Kazada 1’i yabancı uyruklu olmak üzere 3 kişi yaralandı.
Olayın hemen ardından kaza mahalline gelen sağlık ekipleri, önce takside bulunan yaralı yolcu yabancı uyruklu Najia Ouajıh’a müdahale etti. Hafif ticari araçta bulunan yaralılar Ahmet Koçak ve Hakan Akay ise çimlerin üzerinde bir süre bekledi. İlk müdahalesi yapılan yaralılar daha sonra olay yerine takviye olarak gelen ambulanslarla hastaneye kaldırıldı. Kaza nedeniyle 15 Temmuz Köprüsü’ne giden bağlantı yolunda trafik bir süre aksadı.
Hafif ticari araca ilk çarpan taksinin sürücüsü Erkan Uluman, “Ben şeridimde gidiyordum. Ne olduysa bu aracın bana vurması ile oldu. Daha sonra da diğer taksi bana vurdu” dedi.
Diğer taksinin sürücüsü Bülent Altınkaya ise, “Doblo araç en soldan sağa girmeye çalışınca taksiyle çarpıştı. Ben de onlara çarptım” şeklinde konuştu.
Görüntü Dökümü
———————
-Yerde yatan yaralıların göüntüsü
-Kaza yapan araçların görüntüsü
-Yaralılara ilk müdahale
-Taksi sürücüsü Bülent Altınkaya ile röp
-Taksi sürücüsü Erkan Uluman ile röportaj
-Kaza mahallinden genel ve detay
====================
7- İSTANBUL’DA 10 KİŞİYİ TOPLAM 1 MİLYON LİRA DOLANDIRAN SAHTE POLİSLER YAKALANDI
Adem VAROL / İSTANBUL, (DHA) İSTANBUL’da kendilerine polis süsü vererek 10 farklı kişiyi toplam 1 milyon lira dolandıran 6 şüpheli yakalandı. Dolandırıcılık anları kameralara yansırken, şüpheliler tutuklanarak cezaevine gönderildi.
İstanbul genelinde son bir ay içerisinde gelen dolandırıcılık ihbarları üzerine, Asayiş Şube Müdürlüğü Yankesicilik ve Dolandırıcılık Büro Amirliği ekipleri çalışma başlattı. İddiaya göre Davut M.(34), Javad J.(31), Nadir H.(34), Sara C.(27), Nergiz H.(49) ve Yasin H.(30)’nin sahte polis kimliği taşıdıkları, evine gittikleri vatandaşlara “Evinizi aramamız gerekli, terör örgütü listesinde adınız var” diyerek eşya aldıkları öğrenildi. Ayrıca şüphelilerin otomobile binerek vatandaşlara kimlik kontrolü yaptığı, sonrasında kimliklerini geri vermek için nakit para ödemelerini istediği, şüphelilerin 10 farklı olayda toplam 1 milyon lira dolandırıcılık yaptığı belirlendi.
EŞ ZAMANLI OPERASYON İLE YAKALANDILAR
Polis ekiplerinin yaptıkları çalışma neticesinde şüpheliler eş zamanlı operasyonla kaldıkları adreste yakalanarak gözaltına alındı. Şüphelilerden Javad J’nin gözaltına alınırken polis memurlarına bıçak çektiği, daha sonra etkisiz hale getirildiği öğrenildi. Emniyetteki işlemlerinin tamamlanmasının ardından adliyeye sevk edilen 6 şüpheli, çıkarıldıkları adli makamlarca tutuklanarak cezaevine gönderildi.
DOLANDIRICILIK ANLARI KAMERADA
Şüphelilerin bir grup vatandaşı dolandırma anları, güvenlik kameraları tarafından saniye saniye kaydedildi. Beyaz bir otomobilin içerisinde bekleyen şüpheliler, yanlarına çağırdığı 3 kişiye polis kimliği gösteriyorlar. Sonrasında kişilerin kimliklerini toplayarak kontrol eden sahte polisler, kimliklerini geri vermek için para talep ediyorlar.
Görüntü Dökümü
——————————
-Şüphelilerin adliyeye sevk anı
-Şüphelilerin kimlik kontrolü yapıp para aldıkları güvenlik kamera görüntüleri
========================
8- ŞİŞLİ’DE KUMAR BASKINI KAMERADA
İSTANBUL, (DHA)- ŞİŞLİ’de kumarhaneye çevrilen daireye yapılan baskında içerde bulunan 17 kişiye toplam 79 bin 13 lira idari para cezası uygulandı. Polisin baskın anı da kameraya yansıdı. Şişli İzzetpaşa Mahallesi’nde bulunan bir adreste yapılan kontrollerde, içerde 4 adet oyun masası olduğu, oyun yeri olarak tasarlandığı, masaların üzerinde oyun pulları, oyun kâğıtları, zarların bulunduğu ve içerideki kişilere çay servisi yapıldığı tespit edildi. İçerde bulunan 17 kişiye “Sokağa çıkma yasağı ihlali” ve “Kumar oynamaktan” toplam 79 bin 13 lira idari para cezası uygulandı. İkamet sahibi kişiye “Kumar oynanması için yer ve imkân sağlama” suçundan adli işlem yapılırken, ikamet mühürlenerek faaliyetlerine son verildi.
Görüntü Dökümü:
———————-
İçerdekilerden görüntü
Masalardan görüntü
Genel ve detaylar
==============
9- (ÖZEL) SİGORTA SÜRESİ DOLAN ARAÇLA KISITLAMA SAATİNDE DOLAŞAN KİŞİYE 3 BİN 594 TL CEZA
İhsan DÖRTKARDEŞ/İSTANBUL, (DHA)- KORONAVİRÜS ile mücadele kapsamında uygulanan sokağa çıkma kısıtlamasında trafik sigortası dolan şirket otomobili ile dolaşan bir kişiye toplam 3 bin 594 TL ceza kesildi.
Avcılar Emniyet Müdürlüğü ekipleri ilçe girişindeki Namık Kemal Caddesi’nde oluşturulan denetleme noktasında araçları durdururken, kısıtlamalara ilişkin denetim yaptı. Durdurulan özel otomobillerden birisini kullanan sürücünün sokağa çıkma izin belgesi bulunmadığı, kullandığı şirket aracının trafik sigortasının dolduğu belirlendi. Bunun üzerine sürücüye Umum Hıfzıssıhha Kanunu’na muhalefet suçundan 3 bin 450 TL idari para cezası kesilmesi için tutanak hazırlandı. Ayrıca otomobili çekici ile götürülürken trafik sigortası dolan aracı kullandığı gerekçesiyle 144 TL ceza kesildi. Durdurulan bir araçta bulunan 3 kişiden birisinin maskesiz olduğu görüldü. Uyarı üzerine arkadaşından fazla maske alan kişi bunu takınca ceza almaktan kurtuldu.
Görüntü Dökümü:
———
-Denetleme noktasındaki denetimlerden görüntüler
-Maskesiz yolcu ve arkadaşı kendisine maske verirken
-Sigorta süresi dolan araç ile izinsiz direksiyon başına geçen sürücüye cezai işlem uygulanırken
-Polis ve araç sürücüleri arasındaki diyaloglar
-Genel ve detay görüntüler