1- ERDOĞAN PUTİN İLE GÖRÜŞTÜ
Gülseli KENARLI / İstanbul, (DHA) – CUMHURBAŞKANI Recep Tayyip Erdoğan, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile bir telefon görüşmesi gerçekleştirdi.
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığından yapılan açıklamaya göre, görüşmede, Filistin’de yaşanan gelişmeler ile Sputnik V aşısının Türkiye’ye sevkiyatına ilişkin konular ele alındı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, görüşmede, İsrail’in Kudüs, Gazze, Mescid-i Aksa ve Filistinlilere yönelik pervasız saldırıları karşısında Türkiye olarak tepkilerini en sert şekilde ortaya koyduklarını belirterek, uluslararası camianın da İsrail’e güçlü ve caydırıcı bir ders vermesi gerektiğini, bu amaçla her seviyede girişimlerini sürdürdüklerini ifade etti.
Rusya Dışişleri Bakanlığının Filistin konusunda Birleşmiş Milletler parametrelerine ve iki devletli çözüme işaret eden açıklamasını önemli bulduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye ve Rusya’nın Kudüs’te yaşanan gelişmeler konusunda hemfikir olduğunun gösterilmesinin önemli bir mesaj teşkil ettiğine dikkati çekti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, kriz daha fazla büyümeden Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin meseleye müdahil olmasının önemli olduğunu ve Konsey’in İsrail’e saldırıları durdurması hususunda kararlı ve net mesajlar vermesi gerektiğini vurguladı. Filistinli sivillerin korunması için bölgeye uluslararası koruma gücü gönderilmesi fikri üzerinde de çalışılması gerektiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye ve Rusya’nın Birleşmiş Milletler’de tüm bu konularda yakın işbirliği sergileyeceğine inandığını ifade etti. Rusya Devlet Başkanı Putin de Türk halkının Ramazan Bayramını kutlayarak, sağlık, mutluluk ve esenlik temennisinde bulundu.
========================
2- ŞEHİTLİKTE HÜZÜNLÜ ZİYARET
Esma MURAT- Feridun AÇIKGÖZ -Ali AKSOYER / İSTANBUL (DHA)- Koronavirüs tedbirleri kapsamında alınan 17 günlük tam kapanmada geçirilecek olan Ramazan Bayramı’nın arifesinde, şehit yakınları, Edirnekapı Şehitliği’ne akın etti. Hüznün hakim olduğu şehitlikte, Kuran-ı Kerim okunup, dualar edildi.
İçişleri Bakanlığı genelgesiyle arife günü ve bayramın birinci günü sokağa çıkma kısıtlamasından muaf tutulan şehit aileleri, sabah erken saatlerden itibaren Edirnekapı Şehitliği’ni doldurdu. Acılı aileler, şehit mezarlarının başlarında Kur’an-ı Kerim okuyup, dua etti. Kimi şehit yakını mezar taşlarını yıkadı, kimi ise çiçek dikti. Şehit yakınları, bir bayramı daha buruk geçirmenin üzüntüsünü yaşadıklarını söyledi. Belediye ekipleri ise, Edirnekapı Şehitliği’nin girişinde şehitliğe gelenlere karanfil dağıttı.
“ACIMIZ DAHA DÜN GİBİ”
1986 yılında Şemdinli’de şehit olan kardeşini ziyarete gelen Ali Rıza Aksoy, “Bizim için sözün bittiği an. Kardeşim bizim canımız ciğerimizdir. Her ay buraya ziyarete geliyoruz. Annem rahmetli olmadan önce her cuma günü geliyordu. Bayramda mezara gelen giden çok olur diye önceden gelip temizlik yapmak istedim” dedi. 1993 yılında Şırnak’ta kardeşi şehit olan Emel Güngör de “Kardeşim şehit olalı 28 yıl oldu ama bizim için fark etmiyor. Acımız daha dün gibi, bu acımızın tarifi yok. Annemi bugün getiremedim. Çok üzüldü” diye konuştu. Şehit yakını Hanife Gedik ise “Acımız çok büyük. Devletimiz sağolsun bugün için bize fırsat verdi. Ziyaretimizi gerçekleştirdik” ifadelerini kullandı.
“YİNE BURUK BİR BAYRAM AREFESİ”
1999 yılında Elâzığ’da şehit olan kardeşini ziyarete gelen Makbule Sarı, “Beş kızdan sonra olan tek erkek kardeşimizdi. Annemiz babamız yok çok üzgünüm” dedi. 1993 Van’da şehit olan abisini kızı ile ziyarete gelen Orhan Akbaba ise “Öncelikle tüm şehit annelerinin ellerinden öpüyorum. Babaların hepsini selamlıyorum. Yine buruk bir bayram arefesi. İnsan duygularına hâkim olamıyor maalesef. Ama burada birçok Mehmetçiğimiz koyun koyuna yatıyor. Kardeşimi ziyarete kızım ile geldim. Kızım ‘amcamın cennet bahçesine gidelim’ diyor. Tekrar bu acıların yaşanmamasını temenni ediyorum. Bugün arefe günü bayramların gerçekten bayram tadında geçmesini temenni ediyorum” diye konuştu.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
-Şehit aileleri ile röportajlar
-Şehit yakınlarını dualar etmesi
-Şehit ailelerinin mezarlarının başına çiçek ekmesi
-Genel ve detay görüntüler
===========================
3- ŞİŞLİ’DE FACİADAN DÖNÜLDÜ; KERESTE YÜKLÜ KAMYON BİNALARA SÜRTEREK DURABİLDİ
Murat DELİKLİTAŞ-Cemil ÖZDEMİR/İstanbul,(DHA) – ŞİŞLİ’de, yokuş inerken sürücüsünün kontrolünü kaybettiği kereste yüklü kamyon 5 bina sürterek durabildi. Binaların hasar gördüğü kaza sırasında sokakta kimsenin olmaması olası bir faciayı önledi.
Dolapdere Eskişehir Mahallesi Tuzcu Murat Sokak’ta 10.30 sıralarında meydana gelen olayda, 34 AAP 667 plakalı kereste yüklü kamyonla yokuş inen Emrah T. (29), aracın hızlanması nedeniyle frene bastı. İddiaya göre pedala birkaç kes basmasına rağmen freni tutmayan kamyon, kontrolden çıkarak kaldırımdaki koruma demirine çarparak savruldu. Emrah T., kamyon, park halindeki araçlara çarpmak üzereyken son anda direksiyon hakimiyetini tekrar sağladı. Sürücü T., direksiyonu sola kırarken, kamyon bu kez de sokağın solundaki bir binaya çarptı. 5 binanın bodrum ve giriş katlarındaki dairelere sürterek ilerleyen kamyon, yaklaşık 20 metre sonra park halindeki bir motosikleti de altına alarak durabildi. Kamyonun çarptığı binaların duvarlarında hasar oluşurken, bazı dairelerin de pencere korkulukları ve doğalgaz kutuları yerinden söküldü.
Kaza anında sokakta kimsenin olmaması olası bir faciayı önlerken, bina sakinleri deprem olduğunu zannederek korkuyla kendilerini dışarı attı. Mahalle sakinlerinin haber vermesi üzerine olay yerine itfaiye ve polis ekipleri sevk edildi. Polis çevrede güvenlik önlemi alırken, hasar gören binalardaki doğalgaz ve elektrik görevliler tarafından kesildi. Kamyon, taşıdığı kerestelerin başka araçlara aktarılmasının ardından çekici yardımıyla olay yerinden kaldırıldı.
Evi zarar görenlerden Dilek Uçurum, evin salonunda otururken büyük bir ses duyduklarını ve deprem olduğunu zannederek kendilerini dışarı attıklarını söyledi. Uçurum, “Ne olduğunu doğru dürüst görmedim zaten. Sadece o sesi duydum ve penceredeki koruma demirlerinin yıkıldığını gördüm. 3 kişiydik evde, iki çocukla birlikte. O an korku çok büyüktü. Deprem oluyor sandık, felaket bir şeydi. Ben dedim ki bina yıkılıyor üstümüze, kamyon aklımıza bile gelmedi” diye konuştu.
Evi zarar gören bir başka kişi ise “Doğalgaz var burada. Uyuyordum içeride, birden bire kamyon geldi, çarptı. Küt diye ses geldi. Bizim doğalgaz kutusunu aldı götürdü. Camlardaki demirleri aldı götürdü” dedi.
Görüntü Dökümü
————-
-Binalardaki hasar
-Kamyondan görüntü
-Kerestelerin kamyondan indirilmesi
-İtfaiye ekipleri
-Polis ekipleri
-Muhabir anonsu (Cemil Özdemir)
-Röpler
-Kamyonun altındaki motosikletten görüntü
-Genel ve Detaylar
====================
4 – (ÖZEL) İSRAİL PROTESTOSUNU KAYDEDİYORDU, FECİ KAZAYI GÖRÜNTÜLEDİ
Ersan SAN- Alper KORKMAZ / İSTANBUL , (DHA) ESENYURT’ta konvoy yaparak, İsrail’in Filistinlilere yönelik saldırılarını protesto eden sürücüleri görüntüleyen bir kişi, kaza anını kaydetti. Yolun karşıyana geçmek istediği sırada taksinin çarpmasıyla metrelerce savrulan kişi cep telefonu kamerasına yansıdı.
Esenyurt’ta bir araya gelen taksiciler araçlarıyla konvoy yaparak Filistinlilere yönelik saldırılar düzenleyen İsrail’i protesto etti. Doğan Araslı bulvarında bulunan tünelden geçtikleri sırada yol kenarında bulunan bir kişi, cep telefonu kamerasıyla konvoyu görüntülemeye başladı. Bu sırada yol çıkan bir kişi de el sallayarak konvoyun bulunduğu karşı şeride doğru ilerlemeye başladı.
Yola çıkan kişiye hızla gelen taksi çarptı. Çarpmanın şiddetiyle metrelerce savrulan kişi yaralandı Bu anlar ise saniye saniye cep telefonu kamerasına yansıdı. Çevredekiler yaralının yardımına koştu. 40 yaşındaki Türkmenistan uyruklu yaralı ambubulansla hastaneye kaldırıldı. Sürücü ise ifadesi alınmak üzere polis merkezine götürüldü.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
Kaza anı cep telefonu görüntüsü
=========================
5 – TOPKAPI SARAYI’NDA ‘ARİFE TAHTI’ SERGİLENMEYE BAŞLANDI
Beyza Nur GÜLER – Osman BAKIR/İstanbul, (DHA) – ‘Arife Tahtı’ Topkapı Sarayı’ndaki Revan Köşkü’nde sergilenmeye başlandı. “Merasim tahtları” Topkapı Sarayı’nın koleksiyonları arasında yer alan en görkemli parçalardan. Koleksiyonun bir parçası olan 400 yıllık ‘Arife Tahtı’ ise, bugün itibarıyla Topkapı Sarayı’ndaki Revan Köşkü’nde sergilenmeye başlandı. Sultan I. Ahmed Tahtı olarak da adlandırılan taht, padişahlar tarafından bayramlardan bir gün önce sarayda düzenlenen merasimlerde kullanılıyordu. Bayram törenlerinin vazgeçilmezi Arife Tahtı’nın yapım tarihi 1603 – 1617. Tahtın ustası ise, Sultanahmet Camii’nin mimarı ve aynı zamanda sedef ustası Mimarbaşı Sedefkâr Mehmed Ağa.
“PADİŞAH BAYRAMLAŞMASINI ARİFE GÜNÜ BU TAHTTA GERÇEKLEŞTİRİRDİ”
Topkapı Sarayı Dairesi Başkanı İlhan Kocaman, “Osmanlı’da önemli iki bayram vardı. Bunlardan biri Kurban, diğeri Ramazan Bayramıydı. Bayramlar bir gün önce yani Arife günü başlardı. Padişah öğlen namazını ağalar camisinde kıldıktan sonra, arife tahtı dediğimiz bu taht arz odasının önüne konur ve ikindi namazından çıktıktan sonra padişah bu tahta otururdu. Saray ahalisi ve Enderunlular ile bayramlaşmasını gerçekleştirirdi. Bu program akşam namazına kadar sürerdi. Akşam namazından sonra son iftar yapılır ve sabah padişah Ayasofya ya da Sultanahmet Camii’ne giderek, bayram namazını kılardı. Ve namazdan sonra altın taht veya bayram tahtı dediğimiz cülus tahtı, Babüssaade(Saadet Kapısı) önüne konur, orada resmi bayramlaşma başlardı” dedi.
ÜZERİ SEDEF VE BAĞ İLE KAPLI
Tahtın özellikleri ile ilgili bilgi veren Kocaman, “Arife tahtının ahşabı cevizdendir. Üzeri sedef ve bağ ile kaplanmıştır. Ustası, 1. Ahmed döneminin ser mimarı ve aynı zamanda Sultanahmet Camii’nin de mimarı olan Mehmet Ağa’dır. Üzerinde, kenarlarında, tepeliklerinde altın ve zümrüt bulunuyor. Üst kısmındaki fener şeklindeki yapı ise yakut ve zümrütten oluşmaktadır” diye konuştu.
REVAN KÖŞKÜ’NDE SERGİLENECEK
Ziyaretçilerin ne zamana kadar tahtı burada görebilecekleri sorusuna ise Kocaman, “Topkapı Sarayı’nda 5 taht bulunuyor. Bu taht aslında hazine köşkü olarak bilinen Fatih Köşkü’nde sergilenmekteydi. Ancak orası uzun zamandır restorasyonda olması nedeniyle, ziyaretçilerin görmesi için Topkapı Sarayı Revan Köşkü içinde sergilenmekte. Fatih Köşkü tamamlayıncaya kadar, muhtemelen 2022’de tamamlanacak. O zamana kadar Arife Tahtı burada, Altın Taht ise arz odasında yer alacak” diye yanıt verdi.
Görüntü Dökümü:
————————
-Arife Tahtının görüntüleri
-İlhan Kocaman ile röp
-Altın Tahtın görüntüleri
-Genel ve detay
==========================
6- (ÖZEL) – ALMAN DİE WELT TÜRKİYE TEMSİLCİSİ DENİZ YÜCEL’E 2 YILA KADAR HAPİS İSTEMİ
Özden ATİK / İstanbul, DHA- “Terör örgütü propagandası yapmak” suçundan 2 yıl 9 ay 22 gün hapis cezasına çarptırılan Almanya’da yaşayan “Die Welt” gazetesinin Türkiye temsilcisi Deniz Yücel hakkında “Türk milletini, Türkiye Cumhuriyeti Devletini alenen aşağılama” suçundan 2 yıla kadar hapis istemiyle dava açıldı.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Basın Bürosu’nca hazırlanan iddianamede, Almanya’da yayın yapan Die Welt yayın kuruluşunda suç teşkil eden yazılar yazdığı gerekçesiyle Deniz Yücel hakkında “”Zincirleme şekilde terör örgütü propagandası yapmak” ve “Halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama” suçlarından dava açıldığı hatırlatıldı. İstanbul 32. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılanan Yücel’in, “Zincirleme şekilde terör örgütü propagandası yapmak” suçundan 2 yıl 9 ay 22 gün hapis cezasına çarptırıldığı, “Halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama” suçu yönünden ise beraatine karar verildiği anlatıldı.
Ancak mahkemece, şüpheli Deniz Yücel’in Die Welt’te 26 Ekim 2016’da “Kürt annesini göremeden ölmesi” şeklindeki söylemleri ile 27 Ekim 2016’da yazdığı Osmanlı devleti dönemindeki olaylarla ilgili “Ermenilere yapılan soykırım” şeklindeki beyanları nedeniyle suç duyurusunda bulunulduğu belirtildi. Şüpheli Yücel’in ifadesine yer verilerek “ayrımcılık ve eşitsizliği eleştirdiği, tarihi gerçeğin suç sayılamayacağı” şeklinde savunma yaptığı kaydedildi. İddianamede, Basın Kanunu’na göre 6 aylık sürede dava açılabileceği, ancak yazının savcılıkça öğrenilmesinden itibaren dava açma süresinin başladığı, mahkemenin 11 Eylül 2020’de suç duyurusu yapmasıyla savcılığın suçu öğrendiği kaydedildi. TCK 301. maddesi uyarınca “Türk milletini, Türkiye Cumhuriyeti Devletini alenen aşağılama” suçundan kovuşturma yapılması için Adalet Bakanlığı’ndan soruşturma izni istendiği, bu arada dava açma süresinin durduğu ve 6 aylık dava açma süresi içinde iddianame düzenlendiği anlatıldı.
1 TEMMUZ’DA YARGILANMASINA BAŞLANACAK
İddianamede, Deniz Yücel’in “Türk milletini, Türkiye Cumhuriyeti Devletini alenen aşağılama” suçundan 6 aydan 2 yıla kadar hapsi istendi. İstanbul Asliye Ceza Mahkemesi’nde 1 Temmuz’da yargılanmasına başlanacak olan Deniz Yücel’in ifadesinin istinabe (başka bir ülkeden alınan adli yardım) kuralları çerçevesinde alınmasına da karar verildi.
TAHLİYE OLUNCA ALMANYA’YA GİTMİŞTİ
Deniz Yücel, “Terör örgütü propagandası yapmak” ve “Halkı kin ve düşmanlığa tahrik” suçlarından yürütülen soruşturma kapsamında 14 Şubat 2017’de gözaltına alınmış ve 27 Şubat 2017’de çıkarıldığı mahkeme tarafından tutuklanmıştı. Yaklaşık bir yıl tutuklu kalan Yücel hakkında savcılık, “PKK Terör örgütü propagandası yapmak” ve “Halkı kin ve düşmanlığa tahrik” suçlarından 4 yıldan 18 yıla kadar hapis cezası talebiyle dava açmıştı. İddianameyi kabul eden İstanbul 32. Ağır Ceza Mahkemesi de tensiple birlikte 16 Şubat 2018’de Yücel’in tahliyesine karar vermişti. Yücel, aynı gün akşam saatlerinde Almanya’ya gitmişti. Yargılaması devam eden Yücel hakkında mahkeme, 16 Temmuz 2020’de “Terör örgütü propagandası yapmak” suçundan 2 yıl 9 ay 22 gün hapis cezası vermişti.
Görüntü Dökümü
——
(ARŞİV)
========================
7 – EV SAHİBİ DUVARI DELDİRMEDİ, FAYANS SÖKÜLEREK KURTARILDI
İhsan DÖRTKARDEŞ/İSTANBUL, (DHA)- AVCILAR’da bir binanın havalandırma boşluğuna düşüp, 4 gün mahsur kalan martı, ev sahibi mutfak duvarının delinmesine izin vermeyince fayans sökülerek, kurtarılabildi.
Denizköşkler Mahallesi Muhtar Kazım Akgül Caddesi’ndeki bir binana oturan Ömer Faruk Öztürk, 4 gündür evin banyo bölümünden gelen sesi merak etti. Bunun üzerine banyodaki pencereden havalandırma boşluğuna sopa uzattı. Bu sırada kanat çırpan bir kuş olduğunu görünce de itfaiyeyi aradı. Kısa sürede gelen itfaiye ekibi, oldukça küçük olan pencereden kuş yakalama aparatını uzatarak, martıyı çıkarmaya çalıştı. Ancak, sonuç alınamadı.
EV SAHİBİ MASRAF İSTEMEDİ
Martıyı kurtarmak için duvarı delmek isteyen itfaiye ekibi, kiracı olan Ömer Faruk Öztürk’ten izin istedi. Öztürk de ev sahibini aradı. Ev sahibi ise, masrafı karşılamayacağını söyleyerek, izin vermedi. Yapılan incelemede havalandırma boşluğunun bulunduğu zemine yakın yerdeki büyük fayansın bir süre önce yenilendiği görüldü. Öztürk, tamir giderini kendisinin karşılayacağını bildirerek, martının kurtarılması için gerekenin yapılmasını istedi.
FAYANS SÖKÜLDÜ, MARTIYA ULAŞILDI
İtfaiye erleri de büyük bir titizlilikle tornavida ile etrafındaki alçıyı temizlediği fayansı kırmadan çıkardı.Havalandırma boşluğundaki molozların arasında olan martı kurtarıldı. Su verilerek, sakinleştirilen martı uçamayınca itfaiye ekiplerince veterinere götürülmek üzere alındı.
Görüntü Dökümü:
———–
İtfaiye erleri küçük havalandırma penceresinden martıya ulaşmaya çalışırken
İtfaiye erleri havalandırma boşluğunun olduğu bölümdeki fayansı tornavida ile sökmeye çalışırken
Çalışmaları izleyen çocuklar
Evde oturan Ömer Faruk Öztürk ile röportaj
Fayans çıkarılırken
Moloz ve iskelete dönen ölü martı çıkarılıp bir poşete konulurken
Martının görüntüler
Martıya bir kapta su içirilirken
Evdeki çocuklar martıyı izlerken
Martı caddede bırakılırken
Uçamayan martı yola konarken
Araçlar durdurulurken
İtfaiye erleri martıyı yakalarken ve araca götürürken
Martı itfaiye erinin kucağında araç içinde
Genel ve detay görüntüler
==================================
8 – İGA CEO’SU SAMSUNLU: BİYOMETRİK ÇÖZÜMLER GELİŞTİRMEK İÇİN İÇİŞLERİ BAKANLIĞI İLE ÇALIŞIYORUZ
Haber: Enver ALAS / İSTANBUL, (DHA) – AVRUPA Hava Seyrüsefer Emniyeti Teşkilatı (EUROCONTROL) tarafından düzenlenen “Aviation Straight Talk” etkinliğinde konuşan İstanbul Havalimanı işletmecisi İGA’nın CEO’su Kadri Samsunlu, koronavirüs salgını sürecinde temassız seyahatin önemine vurgu yaptı. Samsunlu, “Bekleme sürelerini azaltacak biyometrik ve temassız güvenlik kontrolleri üzerinde çalışıyoruz. Biyometrik verileri bizim toplama hakkımız yok ve bunun için hükümetimizin iznine ihtiyacımız var. Biyometrik çözümler geliştirmek için şu anda İçişleri Bakanlığı ile birlikte çalışıyoruz” dedi.
İGA İstanbul Havalimanı CEO’su Kadri Samsunlu EUROCONTROL’ün “Aviation Straight Talk Live” paneline konuk oldu.
İGA’dan konuyla ilgili yapılan açıklamada panelde Kadri Samsunlu’nun EUROCONTROL Genel Direktörü Eamon Brennan’ın canlı yayın konuğu olduğu duyuruldu.
Açıklamada Brennan’ın programda yaptığı konuşmasında, Türkiye’ye dair güncel uçuş istatistiklerini paylaşarak, tam kapanma öncesinde İstanbul Havalimanı’nın yılın ilk çeyreğinde Avrupa’nın en yoğun havalimanı olduğu bilgisini paylaştığı ifade edildi.
“BU KRİZİ ATLATMAMIZ GEREKİYOR”
Panelde, koronavirüs pandemisinin havacılık sektörüne etkilerini değerlendiren Samsunlu’nun “Karşılaştığımız şey ne yazık ki hareketliliği, ticareti ve sosyal hayatı etkileyen küresel bir taşımacılık krizidir. Hükûmetimiz ve karar mercilerimizle çok yakından çalışarak bu krizi atlatmamız gerekiyor. Bağlantıyı yeniden sağlamak ve yakın gelecekte normale dönmek için sınırları açmalı, bunun için de kesinlikle nüfuzumuzu kullanmalıyız” ifadelerine yer verildi.
Açıklamada İGA CEO’su Samsunlu sözlerine şöyle yer verildi:
“Hedefimiz, ülkemizin, hava bağlantılarına açık kalmasını sağlamaktır. Bu, pazarların açılması ve hareketliliğin yeniden sağlanması için en önemli şarttır. Her havayolunun kendine özgü ihtiyaçları olduğu ve her havayoluyla ilişkilerin farklı şekilde yürütülmesi gerektiği için diğer havayollarıyla yakın ilişkilerimizi sürdürmemiz, hacim ve uçuş artışı yapmak istediklerinde onların söyleyeceklerini açık ve net bir biçimde anlamamız gerekiyor. Aktarma merkezi modelinin hâlâ itibarlı olduğunu düşünüyorum; çünkü fiyatlandırma açısından bakarsak, küresel aktarma merkezleri taşıyıcılara daha cazip fiyatlar sunacak ve bu merkezler daha küçük şehirlere seyahat etmeye devam edebilecekler.”
BİYOMETRİK VE TEMASSIZ GÜVENLİK KONTROLLERİ
Öte yandan açıklamada Kadri Samsunlu’nun konuşmasında koronavirüs salgını sürecinde temassız seyahatin önemine vurgu yaptığı belirtildi. Samsunlu’nun, “Bekleme sürelerini azaltacak biyometrik ve temassız güvenlik kontrolleri üzerinde çalışıyoruz. Biyometrik verileri bizim toplama hakkımız yok ve bunun için hükümetimizin iznine ihtiyacımız var. Biyometrik çözümler geliştirmek için şu anda İçişleri Bakanlığı ile birlikte çalışıyoruz. Planımız ve isteğimiz bu havalimanının kendi kendine daha fazla hizmet vermesini sağlamaktır. Gelecek on yıl içinde herkesin er veya geç bunu yapacağına inanıyorum” sözleriyle konuşmasını tamamladığı kaydedildi.
Görüntü Dökümü (Arşiv)
————————
-İstanbul Havalimanı görüntüsü
-Aprondaki uçaklar
-Terminal görüntüsü
-Genel ve detaylar