Notice: Function _load_textdomain_just_in_time was called incorrectly. Translation loading for the jetpack-boost domain was triggered too early. This is usually an indicator for some code in the plugin or theme running too early. Translations should be loaded at the init action or later. Please see Debugging in WordPress for more information. (This message was added in version 6.7.0.) in /home/haberolduk/domains/haberolduk.com/public_html/wp-includes/functions.php on line 6114

Notice: Function _load_textdomain_just_in_time was called incorrectly. Translation loading for the jetpack domain was triggered too early. This is usually an indicator for some code in the plugin or theme running too early. Translations should be loaded at the init action or later. Please see Debugging in WordPress for more information. (This message was added in version 6.7.0.) in /home/haberolduk/domains/haberolduk.com/public_html/wp-includes/functions.php on line 6114
DHA İSTANBUL BÜLTENİ – 3 – Haberolduk.com – Son Dakika Haberler

DHA İSTANBUL BÜLTENİ – 3

dha-istanbul-bulteni-3-rWGjCLl4.jpg

1- ERDOĞAN: AŞI TEDARİĞİNDE HERHANGİ BİR SIKINTI YAŞAYACAĞIMIZI KABUL ETMİYORUM -1

Gülseli KENARLI – Hüseyin ÇAKMAK – Cengiz ÇOBAN / İstanbul, (DHA) CUMHURBAŞKANI Recep Tayyip Erdoğan cuma namazını Üsküdar’da bulunan Hz. Ali Camii’nde cuma namazını kıldı. Erdoğan namazın ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı.  Erdoğan, kovid-19 aşılarıyla ilgili olarak, “Aşı tedariğinde herhangi bir sıkıntı yaşayacağımızı kabul etmiyorum. Şu anda zaten elimizde aşı var. Rusya’ya yaptığımız görüşmeleri yaptık Sputnik aşısı geliyor gelecek.” dedi.
Erdoğan ayrıca, “Putin ile yapacağımız görüşmelerle Rusya’dan çok ciddi bir aşı gelecek. Almanya’dan aldığımız bir söz var, biontech de gelecek” dedi. Erdoğan yerli aşının ise Eylül-Ekim gibi üretime geçeceğini belirtti.

Görüntü Dökümü:
-Erdoğan’ın açıklamaları

====================

2-  (ÖZEL)- SPUTNİK V AŞISININ ÜRETİLECEĞİ TESİSLERİ, İLK KEZ DHA GÖRÜNTÜLENDİ

– CinnaGen İlaç CEO’su Ferhat Farsi,

“Çerkezköy, bölge ülkelerinin aşı üretim üssü olacak”

Özlem YURTÇU KARABULUT, Buğra BENLİOĞLU, İbrahim MAŞE / İSTANBUL DHA- RUSLARIN geliştirdiği Sputnik V aşısının Türkiye’de üretileceği CinnaGen İlaç tesislerini ilk kez DHA görüntüledi. Aşının önümüzdeki günlerde deneme üretimine başlanacak, ilk numuneleri hem Rusya hem de Türkiye tarafı inceleyecek. Yaza doğru yüksek hacimli üretimlere geçilecek. CinnaGen İlaç CEO’su Ferhat Farsi, Çerkezköy’de 30 milyon Euro yatırımla kansere karşı biyoteknolojik ürünler geliştirmek amacıyla kurdukları tesiste Uğur Şahin’in ile benzer bir kaderi paylaştıklarını anlatarak, “Kansere karşı monoklonar antikorlar geliştirmek için bu yatırımı yaptık. Ama pandemi müsibeti, bu yüksek teknolojili alt yapıyı, aşı üretimine kanalize etmemize neden oldu. Bu aşıyı A’dan Z’ye Türkiye’de üretecek olmaktan gurur duyuyoruz” dedi.
Türkiye 3’üncü aşısını Rusya’dan alıyor. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın önceki gün müjdesini verdiği ilk 50 milyon doz aşının ardından, Rus Gamelya Enstitüsü tarafından geliştirilen Sputnik V’nin üretimi de artık Türkiye’de yapılacak. Ortadoğu ve Kuzey Afrika’nın (MENA) en büyük biyoteknolojik ilaç firması olarak gösterilen CinneGen’in, Türkiye’de 4 yıl önce 30 milyon Euro yatırımla Çerkezköy Organize Sanayi Bölgesi’nde kurulan fabrikası, aslında kansere karşı monoklonal antikorlar üretmek üzere 2019 yılında açıldı.

2020’nin ilk aylarında Sağlık Bakanlığı’ndan dünya standartlarında üretim yapılabileceğine dair uluslararası geçerliliği olan GMP (Good Manifacturing Practice) sertifikasını da almayı başardıklarını anlatan CinnaGen İlaç kurucu ortağı ve CEO’su Ferhat Farsi, Uğur Şahin ile benzer bir kaderi paylaştıklarını söyleyerek, tüm süreci Demirören Haber Ajansı’na anlattı.  

“UĞUR ŞAHİN İLE AYNI KADERİ YAŞADIK”
Farsi, “Aslında 30 yıllık bir biyoteknoloji firmasıyız. Türkiye’deki faaliyetlerimize 2016 yılında başladık ve bu fabrikanın açılışı 2019 Haziran ayında oldu. Biz esasen bütün hazırlıklarımızı Türkiye’de ilk monoklonal antikorların üretimi için yapmıştık. 50 kişilik bir (AR-GE) ekibimiz var. Yurt içinde ve dışında 2 yıldan beri ciddi eğitimler aldılar biyoteknolojik ürünler konusunda. Aslında geldiğimiz süreci Uğur Şahin hocamın yaşadıklarına çok benzetiyorum. Çünkü Uğur hocamız da mRNA platformunu, aslında kanser tedavisi için kullanacaktı. Ama kovid pandemisinden sonra bu platformu kovid aşısına kanalize etmek durumunda kaldı. Biz de özellikle kanser tedavisinde monoklonal antikor üretimi için kendimizi hazırlamıştık. Biyoteknolojide monoklinal antikorlar aslında daha kompleks moleküller aşılarla kıyasladığımızda. Yani daha yüksek teknolojiye ve üretime hazırlanmışken aşı gündemimize girdi pandemiyle beraber” dedi.

“DOLUM DEĞİL, SIFIRDAN AŞI ÜRETİMİ YAPACAĞIZ”
Farsi, GMP sertifikasyonu tamamlanan tesiste “aşı dolumuö değil sıfırdan aşı üretimi yapılacağının altını çizerek, “Şunu belirtmemde yarar var, biz aşının bütün üretim prosesinin tamamını A’dan Z’ye Türkiye’de, bu tesislerde gerçekleştireceğiz. Bundan gerçekten gurur duyuyorum firmam adına. Çünkü son derece kompleks bir üretimi A’dan Z’ye kadar, master cell line (ana hücre hattı) dahil, biyoreaktörler kullanarak Türkiye’de yapacağız. Yani bu bir aşı dolum faaliyeti değil, özellikle belirtmek istiyorum. Vektör bazlı bir adenovirüs aşıdan bahsediyoruz. Son derece yüksek teknoloji ile hazırlanmış, geliştirilmiş ve hem güvenilirliği hem etkinliği son derece yüksek, yüzde 90’ın üzerinde etkinliği olan dünyadaki ilk 3 aşıdan biri. Kovid 19’daki dünyada ilk ruhsat alan bu aşıyı Türkiye’de üretecek olmaktan gurur duyuyoruz” şeklinde konuştu.  

“DÜNYA STANDARTLARINDA AŞI ÜRETİMİ SERTİFİKASINA SAHİBİZ”
2020 yılının sonuna doğru, pandeminin başladığı günlerde Sağlık Bakanlığı’na yaptıkları GMP sertifikasyonu başvurusunun sonuçlandığını ve dünya standartlarında üretim yapabilme anlamına gelen, uluslararası geçerliliği olan belgeyi almayı başardıklarını anlatan Farsi, “Bu, biyoteknolojik ürünlerin üretimi için gerekli olan bir belge. Ondan sonra kendimizi aşı üretimine adapte ettikten sonra da Sağlık Bakanlığı’na tekrar başvurduk ve çeşitli denetimlerden sonra bu kez aşı üretimine özel ilave sertifikasyon yapıldı. Daha sonra da ürün spesifik, yani Sputnik aşısına özel olarak tekrar başvuru yaptık. Onda da ürün spesifik olarak yani ürüne has olarak bir GMP sertifikasyonu ilavesi gerçekleştirildi” diye konuştu.

“AŞIYI GELİŞTİRENLER İLE AYNI TEKNOLOJİYE SAHİP OLMAK ZORUNDASINIZ”
Aşının Rusya’da, devlet destekli Gamelya Enstitüsü tarafından geliştirildiğine işaret eden Ferhat Farsi, sözlerini şöyle sürdürdü:
“130 yıllık ciddi bir enstitü. Çok inovatif aşılarda imzası olan ciddi bir kurum. Teknoloji sağlayıcı olarak (onlar) ve teknolojiyi alan firma olarak (CinnaGen) aynı dili konuşabilmek çok önemliydi. Aynı teknolojiye sahip olmak çok önemliydi. Geçtiğimiz Mart ayında Rus yetkililer de buraya geldiler. Tesisi görünce, personelimizin kalifikasyonunu görünce, her şeyden emin oldular ve üretim için bir an önce süreçlere başlamak istediler. Ondan sonra da işler hızlandı. Aşının teknoloji transferini gerçekleştirdik. Bu teknoloji transferinde aşının bütün üretim prosesini, kalite kontrol ile ilgili bütün dökümantasyonunu alıyorsunuz. Daha da önemlisi aşı üretiminde, ‘aşının kalbi’ diyebileceğimiz ana hücre hattını, master cell line’ı da aldık. Ayrıca adenovirüs aşısını üretebilmek için gerekli olan virüs tohumlarını da teslim aldık”

DÜNYANIN EN GÜVENLİ AŞI TEKNOLOJİLERİNDEN BİRİ
Adenovirüs aşılarının çok bilinen bir teknoloji olduğunu da belirten Farsi, bu aşı teknolojisinin 1953 yılından beri kullanıldığını vurgulayarak, Sputnik V’nin de bu yöntemle ortaya çıkarıldığını belirtti. Farsi, şu bilgileri verdi:
“Son derece güvenli bu adenovirüslerin (aşıda) kullanımı. İnsanda herhangi bir hastalığa sebep olmayan virüsler (vektör), koronavirüsün önemli ve immün yanıt oluşturabilecek fragmanını, genetik yapısını taşıyor. Dolayısıyla koronavirüsten de dolayı herhangi bir hastalık oluşturma potansiyeli yok. Aksine güçlü ve kalıcı bir immün cevap oluşturuyor. Bunun için bu aşı dünyanın en etkili aşıları arasına giriyor. Bu aşının insan hücresinde ya da genetik yapısında herhangi bir değişikliğe yol açması da mümkün değil. Zaten bilinen bir teknoloji. Yıllardan beri kullanılıyor çok güvenli bir şekilde. Güvenilirliği de etkinliği de çok yüksek bir aşı. Biz ilaç firması olduğumuz için güvenilir ürünleri piyasaya vermek zorundayız. Bunun için de GMP, Good Manufacturing Practice dediğimiz iyi imalat koşullarını gösteren kalifikasyondan geçmemiz gerekiyordu. Son derece zor bir şey bu. Türkiye’de Sağlık Bakanlığı’nın standartları, Avrupa hatta dünya standartlarında ve bu belgeyi Türkiye’de alabilmek de büyük bir ayrıcalık. Tabii bunun üzerine bir de aşı ile ilgili aşı GMP’sinin de ilave edilmesi, bütün ekibin ve bizim için ciddi bir başarı oldu”

DENEME ÜRETİMLERİNİ HEM RUSYA HEM TÜRKİYE İNCELEYECEK
Aşının geliştirilmesini Gamelya Enstitüsü’nün yaptığını ancak aşının dünyadaki stratejik anlaşmalarının Rusya Doğrudan Yatırım Fonu (RDIF) tarafından organize edildiğini anlatan Farsi, aşının Türkiye’ye getirilmesinde Sağlık Bakanlığı ile birlikte aylardır bürokrasi trafiği yürüten Viscoran İlaç A.Ş. ile kendilerinin “partner” olduğunu ifade etti. Farsi,  sözlerini şöyle noktaladı:
“RDIF ile üçlü bir anlaşma yapıldı. Bu anlaşma şu açıdan önemli, bir kere Rusya ile Türkiye son derece stratejik bir alanda, sağlık alanında bir işbirliği yapacak. Son derece yüksek teknolojiye sahip olan bu aşının teknolojisinin A’dan Z’ye Türkiye’ye transfer edilmiş olması çok önemli bir husus. Tabii ki burada ilk üretimlerimiz öncelikle Türkiye’nin ihtiyacını karşılamaya yönelik olacak. Daha sonra RDIF de o yönde bir karar verirse, çevre ülkelere İhraç edilmesi söz konusu olacak. Buradan en az 10-20 ülkeye aşı ihracatı yapılabilecek. Yani Türkiye burada bu bölgenin aşı üretim üssü olacak. Bu açıdan düşündüğümüzde, stratejik bir know how’a sahip oluyorsunuz. İster istemez zaman içerisinde optimizasyon çalışmalarıyla kapasiteyi de artırmaya yönelik adımlarımız olacak. 30 milyon Euro’luk bir yatırımla bu tesisi Çerkezköy Organize Sanayi bölgesinde kurduk. Kovid musibeti ile biyoteknolojik ürünlerin önemi çok daha iyi anlaşıldı hem devlet, hem de vatandaşlar nezdinde. Önümüzdeki günlerde deneme üretimleri yapacağız. Ardından bunları Rusya’ya. Kalite kontrolleri çift taraflı yapılacak. Yani hem burada (Bakanlık tarafından) hem de Rusya’da Gameliya Enstitüsü tarafından yapılacak. Daha sonra da yaza doğru, daha büyük hacimli üretimlere başlamış olacağız. Aşının teknoloji transferi konusunda zamanlama olarak geç kalmış değiliz. Hızlı ilerleyeceğiz. Yaza doğru inşallah ürünleri Türk ilaç piyasasına ve vatandaşlara sunmayı düşünüyoruz. Ekiplerimiz gece gündüz çalışıyor”

Görüntü dökümü:
—————
-Muhabir anonsu: Özlem YURTÇU KARABULUT
-Ferhat Farsi röp
-“Aşının kalbi” azot tankı içindeki hücre hattı görüntüsünde muhabir anonsu
-Aşının çoğaltıldığı karbondioksitli inkübatör ve reaktörlerle ilgili muhabir anonsu
-Aşı üretiminin başlangıç noktası AR-GE biriminden detay görüntüler
-Aşı üretiminde saflaştırma ve kalite kontrollerin yapıldığı birimden genel ve detay görüntüler
-Üretilen aşının hacminin artırılmasında kullanılan yüksek teknolojili reaktörler ve hücre çoğaltımının yapıldığı birimlerden görüntüler
-“Aşının kalbi” Rusya’dan transfer edilen “ana hücre hattının” azot tankı içindeki görüntüleri
-Genel ve detay görüntüler

================

3- (Havadan görüntülerle) TAM KAPANMANIN İLK GÜNÜNDE MEYDANLAR BOŞ KALDI 

Haber – Kamera: Mustafa ESEN – Ali Kerem BENGİ / İSTANBUL, (DHA) 
TAM kapanmanın ilk gününde İstanbul Anadolu yakasında meydanlar boş kaldı. İstanbulluların kapanma kararına uydukları görülürken, boş kalan Kadıköy ve Üsküdar Meydanı havadan da görüntülendi. 
Koronavirüs tedbirleri kapsamında dün saat 19.00 itibari ile uygulanmaya başlayan tam kapanmanın ardından, bugün İstanbul’da meydanlar boş kaldı. İstanbulluların sokağa çıkmadığı görülürken, meydanlar sessizliğe büründü. Meydanlarda sadece işe giden vatandaşların kullandığı otomobiller ile toplu taşıma araçlarının hareketliliği yaşandı. İstanbulu tercih eden turistlerin sıkça kullandığı ve Kız Kulesi’ni gören Üsküdar Sahili de sakinliği ile dikkat çekti.  Tam kapanmanın ilk gününde boş kalan Kadıköy ve Üsküdar Meydanı’nı drone ile havadan görüntülendi.  

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
——————————-
-Drone ile havadan görüntü 
-Üsküdar meydanından görüntü 
-Kız kulesinden görüntü 
-Kadıköy meydanından görüntü 
-Aktüel görüntü 
-Üsküdar meydanından görüntü 
-Kadıköy meydanından görüntü 
-Genel ve detaylar

=========================

4- ÇAKARLI MAGANDAYA 2’NCİ İDDİANAME; ‘SİLAHLI YAĞMA’ SUÇUNDAN 15 YIL HAPSİ İSTENDİ

Ahmet YEŞİLMEN/ İSTANBUL (DHA), Arnavutköy’de trafikte tartıştığı Dadaş Aras’ı 6 yerinden bıçakladığı iddiasıyla 25 yıla kadar hapis cezası istemiyle tutuklu yargılanan çakarlı minibüs sürücüsü Muhammet Enes Uysal hakkında “silahlı yağma” suçundan da iddianame hazırlandı. İddianamede Uysal’ın, Aras’ın 30 bin lirasını çaldığı öne sürülerek, 15 yıla kadar hapis cezasına çarptırılması talep edildi.
Arnavutköy’de geçtiğimiz yıl 21 Ağustos günü yaşanan olayda Muhammed Enes Uysal, çakarlı lüks minibüsü ile önünü kestiği Dadaş Aras’ı vücudunun çeşitli yerlerinden bıçakladı. Aras tarafından cep telefonu ile kaydeilen olayla ilgili İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığın tarafından yürütülen soruşturma sonunda tutuklanan Uysal hakkında ‘Kasten öldürmeye teşebbüs’, ‘Hakaret’, ‘Kara ulaşım araçlarını kaçırma veya alıkoyma’ ve ‘Silahla kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma’ suçlarından 11 yıl 3 aydan 25 yıla kadar hapis cezası talebiyle iddianame hazırlandı. İddianeme 12. Ağır Ceza Mahkemesi’nce kabul edilerek, yargılama başladı.

TAKİPSİZLİK KARARI VERİLMİŞTİ
Dadaş Aras ayrıca Gaziosmanpaşa Cumhuriyet Başsavcılığı’na Uysal’ın 30 bin lirasını çaldığı iddiasıyla şikayetçi oldu. Soruşturma sonunda savcılık takipsizlik kararı verdi. Aras’ın avukatının itirazı üzerine ise takipsizlik kararı kaldırıldı.

BİRLEŞTİRME TALEP EDİLDİ
Gaziosmanpaşa Cumhuriyet Başsavcılığı, Muhammet Enes Uysal hakkında yeni bir iddianame hazırladı. İddianamede, müşteki Dadas Aras’ın aracında bulunan yaklaşık 30 bin TL ile bazı eşyaların silahla yağmaladığına dair yeterli tanık anlatımı ve delil olduğu bildirilerek, şüphelinin ‘Silahlı yağma’ suçundan 10 yıldan 15 yıla kadar hapsi istendi. İddianame birleştirme talebiyle 12. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderildi.

Görüntü dökümü: 
ARŞİV

===================

5- ESENLER’DE KUYUMCUDAN ALTIN DOLU ÇANTA ÇALAN HIRSIZ YAKALANDI

Haber – Kamera: Alper KORKMAZ / İSTANBUL, (DHA) ESENLER’de müşterinin değerini öğrenmek ve bazılarını tamir ettirmek için kuyumcuya götürdüğü 130 bin lira değerindeki altınları çalan hırsızlardan biri yakalandı. Olay sonrası kıyafet değiştirdiği tespit edilen şüpheli adliyeye sevk edildiği sırada mağdurlar tepki gösterdi.
Olay 26 Nisan günü Esenler’de bir kuyumcuda meydana geldi. Bahar Birinci, 18 yıldır biriktirdiği yaklaşık 130 bin lira değerindeki ziynet eşyalarını, tarttırarak değerini öğrenmek ve bazılarını tamir ettirmek için çantaya koyarak, kuyumcuya götürmüştü. Kuyumcuya yanlarındaki 6 yaşındaki  kız çocuğu ile birlikte müşteri gibi giren iki kadın hırsız altın dolu çantayı çaldı. Şikayet üzerine Esenler İlçe Emniyet Müdürlüğü ekipleri olayla ilgili çalışma başlattı.

KIYAFETLERİNİ DEĞİŞTİRMİŞLER
Polis ekipleri hırsızların kaçış güzergahında bulunan güvenlik kamera görüntülerini incelemeye aldı. Onlarca kamera görüntüsünü inceleyen polis ekipleri olay sonrası hırsızların kıyafetlerini değiştirdiklerini tespit. Kaçış anlarına ait güvenlik kamera görüntülerinde kıyafetlerini değiştiren hırsızların bir süre çaldıkları içi altın dolu çantayı yanlarındaki 6 yaşındaki çocuğa taşıttıkları görüldü. Esenler Polis Merkezi Amirliği Suç Araştırma ve Soruşturma ekipleri kimliklerini ve yerlerini tespit ettiği hırsızların evine baskın düzenledi. Hırsızlardan A.B.(30) olay günü yanında bulunan 6 yaşındaki çocuğu ile birlikte yakalandı. Gözaltına alınan A.B. sorgulanmak üzere karakola götürüldü. Buradaki işlemleri tamamlanan şüpheli Bakırköy Adliyesi’ne sevk edildi. Karakoldan polis aracıyla çıkarılan şüpheliye mağdurlar tepki gösterdi. Polis ekiplerinin altınların bulunması ve diğer şüphelinin yakalanması için başlattığı çalışmalar sürüyor.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
Hırsızların farklı kıyafetle görüldüğü güvenlik kamera görüntüleri
Şüphelinin polis aracına bindirilişi
Mağdurların tepki göstermesi
Karakoldan görüntü

====================

6-  ÖZEL – OSMAN KAVALA’NIN TAHLİYE TALEBİ REDDEDİLDİ

Özden ATİK / İstanbul,(DHA) “Devletin gizli kalması gereken bilgileri, siyasal veya askerî casusluk maksadıyla temin etme” ve “Anayasa’yı ihlal” suçlarından tutuklu iş insanı Osman Kavala’nın aylık tutukluluk incelemesinde tahliye talebi reddedildi. Oy çokluğu ile alınan karara  bir üye hakim, Kavala’nın tutuklu kaldığı süre dikkate alınarak adli kontrol tedbirleriyle tahliye edilmesi görüşünde olduğunu bildirerek, karşı oy kullandı.
İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi’nce bugün yapılması gereken tutukluluk incelemesi, tam kapanma tedbirleri kapsamında dün duruşmalı olarak yapıldı. Osman Kavala duruşmaya tutuklu bulunduğu Silivri 1 No’lu Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’ndan Ses ve Görüntülü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla katıldı. Duruşmada, Kavala’nın avukatları İlkan Koyuncu, Köksal Bayraktar ve Tolga Aytöre de hazır bulundu. Kavala ve avukatları, tahliye kararı verilmesini istedi.

TUTUKLULUK DEVAM
Mahkeme heyeti ise, ‘suçun vasıf ve niteliği, yargılamanın geldiği aşama, müsnet suçlara ilişkin kuvvetli suç şüphesini gösterir somut delilleri bulunması, yasada öngörülen cezanın üst sınırı ve adli kontrol tedbirlerinin yetersiz kalacağı’ gerekçeleriyle tahliye taleplerini reddederek, Kavala’nın tutukluluk halinin devamına karar verdi.

ÜYE HAKİM KARŞI OY KULLANDI
Tutukluluğun devamı yönündeki karara, bir üye hakim karşı oy kullandı. Üye hakim karşı oy gerekçesinde, ‘Osman Kavala hakkında suç vasfıın değişme ihtimali, savunmasının alınmış olması, delillerin büyük ölçüde toplanmış olması ve tutuklu kaldığı süre dikkate alınarak adli kontrol tedbirleriyle yeterli ve etkin denetim sağlanabileceğini’ belirtti. Kavala hakkında “yurtdışına çıkamamak, iki gün en yakın polis merkezine müracaat etmek ve İstanbul’u terk etmemek” şeklindeki adli kontrol tedbirleriyle tahliye kararı verilmesi görüşünde olduğunu kaydederek, çoğunluğun görüşüne uymadığını bildirdi.

TÜM DAVALAR BİRLEŞTİRİLMİŞTİ
Osman Kavala, İstanbul 36. Ağır Ceza Mahkemesi’nde FETÖ’nün 15 Temmuz darbe girişimine ilişkin “Anayasa’yı ihlal” ve “Devletin gizli kalması gereken bilgileri, siyasal veya askerî casusluk maksadıyla temin etme” suçlarından yargılanırken mahkeme, davanın istinaf mahkemesince beraat kararları bozulan İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki Gezi Parkı davası ile birleştirilmesine karar vermişti.

=================

7- YAŞLI KADINI 6 LİRA İÇİN ÖLDÜREN KURYE HAKKINDA AĞIRLAŞTIRILMIŞ MÜEBBET İSTENDİ

Sevda SARIKAYA-İSTANBUL(DHA)- Bakırköy’de geçen yıl pandemi nedeniyle uygulanan sokağa çıkma kısıtlamasında 77 yaşındaki Meral Ahmetoğlu’nu 6 lira için boğarak öldürdüğü iddiasıyla tutuklu yargılanan kurye Recep Yaz hakkında savcı ağırlaştırılmış müebbet ile 15 yıla kadar hapis cezası talep etti.
Bakırköy 19. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davanın duruşmasına tutuklu sanık Recep Yaz katılmazken, tutuksuz sanıklardan Mertcan Macit ve taraf avukatları geldi. Duruşmada mütaalasını açıklayan Cumhuriyet savcısı, tutuklu sanık Recep Yaz’ın, husumetli olduğu için isimlerini verdiği kardeşler Uğurcan Macit ve Mertcan Macit’e dair cinayetin işlendiği evde delil elde edilemediğini bildirerek, ikili hakkında beraat kararı verilmesini istedi. Savcı, Recep Yaz’ın ise, kurye olarak çalışması nedeniyle yaşlı kadının yalnız yaşadığını bildiğini, gece yarısı evine giderek cinayeti işlediğini ve 1 telefon, 2 yüzük, 1 saat , 2 banka kartını alıp, kaçtığını anlattı.  Sanığın, öldürme eylemini işlediği yağma suçunu gizlemek amacı ile gerçekleştirdiğini ifade edere, Yaz’ın ‘nitelikli kasten öldürme’ suçunda ağırlaştırılmış müebbet, ‘nitelikli yağma’ suçundan 10 yıldan 15 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılmasını talep etti. Duruşma, mütalaaya karşı savunmaların hazırlanmaları için ertelendi.

İDDİANAMEDEN
Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı’nca hazırlanan iddianamede korkunç cinayet şöyle anlatıldı:
9 Nisan 2020 tarihinde, Meral Ahmetoğlu evinde ölü bulundu. Yapılan çalışmalar sonunda evden en son kurye Recep Yaz’ın çıktığı belirlendi. Yaşlı kadının daha önce verdiği 6 liralık döner sipariinin parasını almak için sık sık eve geldği saptanan şüpheli yakalandı. Kurye Recep Yaz,  cinayeti kardeşler Uğurcan Macit ve Mertcan Macit ile birlikte işlediğini itiraf etti. Kardeşler de yakalanarak, gözaltına alındı:
Kardeşler ise ifadelerinde Recep Yaz’ın kendilerine borçlu olduğunu, borcunu cep telefonu, yüzük ve saat getirerek, ödediğini öldürme ve yağma olaylarıyla ilgili bilgilerinin olmadığını söyledi. Eve yapılan incelemede ise şüpheli Recep Yaz’a ait olduğu tespit edilen 17 parmak izi saptandı. Şüphelilerin alacak isteme bahanesiyle evine gittikleri kadını, soygun yapmak maksadıyla boğarak öldürdükleri ve ziynet eşyalarını alarak kaçtıkları kaydedilen iddianamede şüpheliler hakkında “Bir suçun işlenmesini kolaylaştırmak amacıyla kasten öldürmek” suçundan ayrı ayrı ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası talep edildi. Ayrıca “Gece vakti birden fazla kişiyle birlikte nitelikli yağma” suçundan 10 yıldan 15’er yıla kadar hapis cezasına çarptırılmaları
istendi.

Görüntü dökümü:
(ARŞİV)

===================

8- SARIYER’DE UYUŞTURUCU OPERASYONU; EVİNİ İMALATHANEYE ÇEVİRMİŞ

Hasan YILDIRIM – Özgür EREN İSTANBUL (DHA) Sarıyer Tarabya’da evinin bir odasını uyuşturucu imalathanesine çeviren şüpheli polisin yaptığı operasyona gözaltına alındı. 
Sarıyer İlçe Emniyet Müdürlüğü Tarabya Şehit Kemal Aykut Genç Polis Merkezi Amirliği ekipleri, bir evde uyuşturucu yetiştirildiği ihbarı üzerine evi takibe aldı. Eve yapılan baskında bir odanın uyuşturucu imalathanesine çevrildiği görüldü. Odada özel havalandırma, ışık ve nem sistemi kurularak Hint keneviri yetiştirildiği tespit edildi. Polis, odada saksı içinde Hint keneviri, sıvı gübre, uyuşturucu üretim düzeneği, buhar makinası, termometre, havalandırma borusu, ısı ve ışıklandırma cihazı ile bir çözeltinin asitlik ve bazlık derecesini ölçen alet (PH) buldu.

POLİS BASKINI KAMERADA
Uyuşturucu yetiştirilen eve yapılan baskın polis kamerasına yansıdı. Görüntülerde, odada saksı içinde yetiştirilen Hint keneviri, uyuşturucu üretim düzeneği ele geçirildi. Yapılan baskında Rıza O. gözaltına alındı. Rıza O.  ifadesinin alınmasının ardından  “uyuşturucu madde imal ve ticareti” suçundan adliyeye sevk edildi.

Görüntü Dökümü:
———————–
-Eve yapılan baskın
-Uyuşturucu yetiştirmek için odada kurulan özel sistem
-Evde ele geçirilen Hint keneviri
-Uyuşturucu yetiştirmek için kullanılan malzemeler
-Genel ve detaylar

=================

9- KRİPTO PARA DOLANDIRICILIĞI SORUŞTURMASI; 17 ŞÜPHELİYE 10 BİN 888’ER YILA KADAR HAPİS İSTEMİ

* 544 mağdurun yaklaşık 16 milyon lira ve 209 bin Euro dolandırıldığı iddia ediliyor.

Halil Sadri YILMAZ / İSTANBUL, (DHA)  İSTANBUL’DA 2016 yılında hiçbir borsada işlem görmeyen kripto para üretimi yaparak yüksek kazanç vaadiyle 544 mağduru yaklaşık 16 milyon lira ve 209 bin euro dolandırdığı iddia edilen 37 şüpheli hakkında yürütülen soruşturma tamamlandı. Örgüt yöneticisi olduğu öne sürülen 17 şüphelinin “Suç işlemek amacıyla örgüt kurma” ve 544 kez “Bilişim sistemleri banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık” suçlarından ayrı ayrı 10 bin 888’er yıla kadar hapisleri istendi. 20 şüphelinin de değişik oranlarda hapsinin talep edildiği iddianame kabul edildi,  şüpheliler önümüzdeki günlerde hakim karşısına çıkacak.
Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı’nca hazırlanan 140 sayfalık iddianamede, kriptografik-şifreli olarak güvenli işlem yapmaya ek ve sanal arzına olanak sağlayan dijital değerlere kripto para denildiği ifade edildi. Söz konusu kripto paralarla ilgili “Kripto-paralar alternatif para birimidirler, dijitaldirler ve aynı zamanda sanal paradırlar. Sıklıkla Bitcoin ve türevleri ile dijital ve sanal paralar karıştırılmaktadır. Bitcoin ve türevleri dışındaki dijital ve sanal paralar, kendi başlarına para birimi değillerdir” ifadeleri kullanıldı. İddianamede, kripto paranın hiçbir merkezi otorite tarafından düzenlenip denetlenemeyeceği vurgulandı.

“İŞLEM GÖRMEYEN KRİPTO PARAYA YAPILAN YATIRIMDAN KAZANÇ ELDE EDİLMESİ MÜMKÜN DEĞİL”
Bitcoin’in de tanımı yapılan iddianamede Bitcoin’in yasal statüsü şu şekilde tanımlandı: “Pek çok ulusal merkez bankası veya bankacılık düzenleme kurumu, Bitcoin kullanımını yasaklamamış ancak finansal kurumları ve bireyleri karşılaşabilecekleri riskler konusunda uyarmıştır. Bitcoin’in merkezi bir otorite tarafından denetlenmemesi, oldukça yeni bir kavram ve teknoloji olması, her bir Bitcoin kullanıcısının Bitcoin’in geleceğini belirlemesi gibi hususlar, hükümetleri, düzenleyici ve denetleyici kurumları haklı olarak endişelendirmektedir. Kazanç elde edilmesi için söz konusu kripto paranın yerel olarak herhangi bir kripto para borsasında herkese açık bir şekilde işlem görmesi ve söz konusu kripto paranın kişiler tarafından alınıp satılabilir olması gerekmektedir. Herhangi bir kripto para borsasında işlem görmeyen bir kripto paraya yatırım yapılması ve bu yatırımdan kazanç elde edilmesi mümkün olmayacaktır.”

“HİÇBİR BORSADA İŞLEM GÖRMEYEN HAYAL ÜRÜNÜ KRİPTO PARAYI SATTILAR”
İddianamede tespit edilen suç örgütünün ‘Coinspace’ isimli şirket adı altında ‘S-Coin’ ve ‘First Coin’ isimli kripto para ürettikleri, bu kripto paraların da gelecekte çok değerleneceğini, Bitcoin gibi yatırım yapanlara çok yüksek tutarda kazançlar sağlayacağını vadederek mağdurlardan yatırım adı altında paralar toplayarak, haksız kazançlar elde ettikleri belirtildi. Coinspace’in ürettiklerini iddia ettikleri ancak ‘S-Coin’ ve ‘First Coin’ isimli sözde kripto paraların dünyanın hiçbir borsasında işlem görmediği ve tamamen hayal ürünü bir kripto para olduğu belirtilen iddianamede, suç örgütü olan Coinspace’in tanıtımını yapmak amacıyla gerek sosyal medya platformlarında gerekse fiziki mekanlarda seminerler ve toplantılar düzenledikleri ifade edildi. Şüphelilerin Coinspace’te piramit satış sistemi olarak bilinen oluşuma yatırım yapacak yeni üyeler kazandırmaya çalıştıkları ve sisteme çok sayıda yatırımcı dahil ettikleri anlatılan iddianamede, sisteme ilk olarak katılan kişilerin daha sonraki süreçte kendi referansıyla sisteme yeni üyeler dahil etmesiyle ilk katılan üyelerin piramit yapının üst basamaklarına çıktıkları anlatıldı.

544 KİŞİ ŞİKAYETÇİ OLDU
İddianamede üst basamaklara çıkan ilk üyelerin de yatırım kazancının dışında tavsiye, ekip kazancı, referans ve eşleşme bonuslarının da olduğu kaydedilerek, sisteme sürekli yeni üye kazandırılması neticesinde piramit satış sisteminin doğası gereği belirli bir süre sonra sistemin çöktüğü ve üyelerine kazanç sağlayamadığı ve yatırımcıların mağdur edilmeye başlandığı belirtildi. İddianamede yürütülen soruşturma kapsamında 544 kişinin bu şekilde mağdur olarak şikayetçi olduğu vurgulandı. Coinspace EU’nun Malta menşeili, kripto para üretim ve pazarlamasını yapan bir şirket olduğu, şirket sahibinin Mojca Plut olduğu ve İstanbul’da bir anonim şirketin ismini değiştirerek Coinspace İnternet Hizmetleri Sanayi ve Ticaret A.Ş. isimli firmanın kurulduğu kaydedildi. İsmi değiştirilen firmanın yetkilisinin Selçuk Ö. olduğu belirtilen iddianamede, 2016 yılı Mart ayından itibaren şirketin banka hesaplarına yüksek tutarlarda para girişlerinin ve çıkışlarının olduğunun tespit edildiği belirtildi. İddianamede söz konusu şirketin hesaplarına 832 kişi tarafından toplam 15 milyon 889 bin 910 Türk Lirası ve 209 bin 100 Euro para gönderildiği kaydedildi.

10 BİN 888’ER YILA KADAR HAPİSLERİ İSTENDİ
İddianamede bu şekilde dolandırıcılık yaptığı tespit edilen aralarında örgüt lideri Selçuk Ö.’nün de bulunduğu 17 şüphelinin “Suç işlemek amacıyla örgüt kurma” ve 544 kez “Bilişim sistemleri banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık” suçlarından 3 bin 268’er yıldan 10 bin 888’er yıla kadar hapsi istendi. İddianamede 20 şüphelinin de “Suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olma” ve “Bilişim sistemleri banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık” suçlarından 2 yıldan  200 yıla kadar değişen oranlarda hapisi talep edildi. Şüpheliler önümüzdeki günlerde iddianameyi kabul eden Anadolu 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nde hakim karşısına çıkacak.

Görüntü Dökümü:
————————-
-ARŞİV

======================

10- YAŞLI KADINI 6 LİRA İÇİN ÖLDÜREN KURYE HAKKINDA AĞIRLAŞTIRILMIŞ MÜEBBET İSTENDİ

Sevda SARIKAYA-İSTANBUL(DHA)- Bakırköy’de geçen yıl pandemi nedeniyle uygulanan sokağa çıkma kısıtlamasında 77 yaşındaki Meral Ahmetoğlu’nu 6 lira için boğarak öldürdüğü iddiasıyla tutuklu yargılanan kurye Recep Yaz hakkında savcı ağırlaştırılmış müebbet ile 15 yıla kadar hapis cezası talep etti.
Bakırköy 19. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davanın duruşmasına tutuklu sanık Recep Yaz katılmazken, tutuksuz sanıklardan Mertcan Macit ve taraf avukatları geldi. Duruşmada mütaalasını açıklayan Cumhuriyet savcısı, tutuklu sanık Recep Yaz’ın, husumetli olduğu için isimlerini verdiği kardeşler Uğurcan Macit ve Mertcan Macit’e dair cinayetin işlendiği evde delil elde edilemediğini bildirerek, ikili hakkında beraat kararı verilmesini istedi. Savcı, Recep Yaz’ın ise, kurye olarak çalışması nedeniyle yaşlı kadının yalnız yaşadığını bildiğini, gece yarısı evine giderek cinayeti işlediğini ve 1 telefon, 2 yüzük, 1 saat , 2 banka kartını alıp, kaçtığını anlattı.  Sanığın, öldürme eylemini işlediği yağma suçunu gizlemek amacı ile gerçekleştirdiğini ifade edere, Yaz’ın ‘nitelikli kasten öldürme’ suçunda ağırlaştırılmış müebbet, ‘nitelikli yağma’ suçundan 10 yıldan 15 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılmasını talep etti. Duruşma, mütalaaya karşı savunmaların hazırlanmaları için ertelendi.

İDDİANAMEDEN
Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı’nca hazırlanan iddianamede korkunç cinayet şöyle anlatıldı:
9 Nisan 2020 tarihinde, Meral Ahmetoğlu evinde ölü bulundu. Yapılan çalışmalar sonunda evden en son kurye Recep Yaz’ın çıktığı belirlendi. Yaşlı kadının daha önce verdiği 6 liralık döner sipariinin parasını almak için sık sık eve geldği saptanan şüpheli yakalandı. Kurye Recep Yaz,  cinayeti kardeşler Uğurcan Macit ve Mertcan Macit ile birlikte işlediğini itiraf etti. Kardeşler de yakalanarak, gözaltına alındı:
Kardeşler ise ifadelerinde Recep Yaz’ın kendilerine borçlu olduğunu, borcunu cep telefonu, yüzük ve saat getirerek, ödediğini öldürme ve yağma olaylarıyla ilgili bilgilerinin olmadığını söyledi. Eve yapılan incelemede ise şüpheli Recep Yaz’a ait olduğu tespit edilen 17 parmak izi saptandı. Şüphelilerin alacak isteme bahanesiyle evine gittikleri kadını, soygun yapmak maksadıyla boğarak öldürdükleri ve ziynet eşyalarını alarak kaçtıkları kaydedilen iddianamede şüpheliler hakkında “Bir suçun işlenmesini kolaylaştırmak amacıyla kasten öldürmek” suçundan ayrı ayrı ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası talep edildi. Ayrıca “Gece vakti birden fazla kişiyle birlikte nitelikli yağma” suçundan 10 yıldan 15’er yıla kadar hapis cezasına çarptırılmaları
istendi.

Görüntü dökümü:
(ARŞİV)
 

 

Exit mobile version