DHA İSTANBUL BÜLTENİ-4

dha-istanbul-bulteni-4-531DxFlj.jpg

1- (Özel) SULTANGAZİ’DE ÜSTÜNE ÇATIDAN PARÇA DÜŞEN KİŞİ ÖLÜMDEN DÖNDÜ

-O anlar kamerada

-Çatıdan düşen parçalar nedeniyle bir ev de savaş alanına döndü, binanın duvarı delindi.

Haber-Kamera: Emin YEŞİL – Elif YAVUZ – Buğra BENLİOĞLU / İSTANBUL (DHA) – Sultangazi’de fırtına nedeniyle binanın çatısı uçtu. Fırtına sebebiyle savrulan çatı bir kişinin üzerine düştü. Üzerine tahta parçaları düşen kişi ise başından yaralandı. O anlar güvenlik kamerasına da yansıdı.
Sultangazi 75. Yıl Mahallesi’nde şiddetli fırtına nedeniyle evin çatısı uçtu. Rüzgar nedeniyle savrulan çatı bir kişinin üzerine düştü. Çatıdan savrulan parçalar başka bir binaya da çarptı. Çarpmanın etkisiyle 3 katlı apartmanın tüm camları patladı. Bir dairenin ise duvarı delindi. Çatının düştüğü anlar güvenlik kamerasına yansıdı. Görüntülerde benzin istasyonunda bekleyen bir kişinin üzerine aniden çatıya ait parçalar düşüyor. Başından yaralanan kişi çatı enkazının altından çıkarak benzin istasyonuna sığınıyor.

PATLAMA SESİ VE ÇIĞLIKLAR SES KAYDINA YANSIDI
Hasar alan binada oturan Yeliz Polat ise o anları tesadüfen ses kaydına aldı. Arkadaşlarıyla mesajlaştığı sırada camları patlayan ve ailecek korku yaşadıklarını ifade eden Polat, “Saniyeler içinde oldu her şey. Kuzenime ses kaydı yolluyordum o sıra oldu. Bina yıkılıyor sandık. Çocuğum kendini sokağa attı. Zorla içeri soktuk. Çığlıklarla kapıda sıkışıp kaldık. Elektrikler gitti, kablolar patlamaya başladıö dedi.

“BİR ANDA OLDU HER ŞEY. KABUS GİBİYDİ”
Çarpmanın şiddetiyle duvarı delinen ve olay olduğu sırada evde olmayan Nevruz Şimşek, “Akşam babamlara gitmişti. Şu an evin halini gördüm. Şoke oldum. Evim ne hale gelmiş. Tek tesellim evde olmamamız. Yoksa şu anda evde değil hastanede olurduk. Çünkü biz salonda oturuyoruz, çocuklarım masada ders çalışıyor. Evin haline inanamıyorum” diye konuştu. 2 Katta oturan Nedire Şimşek ise, “Bir anda oldu her şey. Kabus gibiydi. Oğlumla birbirimize sarıldık, dua ettik. Bir arada ölelim dedim Deprem bile böyle olmazdı” dedi.

Görüntü Dökümü
-Güvenlik kamerası görüntüsü
-Çatının düşmesi
-Evin camlar içindeki hali
-Delinen duvar
-Vatandaş röp
-Muhabir anonsu( Elif YAVUZ)
-Genel ve detay

===================

2- İSTANBUL’DA 193 ÇATI UÇTU, 191 ARAÇ HASAR GÖRDÜ…

İstanbul DHA-  AFAD’tan yapılan açıklamada, “İstanbul’da şu ana kadar 18 ilçeden toplam 193 çatı uçması, 13 ağaç devrilmesi, 191 araç hasarı, bir halk ekmek büfesi hasarı bildirilmiş, 3 kişi ise yaralanmıştır” denildi.
İstanbul’dan dün akşam saatlerinde başlayan fırtına gece de etkili oldu. Kentin bir çok yerinde çatılar uçtu, ağaçlar devrildi.
Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD)’ndan yapılan açıklamada saat 11.30 itibariyle kentte fırtınanın bilançosu açıklandı.
Açıklamada,  “İstanbul’da dün akşam etkili olan fırtına nedeniyle birçok ilçede ağaç devrilmesi ve çatılardan parça düşmesi gibi olaylar yaşanmış, bazı araç ve iş yerlerinde zarar oluşmuştur. Şu ana kadar 18 ilçeden toplam 193 çatı uçması, 13 ağaç devrilmesi, 191 araç hasarı, 1 halk ekmek büfesi hasarı bildirilmiş, üç vatandaşımız ise yaralanmıştır.Hasar tespit çalışmaları devam etmektedir.
Tüm ihbarlar ivedilikle değerlendirilerek ekiplerin sevki sağlanmaktadır” bilgisi yer aldı.

================

3- (HAVADAN GÖRÜNTÜLERLE) ESENLER’DE FIRTINA ÇATIYI YERİNDEN SÖKTÜ; SOKAK SAVAŞ ALANINA DÖNDÜ

Bina sakini: “Bir çatının uçması ile 3 sokaktaki evler ve araçlar hasar gördü”

Haber-Kamera: Serdar ALTINTEPE / İSTANBUL,(DHA) ESENLER’de dün akşam saatlerinde etkili olan fırtına çatıları uçurdu. Oruç Reis Mahallesi’nde fırtınanın tamamen uçurduğu çatının altındaki eşyalar ortada kaldı. Savaş alanına dönen sokak ve bina havadan görüntülendi. Bir bina sakini, “Bir çatının uçması ile 3 sokaktaki evler ve araçlar hasar gördü” dedi. 
Dün akşam saatlerinde İstanbul’da etkili olan fırtına nedeniyle birçok ilçede binaların çatıları uçtu. Esenler Oruç Reis Mahallesi bir binanın çatısı tamamen yerinden sökülerek uçtu. Çatının büyük bir kısmı sokağa ve park halindeki araçların üzerine düşerken bazı parçaları da karşı binaların üzerine uçtu. Olayda kimse yaralanmazken, evlerde ve araçlarda hasar meydana geldi.
Polis sokağı güvenlik gerekçesiyle kapatırken, çatıyı kaldırma çalışmaları gündüz saatlerinde de devam etti. Çatısı tamamen uçan binada ikamet edenler de ortada kalan eşyalarını toplamaya çalıştı. Şiddetli rüzgârdan etkilenen bina ve sokak havadan görüntülendi. Çatısı uçan binada yaşayan İsmail Canbaş, “Bir çatının uçması ile 3 sokaktaki evler ve araçlar hasar gördü. Arka taraf Gazi Caddesi ve otoban, o tarafa bu kalaslar düştüğü zaman can kaybımız olurdu. Çok geçmiş olsun. Çatı tamamen uçtu. Çıktım baktım, çatı sadece duvarların üzerine oturtulmuş, çivilerle çakılmış”  dedi.

Görüntü dökümü:
——————
-Havadan görüntüler
-Çatısı uçan binadan görüntü
-Ortada kalan eşyalardan görüntü
-Sokağa düşen çatı parçaları
-Hasar gören araçlar
-İsmail Canbaş röportaj

===================

4- İSTANBUL TIP FAKÜLTESİ’NDE BİR HASTADA BREZİLYA MUTASYONU TEŞHİS EDİLDİ

– İstanbul Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Tufan Tükek,

“Hasta yaklaşık 10. gününde, çok şükür desatüre olmadı, oksijen düzeyleri iyi gitti. Ateşi düzeldi, klasik tedaviye yanıt verdi. Tabii genç de bir hasta, 35-40’lı yaşlarda. Bu hasta özelinde bakacak olursak çok farklı bir seyirle karşılaşmadık. Ama şu an için Türkiye’de tek gözüken vaka olduğu için anlamlı tabii”

Özlem YURTÇU KARABULUT – Güven USTA / İSTANBUL, (DHA) TÜRKİYE’de İngiltere varyantı tespit edilen Kovid hastalarının ardından, İstanbul Tıp Fakültesi’nde bir hastada Brezilya mutasyonunun teşhis edilmesi, filyasyon uygulamalarında da değişime yol açacak. İstanbul Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Tufan Tükek, artık pozitif teşhis alan tüm hastaların evde ya da hastanede farketmeksizin, tek kişi olarak izolasyonda kalması gerektiğini söyledi.
Prof. Dr. Tükek, “Farklı mutantların görülmesiyle beraber filyasyonda virüs rekombinasyonu değişikliği yarattı. Çünkü iki farklı mutant virüs tek kişide enfeksiyon yaparsa, virüsler kendi içlerindeki genetik materyalleri değiştirip farklı bir virüse dönüşebilir. Bu, korktuğumuz bir durum. O yüzden artık evdeki aile fertleri bile maskesiz aynı ortamda olmamalı, imkan varsa farklı odalarda izolasyonda kalmalı” dedi.

“BREZİLYA VARYANTI BİR HASTADA TESPİT EDİLDİ”
Koronavirüs pandemisinin dünyadaki birinci yılı geride kalırken, virüsün yeni mutantları endişe yaratıyor. İngiltere, Güney Afrika ve Brezilya’da ortaya çıkan yeni varyantlar, hem bulaşıcılık hızı hem de hastalığın seyri açısından virüsün ilk halinden farklılık gösteriyor. İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Tufan Tükek kendi hastanelerinde, Türkiye’de ilk kez bir kişide Brezilya varyantının tespit edildiğini vurgulayarak, şöyle konuştu:
“Geçen sene Şubat ayında Çin’den gelen bir turist kafilesinde 6 yaşında ateşli bir çocuk vaka ile alarma geçmiştik. İstanbul Tıp Fakültesi Çocuk Acil’e gelmişlerdi, tabii büyük bir panik oluştu, acaba Kovid çıkar mı, çıkarsa bunun filyasyon nasıl olur, çok kişiye bulaştırmış mıdır vs diye. Ama çok şükür Kovit çıkmamıştı, İnfluenza B teşhisi almıştı o hasta. Tedavisini yapıp taburcu etmiştik. Şimdi de bir hafta kadar önce Brezilya mutasyonu şüphesiyle test yaptığımız bir hastayı tedavi ediyoruz. Koronavirüs tanısı sırasında şüpheleri vardı, çünkü hastanın Brezilya temaslı olma durumu söz konusuydu. Nitekim genetik testlerini yaptığımızda Brezilya varyantı taşıdığını tespit ettik. Ankara’dan da onaylandı test sonucu. Klinik olarak çok farklı değil tabii ki. Hasta yaklaşık 10. gününde, çok şükür desatüre olmadı, oksijen düzeyleri iyi gitti. Ateşi düzeldi, klasik tedaviye yanıt verdi. Tabii genç de bir hasta, 35-40’lı yaşlarda. Bu hasta özelinde bakacak olursak çok farklı bir seyirle karşılaşmadık. Ama şu an için Türkiye’de tek gözüken vaka olduğu için anlamlı tabii”

“İKİ POZİTİF VAKA AYNI YERDE BULUNMAMALI”
Yeni varyantların farklı bir virüsmüş gibi algılanmaması gerektiğini belirten Prof. Dr. Tükek, şu ifadeleri kullandı:
“Tamamen klasik bildiğimiz Kovid-19’un oluşturduğu klinik bulgu ve semptomlar görülüyor. Sadece yeni filyasyon uygulaması olarak 10 gün dolduktan sonra negatifliğine bakıldıktan sonra izolasyon sonlanacak ve ayrıca hastaların diğer pozitif vakalarla temas etmeden tek kişilik odada takibi gerekiyor. Çünkü rekombinasyondan bahsediliyor virüslerle ilgili, iki farklı mutant virüs tek kişide enfeksiyon yaparsa, virüsler kendi içlerindeki genetik materyalleri değiştirip farklı bir virüse dönüşebilir. Böyle durumlardan tabii ki korkuyoruz. O yüzden mutant virüslerle enfekte olan kişileri ayrı tutup izolasyonunu çok sıkı yapmamız gerekiyor. Biz hastanemizde zaten tek kişilik odalarda tedavi veriyoruz. Türkiye’de genelinde de bu şekilde uygulanması gerekiyor şartları elveren hastanelerde. Mutantlı virüs olup olmadığının tespiti için belli bir süre gerekiyor. Bu süre içerisinde hastalar birbirinden enfeksiyon kapabilir. İleride zaten belki başka mutantlarla da karşılaşacağız. Bütün koronavirüs enfeksiyonlarında bu algoritmayı uygulamak gerekecek. Çünkü şu an 3 mutasyon önemli ama belki bu ileride 5 olacak, 6 olacak. Hastaların çoklu virüsle enfekte olması, genom transferi ile hastalığın daha da farklılaşma riskini doğurur. Bu da pandemiyle mücadele sürecini çok olumsuz etkiler.”

“EV İÇİNDE ÇOK DAHA FAZLA DİKKAT GEREKİYOR”
Prof. Dr. Tufan Tükek, yeni tip mutantlar nedeniyle özellikle hastalığı evde geçiren aile fertlerinin çok dikkatli olması gerektiğinin altını çizerek şu uyarıları yaptı: “Aile fertleri enfekte olduğunda, mümkün olduğunca bir arada bulunmaması gerekiyor artık. Nasıl olsa aynı enfeksiyonu taşıyoruz diye aynı ortamda kesinlikle maskesiz bulunmamaları lazım. Mümkünse odalarını ayırmak gerekiyor. En azından 10 günlük süre içerisinde buna dikkat etmek lazım.”
Sağlık Bakanlığı’nın yeni tip mutasyonların yaygın tespitine yönelik PCR testleri hazırlığı yaptığını söyleyen Prof. Dr. Tükek, “Mutant virüs tarama testlerinin yaygınlaşması için bir hazırlık içinde bakanlık. Geçtiğimiz hafta çok sayıda hastaneye bu kitler dağıtıldı. Bu kitler artık yaygın bir şekilde kullanılmaya başlanacak. Hemen hemen her merkezde önümüzdeki 1 ay içinde farklı mutasyonlara bakabilecek PCR testleri kullanıma girmiş olacak dedi.

“BİR AY İÇİNDE MUTANT TARAMALARI DA YAYGIN OLARAK YAPILACAK”
Türkiye’de yaşanan vaka düşüşlerinin ardından, bugünlerde gözlenen hafif yükselme eğiliminin yeni varyantlarla ilgili olup olmadığını söylemek için erken olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Tükek, sözlerini şöyle noktaladı: “Yükseliş Var, gibi gözüküyor ama vaka sayıları 8 binden 10-12 binlere çıkarsa, çıkan vakalarda özellikle İngiltere mutasyonu çok daha yüksek oranlarda tespit edilirse, artışın bu mutantlara bağlı olduğunu söyleyebiliriz ancak. Ülkemizde henüz Güney Afrika ve Brezilya suşları çok görülmedi. İngiltere mutantı için söylenen, en başta yüzde 75’lerdeydi hızı, şimdi yüzde 35’lerde olduğu belirtiliyor, her ülkede farklı çıkıyor oranlar, fazla bir artış söz konusu. Hücreye geçiş ve bulaşıcılık özelliği bakımından daha hızlı bu varyant. Ama ölümcül ya da öldürücülük anlamında bir değişiklik yok. Sadece, çok hızlı bulaşması, risk grubu olan, hassasiyeti olan kişilerin hastalığa yakalanma riskini artıracağı için, ölüm oranlarının da artmasından endişe ediliyor. Güney Afrika varyantının biraz daha ağır seyredebileceği söyleniyor ama henüz Türkiye’de onu yaygın olarak gözlemedik”

Görüntü Dökümü:
———-
-Tükek’in açıklaması
-Detaylar

====================

5- (ÖZEL) – ARNAVUTKÖY’DE HAFRİYAT KAMYONU DENETİMİNİ GÖREREK KAÇANLAR DA CEZADAN KURTULAMADI

İlkay DİKİCİ – Kubilay ÖZEV/İSTANBUL, (DHA) -Arnavutköy’de sivil trafik ekipleri hafriyat kamyonlarına denetim gerçekleştirdi. Bazı sürücüler denetimi görerek kaçmaya çalıştı ancak ceza yemekten kurtulamadı.
Arnavutköy’de Eski Edirne Asfaltı’nda İstanbul Emniyet Müdürlüğü Trafik Denetleme Şube Müdürlüğü Sivil Trafik Ekipler Amirliği hafriyat kamyonlarına yönelik denetim yaptı. Denetimlerde hafriyat kamyonlarını durduran ekipler sürücülerin belgelerini kontrol etti. Araçlardaki brandayı da kontrol eden ekipler brandası açık olan sürücülere ceza yazdı.
Eski Edirne Asfaltı üzerindeki denetimi fark eden bazı sürücüler denetimden kaçmaya çalıştı. Denetimi fark eden bir sürücü, kamyonu denetim noktasından 100 metre geride  bırakarak koşmaya başladı. Kaçan sürücüyü gören polis ekipleri yakalayarak denetim noktasına getirdi Sürücü,  “Ne kaçacağım. Ben koşmuyordum, oradaydım. Sanki ne kaçırıyoruz.ö diyerek kendisini savundu. Sürücüye yüksek tonaj nedeniyle cezai işlem uygulandı.

DENETİMİ FARK EDİNCE KAÇMAYA KALKTI
Brandası takılı olmayan bir başka sürücü ise polis ekiplerini fark edince akan trafikte durdu ve geri geri gitmeye başladı. Diğer sürücüleri tehlikeye atan hafriyat kamyonu şoförünü, polis ekipleri yakalayarak cezai işlem uyguladı. Kendisine neden kaçtığını soran gazetecilere sürücü ‘Neden olabilir?’ diye sordu.  
Polis ekiplerinin durdurduğu bir başka hafriyat kamyonu sürücüsü Mehmet Kayalar ise denetim hakkında, “Denetimler çok güzel. Her şey bizim için. Polis ekipleri görevini yapıyor. Bunların hepsi bizim sağlığımız için. Tonajımızı fazla atarlarsa frenimiz ısınacak duramayacağız ve kazaya sebebiyet vereceğiz. Bizim kabahatimiz değil hafriyatçıların  kabahati.ö İfadelerini kullandı.

Görüntü Dökümü:
——————
-Sivil trafik ekiplerinden detay
-Sivil trafik ekiplerinin otomobilinden detay
-Brandası takılı olmayan sürücünün yakalanması
-Brandası takılı olmayan sürücü röportaj
-Ekiplerin kamyonları kontrol etmesi
-Hafriyat kamyonu şoförü Mehmet Kayalar röportaj
-Polis ekiplerinden detay
-Sivil trafik ekiplerinin kaçan sürücüyü yakalaması
-Denetim noktasına götürülmesi
-Muhabir anonsu(İlkay DİKİCİ)
-Ekiplerin kaçan sürücünün aracını incelemesi
-Kaçan sürücünün kendini savunması

====================

6- İBN-İ SİNA’NIN İLACI TÜRK DOKTORLARINA İLHAM VERDİ; KORONAYA UMUT OLDU

Burçak BOZKUŞ – Feridun AÇIKGÖZ / İSTANBUL (DHA) – İBN-İ SİNA’nın sihirli ilacı olarak bilinen ve yabani çiğdemden elde edilen ‘kolşisin’in, Kovid-19’un organlara saldırısını durdurduğu belirlendi. Türk uzmanlar Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Nazmi Gültekin ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Emine Küçükateş,  İbn-i Sina’dan esinlenerek kolsişini kalp hastalarında  kullandıklarını, başarılı sonuç alındığını, daha sonra dünyada ilgi gördüğünü söylediler.  
İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa -Cerhahpaşa Tıp Fakültesi Kardiyoloji Enstitüsü’nde görevli Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Nazmi Gültekin ve aynı fakültede görevli Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Emine Küçükateş, İbn-i Sina’nın sihirli ilacı olarak bilinen, yabani çiğdemden elde edilen kolşisin üzerine bilimsel çalışma başlattı. Kolşisin, ülkemizde acı çiğdemden elde edilen bitkisel kaynaklı bir ilaç. 2 Türk doktor, tarihi İbn-i Sina’ya dayanan kolşisini ilk olarak kalp hastalarında kullandı. Hastalarda başarılı sonuçlar alınınca, çalışma ilk olarak 2014 yılında Pakistan’da JPMA (Journal of Pakistan Medical Association) adlı uluslararası bir tıp dergisinde yayımlandı. Koronavirüs salgınından sonra ise dünyada pek çok ülkede yoğun bakım hastaları üzerinde denendi ve başarılı sonuçlar alındı.

“YOĞUN BAKIMDAKİ ÖLÜM ORANLARINI AZALTTIĞI GÖRÜLDÜ”
Kolşisinin  yeni koronavirüste enfeksiyon önleyici, iltihap çözücü olarak kullanılabileceği söyleyen Prof. Dr. Nazmi Gültekin, “Bunun üzerine bu sihirli ilaç geçen sene mart ve nisan aylarında Kovid vakalarının en çok olduğu ve ölüm oranlarının en yüksek yaşandığı, İtalya, İspanya ve Rusya’da yoğun bakımlardaki ve ayakta geçiren hastalarda kullanıldı. Ve yoğun bakımdaki ölüm oranlarını azalttığı görüldü. Kovid-19 vakalarında sitokin fırtınasını azaltıyor ve çoğu vakada da durduruyor. Savunma sistemi zayıflayınca virüsler etkin hale geliyor. Bu sırada bazı hastalarda sitokin fırtınası yaşanıyor. İşte bu gizemli ilaç, bu fırtınayı azaltıyor” ifadelerini kullandı.
Prof. Dr. Gültekin, “Yoğun bakımlarda koronavirüs hastalarında başarı oranı dikkat çekici. Ülkemizde de tez konusu yapıldı ve uluslararası toplantılarda sunuldu. Ama kolşisinin kesinlikle hekim tarafından uygulanması gerektiği unutulmamalı” dedi.

“İTALYA’DA 140 KOVİDLİ HASTADA KOLSİŞİN KULLANILDI, ÖLÜM ORANI SIFIRLANDI”
Kolşisin üzerinde yıllardır çalıştıklarını ve başarılı sonuçlar aldıklarını söyleyen Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Emine Küçükateş de şöyle konuştu:
“Virüsler kalp kasını tuttuğu zaman kalbi çalışamaz hale getiriyorlar. Kalbin çalışma kapasitesi düşüyor. Tedavi edilmezse ölüm oluşuyor. Ama kolşisin, virüsleri öldürüp kalp kasının çalışma kapasitesini normale döndürüyor. Hocamız ile birlikte bir grup hasta üzerinde 10 yıldan fazla süredir biz bunu denedik, başarılı sonuçlar aldık. 1 ay içinde yüzde 30, 40, 50’ye kadar kalbin çalışma kapasitesi arttı ve hastalar başarılı bir şekilde tedavi edildi. Bizim çalışmamızdan sonra İngiltere’de merak edilip bu konu araştırılıyor. ‘Neden biz kolsişini kovidli hastalarda kullanmıyoruz?’ diyorlar. Arkasından İtalya, İspanya, Rusya, Amerika geniş kapsamlı çalışmalarla yoğun bakımdaki kovid 19 hastalarında ölüm oranını düşürdüğü ispatlandı. Özellikle İtalya’da kovid çok ağır seyrederken, 140 hastada mortaliteyi sıfırlamışlar. Yani kolşisin kullanılan grupta ölüm oranı hiç olmamış.”

Görüntü Dökümü
—————
– Prof. Dr. Nazmi Gültekin ile röp
– Doç. Dr. Emine Küçükateş ile röp
-İki doktordan detaylar
-Genel ve detay

======================

7- FATİH’TE KASADAN 1 MİLYON TL ÇALAN HIRSIZLAR KAMERADA

* Kasadan 1 milyon TL çalan hırsızlar, kasada 5 lira bırakıp kayıplara karıştı.

Murat SOLAK – Cemal YURTTAŞ / İSTANBUL, (DHA) 
FATİH’te yüzleri maskeli ve kimliği belirsiz 3 hırsız, bir şarküterinin bodrum katında bulunan deponun duvarını delerek içeri girdi. Depoya giren hırsızlar, şarküterinin ofisindeki kasadan yaklaşık 1 milyon TL çaldı. Hırsızlar kasada 5 TL bırakarak kayıplara karıştı. O anlar güvenlik kameralarına yansıdı. Olay, sokağa çıkma kısıtlamasının olduğu geçtiğimiz pazar günü saat 19.45 sıralarında Kocamustafapaşa Mahallesi Kuvayi Milliye Caddesi üzerinde bulunan bir şarküteride meydana geldi. İddialara göre dükkanın arka kısmına gelen yüzleri maskeli kimliği belirsiz 2 kişi şarküterinin bitişiğindeki binadan içeri girdi. Hırsızlar binanın merdivenlerinden aşağı inerek, bodrum kattaki duvarı delip dükkanın depo kısmına girdi. Hırsızlar, daha sonra aynı katta bulunan ofise yöneldi. Ofiste bulunan kasayı yanlarında getirdikleri aletlerle yaklaşık bir saat süren çabanın ardından açan hırsızlar, kasada bulunan 1 milyona yakın Türk lirasını alıp kasaya da 5 TL bırakıp kayıplara karıştı. Sabah dükkanını açmaya gelen iş yeri çalışanları gördükleri manzara karşısında şaşkına döndü. İşyeri sahibinin haber vermesi üzerine olay yerine polis ekipleri çağrıldı. Polis ekipleri incelemelerinin ardından kaçan hırsızları yakalamak için çalışma başlattı.

HIRSIZLAR GÜVENLİK KAMERASINDA
Hırsızların şarküteriye gelme anları güvenlik kamerasına yansıdı. Görüntülerde, 2 hırsızın binaya gelişleri ve 1 şüphelinin dükkanın ofisine  girdikten sonra kamerayı çevirdiği görülüyor. Hırsızların parayı çaldıktan sonra dışarı çıktığı ve maskeli başka bir kişinin motosikletle diğer iki kişiyi aldığı anlar saniye saniye kameraya yansıyor. 

“PARAYI BİR GÜN BURADA TUTTUK, BAŞIMIZA BÖYLE İŞ GELDİ”
İş yeri yöneticisi, “Pazar günü sokağa çıkma yasağının olduğu gün biz dükkanı 17.00’de kapattıktan sonra saat 20.00 gibi yan binanın merdiveninden bodrum katına inip duvarı patlatıyorlar. 3 kişiler, 1 kişi motorla dışarıda bekliyor. Daha sonra kasanın bulunduğu ofise girip kamerayı ters çeviriyorlar. Bir saat kadar içeride uğraşıp kasayı patlatıyorlar. Yaklaşık 1 milyon TL’yi alıyorlar. 6 iş yerinin parası vardı burada. Normalde burada parayı tutmuyoruz. Bir gün tuttuk başımıza böyle bir iş geldi. Polise haber verdik. Onlarda geldi inceleme yaptı” dedi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
———————————
(Güvenlik kamera görüntüleri)
-Soyulan kasadan görüntü
-İş yeri yöneticisi röp
-Genel ve detaylar

======================

8- AVCILAR’DA KONUŞMA VE İŞİTME ENGELLİ KİŞİ KAFASINA TAŞLA VURULARAK GASP EDİLDİ

Haber: Ersan SAN / İSTANBUL , (DHA) AVCILAR’da, konuşma ve işitme engeli olan Sürsefa Angişhan 4 kişi tarafından başına taşla vurularak gasp edildi. Angişhan, yaşadığı olayı gazetecilere kağıda yazarak anlattı.
Olay, 31 Aralık Perşembe günü Avcılar Yeşilkent Mahallesi Duru Sokak’ta meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, konuşma ve işitme engeli bulunan Sürsefa Angişhan (57), ablasının evinden kendi evine dönmek için yola çıktı. Bu esnada önünü kesen 4 kişi, Angişhan’dan cebindeki parasını istedi. Angişhan ne olduğunu anlamadan bir gaspçı, kafasına taşla vurdu. Angişhan’ın 500 lira ve cep telefonunnu gasp eden şüpheliler olay yerinden ayrıldı. Angişhan polis merkezine giderek şikayetçi oldu. Polis ekiplerinin gaspçıları yakalamak için çalışma başlattı. Yaşadığı gasp olayını bir kağıda yazarak anlatan Angişhan, yaşadıklarından dolayı hala başının ağrıdığını söyledi. 

Görüntü dökümü:
—————-
-Angişhan röp
-Kağıda yazması 

=====================

9- KARTAL’DA DEV MAKARON OPERASYONU KAMERADA: 47 MİLYON 600 BİN ADET BOŞ MAKARON ELE GEÇİRİLDİ

* Cumhuriyet tarihinin tek seferde en büyük makaron yakalaması niteliğindeki operasyon kameraya yansıdı. 

Ali Çağlar TINBEK/İSTANBUL,(DHA)
Kartal’da sigara ve tütün mamulleri kaçakçılığının önlenmesine yönelik bir fabrikaya düzenlenen operasyonda 47 milyon 600 bin adet boş makaron ele geçirildi. 12’si yabancı uyruklu olmak üzere 25 şüpheli gözaltına alındı. Cumhuriyet tarihinin tek seferde en büyük makaron yakalaması niteliğindeki operasyon anları da kameraya yansıdı. İstanbul Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık Suçlarıyla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri  Kartal Cumhuriyet Mahallesi’nde bulunan bir adreste Tarım ve Orman Bakanlığı Tütün Alkol Dairesi Başkanlığınca düzenlenen makaron üretimi yetki belgelerinin sahtesini düzenleyerek makaron üretim fabrikası kurulduğu, fabrikada çok sayıda boş makaron üretimi yapıldığı, üretilen makaronların sahte/kaçak sigara imalatı yapan kişilere satıldığı ve bu yöntemle piyasaya sürüldüğü yönünde ihbar aldı. İhbar üzerine harekete geçen ekipler, dün bahse konu adrese gerçekleştirdikleri operasyonda 12’si yabancı uyruklu olmak üzere toplam 25 şüpheliyi gözaltına aldı.  Cumhuriyet tarihinin tek seferde en büyük makaron yakalaması niteliğindeki operasyon kapsamında adreste yapılan aramalarda piyasa değeri 20 milyon TL değerinde olan  47 milyon 600 bin adet boş makaron, ,5 milyon 60 bin adet filtre, 1 ton 600 kilogram filtre ham maddesi, 3 ton 575 kilogram tutkal, 5 bin 900 adet boş makaron kutusu, 3 milyon 264 bin metre makaron sigara kâğıdı, 1 milyon 920 metre sigara ağızlığı kâğıdı ve  4 adet makaron imalatında kullanıldığı tespit edilen makine ele geçirildi. Şüpheliler hakkında “5607 Sayılı Kanuna Muhalefet” suçundan adli işlem yapıldı. 

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
——————————–
-Baskın anın polis kamerası polis görüntüleri
-Baskında ele geçirilen boş makaronların görüntüsü
-Baskın anında polis drone görüntüleri
-Genel ve detaylar

=====================

10- SOFUOĞLU HAKKINDA “HALKIN BİR KESİMİNİ AŞAĞILAMAK” SUÇLAMASIYLA DAVA AÇILDI

Hilal ÖZTÜRK/İSTANBUL (DHA)- SAKARYA Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ebubekir Sofuoğlu hakkında büyük tepkiye neden olan açıklamaları nedeniyle “Halkın bir kesimini aşağılamak” suçlamasıyla dava açıldı. Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı’nda yürütülen soruşturma kapsamında, akarya’da talimatla ifadesi alınan Sofuoğlu, 6 aydan 1 yıla hapis cezası istemiyle yargılanacak. 
Bir televizyon kanalında katıldığı programda üniversite öğrencileriyle ilgili değerlendirmesi tepkiye neden olan Sakarya Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ebubekir Sofuoğlu hakkında dava açıldı. DHA’nın edindiği bilgilere göre Sofuoğlu’nun ikamet ettiği Sakarya’da talimatla ifadesi alındı. Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yürüttüğü soruşturmada Sofuoğlu, TCK 216/2. maddesi kapsamında “Halkın bir kesimini, sosyal sınıf, ırk, din, mezhep, cinsiyet veya bölge farklılığına dayanarak alenen aşağılamak” suçlamasıyla, 6 aydan 1 yıla kadar hapis cezası istemiyle yargılanacak.
Ebubekir Sofuoğlu’nun katıldığı TV programındaki konuşma kayıtları incelenmiş ve yapılan hukuki değerlendirmede suç unsuru tespit edilerek, soruşturma başlatılmıştı. Başsavcılık Sofuoğlu’nun ifadesinin alınması için çağrıda bulundu. Pandemi nedeniyle İstanbul’a çağrılmayan Sofuoğlu’nun, Sakarya Cumhuriyet Başsavcılığı’nda talimatla ifade verdiği öğrenildi.

====================

11- EŞİNİ VE 40 GÜNLÜK BEBEĞİNİ BIÇAKLAYAN SANIĞIN YARGILANMASINA DEVAM EDİLDİ

Sevda SARIKAYA / İSTANBUL, (DHA) – AVCILAR’da boşanma aşamasında olduğu eşi Emine Çakmaktaş’ı (44), üvey kızı Özge Gökbayrak’ı (24) ve 40 günlük öz bebeği Esila’yı bıçaklayarak yaraladığı iddia edilen Mehmet Çakmaktaş’ın (40) yargılanmasına devam edildi. Dördüncü kez hakim karşısına çıkan sanık Çakmaktaş savunmasında eşini kasten yaralamadığını savundu. Müşteki Emine Çakmaktaş’ın avukatı Ela Ava, sanığın cezaevinden “Ben bir gün döneceğim. Kurt kışı geçirir ama yediği ayazı unutmaz” şeklinde yazdığı mektupla müvekkilini ve kızını tehdit ettiğini belirterek, bir sayfalık mektubu mahkemeye sundu.
Bakırköy 4. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki dördüncü duruşmada tutuklu sanık Mehmet Çakmaktaş hazır bulundu. Müşteki Emine Çakmaktaş ve Aile Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı avukatı Büşra Öztürk ile taraf avukatları da duruşmada yer aldı.

“KURT KIŞI GEÇİRİR AMA YEDİĞİ AYAZI UNUTMAZ”
Emine Çakmaktaş duruşmada şikayetinin devam ettiğini belirtirken, avukatı Ela Ava, “Sanık cezaevinden yazdığı mektuplar ile müvekkilimi ve kızını tehdit etmektedir. Mektupta ‘Ben bir gün döneceğim. Kurt kışı geçirir ama yediği ayazı unutmaz’ şeklinde ifadeler bulunuyor.Biz bu mektubu dosyaya sunmak istiyoruz ” dedi. Mahkeme heyetine sunulan ve sanık Mehmet Çakmaktaş’ın yazdığı iddia edilen arkalı önlü bir sayfalık mektup dava dosyasına dahil edildi.

“EŞİM EMİNE’DEN ÖZÜR DİLİYORUM”
Duruşmada dinlenen sanık Mehmet Çakmaktaş, “Eşim Emine’den huzurunuzda özür diliyorum. Böyle olmasını istemezdim. Ancak, kendisi bana çok hakaret ve tehditlerde bulunmuştur. Ben kendisini kasten yaralamadım” dedi. Sanık Çakmataş, eşi Emine Çakmaktaş’ta kendisine ait özel videolarının olduğunu, videolarını kullanarak kendisini birinci eşinden ayırdığını iddia ederek “Beni o akşam bu görüntüleri ifşa etmekle tehdit etti. Ben tutuklandıktan sonra bu görüntüleri ilgili kişilerin ailelerine göndererek suç işlemiştir” diye konuştu. Mahkeme heyeti, sanığın tutukluluk halinin devamına karar vererek duruşmayı erteledi.

İDDİANAME
Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı’nca hazırlanan iddianamede, Avcılar’da 21 Ocak’ 2020 tarihinde sanık Mehmet Çakmaktaş’ın evinde alkol aldığı sırada üvey kızı olan müşteki Özge Gökbayrak ile komidinin üzerindeki resmin yere düşmesi sebebiyle tartışmaya başladığı anlatıldı. Sanığın müşteki Gökbayrak’ı darp ettiği ve bu sırada resmi nikahlı olan eşi Emine Çakmaktaş’ın ayırmaya geldiği ifade edildi. Sanık Çakmaktaş’ın Özge Gökbayrak’ı ve Emine Çakmaktaş’ı birden fazla kez bıçakladığı anlatılan iddianamede, Çakmaktaş’ın “Eşini kasten öldürmeye teşebbüs etme” ve “Kasten öldürmeye teşebbüs etme” suçlarından 22 yıldan 35 yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılması isteniyor.

Görüntü dökümü:
———————-
ARŞİV

==========================

12- (ÖZEL) – KADIKÖY’DEKİ PROTESTODA İŞADAMINI BIÇAKLAYAN EYLEMCİNİN CEZASI BELLİ OLDU

Özden ATİK / İstanbul, DHA – KADIKÖY’de HDP’li üç belediye başkanının görevden alınması sonrasında 20 Ağustos 2019 tarihinde yapılan protesto eylemi sırasında işyeri sahibi Durmuş Karaçam’ı sırtından üç kez bıçakladığı ve PKK/KCK’nin gençlik yapılanmasında faaliyet gösterdiği iddiasıyla tutuklu yargılanan Hamgin K. hakkında karar çıktı. Mahkeme, sanık Hamgin K. hakkında “Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozma” suçundan müebbet hapis ve “Kasten öldürmeye teşebbüs” suçundan 15 yıl 10 ay hapis cezası verdi.
İstanbul 22. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya, tutuklu sanık Hamgin K. getirildi. Duruşma savcısı, 27 Kasım’da verdiği mütalaasını tekrar ettiğini belirtti. Mütalaada Diyarbakır, Mardin ve Van’daki HDP’li belediye başkanlarının görevden uzaklaştırılarak yerlerine kayyum atanması sonrasında PKK/KCK terör örgütü güdümünde yayın yapan internet sitelerinde eylem yapılması yönünde çağrılarda bulunulduğu hatırlatıldı. Bu talimat doğrultusunda 20 Ağustos 2019’da saat 20.00 sıralarında Kadıköy, Süreyya Operası önünde toplanan şahıslara emniyet görevlilerin müdahale ettikleri, ara sokaklara kaçan kişilerin, Durmuş Karaçam’ın işlettiği pastane önünde çöp tenekelerini devirdikleri, Karaçam’ın da çöp tenekesini düzelttiği sırada göstericiler arasında yer alan sanık Hamgin K. tarafından sırtından bıçaklandığı anlatıldı. Sanığın açık kimliğinin kamera görüntülerinin incelenmesi sonucunda tespit edildiği, 
Karaçam’ın sırt kısmında üç adet delici, kesici alet yarası belirlendiği ve yaşamını tehlikeye soktuğu da mütalaada belirtildi. Sanığın PKK/KCK’nin gençlik yapılanması DGH içerisinde faaliyet gösterdiği, örgüt çağrısı ve talimatıyla eyleme katıldığı ve eylem sırasında Durmuş Karaçam’ı kelebek olarak tabir edilen bıçakla üç kez bıçaklayarak hayati tehlike geçirecek derecede yaralanmasına neden olduğu belirtildi. Sanığın bu suçu örgütün amacı doğrultusunda gerçekleştirdiği anlatılan mütalaada, sanıktan elde edilen dijital malzemelerde PKK adına duvara yazı yazdığının tespit edildiği ayrıca bazı telefon mesajlarına yer verilerek Abdullah Öcalan’ın posterini taşıdığı sırada zafer işaret yaptığı da öne sürüldü. Mütalaada sanığın, “Kasten öldürmeye teşebbüs” ve “Anayasayı ihlal” suçlarından cezalandırılması istendi. 

SUÇLAMALARI REDDETTİ
Suçlamaları reddeden sanık Hamgin K ‘nin avukatı ise soruşturma aşamasında teşhis işlemlerinin usule aykırı yapıldığını, tanıkların emniyette ve mahkemede çelişen beyanlarda bulunduğunu ve müştekiyi bıçaklayan kişinin yüzünü görmediklerini söylediklerini belirterek müvekkilinin tahliyesini talep etti. 

MAHKEME İKİ SUÇTAN CEZA VERDİ
Mahkeme heyeti, sanık Hamgin K. hakkında “Kasten öldürmeye teşebbüs” suçunu işlediği kanaatine varıldığını belirtti. Bu suçun suç işlemek amacıyla kurulmuş bir terör örgütünün faaliyeti çerçevesinde işlendiğini belirten heyet, eylemin teşebbüs aşamasında kalmasını ve yargılama sürecindeki davranışlarını dikkate alarak 15 yıl 10 ay hapis cezasına çarptırdı. Mahkeme heyeti, sanık Hamgin K’ye “Silahlı terör örgütüne üye olmak” ve “Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozma” suçlarından dava açılmışsa da eylemin bir bütün olarak “Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozma” suçunu oluşturduğunu belirtilerek sanığa müebbet hapis cezası verildi. Sanık Hamgin K. hakkında “Terör örgütü propagandası yapmak” suçundan beraat kararı veren heyet, sanığın tutukluluk halinin ise devamına hükmetti.

==================

13- UEFA SÜPER KUPA FİNAL MAÇINDA SAHAYA ATLAYAN YOUTUBER’A 1 YIL 8 AY HAPİS 

Özden ATİK / İSTANBUL, (DHA) – BEŞİKTAŞ Vodafone Park’ta Liverpool ve Chelsea arasında 14 Ağustos 2019’da oynanan UEFA Süper Kupa final maçında sahaya atladığı gerekçesiyle yargılanan youtuber Ali Abdülselam Yılmaz’a 1 yıl 8 ay hapis cezası verildi. Yılmaz’ın video ve fotoğrafını çektikleri iddia edilen 4 sanık ise beraat etti. 
Vodafone Park’ta, 14 Ağustos 2019’da oynanan UEFA Süper Kupa final maçının 14. dakikasında sahaya atlayarak koşmaya başlayan YouTuber Ali Abdülselam Yılmaz,  güvenlik görevlileri tarafından yakalanarak saha dışına çıkarılmıştı. Stadyumda Yılmaz’ın videosunu çektikleri belirlenen 4 arkadaşı da polis ekipleri tarafından gözaltına alınmıştı. Sanık Yılmaz polisteki sorgusunda, maçın heyecanıyla kendini sahaya atarak, önce gol sevinci yaptığını ardından da kaleye doğru koştuğunu, sahaya girmeyi önceden planlamadığını, arkadaşlarının video ve fotoğrafını çektiklerinden habersiz olduğunu söylemişti. Haklarında soruşturma açılan 5 sanık hakkında İstanbul Cumhuriyet Savcılığı’nca “Yasak alanlara girme” suçundan dava açılmıştı.

BİR SANIĞA CEZA, 4 SANIĞA BERAAT
İstanbul 3. Asliye Ceza Mahkemesi’ndeki bugün görülen duruşmada karar çıktı. Mahkeme, sanıklardan Ali Abdülselam Yılmaz’ı 1 yıl 8 ay hapis cezasına çarptırarak hakkındaki hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verdi.  Sanık Yılmaz’ın 1 yıl süreyle spor müsabakalarına girmesinin yasaklanmasına hükmeden mahkeme, taraftarı olduğu takımın maçları olduğu zamanlarda karakola imza atma yükümlülüğü de getirildi. Mahkeme, diğer sanıklar Yasir Yılmaz, Emre Durmuş, Cantuğ Özsoy ve Furkan Yaman’ın ise beraatine karar verdi.

Görüntü dökümü:
—————
-Arşiv

Exit mobile version