1- KIRMIZI BÜLTENLE ARANAN DEAŞ’LI İSTANBUL’DA YAKALANDI
Ali TİNBEK – İstanbul DHA – İSTANBUL’da düzenlenen DEAŞ operasyonunda kırmızı bültenle arandığı belirtilen Tacikistanlı Soleh Solıkhov’un da yakalandığı öğrenildi.
İstanbul’da terör örgütü DEAŞ ile bağlantılı olduğu belirlenen şüphelilere yönelik 10 ilçedeki 19 adrese operasyon düzenlendi.
Operasyonda 11 kişi gözaltına alındı. Şüpheliler arasında ülkesinin talebi üzerine İnterpol tarafından kırmızı bültenle arandığı belirtilen Soleh Solıkhov’un da olduğu kaydedildi. Gözaltına alınan kişilerin İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ndeki sorguları sürüyor.
Görüntü Dökümü:
———-
-Operasyondan görüntüler
-Soleh Solıkhov’un fotoğrafı
===================
2- (ÖZEL) – MARMARA’NIN DİBİNİ TEHDİT ETMEYE BAŞLADI; ‘SALYA’ SU ALTI KAMERASIYLA GÖRÜNTÜLENDİ
Gülseli KENARLI – Kamera: Harun UYANIK / İstanbul, (DHA) – MARMARA Denizi’nin dibine çökerek üreme mevsiminde olan balıkların, midye türleri ve mercanları yok eden “deniz salyası” su altı kamerasıyla görüntülendi.
Marmara Denizi’nde yaklaşık 2 aydır etkili olan “deniz salyası” olarak adlandırılan “müsilaj” dibe çökmeye başladı. Deniz içinde 30 metreye kadar ulaşan salya, çeşitli türlere yuva olan mercanların ve midye türlerin hayatını tehlikeye atarken, dış döllenmeyle çoğalan ve üreme mevsiminde olan balıkların üremelerine engel oluyor. Salya, balıkçıların ise ağlarına takılarak, ağırlaştırdığı için avlanmaya da engel oluyor. Marmara’nın dibine çökmeye başlayan “deniz salyası” bu altı kamerası ile görüntülendi.
Görüntülerde geçtiğimiz günlerde su üstündeki salyaların yavaş yavaş deniz dibine çöktüğü görülüyor. Salya nedeniyle görüş mesafesi düşerken, mercanların ve kayaların üstünü kaplaması dikkat çekiyor. Salya, deniz içinde bazı yerlerde parçalar halinde yüzerken, bazı noktalarda ise zemini kaplamış durumda.
“30 METRELERE KADAR ETKİLİ OLDUĞU GÖRÜLÜYOR”
Deniz dibine çöken salyanın etkilerini Demirören Haber Ajansı’na değerlendiren, İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü Hidrobiyoloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Ve Deniz Biyoloğu Cem Dalyan, “İki aydır Kuzey Ege’de ve Marmara Denizi’nde yoğun bir müsilaj oluşumu görülmekte. Müsilaj genellikle plantonik organizmalar sayesinde denizlerde oluşan bir mukus tabaka. Denizde 20 metrelere kadar etkiliydi, şimdi baktığımız kadarıyla 30 metrelere kadar etkili olduğu görülüyor. Bu müsilaj tabakanın su yüzeyinden dibe doğru çökmesiyle özellikle Marmara Denizi’nin ekosisteminin önemli elemanlarından olan mercan gibi, pina midyesi gibi canlıları negatif etkileyen bir durum oluşuyor. Süzücüler üzerlerine yapışan bu madde nedeniyle beslenemiyorlar, bu ölümlerine dahi yol açıyor. Deniz ekosistemi bir zincir her ekosistemde olduğu gibi. Herhangi bir negatif etki besin zincirindeki bütün gruplara yansıyor. Balıkçılık açısından da kötü bu durum, insanlık için de kötü. Aynı zamanda balıkçılar ağlarını attıkları zaman müsilajla birlikte o kadar ağır hale geliyor ki, bu ağlar çekemiyorlar. Dolayısıyla ağlarını atamıyorlar. Müsilaj şu anda hem balıkçılığa, hem de ekosisteme ciddi zarar vermekte” dedi.
“BALIĞIN ÜREME DÖNEMİ, ÜREMELERİNE BİR ZARARI DOKUNABİLİR”
Dalyan, balık yuvaları konusunda ise, “Yuva yapan balık sayısı çok az. Genelde balıklarda dış döllenme olur. Marmara Denizi için özellikle balık yuvalarına zarar veriyor gibi durum söz konusu değil, elbette bir iki tür vardır ama genel balık grubuna böyle bir etkisinin olduğu söylenemez. Şu aralar bir çok balığın üreme dönemi, üremelerine bir zararı dokunabilir ancak bu belgelenmiş bir durum değil” şeklinde konuştu.
“AĞIRLIK YAPIYOR, AĞLARI PATLATIYOR”
Salya nedeniyle balıkçılarda sıkıntı yaşıyor.
Balıkçı Necmi Soydoğan, “Ağı salıyorsun, yapışıyor, ağ böyle olduğu gibi durmuyor, daha da kalınlaşıyor. Balığın vurmasını engelliyor, ağı çökertiyor. Bizim ekmeğimize mani oluyor. Ocak ayından beri böyle, çalışamıyoruz” dedi.
Ekrem Erbaş, “Ağların gözlerini kapatıyor, balık vurmasını engelliyor. Olta atıyoruz, oltaya da yapışıyor, onu da engelliyor. Ağırlık yapıyor, ağları patlatıyor” diye konuştu. Bir diğer balıkçı olan Süleyman Tarlacı, “Bu deniz salyası ağlarımızı çalışmaz vaziyete getiriyor. Ağlara balık vurmuyor, duvar gibi oluyor ağlar. Ağları çekerken zorlanıyoruz, temizlemesi zaman alıyor. Ağı atıyorsunuz, boş çektiniz, çıkarıyorsunuz bir daha temizliyorsunuz” şeklinde konuştu.
Görüntü Dökümü:
——————–
– Su altı görüntüleri
– Deniz içindeki salyalar
– Dalgıçların görüntüsü
– Denizden görüntüler
– Balıkçıların görüntüsü
– Ağların görüntüsü
– Dalyan’ın açıklamaları
– Balıkçılarla röportaj
-Daha önce çekilen havadan görüntüler
– Detaylar
===================
3- (ÖZEL) – ATATÜRK’ÜN GÜDERİ CEKETİ AÇIK ARTIRMAYA ÇIKIYOR
Burçak BOZKUŞ – Buğra BENLİOĞLU / İSTANBUL (DHA)- Ulu önder Mustafa Kemal Atatürk’ün güderi ceketi açık artırmaya çıkıyor. Ceketin geliri Türk Eğitim Vakfı’na bağışlanacak.
125 adet eserden oluşan çok sayıda ünlü koleksiyoner ve sanatseverin katılacağı ‘Müzelik Eserler Müzayedesi’ 18 Nisan Pazar günü online olarak gerçekleştirilecek. Müzayedeyi düzenleyen firmanın kurucusu Hüseyin Kocabaş, müzelerde sergilenecek kadar önemli olan eserler arasında Ulu önder Mustafa Kemal Atatürk’ün ceketinin bütün eserlerden ayrı olduğunu söyledi.
Müzayedenin öne çıkan eserleri arasında, Sultan Abdülaziz Han’ın altın pırlantalı murassa enfiye kutusu, ‘Altın Çağ’ Bavyera Saray Ressamı Jacobus Potma’ya ait 1683 tarihli başyapıtı ‘Lectio Religio, Sultan 3. Selim Han’ın tahta çıktığı sene Mescid-i Nebevi için yaptırdığı Puşide-i Şerife de yer alıyor. Ayrıca padişahlara ve saraya yapılmış tablolar, Osmanlı hanedan ailesinden çıkmış sultanlara ait mücevher ve sorguçlar, tuğralı gümüşler ve saray erkânına ait askeri eserler de satışa çıkarılacak.
“BU MÜZAYEDE BUGÜNE KADAR ÇIKMIŞ EN ÖNEMLİ ESERLERİ BEĞENİYE SUNUYORUZ”
Müzayedeyi düzenleyen firmanın kurucusu Hüseyin Kocabaş, satışa çıkarılacak eserler hakkında DHA’ya açıklamalarda bulundu. Kocabaş, “Yaklaşık sezon başından beri hazırlandığımız bir müzayede. Çok özel parçalar toparladık. Müzelere layık tarzda parçalar ki zaten müzayedemizin adı, ‘Müzelik Eserler Müzayedesi’ son yıllarda muhtemelen bugüne kadar çıkmış en önemli eserleri beğeniye sunuyoruz bu müzayedede. Özellikle Türk-İslam eserleri ağırlıklı bir müzayede. Haneden ailesinden koleksiyonlarından çıkmış birçok eser, sultanların kullandıkları bazı eserler, Türk oryantalist resim sanatına ait önemli parçalar ve tabi ki hepsinden ayrılacak olan Atatürk’ün güderi ceketi var. Sultan Abdülaziz Han’ın altın murassa tabakası, Sultan 2. Abdülhamit Han’ın tabakası, Neslişah Sultan’ın murassa pırlantalı asa sapı, Mısır Prensi’nin köstekli saati gibi çok özel parçalar var. Bunların yanında Sultan 3. Selim Han’ın tahta çıktığı ilk sene Mescid-i Nebevi için yaptırmış olduğu Puşide-i Şerife beğeniye sunuluyor” şeklinde konuştu.
MÜZAYEDE SIRASINDA AÇIK ARTTIRMA TÜM ESERLERDE 1 DOLARDAN BAŞLATILACAK
125 eserden oluşan ve ekspertiz değeri 15 milyon doların üzerinde olan koleksiyon teklif usulü ile satışa sunulacak. Eserler açık arttırmada 1 dolar başlangıç fiyatı ile satışa çıkacak. Koleksiyoncular, özel müzeler ve yurtdışından birçok meraklı alıcının ilgi göstereceği müzayedede Sultan Abdülaziz Han’ın altın murassa tabakası 140 bin – 160 bin, 110.92 Karat Uluslararası (GIA) Sertifikalı pırlanta 6 milyon – 8 milyon dolar, Altın Çağ Ressamı Bavyera Saray Ressamı Jacobus Potma’ya ait 1683 Tarihli Başyapıt 300 bin – 500 bin dolara arası alıcı bulması bekleniyor.
Görüntü Dökümü
——————-
-Eserlerden detaylar
-Firma kurucusu Hüseyin Kocabaş ile röp
-Muhabir anonsları (Burçak BOZKUŞ)
-Genel ve detay
================
4- (Özel) SULTANGAZİ’DE MASKENİ TAK DİYEN SÜRÜCÜYE ‘PES’ DEDİRTEN CEVAP
Emin YEŞİL/İSTANBUL, (DHA) Sultangazi’de sürücünün ‘maskeni tak’ diye uyardığı akaryakıt istasyonu çalışanı ‘senden bana bulaşmasın’ cevabını verdi.
Sultangazi Cebeci Mahallesi Eski Edirne Asfaltı üzerinde bulunan akaryakıt istasyonuna benzin almak için giren araç sürücüsü ile istasyon çalışanı arasında ‘maske’ tartışması yaşandı. Akaryakıt istasyonunda pompacı olarak çalışan kişinin maske takmadığını gören sürücü, kendisini uyarmaya başladı. Uyarılara ilk olarak cevap vermeyen istasyon çalışanı daha sonra sürücüye “Senden bana bulaşmasın da” cevabını verdi. O anlar ise sürücü tarafından cep telefonu kamerasıyla kaydedildi.
Görüntü dökümü:
————–
-Sürücü ve çalışanın maske tartışması
-Çalışanın sözleri
==================
5- (Havadan görüntüyle) BÜYÜKÇEKMECE SAHİLİ’NDE MÜHÜRLENEN GÖZLEMECİLERİN YIKIMINA BAŞLANDI
-Esnafla görevliler arasında zaman zaman gergin anlar yaşandı.
Haber – Kamera: Alper KORKMAZ – Ersan SAN / İSTANBUL , (DHA) BÜYÜKÇEKMECE Albatros Sahili’nde bulunan 12 esnafa ait iş yerlerinin yıkımına başlandı. Yıkım kararının durdurulmasına yönelik mahkeme kararı olduğunu söyleyen iş yeri sahipleri ile yıkım ekipleri arasında zaman zaman gergin anlar yaşandı.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi Büyükçekmece Albatros Sahili’nde 12 kilometrelik koyun tamamında yeni sahil düzenleme projesi için çalışmalara başlandı. Proje kapsamında sahilde bulunan 12 esnafa ait gözlemeci dükkanlarının da yıkımına karar verilerek mühürlendi. Bu sabah polis ve zabıta ekiplerince alana gelen yıkım ekipleri mühürlenen bazı iş yerleri ve büfeleri yıktı.
GERGİN ANLAR YAŞANDI
Yıkım kararını yargıya taşıdıklarını ve mahkemeden yürütmeyi durdurma kararı çıktığını söyleyen iş yeri sahipleri ile yıkım ekipleri arasında tartışma çıktı. Yıkımı engellemek isteyen esnafla ekipler arasında zaman zaman gergin anlar yaşandı.
“BAŞKA BİR GELİR KAYNAĞIMIZ YOK”
Karara tepki gösteren ve 2 aylık bir bebeği olduğunu söyleyen esnaf Ayşegül Fırıncı, “Başka bir gelir kaynağımız yok. Dişimizi tırnağımıza takıp burayı iş haline getirdik. Hiçbir kötülüğümüz olmadı. Herkes burada bizi sever. Esnafız şimdi görüyorsunuz hiçbir şeyimiz kalmadı. Ben çocuklarıma nasıl ekmek parası vereceğim. İki partinin bir olmasından sebep bizim başımıza bu geldi.” diyerek gözyaşı döktü. Esnaf Aydın Çalış ise, “Yürütmeyi durdurma kararı olmasına rağmen yaklaşık 500-1000 kişi arası polis zabıta geldi. Bütün malzememiz yıkıntının altında. Bugün kurmaya kalksanız 150 bin lira. Sahil projem var diyor” diye konuştu. Bir başka esnaf, “Bana bu yaştan sonra kim ekmek verecek. Nerede benim devletim” şeklinde konuştu.
Görüntü dökümü
Gerginlik anlarından cep telefonu görüntüsü
Yıkımdan görüntü
ekiplerden görüntü
alandan görüntü
Esnaf ile röportaj
alanın havadan görüntüleri
====================
6- BAKIRKÖY’DE TIR’DAKİ TUĞLALAR YOLA DEVRİLDİ; TRAFİK KİLİTLENDİ
Haber – Kamera: Serdar ALTINTEPE / İSTANBUL,(DHA) BAKIRKÖY’de tuğla yüklü TIR viraja hızlı girince tuğlaların bir kısmı yola döküldü. Tuğlalar nedeniyle yolda trafik yoğunluğu oluştu.
Kaza saat 12.00 sıralarında Bakırköy, D-100 karayolu ile Basın Ekspres yolunun bağlantı noktasında meydana geldi. Ytong tuğla yüklü 34 CRE 910 TIR’ın sürücüsü, iddiaya göre viraja hızlı girince 4 palette bulunan tuğlalar yola savruldu. Tuğlalar nedeniyle trafik tek şeritten sağlandı ve yoğunluk oluştu. Polis ekipleri ve TIR sürücüsü yola dökülen tuğlaları yol kenarına taşıyarak yolu trafiğe açmaya çalıştı. Olay yerine gelen iş makineleri ile yola dökülen tuğlalar temizlenerek yol trafiğe açıldı.
Görüntü dökümü
Polisin tuğlaları yol kenarına alması
TIR sürücüsünün tuğlaları yol kenarına alması
Tuğla yüklü TIR
Trafik yoğunluğu
=================
7- YARGITAY’IN “HAKSIZ TAHRİK UYGULANMASIN” KARARINA MAHKEME DE UYDU; EŞİNİ ÖLDÜREN SANIĞA MÜEBBET HAPİS
Halil Sadri YILMAZ / İSTANBUL, (DHA) – ÜMRANİYE’de iki çocuk annesi eşi Duygu Kadakal’ı (27) otelin lobisinde bıçaklayarak öldürdüğü gerekçesiyle “Haksız tahrik altında eşini kasten öldürmek” suçundan 20 yıl hapis cezasına çarptırılan Hakan Kadakal’ın (36) cezasını Yargıtay, sanığın iç dünyasından kaynaklanan öldürme motivasyonunun maktulden kaynaklı haksız bir eylem olarak maktule yüklenmeyeceğini değerlendirerek bozdu. Yeniden yapılan yargılamada “haksız tahrik” hükmünü uygulamayan mahkeme heyeti, sanık Kadakal’ı “Eşi kasten öldürme” suçundan “iyi hal” indirimiyle birlikte müebbet hapis cezasına çarptırdı.
Anadolu 12. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmaya tutuklu sanık Hakan Kadakal ve avukatı katıldı. Öldürülen Duygu Kadakal’ın kızkardeşi şikayetçi Gizem Topçu ile avukatı Abdullah Onur Eyüboğlu da duruşmada hazır bulundu. Son sözü sorulan sanık Kadakal “Ben ağır tahrik altında duyduğum hiddetle maktule yönelik eylemimi gerçekleştirdim. Bu nedenle tahrik hükümlerinin uygulanmasını ve tahliyemi talep ederim” dedi.
MÜEBBET HAPİS CEZASINA ÇARPTIRILDI
Mahkeme heyeti, suçun işleniş biçimi, suçta kullanılan araçlar, işlendiği yer, zaman, meydana gelen zarar ve sanığın güttüğü amacı değerlendirerek sanık Hakan Kadakal’ı “Eşi kasten öldürme” suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırdı. Sanığın duruşmadaki iyi halini takdiri indirim nedeni olarak kabul eden mahkeme heyeti, sanığın cezasını müebbet hapse indirdi.
DAVANIN GEÇMİŞİ
Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı’nca hazırlanan iddianameye göre olay Ümraniye’de 14 Nisan 2017 tarihinde oldu. İddianamede Sanık Hakan Kadakal’ın aralarındaki anlaşmazlıklar nedeniyle ayrı yaşadığı eşini başka bir erkekle otele girdiğini gördüğünü söylediği ve eşiyle tartışmaya başladığı anlatılmıştı. Sanığın sinirlenerek belinden çıkardığı bıçakla eşini defalarca bıçaklayarak öldürdüğü kaydedilen iddianamede sanık Hakan Kadakal’ın “Eşi kasten öldürme” suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasıyla cezalandırılması isteniyordu. Boşanma aşamasında olduğu eşi Duygu Kadakal’ı öldürdüğü gerekçesiyle yerel mahkeme Hakan Kadakal’ı 2018 yılında “Haksız tahrik altında eşini kasten öldürme” suçundan 20 yıl hapis cezasına çarptırdı. Yerel mahkeme “haksız tahrik” indirimi gerekçesi olarak sadakat yükümlülüğüne aykırı eylemi ile haksız fiilin etkisi altında gerçekleştirdiğini gösterdi. Yargıtay 1. Ceza Dairesi ise bozma ilamında sanığın iç dünyasından kaynaklanan öldürme motivasyonunun maktulden kaynaklı haksız bir eylem olarak maktule yüklenemeyeceği, sanığın bu yöndeki beyanlarının haksız tahrik hükümlerinden faydalanarak daha az ceza almaya yönelik olduğu ve olay günü maktulden sanığa yönelen haksız bir eylemin bulunmadığı gerekçesiyle sanığa verilen 20 yıl hapis cezasını bozarak dosyayı yeniden yerel mahkemeye gönderdi.
Görüntü Dökümü:
———————-
– ARŞİV
=====================
8-İŞ ADAMI ALİ RIZA GÜLTEKİN CİNAYETİNE İLİŞKİN DAVADA TANIKLAR DİNLENDİ
Tanık, “Muhammed Faruk Aydın, “Sergen Güler, Ali Rıza yere düşene kadar ateş etti.”
Ahmet YEŞİLMEN/ İSTANBUL (DHA) Beşiktaş’ta 14 Kasım 2018’de dairede silahla ateş edilerek öldürülen iş adamı Ali Rıza Gültekin cinayeti davasında tanık ifadeleri alındı. Tanık olarak ifadesi alınan Muhammed Faruk Aydın, “Sergen Güler, Ali Rıza yere düşene kadar ateş etti” dedi.
İstanbul 9. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmaya Tutuklu sanıklardan Sergen Güler, Ses ve Görüntülü Bilişim Sistemleri (SEGBİS) ile duruşmaya katılım sağlarken bir diğer tutuklu sanık Ozan Araz’ın ise SEGBİS bağlantısı yapılamadığından katılım sağlayamadı. Tutuksuz sanıklardan Mehmet Savaş Sayılır, Abdulkadir Akkoyun, Metin Temur, Vasfi Unutmaz, Recep Eren, Hülya Sağdıç ve Ethem Reşitoğlu mahkeme salonunda hazır bulundu.
SERGEN HAVAYA ATEŞ EDEREK GİTTİ
Tanık olarak ifade veren Murat Üstün, “Saat 05.00 gibi Mustafa Çetinkaya beni aradı, “Dükkanı hazırla oyun olacak” dedi. 06.00 gibi Ali Rıza Gültekin geldi. Ofise geçtiler. Ben garsonluk yapıyordum, gelenle gidenle ilgilendim. Ali Rıza, 3 veya 4 kişiyle geldi. Yarım saat sonra Cafer abi diye biri geldi. Rıdvan diye bir arkadaşımız var o geldi. Mustafa abiye kurbanlık satmıştı onun parasını istemek için geldi. Mustafa abi de oyundan sonra veririm dedi. Bir müddet sonra kamerada 4 kişi belirdi. Müşteriler bunlar kim diye sordu. Eniştem, “Tanıdık” dedi. Mustafa abi, Sergen ve Bilal geldi. Sergen çay istedi. Çayı içeri getirirsin dedi. Birkaç dakika sonra silah sesi duydum. Mutfaktaydım saklandım. İçeriye bir baktım Sergen’i gördüm, “Kimseye zarar vermek istemiyorum” dedi, havaya ateş etti ve gitti” şeklinde konuştu.
SERGEN, ALİ RIZA ABİ YERE DÜŞENE KADAR ATEŞ ETTİ
Tanıklardan Muhammed Faruk Aydın ise, “Etiler mekanına çağırdılar beni. Hazırlık yaptıktan sonra Ali Rıza Gültekin, Süleyman, Nurettin, Batmanlı Apo ve Karslı Celal geldi. Belli bir süre sonra oda soğuyunca Balmumcu’daki mekana gittik. İçeri Cafer gelince Karslı Celal kalktı yerine Cafer oturdu. Bir süre sonra içeriden polis geldi şeklinde bir ses duydum. O esnada ben de kağıtları toplamaya başlayınca Ali Rıza Gültekin bana kızdı. Masadan kalkan olunca da oyuncu bulmaya salona gittim. Sergen’in mutfakta konuştuğunu duyunca oyuna davet ettim. Sergen masaya yönelince Ali Rıza Gültekin ‘Benim karşımda mı oynayacaksın. Benimle oynamanı istemiyorum’ dedi. Sergen de herkesin kendi parasıyla oynadığını söyledi. Ali Rıza Gültekin elindeki kağıtları Sergen’e doğru fırlattı. İkisi de elini beline attı. Ali Rıza abinin yere düştüğünü gördüm. Yere düşünce de silahı yere çarpıp patladı. Sergen onun da silahını alıp kaçmak istiyordu. Ali Rıza abi korumalarına bağırıp ‘Gelin bunu öldürün’ dedi. Sergen de bunun üzerine Ali Rıza yere düşene kadar ateş etti. Salona doğru geçince de havaya doğru ateş ederek kimseye zarar vermek istemediğini belirtip olay yerinden gitti” dedi.
Mahkeme heyeti, sanık Osman Ilgın hakkında yakalama kararı çıkartılmasına, sanık Mehmet Özdemir’in zorla getirilmesine, sanıklar Baran Barışer, Mustafa Barışer, Mehmet Salih Barışer ve Rıdvan Doğan’ın yakalama emirlerinin devamına ve tutuklu sanıklar Ozan Araz ile Sergen Güler’in tutukluluk hallerinin devamına hükmederek duruşmayı 26 Mayıs tarihine erteledi.
DURUŞMA ÖNCESİ ARBEDE
Öte yandan duruşma öncesinde taraflar ile güvenlik arasında tartışma çıktı. Tartışmanın devamında arbede yaşandı. Yaşanan arbede güvenlik güçlerinin müdahalesiyle güçlükle yatıştırıldı.
İDDİANAMEDEN
Kasten öldürme olayı ile alakalı olarak yapılan çalışmalarda; suç işlemek amacıyla örgüt kuran Mehmet Barışer’in alacak verecek meselesi dolayısıyla talimatı ve azmettirilmesi sonrasında Mustafa Barışer, Rıdvan Doğan, Sergen Güler, Baran Barışer ve Mehmet Salih Barışer isimli şahısların tasarlamak suretiyle öldürme olayını gerçekleştirdikleri belirtildi. Ayrıca 25 sanık hakkında, ‘Suç İşlemek Amacıyla Örgüt Kurma, Kurulan Örgüte Üye Olma, yağma, kasten adam öldürme’ suçlarından hapisleri istendi. Örgüt lideri olarak Barışer’in silahlı bir şekilde oluşturduğu örgüt kapsamında kumarhane işletmeciliği yapma, bunun yanında tefecilik faaliyetlerinde bulunma, tefecilik ve kumar faaliyetleri konusunda insanlar üzerinde korku baskı ve tehdit yaparak kendi lehlerine sonuç almayı amaçladıkları anlatıldı.
Görüntü Dökümü:
Duruşma öncesi arbede görüntüleri
ARŞİV
=================
9 – SIRP MODELE DARP DAVASI; TELEFON KAYITLARINA GÖRE SANIK OLAY GÜNÜ 112’Yİ ARAMAMIŞ
Haber: Özden ATİK / İstanbul, DHA
ORTAKÖY’de beraber yaşadıkları evde, kıskançlık nedeniyle yaşanan tartışmada Sırp model Tanja Dukiç’i darp edip saatlerce odaya kilitlediği iddiasıyla 7 yıla kadar hapsi istenen organizatör ve yönetmen Çağrı Reşat Mehmet Tortop’un yargılandığı davaya, telefon kayıtlarına ilişkin rapor ulaştı. Sanık Tortop’un “Telefon kayıtları incelenirse 112’yi aradığım ortaya çıkacaktır” şeklindeki sözleri üzerine yapılan incelemeye göre 112’nin aranmadığı raporda belirtildi.
İstanbul 8. Asliye Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmaya tutuksuz sanık Çağrı Reşat Mehmet Tortop ve taraf avukatları katıldı. Müşteki Tanja Dukiç ise duruşmaya katılmadı.
“SANIĞIN BEYANLARI SUÇTAN KURTULMAYA YÖNELİK”
Hakim, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu’ndan (BTK) yazının dosyaya ulaştığını belirtti. Tanja Dukiç’in avukatı, “Sanığın olay günü 112’yi (Acil çağrı merkezi) aradığına ilişkin bir bilgi yoktur. Sanığın beyanları suçtan kurtulmaya yöneliktir” dedi.
MÜŞTEKİNİN PSİKOLOJİK RAHATSIZLIĞI OLDUĞUNU ÖNE SÜRDÜ
Bunun üzerine sanık Çağrı Reşat Mehmet Tortop söz alarak “Olay günü hastaneyi aradım, 112 olarak adlandırmış olabilirim. Benim sosyal medyadan üzerime gelinmektedir. Yine o psikolojiyle ‘Çağrı’yı affettim’ diye açıklama yapmış. Kendisinin psikolojik rahatsızlığı bulunmaktadır. Müştekinin hastalığı olmadığına ilişkin rapor sunsalar da bizim sunduğumuz rapor orjinaldir. Sunduğumuz raporda ilaçlarını alabilmek için Sırbistan’dan getirilmiştir” dedi. Sanık avukatı da müşteki hakkında psikolojik rahatsızlığına ilişkin Adli Tıp Kurumu’ndan rapor alınmasını talep etti.
“RAHATSIZLIK YOK, OLSA BİLE BU SUÇLARI İŞLEMEDİĞİ ANLAMINA GELMEZ”
Psikolojik rahatsızlık iddiasını kabul etmediklerini belirten şikayetçi Tanja Dukiç’in avukatı, “Müştekinin iddia edilen psikolojik rahatsızlığı isnat edilen suçlarla alakalı değildir. Sanık kasten yaralama ve hürriyeti tahditten yargılanmaktadır. Müştekinin psikolojik olarak rahatsız olması, sanığın bu suçları işlemediği anlamına gelmez” diye konuştu.
TANJA DUKİÇ’İN OLAY GÜNÜ YAPTIĞI GÖRÜŞMELERİN KAYDI İSTENECEK
Müştekinin sağlık durumuna ilişkin adli tıp raporu aldırılması talebini reddeden mahkeme, BTK’ye yazı yazılarak olayın geçtiği 2-3 Haziran 2019 tarihlerinde müştekiye ait telefonun HTS kayıtlarının gönderilmesinin istenilmesine karar verdi. Duruşma ertelendi.
İDDİANAME
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Ailenin Korunması ve Kadına Karsı Şiddetin Önlenmesi Bürosu’nca hazırlanan iddianamede, 2 Haziran 2019’da sanık Çağrı Reşat Mehmet Tortop ve Tanja Dukiç arasında kıskançlık nedeniyle tartışma çıktığı, sanığın elleriyle vurmak suretiyle Dukiç’i yaraladığı, bıçak ile tehdit ederek odaya kilitlediği, Dukiç’e ait adli muayene raporunda, yaralanmanın gerçekleştiğinin tespit edildiği vurgulandı. Sanık Tortop hakkında, “Cebir tehdit veya hile kullanarak kişiyi hürriyetinden yoksun kılma” suçundan 2 yıldan 7 yıla kadar hapis cezası istendi.
“BOĞAZIMA BIÇAK DAYADI”
Tanja Dukiç Beşiktaş Asayiş Büro Amirliği’ne verdiği ifadesinde, sanıkla çalışmak maksadıyla geldiği Türkiye’de tanıştıklarını, 1,5 yıl sanığın Ortaköy’deki evinde yaşadığını belirterek “Kıskançlık nedeniyle yaklaşık 4 saat boyunca tartıştıklarını, tartışma büyüyünce sanığın tekme ve yumruklarla kendisini darp ettiğini, boğazına bıçak dayadığını, odasının kapısını kilitleyerek dışarı çıkmasını engellediğini, ertesi gün sabah 10.00 sıralarında kilidi açarak kendisini bıraktığını, daha sonra bir işyerine gidip tanımadığı bir kişiye İngilizce yaşadıklarını anlatıp polise ihbar etmesini söylediğini, polisin geldiğini ve şikayetçi olduğunu” söylemişti.
“DÖVMEDİM” DEMİŞTİ
Sanık Çağrı Reşat Mehmet Tortop mahkemedeki ifadesinde, müştekiyi 6 saat dövdüğü iddiasını yalanlayarak “Zaten altı saat dövsem yaralanma daha farklı olurdu. 22 yıldır güzellik yarışmaları organize ediyorum. Yönetmenim. Bir kadına bu şekilde davranmam söz konusu değildir. Müştekiyi dövmedim. Kendisini camdan atmasın diye kollarından tuttuğum için kollarında oluşan morluk benden olabilir” demişti.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
———————–
-Sanık Çağrı Tortop’un adliye koridorundaki görüntüsü
-ARŞİV
==================
10- TÜRK YAPIMLARI DRAMAX İLE DÜNYAYA BAĞLANIYOR
Esma MURAT – Mertcan ÖZTÜRK / İSTANBUL, (DHA)- DÜNYA dizi sektöründe önemli bir paya sahip Türk yapımları, artık yeni nesil dijital platform Dramax ile tüm dünyada yer alacak. Dramax İcra Kurulu Üyesi Murat Saygı, “Dramax, ülkemize sağlayacağı ekonomik katkıların yanı sıra Türk kültürünün, coğrafyasının, gelenek ve göreneklerinin, turizminin tanıtıldığı en kuvvetli platform olacak” dedi
Türkiye dışında, dünyanın dört bir yanındaki kullanıcılara yönelik hazırlanan abonelik sistemiyle hayata geçirilen yeni dijital platform Dramax, yayın hayatına başladı. Yayınlandığı tarihlerde tüm Türkiye’yi ekran başına kilitleyen, reyting rekorları kıran Türk dizileri şimdi tek bir platform üzerinden tüm dünyadaki izlenecek. Demirören Medya bünyesinde yayına başlayan ve Türk dizi sektörünü dünyayla buluşturacak platformu, Dramax İcra Kurulu Üyesi Murat Saygı anlattı.
“4.5 MİLYAR İNTERNET KULLANICISININ ULAŞABİLECEK BİR PLATFORM YAPTIK”
Dramax’ın tüm dünyada Türk dizi sektörünün önemli yapımlarının, geniş kitlelere daha kolay ulaşabilmesi adına değerli bir atılım olduğunun belirten Saygı, “Türk dizileri dünyaya çok fazla satılıyor. Ancak dünyadaki televizyon kanalları bu Türk dizilerini gündüz pembe dizi gibi gösteriyor. Oysa bu yapımların çok daha değer kazanabileceği, çok daha fazla nüfuslara erişebileceği düşünüyoruz. Sadece televizyon kanallarının yayın alanlarında değil, dünyadaki 4.5 milyar internet kullanıcısının ulaşabilecek bir platform yaptık. İçerik yurtdışına satılmış veya satılmamış olsun Dramax’ın bu içeriklere büyük bir değer katacağını düşünüyorum. Dramax, ülkemize sağlayacağı ekonomik katkıların yanı sıra Türk kültürünün, coğrafyasının, gelenek ve göreneklerinin, turizminin tanıtıldığı en kuvvetli platform olacak” dedi.
“HEDEFİMİZ TÜRKİYE’NİN BİR İÇERİK İHRACAT PLATFORMU OLUŞTURMAK”
Saygı, “Bütün kanalların, yapımcı içeriklerini Dramax’da koysun ve buradan da bir gelir elde etsin istiyoruz. Hedefimiz mali olmaktan çok Türkiye’nin bir içerik ihracat platformu oluşturmak. Yani artık interneti olan herkes Türk içeriklerinden haberdar olacak. İlk etapta İspanyolca ve Arapça dublajlarımız olsa da yakında Rusça, Urduca ve İngilizce olacak” diye konuştu.
Dramax’ın diğer platformlardan farklı olduğunu söyleyen Murat Saygı, “Diğer platformlar müşterilerini elde tutabilmek için sürekli şapkadan tavşan çıkarmak zorunda. Ancak bizim Dramax ile en büyük farkımız biz içerik üretimine para harcamıyoruz. Üretilmiş içerikleri yeniden dönüşüme sokuyoruz. Dramax’ın aynı zamanda ekonomiye de çok büyük bir katkısı var. Dramax, hem kanallara ilave gelir olacak, hem ülkeye döviz girişi sağlayacak, hem de insanların içerikleri değerlenmiş olacak. Bir nevi biz bir alışveriş merkezi açtık dükkanları kiraya veriyoruz. Rahmetli Osman Yağmur Dereli’nin Kınalı Kar diye bir dizisini yapmıştım. Şimdi o diziyi arşivde bile arasak zor buluruz. Ama o diziyi dünyada yayınlarsak çok ilginç olur. Yanı Dramax ile dünyaya ilk gösterim mal sunmuş olacağız” diye konuştu.
“TÜRK DİZİLERİ TÜM DÜNYADA NE ZAMAN VE NEREDE İSTENİRSE İZLENEBİLECEK”
Bugüne kadar yurt dışına satılan dizilerin tamamının reytingleri toplandığında yaklaşık 550 milyon kişiye ulaşıldığını, Dramax ile web üzerinden veya mobil uygulama sayesinde 4.6 milyar web kullanıcısı, 5.2 milyar mobil kullanıcı hedeflendiğini aktaran Saygı, “Bugüne kadar ağırlıklı olarak Arapça ve İspanyolca konuşan topraklarda yaşayan izleyiciler, Türk dizilerine ülkelerindeki televizyon kanalları tarafından ulaşabildiler. Ancak dünya artık büyük göçlerin olduğu, insanların yaşamak ve çalışmak için başka ülkelere taşındığı bir coğrafya. Türk içerikleri artık yabancı ülkelerde sadece yayınlayan kanalın yayın saatinde izlenebilen diziler olmaktan çıkıp, yabancıların ‘ne zaman isterse, nerede isterse’ izleyebileceği bir hale dönüşecek” ifadelerini kullandı.
Murat Saygı, Kanal D’nin Dramax’ın sadece iştiraklerinden biri olduğunu söyleyerek Türkiye’deki tüm kanal ve hak sahiplerine de çağrıda bulundu. Saygı, “Dramax tamamen Demirören Medya’nın bir ürünüdür ve Kanal D de müşterilerinden birisidir. Dolayısıyla rekabetten bağımsız, Türkiye’deki tüm kanalları, dizi ve film üreticileri ile özgün içerik sahiplerini Türkiye’nin içerik ihracat platformuna paydaş olmaya davet ediyoruz” şeklinde konuştu.
Dramax’tan yapılan açıklamada ise, “Dramax’ta tekil ve aile paketi olarak 2 ayrı üyelik seçeneği bulunuyor; tekil paket 4,99 USD, aile paketi 8,99 USD olarak kullanıcılara sunuluyor. Kullanıcılar, ilk üyeliklerde 1 hafta ücretsiz deneme üyeliğinden yararlanabiliyor. Teknik alt yapısının tamamı Türk mühendisler tarafından yapılan dijital platform Dramax, www.dramax.tv, İOS ve Android mobil ve tablet uygulamalarından izlenebilecek. Akıllı TV, Apple TV ve Android TV cihazlarından erişimin ise Dramax’ın ilk yılında kullanıma sunulması planlanıyor” denildi.
Görüntü dökümü
———
-Dramax İcra Kurulu Üyesi Murat Saygı röportajı
– Dramax’ın tanıtım filmi