1) MERVENUR’UN KATİLİ: CESEDİNİ DAMACANA SU TAŞIR GİBİ ÇATIYA ÇIKARDIM
ANTALYA’da 4,5 ay kayıp olarak aranırken, binanın çatısında folyoya sarılı cesedi bulunan Mervenur Polat’ı (20) iple boğduğu ortaya çıkan Cüneyt Akyol’un cinayeti nasıl işlediği, iddianamede ayrıntılarıyla yer aldı. Polat, “Sepet ucunda bağlı çamaşır ipini Mervenur’un boğazına doladım ve üzerine basarak boğdum. Cesedi çarşaf, bezler, çuval, halı ve naylon streçle sardım. Annem ve babamın kaldığı apartmanın çatı katına damacana su taşır gibi çıkardım” dedi.
Antalya’da, geçen yıl 19 Ekim’de arkadaşıyla buluşacağını söyleyerek, evden ayrıldıktan sonra uzun süre haber alınamayan, 1 çocuk annesi Mervenur Polat ile ilgili yürütülen soruşturmada takip ve dinleme sonucu polis, 7 Mart’ta Cüneyt Akyol’u gözaltına aldı. Akyol, sorgusunda, Polat’ın cesedinin yerini söyledi. Akyol’un yer göstermesiyle Muratpaşa ilçesinde, kendi ailesinin oturduğu apartmanın çatı katında, Polat’ın cansız bedeni bulundu. Polat’ın cesedi, yapılan incelemenin ardından otopsi için Antalya Adli Tıp Kurumu’na kaldırıldı.
KARDEŞİ, DÖVMEDEN TESPİT ETTİ
Mervenur Polat’ın çürüyen cesedini, erkek kardeşi, parmağındaki kurdele ile kolunun iç kısmında adının yazılı olduğu, çürüme nedeniyle ‘Merve’si silinmiş sadece ‘Nur’u kalan dövmeden teşhis etti.
5 KİŞİ TUTUKLANDI
Polis olayla ilgili Ferdi T., İbrahim H.Ş., Aziz K., Gökhan H., S.G. ve Z.U.’yu gözaltına aldı. Cüneyt Akyol ile diğer 6 şüpheli, emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edildi. Şüphelilerden Z.U., savcılıktan serbest kalırken, Cüneyt Akyol ile birlikte Gökhan H., S.G., İbrahim H.Ş., Ferdi T. ve Aziz K. tutuklanma talebiyle nöbetçi hakimliğe sevk edildi. Cüneyt Akyol, ‘canavarca hisle eziyet çektirerek kasten öldürme’, ‘nitelikli cinsel saldırı’ suçlarından, Ferdi T., Gökhan H. ve İbrahim H.Ş. ‘suç delillerini yok etme ve suçu gizleme’ suçundan, Aziz K. ise ‘suç delillerini yok etme ve suçu gizleme’, ‘uyuşturucu madde sağlamak ve ticaretini yapmak’ suçundan tutuklandı. Olayda cesedi bilmeden taşıdığı iddiasıyla hakimliğe çıkarılan S.G., adli kontrol şartı ile serbest kaldı.
Şüpheli avukatlarının tutukluluğa itirazının ardından Ferdi T., Aziz K., İbrahim H.Ş., ‘bir suçu gizlemek veya başka bir suçun delillerini gizlemek ya da yakalanmamak amacıyla öldürme’ suçundan kovuşturmaya yer olmadığına dair ek karar verilerek, 4 Mayıs’ta serbest bırakıldı.
İDDİANAMEDE 2 FARKLI İFADE
Antalya Cumhuriyet Başsavcılığı’nın hazırladığı iddianame, Antalya 4’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nce kabul edildi. İddianamede, Cüneyt Akyol’un 2 farklı ifadesine yer verildi. İlk ifadesinde ölüm olayından haberi olmadığını öne süren Akyol, daha sonra verdiği ek ifadede cinayeti tek başına işlediğini, kimsenin olaydan haberi olmadığını belirtti.
Muratpaşa ilçesi Tahılpazarı Mahallesi 404 Sokak’ta bulunan Hafız Ahmet Bedesteni adlı iş hanının 2’nci katında oturduğunu ve burayı daire olarak kullandığını, cinayeti bu evde işlediğini söyleyen Cüneyt Akyol, olay gününe ilişkin tüm detayları anlattı. İfadesinde, Mervenur Polat’ı neden ve nasıl öldürdüğünü anlatan Akyol, şunları kaydetti:
“Mervenur’a ‘Gökhan seninle ilişkiye girmek istiyor’ dedim. Mervenur üzerindeki kıyafetlerini çıkarttı. Ben de alt katta duran Gökhan’a ‘Hadi gel, Merve, seni bekliyor’ diye seslendim. Gökhan’dan cevap alamadım. Gökhan evden gitmişti. Gökhan gelmeyince Mervenur, beni aşağılamaya başladı. Benim ve Gökhan’ın erkekliğine ağır ithamlarda bulundu. Bir anda kendimi kaybederek sepet ucuna bağlı çamaşır ipini Mervenur’un boynuna doladım ve üzerine basarak boğarak öldürdüm. Sonra da Mervenur’un cesedini önce mutfak lavabosunun altına koydum. Ardından evde bulunan çarşaf, bezler, çuval, halı ve naylon streçle sardım. Streci 10 günlük süreçte her fırsatta yeniledim. Ceset zayıf yapıdaydı, yaklaşık 50 kiloydu. Mervenur’u ikiye katlayarak ve sarmak suretiyle iyice sıkıştırıp küçülttüm.”
‘CESEDİ DAMACANA SU TAŞIR GİBİ ÇIKARDIM’
Mervenur Polat’ı öldürdükten sonra cesedin saklanması ve taşınmasındaki tüm aşamaları anlatan Akyol, “Arkadaşım S.G.’yi arayarak anne ve babamın evine kirli çamaşırları yıkamaya götüreceğimi söyledim. O da motosikletiyle geldi. Mervenur’un cesedini sıkı sıkı sararak paket haline getirip, bu şekilde evin balkonundan aşağı attım. Arkadaşım beni ve kirli çamaşırların bulunduğunu sandığı cesedi anne ve babamın evinin önüne bırakıp gitti. Ben de cesedi apartmanın çatı katına damacana su taşır gibi aldım ve çıkardım. Mervenur Polat’ın kıyafetlerini ise çöpe attım. Öldürme olayını Gökhan H. görmedi. Kimse bana yardım etmedi. Mervenur Polat’ı öldürdüğünden dolayı çok pişmanım” dedi.
‘GÖKHAN H.’NİN YÖNLENDİRMESİYLE YAPTIĞI ANLAŞILMIŞTIR’
İddianamede ayrıca şüphelinin, cesedi iyice streçleyip, mutfak penceresinin balkon kısmında 10 gün kadar sakladığı ardından Güllük Caddesi’ndeki babasının oturduğu evin çatı kısmına götürüp, sakladığı belirtilerek, şu tespitlerde bulunuldu:
“Şüpheli Gökhan H. ifadesinde, olay günü şüpheli Cüneyt Akyol’un maktule tecavüz ettiğini, o haldeyken kendisinin evden kaçtığını ifade etmiştir. Ancak Gökhan H.’nin pek çok kez şüpheli Cüneyt Akyol’a uyuşturucu temin ettiği ve aralarında menfaat ilişkisi bulunduğundan dolayı şüpheli Cüneyt Akyol olayı üstlenmiştir. Akyol’un maktulü boğduğu sabit ise de bunu şüpheli Gökhan H.’nin yönlendirmesi ve yardımı ile yaptığı, Gökhan H.’nin, Akyol’u bu işi yapması için ikna edip, kararını kuvvetlendiren eylemlerde bulunduğu anlaşılmıştır.”
‘BELİRTİLEN SUÇLARDAN AYRI AYRI SORUMLU TUTULMALARI GEREKİR’
Şüphelilerin, maktule yönelik cinsel saldırı ve uyuşturucu kullanmasını sağlama gibi eylemlerinin açığa çıkmasını önlemek bakımından iple boğarak, ölmesine sebebiyet verdiklerinin vurgulandığı iddianamenin devamında şöyle denildi:
“Ayrıca şüpheli Aziz K.’nin uyuşturucu madde temini karşılığı mağdur ile cinsel ilişkiye girme karşılığı aracılık ettiği ve yer temin ettiği, ayrıca maktul, mağdur ve diğer şüphelilerin uyuşturucu kullanması için yer sağlayıp aparat temin etmek sureti ile bunu kolaylaştırdığı, dolayısıyla belirtilen bu suçlardan ayrı ayrı sorumlu tutulmaları gerekmektedir. Şüpheli Aziz K.’nin maktule yönelik de uyuşturucu madde temin etmek sureti ile üzerine atılı suçu işlediği, şüpheli İbrahim H.Ş. ve şüpheli Ferdi T.’nin ise mağduru söz konusu eve sabah götürüp şüpheli Aziz K.’ye uyuşturucu madde temini karşılığı ilişkiye girmesini kolaylaştırma ve buna aracılık etme suçunu işledikleri, aynı zamanda bu ilişkiye girmeleri konusunda fuhşa aracılık ve yer temin etme suçunu işledikleri, şüpheli S.G.’nin streçlenerek kolilenmiş cesedi taşımak sureti ile üzerine atılı suçu işlediği, zira şüpheli Cüneyt Akyol’un daha önce annesinin evine bu tarz çamaşır yıkamak için böyle bir koli götürmediği, söz konusu kolinin kirli çamaşır olmayacağı, kuryelik yapan birinin rahatlıkla söz konusu kolinin içinde suç eşyası olduğunu anlayabilecek düzeyde olduğu, kaldı ki; cesedin sarılı olduğu streçlenmiş kolinin de gözle görülebilir şekilde içerisinde kıyafet olamayacağı net ve açık olmasına rağmen yakın arkadaşı olan Cüneyt Akyol’a yardım ederek maktulün cesedini bu şekilde gizleme eylemine katıldığı ve üzerine atılı suçu işlediği kanaat ve sonucuna varılmıştır.”
Mervenur Polat’ın aile avukatı Buğra Kağan Oğuz da şüpheliler Ferdi T., Aziz K., İbrahim H.Ş., hakkında ‘bir suçu gizlemek veya başka bir suçun delillerini gizlemek ya da yakalanmamak amacıyla öldürme’ suçundan verilen, kovuşturmaya yer olmadığına dair ek karara itirazda bulunduklarını söyledi. Duruşma, ilerleyen günlerde başlayacak.
Görüntü Dökümü
———————–
(ARŞİV)
– 9 Mart 2021 tarihinde geçilen “Mervenur’un cesedini, halı gibi taşımış” görüntüleri
-10 Mart 2021 tarihinde geçilen “Mervenur’u neden öldürdün’ sorusuna, ‘Sonra gelin anlatayım’ dedi” görüntüleri
-11 Mart 2021 tarihinde geçen “Mervenur’un folyoyla sarılı cesedini, 2’nci kat penceresinden kuryeye atmış” görüntüleri
HABER: Süleyman EKİN /ANTALYA, (DHA)-
==================================================
2) AKADEMİSYEN ÇİFTİN BOŞANMA DAVASINDA, 4 AYRI DAVA ÇIKTI
TEKİRDAĞ Namık Kemal Üniversitesi’nde akademisyen Tuba Özge Yaşar Erkal ile İstanbul Üniversitesi’nde akademisyen Zekeriya Emre Erkal’ın 6 yıldır süren boşanma davasında anlaşmazlık yaşanınca sonuçlanmadı, çift karşılıklı ‘intihal’, tazminat’, ‘hakaret’, ‘gizlice takip ettirme’ olmak üzere 4 dava daha açtı. Davaların 2’sini Tuba Özge Yaşar Erkal, 1’ini Zekeriya Emre Erkal kazanırken, çiftin 4’üncü davası devam ediyor.
Tekirdağ Namık Kemal Üniversitesi Veteriner Fakültesi Cerrahi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Tuba Özge Yaşar Erkal, 10 yıl önce İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi’nde öğretim üyesi olan Zekeriya Emre Erkal ile evlendi. Çift arasında geçimsizlik yaşanınca Tuba Özge Yaşar Erkal, eşine 2015’te boşanma davası açtı. Tarafların tazminatta anlaşamadığı boşanma davası devam ederken, Tuba Özge Yaşar Erkal, aynı yıl doktora yapmak için Konya Selçuk Üniversitesi Veteriner Fakültesi Cerrahi Ana Bilim Dalı Başkanlığı’na doktora tezi yapmak için başvurdu.
İNTİHAL SUÇLAMASIYLA DAVALAR BAŞLADI
Erkal, tezini verdikten sonra Selçuk Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü ile YÖK’e, ‘intihal’ yaptığı iddiasıyla şikayet edildi. Şikayet üzerine, üniversite ve YÖK’ün yaptığı incelemelerin ardından ‘intihal bulgusuna rastlanılmadı’ kararı verildi. Tezini tamamlayarak, belgesini alan Tuba Özge Yaşar Erkal, yaptığı araştırmada kendisini ‘intihal’ yaptığı yönünde şikayet edenin boşanma davasının sürdüğü Zekeriya Emre Erkal olduğunu belirleyerek, hakkında ceza davası açtı. Konya Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen davada Zekeriya Emre Erkal’ı iftira suçundan 1 yıl hapis cezasına çarptıran mahkeme, hükmün açıklanmasını geri bıraktı.
MADDİ MANEVİ TAZMİNAT DAVASINI DA KAZANDI
Ceza davasını kazanan Tuba Özge Yaşar Erkal, bu kez eşi hakkında Bakırköy 8’inci Asliye Hukuk Mahkemesi’nde maddi ve manevi tazminat davası açtı. Erkal’ın, eşinin kendisine intihal suçlamasında bulunup, öğretim üyeliği görevinden alınması, kamu görevinden çıkarılması amacıyla hareket ettiği ve akademik onuru, şerefi ve hasiyetiyle oynandığı ve zor durumda kaldığı gerekçesiyle açtığı davada mahkeme, Zekeriya Emre Erkal’ı 19 bin TL tazminata mahkum etti.
BU KEZ EŞİ DAVA AÇTI
Erkal, Zekeriya Emre Erkal hakkında açtığı ceza ve tazminat davasını kazandıktan sonra sosyal medya hesabından, “İftira atmak günahtır, hakkımı helal etmiyorum” diye eşinin isminin baş harflerini de kullanarak paylaşım yaptı. Paylaşım üzerine bu kez Zekeriya Emre Erkal, eşi Tuba Özge Yaşar Erkal hakkında, İstanbul 10’uncu Ağır Ceza Mahkemesi’nde hakaret davası açtı. Davada Erkal, 1440 TL adli para cezasına çarptırılırken, hükmün açıklanması geri bırakıldı.
Tuba Özge Yaşar Erkal, açtığı boşanma davasıyla başlayan dava süreçleri devam ederken, Anadolu Üniversitesi Açık Öğretim Fakültesi İki yıl Süreli Hukuk Bölümü Adalet Programı’ndan mezun oldu.
ADALET BAKANI’NA MEKTUP YAZDI
Akademisyen Tuğba Özge Yaşar Erkal, Tekirdağ’da kendisini bazı kişilerin izleyip, gizlice fotoğraflarını çektiğini fark edince, Adalet Bakanı Abdulhamit Gül’e mektup yazıp, yardım istedi. Başından geçenleri anlattığı mektubun ardından bakanlık, Tekirdağ Cumhuriyet Başsavcılığı’na konunun araştırılması için talimat verdi. Talimatın ardından Erkal’ı takip ederek, gizlice fotoğraflarını çeken 1 kişi belirlenerek, hakkında dava açıldı. Erkal da bu kişiden şikayetçi olup, eşi ve kayınpederinin takip ettirdiği düşüncesi ile konuyu kahkemeye taşıdı. Çift arasında boşanma ile başlayan davaların 4’üncüsü olan davaya Tekirdağ’da devam ediliyor.
‘HEM TAKİP EDEN HEM ETTİREN YARGILANACAK’
Erkal, evine girip çıkarken takip edildiği izlenimine kapıldığını belirterek, “Evime girip çıkarken birinin beni takip ettiği izlenimine kapıldım ve ürktüm. Üniversitede de gizli gizli fotoğraflarımın çekildiği hissine kapıldım. Bir müddet beni iş arkadaşım evimden aldı, işe götürdü, işten evime götürdü. Adeta korumaya çalıştı arkadaşlarım beni. Bir gün beni karakoldan aradılar, ifadeye çağrıldım ve o anda öğrendim Adalet Bakanlığı’nın bu konuda bir inceleme başlatılması için Tekirdağ Cumhuriyet Başsavcılığı’na emir verdiğini. Bu kişi yakalandı, ifadesi alındı, tanığımın da ifadesi alındı, benim de ifadem alındı. Eşim ve kayınpederimin takip ettirdiğini düşünüyorum. Şu anda geldiğimiz noktada savcı iddianameyi hazırladı ve konu mahkemeye intikal etti. Artık yargılanacaklar. Hem beni takip eden kişi hem de takip ettirten kişi yargılanacak” dedi.
‘ONURUMA, HAYSİYETİME, ŞEREFİME BİR LEKEDİR’
Boşanma davası açtıktan sonra yaklaşık 2 ay sonra doktora tezinin intihal olduğu iddiasıyla kendisine eşi tarafından iftira atıldığını söyleyen Erkal, “Konuyu savcılığa intikal ettirdim ve ceza davası görüldü Konya’da. Suçlu bulundu. Akabinde tazminat davası açtım çünkü akademik, onur, haysiyet ve şerefime bir lekedir bu. Akademik camiada intihal suçu çok ağır bir suçtur, o nedenle affetmem mümkün değildi. Hukuk savaşını başlattım ve hem ceza davasını kazandım, 1 sene hapis verildi. Akabinde tazminat davası açtım ve o davayı da kazandım. İkisi de kesin hükme bağlandı. Zaten uzman görüşler alındı ve herhangi bir intihal bulgusuna rastlanılmadığı ortaya çıktı. Ben zaten hayatımdan endişe duymasaydım, korkmasaydım Sayın Adalet Bakanımız Abdülhamit Gül’e böyle bir mektup yazmazdım, korktuğum için yazdım. Kendisine buradan çok teşekkür ediyorum, ilgilendi ve hemen tahkikat başlatıldı” diye konuştu.
‘BEN SADECE BOŞANMAK İSTİYORUM’
Boşanmak istediğini ve davanın başlamasıyla eziyet çektiğini söyleyen Erkal, “Normal, sıradan bir kadın olarak gittim boşanma davasını açtım, akabinde olmadık şeyler başıma geldi. Ben boşanmak istiyorum, bu kadar basit. Niye 6 senedir uzuyor? İnat ediyorlar, boşanmak istemediğini beyan ediyor ama bir taraftan sürekli beni itibarsızlaştıracak sözlerde bulunuyor. Ben bir an evvel boşanmak istiyorum” dedi.
‘450 BİN TL İSTİYOR, İFTİRA ATIYOR’
İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi öğretim üyesi Zekeriya Emre Erkal ise boşanma davaları süren eşinin kendisine iftiralar attığını söyledi. Eşinin kendisinden boşanmak için 200 bin TL maddi, 250 bin TL manevi olmak üzere 450 bin TL tazminat talep ettiğini belirten Erkal, “Davamız 6 yıldır sürüyor, benden toplam 450 bin TL tazminat almak için hayal kurup, iftiralar atıyor. Benim hakkımda paranoyak gibi ithamlarda bulundu. Ancak süren boşanma davasında bunlar iftiraların hepsi asılsız çıktı, mahkemede kanıtlandı. Amacı benden para koparmak. Ben açtığım hakaret davasını da kazandım” diye konuştu.
Eşinin takip edildiğine dair hayale kapıldığını öne süren Erkal, “Böyle bir durum kesinlikle söz konusu değil. Babamın kendisini takip ettirdiğini iddia ediyor. Böyle bir durum yok, mahkemede ortaya çıkacak” dedi.
‘UZLAŞMAK İÇİN ARATTI’
Boşanma davalarında uzlaşmak için eşinin aracılarla kendilerini arattığını ifade eden Zekeriya Emre Erkal, “Eşim hayaller kurup bizi suçlarken bir yandan da boşanma davasında uzlaşmak için bizi aratıyor. Biz uzlaşma teklifini şartlar uygunsa değerlendireceğiz. Hem iftiralar atıyor hem de uzlaşmak istiyor” diye konuştu.
Görüntü Dökümü
———————–
-Erkal’dan detaylar
-Erkal’ın köpek ve kedi sevmesi
-Erkal ile röp.
-Erkal’ındoktora diploması
-Erkal ile röp.
-Erkal’ın yolda yürümesi
-Erkal ile röp.
-Erkal’ın yürümesi
-Erkal’ın dipolması
-Detaylar
Haber-Kamera: Gurbet GÖKÇE-Resul ORUÇOĞLU/ TEKİRDAĞ,(DHA)-
===========================================
3) ÇARPTIĞI ADAM YERDE KIVRANDI, ARACININ TAMPONUYLA İLGİLENDİ
IĞDIR’da lüks otomobilin çarptığı 3 tekerlekli motosikletteki vatandaş, düştüğü yerde acılar içerisinde kıvranırken, sürücünün otomobilinin kırılan tamponuyla ilgilenmesi dikkat çekti.
Kaza bugün saat 10.30 sıralarında Bağlık Mahallesi Seçkin Sokak’ta meydana geldi. Su tesisatçısı olarak çalışan 35 yaşındaki evli, 1 çocuk babası Asim Karaduman 3 tekerlekli motosikleti ile işe giderken diğer yoldan gelen Servet S. yönetimindeki 76 ACC 555 plakalı lüks araçla çarpıştı. Çarpmanın etkisi ile düşen Karaduman yerden kalkamadı. Acılar içerisinde uzanan Karaduman’ın etrafına toplanan vatandaşlar 155’i ve 112’yi arayarak bilgi verdi. Asim Karaduman yerde acılar içerisinde ambulansın gelmesini beklerken lüks aracın sahibi Servet Sançiz’in kırılan tamponu ile uğraşması dikkat çekti.
Kazadan bir süre sonra olay yerine gelen 112 acil servis ekipleri Asim Karaduman’ı, Iğdır Devlet Hastanesi Acil Servis bölümüne kaldırıldı. Polis ekipleri de kazayla ilgili tutanak tuttu.
Görüntü Dökümü
———————–
-Yaralı kazazedeye çevredekilerin yardım etmesi
-Lüks jeepin sürücüsünün yaralıyla ilgilenmek yerine aracının tamponunu düzeltmeye çalışması
-Kazaya karışan triportör görüntüsü
-Yerde yatan yaralının başında duran kalabalık
-Ambulansın olay yerine gelişi
-Sağlık ekiplerinin yaralıyı sedyeye koyarak ambulansa bindirmesi
Haber – Kamera: Suat DENİZ / IĞDIR, (DHA)
==================================================
4) AYNI FABRİKADA 2’NCİ KEZ HIRSIZLIĞA KALKIŞINCA YAKALANDI
DENİZLİ’nin Merkezefendi ilçesinde, kullanılmayan bir fabrikadan daha önce 80 bin lira değerinde 11 elektrik dinamosu ve bakır kablo çaldığı öne sürülen Zülgani S. (31), yine aynı fabrikada hırsızlığa kalkışınca jandarma tarafından suçüstü yakalandı.
Merkezefendi’de kapalı ve atıl durumdaki bir fabrikadan geçen 24 Mayıs’ta 11 elektrik dinamosu, bakır kablo ve sigorta panosu çalındı. Fabrikadaki hırsızlığı fark eden işletme sahipleri jandarmaya bildirdi. İlçe Jandarma Komutanlığı ve Jandarma Suç Araştırma Timi (JASAT) ekipleri, çalışma başlattı. Çevredeki güvenlik kameralarını inceleyen jandarma, 80 bin lira değerindeki malzemeleri çalan kişinin Zülgani S. (31) olduğunu belirledi. Şüpheliyi takibe alan jandarma, saat 03.00 sıralarında aynı fabrikaya hırsızlığa gelen Zülgani S.’yi suçüstü yakaladı. Jandarmayı fark edince fabrikada saklanan Zülgani S., elinde eldiven ve anahtar takımıyla bulununca, dolaşmak için fabrikaya girdiğini, üşüdüğü için de eldiven taktığını söylediği öğrenildi. Gözaltına alınan Zülgani S., jandarmadaki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edildi.
Öte yandan hırsızlık anları fabrikanın güvenlik kamerası tarafından ad kaydedildi. Görüntüde, Zülgani S.’nin elektrik dinamosunu sökmeye çalıştığı anlar yer alıyor.
Görüntü Dökümü
———————–
-Hırsızlık anlarının güvenlik kamerası görüntüsü
-Jandarmanın şüpheliyi yakaladığı anın güvenlik kamerası görüntüsü
-Fabrikadan görüntü
-Şüphelinin sağlık kontrolü için hastaneye götürülmesi
-Şüphelinin adliyeye sevk edilmesi
Haber- Kamera: Deniz TOKAT / DENİZLİ, (DHA)
=============================================
5) BURSA KESTEL BELEDİYESİ, 4 BİN HANENİN ELEKTRİK VE SU BORCUNU ÖDEDİ
BURSA’nın Kestel ilçesinde, fatura borcundan dolayı elektrik ve suları kesilen 4 bin hanenin borcu, Kestel Belediyesi tarafından ödendi. Yaklaşık 1 milyon liralık kaynakla 4 bin hanenin elektrik ve su borçlarının ödendiğini belirten Kestel Belediye Başkanı Önder Tanır, “Bu yöndeki çalışmalarımız devam edecek” dedi.
Pandeminin, esnaf ve kent sakinleri üzerindeki olumsuz etkilerini azaltmak için çalışma başlatan Kestel Belediyesi, borcundan dolayı kapalı durumda olan elektrik ve su faturalarını ödemek için harekete geçti. Kısa süre içerisinde yapılan çalışmalarla, borçtan dolayı su ve elektrikleri kesilen ikametler tespit edildi. Limak Uludağ Elektrik ve Bursa Su ve Kanalizasyon İdaresi (BUSKİ) ile irtibata geçen Kestel Belediyesi, faturalarını ödemekte güçlük çeken 4 bin hanenin fatura borçlarını ödedi. Ödemeler için yaklaşık 1 milyon liralık kaynak ayırdıklarını belirten Kestel Belediye Başkanı Önder Tanır, zor durumda olan vatandaşların belediye olarak yanında olmaya devam edeceklerini belirtti.
‘4 BİN AİLENİN FATURALARI ÖDENDİ’
Faturalarını ödemediği için elektrik ve suyu kesilen 4 bin hanenin borcunun ödendiğini dile getiren Önder Tanır, “Pandemi süreci içerisinde hemşehrilerimizin yanında olabilmek için arkadaşlarımız bir çalışma yaptı. Özellikle elektrik ve su faturaları üzerinde, pandemi döneminde ödeme sıkıntısına düşen vatandaşlarımızın elektrik ve su idarelerinden listesini talep ettik. Çalışma neticesinde yaklaşık 1 milyon liralık bütçe ayırmak suretiyle, 4 bine yakın ailenin elektrik ve su faturalarını ödedik. Bu açıdan güzel geri dönüşler aldık. Eski geleneklerimizden biri olan, mahalle bakkallarımıza giderek, 19 esnafımızın dükkanında, ödeme zorluğu çeken vatandaşların hesaplarını kapattık. Bu yöndeki çalışmalarımız devam edecek” dedi.
‘BORÇLU ABONE KALMADI’
İlçede borçlu abonenin kalmadığını belirten Limak Uludağ Elektrik Genel Müdürü Ali Erman Aytaç, “Pandemi dönemi hem sağlık krizi hem de ekonomik yansımaları olan bir durum. Bu süreçte hem hükümetimizin hem de şehirlerimizdeki yerel kamu kuruluşlarının vatandaşlarımıza katkıları büyük oldu. Kestel Belediyemiz de kendi ilçe sınırlarındaki vatandaşların biriken elektrik faturalarını ödemek istediğini belirtti. Biz de arka tarafta şirketimizin kullandığı algoritmalar vesilesiyle bu dönemde özellikle ödeme durumları kötüleşen müşterilerin tespitini yaptık. Şu ana kadarki verilen bütçe dahilinde 2 bin müşterimizin yaklaşık 500 bin liralık bir faturasını Kestel Belediyemiz ödemiş durumda. Bunların büyük bir çoğunluğu konut abonelerimiz. Geri kalan da bu pandemi koşullarında olumsuz etkilenen ticari aboneler yani kısmi kapanma ve tam kapanmadan olumsuz etkilenen yerler. Şuan için Kestel’de bu gruplara ait olan neredeyse hiç elektrik borçlu abone kalmadığını söyleyebiliriz” ifadelerini kullandı.
Görüntü Dökümü
———————–
-Kestel’den dron görüntüsü
-Kestel kent merkezinden kalabalıktan görüntüler
-Elektrik sayaçlarından görüntüler
-Kestel Belediye Başkanı Önder Tanır ve Limak Genel Müdürü Ali Erman Aytac röportaj
-Detaylar
Haber: Semih ŞAHİN-Kamera: Mehmet İNAN/ BURSA, (DHA)
===============================================
6) İTFAİYECİ, DUMANDAN ZEHİRLENEN DANAYA SUNİ TENEFFÜS YAPTI AMA KURTARAMADI
TOKAT’ın Zile ilçesinde Hüseyin Akdoğdu’ya ait ahırda çıkan yangına müdahale eden itfaiye görevlisi Mustafa Aktuz, dumandan etkilenen danaya suni teneffüs yaptı. Ancak tüm çabalara karşın dana kurtarılamadı.
Yangın, dün akşam saatlerinde Zile ilçe merkezinde Orta Mahalle’de hayvancılık ile uğraşan Hüseyin Akdoğdu’ya ait ahırda meydana geldi. Yanında bulunan tandırdan çıkan alevler ahıra sıçradı. Yangını fark eden Hüseyin Akdoğdu durumu Zile Belediyesi itfaiye ekiplerine haber verdi. Kısa sürede olay yerine gelen ekipler, yangını kontrol altına alarak söndürdü. Ekipler ahır içerisindeki büyükbaşları dışarıya çıkardı. Ahırda dumandan etkilenen bir danayı kurtarmak için de yoğun çaba sarf edildi. İtfaiye çavuşu Mustafa Aktuz dumandan zehirlenen danayı hayata döndürebilmek için bir süre suni teneffüs yaptı. Oksijen tüpü takılarak kalp masajı yapılan dana tüm çabalara rağmen kurtarılamadı. Yangında dana ile birlikte toplamda 3 büyükbaş öldü.
Danaya suni teneffüs yapan itfaiye çavuşu Mustafa Aktuz “Dana ve annesi zincirle bağlı oldukları için kurtulamamış. Karbonmonoksitten zehirlenmişlerdi. İnek ahırda ölmüş, dananın kalp atışları vardı. Suni teneffüs yaptık ama kurtaramadık. Çok üzgünüm” dedi.
Görüntü Dökümü
———————–
-Olay yeri görüntüleri
-İtfaiyecilerin danaya müdahalesi
-Çavuşun suni teneffüsü
-Kalp masajı yapılması
Haber:Fatih YILMAZ/TOKAT, (DHA)
===============================================