1) 17 YAŞINDAKİ EMİNE’Yİ ÖLDÜREN ZANLININ YAKALANMASI İÇİN ÖZEL EKİP OLUŞTURULDU
ELAZIĞ’da, dün gece buluştukları barakada 17 yaşındaki Emine Fulya Akçelebi’yi bıçak darbeleriyle öldürün Salih Yılmaz Coşkun’un yakalanmasına yönelik İl Emniyet Müdürlüğü bünyesindeki kurulan özel ekibin çalışması sürüyor. Kızıyla dün en son öğle saatlerinde görüştüklerini ifade eden baba Adem Akçelebi, ‘Kızım, kardeşiyle birlikte parka gideceğini söyledikten sonra kendisinden bir daha haber alamadık” dedi.
Olay, dün gece saatlerinde Aksaray Mahallesi’nde meydana geldi. İddiaya göre Kuleli sokaktaki bir barakada buluşan Emine Fulya Akçelebi ile erkek arkadaşı Salih Yılmaz Coşkun arasında henüz belirlenemeyen sebeple sözlü tartışma çıktı. Tartışmanın büyümesiyle Salih Yılmaz Coşkun, üzerinde taşıdığı bıçakla sevgilisi Emine’ye saldırdı. Emine, aldığı bıçak darbeleriyle kanlar içerisinde yere yığılırken, Salih Yılmaz Coşkun ise arkadaşlarını telefonla arayıp, “Sevgilimi öldürdüm” dedi.
Salih Yılmaz’ın arkadaşlarının ihbarı üzerine olay yerine çok sayıda polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Olay yerinde hareketsiz yatan Emine Fulya Akçelebi’yi kontrol eden sağlık ekipleri, vücudunda çok sayıda bıçak darbesi olan genç kızın yaşamını yitirdiğini belirledi. İncelemenin ardından cansız bedeni otopsi için Fırat Üniversitesi Hastanesi morguna götürüldü. Genç kızın cenazesi yarın Fevzi Çakmak Cemevi’nde cenaze namazı kılınarak merkeze bağlı Avcılı köyünde toprağa verilecek.
Elazığ İl Emniyet Müdürlüğü bünyesinde oluşan özel ekip, Emine’yi öldürdükten sonra olay yerinden kaçan Salih Yılmaz Coşkun’un yakalanması için başlattığı çalışma ise sürüyor.
Öte yandan baba Adem Akçelebi, olaydan önce saat 15.30 sıralarında kızı Emine ile telefonla görüştüğünü belirterek, ‘Kızım, kardeşiyle birlikte parka gideceğini söyledikten sonra kendisinden bir daha haber alamadık” dedi.
Olayın meydana geldiği Aksaray Mahallesi Muhtarı Özcan Bal, cinayetin işlediği zaman kendisine ihbarın yapıldığını ifade ederek, “Dün 22.30 sıralarında mahalleden vatandaşlarımız bizi aradı. Böyle bir olayın olduğunu bize ilettiler. Biz de olay yerine geldik. Polis arkadaşlar ve olay yeri inceleme buradaydı, cenaze aracı buradaydı. Emine, bu mahallede ikamet etmiyor. Salih ise deprem sürecinden sonra farklı bir mahallede ikamet ederken evleri yıkıldıktan sonra burada amcasının evine taşınıyorlar. Yaklaşık 1 yıldır burada ikamet ediyor. Kadın cinayetine hepimiz karşıyız, sık sık da ülkemizde bu dile geliyor” diye konuştu.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
—————————
-Kızın sosyal medya paylaştığı görüntüler
-Olay yerinden görüntüler
-Muhtarın konuşması
-Morgdan detay görüntüler
-Emniyetten detay görüntüler
-Genel ve detay görüntüler
Haber-Kamera: Ahmet ÇÖTELİ/ELAZIĞ,(DHA)
=======================================
2) KARANTİNADAKİ YAŞLI ÇİFTİ ‘DOKTORUM’ DİYE DOLANDIRDILAR
TOKAT’ta koronavirüs testleri pozitif çıktığı için karantinada olan Emir (77) ve Hatice Şirin (70) çiftinin evlerine kendisini doktor olarak tanıtarak giden şüpheli, 3 bin lirayı çalarak kaçtı. Jandarma, yaşlı çiftin paralarını çalan 2 kişiyi arıyor.
Olay, 2 gün önce Tokat merkeze bağlı Avşarağzı köyünde yaşandı. Koronavirüs testlerinin pozitif çıkması sonucu 2 çocuk sahibi Emir ve Hatice Şirin çifti evlerinde karantinaya alındı. Önceki gün çiftin evlerine gelen bir kişi kendini doktor olarak tanıttı. Emir Şirin’i muayene etme bahanesi ile eve girerek, içerdeki cüzdanı alan şüpheli, daha sonra dışarıda bekleyen otomobile binerek bölgeden uzaklaştı. Cüzdanının çalındığını fark eden Emir Şirin evinin balkonuna çıkarak komşularından yardım istedi. Komşuların ihbarı üzerine bölgeye jandarma ekipleri sevk edildi. Çiftin ifadelerini alan ekipler, 2 kişi oldukları belirlenen şüphelileri yakalamak için çalışma başlattı.
“ÇOK PERİŞANDIM”
Olayı anlatan Emir Şirin, “Ben koronavirüs hastasıyım. ‘Doktorum’ diye geldi. Benim hiç aklım başımda yoktu. Çok perişandım. Sonra içeriye geldi. ‘Ben doktorum, seni muayene edip ilaç vereyim’ dedi. O esnada cüzdanım yeleğim cebinde idi. Aldı gitti. Cüzdanımda 3 bin lira vardı. Peşine yetişemedim. Paramız kalmadı, bilmiyorum ne yapacağız” dedi.
Olayın görgü tanığı Aziz Topal ise, “Bir siyah araba geldi bana ‘kara üzüm satıyoruz’ dedi. Bu mevsimde ne üzümü diye sordum. O anda da diğer arkadaşı Emin Şirin’in evine yöneldi. ‘Onlar koronavirüs hastası gitmeyin’ dedim. ‘Biz sağlıkçıyız’ dediler. Ben de ‘sağlıkçı adam üzüm satar mı’ diye sordum. Biraz konuştuk. Sonra ben eve gittim. Kısa süre sonra Emin Şirin’in sesi duydum. Dışarı çıkıp ne olduğunu sorduğumda soyulduğunu söyledi” diye konuştu
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
—————————
-Çiftin evinden görüntü
-Karantinadaki çiftin balkondaki görüntüleri
-Telefon ile olayı anlatmaları
-Köylülerden Aziz Topal’ın açıklamaları
-Genel ve detay görüntüler
Haber-Kamera: Fatih YILMAZ/TOKAT, (DHA)
==========================
3) DOLANDIRICILARIN ‘KOLTUK NUMARASI’ TUZAĞI
ANTALYA’nın Serik ilçesine bağlı Kadriye Mahallesi Muhtarı Süleyman Çalışkan, koronavirüs tedbirleri kapsamında yapılacak toplantı için sosyal mesafe nedeniyle telefondan mesajla koltuk numarası gönderildiğini ve onaylaması gerektiğini söyleyen kişi tarafından dolandırılmak istendiğini söyledi.
Kadriye Mahallesi Muhtarı Süleyman Çalışkan, dün saat 21.00 sıralarında telefonla arandığını ve Serik Kaymakamlığı’ndan aradığını söyleyen kişinin 9 Nisan Cuma günü saat 10.00’da Serik Belediyesi Konferans Salonu’nda toplantı yapılacağını, koronavirüs tedbirleri kapsamında sosyal mesafe nedeniyle telefondan mesajla koltuk numarası gönderdiklerini söylediğini aktardı. Muhtar Çalışkan, telefondaki kişinin, mesajda 5 haneli onay kodunun yazdığını, koltuk numarasının bu olduğunu, kodun onaylanması gerektiğini söyleyerek telefonu kapattığını kaydetti.
Verilen kodu onayladığını, ancak şüphelenince teyit amacıyla Serik Kaymakamlığı’nı aradığını söyleyen Muhtar Süleyman Çalışkan, böyle bir toplantı olmadığını öğrendikten sonra dolandırılmış olabileceğini düşündüğünü, tüm banka hesaplarını kontrol ettiğini, ancak şu ana kadar herhangi bir maddi kaybı olmadığını dile getirdi. Çalışkan, bu kişi ya da kişilerin başka muhtar ve vatandaşları arayarak dolandırıcılık yapabileceğini belirterek, tedbirli olunması gerektiğini aktardı.
Süleyman Çalışkan, “Benim herhangi bir maddi kaybım olmadı ama olmayacak diye bir kural yok. Herkes bu kişilere karşı dikkatli olsun. Bunlar kesinlikle insanları dolandırmak istiyor. Belki de yeni bir dolandırıcılık sistemi olabilir” dedi. Yasal yollara başvuracağını da aktaran Çalışkan, “Cumhuriyet Savcılığı’na suç duyurusunda bulunacağım” dedi.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
—————————
– Dolandırıcı ile muhtar arasındaki ses kaydı
– Muhtar Süleyman Çalışkan ile röportaj
– Genel ve detay görüntüler
HABER-KAMERA: Namık Kemal KILINÇ/SERİK,Antalya (DHA) –
===========================
4) KADIN GİRİŞİMCİ TEZEKTEN BİYOGAZ ÜRETTİ
ISPARTA’da özel bir hastanenin muhasebe bölümünde çalışan Sevgi Küçüksavlı (38), babasının besihanesinde hayvansal atık olan tezekten biyogaz üretmeye başladı. Küçüksavlı, 2018 yılında geliştirdiği bu projeyle Kadın Çiftçiler Tarımsal Yayım Projesi kapsamında birincilik ödülüne layık görüldü. Küçüksavlı, “Doğalgazı olmayan bir besihanede artık doğal gazımız var. Biz normal biyogazı dönüştürerek kombi sistemi yaptık. Mutfakta, ısınmada kullanıyoruz” dedi. Küçüksavlı, ödül aldığı projenin detaylarını Demirören Haber Ajansı’na (DHA) anlattı.
“Bu fikir kızımdan çıktı. Biz kent merkezinde yaşıyorduk. Babamın besihanesinden çalışırken, gübre taşıyorduk. Çiftçiler için gübre her zaman bir sorundur. Kokusu da, başka bir yere boşaltması da sorundur. Bu soruna nasıl çözelim diye düşünürken, Tarım ve Orman Bakanlığı’nın ‘Tarımda kadın girişimciler güçleniyor’ projesina katılmaya karar verdik. Hayvan gübresini değerlendirebilir miyim diye düşündüm. Araştırmam sonucunda hayvan gübresinden biyogaz yapıldığını öğrendim. Sonra bu projeyi geliştirmeye çalıştık.”
‘ARTIK BİR ‘DOĞAL GAZ’IMIZ VAR’
Türkiye’de 18 biyogaz tesisinin olduğuna dikkati çeken Küçüksavlı, bu tesislerin maliyetinin ise milyon eurolar seviyesinde dolduğunu, malzemelerinin yurt dışından geldiğini söyledi. Kendisinin böyle bir maliyeti karşılamasının mümkün olmadığını anlatan Küçüksavlı, “Buradaki bütün parçaları yurt içinden tek tek temin ettik. Karıştırıcıyı Konya’dan getirdim. Bazı biyogaz borularını Bursa’dan getirdik. Deneme yanılma yöntemiyle bu tesisi oluşturduk. Doğalgazı olmayan bir besihanede artık bir ‘doğal gaz’ımız var. Yatırım maliyetinin ardından bize fatura göndermeyen bir sistemimiz var” diye konuştu.
‘MUTFAKTA, ISINMADA KULLANIYORUZ’
Tarım ve Orman Bakanlığı’ndan proje ile ilgili birincilik ödülü aldığını belirten Sevgi Küçüksavlı, KOSGEB’den de ticari destek aldığını söyledi. Küçüksavlı, kurduğu küçük tesiste nasıl biyogaz ürettiğini ise şöyle anlattı:
“Tezekleri alıyoruz. Çamur kuyusuna atıyoruz. Burada karıştırıcı makineleriyle karıştırıyoruz. Makineler yardımıyla orta kuyumuz var. Orta kuyumuza aktarıyoruz. Orada sıcaklık, nem ve oksijen dengesi var. 24 saatte 40 metreküp kadar gaz üretiyor. O gazı da borular yardımıyla özel bir balona aktarıyoruz. Oradan da 24 saat içinde biyofermantik gübre çıkıyor. Normalde bu gübrenin bitkilere zarar vermemesi için 2 yıl güneşin altında yanması gerekiyor. Biz bunu 24 saat içerisinde o toprak üzerinde yanandan, mineral dengesi zengin bir hale dönüştürüyoruz. Ondan sonra bu gübreyi değerlendiriyoruz. Kimyasal gübre kullanımını azaltıyoruz. Toprağın mineral ve potasyum dengesini zenginleştiriyoruz. Büyük bir kuraklık söz konusu. Bu kuraklığın da bir nevi önüne geçmiş oluyoruz. Çünkü toprağın su dengesini de sağlıyoruz. Otomasyonlu sistemle çalışıyoruz. Elde ettiğimiz biyogazı mutfakta, ısınmada kullanıyoruz. Bölgede çok tezek var. Bu sistem sadece mutfak tüpü ve ısınmak için kullanılabilecek bir sistem değil. Etrafımdan bunu kurmamı isteyenler var ama anlamadıkları nokta bir evin ısınması için kullanırsanız 10- 13 senede anca kendisini amorti eder.”
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
—————————
– İnek gübresinin atıldığı havuzlar ve borulardan görüntüler
– Gazın depolandığı odadaki uyarı yazılarından görüntü
– Havuz içindeki bağlantı borularından görüntüler
– Havuzların yan yana görüntüsü
– Gazın depolandığı merkez ve minik deponun görüntüsü
– Sevgi Küçüksavlı ile röportaj
– Sevgi Küçüksavlı havuzları gösterirken görüntüsü
– İneklerin bulunduğu bölümden görüntüler
HABER-KAMERA: Ali ÇEVİKBAŞ/ISPARTA,(DHA)
=================================
5) ŞEHİT POLİSİN MEZARINA İKİ OĞLUNDAN ZİYARET
KAYSERİ’de Yusuf (6) ve Ramazan Kırboğa (5) kardeşler, Türk Polis Teşkilatının 176’ncı kuruluş yıl dönümünde şehitlikte düzenlenen törene katılarak, 2016 yılında şehit olan polis babaları Ramazan Kırboğa’nın kabrini ziyaret etti.
Polis Haftası etkinlikleri kapsamında Asri Mezarlıktaki şehitlikte tören düzenlendi. Törene İl Emniyet Müdürü Kamil Karabörk, Hacılar Belediye Başkanı Bilal Özdoğan, polis memurları ve şehit aileleri katıldı. Törende şehitler için Kuran-ı Kerim okunarak, dua edildi. 2016 yılında İstanbul Vezneciler’deki terör saldırısında şehit olan çevik kuvvet polisi Ramazan Kırboğa’nın oğulları Yusuf ve Ramazan Kırboğa da törende yer aldı. Polis üniforması giyen iki kardeş, babalarının mezarında dua etti. Şehidin ağabeyi Mehmet Ali Kırboğa, “2016 yılında kardeşimi bu vatan için şehit verdik. Emanetleri olan yavrularını Allah ömür verdiği sürece biz bakacağız. Devletimiz her zaman yanımızda, Allah hepsinden razı olsun. Şehit ağabeyi olmaktan gururluyum” dedi.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
—————————-
– Polis şehitliğinden görüntü
– Kuran tilaveti ve dua görüntüsü
– Şehit yakınlarının mezarı başında görüntüsü
– Babasını görmeyen şehit çocuğu Ramazan ve ağabeyi Yusuf’tan görüntü
– Polislere selam vermelerinden görüntü
– Amca Mehmet Ali Kırboğa röportaj
– Genel ve detay görüntüler
Haber: Yasin DALKILIÇ – Kamera: Melih KAMIŞ /KAYSERİ, (DHA)
======================================