1) ANTALYA’DA İKİ OTOMOBİLİN ÇARPIŞTIĞI KAZA KAMERADA; 4 YARALI
ANTALYA’da, iki otomobilin çarpıştığı kazada 1’i ağır 4 kişi yaralandı. Kaza anı, çevredeki bir iş yerinin güvenlik kamerasına anbean yansıdı.
Kaza, akşam saatlerinde Konyaaltı ilçesi Öğretmenevleri Mahallesi’ndeki 17. Cadde ile Anadolu Caddesi kesişiminde meydana geldi. 17. Cadde istikametinden gelen Feyzullah Göktürk’ün kullandığı 07 EEA 70 plakalı otomobil, iddiaya göre ışık ihlali yapınca Anadolu Caddesi’nden gelen Çetin Telli yönetimindeki 07 CTN 76 plakalı otomobile yan tarafından çarptı. Çarpmanın etkisiyle Telli yönetimindeki otomobil kaldırıma doğru savrularak durabildi.
Kazayı görenler araçların yanına giderek, Telli’nin kullandığı otomobilde sıkışan adı öğrenilemeyen kadını ve Çetin Telli’yi bulundukları yerden çıkarmaya çalıştı. Çevredekiler, otomobilin üzerine çıkıp emniyet kemerini keserek kadını araçtan çıkarttı. Olay yerine gelen ve itfaiye ekipleri tarafından çıkartılan Çetin Telli de ambulansa alınarak hastaneye kaldırıldı. Çetin Telli ambulansa alınırken, “Arkadaşım iyi mi, ona bakar mısınız?” dedi. Adı öğrenilmeyen kadın ise tedavisi için Akdeniz Üniversitesi Hastanesi’ne götürüldü. Kazayı hafif yaralı atlatan Feyzullah Göktürk ve yanındaki Hasan Nirvan ise tedbir amaçlı hastaneye kaldırıldı.
‘KADINI ÖLDÜ DİYE DÜŞÜNDÜK’
Kazayı görenlerden Mehmet Yaşar, “Yukarıdan gelen araç diğer araca çarparak takla attırdı. Araçtaki kadın sağdan sola, şoför de arkaya doğru savruldu. Kadını öldü diye düşünerek emniyet kemerini kesip camdan çıkarttık. Yardımcı olduk ambulansla gönderdik” dedi.
Kaza anı ise çevredeki bir iş yerinin güvenlik kamerasına yansıdı. Görüntülerde araçların çarpışma anı ve çevredekilerin yan yatan araçta sıkışan kişileri çıkarmaya çalışması yer aldı.
VATANDAŞLAR SOSYAL MESAFEYİ UNUTTU
Kaza anında sokağa çıkan vatandaşlar ise sosyal mesafe ve maske kuralını hiçe saydı. Birçok kişinin sokağa çıktığı kazada bazı vatandaşlar ise cep telefonlarıyla kaza yerini görüntüledi.
Kazayla ilgili soruşturma başlatıldı.
Görüntü Dökümü
——————-
-İtfaiye ekipleri detay
-Polis detay
-Yaralı Telli’nin çıkartılması detay
-Yaralılar detay
-Yan yatan otomobil detay
-Vatandaşlar detay
-Kaza yeri detay
-Güvenlik kamerası görüntüler detay
-Otomobillerin çarpışması detay
-Genel detaylar
HABER-KAMERA: Adem AKALAN/ANTALYA, (DHA)
=================================
2) VATİKAN’IN DİJİTAL ARŞİVİNDE YUNUS EMRE’NİN GÜN YÜZÜNE ÇIKMAMIŞ YENİ DİVANI BULUNDU (2)
‘BU YENİ BİR NÜSHA’
Burdur Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi (MAKÜ) Fen Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Himmet Büke, Vatikan’ın dijital arşivindeki el yazması eserleri tararken Yunus Emre’ye ait yeni bir divan buldu. Yaklaşık 400 sayfalık divanda Yunus Emre’nin 200’ün üzerinde şiirinin yer aldığını söyleyen Doç. Dr. Himmet Büke, “Gerek dil tarihimiz gerek kültür tarihimiz açısından Anadolu’daki Türk varlığının en önemli isimlerinden birisi Yunus Emre. Bizim bu nüshaları bulmamızdan hemen birkaç hafta sonra 2021 yılı UNESCO tarafından Yunus Emre yılı, akabinde de Cumhurbaşkanlığı tarafından Yunus Emre ve Türkçe yılı olarak ilan edildi. Bizim bu nüshayı bulmamız bu açıklamalardan yaklaşık 5 ay önce olduö dedi.
‘YUNUS EMRE DİVANI İBARESİ BULUNUYORDU’
Çalışmalarının genel itibarıyla eski Anadolu Türkçesi ve Klasik Osmanlı Türkçesi dönemleri olduğunu söyleyen Doç. Dr. Büke, “Çalıştığımız eserler genelde el yazması eserler. Türkçe yazılmış el yazması eserler üzerine çalışıyoruz. Daha önce Fransa Milli Kütüphanesi’ndeki el yazması eserleri taramıştık. Daha sonra Vatikan Kütüphanesi’nin erişime açılan dijital arşivine ulaştık. Bu arşivin Türkçe el yazmaları bölümünde yaklaşık 200’ün üzerinde eseri taradık ve eser taramalarım sırasında bir eserin de Yunus Emre’ye ait olduğunu fark ettik. Çünkü eserin alt kısmında ve giriş kısmında zaten ‘Yunus Emre Divanı’ ibaresi bulunuyordu. İçeriğine baktığımızda, şiirleri incelediğimizde bu divanın Yunus Emre Divanı olduğunu görmüş olduk. Bu yeni nüsha bu şekilde ortaya çıkmış olduö diye konuştu.
‘EKSİĞİ OLMAYAN NÜSHALARDAN BİR TANESİ’
Yunus Emre’nin bugüne kadar yurt içi ve yurt dışı nüshaları olmak üzere takriben 30’un üzerinde nüshası olduğundan bahseden Doç. Dr. Himmet Büke, şöyle devam etti:
“Bunların bir kısmı sağlam, bir kısmı ise daha az şiir var ya da eksik durumda. Bizim bulduğumuz nüsha ‘Müretteb’ dediğimiz sağlam şekilde duran yani eksiği olmayan nüshalardan bir tanesi. Yunus’a ait takriben 200 şiir var ve 196 varak yaklaşık 400 sayfaya yakın bir eser. İçinde Yunus’un olduğu kesin olan şiirler de var. Bazı şiirler de şu an için tartışmaya açık. Hangi şiirlerin Yunus’a ait olduğu da yıllardır süregelen bir tartışma. Dolayısıyla bu 200’e yakın şiir bugün ortaya konularak okuyucuların ve araştırmacıların takdirine sunuldu.ö
‘ÇALIŞMAMIZ SONUCU BU ESER ORTAYA ÇIKMIŞ OLDU’
Yunus Emre ile alakalı Eskişehir’de çok önemli ve kıymetli bir program sempozyuma katıldıklarını ve burada Yunus Emre nüshasını açıkladıklarını kaydeden Doç. Dr. Himmet Büke, “Bu nüsha yeni bir nüsha. Bu nüshadan daha önce sadece 1991 yılında Hollanda Leiden Üniversitesi Öğretim Üyesi Barbara Flamel bahsediyor, ‘Vatikan nüshası’ diyor ama eserin ne olduğu, kaç sayfa olduğu, içeriği, hangi şiirlerinin bulunduğu, yazı tipi, dil özellikleri açısından herhangi bir bilgi verilmemiş. Dolayısıyla bizim bu çalışmamız sonucu bu eser ortaya çıkmış olduö dedi.
‘YUNUS EMRE’NİN VEFAT TARİHİ DE 842 OLARAK BELİRTİLİYOR’
Yunus Emre ile ilgili pek çok çalışma olduğunu ve bunun ilk olarak Fuat Köprülü tarafından 1912 yılında yazılan makale ile başladığını anlatan Doç. Dr. Himmet Büke, şunları kaydetti:
“Devamında yine Fuat Köprülü’nün yazdığı ‘Türk Edebiyatı’nda İlk Mutasavvıflar’ isimli eserle devam ediyor ve bu 110 yıllık süre içerisinde Yunus’la ilgili sayısı binleri bulan yayın vardır. Yunus Emre’nin hayatı da bilinmezliklerle dolu. Ne zaman nerede yaşadığı, ailesi ve hayatıyla ilgili, doğum ve ölüm tarihi konusunda çeşitli bilgiler, farklı iddialar var. Biz bu arşiv taramalarımız sırasında bir yeni belgeye daha ulaştık. Bir el yazma eserde bir sayfalık bölümde önemli şeyhlerin, tarikat büyüklerinin vefat tarihleri verilmiş. Bu belgede Akşemseddin’in vefat tarihiyle Emir Sultan’ın vefat tarihi arasında Yunus Emre’nin de vefat tarihi de 842 olarak burada belirtiliyor. Tabii ki daha önce Adnan Sadık Erzi’nin Beyazıt Umumi Kütüphanesi’nde bulduğu belgede başka bir tarih var. Dolayısıyla bu belgeler de yeniden araştırmacılar tarafından yapılacak yeni araştırmalara kapı aralayacaktır. Burada bizim Yunus Emre hakkında ‘çok yeni, çok bilinmez bilgilere ulaştık’ gibi bir iddiamız yok. Mevcut bilgilerle devam ediyoruz ama bu yeni nüsha Yunus Emre Divanı ile ilgili çalışmalarda yeni, müracaat edilecek bir kaynak olarak bir iki ay içerisinde okuyucusuyla buluşacak.ö
Görüntü Dökümü
————–
– Himmet Büke bilgisayarda çalışırken
– Himmet Büke Kütüphanede kitapları ile
– Himmet Büke ile röportaj
– Bilgisayarda çalışırken
HABER- KAMERA: Mesut MADAN/BURDUR, (DHA)