SİLOPİ’DE ZİRAİ İLAÇ ATIKLARI DOĞAYI KİRLETİYOR
ŞIRNAK’ın Silopi ilçesinde zirai ilaç ambalajlarının doğaya atılması çevre kirliliğine neden oluyor. Ziraat Mühendisi Ebubekir Çağlın belediye, kaymakamlık veya valilik öncülüğünde geri dönüşüm tesislerinin kurulması gerektiğini söyledi.
Silopi’de zirai ilaç ambalajları tarımda kullanıldıktan sonra arazi, nehir, akarsu ve su kanallarının yanına bırakılıyor. İnsan ve hayvanların yararlandığı su kaynaklarına karışan zirai ilaç ambalajları insan ve hayvan sağlığının yanı sıra doğa açısından büyük tehdit oluşturuyor. Ziraat Mühendisi Ebubekir Çağlın, ülkede tonlarca zirai ilaç kullanımının olduğunu ve bazı çiftçilerin ilaç ambalajlarının tarla başına, su kaynaklarının kenarına bırakmasının tehlike oluşturduğunu söyledi.
Atık ambalajların doğa, insan ve hayvan sağlığını tehdit ettiğini ifade eden Çağlın, “Bu ilaçlar insan ve hayvanların yararlandığı suya karışabiliyor. İlaçlar toprağa karıştığı zamanda, bu da toprak altı canlılarına zarar verebiliyor. Gaz haline gelen ilaçlar var, hava yoluyla insan ve hayvanlara zarar verebiliyor. Bitkilere zarar verebilen ilaçlarda var. Bunlar sağlığa da zara verebilirö dedi.
Çağlın, “Çevre kirliliğinin önlenebilmesi için belediye, kaymakamlık veya valilik aracılığıyla zirai ilaç bayileri ve çiftçilerle bir araya gelinip zirai atık merkezleri oluşturulabilir. Çiftçilerimiz kullandığı zirai ilaçların ambalajlarını belirli bir karşılık veya gönüllü olarak geri dönüşüme kazandırılmak üzere buraya bırakılabilir. Benim fikrim, doğa kirliliğine engel olabilmek için teşvik amaçlı belirli bir maddi karşılıkla bu yapılabilirö diye konuştu.
Görüntü Dökümü
———–
Sulama kanalı
Tarlalara atılan zirai ilaç atıkları
Ziraat Mühendisi Ebubekir Çağlın’ın konuşması
Atıklardan detaylar
Genel ve detay görüntüler
Haber-Kamera: Mehmet Selim YALÇIN/SİLOPİ(Şırnak),(DHA)
==========
DENİZDE GÖRÜLDÜĞÜ İDDİA EDİLEN CİSİM İÇİN ARAMA YAPILDI
BARTIN’ın İnkum tatil beldesinde, kıyıdan 100 metre açıkta deniz üzerinde görüldüğü iddia edilen bir cisim için dalgıçlar arama yaptı. 2 saat süren aramada herhangi bir bulguya rastlanmadı.
İnkum tatil beldesinde akşam saatlerinde kıyıdan 100 metre açıkta suyun yüzeyinde siyah bir cisim gördüklerini iddia eden vatandaşlar, durumu jandarmaya bildirdi. İnkum tatil beldesine gelen Sahil Güvenlik Batı Karadeniz Grup Komutanlığı dalgıçları denizde arama yaptı. Jandarma ekipleri de kıyıda fenerlerle arama yapmasına rağmen bir sonuca ulaşamadı. Herhangi bir bulguya rastlanmazken, 2 saat süren çalışmalar sonlandırıldı.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
-Sahildeki ekipler
-Karada yapılan aramalar
-Dalgıçlarda görüntü
-Denizde yapılan aramalar
-Dalgıçların denizden çıkması
Haber-Kamera: Ayhan ACAR/BARTIN,(DHA)
=======
MOTOSİKLETİYLE KAZA YAPAN LİSELİ YARALANDI
Burdur’da lise son sınıf öğrencisi Fatih Kerem Ö. (17) motosikletiyle geçirdiği kazada yaralandı.
Dün saat 18.30’da Bozkurt Mahallesi TOKİ Konutları Kavşağı’nda meydana gelen kazada Fatih Kerem Ö. yönetimindeki 10 ABD 125 plakalı motosiklet, Süleyman B. (29) yönetimindeki 15 EG 076 plakalı hafif ticari araçla çarpıştı. Kazada yaralanan Fatih Kerem Ö., çevredekilerin haber vermesi üzerine gelen sağlık ekipleri tarafından ambulansla Burdur Devlet Hastanesi’ne götürülerek tedaviye alındı. Kazaya karışan araçlar ise yoldan kaldırıldı.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
————–
– Yaralıya müdahale edilmesi
– Kazaya karışan motosiklet ve araç
– Yaralının ambulansa götürülmesi
– Ambulansın gidişi
– Hastane dış görünüş
HABER- KAMERA: Mesut MADAN/BURDUR,(DHA)
========
ACİL TIP TEKNİSYENİN HAYVAN SEVGİSİ YÜREK ISITIYOR
İZMİR’de yaşayan 32 yaşındaki Acil Tıp Teknisyeni Halime Gürsoy, yoğun iş temposundan artan zamanında ormanlık alanda yaşayan sokak köpeklerini besleyip, gerekli tedavilerini yapıp, kısırlaştırmalarını sağlıyor. Ayrıca evini de 12 kedi, 4 köpek ile paylaşan Gürsoy, beslediği can dostlarından bazılarının kendisinde derin bir iz bıraktığını belirtip, “Elimden geldiğince hepsine sahip çıkıyorum. 200’ün üzerinde hayvan sahiplendirdim. Bir o kadar da kedi ve köpeğin kısırlaştırılmasını sağladım” dedi.
İzmir’de 112 Acil Servis’te 10 yıldır paramedik olarak çalışan Halime Gürsoy, Mesaiden arta kalan vakitlerinde ve hafta sonları sokak hayvanlarıyla ilgileniyor. Kendisini sokak hayvanlarına adayan yaz, kış demeden ormanlık alan ve sokakları gezip, sahipsiz can dostlarını besliyor. Onlara mama ve su verip, gerekli tedavilerini yapıp, kısırlaştıran Gürsoy, hayvanlara olan sevgisinin 5 yıl önce kapısının önünden ayrılmayan bir kedi sayesinde başladığını söyledi. Aslında çocukluğundan beri hayvanlarla arasının iyi olmadığını belirten Gürsoy, kapısının önünden ayrılmayan o kedinin kendisini için kırılma noktası olduğunu belirtip, “Kedilerden korkar, köpeklerin de yanına yaklaşamazdım. İlk olarak bir kedi beni sahiplendi. Sonrasında sokakta bulduğum yaralı bir köpeğe yardım etmeye başladım. Tedavisini yapıp ‘Leon’ adını verdim.
Şimdi evimde besliyorum. Zamanla evime aldığım hayvanların sayısı arttı. Şu an evimde 12 kedi, 4 köpeğim var. Sayıları bazen artıyor. Nöbetlerimin haricindeki zamanlarda, gün aşırı da dağlarda gezip, oralara atılmış sokak köpeklerini besliyorum. Onlarla aramda güçlü bir bağ oluştu” dedi
Beslediği can dostları içinde bazılarının kendisinde derin izler bıraktığını anlatan Halime Gürsoy, “Dağda, ‘Karla’ adında bir köpekle karşılaşmıştım. Veterinere götürdüğümde, tecavüz mağduru olduğunu öğrendim. Karla’ya çok üzülmüştüm. Dağlara atılan köpekler içinde yavru olanlar bile var. Ama benim için en özeli Karla. Tedavisi sonrasında Karla’yı da sahiplendirdim. Şimdi çok güzel bir hayatı var. Bunun dışında çeşitli nedenlerle kör kalmış köpeklerim var. Engelli ve yaralı sokak hayvanlarına daha fazla önem veriyorum. Elimden geldiğince hepsine sahip çıkmaya çalışıyorum” diye konuştu.
Bugüne kadar 200’ün üzerinde hayvanı sahiplendirdiğini, bir o kadar da kedi ve köpeğin kısırlaştırılmasını sağladığını anlatan Gürsoy, şöyle devam etti:
“Benim yaptığım merhamet olmasa yapılmayacak bir iş. Nöbet sonraları onlara zaman ayırmak çok zor oluyor. Ama şunu biliyorum ki ben gitmezsem onlar dağda aç kalacak. Dağlada çok fazla yaralı, yürüyemeyecek durumda hayvan var. Onlara arkamı dönüp, gidemiyorum. Onlar da bana alıştı. Daha aracımın sesini duyar duymaz, peşime takılıyorlar. Artık, tanıyorlar beni. Yemekten önce sevgi bekliyorlar. Tek istedikleri biraz sevgi. Can dostlarını besleğim zaman kendimi huzurlu hissediyorum. İşte o zaman ne kadar yorgun olursam olayım, rahat bir uyku uyuyabiliyorum.”
Sokak hayvanları için aylık ortalama 4 bin lira mama parası verdiğine dikkati çeken Gürsoy, sosyal medyadaki ‘sokak_patidostu’ sayfası aracılığıyla da daha fazla can dostuna ulaşmayı hedeflediğini de kaydetti. Hayvan severlerle iş birliği halinde olduğunu vurgulayan Gürsoy, bir dernek kurma çalışmaları olduğunu da söyledi.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
-Halime Gürsoy’un Acil Sağlık Hizmetleri İstasyonu’nda vaka haberi alıp ambulansa binmesinden görüntü
-Halime Gürsoy’un evinde beslediği hayvanlardan görüntü
-Gürsoy’un aracına mama yüklemesinden görüntü,
-Gürsoy’un dağlık alanlardaki hayvanları beslemesinden görüntü
– Halime Gürsoy ile röp.
Haber: Nevra UÇKAÇ – Kamera: Mücahit BEKTAŞ / İZMİR, DHA)
===========
MARDİN’DE YAŞAYAN KÜLTÜR VE SANAT MÜZESİ AÇILDI
MARDİN’de Yaşayan Kültür ve Sanat Müzesi açıldı. Kente özgü telkari, bakırcılık ve badem şekeri gibi sanatların uygulamalı olarak ziyaretçilere sunulduğu müzede, reyhani oyunu gösterisi ve erbane dinletisi veriliyor.
Mardin Turizm ve Otelciler Derneği Başkanı Özgür Güngör, daha önce kentte böyle bir organizasyonun olmadığını, bunun ilk kez kendilerinin gerçekleştirdiklerini belirtti. Müzenin kar amacı gütmeyen bir organizasyon olduğunu belirten Güngör, “Bu tamamıyla Mardin turizmine katkı sunmak amacıyla yapılan bir organizasyondurö ifadelerini kullandı. Yaşayan Müze’nin Mardin için çok geç kalınmış bir çalışma olduğuna işaret eden Güngör, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Mardin’in kültürünü ve sanatını aynı anda ve aynı çatı altında görsel bir şeklinde misafirlerimize anlatıyoruz. Bakırcı, telkâri, badem şekeri atölyelerimiz var. Buraya gelen misafirlerimiz bakırcılığın ne olduğunu, nasıl işlendiğini, telkârinin ne olduğunu, nasıl yapıldığını ve badem şekerinin nasıl yapıldığını görsel görüyorlar. Bunun yanı sıra Mardin’e özgü reyhani oyununu, ne mana taşıdığını görme fırsatı buluyorlar. Dengbejlerimiz var, onların ne anlama geldiğini, dengbejliğin ne olduğunu öğreniyordlar. Bunları yapmamızın sebebi Mardin’e gelen ziyaretçilerimiz, turistlerimiz bu meslekleri bu kültürü, sanatı ve ustalığı bir çatı altında görmelerini sağlamaktır. Gelen Turistler de gerçekten mutlular. Buna da Yaşayan Kültür ve Sanat Müzesi ismini koyduk. 1 Eylülden bu yana ziyaretçi almaya başladık.”
Görüntü dökümü
———————————–
Bakırcı ustasından çalışırken…
Telkarı utsası calısırken…
Erbane esntrüman çalıp şarkı söylerken
Özgür Güngör Konuşması
Kurşun dökülürken
Kurşun döktüren Seçkin Acar konuşması
Rehyani oyunu sergilenirken
Genel ve detay görüntüler
Haber-Kamera: Selim KAYA/MARDİN,(DHA)
================