Notice: Function _load_textdomain_just_in_time was called incorrectly. Translation loading for the jetpack-boost domain was triggered too early. This is usually an indicator for some code in the plugin or theme running too early. Translations should be loaded at the init action or later. Please see Debugging in WordPress for more information. (This message was added in version 6.7.0.) in /home/haberolduk/domains/haberolduk.com/public_html/wp-includes/functions.php on line 6114

Notice: Function _load_textdomain_just_in_time was called incorrectly. Translation loading for the jetpack domain was triggered too early. This is usually an indicator for some code in the plugin or theme running too early. Translations should be loaded at the init action or later. Please see Debugging in WordPress for more information. (This message was added in version 6.7.0.) in /home/haberolduk/domains/haberolduk.com/public_html/wp-includes/functions.php on line 6114
DHA YURT BÜLTENİ – 3 – Haberolduk.com – Son Dakika Haberler

DHA YURT BÜLTENİ – 3

dha-yurt-bulteni-3-tSGH7cDh.jpg

1) BU MAHALLEDE HİÇ KORONAVİRÜS VAKASINA RASTLANMADI

MARDİN’in Midyat ilçesinin kırsal Pelitli Mahallesi’nde şu ana kadar koronavirüs vakasına rastlanmadı. Yaklaşık 500 kişinin yaşadığı mahallede vatandaşlar, maske, mesafe ve hijyen kurallarına uyduklarını, misafir kabul etmediklerini söyledi.
Midyat’ın 70 haneli kırsal Pelitli Mahallesi’nde, pandemi boyunca koronavirüs vakasına rastlanmadı. Yaklaşık 500 kişinin yaşadığı mahallede cami hoparlörlerinden tedbirlere uyulması yönünde sürekli uyarılar yapılıyor. Mahalle muhtarı ile ileri gelenler de ev ev dolaşarak uyarıda bulunuyor.
‘ARAMIZA YABANCI SOKMADIK’
Pelitli Mahallesi Muhtarı Mehmet Acar, koronavirüse yönelik alınan tüm tedbirlere uydukları için vakaya rastlanılmadığını söyledi. Mahalleliyi sürekli uyardıklarını ve misafir kabul etmediklerini aktaran Acar, “Koronavirüs tedbirleri kapsamında verilen talimatları yerine getirdik. İnsanları uyardık ve her zaman uyarıyoruz. Aramıza yabancı sokmadık, misafir kabul etmedik, çarşıya da çok gitmiyoruz. Mahallelileri ikaz ediyoruz. Bu uyarılarımıza herkes uydu. Onun için bu süreci güzel atlattık Allah’a şükür” dedi.
‘FAZLA GEZMİYORUZ, KURALLARA UYUYORUZ’
Mahallede oturan Mahsun Akan ise mahalleliler dışında kimseyle temasta bulunmadıklarını ifade ederek, “Bütün uyarılara ve talimatlara uyuyoruz, tedbirlerimizi alıyoruz. Birbirimize tavsiyede bulunuyoruz. Şehre gittiğimizde yine maskeli ve mesafeli korunarak işlerimizi görüyoruz ve hemen dönüyoruz. İnsanların içinde gezmiyoruz. Köylüler kendi ihtiyacını görüp evine gidiyor. Çoğumuz akrabayız ama yine birbirimize mesafe koyarak konuşup sohbet ediyoruz. Çevre köylerin çoğu karantinaya alındı ama bizim köyümüzde bugüne kadar hastalık bulaşmadı Allah’a çok şükür” diye konuştu.

Görüntü Dökümü
———————–
-Muhabir Mehmet Mucahit CEYLAN’ın anonsu
-Pelitli köyü
-Köyün camisinden korona tedbirleri anonsu
-Köy Muhtarı Mehmet Acar ile röp
-Köy sakini Mahsun Akar ile röp
-Köyün ileri gelenlerinin köyü dolaşması
-Köyden görüntüler
-Genel ve detay

Haber-Kamera: Mehmet Mucahit CEYLAN- Selim KAYA- Mehmet Halis İŞ/MARDİN, (DHA)

=======================================================

2) RİZE- ARTVİN HAVALİMANINA 10 KATLI BİNA YÜKSEKLİĞİNDE DENİZ DOLGUSU
SUALTINDAKİ DALGIÇLARIN  GÖZETİMİNDEKİ DOLGU ÇALIŞMALARI İLK KEZ GÖRÜNTÜLENDİ
 
ULAŞTIRMA ve Altyapı Bakanlığı’nca 1000 hektarlık alanda projelendirilen, tamamlandığında Türkiye’nin deniz dolgusuna inşa edilecek 2’nci havalimanı olacak Rize-Artvin Havalimanı’nda pistlerin beton kaplamasına geçildi. Altyapıda yüzde 90’ı tamamlanan projede, 10 katlı binaya eş değer yükseklikte denize dolgu yapılıyor. Rize Valisi Kemal Çeber, mühendislik harikası ile karşı karşıya olduklarını belirterek, “Tamamı deniz dolgusu olan havalimanın ortalama derinliği 16,5 ile 18 metre arası. En derin yeri ise 28 metre yani 10 katlı apartman boyutunda dolgular yapıyoruz” dedi.
Rize’nin Pazar ilçesine bağlı Yeşilköy’de, Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’nca 1000 hektarlık alanda projelendirilen Rize-Artvin Havalimanı’nın temeli, 3 Nisan 2017’de, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından atıldı. Havalimanı için kamyonlarla gece gündüz malzeme taşınan alanda, deniz dolgusuna devam ediliyor. Günlük 120 bin tona yakın dolgunun yapıldığı havalimanı inşaatında, bu çalışmalar ile beraber terminal binalarının inşaatı sürüyor. Proje sahasına 3 kilometre uzaklıktaki Kanlımezra ve 7 kilometre uzaklıkta olan Tektaş taş ocaklarından kamyonlarla taşınan taşlar, bağlantı yolu ile denize dökülüyor.
DALGIÇLAR GÖZETİMİNDE DOLGU
Mendireğin iç alanı yaklaşık 2 milyon metrekare olacak ve toplam 2 milyon 400 bin metrekarelik deniz dolgusu yapılacak. Ortalama derinliği 16,5 ile 18 metre arasında olan deniz dolgu alanında, 28 metre derinliğe kadar dolgu yapılıyor. Dolgu çalışmaları, deniz altında sismik cihazlarla ölçümlerin ardından akıntı ve dalga hesaplamalarına göre dalgıçların denetiminde yürütülüyor. 10 katlı bina yüksekliğine eş değer yapılan deniz dolgusunun yüzde 90’ı tamamlandı. Pistlerin beton kaplamasına geçilen havalimanının üstyapı inşaatlarında ise yüzde 27 gerçekleşme seviyesine ulaşıldı. Yılda 3 milyon yolcu tarafından kullanılması beklenen Rize-Artvin Havalimanı’nın altyapı çalışmaları, 1 milyar 78 milyon liraya mal olacak.
‘HAVALİMANI İNŞAATI MÜHENDİSLİK HARİKASI’
Rize Valisi Kemal Çeber, Rize-Artvin Havalimanı’nda inşaatın hızlı devam ettiğini belirterek, “Havaalanında son düzlüğe girdik çok hızlı bir şekilde inşaatımız devam ediyor. Bu yıl sonunda havaalanını hizmete açıp uçaklarımızı indirmiş olacağız. 100 milyon ton dolgunun 91 milyon tonu bitti. Üstyapıda da yüzde 27’lere geldik. Artık binaların silüetleri görünüyor. Havaalanında teknik detaylar incelediğinizde ne kadar büyük bir mühendislik harikası ile karşı karşıya olduğumuzu görüyoruz. Pistte üzerine bastığımız malzemeden bir kat daha serilecek sonra asfalt işine geçilecek. 3 bin metrelik pist ve bu şekilde asfaltlanacak. ‘Geogrid’ diye adlandırdığımız doğada çözülmeyen ve bir anlamda bu asfaltı bohçalayan ve ilk kez burada kullanılan malzemenin serilmesinin ne kadar detaylı bir iş olduğunu biz de yerinde öğreniyoruz” dedi. 
10 KATLI BİNA YÜKSEKLİĞİNE EŞ DEĞER DOLGU
Birçok mühendislik tekniğinin ilk kez Rize-Artvin Havalimanı’nda kullanıldığını vurgulayan Vali Çeber, “Havalimanımızın derinliği ortalama deniz dolgusu yapılan havalimanlarından daha yüksek. Tamamı deniz dolgusu olan Rize-Artvin Havalimanı’nın ortalama derinliği 16,5 ile 18 metre arası, bu çok ciddi bir yükseklik ve en derin 27-28 metre yani 10 katlı bir apartman boyutunda dolgular yapıyoruz. Bunun için çok özel teknikler kullanmalıyız. Denizin dibindeki her türlü akıntıya ve her türlü dalgaya karşı tedbirler almanız lazım. Bunun için çok özel sismik cihazlar kullanılıyor, denizin dibi adeta nakış gibi işleniyor. Yani biz o dağlardan taşı toprağı getirip buraya doldurmuyoruz. Yerine göre özel malzemeler kullanıyoruz. Kademe kademe, büyüklüğüne göre dolgu malzemelerini kullanıyoruz. İlk kez yine burada kullanılan beton bloklarımız var. 18 tondan 45 tona kadar büyüklükleri olan bu beton blokları da buradaki fabrikada, yerinde üretiyoruz. Aslında bu havalimanımız içerisinde 2-3 tane de fabrikamız var. Gurur duyacağımız, onurla sunabileceğimiz bir havalimanı” diye konuştu. 
‘KULE ÇAY BARDAĞI OLACAK’
Vali Çeber, yıl sonunda havalimanının açılacağını belirterek, şunları söyledi: 
“3 milyon yolcu kapasiteli bir uluslararası havalimanında olması gereken özellikleri içerisinde barındıran ve şu anda dünyadaki en geniş gövdeli uçakların inebileceği nitelikte bir havalimanı. Aynı zamanda biz burada ilimizi yansıtacağız, ilimize özgü simgeleri de bu havalimanında kullanacağız. Giriş takı çay yaprağı, terminal binalarımızın dışı tamamen özgün Doğu Karadeniz ve Rize mimarisinin simgeleri şekilde olacak. Kulemiz çay bardağı şeklinde olacak. Havalimanımızın içerisinde çay müzemiz olacak, yanında çay tadım yerlerimiz olacak ve yine havalimanımızın her bir alanında Rize’mize özgü simgelerin bulunduğu materyalleri kullanacağız ve il olarak da bizim en önemli tanıtım noktalarından birisi olacak. İnşallah yıl sonunda uçağımız inmiş olacak. Sayın Cumhurbaşkanı’mız neredeyse hemen hemen günlük olarak takip ediyor. Çünkü hem bölgemiz için hem ilimiz için çok önemli bir yatırım. Doğu Karadeniz’in, Trabzon’la birlikte burayı düşündüğümüzde, kesintisiz hava ulaşımını sağlayacak mekanı; biz bu havaalanı ile birlikte sağlamış olacağız. İlimize ticaret, turizm, ekonomi ve sosyal hayat anlamında birkaç seviye birden atlatabilecek.” 

Görüntü Dökümü
———————–
-Deniz altında taşların dizilmesi
-Dalgıç detayları
-Drone detayı
-Pistte devam eden çalışma
-X beton detayları
-Üst yapı inşaatları
-Çalışan iş makinaları
-Rize Valisi Kemal Çeber röportaj
-Muhabir anonsu (Arzu ERBAŞ)

HABER:ARZU ERBAŞ KAMERA-DOĞANCAN İLEK/ RİZE-DHA

=======================================================

3) ÖLÜMLÜ KAVGADA BACANAKLAR ARASINDAKİ HUSUMETİN NEDENİ PARA MESELESİYMİŞ
 
ADANA’da husumetli olduğu bacanağı İsmail Aka’yı (33) öldüren Muhammed Sait Tarhan (39) ile kavgaya karıştığı belirtilen H.A. (17) tutuklandı. Tarhan’ın, 2 yıl önce motosikletle kaza yaptıktan sonra avukat arayan Aka’ya 5 bin TL’ye anlaşarak avukat ayarladığı ancak parayı alamadığı, bu nedenle iki bacanak arasında husumet oluştuğu belirtildi.
Olay, 3 Mayıs günü saat 17.00 sıralarında merkez Seyhan ilçesi Narlıca Mahallesi’nde meydana geldi. İsmail Aka, iş arkadaşı H.A. ile bir süredir husumetli olduğu bacanağı Muhammed Sait Tarhan’ın evine gitti. Bacanaklar arasında çıkan tartışma, kısa sürede kavgaya dönüştü. Kavga sırasında Tarhan ile Aka birbirlerini bıçakla yaraladı. Bu sırada H.A. da Tarhan’ı bıçakladı.
Tarhan’ın yakınlarının ihbarı üzerine adrese polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Sağlık görevlilerinin ilk müdahalelerini yaptığı yaralılar, hastaneye kaldırıldı. Göğsü ve boynundan yaralanan Aka, doktorların tüm çabasına rağmen kurtarılamadı.
İl Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube Müdürlüğü’ne bağlı Cinayet Büro Amirliği ekipleri, hastanedeki tedavisi tamamlanan Muhammed Sait Tarhan ile kavgaya karışan H.A.’yı gözaltına aldı.
2 YILLIK HUSUMET
Yaşanan kavganın 2 yıl önce başlayan husumete dayandığı ortaya çıktı. Ölen İsmail Aka’nın, çalıştığı iş yerinin motosikletiyle kaza yaptığı ve masrafı ödeyemediği, bu nedenle de mahkemelik olduğu belirtildi. Bunun üzerine Tarhan’ın, tanıdık bir avukat tuttuğu ve karşılığında da Aka’dan 5 bin TL komisyon istediği öne sürüldü. Davayı kaybeden Aka’nın, söz konusu parayı vermeyince ikili arasında o günden bu yana husumet bulunduğu iddia edildi.
Emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edilen Muhammed Sait Tarhan ile H.A. çıkarıldığı mahkemece tutuklandı.

Görüntü Dökümü
———————–
– Şüphelinin adli tıp birimine getirilmesi
– Adli Tıp Birimi tabelası
(ARŞİV)
– Olayın yaşandığı evin görüntüsü
– Polisin olay yerince inceleme yapması
– Polis ekiplerinden görüntüler

Haber: Anıl ATAR – Kamera: ADANA, (DHA)

=======================================================

4) İNCİ KEFALİ NÖBETİ
 
VAN Gölü’nün tuzlu ve sodalı suyunda yaşayan endemik tür inci kefalinin, üreme döneminde dere yataklarına yapacağı göç öncesi Tarım ve Orman Müdürlüğü ile jandarma ekipleri, kaçak avlananlara karşı 7/24 denetim gerçekleştiriyor. 
Alaska’daki somon balıkları gibi akıntının tersine yüzerek, derelere akın eden, yaklaşık 15 bin kişinin ekmek kapısı olan inci kefali, göç sırasında boylarını aşan engelleri de uçarcasına aşıyor. Göç yolunda görsel şölen sunan inci kefalinin korunması için de Tarım ve Orman İl Müdürlüğü ile jandarma ekipleri, 7/24 nöbet tutuyor. Tarım ve Orman İl Müdürü İbrahim Görentaş başkanlığındaki İl Müdür Yardımcısı Neşe Uğurlu Çabuker, Tarım ve Orman İl Müdürlüğü Balıkçılık ve Su Ürünleri Şube Müdürü Muhammet Demir, jandarma ve müdürlük ekipleri, inci kefali göçünün olacağı Edremit İlçesine bağlı Çiçekli Mahallesi’ndeki Engil Çayı’nda gece denetimde bulundu. Yağmura rağmen ellerinde fenerlerle kaçak balık avlayanları tespit etmek için kontrol yapan Görentaş ve ekipler, sabaha kadar denetimlerini sürdürdü. Ekipler, bir yandan da Van Gölü’nün sodalı suyundan çıkarak, yumurtalarını bırakmak için tatlı sulara göç hazırlığında olan balıkların ölümüyle ilgili de bilgi aldı. 
‘KAÇAK AVCILARA GÖZ AÇTIRMIYORUZ’
Denetimlere katılan Tarım ve Orman İl Müdürü İbrahim Görentaş, inci kefali için av yasağının başladığını belirterek, “Tarım ve Orman Müdürlüğü ile jandarma ekiplerimiz 7/24 balığı korumak için denetim yapıyorlar. Amacımız, Van Gölü’nün endemik bir türü olan inci kefalinin neslinin tükenmesini önlemektir. Giderek artan bilinç oluştu. Bu bilinçle balık boylarında artışlar olmuştur. Bu denetimlerimiz 7/24 devam etmektedir. Ekiplerimize araç takviyesi de yaparak çalışmalar sürüyor. Jandarma ekipleri ile birlikte en fazla avlanmanın yapıldığı çaylarda devriyeler atılıp, denetimler yapılıyor. Geçen yıl yapılan denetimlerde yaklaşık 80 ton ölü balık yakalandı, bir o kadarı da canlı olarak suya bırakıldı. Ekiplerimiz kaçak balık avlayanlara göz açtırmıyor. Balıkların tatlı sulara göç yolculuğu yavaş yavaş başlamış. Hava sıcaklığının biraz artmasıyla beraber daha da artacaktır. Bu dönemde sloganımız olan ‘Avlamıyoruz, almıyoruz ve satmıyoruz’. Tüm hemşehrilerimizin de bu anlamda bize yardımcı olmalarını rica ediyoruz” dedi.

Görüntü Dökümü
———————–
-Jandarma ekiplerinin denetim yapması
-Jandarma ve Tarım ve Orman İl Müdürlüğü ekiplerinden detaylar
-Gece saatlerinde akarsularda yapılan denetimler
-Ekiplerin ellerindeki el fenerleri ile denetim yapması
-Jandarma ekiplerinin güvenlik önlemlerinden detaylar
-Muhabir anonsu
-Ekiplerin akarsularda denetim yapması
-İl Tarım ve Orman Müdürü İbrahim Görentaş ile röportaj
-Jandarma ekiplerinin akarsularda nöbet tutması ve denetim yapması

HABER: Behçet DALMAZ- Orhan AŞAN /VAN, (DHA)- 

=======================================================

5) BARINAKTAKİ 72 AYININ DA İSMİ VAR
 
BURSA’da Ovakorusu Ayı Barınağı ve Rehabilitasyon Merkezi’ndeki 72 ayının da ismi bulunuyor. Ayılara genellikle, hareketleri, renkleri ve fiziklerine bakılarak isim verildiğini söyleyen Barınak Şefi Azizcan Sezer, “Umut ismini, gözleri silahla yaralanıp, kör olmasına rağmen hayata tutunan ayımıza verdik. Bacaklarından birini kaybeden ayımıza, ‘Cesur’ ismini koyduk” dedi.
Karacabey’de 1994 yılında kurulan, günümüzde bakıma muhtaç ayıların doğal ortamlarında yaşadığı Ovakorusu Ayı Barınağı ve Rehabilitasyon Merkezi’nde, toplam 72 ayı bulunuyor. Yetkililer, barınağa getirilen ayılara, hareketleri, renkleri ve fiziklerine bakılarak isim veriyor. Ayılara, ‘Brütüs, Hüsçük, Derya, Nazo, Umut, Cesur, Atılgan, Bitirim, Kocabaş, Mülayim, Depdep, Sindy, Arım, Balım, Gece ve Boncuk’ gibi isimler verdiklerini söyleyen Ovakorusu Ayı Barınağı Şefi Azizcan Sezer, “Umut ismini, gözleri silahla yaralanıp, kör olmasına rağmen hayata tutunan ayımıza verdik. Bacaklarından birini kaybeden ayımıza, ‘Cesur’ ismini koyduk. Diğerlerinde de bu şekilde ad verdik” dedi.
‘MİZAÇLARI İSİMLERİ KOYMAMIZDA ÖNEMLİ BİR FAKTÖR’
Barınakta 72 ayının bulunduğunu belirten Azizcan Sezer, “Bunların 62’si yetişkin, 6 tanesi yavru. Barınağımızda bulunan tüm bozayıların ismi bulunuyor. Buraya bozayılar yavruyken geldiklerinde, davranışlarına göre, karakterlerine ve görünüşlerine göre bakıcılarımız tarafından isim koyuluyor. Yaklaşık 5 yıl önce merkezimize ateşli silah yaralanmasına bağlı olarak bir bozayı getirildi. Yaptığımız kontrollerde görme yetisinin kaybolduğunu ve yüzünün belli yerlerinde felç şekillendiğini tespit ettik. Tedavisini yaptık, görmese de hayata tutundu. Biz de onun yaşama azmine karşılık ‘Umut’ ismini verdik. O günden beri merkezimizde bulunuyor. Ona özel bakım uyguluyoruz. Yine Artvin’de insanlar tarafından kurulan bir kapanda ayağı parçalandığı için operasyon ile ayağı ampute edilen ayı merkezimize nakledildi. İlk geldiği zaman biraz uyum problemi yaşadı. Sonrasında bakım sürecinde ortama alıştı. Çok atılgan ve hareketliydi. Biz de o yüzden ismini ‘Cesur’ koyduk. Adlarını koymamızda mizaçları önemli bir faktör oluyor. İsimlerinden en öne çıkanları Nazo, Bitirim, Atılgan, Memo, Derya, Berivan, Mülayim, Sindi, Depdep, Gece. Bunlar bizim ayılara koyduğumuz isimlerden bazıları” diye konuştu.

Görüntü Dökümü
———————–
-Ayılardan görüntüler
-Ayıların beslenmelerinden görüntüler
-Ayının dronu yakalamaya çalışmasından görüntü
-Detaylar
-Barınak Şefi Azizcan Sezer ile röp.

Haber: Muammer İRTEM – Kamera: Semih ŞAHİN/ BURSA,(DHA)

=======================================================

6) ‘YAPIŞMAZ’ ÖZELLİKTEKİ TAVA VE TENCERELER YÜKSEK ISIDA ZARARLI GAZLAR YAYIYOR
 
ÇUKUROVA Üniversitesi (ÇÜ) Fen Edebiyat Fakültesi Kimya Bölümü Başkanı Prof. Dr. Emel Yıldız, alüminyum ya da demir üzerine yapılan kaplama ile ‘yapışmaz’ özellikte tava ve tencereler üretildiğini belirterek, bu ürünlerin yüksek ısıya ulaşmalarıyla zararlı gazların açığa çıktığına dikkat çekti. Bu gazların alerjik bünyeleri daha çok etkileyerek görmede bulanıklaşma, solunum güçlüğü, ateş ve öksürük gibi sıkıntılar oluşturabileceğini söyleyen Yıldız, alüminyum üzerine kaplamaların ise Alzheimer hastalığı açısından risk taşıdığını kaydetti.
Yemek yapımında, yapışmaz ve kısa sürede pişirmeyi sağlayan tava ya da tencereler, mutfakların vazgeçilmezleri arasında yerini alıyor. Demir ya da alüminyum üzerine Politetrafloroetilen (PTFE) adlı madde kaplanmasıyla bu özellikleri kazanan mutfak gereçleri, sıkça kullanılıyor. Ancak yanlış uygulamalarla çizilmelerin ve deformasyonların meydana gelmesinin ardından, ‘yapışmaz’ özelliğini kaybeden bu ürünler, yüksek ısıya ulaştığında yaydığı gazlar nedeniyle de insan sağlığını tehdit ediyor.
ÇÜ Fen Edebiyat Fakültesi Kimya Bölümü Başkanı Prof. Dr. Emel Yıldız, yapışmayan özellikteki bir tava, tencere için doğru kullanımın nasıl olması gerektiğini anlattı. Prof. Dr.  Yıldız, teflonların yüksek ısıyla temasında ortaya çıkacak gazların yaratacağı tehlikelerden bahsederek, “Bunlar Perfloroizobütilen yapıdaki gazlardır. Çünkü teflon çok kısa sürede hızlı bir şekilde yüksek ısıya ulaşıyor. Bu ısıya ulaştığı sırada da gazın açığa çıkışıyla bozulmalar meydana geliyor. Kullanım esnasında uygun havalandırma sistemi yoksa o gazlardan etkilenebiliriz” dedi.
‘ALERJİK BÜNYELER DAHA ÇOK ETKİLENİYOR’
Bu gazların çeşitli sağlık sorunlarına yol açabileceğine dikkat çeken Prof. Dr. Yıldız, “Bu gazlardan özellikle alerjik bünyeler çok daha net etkilenir. Ateş, öksürük, solunum problemlerine neden olabilir. Ayrıca görmede bile problem yaşanabilir, görme bulanıklaşır. Vücut bunları absorblayıp, belirli miktarlarda biriktiriyor. Bu da sonraki hastalıkların devamı olarak görünebilir. Çok yüksek ısıya çıkılmaması ve aspiratör veya davlumbaz kullanımının daha doğru olacağını düşünüyoruz. Bunlar yoksa bile mutfağın havalandırılmasını öneriyoruz” diye konuştu.
ALZHEİMER TEHLİKESİ
Alüminyum üzerine yapılan kaplamaların Alzheimer hastalığını da tetiklediğine işaret eden Prof. Dr. Yıldız, şunları söyledi:  
“Alüminyum üzerine bu kaplama gerçekleştiyse alüminyumların da Alzheimer hastalığına neden olduğu biliniyor. Bu hastalıktaki önemli belirteçlerden olan beta amyloid birikimleri, bu ağır metallerden kaynaklı olabiliyor. Alüminyum folyoların kullanımına baktığımızda yine aynı tehlikeler mevcut. Ortamda ısı varsa tüm bunların zaman içerisinde gıdayla teması söz konusudur. Ayrıca çizilmeler olan bu ürünleri deterjanla yıkadığınızda bunun kalıntıları da kalıyor. Çünkü deterjanlarla yapılan temizlikte 80 durulamaya kadar hala üzerinde kalıntılar kalabiliyor.”
‘DEMİR ÜZERİNE KAPLAMALAR DAHA SAĞLIKLI’
Bu tip ürünlerde demir üzerine yapılan kaplamaların daha sağlıklı olacağına dikkati çeken Prof. Dr. Emel Yıldız, “Politetrafloroetilen madde ile kaplanan tava, tencerelerin temeli aslında alüminyum veya demirdir. Demir olanlardan çok daha ağır ve sağlıklı ürünler elde ediliyor. Alüminyumların üzerine ise 3 kata kadar bu kaplamalar yapılıyor. Birinci katı ile piyasaya sürülüyorsa bunlar elinize aldığınızda çok hafif olan tava ve tencerelerdir. Bunların aşınma süreçleri daha hızlı gerçekleşiyor. Doğru kullanıldığı takdirde kullanılabilir tabi ki. Ancak cam, çelik gibi ürünleri daha çok önemsiyoruz. Ben çeliği tercih ediyorum” dedi.

Görüntü Dökümü
———————–
– Prof. Dr. Emel Yıldız ile röp
– Detay görüntü

Haber:Gülşah ÖZGEN-Kamera:Eser PAZARBAŞI /ADANA,(DHA)

=======================================================

7) POLİSTEN, LÖSEMİ TEDAVİSİ GÖREN MİNİK MİRAY’A DOĞUM GÜNÜ SÜRPRİZİ

ADANA’da polis ekipleri, özel bir hastanede lösemi tedavisi gören Miray Uğurlu’ya 5’inci yaş günü dolayısıyla sürpriz doğum günü kutlaması yaptı. Polis ağabeylerinden polis kimliğini alıp, pastasındaki mumları üfleyen minik Miray, büyük mutluluk yaşadı.
Kentteki özel bir hastanede bir süredir lösemi tedavisi gören ve 5’inci yaş günü gelen Miray Uğurlu’nun ailesi, İl Emniyet Müdürlüğü’ne mail göndererek, kızlarının polisleri çok sevdiğini bu nedenle de doğum gününü kutlamasını istedi. Bunun üzerine İl Emniyet Müdürü Doğan İnci’nin talimatı üzerine Toplum Destekli Polislik Şube Müdürlüğü ekipleri yaş pasta yaptırıp minik Miray’ın tedavi gördüğü hastaneye gitti.
Miray, ellerinde yaş pasta ve hediyelerle odasına giren polisleri görünce büyük mutluluk yaşadı. Polis, pastasının üzerindeki mumları üfleyen Miray’a polis kimliği ve hediyeler verdi. Minik Miray da polisleri çok sevdiğini ve artık kendisinin de polis olduğunu söyledi.

Görüntü Dökümü
————————
– Polisin pastayla odaya girmesi
– Miray’ın mumları üflemesi
– Miray’ın polislere teşekkür etmesi
– Miray’a çocuk polis kimlik kartı verilmesi

Haber: Anıl ATAR – Kamera: ADANA, (DHA)

=======================================================

Exit mobile version