5 YILDIR DİNMEYEN ACI
DİYARBAKIR’ın Sur ilçesinin Tanışık köyü Dürümlü mezrasında 12 Mayıs 2016’da PKK’lı teröristlerin 15 ton bomba yüklü kamyonu patlatması sonucu şehit olan 16 kişinin yakınları, katliamın yıl dönümüne denk gelen bir bayrama daha buruk girdi. Yakınlarının mezarlarını ziyaret edenler, bu acıyı unutamadıklarını söyledi.
Tanışık köyü Dürümlü mezrasında, 12 Mayıs 2016 tarihinde PKK’lı teröristler tarafından 15 ton bomba yüklü kamyonun patlatılması sonucu 16 köylü hayatını kaybederken, 23 kişi de yaralandı. Katliamın yıl dönümüne denk gelen bir bayramda yakınlarının mezarını ziyaret edenler arasında yetim kalan çocuklar da vardı.
‘AYNI ACIYI AYNI TAZELİKLE YAŞIYORUZ’
Katliamda 2 kardeşi, amcası ve 13 kuzenini kaybeden Hacı Çelebi Yaman, yaşadıkları acının hiç dinmediğini söyledi. Her yıl dönümü geldiğinde aynı acıyı aynı tazelikle ve aynı nefretle yaşadıklarını ifade eden Yaman, şöyle konuştu:
“Değil ki 5 yıl, bin asır da geçse bu acı dinmiyor. Yıl dönümü geldiği gün, aynı acı, aynı tazelik, aynı nefret, aynı kini yaşıyoruz biz. Geride kalan 37 yetimimiz, 8 dulumuz var. Bunların içinde küçük olanlar daha önce babalarının öldüğünü, şehit olduklarını bilmiyorlardı, şimdi biliyorlar, burada olduklarını biliyorlar. Her buraya geldiğimizde acımız tazeleniyor, bu acı tarif edilemiyor. Devletimiz bizim intikamımızı aldı sağ olsun, bir tanesini Tunceli’de öldürdüler, bir tanesini de yakaladılar müebbet cezaya çarptırıldı. Devletimizden bir istirhamımız var, devletimiz bizi sivil terör mağduru olmaktan çıkarıp şehit statüsüne alsın. Bizim ve şehitlerin yetimlerinin talebi budur. Sayın Cumhurbaşkanımızdan, Sayın İçişleri Bakanımızdan ve Sayın Meclis Başkanımızdan bunu talep ediyoruz.”
‘BENİM BAŞIMA GELDİ, KİMSENİN BAŞINA GELMESİN’
Saldırıda 3 oğlunu, kardeşini ve yeğenlerini kaybeden Bayram Yaman ise, terörü lanetleyerek acısını şu sözlerle dile getirdi; “3 tane oğlumu, kardeşimi ve yeğenlerimi kaybettim. Benim başıma geldi, Allah kabul etmesin kimsenin başına gelmesin. Ben gördüm, kimse görmesin. Lanet gelsin teröre, bunların sonu inşallah gelecek. Ne istiyorlar milletten, ne hakları var bu zulmü yapıyorlar”
‘BU YETİM ÇOCUKLAR BAYRAMI BABASIZ NASIL GEÇİRECEK’
Aynı katliamda ağabeyini, kuzenlerini ve yeğenlerini kaybeden Musa Yaman da yetim kalan çocukların bu bayramı babasız nasıl geçireceklerini düşündüklerini ifade ederek; “12 Mayıs 2016’da biz bu bedeli verdik. Terörü lanetliyoruz. Bizim başımıza gelen kimsenin başına gelmemiş şimdiye kadar. Geride dul kadınlar ve 38 yetim kaldı bize. Hem yıl dönümü, hem de bayram, bu yetim çocuklar bu yıl dönümünü ve bayramı nasıl geçirecekler, babasız nasıl geçirecekler, biz de onun telaşına girmişiz” dedi.
Görüntü Dökümü
——–
Katliamda hayatını kaybedenlerin mezarları
Mezarlığa gelen yakınları
Mezarlığa gelen yetim çocuklar
Hacı Çelebi Yaman ile röp
Bayram Yaman ile röp
Musa Yaman ile röp
Mezarlıkta duaların okunması
Genel ve detay
Haber-Kamera: Mehmet Mucahit CEYLAN- Nurettin FİDANCAN/DİYARBAKIR, (DHA)
==========
PARMAK PARÇALARI DİKİLEN TARAFTAR, DOKU KAYBINI HASTANEDE ÖĞRENMİŞ
SÜPER Lig’e yükselen Adana Demirspor’un şampiyonluk kutlaması sırasında elindeki meşalenin patlaması sonucu iki parmağı parçalanan Uğur Türkölmez’in (32), geçirdiği 3 ayrı ameliyatla kopan parçaları yerine dikildi. Olay günü eline tişörtüyle tampon yapan ve yoldan çevirdiği bir motosikletle hastaneye götürülen Türkölmez, “Yolda şuurumu kaybedince, düşmemek için motosiklet sürücüsüyle aynı tişörtü giydik. Hastaneye gittiğimde doku kaybı olduğunu öğrendim. Hiçbir taraftar, meşale ve havai fişekle kutlama yapmasın” dedi.
TFF 1’inci Lig’de 70 puanla şampiyon olup, 26 yıllık özlemin ardından Süper Lig’e yükselen Adana Demirspor, kenti sevince boğdu. Kısıtlamaya rağmen takımlarının forma ve bayraklarıyla sokağa dökülen taraftarlar, kentin farklı noktalarında toplanıp kutlama yaptı. Taraftarlar, meşale yakıp, araç konvoyu yaparak tur attı. Kutlamalar sırasında Uğur Türkölmez’in yakmak istediği meşale elinde patladı. İki parmağı parçalanan Türkölmez, elindeki kanamayı durdurmak için üzerinden çıkardığı giysiyle tampon yaptı. Bir arkadaşı tarafından motosikletle özel hastaneye kaldırıldığı sırada şuurunu kaybeden Türkölmez, düşmemek için motosiklet sürücüsünün tişörtünün içerisine girdi. Götürüldüğü hastanede tedaviye alınan Türkölmez’in kopan parmak parçalarına ise ulaşılamadı. O sırada mesaide olan Adana Su ve Kanalizasyon İşletmesi çalışanı Cengiz Balcı, patlamanın ardından geldiği olay yerinde parmak parçalarını buldu.
DERİN DONDURUCUYA KOYDU
Parmak parçalarını alan Cengiz Balcı, 112 Acil Servis’i arayarak, nasıl muhafaza edebileceğini sordu. Ekipler, Balcı’ya vakit kaybetmeden parmak parçasını buzdolabına koymasını istedi. Balcı da parmak parçalarını iş yerindeki buzdolabının derin dondurucusuna koydu. Otomobiliyle Adana Şehir ve Araştırma Hastanesi’ne giden Cengiz Balcı, personelden yardım istedi.
‘PARMAK BULUNDU, DONDURUCUDA’
Polis ekipleri, parmağı parçalanan Türkölmez’in ismini bilmedikleri için vaka üzerinden kentteki hastanelerle irtibata geçti. Ancak hastanelere böyle bir vakanın ulaşmadığı belirtildi. Balcı’nın arkadaşı Umut Süzer, Adana Çevirme Radar isimli sosyal medya platformu üzerinden, “Akşam Adana Büyükşehir Belediyesi ASKİ önünde elinde havai fişek patlayan parmağı kopan arkadaşı tanıyan acil dönüş yapsın. Parmak bulundu dondurucuda” yazdı. Paylaşımı gören Türkölmez’in yakınları, Süzer aracılığıyla Balcı’ya ulaştı.
BUZ KALIBINA KOYUP, HASTANEYE GÖTÜRDÜ
Türkölmez’in özel hastanede olduğunu öğrenen Balcı, parmak parçalarını sargı bezine sarıp, buz kalıbına koyarak götürdü. Doktorlar tarafından teslim alınan Türkölmez’in parmak parçaları, ameliyatla yerine dikildi. 3 ameliyat geçiren Türkölmez’in durumunun takip edileceği öğrenildi.
‘DOĞUŞTAN FANATİK ADANA DEMİRSPORLU’YUM’
Şampiyonluk gecesi yaşadıklarını DHA’ya anlatan Uğur Türkölmez, “Ben doğuştan fanatik bir Adana Demirspor taraftarıyım. Yaklaşık 10 yaşımdan beri hiçbir maçı kaçırmadım. O gün de yılların vermiş olduğu bir özlem vardı, çok hevesliydik. Şampiyon olduk ve kutlamaya çıktık. Durduğum bir yerde meşaleyi yaktım ve birden bir patlama oldu. Nasıl olduğunu ben de anlamadım. O anın şokuyla tişörtümü çıkarıp, elimi sardım. Bulunduğum yerde trafik çok yoğundu ve kanama devam ediyordu” diye konuştu.
‘BİR TİŞÖRTÜ İKİ KİŞİ GİYDİK’
Yolun karşısına geçip, bir motosikletliyle hastaneye gittiğini aktaran Türkölmez, “Motora bindim ve hastaneye gitmemizi söyledim. Yolda giderken sallanmaya başladım. Arkadaşa rica edip, bir tişörtü iki kişi giydik. Çünkü kanama şiddetli bir şekilde devam ediyordu ve düşecek gibiydim. Hastaneye gittiğimde gerekli kontroller yapıldı ve doku kaybı olduğunu öğrendim. Gereken müdahaleler yapıldı ve şu anda iyiye doğru gidiyorum. 3 ameliyat oldum ve 5-6 aylık tedavi sürecinin ardından eski halime döneceğim” dedi.
‘ÇOK TEHLİKELİ’
Taraftarlara sevinç konusunda uyarılarda bulunan Türkölmez, “Hiçbir taraftarın meşale ve havai fişek kutlama yapmamasını istiyorum. Ben de bu saatten sonra asla böyle bir şeye kalkışmam. Çok tehlikeli” ifadelerini kullandı.
Görüntü Dökümü
———————-
– Parmağı parçalanan Uğur Türkölmez
– Elinin sarılı hali
– Dermir spor sevinç gösterileri (arşiv)
– Detay görüntüler
Haber:Anıl ATAR-Kamera:ADANA,(DHA)
==================
SEVGİLİSİNİN AİLESİ BEĞENMEYİNCE 212 KİLO VEREN AKIN, YAĞLARINDAN KURTULMAK İSTİYOR
ZONGULDAK’ın Alaplı ilçesinde sevgilisi kendisini beğenmeyince 6 ayda 212 kilo vererek 84 kiloya kadar düşen Akın Türkoğlu(23), vücudunda ki yağ sarkmalarından dolayı korse takarak yaşamını sürdürmeye çalışıyor. Türkoğlu yağlarından kurtularak yaşamını sürdürmek için destek bekliyor.
Alaplı’da yaşayan Akın Türkoğlu, 7 yaşından itibaren hızla kilo almaya başladı. Türkoğlu, kilo almasını durduramayınca 15 yıl sonunda 296 kiloya ulaştı. Evlenmek istediği 8 yıllık kız arkadaşının ailesi ise fazla kilolarından dolayı evlenmelerine karşı çıktı. Türkoğlu, kız arkadaşının mezuniyet töreninde takım elbise giyebilmek için kilo vermeye karar verdi. Diyet yaparak her gün 25 kilometre yürüyen Türkoğlu, azmi ve çabasıyla 6 ayda 212 kilo vererek 84 kiloya düştü. Bu sırada kız arkadaşından da ayrılan Türkoğlu, vücudundaki yağ sarkmaları nedeniyle zor günler geçirmeye başladı. Türkoğlu, korse takarak yaşamını sürdürmeye çalışsa da vücudundaki yağların yarattığı sorunlar nedeniyle düzenli iş bulamadı.
Maddi durumu nedeniyle ameliyat olamayan Türkoğlu, vücudundaki yağları aldırmak için destek beklediğini söyledi. Yeniden hayata dönmesine çok az bir yol kaldığını ifade eden Türkoğlu, “Şuan 80 kiloya kadar düştüm. Sadece yürüyerek ve yemek yemeği keserek çorba diyeti yaparak bunu başardım. Ancak zayıfladıktan sonra daha büyük bir problemle karşılaştım. Vücudumda kilo kaybından sonra aşırı bir sarkma meydana geldi. Bana her türlü şekilde engel olmaya başladı.” dedi.
‘KİLO VERDİĞİME SEVİNEMEDİM’
Çalışmak için başvurduğu yerlerde vücudundaki düzensizlikler nedeniyle çalışamadığını ifade eden Türkoğlu, şöyle dedi:
“Benim için çok büyük sıkıntı olmaya başladı. Kilo verdiğime sevineyim mi, üzüleyim mi bilemedim. Sarkmalardan dolayı korse takmaya başladım. Yazın evden dışarı pek çıkamıyorum. İstediğimi alıp giyemiyorum. Sarkmalardan kurtulmak istiyorum. Bunu için büyüklerimden yardım bekliyorum.”
Görüntü Dökümü
————————-
-Akın Türkoğlu’nun yürümesi
-Spor yapması
-Detaylar
-Akın Türkoğlu ile röp.
-Kilolu fotoğrafları
Haber-Kamera: Cem SÜRMENELİ/ALAPLI(Zonguldak),(DHA)
=================
ÇOCUKLARA ENSTRÜMANLARI PELÜŞ OYUNCAKLARLA SEVDİRİYOR
ESKİŞEHİR’de müzik okulu sahibi Ebru Tunca (36), kontrbas, çello, keman, viyola ve elektro gitar gibi enstrümanları, tasarladığı pelüş oyuncaklarla çocuklara sevdirerek müzik eğitimi veriyor. Çocukların bu sayede enstrümanları daha kolay öğrendiğini ifade eden Tunca, “Bez enstrümanlarını eğitim materyali olarak kullanıyoruz. Başlangıç seviyesinde, 3-4 yaşındaki örneğin keman eğitimi alan öğrenci adayları bunu kullanabiliyor ve nasıl tutacağını öğrenmede kolaylık sağlıyor” dedi.
Tepebaşı İlçesi Batıkent Mahallesi’nde müzik okulu sahibi Ebru Tunca, küçük çocukların eğitimlerini kolaylaştırmak için kontrbas, çello, keman, viyola ve elektro gitar şeklinde pelüş enstrümanlar tasarladı. Özellikle 3-4 yaşlarındaki çocukların enstrümanları daha kolay ve güvenli bir şekilde tanımalarına olanak sağlayan pelüş enstrümanlara çok talep olduğunu ifade eden Tunca, çocuklar için oyuncak enstrümanların daha eğitici ve öğretici olduğunu söyledi.
Pelüş enstrümanların gerçekleriyle birebir ölçülerde tasarlandığını kaydeden Tunca, “Enstrüman eğitimine başlamak isteyen aile ve çocukları gözlemleyerek, daha kullanılabilir, yumuşak bir enstrüman ihtiyacını hissettik. Neden yumuşak ve kullanılabilir diyorum? Çünkü 7-8 yaşındaki çocuğunu kursa yazdırmak isteyen bir veli geliyor ama küçük kardeşi de merak ediyor. Hem fiyatı çok yüksek olduğu için hem de kullanamayacağı için aileler gerçek bir keman alamıyor. Çocuk küçük olduğu için çarpıyor, tellerini kopartıyor, zarar verebiliyor. Bu ihtiyaçtan yola çıkarak, ‘çocukların pelüş oyuncakları olabiliyor da neden bir enstrüman olamıyor?’ diye düşündük. Sonrasında bir enstrüman tasarladık. Bunun için de bir çalgı yapım ustasından yardım aldık. O bize bir tasarım yaptı, sonra bunu bir terzi ile birlikte geliştirerek pelüş haline getirdik. Çocuklar için eğitici ve öğretici olması amacıyla pelüş enstrümanları birebir ölçülerde tasarladık. Çocuk, pelüş enstrümanına sarıldığında, bir kemanın inceliğini, nasıl tutulması gerektiğini, çenesini nereye koyması gerektiğini öğrensin istedik” dedi.
‘TÜM KUMAŞ TESTLERİNDEN GEÇTİ’
Tasarladıkları ürünlerin tamamen organik malzemelerden oluştuğuna dikkat çeken Tunca, üretim aşamasında da kadınlara faydalı olması için ‘Her ev bir atölye’ isimli, ihtiyaç sahibi kadınların yaptıkları el işleri ile para kazandığı bir atölyeye ulaşarak üretimi de orada yaptırdıklarını söyledi. Pelüş enstrümanların tüm kumaş testlerinden geçtiğini belirten Tunca, “Risksiz boyalı ürünler kullandık. Kılıfını kenevir kumaştan yaptık. Böylece testleri yapılmış, sağlıklı bir bez pelüş oyuncak haline geldi. Başta kreşler olmak üzere çok fazla talep var. Ürünlerimiz kontrbas, çello, keman, viyola ve elektro gitar olmak üzere 5 farklı çalgıdan oluşuyor. Böylece set olarak alıp bir hayali senfoni orkestrası kurup, kendileri şarkılar söyleyip küçük müzisyenler yetişiyor. Bez çalgılar aynı zamanda eğitim materyali de oldular. Başlangıç seviyesinde, 3-4 yaşındaki keman eğitimi alan öğrenci adayları bunu kullanabiliyor ve nasıl tutacağını öğrenmede kolaylık sağlıyorö diye konuştu.
Görüntü Dökümü:
-Minik gitar ve pelüş gitar
-Gerçek enstrüman ve pelüş oyuncak keman yanyana
-Müzik okulu sahibi Ebru Tunca röp.
-Pelüş oyuncaklarla uygulamalı kullanımını göstermesi
-Pelüş kontrbas, çello, keman, viyola
-Pelüş enstrümanlar detay
-Genel görüntüler
Haber-Kamera: Hakan TÜRKTAN-Caner AKSU/ESKİŞEHİR,(DHA)
=========================================
TEKERLEKLİ SANDALYE VE BASTONLA GELİP, KAN VERDİLER
TÜRK Kızılay’ı Genel Başkanı Kerem Kınık’ın, pandemi ve ramazan ayı dolayısıyla kan bağışının azaldığı yönünde sosyal medyadan yaptığı çağrı üzerine aralarında bedensel ve görme engellilerin bulunduğu çok sayıda Kent Konseyi Engelli Meclisi üyeleri kan, kök hücre ve immün plazma bağışında bulundu. Tekerlekli sandalye, baston ve yakınlarının yardımıyla geldikleri kan bağışı TIR’ın da kayıtları yapılan engelliler, ardından sedyelere alınarak burada kan ve kök hücre bağışı yapmaları sağlandı.
İftar sonrası merkez Yakutiye ilçesindeki Havuzbaşı Kent Meydanı’nda Türk Kızılay’ı tarafından kurulan kan bağışı TIR’ına giden engelliler burada önce kan bağışı, kök hücre ve immün plazmanın önemi konusunda bilgilendirildi. Tekerlekli sandalye, baston ve yakınlarının yardımıyla geldikleri kan bağışı TIR’ın da kayıtları yapılan engelliler, ardından sedyelere alınarak burada bağış yapmaları sağlandı. TIR’a çıkmaları zor olan bedensel engellilerin kanları ise 100 metre uzaklıktaki Kızılay ofisinde alındı.
Bilek güreşinde 6 dünya, 7 Avrupa ve 2 Asya şampiyonluğu bulunan bedensel engelli milli sporcu Gökhan Seven, “Pandeminin hızla seyrettiği bu süreçte kan bağışında bulunmaya geldik. Engelliler Meclisi Kent Konseyi’nin üyesi olarak ben de bu görevimi yerine getirdim. Daha önce yaklaşık 10 kez kan ve plazma verdim. Milletçe geçirdiğimiz şu zor günlerde birilerinin kana ihtiyacı olduğunu düşünerek herkesin kan vermesi gerektiğini düşünüyorum” diye konuştu.
Bugüne kadar 21 kez kan bağışında bulunan bağışçılardan Kent Konseyi Engelli Meclisi Koordinatörü Abdullah Keleşoğlu da toplumda kan ve kök hücre bağışının yaygınlaştırılmasına örnek ve öncülük yapmak için toplandıklarını vurguladı. Koltuk değneği ve tekerlekli sandalyeler ile görme engelli onlarca kişinin bağış yapmak için sıraya girdiğini dile getiren Keleşoğlu, şöyle devam etti:
“Bugün burada güzel bir faaliyet yapıyoruz. Engelliler Meclisi olarak ülkemizin gözbebeği Kızılay’ımızın kan stoklarının azaldığını hissettiğimiz an gerek kök hücre gerek plazma gerekse kanlarımızı bağışlayarak devletimize destek halkımıza yardım gayesi taşımaktayız. Covid-19 salgınını yenerek bağışıklık kazanan meclis üyesi arkadaşlarımız kan bağışı yapıyor. Türk halkının dualarında olmak istiyoruz. Etkinliğimizde maske, mesafe, temizlik kurallarına uyarak faaliyetimizi yapıyoruz. Engellilerin arasında görme engelli meclis üyelerimiz, zihinsel engelli arkadaşlarımız, tekerlekli sandalye yürüme engelli üyelerimiz var. Kalabalık bir grup halinde geldik. Yaklaşık 30 ünite kan verdik. İmmün plazması olan arkadaşlarımız var. Yani covid-19 hastalığını geçiren bağışıklık kazanan arkadaşlarımızın kanlarını diğer tarafta vereceğiz. Kızılay zaman zaman kan bağışı için televizyonlarda ikaz ediyor. Erzurum halkını ve sivil toplum kuruluşlarını da devamlı kan bağışı yaparken görmek istiyoruz.”
‘YARIN BİZİM DE İHTİYACIMIZ OLABİLİR’
Görmeden 30 yılı geride bıraktığını söyleyen Necat Özcan ikinci kez kan bağışında bulunduğunu belirtti. Özcan, “Geçen yıl Ramazan’da ilk kez kan vermiştim. Bu sene de nasip oldu. Tabii ki bütün vatandaşlarının kan vermesini isterim. Bugün ihtiyacı olan arkadaşlar gibi yarın da bizim ihtiyacımız olabilir” dedi.
Türk Kızılay’ı Doğu Anadolu Bölge Kan Merkezi Erzurum Kan Bağışı Merkezinde Kan Bağışçısı Kazanım Uzmanı Turgay Burul ise şöyle konuştu:
“Pandemiye döneminde olduğumuz için Kızılay’a yapılan kan bağış sayılarında ciddi anlamda bir düşüş söz konusu. İçinde bulunduğumuz ramazan ayı sebebiyle de bu sayı bir hayli düşmüştü. Mesai saatlerimizi iftar vaktine göre düzenledik. Genel Başkanımızın çağrısı üzerine tüm yurtta bir seferberlik ilan edildi. Erzurum Kent Konseyi Engelli Meclisi Üyeleri arkadaşlarımızla birlikte bu organizasyonu gerçekleştiriyoruz. Bu ulvi davranışlar için kendilerine ayrıca teşekkür ederiz. Buradan bütün vatandaşlara da seslenmek istiyoruz. Tıbbi şartları uyan, kendini sağlıklı ve iyi hisseden, bu işe de gönüllü tüm vatandaşlarımızı kan bağışına davet ediyoruz.”
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
-Kan verme tırının önünden görüntü
-Kan vermeye gelen milli sporcudan görüntü
-Milli sporcu Gökhan Seven ile röp
-Milli sporcu Gökhan Seven’in tansiyon ölçümü
-Gökhan Seven’den kan alınması
-Görme engelli Necat Özcan’ın muayenesi
-Görme engelli Necat Özcan’dan kan alınması
-Necat Özcan ile röp
-Kan Bağışçısı Kazanım Uzmanı Turgay Burul ile röp
Haber: Tugay İPEK- Kamera: Oktay POLAT / ERZURUM, (DHA)