1) EŞİNDEN KAÇIP SIĞINDIĞI EVDE ALIKOYULDU, KADES UYGULAMASI İLE KURTULDU
ADANA’da, eşiyle kavga edip, evden ayrılan 2 çocuk annesi H.Y. (26), arkadaşı Remziye B.’nin evine sığındı. 3 hafta kaldığı evde Remziye B.’nin eşi Vural B. (36) tarafından birçok kez darbedilip, arka odaya kilitlenerek alıkoyulan H.Y., Kadın Destek Uygulaması (KADES) üzerinden yardım istedi. Polis operasyonu ile kurtarılan H.Y. kadın sığınma evine yerleştirilirken, gözaltına alınan Vural B. tutuklandı.
Olay, geçen çarşamba günü merkez Seyhan ilçesine bağlı Yenibey Mahallesi’ndeki 2 katlı müstakil evde meydana geldi. Bir süre önce dini nikahlı eşi Bilal V. ile arası bozulunca evden ayrılan 2 çocuk annesi H.Y., aile olarak görüştükleri Remziye B.’nin yanına gitti. Burada yaklaşık 3 hafta kalan H.Y., Remziye B.’nin eşi Vural B.’nin uyuşturucu madde kullanmasından rahatsızlık duymaya başladı. Vural B.’nin uyuşturucu kullanan arkadaşlarının eve girip çıkmasından dolayı sürekli kavgaların yaşandığı evde, Remziye B. de eşi tarafından darbedildi. Vural B., bu kavgaların yaşandığı sırada araya girmeye çalışan H.Y.’yi de defalarca darbetti.
PENCEREDEN YARDIM İSTEDİ
Vural B., daha sonra polise gideceğini söyleyen H.Y.’yi, evin avlusunda bulunan odaya kilitleyip alıkoydu. H.Y. ise Vural B.’nin şiddetine dayanamayıp, cep telefonuna yüklediği KADES uygulamasından polise bildirimde bulundu. Olay yerine giden polis, KADES çağrısı yapan kadını bulamadı. Bu sırada polisin sokağa geldiğini gören H.Y., pencereden bağırarak yardım istedi.
‘DEVLETİN POLİSİ YANINDA’
Polis, eve girdiğinde H.Y.’nin asma kilitle kapatıldığı odada olduğunu gördü. Kapısını açtırdığı odaya giren polis, “Korkma, devlet burada. Devletin polisi yanında. Seni kurtarmaya geldik” dediği H.Y.’yi evden çıkardı. Polis ekiplerince kurtarılan H.Y. ise gözyaşlarına boğularak, “Çok korkuyorum. İyi ki polisi pencereden gördüm. İyi ki geldiler. Çok teşekkür ediyorum” dedi.
‘SAHİP ÇIKTIK DİYE BÖYLE OLDU’
Polis, Vural B.’yi gözaltına aldı. Evde arama yapan polis, uyuşturucu madde ve değişik çaplarda dolu fişek ele geçirdi. Polis merkezindeki işlemlerinin ardından sağlık kontrolünden geçirilmek üzere adli tıp birimine götürülen Vural B., gazetecilere, “İyiliğin bedelini iyi çıkın. Sahip çıktık diye böyle oldu” dedi.
Adliyeye sevk edilen Vural B., çıkarıldığı mahkemece tutuklandı. Kurtarılan H.Y. ise kadın sığınma evine götürülerek korumaya alındı.
Görüntü Dökümü
———————–
– Polis ekiplerinin eve girmesi
– Kilitli kapıyı açıp kadını kurtarması
– Kurtarılan kadının konuşması
– Zanlının adli tıp birimine getirilmesi
– Zanlının adli tıp biriminden çıkışı
– Adli tıp tabelasından görüntüler
Haber:Anıl ATAR-Kamera:Eser PAZARBAŞI/ ADANA,(DHA)
=================================================
2) AFYONKARAHİSAR’DA DOLU ETKİLİ OLDU
Afyonkarahisar’da, dün akşam saatlerinde etkili olan dolu yağışının ardından kent yer yer beyaza kaplandı.
Afyonkarahisar’da dün saat 22.30 sıralarında başlayan ve etkisini birden artıran dolu yağışı, kenti yer yer beyaza kapladı. Yağan doludan sonra kentteki binaların çatılarında, araçların üzerine dolu birikintileri yaşandı. Fındık büyüklüğünde yağan dolu, maddi hasara neden olmadı. Dolu yağışı sırasında şimşeklerin çakması ile birlikte cadde ve sokaklarda gündüz edası oluştu. Yaklaşık 5 dakika etkili olan dolu yağışı sonrasında yerini yağmura bıraktı.
Görüntü Dökümü
———————–
– Sokak beyaz örtü
– Sokak lambası yağış
– Araç farından çekilmiş dolu yağışı detay
– Sokak lambası detay
– Arabanın farından dolu yağışı
– Araç üzerinde dolu etkisi
HABER-KAMERA: Ali Fuat GÜÇLÜER/AFYONKARAHİSAR, (DHA)
============================================
3) DOÇ. DR. EĞİLMEZ: ERMENİLERE AİT BİR TANE DAHİ TOPLU MEZAR YOK
ABD Başkanı Joe Biden’in 1915 olaylarıyla ilgili yaptığı açıklamadaki sözde ‘soykırım’ ifadesiyle ilgili değerlendirmede bulunan Atatürk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Savaş Eğilmez, Ermenilere ait bir tane dahi toplu mezar olmadığını söyledi.
Doç. Dr. Savaş Eğilmez, Ermeni çeteleri tarafından 1918 yılında katledilen 3 bin Türk’ün anısına merkez Yakutiye ilçesinde yaptırılan Yanık Dere Şehitliği’nde konuştu. Eğilmez, “Erzurum’da sadece bu alanda 3 bin sivil can verdi; çünkü o sırada savaşabilecek olan birçok kişi cephede mücadele veriyordu. Kadın, erkek, yaşlı, çocuktan oluşan 3 bin insanın katledildiği yerdeyiz. Türkler, İslam öncesi ve sonrası bütün tarih boyunca insanlık onuru ile yaşamıştır. Ermeni meselesi tarih olmaktan başka her şekle bürünmüştür. ABD’nin 250 yıllık tarihi, zulüm ve soykırımlarla doludur. 3 asırda 35 milyon insanın hayatını kararttılar. Kızılderililerden sonra ikinci sırayı Afrikalılar alır. Köle ticareti sırasında 19’uncu yüzyıla kadar toplam 34 milyon 500 bin Afrikalı ve Orta Doğulu kölenin öldüğü biliniyor” dedi.
‘SÖZDE ERMENİ SOYKIRIMI, EMPERYALİZMİN EN BÜYÜK YALANI’
ABD Başkanı Joe Biden’ın yapığı açıklamanın yok hükmünde olduğunu söyleyen Doç. Dr. Eğilmez, “Sözde ‘Ermeni soykırımı’, emperyalizmin en büyük yalanıdır. Tarihi gerçekleri çarpıtarak yeni husumet tohumları ekmeye çalışan radikal Ermeni lobilerinin baskısıyla ABD Başkanı Biden’in 1915 olayları hakkında yaptığı talihsiz açıklama, Türkiye Cumhuriyeti açısından yok hükmündedir. Kötü niyetli ve tek gündemi ülkemize düşmanlık olan çevrelerin iftiralarını yansıtan söz konusu açıklamayı şiddetle reddediyor ve kınıyoruz. Açıklamada ortaya atılan sözde ‘soykırım’ iddiası, uluslararası hukukun talep ettiği dayanaklardan ve bilimsel kanıtlardan yoksundur. Tarihi olaylar tarihçiler tarafından araştırılmalıdır. Nitekim Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan, 1915 olaylarını araştırmak için ortak tarih komisyonu kurulması çağrısı yaptığında, tarihi bir meseleyi siyasetin ve kötü niyetli çevrelerin gölgesinden kurtarmak istemiştir” diye konuştu.
Doç. Dr. Eğilmez, açıklamalarını şöyle sürdürdü:
“Birinci Dünya Savaşı öncesi ve sonrasında yaklaşık 500 bin Müslüman Türk’ün katledilmesinin ardından Türkler, yeni devletlerini kurup daha acılarını yaşayamamışken büyük bir kara propaganda ve iftira ile karşı karşıya kaldılar. Olayların 24 Nisan’da başladığı savaş öncesi ve sonrasında 1,5 milyon Ermeni’nin katledildiği söylenmeye başlandı. Tarihi de geçin, bu olayın matematiksel bir izahı bile yok. 1,5 milyon Ermeni’nin katledilmesi için 5 ay içinde günde 10 bin insanın ölmesi lazım. Bunu o dönemde sağlayabilecek bir teknoloji bir silah söz konusu değil. Hadi bunları da geçtin, Türkler bu kadar Ermeni’yi öldürmüş olsun. En az 10 bin tane toplu mezara konulması gerekir. Bugüne kadar yapılan araştırmalarda Ermenilere ait bir tane dahi toplu mezar ortaya çıkarılmamıştır.”
‘TÜRKLER TARİH BOYUNCA ONURUYLA YAŞADI’
Türk milletinin tarih boyunca insancıl tavırlar sergilediğini anlatan Eğilmez, şöyle devam etti:
“Tarih boyunca insanlık onuru ile yaşamış, mazluma, sıkıntıya düşene, yardım isteyene dostluk ve barış elini uzatmış Türk milletine karşı uzun zamandır dünya kamuoyu nezdinde büyük bir iftira ve karalama kampanyası yürütülmektedir. Özellikle Birinci Dünya Savaşı öncesi ve sırasında birçok felakete maruz bırakılan Türk insanı, bu acı dönemden sonra ne yazık ki tamamen kasıtlı, tarihi gerçeklerle örtüşmeyen ve Türkiye Cumhuriyeti’nin toprak bütünlüğünü parçalamaya yönelik saldırılara maruz kalmaktadır. Uluslararası hukukun ve insan haklarının en temel prensibi olan ‘kendini savunma’ hakkı bile Türkler söz konusu olunca hiçe sayılmakta ve önemsenmemektedir. Türk milleti adalet istiyor. Türk milleti olarak tüm istediğimiz, milletimize yapılan iftira ve haksızlıkların son bulmasıdır. Uluslararası hukukun ve Birleşmiş Milletler ilke ve kararlarının eşit ve adil şekilde uygulanmasıdır. Bir olayın soykırım olarak tanımlanması için hangi şartların oluşması gerektiğine dikkat etmeden, peşin hükümle hareket etmenin hukuki ve meşru dayanağı yoktur. 1915 öncesi ve sonrasında yaşananları inceleme gereği duymayanların, Türk milletinin Ermenilere soykırım yaptığına ilişkin iddia ve kararlarını haksız, ahlaksız ve iftira olarak kabul edip şiddetle reddediyoruz.”
Görüntü Dökümü
———————–
-Savaş Eğilmez’in anıta gidişi
-Anıttan genel görüntü
-Anıt başında dua edişi
-Anıtla ilgili bilgi vermesi
-Savaş Eğilmez ile röp.
Haber-Kamera: Şifanur TAVUS / ERZURUM, (DHA)
=================================================
4) BERBERDEN HER MÜŞTERİYE ÖZEL DOLAP
ANTALYA’da, 47 yıldır berberlik yapan Hüseyin Dinçsoy (57), pandemiyle birlikte müşterilerine farklı hizmet sunmaya başladı. Özel dolap uygulamasına geçen Dinçsoy, burada her müşteriye özel havlu, tarak, ustura ve tıraş örtüsü bulunduruyor. 302 dolabın yer aldığı iş yerine gelen müşteriler, hizmetten memnun olduklarını söylüyor.
Muratpaşa ilçesinde 47 yıldır berberlik yapan Hüseyin Dinçsoy, pandemiyle birlikte ilgi çeken uygulama başlattı. Müşterilerinin ‘Herkese kullandığın ürünü bana kullanma’ talebi üzerine Dinçsoy, hepsi için ayrı ayrı ürünler aldı. İş yerinde değişikliğe giden ve camlı dolaplar yaptıran Dinçsoy, her birine numara vererek, müşterilerine özel havlu, tarak, ustura ve tıraş örtüsü koydu.
Müşterilerine bilgisayar üzerinden de kayıt açan ve numara veren Hüseyin Dinçsoy, tıraşa geliş tarihlerini ve sonraki tıraş tarihlerini de not alıyor. Müşteriye özel ürünler de kullanıldıktan sonra yıkanıp, tekrar dolaba yerleştiriliyor. Berbere gelenler numaralarını söyledikten sonra kendilerine özel eşyalar çıkarılıyor ve koltuğa alınıyor.
Berber Hüseyin Dinçsoy, 500 dolap yaptırdığını anlatarak, “Müşterilerden ‘Kullandığınız ürünler temiz mi’ veya ‘Bu fırçayı herkese mi kullanıyorsunuz’ gibi sorular almaya başladık. Biz de böyle bir sisteme giriştik. Pandemide bu sistem sayesinde müşteri sayımız artmaya başladı. Şu an 302 dolabımız dolu. İsteğe yetişemiyoruz desek yeridir. Bilgisayardan her müşterime bir numara veriyorum, geldiği günü not alıyorum. Gelen müşteri numarasını söylüyor. Bilgisayardan teyit ediyorum, tıraş ediyorum. Tıraştan sonra tüm ürünleri yıkıyorum, ilaçlıyorum, ütülüyorum, paketliyorum ve dolaba koyuyorum” dedi.
Müşterilerden Mustafa Babacan da “Kendisine uzun zamandır tıraş olmaya geliyorum. İşini duyarlı yapıyor. Kendimize ait bir dolabın olması güzel. Pandemide böyle daha rahat hissediyoruz. Tüm ürünlerin kendimize ait olması çok önemli. Bu zorlu süreçte tıraş olurken aklımızda en azından ‘Virüs kapar mıyız’ soru işareti kalmıyor. Hijyenik çalışıyor, bu da beni memnun ediyor. Gönül rahatlığıyla tıraş oluyorum” diye konuştu.
Görüntü Dökümü
———————–
– Berber dolaplarından detaylar
– Dolaptaki her müşteriye özel numaralandırılmış yerler detay
– Berber dükkanına müşteri gelmesi ve dolap numarasını söylemesi detay
– Berber Hüseyin Dinçsoy’un berber malzemelerini dolaptan çıkarması detay
– Bilgisayar sistemindeki müşteri verisi detay
– Müşteriyi tıraş etmesi
– Berber malzemelerinden detaylar
– Berber Hüseyin Dinçsoy RÖP
– Tıraş malzemesinden çıkardığı aparatları çamaşır suyuna atması detay
– DHA Muhabiri Alparslan ÇINAR’ın dolap numaralarıyla birlikte anonsu
– Müşteri Mustafa Babacan RÖP
– Berber Hüseyin Dinçsoy’un malzemeleri dolaba yerleştirmesi
– Detaylar
HABER: Semih ERSÖZLER- KAMERA: Burak YALMAN/ANTALYA, (DHA)
================================================
5) GENÇLİK MERKEZİ BAHÇESİNE SERA VE KÜMES
MANAVGAT Gençlik Merkezi’nde gençlerin hayvancılık ve tarım ürünleri yetiştiriciliğini deneyimlemeleri için 100 metrekarelik sera ve tavuk kümesi yapıldı.
Manavgat Gençlik Merkezi’nde gençlerin hayvancılık ve tarımsal ürünlerin yetiştirilmesini deneyimlemesi amacıyla merkezin bahçesinde 100 metrekarelik sera ve tavuk kümesi yapıldı. Seranın Antalya Özgecan Aslan Gençlik Merkezi’nin ardından Türkiye’de ikinci seraya sahip Gençlik Merkezi olduğu, tavuk kümesi olarak da tek Gençlik Merkezi olduğu kaydedildi.
GENÇLİK MERKEZİNDE YOK YOK
Manavgat Gençlik Merkezi’nin 2019 yılında açıldığını ve o tarihten bu yana da çeşitli faaliyetleri yürüttüğünü belirten Manavgat Gençlik ve Spor İlçe Müdürü Süleyman Karakaya, “Gençlik Merkezimizde amacımız gençlerimizin sosyal, kültürel, eğitsel faaliyetlerle boş zamanlarını, serbest zamanlarını kaliteli bir şekilde değerlendirmelerini istiyoruz. Bu anlamda Gençlik Merkezi’mizin içerisinde kütüphanemiz var, beceri ve tasarım atölyemiz var, müzik atölyemiz var, akıl ve zeka oyunları atölyemiz var, spor salonumuz var. Gençlerimiz burada serbest zamanlarını çok kaliteli bir şekilde değerlendirebiliyorlar” dedi.
GENÇLERİMİZ SERA VE KÜMES İSTEDİ
Dünyanın artık dijital bir çağda yaşadığını ve gençlerin topraktan uzak kaldığını vurgulayan Karakaya, Manavgat’ta son yıllarda artan sera yapımını da dikkate aldıklarını belirterek, “‘Manavgatlı gençlerimiz için daha farklı neler yapabiliriz’ diye düşündüğümüzde arkadaşlarımızla, liderlerimizle, gönüllü gençlerimizle istişare yaptığımızda bir sera ve bir kümes yapma fikri ortaya çıktı. Biz de buraya gelen gençlerimiz için temsili olarak 100 metrekare gibi bir sera yaptık. Burada çeşitli sebzeler ekeceğiz, buraya bodur muz ekeceğiz, buraya tropikal meyveler ekeceğiz. Gençler burada bir fidanın nasıl yetiştiğini, bir sebzenin nasıl dikiminin yapıldığını nasıl yetiştiğini bizzat deneyimlesin istiyoruz. Yine bir kümes yaptık, kümesimizde tavuklarımız olacak. İstiyoruz ki gençlerimiz bir hayvanı da burada beslesin” diye konuştu.
KÜMES TÜRKİYE’DE BİR İLK
Türkiye genelinde Gençlik Merkezleri’nde Antalya’da yakın tarihte bir sera yapıldığını ifade eden Karakaya, “Antalya Özgecan Aslan Gençlik Merkezi’nde bir sera yapıldı daha öncesinde ama şu an kümes olan sanırım yok, kümes bizde ilk olacak” dedi.
SOKAK HAYVANLARI İLE İLGİLENDİK
Koronavirüs salgını süresince gönüllü gençlerle boş durmadıklarını belirten Karakaya, “Zaten kedi yuvası yapıyordu gençlerimiz, bu pandemi döneminde özellikle kedi yuvaları yaptık, mamalıklar yaptık, mama bulduk sokak hayvanlarına dağıttık, çeşitli faaliyetler yaptık bu anlamda. Bizzat tavuk da besleyelim istedik. Kedi de besleyeceğiz Gençlik Merkezimizde köpek de besleyeceğiz, bu şekilde gençlerimize ve canlılara faydalı olmaya çalışıyoruz” diye konuştu.
Görüntü Dökümü
———————–
– Gençlik Merkezi dış görünümü
– Sera yapım çalışmalarından kesitler
– Tavuk kümesinden görüntü
– Manavgat GSİM Süleyman Karakaya’nın konuşması
HABER- KAMERA: Ömer KARÇA/MANAVGAT,(Antalya)(DHA)
=================================================