KAYIP 2 YAŞINDAKİ SÜLEYMAN İÇİN KARADAN VE HAVADAN ARAMA (2)
1) ‘BORALAR’ SÜLEYMAN’I ARIYOR
Türkiye genelinde ve Suriye’de çok sayıda terör operasyonunda başarıyla görev alan, teröristlerin korkulu rüyası ‘Boralar’ timi de kayıp Süleyman Yıldırım’ı arama çalışmalarına katıldı. Bölgeyi titizlikle arayan AFAD ekibi ve komandolar, ağaç altları ve kovuklar dahil olmak üzere her noktaya bakıyor.
Görüntü Dökümü
———————–
-Arama çalışmalarından görüntüler
-Genel ve detaylar
Haber-Kamera: Fatih YILMAZ-Halil İbrahim YEL/TOKAT, (DHA)-
===========================================================
2) PROF. DR. ENGİNYURT: İL DIŞINDAN GELENLER VAKALARI ARTIRIYOR, KARADENİZ’E AKMAYIN
ORDU Üniversitesi (ODÜ) Tıp Fakültesi Aile Hekimliği Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Özgür Enginyurt, fındık tarımı için il dışından gelenlerin vaka artışına neden olduğunu belirterek, “Karadeniz’e akmayın. Fındık önemli bir gelir kaynağımız ama şu ana kadar fındık aklınıza gelmemişti. Yasaklar gelince mi fındık aklınıza geldi?ö dedi.
Ordu’da, son günlerde fındık tarımı için il dışından gelenlerin vaka artışlarına neden olduğu belirtildi. Günlük 574, haftalık ise 4 bin 19 vaka sayısına ulaşılan kentin cadde ve sokaklarında ise Hayat Eve Sığar (HES) kodu uygulaması yapılıyor. Uzmanlar da vakalardaki artış nedeniyle il dışından gelecek olanlara uyarılarda bulundu.
Aile Hekimliği Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Enginyurt, vatandaşın köylerde bir araya gelmesinin, salgının yayılmasını hızlandırdığını belirterek, şunları söyledi:
“İstanbul’dan Karadeniz’in özellikle fındık üretilen şehirleri olan Ordu ve Giresun’a gelen ciddi bir hareketlilik var. Bugünlerde sokaklarda, ana yol üzerinde 34 plaka birçok aracı görmek mümkündü. Perşembe gecesinden itibaren pandemiyle ilgili yasaklar başlayacak. Ekonomiden önemlisi bizim sağlığımız. O yüzden vatandaşların bu kadar fındık üreten illere akması hiç doğru değil. Burada olan kişilerle fındık hazırlığının yapılması çok mümkündür. Bu kaçışın sadece fındıkla da ilgili olduğunu düşünmüyorum. İnsanlar kapalı kalacakları günleri köylerinde geçirecekler, diye düşünüyorum. Bu daha öncesinde yaşadığımız yanlış bir uygulama. İnsanlar köylerde bir araya gelerek koronavirüsün yayılmasını hızlandırıyorlar.ö
‘YASAKLAR GELİNCE Mİ FINDIK AKLINIZA GELDİ?’
Covid-19’dan korkulduğunu söyleyen Prof. Dr. Enginyurt, “Örnek vereyim; bir hastamızın kızı, hastanın Covid-19 çıktığını öğrenince bakımından dahi vazgeçti. Anasından, babasından, çocuğundan, eşinden vazgeçebilecek kadar koronavirüsten korkuyorlar ama biz söylediğimizde korkmuyorlar. Bu kadar korktuğunuz bir hastalığı yaymak için Karadeniz’e akmayın. Fındık önemli bir gelir kaynağımızdır ama şu ana kadar fındık aklınıza gelmemişti. Yasaklar gelince mi fındık aklınıza geldi? Vatandaşlar tamamıyla kurallara uymuyor. Aşı çıkmadan önce biz ne zaman aşı olacağız, diyenler; aşı randevularını alıp, aşı olmaya gelmiyorlar. Bunlarla karşılaşıyoruz ama maske, mesafe, hijyeni anlatamadık. Aşıyı anlatmakta zorlanıyoruz. Elimizden gelenleri yapmaya çalışıyoruz. Vatandaş işin başından beri ciddiye almıyor. Sıkıntımız bundan ibaretö dedi.
‘AİLE İÇİ BULAŞ ÇOK FAZLA’
Kente yaşayanlardan Kamil Yılmaz ise İstanbul’dan gelenler nedeniyle vaka artışı yaşandığını belirterek, “Vatandaşımız bu konuda duyarlı değil. Görüyoruz, caddeler çok kalabalık. Sokaklarda insanlar arasındaki mesafe 50 santime kadar düşüyor. Normalde 2 metreye yakın mesafe olması gerekiyor. Geçen yıl sokağa çıkma yasağında İstanbul’da yaşayanlar Türkiye’ye dağılmıştı. Sanırım yine aynısı oluyor. Ondan kaynaklı artış yaşanıyor. 17 günlük kısıtlamanın bu süreçte olumlu yansıyacağını düşünüyorum. Başka insanlarla bir arada bulunmayacaksınız. Sadece kendi ailenizle. Hastalığın iyileşme süreci de 14-15 gün. Bu süreçte insanlar toparlar ve düşüş olur, diye düşünüyorum. İnşallah bundan sonra tekrar yükselmezö diye konuştu.
Hemşire Hatice Aydın Coşkun ise aile içi bulaşın fazla olduğunu kaydederek, “Ben filyasyon ekibinde çalışıyorum. Sahada gördüğümüz kadarıyla aile içi bulaşlar fazlaö dedi.
Görüntü Dökümü
———————–
-Cadde yürüyen vatandaşlardan detay görüntü
-Caddelerde denetim yapılmasından detay görüntü
-Diğer detaylar
-Prof. Dr. Özgür Enginyurt ile röportaj
-Vatandaş röportajları
Haber/Kamera: Mustafa KIRLAK-ORDU-DHA
=============================================================
3) EVİN ÖNÜNDE BAĞLI DURAN KÖPEĞİ TABANCAYLA YARALAYIP, KAÇTILAR
Antalya’nın Serik ilçesinde kimliği belirsiz 2 şüpheli, Yusuf ve Teslime Sarı çiftinin evinin önünde bağlı duran köpeğe önce bıçakla saldırmak istedi, ardından da tabancayla ateş ederek yaraladı. Saldırganlar olay yerinden kaçarken, karnını sıyıran mermi nedeniyle yaralanan hayvan tedaviye alındı. Sarı çiftinin şikayetçi olduğu saldırganların yakalanması için çalışma başlatıldı. Olay anı ise güvenlik kamerasına yansıdı.
Serik’e bağlı Akçaalan Mahallesi Pazar Caddesi’nde oturan Yusuf ve Teslime Sarı çifti, dün saat 21.00 sıralarında evde bulunan güvenlik kamerası görüntüsüne bakarken, yoldan geçen bir aracın evin önünde durduğunu fark etti. Araçtan inen 2 kişinin ellerinde bıçakla evin önünde bağlı duran Kangal kırması çoban köpeği ‘Cesur’a doğru yaklaştığını gören Teslime Sarı, hemen dışarı çıkıp köpeğin yanına gitti. Teslime Sarı’nın ne yaptıklarını sorduğu ve tepki gösterdiği 2 kişi küfür ederek hızla olay yerinden kaçtı. Teslime Sarı da olayın ardından evine çıktı.
Yaklaşık 15 dakika sonra evin önünden 3 el silah sesi geldiğini duyan çift, dışarı çıktıklarında köpeğin yerde kan içinde yattığını gördü. Karnından yaralanan köpek ihbar üzerine gelen Serik Belediyesi’ne bağlı ekipler tarafından tedavi edilmek üzere veterinere götürüldü. Evdeki kamera görüntülerini izleyen çift daha önce ellerinde bıçakla gelen saldırganların bu kez tabancayla ateş açıp kaçtığını gördü. Durumu polise bildiren Yusuf ve Teslime Sarı çifti olayla ilgili şikayette bulundu. Polis olayla ilgili inceleme başlattı.
‘NEDEN YAPTIKLARINI BİLMİYORUM’
Yusuf Sarı, “Önce kimliği belirsiz kişiler evin önüne gelip bıçakla köpeğe saldırıyor. Benim hanım görüp müdahale ediyor. Hanıma hakaret edip kaçıyorlar. Daha sonra tekrar geliyorlar. 3-4 el silah sesi duyduk, köpeğe ateş ediyorlar. Koşarak hemen yanına geldik. Köpek kanlar içinde yerde yatıyordu. Hemen güvenlik güçlerine haber verdik. Yapanları tanımıyorum. Neden yaptıklarını bilmiyorum. Akşam saat 21.00’e doğru bir geliyorlar, daha sonra 21.15 sıralarında tekrar geliyorlar. Konuyla ilgili emniyette şikayetçi olduk. Bunu yapanlardan şikayetçiyiz” dedi.
‘SAĞLIK DURUMU GAYET İYİ’
Köpeğin tedavisini yapan veteriner Faruk Oğan, “Köpeğimize ateşli silah ile yaralama olayı olmuş. Köpeğin alt orta kısmında kurşun sıyırıp, yaralayarak geçmiş. Önemli bir yarası yok. Ama iyileşecek. Sağlık durumu gayet iyi. Gelir gelmez müdahale ettik. 2-3 gün süreyle müşahede altında tutacağız. Çok korkmuş, ürkmüş. İnsanlara güveni sarsılmış. Şu anda gayet iyi çok sevecen bir köpek. Şansı varmış kurşun tehlikeli bölgeye gelmemiş. Sıyırıp geçmiş. Bunlar canlı ama bunu yapan insanlar kötü” dedi.
Görüntü Dökümü
———————–
– Güvenlik kamerasına yansıyan olayım görüntüsü
– RÖP1: Yusuf Sarı
– RÖP2: Teslime Sarı
– RÖP3: Faruk Oğan
– Evden detay görüntüler
HABER- KAMERA: Namık Kemal KILINÇ/SERİK (Antalya), (DHA)
=============================================================
4) İZMİRLİ MÜHENDİS SULAMA TEKNOLOJİSİ GELİŞTİRDİ
İZMİR’de Ziraat Mühendisi Ahmet Ömer Yuluğ, toprak altındaki bitki köklerinin simülasyonunu oluşturup, bütün sulama işlemini bu simülasyona göre yöneten sulama teknolojisi geliştirdi. Yuluğ, geliştirdiği sulama teknolojisi sayesinde, tarım ve peyzajda yüzde 50 su ve gübre tasarrufu sağlandığını söyledi.
İzmir’de yaşayan ve 1997 yılından bu yana sulama sistemleri üzerine çalışmalar yapan Ziraat Mühendisi Ahmet Ömer Yuluğ, toprağın altına yerleştirilen sensörler sayesinde, bitkilerin kök derinliklerini hesaplayan, toprak altının haritasını simüle eden ve bütün sulama işlemini bu simülasyona göre yöneten sulama teknolojisi geliştirdi. Yuluğ, sensörlerin akıllı vanalara bağlı olduğunu söyleyerek, herhangi bir sulama ihtiyacı söz konusu olduğunda vanaların otomatik olarak harekete geçtiğini belirtti. Yuluğ, “Gördüğüm en büyük problem çiftçilerde ve yerel idarelerde herhangi bir bilgiye dayanmadan sulama sistemlerinin manuel olarak üretilmesiydi. Bizim teknolojimizin patentli olan birçok kısmı var, ancak en önemli kısmı, toprağın altına modüler olarak yerleştirilen sensörler. Diğer sensörlerden farkı, bir matriks yapıyla çalışması” dedi.
Geliştirdikleri sistem sayesinde toprağın içindeki köklerin tespit edilmesinin ardından suyun hareketinin tamamen kontrol altına alınabildiğini ifade eden Yuluğ, “Ya da çiftçi dostlarımıza mesaj atıyor diyor ki sulama zamanı geldi, bir mesaj atıp sulama zamanı bitti diyor. Biz çiftçimizin toprağın altındaki gözü oluyoruz. 100 birim gübrenin 75 birimi istatistiklere göre boşa gidiyor. Bu fazla gübreler yer altı sularına karışıyor, buna da nitrat kirliliği deniyor. O yer altı sularından tekrar sulama yapmak isteyen çiftçilerimiz de bu suyu kullanmak zorunda kalıyor. Biz boşa giden yüzde 75’lik miktarı, maddi olarak ceplerinde tutmalarını sağlıyoruz. Suyun ve gübrenin kök bölgesinin aşağısına kaçmasını engelleyerek, yüzde 50’nin üzerinde su, gübre ve işçilik tasarrufu yapmalarını sağlıyoruz. Bu da ürün verimi ve kalitesini artırdığı gibi bitki hastalık ve zararları da azaltıyor” diye konuştu.
Görüntü Dökümü
———————–
– Ömer Yuluğ ile röp.
– Tasarruf yapılmasını sağlayan sensörlerden görüntü
– Genel ve detay görüntüler
Haber: Davut CAN – Kamera: Ahmet Turhan ALTAY / İZMİR, (DHA)
=============================================================
5) ORMAN YANGINLARIYLA MÜCADELE GÖNÜLLÜLERİNE SERTİFİKA
İZMİR’de, ağaca ve ormana duyarlı kişilerden oluşan bir grup, verilen eğitimle orman yangınlarına müdahalede neler yapılması gerektiğini uygulamalı öğrenip, sertifikalarını aldı.
İzmir Orman İşletme Müdürlüğü’nce ağaca ve ormana duyarlı kişilerden oluşan bir gruba eğitim programı düzenledi. Kemalpaşa ilçesi Karabel Orman İşletme Şefliği görevlilerince Yukarı Kızılca köyü sakinlerinden oluşan 15 kişiye, ilk olarak teorik eğitim verildi ardından olası orman yangınlarına karşı müdahalede neler yapılması gerektiği uygulamalı gösterildi. Başarılı geçen eğitimin ardından gruba, ‘Orman Yangınları ile Mücadele Gönüllüleri’ sertifikası verildi.
Yukarı Kızılca köyünün muhtarı ve aynı zamanda gönüllü yangın ekibinin başı Mehmet Çoban, erken ve hızla müdahale edilemeyen yangınların, köylülerini de tehdit edeceğini belirtip, “Orman bize oksijen verir, hayat verir; yaşam kaynağımızdır. Ormanı korumak, vatanı korumaktır” dedi. Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli’yi de köylerine davet eden muhtar Çoban, sadece orman yangınları konusunda değil ormana kötü niyetli kişilerden gelebilecek her türlü olumsuz davranışa da izin vermediklerini, sıkı takipte olduklarını ve gördükleri şüpheli durumu jandarma ile Karabel Orman İşletme Şefliği’ne bildirdiklerini dile getirdi.
İzmir Orman İşletme Müdür Yardımcısı Burak Akkurt ise İzmirlilerin eskiden beri ağaca ve ormana çok duyarlı olduklarını, sürekli kendilerine orman yangınlarında ön saflarda görev almak istedikleri yönünde talepler geldiğini söyledi.
Görüntü Dökümü
———————–
-Verilen eğtimlerden görüntü
Haber- Kamera: Kadir ÖZEN / İZMİR, DHA
=============================================================