Notice: Function _load_textdomain_just_in_time was called incorrectly. Translation loading for the jetpack-boost domain was triggered too early. This is usually an indicator for some code in the plugin or theme running too early. Translations should be loaded at the init action or later. Please see Debugging in WordPress for more information. (This message was added in version 6.7.0.) in /home/haberolduk/domains/haberolduk.com/public_html/wp-includes/functions.php on line 6114

Notice: Function _load_textdomain_just_in_time was called incorrectly. Translation loading for the jetpack domain was triggered too early. This is usually an indicator for some code in the plugin or theme running too early. Translations should be loaded at the init action or later. Please see Debugging in WordPress for more information. (This message was added in version 6.7.0.) in /home/haberolduk/domains/haberolduk.com/public_html/wp-includes/functions.php on line 6114
DHA YURT BÜLTENİ – 6 – Haberolduk.com – Son Dakika Haberler

DHA YURT BÜLTENİ – 6

dha-yurt-bulteni-6-qG6DsFwY.jpg

1) FİLYASYON EKİBİNDEN BİR RİCA; ‘TEK ÇABALAYAN BİZ OLMAYALIM’
 
VAKA sayılarının arttığı Tekirdağ’da filyasyon ekipleri, çalışmalarını gece gündüz sürdürüyor. Ekipte bulunan 22 yıllık ebe Aslı Gözşahin (43), çabalarına rağmen vaka artışının kendilerini üzdüğünü belirterek, “Sağlık çalışanları olarak yorulduk, 1 yıldır geceli gündüzlü çalışıyoruz. Vakalar da arttığı için ‘Çabalarımız boşa mı gidiyor’ diye düşünüyoruz. Tek çabalayan biz olmayalım. Bireysel olarak herkesin elini taşın altına koyması gerektiğini düşünüyorum. Herkes kişisel çabasını gösterirse sadece bizden bir şeyler beklenmezse çok daha rahat bu olayı atlatabiliriz” dedi.
Koronavirüs vaka sayısı artan iller arasındaki Tekirdağ’da filyasyon ekipleri, mesai saati gözetmeden çalışmalarını aralıksız sürdürüyor. Merkez Süleymanpaşa İlçe Sağlık Müdürlüğü’nde 22 yıldır görev yapan, 2 çocuk annesi ebe Aslı Gözşahin, filyasyon ekibindeki arkadaşları ile canla başla çalıştıklarını söyledi. Sahadaki çalışmalarında bazen sorunsuz gün geçirdiklerini bazen de istenmeyen durumlarla karşılaştıklarını anlatan Gözşahin, şunları söyledi:
“Gün içinde her gün farklı bir şey oluyor. Bazen sorunsuz geçiriyoruz bazen yüzümüzü güldüren olaylar oluyor. Bazen gerçekten o günün bitmesini istediğimiz durumlar da yaşadığımız oluyor. Aşılama uygulamasında güzel bir olay yaşamıştım. Yaşlı bira amcanın evine gitmiştik. Kendisi yalnız yaşıyordu. Baştan bize çok aradığımız için ‘Niye beni rahatsız ediyorsunuz’ diye bize cümleler kurdu. Daha sonra biz onun evde yalnız yaşadığını fark ettik. Baktığımızda amcanın eşinin vefat ettiğini, bu yüzden bu şekilde davrandığını anladık. Kendisiyle her zaman olumlu cümlelerle konuşmaya başladık. Aşılama uygulamasını yaptık sonra çıkarken amca ağlamaya başladı. Ona davranışımız belki çok hoşuna gitti belki de çok yalnız olduğu için birilerine ihtiyacı vardı. Çıkarken ‘İkinci aşıma da ne olur siz gelin, beni unutmayın burada’ diyerek uğurlamıştı.”
‘KURALLARA UYULMUYOR’
Vaka sayılarının artmasının tedbirlere uyulmamasından kaynaklandığını söyleyen Gözşahin, “Tekirdağ maalesef her zaman riskli bölgeler sıralamasında üst sıralarda yer alıyor. Birinci dönem pandemide de yine aynı şeyi yaşamıştık. Ben insanların kurallara uymamasından kaynaklandığını düşünüyorum. Biz sıcakta veya soğukta gün boyu çift maskeyle nefes almakta zorlansak da çıkarmadığımız maskeleri, kişiler günlük işlerini yapmak için birkaç saat de olsa takmamayı yeğliyorlar. Kişilerin bu cesaretini anlamakta zorlanıyorum. Hastalığı geçirmemek adına kullanmak gerekirken illa rahatsızlandıktan sonra mı tedbir almayı düşünüyor kişiler, onu anlamakta zorlanıyorum açıkçası” dedi.
‘ARTIK YORULDUK’
Aslı Gözşahin, sağlık çalışanlarının geceli gündüzlü çalıştığını ancak kurallara uymayanların kendilerini üzdüğünü dile getirerek, “Sağlık çalışanları olarak artık yorulduk. 1 yıldır geceli gündüzlü çalışıyoruz. Vakalar da arttığı için ‘Çabalarımız boşa mı gidiyor acaba’ diye düşünüyoruz. Tek çabalayan biz olmayalım. Kişilerin de bireysel olarak herkesin elini taşın altına koyması gerektiğini düşünüyorum. Herkes kişisel çabasını gösterirse sadece bizden bir şeyler beklenmezse çok daha rahat bu olayı atlatabiliriz, diye düşünüyorum” diye konuştu. 
Filyasyon ekibindeki ebelerden Müzeyyen Yüksel de canla başla çalıştıklarını buna karşın vakaların artmasının kendilerini üzdüğünü belirterek, “Ben yaklaşık 1 yıldır sahadayım. Durumlar düzelecek, diye beklerken her geçen gün kötüye gitmesi bizi gerçekten üzüyor. Biz sağlık çalışanları olarak çok yorulduk. Biraz rahatlayacağız, diye beklerken tekrar vakalar artıyor. Bu yüzden herkes sorumluluğunu bilsin, istiyoruz” dedi. 

Görüntü Dökümü
———————–
-Aşıların kutulara konması
-Ekiplerin İlçe Sağlık Müdürlüğü’nden çıkmaları 
-Aşıların sağlık ocağına teslim edilmesi 
-Filyasyon ekiplerinin çalışmaları
-Ebe Aslı Gözşahin ire röp.
-Ebe Müzeyyen Yüksel ile röp.
-Tekirdağ havadan drone ile
-Sokaklardan insan detayları

Haber- Kamera:Mehmet YİRUN-Şafak TAŞOYAR /TEKİRDAĞ,(DHA)

==========================================================

2) ADANA’DA ÇOCUK VAKALARDA İNGİLİZ VARYANTI ARTIŞI TEDİRGİN EDİYOR
 
ÇUKUROVA Üniversitesi (ÇÜ) Tıp Fakültesi Balcalı Hastanesi Çocuk Enfeksiyon Hastalıkları Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Derya Alabaz, Adana’da erişkinlerde olduğu gibi çocuk vakalarda da daha hızlı yayılım özelliğine sahip İngiliz varyantının görüldüğünü ve artış gözlemlediklerini bildirdi. Yaklaşan Ramazan Bayramı ile ilgili de ailelere uyarılarda bulunan Alabaz, el öpme geleneğinin gelecek seneye kalması gerektiğini vurguladı. 
Pandemi dönemi toplumda vaka sayısı erişkinlerle beraber çocuklarda da artış gösteriyor. Koronavirüsün daha hızlı yayılımına ve bulaşına neden olan İngiliz varyantı, Adana’da erişkinlerdeki gibi çocuklarda da görülürken, bu durum uzmanları tedirgin ediyor. Çocuklarda bulaşın önlenmesi, hızlı şekilde tedaviye başlamaları ve iyi izlenmeleri açısından evde aile fertlerinden birinin koronavirüs geçirmesi durumunda daha sonra çocukta görülen herhangi bir belirti halinde doktora başvurulması gerektiği belirtiliyor. Çocuklarda bulaşın okuldan çok ev içinde gerçekleştiğine dikkati çeken ÇÜ Tıp Fakültesi Balcalı Hastanesi Çocuk Enfeksiyon Hastalıkları Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Derya Alabaz, koronavirüs geçiren çocuklarda daha sonra oluşabilecek post sendromlara dikkat edilmesi gerektiğini bildirdi. Prof. Dr. Derya Alabaz, yaklaşan Ramazan Bayramı ile ilgili de ailelere uyarılarda bulanarak el öpme geleneğinin gelecek seneye bırakılmasını istedi.  
‘İNGİLİZ MUTANTI ARTIŞTA’
Erişkin vakaların daha çok olduğunu ancak aile içi bulaş nedeniyle çocuk vakalarda da artış gözlemlediklerini dile getiren Prof. Dr. Derya Alabaz, “Aile içindeki bulaşlarla beraber çocuklarda da İngiliz mutantını daha fazla görmeye başladık. Şu an için erişkindeki gibi çocuk vakalarda da İngiliz varyantı artış durumundadır. Bu durumun çocuklarda, erişkinlerden daha farklı tablo yarattığı gibi bir izlenime kapılmayalım ama daha kolay bulaşabildiği ve daha çok yayılabildiği için bizi tedirgin eden bir varyanttır. Bunların çoğunu evde izlemeye çalışıyoruz ama daha sonraki dönemlerdeki etkilenimlerini herhalde zamanla göreceğiz” diye konuştu.
‘EL ÖPME GELENEĞİ SENEYE KALSIN’
Yaklaşan Ramazan Bayramı ile ilgili de ailelere uyarılarda bulunan Prof. Dr. Derya Alabaz, şöyle konuştu:
“El öpmek bir çocuğun bayramdaki olmazsa olmazıdır. Çünkü onlar özellikle harçlıklarını toplayabilmek için bunu istiyorlar. Ancak artık farklı tokalaşma farklı kucaklaşma yöntemleri var. Büyük anne ve büyük babalar bu yöntemleri kullansalar çok daha iyi olacak. Onların torunlarını çok fazla özlemesiyle öpüşme, el öpme gibi durumlar el hijyeni açısından sıkıntılar yaratabilir. Biz tabii ki geleneklerimizin devam etmesini her zaman istiyoruz ancak Covid pandemisi döneminde evet belki harçlıklar verilsin ama kucaklaşma ve el öpme konusu herhalde hepimizin anlayacağı gibi gelecek seneye kalmalıdır.” 
KORONAVİRÜS VE MIS-C BELİRTİLERİ
Koronavirüs nedeniyle çocuklarda ishal, ateş, cilt döküntüleri gibi belirtiler görüldüğünü söyleyen Prof. Dr. Alabaz, özellikle çabuk yorulan, ateşi uzun süre devam etmiş olan vakaların kardiyolojik yönden izlendiğini bazılarının da gözlem altında tutularak takip edildiğini kaydetti. Bu grupta bir diğer tehlike olan MIS-C sendromunun belirtilerini de anlatan Alabaz, “MIS-C, Covid-19 virüsüyle enfekte olunduktan sonra yaklaşık 4-5 hafta sonra aslında bağşıklık sisteminin verdiği ileri derece bir yanıttır. Bu durumda ateş, ishal, daha küçük yaş grubu iştahsızlıkla kendini gösteren, tat alma, koku duyusu biraz daha erişkinlerden az etkilenen ama kardiyak problemlerle gelebilen bunun yanında bağırsakları tutan, karın ağrısı ishalle giden bir tablo olabiliyor” dedi.  
MIS-C İLE KAYBEDİLEN VAKALAR OLDU
MIS-C sendromu nedeniyle kaybedilen hastalar olduğunun altını çizen Prof. Dr. Derya Alabaz, şöyle konuştu: 
“Bunlar özellikle kalbi, damar sistemini tuttuğunda ritim bozukluğundan kalp yetmezliğine kadar hatta beyini bile tutan, menenjiti taklit eden tablolarla da gelebiliyorlar. Bu hastaların özellikle gecikmeden gelmeleri kıymetli. Çünkü eğer çok etkilenirse bizim yapabileceğimiz tedavilerde kısıtlanıyor. Ama daha hafif semptomlarla gelen çocuklar evde bir haftaya kadar ki bulgularla toparlayabiliyorlar. Bizim en tehlikeli gördüğümüz dönem adolesan çağıdır. Bu yaş gurubunda erişkinlerdeki gibi kalp-damar sistemi etkilenmektedir. 1 yaşındaki bebeğin bile bu virüsten etkilendiğini gördüğümüz gibi en çok aslında adolesan çağına ailelerin dikkat etmesi gerekiyor. Şikayet ve bulgularını vermeyen çocukların üzerine biraz daha titrenmesi gerektiğini vurgulamak istiyorum.”

Görüntü Dökümü
———————–
– ÇÜ Tıp Fakültesi Balcalı Hastanesi Çocuk Enfeksiyon Hastalıkları Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Derya Alabaz ile röp. 
– Balcalı Hastanesi’nin dış görüntüsü

Haber:Gülşah ÖZGEN-Kamera: Can ÇELİK /ADANA,(DHA)

======================================

3) GÖLLERİ VURAN KURAKLIK, 36 YILLIK UYDU FOTOĞRAFLARIYLA BELGELENDİ
 
‘GÖLLER Yöresi’ olarak bilinen bölgedeki Burdur, Eber, Akşehir, Işıklı Gölü ve Acıgöl’deki su seviyesinin kuraklık nedeniyle düşüşü, 1984 ve 2020 yılları arasında çekilen uydu fotoğraflarıyla belgelendi. 36 yıl boyunca çekilen fotoğrafların time lapse (hızlandırılmış) video haline dönüştürülmesiyle özellikle Akşehir ve Burdur Gölü’nde, ciddi oranda su çekilmesi meydana geldiği görüldü.
Türkiye’de son yıllarda artan kuraklık nedeniyle su kaynaklarında ve göllerdeki su seviyesinde gözle görülür azalma yaşanıyor. Ülkede çoğu göldeki su seviyesi düşerken, bazıları ise tamamen kurudu. Bu değişim, son 36 yıllık uydu fotoğraflarıyla tespit edildi. Fotoğrafların Google Earth tarafından time lapse özelliğiyle birleştirilmesi sonucu ortaya çıkan videoda, 1984 ile 2020 yılları arasında göllerdeki su çekilmesi ve kurumalar görüldü. Akdeniz’de ‘Göller Yöresi’ olarak bilinen bölgedeki Burdur, Eber, Akşehir, Işıklı Gölü ve Acıgöl’de su çekilmesi, uydu fotoğraflarıyla belgelendi. 36 yıllık fotoğraflarda Burdur Gölü’nün bir bölümünün, Eber ve Işıklı Gölü’nün çevresinin, Acıgöl’ün ise kuruyan bölümlerin tarla olarak kullanıldığı görüldü. Akşehir Gölü’nün ise 36 yıl içinde neredeyse kuruma noktasına geldiği fotoğraflarla ortaya çıktı.
Akdeniz Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Çevre Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Hasan Merdun, su kaynaklarındaki değişimin ana nedeninin, kuraklık olduğunu söyledi. Prof. Dr. Merdun, “Kuraklığın arkasındaki asıl sebep ise küresel ısınma ve iklim değişikliği. Özellikle Akdeniz ülkelerinde küresel ısınma ve iklim değişikliğinin etkisinin çok daha ciddi olacağı dile getiriliyor. Bu durum elbette korkutucu. Türkiye su zengini bir ülke değil. Bir ülkenin su zengini olabilmesi için kişi başına en az 3 bin 600 metreküp su tüketimi olması gerekiyor. Türkiye’de bu rakam 1000 metreküp civarında” dedi.
Kuraklık nedeniyle göllerin kaybedilebileceğini de söyleyen Prof. Dr. Merdun, “Doğal iklimin etkilerinin yanında insan faktörü devreye girince çok ciddi sorunlara sebep oluyor. Yüzey sularının çok hoyratça kullanılması, yer altı sularının çok düzensiz çekilmesi bunların başında yer alıyor. Dolayısıyla yer üstü ve yer altı sularının bilinçsizce kullanılması sonucu bu kuraklık çok daha hızlı ve şiddetli hale gelecek” diye konuştu.

Görüntü Dökümü
———————–
– Burdur Gölü’ndeki çekilmeden arşiv görüntüleri
– Eber Gölü’ndeki çekilmeden arşiv görüntüleri
– Burdur, Eber, Akşehir, Işıklı Gölü ve Acıgöl’deki su çekilmelerinin time lapse videoları
– RÖP: AÜ Mühendislik Fak. Çevre Müh. Bölüm Başkanı Prof. Dr. Hasan Merdun 

HABER-KAMERA: Semih ERSÖZLER/ANTALYA, (DHA)

=======================================================

4) KÜTAHYA’DA DERNEKTE OYUN OYNAYAN 12 KİŞİYE 39 BİN LİRA CEZA

KÜTAHYA’da dernekte kurulan masalarda oyun oynarken yakalanan 12 kişiye, koronavirüs tedbirleri kapsamında 39 bin lira idari para cezası uygulandı.
Kütahya Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şubesi ekipleri, Servi Mahallesi’ndeki bir dernekte oyun oynatıldığı bilgisi üzerine harekete geçti. Savcılık talimatıyla derneğe baskın yapan polis ekipleri okey ve iskambil oynayan 12 kişiyi yakaladı. Kimlikleri tespit edilen 12 kişiye koronavirüs tedbirlerine uymadıkları gerekçesiyle 39 bin lira idari para cezası kesildi.

Görüntü Dökümü
———————–
-Polisin adrese girişi
-İçeride oyun oynayan kişilerin görüntüsü
-Üst aramalarının Yapılması
-Genel görüntüler

Haber-Kamera: Oğuzhan KILIÇ/KÜTAHYA,(DHA)-

=======================================================

5) KIZILAY ÜYELERİ, ‘KORONAVİRÜS’ MANİLERİYLE SAHURA KALDIRIYOR

BAYBURT’ta, sahur vakti davul çalarak, ramazan geleneğini yaşatmaya çalışan Genç Kızılay üyeleri, mahalleliyi koronavirüs ile ilgili yazdıkları manilerle uyandırıyor.
Bayburt Genç Kızılay üyeleri, ramazan ayında davul çalarak, mahalle sakinlerini sahur için uyandırıyor. Ezana 2 saat kala hazırlıklarını bitirip, sokaklara çıkan gönüllüler, bu geleneği yaşatmaya devam ediyor. Sokak sokak gezen üyeler, mahalleliyi koronavirüs ile ilgili yazdıkları manilerle sahura kaldırıyor. ‘Ramazan geldi ramazan, sen sadece evinde kal. Aklın kimsede kalmasın, bu hilal bu günler için var. Sevdiklerin hatırına sen sadece evde kal’ manilerini okuyan üyeler, ramazan ayının sonuna kadar bu etkinliği sürdürecek.
3 yıl önce bu projeyi başlattıklarını anlatan Bayburt Genç Kızılay İl Başkanı Hasan Türkoğlu, “Amacımız; gelenek ve göreneklerimizi unutturmamak ve insanlarımızın ihtiyaçlarını karşılamak. Geçen sene koronavirüs süreci olunca biz de manilerimizi değiştirdik, Covid-19’a uygun maniler okuyoruz. Böylece kuralları hatırlatıyoruz. Hiçbir ücret almıyoruz, tamamen gönüllülük esaslı yapıyoruz. Vatandaşlar, camlara, balkonlara çıkınca mutlu oluyoruz. İnsanlarımızın küçük istekleri de oluyor. Mesela ilk gecemizde bir annemizin ekmeği yoktu, hemen ekmeğini temin ettik” dedi.
Gönüllü Tuğrul Fidan ise “Gönüllülük esasıyla her yıl ramazan ayında davul çalma işine devam edeceğiz, halkımıza bu gelenek ve göreneğimizi gösterdiğimizden dolayı mutluyum” diye konuştu.

Görüntü Dökümü
———————–
-Davul çalan ve mani okuyan üyelerden detaylar
-Bayburt Genç Kızılay İl Başkanı Hasan Türkoğlu’nun röportajı
-Gönüllü Tuğrul Fidan’ın röportajı
-Detaylar

Haber-Kamera: Murat SÖYLEMEZ/BAYBURT, (DHA) –

=======================================================

Exit mobile version