1) KONYAALTI SAHİLİ’NDE ‘ZEHİRLİ EKMEKLE’ BALIK AVI
Antalya’nın dünyaca ünlü Konyaaltı Sahili’nde zehirli ekmek yedikleri için ölen balıklar kıyıya vurdu. Ölü balıkları denizden çıkaran Prof. Dr. Mehmet Gökoğlu, “Bu balıkları vatandaşa satıyorlar. İnsan sağlığı için tehlikeli. Balıkları yiyen diğer deniz canlıları da ölebilir” dedi.
Akdeniz Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi’nden Prof. Dr. Mehmet Gökoğlu, öğrencileriyle birlikte dalış için gittiği Antalya’nın dünyaca ünlü Konyaaltı Sahili’nde dalış yapıp dipte bir süre inceleme yaptı. Dalıştan sonra çıkmak üzereyken kıyıya yakın noktada ölü balıkları gören Prof. Dr. Gökoğlu, balıkların yakınlarında çok sayıda ekmek gördü. Kimliği belirsiz kişi ya da kişilerin sabah erken saatlerde sahilde kimsenin olmadığı anları fırsat bilerek zehirli ekmekleri sahile bırakarak balık avladıklarını belirleyen Prof. Dr. Gökoğlu, bu türden avcılığın doğayı katlettiğini ifade etti.
‘ZEHİRLİ BALIKLARI SATIYORLAR’ İDDİASI
Avcıların olta ya da diğer avcılık yöntemleri yerine daha kolay olduğu gerekçesiyle zehire batırdıkları ekmeklerle balık avlamayı seçtiğini anlatan Prof. Dr. Mehmet Gökoğlu, bu yöntemle balıkların toplu bir şekilde yaşamını yitirdiğini ifade etti. Bu yöntemin özellikle Akdeniz bölgesinde sıklıkla kullanıldığını da ifade eden Prof. Dr. Gökoğlu, “Bu resmen doğayı katletmektir. Zehirli ekmek veriyorlar ve yiyen balıklar sürü halde ölüyor. Dalış tüpüm bittiği için çıkmak zorunda kaldım. Yoksa dipte daha çok sayıda balık var. Ancak 8 kadarını kıyıya çıkarabildim. Bu balıkları bir de toplayıp vatandaşa satıyorlar. Bu zehir insan sağlığı için de tehlikeli. Bu ölü balıkları yiyen ahtapot, fok gibi canlılarda yaşamını yitiriyor” dedi.
Görüntü Dökümü
———————–
– Deniz yüzeyinde ekmek görüntüleri
– Sahilden balık avlayanlardan görüntü
– Ölü balıklardan görüntü
– RÖP: Prof. DR. Mehmet Gökoğlu
HABER: Alparslan ÇINAR-KAMERA: Mehmet KILIÇASLAN/ANTALYA,(DHA)
=================================================================
2) POLİS, KAPORTACI GİBİ ÇALIŞIP TAKİP YAPARAK OTO HIRSIZLIK ŞEBEKESİNİ ÇÖKERTMİŞ
ADANA merkezli 13 ilde oto hırsızlığı yapıp, bu araçların şasi numaralarını değiştirerek satan şebekeye yönelik düzenlenen operasyona ilişkin yeni detaylar ortaya çıktı. Operasyon öncesi polisin, şebekeye ait oto servis ve tamirhanelere yakın iş yerlerinde kaportacı ve temizlikçi gibi çalışarak takip yaptığı belirtildi. Şebekenin, Mersin’de çaldıkları araçları 5 katlı binanın damına vinç yardımıyla çıkararak burada parçaladıkları ifade edildi.
İl Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube Müdürlüğü’ne bağlı Oto Hırsızlık Büro Amirliği ekipleri, Adana merkezli bir şebekenin farklı model ve markalardaki araçları çalıp, şasi numaralarını değiştirerek sahte plakalarla sattığı bilgisine ulaştı. Şebekenin ayrıca, piyasadaki hacizli ya da ağır hasarlı araçları değerinin altında satın aldıkları, ardından da aynı model araçlardan çalarak parça değişimi yapıp sattıkları saptandı.
Polisin, 4 aylık teknik ve fiziki takibinin ardından şebekeye üye oldukları öne sürülen 49 kişi için savcılık gözaltı kararı çıkardı. 23 Ocak’ta, Adana merkezli 13 ilde operasyon düzenleyen ekipler, tüm şüphelileri gözaltına aldı. Aralarında şebeke lideri M.E.’nin de bulunduğu şüphelilerden 20 kişi tutuklandı, 13’ü adli kontrol şartıyla, 29 kişi serbest bırakıldı.
Operasyonda el koyulan 12’si çalıntı, 18’i hacizli aracın, piyasa değerinin 5 milyon TL olduğu bildirildi.
5 KATLI BİNANIN DAMINDA ARAÇ PARÇALAMIŞLAR
Operasyon kapsamında Mersin’in Akdeniz ilçesinde şebekeye ait iş yerine yapılan baskında, şüphelilerin, 5 katlı binanın damında araç parçaladıkları belirlendi. Çalıntı ya da hacizli araçların vinç yardımıyla binanın damına çıkarıldığı, şüphelilerin de burada araçları parçalayıp çıkardıkları tespit edildi. Damda yapılan aramalarda çok sayıda araç parçası da ele geçirildi.
POLİS, KAPORTACI VE TEMİZLİKÇİ GİBİ TAKİP ETMİŞ
Bu arada polisin, takip sırasında şebekeye ait tamirhane ve oto servislere yakın iş yerlerinde kaportacı ve temizlikçi gibi çalıştığı belirtildi.
Görüntü Dökümü
———————–
– Binanın damındaki parçalanmış aracın indirilmesi
– Şüphelilerin oto parçalarını kamyonete yüklemesi
– Polisin şebekeye ait iş yerinde arama yapması
– Ele geçirilen oto parçalarından görüntüler
– Araçların görüntüsü
Haber: Anıl ATAR – Kamera: ADANA, (DHA)
=================================================================
3) TAŞ VE FOSİL KOLEKSİYONUNU ÇALIŞMA ODASINDA SERGİLİYOR
BİTLİS Eren Üniversitesi Sağlık Yüksekokulu Hemşirelik bölümünde görev yapan Dr. Öğretim Üyesi Cihan Önen, topladığı fosil ve taşlardan oluşan koleksiyonunu çalışma odasında sergiliyor. Dr. Öğretim üyesi Önen, küçük yaşta başladığı taş toplama merakı nedeniyle dünyanın değişik ülkelerinden ve Türkiye’nin çeşitli kentlerinden taş topladığını söyledi.
Bitlis Eren Üniversitesi Sağlık Yüksekokulu Hemşirelik bölümünde 10 yıldır görev yapan Dr. Öğretim Üyesi Cihan Önen, üniversitedeki çalışmalarını yanı sıra dünyanın farklı ülkelerinden ve Anadolu’nun çeşitli kentlerinden de ilginç özellikleri olan taş ve fosiller biriktirdi. Biriktirdiği fosil ve taşları çalışma odasında sergileyen Önen, koleksiyonundaki materyallerden yararlanarak düzenleyeceği sergisini lise öğrencilerine tanıtacağını söyledi.
Değerli taşlardan oluşturduğu koleksiyonundaki taşları işleyerek takı tasarımı da yaptığını anlatan Önen, merakının çocuk yaşta başladığını, taşlarda yaradılışın izlerini bularak, doğanın insanlara sunduğu güzellikleri tanımak ve tanıtmak istediğini belirtti.
Cihan Önen, Orta Asya’daki birkaç ülkeden, Güney Amerika’dan ve Türkiye’nin değişik illerinden topladığı yüzlerce taşı ofisinde ve evinde biriktirdiğini, yaptığı mini torna makinesi ile de bazı taşları işleyerek tespih ve takı yaptığını ifade ederek, “Benim uzmanlık alanım sağlık. Ancak uzmanlık alanımın yanı sıra astronomi, elektrik-elektronik cihaz tasarımı ve bunun yanında doğal taşlarla ilgili de çalışma yapıyorum. Çocukluğumdan beri içimde hep bir keşfetme duygusu vardı. İnsanoğlunun yaşadığı evrende o kadar çok güzellik var ki; ömrü boyunca bu güzelliklerin çok azına tanıklık edebilmektedir. Bu güzellikleri görebilmek için şehrin kalabalığından betonlarından sıyrılıp, uzayın yıldızlarıyla, doğanın canlılarıyla, bitkilerin çeşitliliğiyle, bunun yanında çeşit çeşit taşlarla yüzleşebiliyoruz. Her bir taş bende farklı bir merak uyandırdı. Önce doğa sevgisi ve canlı türlerini tanıma sevgisi, zamanla doğadaki taşları tanıma sevgisine dönüştü. Keşfetme duygusuna dönüştü” dedi.
‘TAŞLARI İNCELERKEN, TAKI YAPMA FİKRİ ORTAYA ÇIKTI’
Önen, taşların içindeki kristallere, renklere ve sanata bakarak yaratıcının güzelliklerini gördüğünü de belirterek, şöyle konuştu:
“Topladığım taşları incelerken, bunlardan takı yapma fikri ortaya çıktı. Bunun için de kendi imkanlarımla küçük bir torna yaptım. Tespih, takı gibi çalışmalar da yaptım. Bu taşların bazı özellikleri insan sağlığı için de önemlidir. Vücudu rahatlatan, stresi alan bir sürü taş var. Mesela fosillere baktığınızda sizi milyonlarca yıl öncesine götürüyor. Bazı taşların üzerinde deniz yıldızı, deniz kabuğu, deniz kestanesi gibi figürler var. Bu yöredeki doğada böyle bir şey olması ihtimalini düşündürüyor. Demek ki, yüzyıllar önce bu bölge sular altındaymış fikri ortaya çıkıyor. Doğadaki her şey insanı geçmişine götürüyor. Yaratıcısına daha fazla bağlanmasına neden oluyor. Yarı değerli taşları bulmak da kolay değil, onları bulmak için de dağ bayır gezmek gerekir. Bazen de akşamın karanlığına ultraviyole ışıkla tespit ettiğim bir taşı kırarak içindeki madeni ortaya çıkarıyorum. Elimde birçok yarı değerli taş var”
Görüntü Dökümü
———————–
-Dr. Öğretim Görevlisi Cihan Önen’in taşları dizmesindendetay
-Taşlardan detaylar
-Ultraviyole ışıkla kontrol etmesinden detay
-Taşlardan yapılan takı ve tesbihlerden görüntü
-Değişik ülkelerden getirttiği taşlardan görüntüler
-Deniz kabuğu, denzi yıldızı gibi figürlerin yer aldığı taşlardan görüntü
-Bor maden taşlarından detay
-Obsidyen taşlarından yapılmış takılardan görüntü
-Dr. Öğretim Görevlisi Cihan Önen ile röportaj
-Özel ve genel detaylar
HABER: Özcan ÇİRİŞ-Ceren KURTYE/BİTLİS, (DHA)-
=================================================================
4) SAKARYA’DA YERLİ VE ELEKTRİKLİ İŞ ARAÇLARI ÜRETİYORLAR
SAKARYA’nın Karasu ilçesinde yerli üretimle hibrit sokak süpürme aracı, elektrikli yolcu taşınan araçlar ve temizlik araçları üretilerek, 70 ülkeye ihraç ediliyor.
Karasu ilçesinde bulunan bir fabrikada temizlik araçları, elektrikli iş araçları ve hibrit sokak süpürme araçları üretiliyor. Neredeyse yurtdışındaki emsallerinin yarı fiyatına satılan araçlar 70 ülkeye ihraç ediliyor. Firma sahibi Hamit Bektaş araçların içten yanmalı motorlara göre çok daha ekonomik bir kullanım sağladığını söyledi. Karasu’da 6 bin metrekarelik fabrikada üretim yaptıklarını belirten Hamit Bektaş, “Şuan dünyada üretilen endüstriyel temizlik makinelerinin tamamını tesiste üretebiliyoruz. 2017 yılında da dünyada trend olan hibrit sokak süpürme aracını Türkiye’de ilk defa ürettik. Hibrit daha yeni bir teknoloji. Biz de sokak süpürme aracını ürettikten sonra daha yeni bir sistem olan hibrite ağırlık verdik” dedi.
Trafiğe kapalı alanlarda yolcu taşımaya yarayan elektrikli araçlar da ürettiklerini söyleyen Bektaş, “Hastanelerde, mezarlıklarda, üniversite kampüslerinde, otellerde, tatil köylerinde trafiğe kapalı alanlarda kullanılan elektrikli arabalarımız var. Bunlar yük ve yolcu taşımaya uygun araçlardır, 15 kişiye kadar taşıyabilen modelleri mevcuttur. Bu araçlar ulaşımı hem çevreci bir şekilde sağlamaktadır hem de içten yanmalı motora göre çok daha ekonomik bir taşıma sağlamaktadır. 1 kilometredeki temizleme maliyetini en asgariye indiren makinelerdir. Hem hibrit hem de parça ve servis olması açısından belediyelerimize bu araçları sunabiliyoruz” diye konuştu.
Görüntü Dökümü
———————–
-Fabrika üretim detay
-Üretilen araçlar detay
-Hamit Bektaş Röp.
-Detay
HABER: Güven HASBAŞ-KAMERA:Ramiz Kaan OKTAR/KARASU (Sakarya),(DHA)
=================================================================
5) DÜĞÜN YEMEĞİNİ AFRİKA’DA VERDİLER
AMASYA’da bu yaz evlenecek olan Merve Kara (28) ve Burak Koçak (30) çifti, düğünlerinde verecekleri yemeğin parasını bir dernek aracılığıyla Afrika kıtasında bulunan Uganda’da ihtiyaç sahiplerine bağışladı. Afrika’ya iftar sofrası’ kampanyasına katılan çiftin bağışıyla 300 kişiye iftar verildi.
Amasya Belediyesi’nde görevli Merve Kara ve Burak Koçak çifti bir süre önce evlilik kararı aldı. 7 Temmuz’da dünya evine girecek çift düğünlerinde vermek istediği yemeğin parasını bir dernek aracılığı ile Afrika kıtasındaki Uganda da ihtiyaç sahiplerine bağışladı. ‘Afrika’ya iftar sofrası’ kampanyasına katılan çiftin bağışıyla 300 kişiye iftar verildi. İftar görüntülerinin ulaştırıldığı ikili mutluluk yaşadı.
‘DÜĞÜNLERDE YEMEKLER ZİYAN OLUYOR’
Bağışın ardından Uganda’da çekilen görüntüleri izleyince duygulanan Burak Koçak, “Düğünümüz için organizasyon yapmıştık. Düğün yemeğimizi de Yesevi Derneği aracılığıyla Afrika Uganda’daki Müslüman kardeşlerimize gönderdik. Onlar aracılığıyla güzel bir niyetimiz oldu. Onun içinde çok mutluyuz, huzurluyuz. Herkesin bu şekilde yapmasını da isteriz. Çünkü bazı yemekler düğünlerde ziyan oluyor. Şimdi ise en azından oradaki Müslüman kardeşlerimizin kalplerine dokunmuş oluyoruz. Yüzlerindeki gülücükler bize yetiyor. Bir Ramazan günü olması da bizim için ayrıca çok güzel oldu” dedi.
‘HERKESİ KAMPANYAYA DAVET EDİYORUZ’
Bağışın ardından duyduğu huzuru anlatan Merve Kara ise, “O kadar mutlu oldum ki anlatamam. Benim hiç aklımda böyle bir şey yoktu. Nişanlım söyleyince biz de çok mutlu olduk ve böyle yapmaya karar verdik. Kendisine de buradan teşekkür ediyorum. Böyle güzel kalpli bir nişanlık olduğu için ayrıca mutlu oldum. Herkesi bu gibi kampanyalara katılmaya davet ediyorum” diye konuştu.
Yesevi Yardım Hareketi Derneği Karadeniz Bölge Sorumlusu Engin Keşoğlu ise, genç çifte tebriklerini iletti.
Görüntü Dökümü
———————–
– Uganda’da kurulan iftar sofrasından detaylar
– Burak Koçak röportajı
– Merve Kara röportajı
– Detaylar
Haber-Kamera: Serap Şerife KARA/AMASYA, (DHA)
=================================================================
