1) İÇME SUYU ŞEBEKESİNE ZİRAİ İLAÇ KARIŞTI; ÇEŞMELERDEN SU SARI RENKLİ AKTI
ESKİŞEHİR’in Alpu ilçesinde içme suyu hattına, şebekeye kaçak olarak bağlanan bir evden zirai ilaç karıştı. İlçenin bin 500 nüfuslu Yunus Emre Mahallesi’nde çeşmelerden bir süreliğine içme suyu sarı renkle akarken, sudan zehirlendiği belirlenen 1’i çocuk 2 kişi tedavi altına alındı. Alpu Belediye Başkanı Gürbüz Güler, ilacın kasıtlı olarak karıştırılmadığını düşündüklerini belirterek, “Vatandaşımız ilaçlama tankerine su alırken, ilçemizdeki bir kanalizasyon çalışması esnasında içme suyu borusunun patlaması sonucu bir vakum oluşmuş ve tankerde bulunan tarım ilacının da içme suyuna karıştığı yönünde bir tespitimiz var” dedi.
Alpu ilçesine bağlı Yunus Emre Mahallesi’nde dün sabah 09.30 sıralarında çeşmelerden sular sarı renkle akmaya başladı. Alpu Belediyesi gelen ihbarlar üzerine su dağıtımını keserken, yapılan ilk incelemede su şebekesine zirai ilacın karıştığı tespit edildi. Belediye ve cami hoparlörlerinden çeşme sularına ilaç karıştığı ve kullanılmaması gerektiği yönünde anonslar yapıldı. Yaklaşık bin 500 nüfuslu mahalle sakinlerinin su ihtiyaçları ise tankerlerle sağlanıyor.
Alpu Belediye Başkanı Gürbüz Güler, içme suyu şebekesine kaçak olarak bağlanan bir evden yanlışlıkla zirai ilacın karıştığını tespit ettiklerini ifade ederek, “Biliyorsunuz bizim ilçemiz tarım bölgesi. Tarımsal faaliyetlerimizin yoğun olduğu bir yerleşkeyiz. Yapılan tespitler de bu doğrultuda, vatandaşımız ilaçlama tankerine su alırken, ilçemizdeki bir kanalizasyon çalışması esnasında içme suyu borusunun patlaması sonucu bir vakum oluşmuş ve tankerde bulunan tarım ilacının da içme suyuna karıştığı yönünde bir tespitimiz var. Bunların araştırma çalışmalarına ESKİ ekipleri ve buradaki ilgili kurumlarımız tarafından devam ediliyor. En önemlisi burada telafisiz bir kaza ile karşı karşıya kalmadık. İnsan sağlığına zarar verecek durumlarla karşı karşıya kalmadık. Bir vatandaşımız bundan etkilendi, o da bir gün gözlem altında kaldı ve sağlığına kavuştuö dedi.
Yunus Emre Mahallesi’ndeki su borularının değiştirilme çalışmaların sürdüğünü kaydeden Güler, “Su hatlarımız yaklaşık 40 yıllık hatlardı. Bu vesileyle, eski su hatlarımızı da o kimyasalın kalıntısı kalmaması için Yunus Emre mahallemizin bütün içme suyu hatlarını da insanlarımızı daha fazla mağdur etmeden 4-5 gün gibi bir sürede hatlarımızı yenileyeceğiz. Vatandaşımızın şu anda bir mağduriyeti söz konusu değil. Yaklaşık 7 aracımızla vatandaşın su ihtiyacını gideriyoruz. Bir aracımızla içme suyu hizmeti veriyoruzö şeklinde konuştu.
ESKİ, SU BORULARINI DEĞİŞTİRİYOR
Eskişehir Büyükşehir Belediyesi Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü (ESKİ) ekipleri, su hattına kaçak bağlantı yapılması sonucu zirai ilacın şebekeye karıştığının tespit edildiğini açıkladı. ESKİ’den yapılan açıklamada su borularının değiştirildiği belirtilerek, “Yunus Emre Mahallesi’nde hatta kaçak bağlantı yaptığını tahmin ettiğimiz, tarımsal faaliyetle uğraşan bir vatandaşın ilaçlama tankında zirai ilaç hazırlama esnasında tankta bulunan zirai ilacı ters vakum etkisi ile şebeke hattına kaçırması nedeniyle şebeke hattımızda insan sağlığına zararlı durum meydana gelmiştir. Eskişehir Büyükşehir Belediyesi Su ve Kanalizasyon İdaresi (ESKİ) ekiplerimiz duruma derhal müdahale ederek gerekli önlemleri kısa sürede almıştır. Bölgedeki içme ve kullanma suyu hatları yenileme kararı alınmıştır. Hatta kaçırılan zirai ilacın bilimsel olarak boru yüzeyinden temizlenmesi mümkün olmaması nedeniyle, yeni hat yapım çalışması en kısa sürede tamamlanarak hizmete alınacaktırö denildi.
SU TESTLERİ TEMİZ ÇIKTI
İçme suyu hattına karışan zirai ilaç nedeniyle Alpu İlçesi Kaymakamlığı’nın yanı sıra Alpu Belediye Başkanlığı ve Eskişehir Halk Sağlığı Müdürlüğü ekipleri de çalışma başlattı. İlaçlı olduğu tespit edilen suyun şebekeden tahliyesi sağlanırken, son yapılan testlerde de suyun ‘temiz’ olduğu belirlendi. Alpu İlçe Emniyet Müdürlüğü ekipleri de içme suyu hattına 10 evden kaçak bağlantı yapıldığını belirlerken, zirai ilacın hangi evden karıştığına ilişkin incelemesini sürdürüyor.
Görüntü Dökümü
———————–
-Alpu ilçesi giriş tabela
-Tankerle getirilen suyu alan mahalleli
-Tarım ilacı bulaşan su hattı
-Belediyenin tamirat için yaptığı kazı
-Vatandaş röp.
-Yeni su hattı için kanal açılması
-İş makinesinin kazı yapması
-Alpu Belediye Başkanı Gürbüz Güler röp.
-Kazı hattı detay
-Çeşmeden akan sarı kimyasal su
-Genel görüntüler
Haber-Kamera: Engin ÖZMEN-Caner AKSU/ESKİŞEHİR,(DHA)-
=====================================================
2) ‘RANDEVU ALIP, HASTANEYE GİDİYORMUŞ GİBİ DOLAŞANLAR RİSK OLUŞTURUYOR’
VAN Bölge Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimi Doç. Dr. Sebahattin Çelik, tam kapanma sürecinde randevu alıp gelmeyenler olduğunu ve bu kişilerin genellikle sokakta dolaştıklarını söyledi. Hastane verilerini paylaşan Çelik, “Van Bölge Eğitim ve Araştırma Hastanesi için söylüyorum; Merkezi Hekim Randevu Sistemi’nden randevu alıp gelmeme oranı yüzde 9,6. Biraz yüksek bir oran. Randevu alıp, hastaneye gidiyormuş gibi gösterip, dışarıda dolaşarak, risk oluşturmamak gerekiyor” dedi.
Van’da, tam kapanma sürecinde hastanelerden randevu alıp, muayeneye gitmeyenlerin oranı, verilere yansıdı. Bazı kişilerin, bu yöntemle sokağa çıkma kısıtlamasını ihlal edip, dışarıda dolaştığı belirtildi. Van Bölge Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimi Doç. Dr. Çelik, görev yaptığı hastanenin, hem pandemi sürecinde hem de normal zamanlarda bölgenin sağlık yükünü karşıladığını söyledi. Pandemi öncesi hasta başvuru sayısının günlük 13-14 bin olduğunu, salgın sürecinde ise bu sayının 8 bine düştüğünü belirten Başhekim Çelik, şöyle konuştu:
“Kapanma döneminde ise randevu alanların sayısı, günlük 4 bine kadar düştü. Aslında tam kapanma olmadan önce yüzde 20 oranında randevuya gelmeme var. Şu an örneğin; 5 bin kişi randevu aldı fakat bunun 1480’i randevusuna gelmedi. Yani randevuya gelmeme durumunu aynı değerlerde beklerken bu sayı arttı. Sadece bizim hastanemizde randevu alıp gelmeyen 480 kişi. Yani bu 480 kişi, randevu alıp aslında hastaneye gelmeme niyeti olan belki de sokakta gezen kişiler olabilir. Yani MHRS’den randevu alıp gelmeme, Van Bölge Eğitim ve Araştırma Hastanesi için söylüyorum; yüzde 9,6. Bence biraz yüksek bir oran. Vatandaşa da sesleniyorum. Randevu alıp, hastaneye gidiyormuş gibi gösterip, dışarıda dolaşarak risk oluşturmamak gerekiyor.”
Görüntü Dökümü
———————–
-Hastane Başhekimi Doç. Dr. Çelik ile röportaj
-Hastaneden genel ve detaylar
-Hastane tabelası
HABER: Gülay KUYUCU/VAN, (DHA)-
=====================================================
3) SAHTE SENET DAVASINDA AVUKATIN ‘RAPORA ÇOK PARA DÖKTÜK’ SÖZLERİNE SUÇ DUYURUSU
ADANA’da, eski futbolcu Ahmet Avcılar (68), yüzde 50 hissesini 5,5 milyona satın aldığı şirketten iddiaya göre, ortağı M.F.’nin tefecilik yaptığını öğrenince senet karşılığı hisselerini geri satıp ayrıldı. Avcılar, 2 kez verilen senetler karşılıksız çıkınca şikayetçi oldu, M.F. de imzaların kendisine ait olmadığını öne sürerek, eski ortağı hakkında suç duyurusunda bulundu. 4 mahkemede senetler incelenmek üzere Adli Tıp Kurumu ve kriminale gönderilirken, 3’ünde senetlerdeki imzaların M.F.’ye ait olduğu, 1’inde ise olmadığına dair rapor hazırlandı. Bu raporu dosyaya koydurmak isteyen M.F.’nin avukatı hakkında dosyanın kapandığı söylenince “Rapora çok para döktük nasıl olur” dediği için savcı, ‘şaibe uyandırıcı husus’ gerekçesiyle suç duyurusunda bulundu.
Adana Demirspor’un eski futbolcusu ve yöneticisi Ahmet Avcılar, 2013 yılında çocuklarının Adana’da bayiliğini yaptığı, Bursa’daki ortopedik cerrahi malzemeleri üretimi şirketine 5,5 milyon TL karşılığında yüzde 50 hisseyle ortak oldu. Bursa’ya taşınan Ahmet Avcılar, iddiaya göre bir süre sonra ortağı M.F.’nin kentteki en büyük tefecilerden biri olduğunu öğrendi. Avcılar’ın fabrikada böyle işlere müsaade edemeyeceğini söylemesi üzerine M.F. ile arası açıldı. Yaklaşık 1 hafta sonra M.F.’den gelen ‘hisselerini bana geri sat’ teklifini kabul eden Avcılar, ortaklığı böylece bitirme kararı aldı. M.F., hisselerin karşılığı olan 5,5 milyon TL’yi 2 yıl süreli çek-senet ile ödeyebileceğini belirtti. Avcılar, bu teklifi kabul ederek Adana’ya döndü ve çek ve senetleri bankaya koydu.
‘ÇEKLERDEKİ İMZALAR SAHTE ÇIKTI’
2015’te çeklerin tahsil gününün gelmesiyle bankaya giden Avcılar, karşılıksız olduğunu öğrendi. M.F.’yi defalarca arayıp ulaşamayan Ahmet Avcılar, alacağının ödenmediği gerekçesiyle avukatı aracılığıyla çek ve senetleri icraya koydurdu. Bunun üzerine M.F., çek ve senetlerdeki imzaların kendisine ait olmadığını öne sürerek Avcılar hakkında, savcılığa ‘sahtecilik ve nitelikli dolandırıcılık’ iddiasıyla şikayette bulundu. Söz konusu çek ve senetler, mahkeme kararıyla kriminale gönderildi. Kriminal raporda belgelerin üzerindeki imzalar M.F.’ye ait çıkmadı. Bunun üzerine Avcılar, davayı kaybedince avukatı aracılığıyla itirazda bulundu. İtiraz sürecinde M.F.’nin mal varlığının üzerindeki haciz kalmaya devam etti.
‘HUKUKEN DEĞİL, MANEVİ OLARAK BORCUM VAR’ DEDİ, O SENET DE SAHTE ÇIKTI
M.F. ve Avcılar’ın arasındaki borç miktarının yüksek olmasından dolayı ortak arkadaşları ikiliyi Bursa’da bir araya getirerek M.F.’yi borcu ödemesi konusunda ikna etti. Borcunu ödemeyi kabul eden M.F., eski ortağı Avcılar’a “Hukuki olarak benim sana borcum yok ama manevi olarak var. Bunu ödeyeceğim fakat ilk önce mallarımın üzerindeki haczi kaldırtmanı istiyorum” dedi. Avcılar da bu teklifi kabul etti. İkili arasında sulh sözleşmesi yapıldı. M.F., ertesi gün tekrardan ödeme planı çıkarıp, senetleri imzalayarak Avcılar’a verdi. Senetlerin ödeme günü geldiğinde yine karşılıksız çıkması üzerine Avcılar, tekrardan hukuki süreç başlattı. M.F. 2015’te olduğu gibi “Senetteki imzalar benim değil” diyerek itiraz etti ve Avcılar hakkında Adana Cumhuriyet Başsavcılığı’na ‘sahtecilik ve nitelikli dolandırıcılık’ iddiasıyla yeniden şikayette bulundu.
4 SENET ALEYHİNE SONUÇLANDI
M.F.’nin imzaladığı öne sürülen 10 senet, incelenmek üzere 4’e bölünerek Adana 1, 6, 7 ve 2’nci icra mahkemeleri tarafından incelenmesi için Adana Adli Tıp Kurumu ve Ankara Jandarma Kriminal Dairesi’ne gönderildi. Buralarda yapılan incelemeler sonucu Adana 1’inci, 6’ncı, 7’nci icra mahkemelerinin gönderdiği senetleri M.F.’nin imzaladığına yönelik rapor verildi. Bunun üzerine Avcılar hakkında ‘sahtecilik ve nitelikli dolandırıcılık’ şikayetiyle açılan dosyaya yeniden takipsizlik kararı verildi. İki ay sonra Adana 2’nci İcra Hukuk Mahkemesi’nin gönderdiği senetlerin kriminal rapor sonucunun gelmesiyle Ahmet Avcılar, şaşkınlık yaşadı. Ankara Jandarma Kriminal Dairesi’nden, gönderilen 4 senetteki imzanın M.F.’ye ait olmadığı yönünde rapor çıktı. Senetleri aynı anda M.F.’den aldığını ve icraya verdiğini, sonucun kabul edilemez olduğunu belirten Avcılar, “İtiraz ettik. Bunlar sıralı senetler. Aynı kurum. Fakat aleyhimize çıkan bu karar, bizi çok şaşırttı” dedi.
‘RAPORA ÇOK PARA DÖKTÜK, NASIL OLUR?’
Borçlu avukatı E.Ş., müvekkilinin lehine çıkan kriminal raporunu Adana Cumhuriyet Başsavcılığı’na giderek Avcılar’ın hakkında yaptıkları ‘sahtecilik ve nitelikli dolandırıcılık’ şikayeti dosyasına eklettirmek istedi. Avukat E.Ş.’ye Cumhuriyet savcısı tarafından dosyanın kapandığı, tekrar yeni soruşturmaya kayıt edilmesi gerektiğini söyledi. Bunun üzerine E.Ş., “Rapora çok para döktük nasıl olur” cevabını verince Cumhuriyet Savcısı tutanak tuttu. Savcı, tutanakta E.Ş.’nin Cumhuriyet Başsavcılığı makamına yönelik olarak saygısız tutumda bulunduğu ayrıca yargılama konusu bilirkişi raporlarının delil olduğu hususu göz önünde alındığında bu raporlar hakkında şahsın şüphe uyandirici beyanda bulunduğu, bu suretle yargılama konusu dosyalar hakkında şaibe uyandırıcı bir hususun olup olmadığının araştırılması amacıyla suç duyurusunda bulunulması gerektiğini belirtti.
‘SONUNDA ÖLÜM OLSA DA PARAMI ALACAĞIM’
Konuyla ilgili gerek Adana ve Ankara Cumhuriyet Başsavcılıklarına ve CİMER’e şikayette bulunduklarını anlatan Avcılar, yaşadıkları nedeniyle ağır süreç geçirdiğini dile getirdi. Avcılar, bu işin peşini bırakmayacağını çünkü 60 yıllık birikimini tefeciye kaptırdığını kaydetti. Parasını almak için elinden gelen her şeyi yapacağını vurgulayan Avcılar, “Öyle ya da böyle hakkımı alacağım. Sonunda ölüm olsa bile paramı alacağım. Beni öldürmekle, kiralık katil tutmakla bile tehdit ettiler. Öldürmekle benden kurtulabilirler ama o zaman da çocuklarım bu işin peşini hukuki olarak bırakmayacak” diye konuştu.
Görüntü Dökümü
———————–
– Ahmet Avcılar ile röp
– Detay görüntü
Haber:Can ÇELİK-Kamera:Eser PAZARBAŞI/ADANA,(DHA)
=====================================================
4) 4 BİN METREKAREYE KURULU SÜLEYMANİYE CAMİİ’Nİ YÜZÜK TAŞINA SIĞDIRDI
MARDİN’de tasarımcı Seyfettin Çelik (31), 4 bin metrekare alan üzerinde kurulu Mimar Sinan’ın eseri Süleymaniye Camii’ni 3 santimetrelik yüzük taşına sığdırdı. Çelik, “Çevresine minyatür sanatıyla Kudüs ve Kabe işlendi. Çevresi swarovski taşlarla mıhlandı. Süleymaniye Camii, 3 santimetre uzunluğu, 2 santimetre genişliği ve 1 santimetre yüksekliğine sahip necef taşı içine sığdırdım” dedi.
Diyarbakır Güzel Sanatlar Lisesi’nden mezun olduktan sonra, bir süre İstanbul’da yaşamını sürdüren Çelik, 10 yıl önce memleketi Mardin’e dönüş yaparak kurduğu atölyede yüzük, tespih, bileklik ve kolye üretmeye başladı. Seyfettin Çelik, son olarak sipariş üzerine Osmanlı padişahı Kanuni Sultan Süleyman adına, Mimar Sinan tarafından 1551-1557 yılları arasında inşa edilen Süleymaniye Camii’ni, 3 santimetre ebadındaki yüzük taşının içine sığdırdı.
Çelik, 4 bin metrekare alan üzerine kurulu Süleymaniye Camii’ni, 2 haftada 3 santimetrelik yüzük taşına sığdırdığını ifade ederek, caminin tüm mimari yapısının, eserinde görülebildiğini söyledi. Yüzüğün fiyatının 3 bin 500 TL olduğunu belirten Çelik, “Çevresine minyatür sanatıyla Kudüs ve Kabe işlendi. Çevresi swarovski taşlarla mıhlandı. Süleymaniye Camisi, 3 santimetre uzunluğu, 2 santimetre genişliği ve 1 santimetre yüksekliğine sahip necef taşı içine sığdırdım” dedi.
Görüntü Dökümü
———————–
-Atölyeden görüntü
-Çelik’in yaptığı yüzük
-Yüzükten genel görüntü
-Çelik’in konuşması
-Genel ve detay görüntüler
Haber-Kamera: Selim KAYA/ MARDİN,(DHA)
=====================================================
5) EVİNDE VE ÜZERİNDE UYUŞTURUCU ELE GEÇİRİLİNCE GÖZALTINA ALINDI
TEKİRDAĞ’ın Çorlu ilçesinde, üzerinde fişek halinde 20 skunk ile evinde kanepenin arasına gizlenen 276 uyuşturucu hap ele geçirilen H.A., gözaltına alındı.
Tekirdağ Emniyet Müdürlüğü Narkotik Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü’ne bağlı Çorlu Narkotik Suçlarla Mücadele Grup Amirliği ekipleri, yaptıkları çalışmada, H.A.’nın elinde yüklü miktarda uyuşturucu bulunduğunu tespit etti. H.A.’yı takibe alan polis, Hıdırağa Mahallesi Bakkal Sokak’ta durdurup, üzerinde yaptığı aramada, satışa hazır 20 fişek halinde skunk ile uyuşturucu satışından elde edildiği değerlendirilen 350 lira ele geçirdi. Şüphelinin evinde yapılan aramada ise kanepenin içine gizlenen 276 uyuşturucu hap ve 300 gram skunk ile hassas terazi bulundu. Gözaltına alınan H.A. ile ilgili soruşturma sürüyor.
Görüntü Dökümü
———————–
-Uyuşturucuların bulunması
-Hapların bulunması
-Uyuşturucudan detaylar
Haber: Mehmet YİRUN/ÇORLU (Tekirdağ), (DHA)-
=====================================================
6) YÜKSEKOVA’DA SAĞLIK ÇALIŞANLARINA MORAL AMAÇLI TATLI İKRAMI
HAKKARİ’nin Yüksekova ilçesinde, tatlıcılık yapan Yadın Bural, moral vermek amacıyla sağlık çalışanlarına tatlı ikramında bulundu.
Yüksekova’da yıllardır tatlı salonu işletmeciliği yapan Bural, koronavirüsle mücadelede ön saflarda görev yapan sağlık çalışanlarına moral vermek amacıyla tatlı ikramında bulundu. 400 tatlı paketi hazırlayan Bural, Yüksekova Devlet Hastanesi’nde görev yapan doktor ve sağlık çalışanlarını ziyaret ederek hediye etti. Toplum sağlığı için gecesini gündüzüne katan sağlık çalışanlarının yanında olduklarını belirten Yadin Bural, “Sağlık çalışanlarımız, kendi sağlıklarını görmezden gelerek, yorgun bedenlerine aldırış etmeden çalışıyorlar. Bizler de sosyal sorumluluk projemiz kapsamında sağlık çalışanlarımızın hem ağzını tatlandırmak hem de çalışma motivasyonlarına bir nebze de olsa destek olmak için tatlı ikram ettik. Böylelikle sağlık çalışanlarımızın yanında olduğumuzu bir kez daha göstermiş olduk” dedi.
Görüntü Dökümü
———————–
-İşletmede paketlenen tatlılar
-Hazırlanan tatlıların araca konulması
-Hastanedeki birimlere dağıtılması
-Genel detaylar
-İşletmeci Yadin Bural ile röportaj
HABER: Yaşar KAPLAN/ YÜKSEKOVA (Hakkari), (DHA)
=====================================================
7) ESKİŞEHİR’DEKİ ODUNPAZARI MODERN MÜZE’YE ULUSLARARASI ÖDÜL
ESKİŞEHİR’de, iş insanı ve koleksiyoner Erol Tabanca tarafından dünyaca ünlü Japon mimar Kengo Kuma’ya yaptırılan ve açılışını Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın gerçekleştirdiği Odunpazarı Modern Müze (OMM), Avrupa Müze Forumu’nca (EMF) ‘2021 Avrupa’da Yılın Müzesi Ödülleri’nde ‘özel takdir ödülü’ kazandı.
Eskişehir’de, 2019 yılında UNESCO Dünya Kültür Mirası Geçici Listesi’nde yer alan tarihi Odunpazarı Evleri’nin bulunduğu bölgede, iş insanı ve koleksiyoner Erol Tabanca tarafından yaptırılan ve ünlü Japon mimarlık ofisi Kengo Kuma and Associates’in (KKAA) tasarladığı müze, Avrupa’dan bir ödüle daha layık görüldü. Son 4 yılda ziyarete açılmış ya da geniş çaplı dönüşüm geçirmiş olan müzelerin değerlendirildiği ‘Avrupa’da Yılın Müzesi Ödülleri (EMYA) 2021’ kapsamında OMM’ye, yenilikçi bakış açısı geliştiren ve diğer Avrupa müzelerine örnek olabilecek müzelere verilen ‘özel takdir ödülü’ verildi.
Açılışını Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 2019 yılının Şubat ayında yaptığı müze, ilk yılında 166 bin 321 ziyaretçi sayısına ulaşırken, koronavirüs tedbirleri kapsamında ziyarete kapatılmıştı. Müze, Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından ‘2019 yılı özel ödülü’ne layık görülürken, geçen yıl da İngiltere’de düzenlenen ‘Museum+Heritage Awards’ kapsamında ‘yılın uluslararası projesi’ seçilmişti.
Görüntü Dökümü
———————–
(Arşiv görüntüler)
-Müzenin drone görüntüleri
-Giriş ve binadan görüntüler
-Müzede sergi alanı
-Müzeyi ziyaret edenler
-Genel görüntüler
Haber-Kamera: ESKİŞEHİR,(DHA)-
=====================================================