1) 50 KİŞİ, UMRE VAADİYLE DOLANDIRILDI
BURSA’da geçen yıl nisan ayında kendilerini umreye götürmesi için 4’er bin lira verdikleri Romanlar Federasyonu Başkanı Ahmet Ç. tarafından dolandırıldıklarını belirterek suç duyurusundu bulunan 50 kişi, arabulucu eşliğinde görüşüp anlaşmaya varmalarına rağmen taahhüt edilen paralarının geri ödenmediğini söyledi.
Bursa’da yaşayan 50 kişi, iddiaya göre geçen yıl ocak ayında, umre organizasyonu için Romanlar Federasyonu Başkanı Ahmet Ç. ile iletişime geçti. Bu kişiler geçen yıl nisan ayında umreye götürmesi amacıyla Ahmet Ç.’ye kişi başı 4 bin lira gönderdi. Ancak nisan ayında koronavirüs tedbirleri kapsamında umre organizasyonları durduruldu. Bunun üzerine bu kişiler, Ahmet Ç.’ye verdikleri parayı geri istedi. Ancak Ahmet Ç. parayı ödemedi. Bunun üzerine mağdurlar, Ahmet Ç. hakkında suç duyurusunda bulundu. Taraflar, ekim ayında arabulucu ile bir araya geldi. Ahmet Ç., paralarını mağdurlara geri ödeyeceğini söyledi. Ancak aradan geçen sürede paralar ödenmedi. Bir araya gelen mağdurlar Ahmet Ç.’ye çağrıda bulunarak, paralarını ödemesini istedi.
‘PARALARIMIZ YANDI’
Ailesi adına 27 bin lira yatırdığını belirten Ömer Varol, “Bizi umreye götüreceklerdi ama götüremediler. Paramızı da bir türlü geri alamıyoruz. Telefonlarımızı açmıyor, cevap vermiyorlar. Başka birileriyle görüştürüyorlar. Mesaj atıyoruz, ağır kelimeler kullanıp beddua ediyorlar. Bir türlü karşımıza çıkmadılar. Bizim paralarımız yandı. Bize yardımcı olunmasını istiyoruz. Paranızı vereceğiz diyorlar ama bir seneyi geçti hala alamadık. Bize ödeme yapacağına dair söz verdi. Arabulucuya gittik. Yine söz verdi ama hala sözünde durmuyor” dedi.
‘YEMEDİM İÇMEDİM, PARA BİRİKTİRDİM’
Umreye gidecekleri için çok sevindiklerini belirten Fatma Varol, “Bir komşumuz gitmişti, onun tavsiyesiyle biz de ismimizi yazdıralım dedik. Eşyalarımızı hazırladık. Paralarımızı ödedik. Pandemi araya girince bize ne paralarımızı verdi, ne de umreye götürebildi. Lütfen bizim paralarımızı versinler. Ben yemedim, içmedim biriktirdim. Ben emekliyim. Emekli insan ne kadar maaş alıyorsa ben de o kadar aldım ve artırabildiğimi biriktirdim. Eşimle gitmek istedik ama gidemedik. Eşim arıyor ama ulaşamıyor. Ulaştığımızda da hep bizi oyalıyorlar. Alın terimizle kazandığımız paramız gitti. Çok sevinmiştik. 4-5 yılda her ay kenara koyarak biriktirmiştim. Ama her şey hayal oldu. Hiçbiri gerçek olmadı” diye konuştu.
Görüntü Dökümü
————————-
-Toplanan kalabalıktan detaylar
-Mahkeme evraklarından detaylar
-Toplanan kalabalığın birbirleriyle konuşmaları
-Röportajlar
-Haber: Muammer İRTEM-Kamera: Semih ŞAHİN/BURSA, (DHA)
====================================
2) BİNA DIŞ CEPHESİ BOYARKEN İSKELEDE MAHSUR KALDI, İTFAİYE KURTARDI
Antalya’da dış cephe boyası yaptığı apartmanın 5’inci katında iskelede mahsur kalan Abdülkadir Uçun (30), itfaiye ekipleri tarafından kurtarıldı.
Uçun, “Halat bir anda boşalınca tehlikeyi hissedip, itfaiyeden yardım istedim” dedi.
Olay saat 10.40 sırasında Konyaaltı ilçesi Siteler Mahallesi 1315 Sokak’ta bulunan bir sitede meydana geldi. Abdülkadir Uçun, boya tadilatını tamamlamak için 8 katlı binaya iskele sistemi kurdu. Güvenlik kemerleri bağlı şekilde binanın dış cephesini boyamaya başlayan Uçun’un üzerinde bulunduğu iskelenin halatlarından biri, bir anda boşa düştü. Hızla düşmeye başlayan iskele, bir anda durdu. İskelede mahsur kalan Uçun, 112 Acil Çağrı Merkezi’nden yardım istedi. İhbar üzerine bölgeye Antalya Büyükşehir Belediyesi itfaiye ekipleri sevk edildi. Kısa sürede belirtilen adrese gelen ekipler, iskelede mahsur kalan Uçun’u itfaiye merdivenine alarak kurtardı.
Oldukça sakin olduğu gözlenen Abdülkadir Uçun, “İskele halatının biri boşa düştü. Gerekli önlemleri aldığım için korkmadım. Sürekli bu işi yapıyoruz. Gayet normal. O halatı düzeltip, yeniden çalışacağım” dedi.
Görüntü dökümü:
————————–
– itfaiyenin siteye girişi
– İşçinin iskelede görüntüsü
– İtfaiye ekibinin merdivenle işçinin yanına ulaşması
– İşçinin iskeleden itfaiye merdiveni ne alınması
– Aşağıya inmeleri
– RÖP: Abdulkadir Uçun
– İskelenin görüntüsü
– Bina dış plan görüntü
– Detaylar
HABER: Bülent TATOĞULLARI-KAMERA: Mehmet KILIÇASLAN/ANTALYA, (DHA)
====================================
3) OTOMOBİL TAKLA ATTI: ANNE VE KIZI ÖLDÜ, 3 KİŞİ YARALANDI
KONYA’nın Beyşehir ilçesinde sürücüsünün kontrolünden çıkan otomobilin takla atması sonucu Gülten Okay (36) ve annesi Şenay Yıldırım (57) yaşamını yitirdi, eşi, babası ve 1 yakını yaralandı. 2 çocuk annesi Gülten Okay’ın, ailesiyle birlikte muayene için Konya’daki hastaneye gitmek üzere oldukları öğrenildi.
Kaza, saat 07.30 sıralarında Beyşehir- Konya karayolunun 1’inci kilometresinde meydana geldi. Seydişehir’de oturan ve Gazi Ortaokulu’nda fen bilgisi öğretmeni olarak görev yapan Taner Okay (36) yönetimindeki 42 EL 132 plakalı otomobil, sürücüsünün kontrolünden çıkıp önce refüje çarptı, ardından da takla attı. Kazada sürücü Taner Okay, kayınpederi Erol Yıldırım (61), akrabası Levent Çevik (58) yaralandı. Eşi Gülten Okay ve kayınvalidesi Şenay Yıldırım olay yerinde yaşamını yitirdi. Yaralılar, ihbar üzerine çağrılan ambulanslarla Beyşehir Devlet Hastanesine kaldırıldı. Hayati tehlikesi devam eden Erol Yıldırım ise yapılan ilk müdahalesinin ardından Konya’ya sevk edildi. 50 günlük Tevfik Ege ve 6 yaşında Eda adında 2 çocuğu olan Gülten Okay’ın, ailesiyle birlikte muayene için Konya’daki hastaneye gitmek üzere oldukları öğrenildi.
Görüntü Dökümü
————–
– Kaza yerinden detay
– Cesetlerden ve polisin inceleme yapmasından detay
– cesetlerin cenaze aracına konması
– genel ve detay
Haber- Kamera: Muhammed SIDAL BEYŞEHİR KONYA DHA))
====================================
4) KALDIRIMDA SEBZE SATAN KADINLAR ARASINDA ‘YER KAVGASI’: 4 GÖZALTI
MERSİN’de, ana caddedeki kaldırımda sebze satan kadınlar arasında yer kavgası çıktı. Polis, 4 kadını gözaltına aldı.
Merkez Akdeniz ilçesi Hastane Caddesi’ndeki kaldırımda tezgah kurarak sebze satan kadınlar arasında yer tartışması çıktı. Büyüyen tartışma diğer kadınların da katılması ile kavgaya dönüştü. Çıkan arbede, çevredekiler ve esnafın araya girmesi ile sonlandırıldı. Çevredekilerin ihbarı üzerine olay yerine gelen polis ekipleri, 4 kişiyi gözaltına aldı.
Görüntü dökümü
————————–
-Kavga görüntüsü
-Polis ekiplerinin tarafları sakinleştirmesi
Haber-Kamera: Soner AYDIN/MERSİN, (DHA)
====================================
5) GAZİ UZMAN ÇAVUŞTAN 1200 FİDAN İLE AY YILDIZ
SİVAS’ta merkeze bağlı Çongar köyünde yaşayan gazi uzman çavuş Cemalettin Aksu (49) ve arkadaşı Turan Demirci, 15 bin metrekarelik araziye diktikleri 1200 fidan ile ay yıldız görüntüsü oluşturdu. Fidanlara şehitlerin isimleri verildi.
Merkeze bağlı Çongar köyünde yaşayan gazi uzman çavuş Cemalettin Aksu, geçen yıl köylerinin yanındaki yamaçta, 15 bin metrekare alanda şehitler için anlamlı proje yapmak istedi. Cemalettin Aksu’ya, arkadaşı Turan Demirci de yardım etti. Köylülerden de destek alan 2 arkadaş, mavi servi ve leylandiden oluşan 1200 fidan temin etti. Aksu ve Demirci, ilk olarak araziye ay yıldız çizdi, daha sonra bölgeye fidanlar dikildi. ‘Şehit ve Gaziler Ormanı’ denilen alanda dikilen fidanların her birine ise terörle mücadele şehit olan asker ve polislerin isimleri verildi.
‘BURAYI YAŞATACAĞIZ’
Bingöl- Diyarbakır sınırında, 1999 yılında, PKK’lılar ile çatışmada yaralanıp, gazi olan Cemalettin Aksu, “Şehitlerimizi ve gazilerimizi temsilen dikilen her fidana isim verdik. Bu isimleri plakalar halinde yazarak astık. Şehitlerimizi ölümsüzleştirdik. Kutsallarımızdan olan bayrağımızı, köyümüze cephe tepeye yaptık. El emeğiyle yapılan eser burası. Allah ömür verdiği müddetçe burayı yaşatacağız. Mavi servi ve leylandi gibi ağaçları tercih ettik, hoş kokulular. Köyümüzün her bireyi projeye çok olumlu yaklaştı. Eli kazma kürek tutan herkesin emeği var” dedi.
Görüntü Dökümü
—————————-
-Ağaçlandırma alanından dron görüntüleri
-Genel görüntüler
-Cemalettin Aksu’nun açıklamaları
-Detaylar
Haber-Kamera: Hüsnü Ümit AVCI-Alperen YILDIZ/SİVAS, (DHA)
==================================
6) ‘KENE VE KORONAVİRÜSLE BİRLİKTE YAŞAMAYI ÖĞRENMELİYİZ’
ERZURUM Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi Araştırma Hastanesi Enfeksiyon Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Mehmet Parlak, Kırım Kongo Kanamalı Ateşi’nin (KKKA), Covid-19’a göre insanlarda daha ağır seyrettiğini ve bütün vücudu etkilediğini söyledi. Prof. Dr. Parlak, “Depremler var diye evimize gitmemezlik etmediğimiz gibi kene var diye doğadan uzaklaşamayız. Virüs var diye insanlardan kaçamayız. Önlemleri alarak depremler gibi kene ve koronavirüsle de birlikte yaşamayı öğrenmeliyiz” dedi.
Türkiye’nin KKKA’yı 2002 yılında tanımaya başladığını belirten Prof. Dr. Mehmet Parlak, alınan tedbirler ve uygulanan tedavilerle eskiye oranla hastalığa karşı önemli bir yol alındığını söyledi. Serviste 11 hastanın tedavi gördüğünü, nisan-mayıs döneminde yatan 40 hastadan 3’ünün yaşamını yitirdiğini belirten Prof. Dr. Parlak, “Durumu ağır olan hasta yok. Onlar da kısa sürede evlerine dönecekler. Hastalara elimizden gelenin en iyisini, tıbbın güncel bilgileri ile cevap vermeye çalışıyoruz ve sonuçta alıyoruz. Kırım Kongo Kanamalı Ateşi, kronik hastalığı olmayanlar ve gençlerde daha iyi sonuç alıyoruz” diye konuştu.
‘KORONADAN DAHA TEHLİKELİ’
2020 Mart ayından beri etkili olan koronavirüsün de önemli olduğunu, ancak kene kaynaklı Kırım Kongo Kanamalı Ateşinin seyir itibariyle daha dramatik olduğunu ifade eden Prof. Dr. Parlak, “KKKA bir epidemidir, yani bilinen bir bölgede bilinen bir mevsimde hasta sayılarında artış olur. Bölgesel olduğu için ses getirmiyor. Aslında koronadan daha tehlikeli. Korona dünyayı ilgilendirmekte olduğundan daha çok konuşulmakta. Her iki etken ve oluşturduğu hastalık insanın tüm vücudunu etkilemektedir. Ancak koronavirüs de akciğerler öne çıkmakta ve fazla etkilenmektedir. KKKA’da ise benzer şekilde tüm vücudun damar sistemindeki endoteli etkilemekte ve kanamalara neden olmaktadır. İnsan vücudundaki endotelin uzunluğu ekvatordan daha fazladır. Dolayısıyla kliniğin ağırlık durumunu tahmin etmek zor olmasa gerek” dedi.
‘KENE VAR DİYE BİR YERE GİTMEYECEK MİYİZ’
Mevsim itibariyle insanların bağ, bahçe ve ormanlarda gezmeye başladığını kaydeden Prof. Dr. Parlak, “Havaların ısınması ile birlikte insanlarımız bağ ve bahçe ormanlarda gezmeye başlamıştır. Yeşilliklerin bol olduğu yerde oturup, yemek yemiştir. Bunlar olması, yani yapmamız gereken olaylar. Çünkü yaşam şeklimiz bu. İnsan, doğayla bütünleşmiştir. Bundan dolayı şimdi kene var diye hiçbir yere gitmeyecek miyiz? Her zaman rahat gidebilirsiniz ama özellikle keneli bölgelerden dönüldüğü zaman insanın üzerini kene var mı diye aramalı. Henüz vücuda yerleşmeden önce alıp atmak lazım. Koronavirüs var diye insanlardan kaçamayız. Depremler ver diye evimize gitmemezlik etmediğimiz gibi bu iki hastalık var diye doğadan ve insanlardan kaçmak yerine önlemlerimizi alarak hayatımıza devam etmeliyiz” uyarısında bulundu.
Görüntü dökümü:
—————————
– Prof. Dr. Mehmet Parlak’ın açıklaması
HABER: Turgay İPEK/ERZURUM, (DHA)