1) SANDIKLI’DA PATATES VE SOĞAN ALIMLARI BAŞLADI
Afyonkarahisar’ın Sandıklı ilçesinde Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO) ve Ziraat Odası aracılığıyla patates ve soğan alımına başlandı. Alınan patates ve soğanlar Valilik kanalı ile ihtiyaç sahiplerine ücretsiz dağıtılacak.
İhtiyaç sahibi ailelere dağıtılmak üzere Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından TMO ve Ziraat Odası işbirliğiyle alınacak patates ve soğanda alım başladı. Sandıklı’da 5 bin ton civarında patates ve 1500 ton civarında soğan alımı planlanıyor. Bugün başlanan alımların Ramazan ayı içerisinde tamamlanması bekleniyor. İlçeye bağlı Susuz köyünde soğan alımı ile başlanan çalışmaları Sandıklı Ziraat Odası Başkanı Fatma Toptaş yerinde inceledi.
‘UYGULAMADAN MEMNUNUZ’
Ziraat Odası Başkanı Fatma Toptaş, “İlçemizdeki üreticilerin elinde 5 bin ton patates ve 1500 ton soğan kaldı. Bugün itibarıyla alımlar başladı. Uygulamadan memnunuz. Bizim derdimiz üzüm yemek bağcıyı dövmek değil. Sezonda bu uygulama benzeri çalışmaların olması için çok mücadele verdik. Çok kez dile getirdik. Bu uygulama geç oldu ama isabetli oldu. Çünkü üretim alanları tam daraldı. Çiftçi elinden çıkartamadı, soğanlar atılacaktı. Patatesler hayvan yemine gidecekti. İyi oldu. Bu uygulama bizi mutlu etti. Cumhurbaşkanımıza ve yöremiz milletvekillerine teşekkür ederiz. Önümüzdeki sezonda da üreticilerimizin bu sıkıntılara düşmemesi için pazar sıkıntılarının çözülmesini istiyoruz” dedi.
Soğan ve patates üreticisi İbrahim Yaman, “Bunların 10 günlük bir ömrü kalmıştı. Artık satamadığımız için çöpe atmaya başlamıştık. Allah razı olsun devletten. Müdahale etti. 3- 5 kuruş elimize para geçecek. Maliyetlerimizi karşılamayacak ama. Zararın ne kadarını kurtarırsak kar. Bu sene de böyle oldu” diye konuştu.
Üretici Faruk Akdere de “Şu anda Sandıklı’mızda patates ve soğan alımına başlandı. Cumhurbaşkanımıza, milletvekillerimize ve Ziraat Odası Başkanımız Fatma Toptaş’a çok teşekkür ediyoruz. Onlar olmasa depolardaki bu patates ve soğanlar çöpe atılacaktı” dedi.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
————–
– Depodan soğan çıkartılarak çuvallama çalışmaları yapılırken çeşitli açılardan görüntü
– RÖP1: Fatma Toptaş (Sandıklı Ziraat Odası Başkanı)
– İşçilerin soğan çuvallama çalışmalarından görüntü
– İşçiler çuvallanan soğanları kamyona yüklerken görüntü
– RÖP2: İbrahim Yaman (Çiftçi)
– Soğanlar kamyona yüklenirken
– İşçilerin soğan çuvallama çalışmalarından görüntüler
– RÖP3: Faruk Akdere (çiftçi ve işçi)
HABER- KAMERA: Ahmet DAĞLI/SANDIKLI (Afyonkarahisar), (DHA)
===========
2) YANGINDA KÜLE DÖNEN 120 YILLIK TARİHİ BİNA, BELEDİYE EKİPLERİNCE YIKILDI
Bursa’da, iftar vakti çıkan yangında küle dönen surların arasındaki bulunan 120 yıllık ahşap bina, belediye ekiplerince yıkıldı. Yıkım çalışması ise dronla havadan görüntülendi.
Yangın, dün akşam saatlerinde merkez Osmangazi ilçesine bağlı Yahşibey Mahallesi, Yahşibey Caddesi’nde meydana geldi. Surların arasında kalan tarihi 120 yıllık ahşap binada, yangın çıktı. Henüz çıkış nedeni belirlenemeyen yangında, binanın ahşap olması nedeniyle de alevler kısa sürede büyüdü. Yangının çıktığı sırada evinde bulunmayan Gülten S. komşularının haber vermesi üzerine olay yerine geldi ve alevler içindeki evini görünce sinir krizi geçirdi. İhbar üzerine bölgeye itfaiye, polis, AKUT ve sağlık ekipleri sevk edildi. Hayvansever olan Gülten S.’nin evinde baktığı 13 kedi itfaiye ekiplerince kurtarılırken, çok sayıda kedi ise telef oldu. Kedileri kurtarma çalışması sırasında binadan kopan parçalar, bir itfaiye erinin üzerine düştü. İtfaiye eri ekip arkadaşlarının yardımıyla kurtarılırken, kazayı yara almadan atlattı. Yangın, itfaiye ekiplerinin 1 buçuk saatlik çalışmasının ardından söndürüldü. Küle dönen bina, kullanılamaz hala geldi.
BİNA KONTROLLÜ ŞEKİLDE YIKILDI
Osmangazi Belediyesi ekipleri, küle dönen ahşap binanın yıkılma tehlikesine karşı çalışma başlattı. Sabah saatlerinde adrese gelen ekipler, iş makineleriyle binanın kontrollü yıkımını gerçekleştirdi. Yıkım çalışması ise dronla havadan görüntülendi.
Görüntü Dökümü
———————–
-Yangın anı cep telefonu görüntüsü
-Yanan evin yıkımından detaylar
-Drone görüntüleri
Haber: Muammer İRTEM-Kamera: Semih ŞAHİN/BURSA, (DHA)
===============
3) ‘TOKAT ÇÖREĞİ’ İFTAR VE SAHUR SOFRALARININ VAZGEÇİLMEZİ
TOKAT’ta yöreye özgü geleneksel lezzetler arasında yer alan Tokat çöreği, ramazanda iftar ve sahur sofralarını süslüyor. Hamuru nohut mayasından yapılan ve taş fırınlarda pişirilen çörekler, sade, cevizli ve üzümlü seçenekleriyle, gramajına göre 12-16 lira arasında değişen fiyatlardan satılıyor.
Tokat’ta yüzyıllardır ramazan ayının özel lezzetleri arasında yer alan çörek, tuzsuz ve şekersiz olarak doğal nohut mayasında yapılması nedeniyle vatandaşlar tarafından tercih ediliyor. Yılın 11 ayında simit ve yağlı ekmek yapan fırınlar ramazan ayında ise sadece çörek çıkartıyor. Yaklaşık 18 saatte hazırlanan hamuru yoğrularak açılan çörekler, şekil verilerek tavalara konuluyor. Taş fırınlarda yaklaşık 10 dakikada pişirilen çörekler iftar ve sahur sofralarını süslüyor. Sade, cevizli ve kuru üzümlü çeşitleri yapılan çöreklerin 600 gramlığı 12, 800 gramlık olanı ise 16 liradan satılıyor. İl dışında gelen siparişler ise kargo veya otobüslerle gönderiliyor.
‘ŞEKER VE KOLESTEROL HASTALARI TERCİH EDİYOR’
Tokat çöreğinin en büyük özelliklerinden birinin nohut mayasından yapılması olduğunu söyleyen fırınca Ömer Uçar (34), “Nohudu kırarız, 12 ile 16 saat arasında mayalanma süreci oluyor. Su ilave ederek kavanozla daha sıcak bir ortamda beyaz beyaz köpükleri oluşacak şekilde mayalanmasını bekleriz. Daha sonra hamura ilave ederiz kendi kendine mayalanır. Şeker hastalığı, kolesterolü olan vatandaşlarımız bu çöreği daha çok tercih ediyor. Çünkü içerisinde her hangi bir şeker yok, tamamen nohut mayası ile yapılıyor. Tuz, şeker gibi ürünler yok. Bunun içerisine ceviz katıyoruz, üzüm katıyoruz. Üzüm biraz tatlandırıyor. Genelde vatandaşımız cevizlisini tercih ediyor” dedi.
‘RAMAZANDA SİPARİŞLERE YETİŞEMİYORUZ’
Çöreğin diğer günlerde de yapıldığını ama genellikle ramazanda tercih edildiğini ifade eden Uçar, “Ramazan ayında satışlarımız farklı. Halk arasında ramazan çöreği olarak bilindiği için normal günlere oranla 50 kat, 100 kat daha fazla satışlarımız artıyor. Bazen siparişlere yetişemediğimiz oluyor” diye konuştu.
Görüntü Dökümü:
-Fırından görüntüler
-Çöreklerin hazırlık aşaması
-Fırına sürülmesi
-Pişmiş halde satışa hazır çörekler
-Fırın işletmecisinin konuşmaları
Haber-Kamera: Fatih YILMAZ-Halil İbrahim YEL/TOKAT, (DHA)
==============
4) RAMAZANDA ‘TATLI SİZDEN, ULAŞTIRMASI BİZDEN’ KAMPANYASI
EDİRNE’nin Keşan ilçesinde tatlıcı Dinçer Şeref, ramazan ayı dolayısıyla düzenlediği ‘Tatlı sizden, ulaştırması bizden’ kampanyasıyla hayırseverlerin ücretini ödediği tatlıları, muhtarlar tarafından belirlenen ihtiyaç sahiplerine ulaştıracak.
Keşan’daki Kunduracılar Çarşısı’nda tatlıcılık yapan Dinçer Şeref, ramazan ayı dolayısıyla, ‘Tatlı sizden, ulaştırması bizden’ kampanyası başlattı. Hayırseverlerin ücretini ödediği tatlıları, muhtarlar tarafından belirlenecek adreslerde yaşayan ihtiyaç sahiplerine ulaştırılacağını belirten Şeref, amacının ramazan ayında dayanışmayı arttırmak olduğunu söyledi.
‘İHTİYAÇ SAHİBİ İNSANLARIN EVLERİNE GÖTÜRECEĞİZ’
Dinçer Şeref, amacın hayırseverler ile ihtiyaç sahiplerini buluşturmak olduğunu belirterek, “Bunu ‘askıda tatlı’ uygulaması gibi yapmadık. İnsanlar gelip askıdan almak zorunda kalmasın diye gerçek ihtiyaç sahibi insanların evlerine götüreceğiz. Bağış yapmak isteyenler ile bu zor dönemde sofralarına bir tatlı katmak isteyen gerçek ihtiyaç sahiplerini buluşturuyoruz. Bağış yapmak isteyen kişi bize gelecek, gönlünden ne koparsa bir ücret verecek, o ücretin karşılığında biz ne kadar tatlıya denk geliyorsa bunu kutuya koyarak hazırlayıp muhtarlar yardımıyla gerçek ihtiyaç sahiplerinin evlerine ulaştıracağız. Bu uygulamaya yeni başladık ve olumlu tepkiler aldık” dedi.
‘RAMAZAN, BEREKET VE PAYLAŞMA AYIDIR’
Pandemi nedeniyle birçok vatandaşın zor günler geçirdiğini ifade eden Şeref, “Ramazan, bereket ve paylaşma ayıdır. Hayır yapmak isteyen herkese bu kampanya açık. Kiminin 10 lirası olur, kiminin 100 lirası. Biz de kar amacı gütmeden katkı sağlıyoruz. Evlerine götürmemizin nedeni de ihtiyaç sahiplerini rencide etmemek. Ayrıca pandemi döneminde insanlar dışarı çıkmak da istemeyebilir. Herkesin bütçesine göre biz de kendimizden katarak bunu sürdüreceğiz. Bu ramazan ayı boyunca ve bayramda da devam edecek” diye konuştu.
Görüntü Dökümü
———————-
-Camekandaki tatlılar
-Sinilere dizilen tatlılar
-Tatlıların kutulanıp, paketlenmesi
-Tatlıcı Dinçer Şeref röp.
-Detaylar
Haber-Kamera: Ünsal YÜCEL/KEŞAN(Edirne),(DHA)-
==============
5) ‘BİG BANDO’NUN İLK KLİBİNİN GELİRİ, EĞİTİMDEN UZAK KALAN ÇOCUKLARA BAĞIŞLANACAK
DİYARBAKIR’da güzel sanatlar lisesinden mezun olan bir grup arkadaş, farklı kentlerde üniversite okuyup döndükten sonra müzik grubu kurdu. 7 kişi tarafından kurulan ‘Big Bando’ adını verilen grup, 120 kişiye ulaştı. İlk kliplerini yayımlanan grubun kurucusu Sedat Sezik, klibin gelirinin tamamını, köy okullarında pandemi nedeniyle eğitimden uzak kalan çocuklara bağışlayacaklarını söyledi. Sezik, “Diyarbakır ve bölgede ses, nefes ve renk olmaya gayret gösteren bir ekibiz” dedi.
Diyarbakır’da güzel sanatlar lisesinden mezun olduktan sonra farklı kentlerde üniversite okuyan bir grup arkadaş, kente geri döndükten sonra ‘Big Bando’ adıyla müzik gurubu kurdu. Aralarında öğretmen, avukat, doktor ve sporcuların da olduğu farklı meslek gruplarından 120 kişinin yer aldığı grup, sosyal sorumluluk projelerinde yer alıyor. Grubun, doğu müziği ile batı müziğini sentezleyerek ortaya çıkardıkları eserleri, büyük ilgi görüyor.
Big Bando grubu, sanatçı Derya Uluğ ile bazı ünlülerinde katkı sunduğu ve gelirinin tamamının köy okullarında pandemi nedeniyle eğitimden uzak kalan çocuklara bağışlanacağı bir klip çekti. Klibin dijital platformlarda ilk gösterimi için bir otelde düzenlenen lansmanda bir araya gelen grup üyeleri, başarılarını kutladı.
‘DÜNYA ÇAPINDA CİDDİ PROJELER YAPMAK İSTİYORUZ’
Marmara Üniversitesi Müzik Öğretmenliği Bölümü’nden mezun olduktan sonra Diyarbakır’a atanan ve arkadaşlarıyla ‘Big Bando’ grubunu kuran Sedat Sezik, gönüllü arkadaşlarıyla sosyal sorumluluk projelerinde yer aldıklarını ve elde edecekleri gelirle hem köy okullarına müzik sınıfı yapmak hem de çocukların tablet ihtiyaçlarını karşılamak istediklerini belirterek, şunları söyledi:
“1,5 yıl önce 7 kişilik bir arkadaş grubuyla başladık. Şu an 120 kişiye ulaştık. Diyarbakır ve bölgede ses, nefes ve renk olmaya gayret gösteren bir ekibiz. İlk klibimizi Diyarbakır’ı tanıtmak adına kentte trompet, trombon ve farklı çeşit batı enstrümanlarıyla doğu sentezini yaparak çok güzel bir klip hazırladık. Ben aynı zamanda burada öğretmenlik yapıyorum. Ekibimizde bu projeye gönül vermiş öğretmen, avukat ve doktor olan arkadaşlarımız var. Projenin bütün dijital gelirleri, eğitimden uzak kalmış köy okullarının öğrencilerine bağışlanacak. Hem köy okullarına müzik sınıfı yapmak hem de çocukların tablet ihtiyaçlarını karşılamak istiyoruz. İnşallah kısa sürede sayımızı 500’e çıkartmayı umuyorum. Birçok sosyal destek projeye destek veriyoruz, bazen Big Bando’yu minibüs ya da otobüs üzerlerinde sokak sokak gezip kısıtlamalarla insanlara renk oluyoruz, bazen engelliler gününde, bazen de otizm gününde gönüllü olarak çalışıyoruz. En büyük hayalimiz Diyarbakır’da oluşan bir ekibi dünyaya tanıtmak ve dünya çapında ciddi projeler yaşatmak.”
‘SADECE BİR BANDO TAKIMINDAN İBARET DEĞİLİZ’
Klarnetçi Cihan Sezik ise beden öğretmenliği yapıyor. Ortaokul ve lise dönemimdeki arkadaşlarıyla bir araya gelerek bu grubu kurduklarını söyleyen Sezik, “Meslek gruplarımız her ne kadar farklı olsa da hepimizin sanata sunacağı bir şeyler vardır, bu temelde hareket ediyoruz. Ben sporcuyum, aynı zamanda klarnet ve saksafon çalıyorum. Bu coğrafyanın şarkılarını batı enstrümanlarıyla, batı müziğiyle sentezleyip çok güzel aranjeler oluşturduk. Sadece bir bando takımından ibaret değiliz. Kadınlarımız da grubumuzda rol aldı. Hepimiz ortaokul ve lise döneminden arkadaşlarız ‘neler yapabiliriz?’ diye kocaman bir tencere bulduk, o tencerenin içine herkes bir şeyler doğradı ve çok leziz bir yemek çıktı ortaya” diye konuştu.
‘ÖZELLİKLE KÖY OKULLARINDA ÇALIYORUZ’
Diyarbakır’ın Hazro ilçesindeki bir köyde müzik öğretmeni olarak görev yapan Berivan Sevik ise gruptaki 4 kadından biri olduğunu ifade ederek, şunları söyledi:
“Hazro ilçesinde köyünde müzik öğretmenliği yapıyorum. Güzel sanatlar lisesinden bütün arkadaşlar bir aradaydık. Üniversiteyi bitirdikten sonra Diyarbakır’a geldik ve ‘neden bir grup kurmayalım, neden farklı bir projeye imza atmayalım?’ diye düşündük. Ben ‘ladies quarted’in şefiyim, bu 4 kadından oluşuyor, keman, piyano, çello ve yan flütten oluşuyor. 4 kadının olması güzel tepkiler almamıza sebep oluyor. Özellikle köy okullarında çalıyoruz, çünkü çocuklardan hiçbir enstrüman görmemiş olanlar var, çok mutlu oluyorlar, bu da bizi mutlu ediyor.”
Lansmana video konferansla katılan sanatçı Derya Uluğ da grubu kutlayarak, klibi ilk izlediğinde gözlerinin dolduğunu ve gurur duyduğunu söyledi.
Görüntü Dökümü
——–
Big bango klip lansmanı
Big bando ekibi
Klibin izlenmesi
Sanatçı Derya Uluğ’un video konferansı
Gurubun kurucusu Srdat Sezik ile röp
Gurup Üyesi Cihan Sezik ile röp
Gurubun kadın sanatçılardından Berivan Sezik ile röp
Dans gösterisi
Genel ve detay
Haber-Kamera: Mehmet Mucahit CEYLAN – Burak EMEK/DİYARBAKIR, (DHA)
===================
6) ÜNİVERSİTELİ ZEYNEP, DOKUMA TEZGAHI BAŞINDA ÇEVRİM İÇİ DERSLERE KATILIYOR
ADANA’da, Verim Kadın İnisiyatifi İstihdam Çevre Kültür ve İşletme Kooperatifi’nin girişimleriyle açılan kursta 1000 yıllık Adana bezi, üniversiteli gençler ve kadınlar tarafından dokunuyor. Niğde Ömer Halisdemir Üniversitesi Zübeyde Hanım Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu Çocuk Gelişim Bölümü 1’inci sınıf öğrencisi Zeynep Öztep (22) de her gün dokuma tezgahının başına geçiyor. Pandemi nedeniyle uzaktan eğitim gören Öztep, bir yandan tarihi bezi dokurken, diğer yandan cep telefonuyla çevrim içi derslere katılıyor.
Kadın istihdamını desteklemek, sağlıklı ve doğal tekstil ürünleri çıkarmak amacıyla çalışmalar yürüten Verim Kadın İnisiyatifi İstihdam Çevre Kültür ve İşletme Kooperatifi’nin geçen yılın Aralık ayında gün yüzüne çıkardığı 1000 yıllık Adana bezinin eğitimi için Milli Eğitim Bakanlığı’na başvurusu kabul edildi. Modülü çıkarılıp, Türkiye’de öğretimine karar verilen tarihi bezin dokunması için ilk eğitim, Adana’da başladı. Kooperatif Başkanı Belkıs Yakıcı’nın girişimleri ile İŞKUR ve Şehit Yavuz Öztürk Halk Eğitim Merkezi iş birliğinde ‘Tarihi Adana Bezi Dokuması’ projesi kapsamında kurs açıldı. Ev kadını, mülteci ve üniversiteli 15 kursiyerden, Niğde Ömer Halisdemir Üniversitesi Zübeyde Hanım Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu Çocuk Gelişim Bölümü 1’inci sınıf öğrencisi Zeynep Öztep de her gün dokuma tezgahının başına geçiyor.
DOKUMA YAPARKEN, ÇEVRİM İÇİ DERSLERE KATILIYOR
Pandemi nedeniyle uzaktan eğitim gören Zeynep Öztep, bir yandan tarihi bezi dokurken, diğer yandan cep telefonuyla çevrim içi derslere katılıyor. Bu süreçte her alanda kendisini geliştirmek ve harçlığını çıkarmak için kursa gelen Öztep, dokuma yaparken üniversitenin sitesinden ders tekrarını da izliyor. Kurstaki zamanını verimli geçiren ve İŞKUR’dan da belirli miktarda ücret alan Öztep, 1071 yılında Selçuklular döneminde Anadolu’da yaygınlaşan, Osmanlı döneminde ise kadınların ev tezgahlarında dokuduğu tarihi beze hayat veriyor.
Her gün öğle saatlerinde kursa gelerek, el emeği göz nuru dokumalar yaptığını belirten Zeynep Öztep, “Uzaktan eğitim ile siteme giriş yapıyorum. Cep telefonumdan derslerimi dinlerken aynı zamanda dokuma yapıyorum. El işine ve bu tarz yeteneklere ilgi duyuyorum. Üniversiteden mezun olduğumda her alanda bir donanım sahibi olmak istiyorum. Ayrıca öğrenci olduğum için bu kurs, bana maddi açıdan destek sağlıyor. Bu durum kendimi özgüvenli hissetmemi sağlıyor. Her kadın hem okuyup hem çalışabilir, kendi ayakları üzerinde durabilir” dedi.
EV EKONOMİSİNE KATKI SAĞLIYOR
Kooperatif bünyesinde staj gören Çukurova Üniversitesi Teknik Bilimler Meslek Yüksekokulu Tekstil Bölümü öğrencisi Fatma Çalım (20) ise uzaktan eğitim gördüğünü ancak bu staj sayesinde kurstaki çalışmaları yerinde izleyerek, iplik ve dokumaları daha yakından öğrenme fırsatı bulduğunu dile getirdi.
Ev kadını Selma Bayramoğlu da çocukken yaptığı dokumayı bu kursla geliştirerek, ev ekonomisine katkı sağladığını söyledi.
‘E-TİCARET ORTAMINDA SATIŞI YAPILACAK’
Kursta başarılı olan kursiyerlerin kooperatifte üretim yapmaya devam edeceğini söyleyen Kooperatif Başkanı Belkıs Yakıcı, “15 kursiyerimiz var. Bunlar içinde ev hanımları, mülteci kadınlarımız ve üniversite öğrencisi gençlerimiz var. Bu kadınlarımız burada 1 ay İŞKUR’dan da belirli oranda ücret alarak hem ekonomilerine destek olup hem de meslek öğrenmiş oldular. Bundan sonra da bu eğitim devam edecek. Çıkan ürünlerin e-Ticaret ortamında yapacağımız satışından da kursiyerlerimiz para kazanacak. Böylece aile ekonomilerine destek olmuş olacaklar” diye konuştu.
Üretimlerinde, Çukurova’da yetişen doğal ve renkli pamukları kullandıklarını kaydeden Yakıcı, “Ürünlerimizde hiç kimyasal yok. Genellikle boyasız doğal iplikler kullanıyoruz. Çukurova topraklarında yetişmiş doğal, renkli pamuklarından oluşan ipliklerle dokumalarımızı yapıyoruz. İşleme ve nakışlarımızı dahi pamukla organik ipliklerle yaptığımız için sağlıklı tekstil ürünleri oluşturmuş oluyoruz” dedi.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
—————————-
– Üniversiteli Zeynep’in online ders alırken dokuma yapmasından detaylar
– Dokuma kursuna katılan üniversiteli Zeynep Öztep ile dokuma tezgahında röp.
– Dokuma kumaşlardan detaylar
– Kooperatif Başkanı Belkıs Yakıcı ile kurs ortamında röp.
– Dokuma yapan ev hanımı Selma Bayramoğlu ile röp.
– Kooperatif stajyeri Fatma Çalım ile röp.
– El işi ve dokuma yapan kadınlardan görüntüler
– Dokuma salonundan genel görüntü
Haber:Gülşah ÖZGEN-Kamera: ADANA,(DHA)
====================
7) ERZURUM’DA İFTAR ÖNCESİ YUMURTALI PİDE, TEL KADAYIF KUYRUĞU
Erzurumlular Ramazan ayında iftar sofralarının olmazsa olmazı yumurtalı pide, tel kadayıf ve içme suyu için kuyruğa girdi.
Kentte Ramazan ayı boyunca halk her iftarda ayran aşı çorbası, pastırmalı ve yumurtalı kıyma, kadayıf dolması üçlüsünden vazgeçmiyor. Öğleden sonra iftar hazırlığına başalayan vatandaşlar önce Et ve Süt Kurumu satış mağazası önünde kıyma kuyruğuna girdi. Sırasını bekleyen Yavuz Budak, “Ramazan geldi malum sıkıntılardan dolayı alışverişi yeni yapabildik. Eskiden Ramazan gelmeden 10 gün önce hazırlıklarımızı yapardık. Buradan kıymayı aldıktan sonra pide ve kadayıfı almaya gideceğim. Ramazanı da böyle atlatacağız. Uzun bir kuyruk var. Aslında bu kuyruk yokluğun değil ucuzluğun göstergesi. Her yerde bol miktarda et var ama burası ucuz olduğu için bekliyoruz” dedi.
Alınan kıymalar eve bırakıldıktan sonra ikinci kuyruk nöbeti tel kadayıf döken işyerleri olan vatandaşlar, yöreye has tatlıyı iftara kadar hazırlayabilmek için taze kadayıf alabilmek için bekledi. Sosyal mesafeye uyarak kadayıf kuyruğunda bekleyen vatandaşlardan Ferit Karadan, “Ramazan’ın tadı tuzu kadayıfla çıkıyor. Ekmek ve tel kadayıf alıyoruz. İçine ceviz içi alıyoruz. Ben doğduğumdan beri Erzurum’dayım, 67 senedir kadayıfsız iftar sofrası görmedim” diye konuştu.
İftara yakın saatlerde vatandaşlar taş fırınlarının önünde taze yumurtalı pide almak için bekleyişini sürdü. Taze ve sıcak pidelerden bir an önce almak isteyen vatandaşlar fırında işaretlenen veya isim yazdırılan pidelerin çıkmasını sabırsızlıkla bekledi. İftar saati yaklaştıkça fırınlarda artan yoğunluğu önlemek polis ekiplerine düştü. Sosyal mesafeye uyulması için vatandaşlara sürekli ikazlarda bulunuldu. Damak tadına göre yumurtalı, susamlı ve sade pideleri müşteriye yetiştiremeye çalıştıklarını söyleyen fırın işletmecisi Özkan Polatlı,”Ramazanın ilk günleri insanlar sofrasına sıcak pide götürmek istiyor. İftarın olmazsa olmazıdır. Herkesin özel isteği olduğu için biz de yetişmeye çalışıyoruz. Yoğunluk çok fazla olduğu için polis ekipleri sürekli kontrol ederek ikazlarda bulunuyor. Bu Ramazanı da böyle geçireceğiz” diye konuştu.
Sıcak pidenin de eve bırakılmasıyla Palandöken Dağı’nın temiz ve berrak suyunu almak için Erzurum- Kars karayolu üzerindeki Paşapınar’ı mevkisine geçiliyor. Bidonlara su dolduran vatandaşlardan Gürler Akyüz, “Paşapınar’ın suyu çok meşhurdur. Suyun temiz ve berrak olması bizi sevindiriyor. Herkes buradan doldurup eve götürüyor” dedi.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
-Et ve Süt kurumu önünde sıra bekleyenler
-Et almak için içeriye giren vatandaşlar
-Muhabir Şifanur Tavus’un kuyruk önünde anonsu
-Polis memurunun sıra bekleyenlere sosyal mesafe uyarısı
-Sıra bekleyen Yavuz Budak ile röp
-Ellerinde bidonlarla gelen vatandaşın çeşmede sıra beklemesi
-Sırası gelenlerin bidonlarını su doldurması
-Çeşmede sıra bekleyen Gürler Akyüz ile röp
-Kadayıfçının dışında oluşan kuyruk
-Kadayıfçının içindeki kalabalık
-Kadayıf tezgahından satış detayları
-Kadayıfçının dışında sıra bekleyen İbrahim Ay ile röp
-Pide almak için sıra bekeleyenler
-Ustanın hamura susam döküp kürekle fırına sürmesi
-Fırında ocağının içinde pişen hamur görüntüsü
-Pişen pidelerin ismi yazılı olan müşterilere verilmesi
-Fırının dışında sıra bekleyen Mikail Küçük ile röp
-Pide fırınından genel görüntü
-Fırın işletmecisi Özkan Polatlı ile röp
Haber: Şifanur Tavus / Kamera: Oktay POLAT / ERZURUM, (DHA)