1) TARTIŞTIĞI KOMŞUSUNUN KARDEŞİNİ TÜFEKLE VURDU
ANTALYA’da Dursun Binici, tartıştığı komşusunun misafirliğe gelen kardeşi Sinan Genç’i (50) tüfekkle göğsünden vurup yaraladı.
Olay saat 11.00 sıralarında Kepez ilçesi Altınova Mahallesi Sardunya Sokak üzerinde meydana geldi. Sokak üzerindeki müstakil evinde yalnız yaşayan Dursun Binici, misafirliğe gelen komşusunun kardeşi Sinan Genç ile bilinmeyen nedenle tartışmaya başladı. Tartışmanın kavgaya dönüşmesi üzerine evine giden Dursun Binici, aldığı tüfekle çevreye ateş etmeye başladı. Bu sırada parkta oynayan çocuklar çöp bidonlarının arkasına saklandı.
Sinan Genç’i tüfekle kovalayan ve ardından göğsüne bir el ateş eden Dursun Binici, mahallelinin sopayla müdahalesiyle etkisiz hale getirildi. Haber verilmesi üzerine gelen polis ekipleri, Binici’yi, linç edilme riskine karşı polis merkezine götürdü. Göğüs kısmından ağır yaralanan Sinan Genç’e ilk müdahaleyi ise vatandaşlar yaptı. Ardından ambulansla Kepez Devlet Hastanesi’ne kaldırılan Sinan G.’nin hayati tehlikesinin sürdüğü öğrenildi.
Mahalleli, sık sık olay çıkardığı iddia edilen Dursun Binici’den daha önce de şikayetçi olduklarını, yıllar önce oğlunun intihar etmesinin ardından sinirlerinin bozulduğunu ileri sürdü.
Görüntü Dökümü
———————–
(AKTUEL)
-Tüfekle ateş ederken
-Vatandaşın bağırması
-Silah sesleri
-Vatandaşların yaşlı adamı darp etmeleri
(CEP TELEFONU KAMERASI)
-Yaralı şahsın yerde yatarken görüntüsü
-Sağlık ekiplerinin yaralı adama müdahalesi
-Ambulansa taşınması
-Polislerin görüntüsü
-Ambulansın hastaneye gidişi
-Vatandaşların görüntüsü
-Vatandaşlarla röportaj
-Polislerin bilgi alırken görüntüsü
-Olay yerinden görüntü
-Güvenlik şeridinin çekilmesi
-Boş kartuş görüntüsü
-Yaralının olay yerinde terlikleri
-Olay yeri inceleme ekibinin çalışmasından görüntü
-Detaylar
HABER: Süleyman EKİN-KAMERA: Mehmet KILIÇASLAN /ANTALYA, (DHA)
======================================================
2) PANDEMİ SERVİSİNDE ÇALIŞAN RABİA HEMŞİRE: EVE İLK GİRDİĞİMDE EVLADIMA SARILABİLEYİM İSTİYORUM
AKDENİZ Üniversitesi (AÜ) Hastanesi’nde pandemi servisi hemşiresi Rabia Ayçiçek (29), eve geldiğinde 2,5 yaşındaki kızının onu kapıda karşıladığını, koronavirüs nedeniyle kendisinden uzak tutmaya çalıştığını söyledi. Koronavirüsün bitmesini istediğini ağlayarak anlatan Ayçiçek, “Eve ilk girdiğimde evladıma sarılabileyim istiyorum. Oturup yarım saat oynamayı özledim. Gerçekten artık her şeyin normalleşmesini istiyoruz” dedi.
AÜ Hastanesi’nde pandemi servisinde çalışan hemşire Rabia Ayçiçek, koronavirüsün hayatlarına girmesiyle yaşadıkları zorlukları anlattı. Pandemi servisinde koronavirüs pozitif hastalarla temas halinde olduğunu belirten Ayçiçek, diğer sağlık çalışanları gibi kendisinin de aktif bir taşıyıcı olduğunu söyledi. Hastaneden eve döndüğünde 2,5 yaşındaki kızı Büşra’nın kapıda karşıladığını aktaran Rabia Ayçiçek, kızının hemen kucağına atladığını, kendisinin de onu uzak tutmak zorunda kaldığını anlattı. Evde duş aldıktan sonra kızına yaklaştığını anlatan Ayçiçek, hastanede koronavirüse yakalanan çocuk hastaları gördükçe kızını düşündüğünü ve endişelendiğini belirtti. Koronavirüsün artık bitmesini istediğini belirten Rabia Ayçiçek, eve ilk girdiğinde direkt evladına sarılabilmeyi çok özlediğini söyledi.
KORONAVİRÜSE YAKALANAN ÇOCUK HASTAYI GÖRÜNCE KIZI AKLINA GELDİ
Pandeminin ilk başlarında koronavirüsün çocukları çok etkilemediğini hatırlatan Rabia Ayçiçek, çocuk hastaları ilk gördüğünde kızının aklına geldiğini anlattı. Ayçiçek, “Çocuğum benden koronavirüs kapar mı diye ister istemez iki defa düşünüyorum. Pandemi servisine 1 yaşında bir çocuk hasta gelmişti. Solunum sıkıntısı vardı. Daha sonra solunum sıkıntısı artmaya başladı. Biz o çocuğa müdahale etmek zorunda kaldık. Müdahale sırasında insan aynı zamanda kendi çocuğunu düşünüyor. Kendi çocuğum aynı pozisyonda ne yapar diye daha çok üzülüyorum” dedi.
‘ÖNLÜKLERİN ALTINDA SIRILSIKLAM KALDIĞIMIZ ZAMANLAR OLUYOR’
İnsanların özellikle maske, mesafe ve hijyen kurallarına çok dikkat etmesi gerektiğini vurgulayan Rabia Ayçiçek, “İnsanlar bunlara dikkat etmediği için şu an buradalar. Bu yetişkin ve birçok hasta için geçerli. Hastalar burada yatıyor kimse onların yanında kalmak istemiyor. Kendini risk altına atmak istemiyor. Biz burada bakım hastalarına da bakıyoruz. Yeri geliyor önlüklerin altında sırılsıklam kaldığımız zamanlar oluyor ama elimizden geldiği kadarıyla bu savaşı vermeye gayret ediyoruz” diye konuştu.
‘KEŞKE GİTMESEYDİK DİYORLAR AMA ÇOK GEÇ OLUYOR’
Pandemi nedeniyle çok yorulduklarını anlatan Ayçiçek, şöyle konuştu:
“İki kat maskeyle çalışmak özellikle Antalya gibi sıcak bir şehirde çok zor. Biz de sıcaklarda bu şekilde çalışmak istemiyoruz. Artık herkesin bilinçlenmesini istiyoruz. Lütfen sosyal mesafeye dikkat etsinler, sürekli birbirlerine gidip gelmekten vazgeçsinler. Birçok hastadan ‘keşke gitmeseydik, yapmasaydık’ cümlelerini duyduk. Çünkü yüksek nitrik oksijen ve yüzüstü pozisyonda yatmak gerçekten çok zor. Özellikle bu süreçte, sonrasında yoğun bakıma gideceğini bilmek daha da kötü. Yoğun bakımdan çıkan hastalar hallerine şükrediyor. ‘Keşke gitmeseydik’ diyorlar ama çok geç olduğu zamanlar da oluyor. Belki kalıcı akciğer hasarları da kalmış oluyor.”
‘HERŞEY BİTSİN NORMALLEŞSİN İSTİYORUZ’
Koronavirüsün artık bitmesini istediğini ağlayarak söyleyen Rabia Ayçiçek, “Eve ilk girdiğimde evladıma sarılabileyim istiyorum. Oturup yarım saat oynamayı özledim. Gerçekten artık her şeyin normalleşmesini istiyoruz. Çocuğumu dışarıya çıkaramıyorum. Onun nefes almasını istiyorum. Evde de çok sıkıldı. Bir şekilde her şey bitsin ve normalleşsin istiyoruz” diye konuştu.
Görüntü Dökümü
———————–
– Rabia hemşirenin kızıyla evcilik oynama görüntüsü
– Kızıyla top oynaması ve kızının annesine sımsıkı sarılma görüntüsü
– Akdeniz üniversitesi drone görüntü
– Pandemi servisine giriş yapan Rabia hemşirenin genel ve detay görüntüler
– Rabia hemşirenin pandemi servisinde önlük giymesi, maske sıperlık ve eldiven takma görüntüleri
– Covid pozitif hastanın odasından görüntü
– Rabia Ayçiçek’in röportajı
– Röportajın son kısmında Rabia hemşire ağlayarak en çok isteğini söyleme görüntüsü
Haber- Kamera: Aslı DURAN/ANTALYA, (DHA)
======================================================
3) 3 BİN 300 YILLIK YAZITI KAPI SÖVESİ YAPMIŞLAR
2020 yılının en büyük arkeolojik keşfi, eski bir evin kapı sövesinden çıktı. Koç Üniversitesi Arkeoloji ve Sanat Tarihi Bölümü’nden Dr. Çiğdem Maner, Hitit Kralı IV. Tudhaliya dönemine ait Luvi hiyeroglif yazıtın bir bölümünün, Konya’nın Emirgazi ilçesi Karaören köyündeki bir evin kapı sövesinde bulunduğunu tespit etti. Yazıtın diğer yarısı ise 2015’te aynı evin kapı basamağı olarak kullanırken kayboldu. Kültür ve Turizm Bakanlığı yazıtın kayıp bölümünü Interpol aracılığıyla tüm dünyada ararken, Maner “Bu yazıtlardan çok sayıda yok. Hititler dönemine ait bilinmeyenler bu yazıtlar sayesinde gün yüzüne çıkıyor” dedi.
Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın izniyle Konya’nın Ereğli, Halkapınar, Karapınar ve Emirgazi ilçelerini kapsayan ‘Tunç ve Demir Çağı Yüzey Araştırması’ projesini yürüten Koç Üniversitesi Öğretim Görevlisi Dr. Çiğdem Maner, 2015’te kaybolan 3 bin 300 yıllık Hitit yazıtının peşine düştü. Luvi hiyeroglif yazıtı, ilk kez 2011’de Karaörenli öğretmen Nizamettin Tezcan’ın yazdığı ‘Şairler ve Şiirlerle Karaören’ adlı kitapta yayımlandı. Karaören köyünde, bir evin kapısında basamak olarak kullanılan yazıt 2015’te kayboldu. Konya Ereğli Müzesi Müdürlüğü taşın yerinde olmadığını bakanlığa rapor etti. Kültür ve Turizm Bakanlığı tarihi yazıtı Interpol aracılığıyla tüm dünyada aramaya başladı. Ancak yazıta dair herhangi bir bilgiye ulaşılamadı.
VİNÇLE SÖKÜLDÜ, KORUMA ALTINA ALINDI
Kaybolan yazıtın devamı olabileceği düşüncesiyle geçen yıl yüzey araştırma çalışmalarını sürdüren Dr. Maner, önce Karaören köyündeki eski evin sahibini buldu. Evin sahibi Fahri Kaymak’la köye gidildi. Kaymak, 45 yıl önce evlerini yaparken babasıyla ören yerinden bu taşı (yazıtı) bulduklarını, taş büyük olduğu için kırdıklarını ve diğer yarısını da kapıya söve olarak koyduklarını anlattı. Ön yüzünün kesi ile düzeltilmesi nedeniyle hiyeroglif yazıların belli olmadığı taşın arka kısmında ise sıva altında orijinal haliyle hiyeroglifler görüldü. Konya Rölöve ve Anıtlar Müdürlüğü’nün de yardımıyla hiyeroglif yazıtlı taş, evin kapısından vinçle sökülerek, 9 Aralık 2020 günü Konya Ereğli Müzesi’ne getirilip, koruma altına alındı. Karaören’de keşfedilen, 82x 44x 23,5 santimetre ebatlarındaki dikdörtgen formlu yazıtta yapılan incelemelerde, Hititler dönemine ait askeri sefer ve geyik kültü ile ilgili bilgiler verdiği anlaşıldı.
‘OLAĞANÜSTÜ ÖNEME SAHİP BİR BULUNTU’
Araştırmayı yapan Dr. Maner, taşın Hititler dönemine dair, önemli bilgiler içerdiğini belirterek, şunları söyledi:
“18 Ağustos 2020’de Fahri Kaymak ve Konya Müzesi’nden bakanlık temsilcimiz Enver Akgün ile köydeki eve gittik. Ev sahibi çocukluğunda babasıyla bu taşı nereden çıkardıklarını bize gösterdi. Aynı zamanda taşın diğer yarısını evin neresinde kullandıklarını da anlattı. Gösterdiği yerden taşı özenle söküp müzeye taşıdık. Bu Hitit Luvi hiyeroglif yazılı taş blok olağanüstü önemde bir buluntu. Büyük olasılıkla Büyük Kral IV. Tudhaliya, M.Ö. 13’üncü yüzyıl, Hitit İmparatorluk Çağı’na tarihleniyor ve Hatti bölgesinin tarihi coğrafyası ve Sarpa Dağı’nda bulunan geyik kültü hakkında önemli bilgiler içerdiğini düşünüyoruz. Bu yazıtlardan çok sayıda yok. O nedenle Hititler dönemine ait bilinmeyenler bu yazıtlar sayesinde gün yüzüne çıkıyor.”
Görüntü Dökümü
———————–
– İşçilerin taşın başındaki çalışmalarından görüntü
– Haber ile ilgili fotolar
HABER: ÖMER ERBİL- İSTANBUL /DHA
======================================================
4) KORONAVİRÜS TEDAVİSİ GÖREN AKADEMİSYEN KURTARILAMADI
ERCİYES Üniversitesi (ERÜ) İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi’nde görev yapan Öğretim Üyesi Dr. Talip Torun (47), koronavirüs tedavisi gördüğü hastanede hayatını kaybetti.
İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Öğretim Üyesi Dr. Talip Torun, 2 ay önce öksürük ve halsizlik şikayetleriyle hastaneye başvurarak, Covid-19 testi yaptırdı. Sonucu pozitif çıkan Torun, evde tedavi görmeye başladı. Sağlık durumu ağırlaşan 2 çocuk babası Torun, 21 Mart’ta hastaneye kaldırıldı. Burada tedaviye alınan Torun, dün gece doktorların tüm müdahalesine rağmen hayatını kaybetti. Talip Torun için Hulusi Akar Camii’nde cenaze töreni düzenlendi. Törene AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Özhaseki, Melikgazi Belediye Başkanı Mustafa Palancıoğlu, Talas Belediye Başkanı Mustafa Yalçın, Torun’un ailesi ve yakınları katıldı. Cenaze namazının ardından Talip Torun, şehir mezarlığında toprağa verildi.
Görüntü Dökümü
———————–
– Cenaze namazından görüntü
– Diğer görüntüler
Haber – Kamera: Yasin DALKILIÇ /KAYSERİ, (DHA)
======================================================
5) İZMİT KÖRFEZİ ESKİ HALİNE DÖNÜYOR
İZMİT Körfezi, Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’nin deniz salyasıyla mücadelesi sonrasında eski haline dönüyor. 42 günde körfezden 110 ton deniz salyası toplandı.
Deniz salyası yaklaşık bir 1,5 ay önce İzmit Körfezi’nde görülmeye başladı. Kocaeli Büyükşehir Belediyesi İzmit Körfezi sahillerinde her geçen gün etkisini arttırarak yayılan deniz salyasıyla mücadeleye başlamıştı. Kocaeli Büyükşehir Belediyesi deniz denetim uçağı ile deniz salyasının etkili olduğu bölgeleri tespit ederek, belirlenen noktalara deniz süpürgesi ve amfibik araçlar yönlendirildi. Deniz süpürgesi ve amfibik araçlarla deniz salyası toplandı. Denizden alınarak çuvallara doldurulan deniz salyası İzmit Atık ve Artıkları Arıtma Yakma ve Değerlendirme A.Ş.’ye yönlendirildi. 42 günde deniz süpürgeleri ve amfibik araçlarla toplam 110 ton deniz salyası toplandı. İzmit Körfezi yeniden eski haline dönmeye başlarken, az miktarda kalan deniz salyası da toplanmaya devam ediyor.
Görüntü Dökümü
———————–
-İzmit Körfezi’nin denetim uçağından çekilmiş görüntüsü
-Körfez’den aktüel görüntüler
-Muhabir anonsu (Ergün AYAZ)
Haber-Kamera: İZMİT(Kocaeli),(DHA)
======================================================
6) TIR’DAKİ SEBZE VE MEYVELERİN DÖKÜLMEMESİ İÇİN ‘İŞ MAKİNESİ’ DESTEĞİ
AKSARAY’da sürücünün viraja hızla girdiği TIR’ın dorsesindeki branda yırtıldı, sebze ve meyvelerin bir kısmı yola saçıldı. Kalan meyve ve sebzelerin yola dökülmemesi için iş makinesi getirilerek, destek sağlandı.
Kaza, saat 04.00 sıralarında Aksaray- Ankara kara yolu Tacin Mahallesi’nde meydana geldi. Mersin’den Edirne’ye sebze ve meyve taşıyan Bedrettin Taş (47) yönetimindeki 27 AAK 135 plakalı TIR’ın dorsesindeki branda, sürücüsünün viraja hızlı girmesi nedeniyle meyve sebze kasalarının ağırlığıyla yırtıldı. Ardından sebze ve meyvelerin bir kısmı yola saçıldı. Durumu fark eden Taş, TIR’ı durdurup polis ve belediye ekiplerinden yardım istedi. Dorsedeki diğer kasaların da devrilip sebze ve meyvelerin yola dökülmemesi için iş makinesi getirilip, destek sağlandı. Kasalar yolun kenarına indirildi. Etrafa saçılan ürünler de temizlendikten sonra yol yeniden ulaşıma açıldı.
Yaşananları anlatan TIR şoförü Bedrettin Taş, “Viraja biraz hızlı girince dorsedeki kasalar yerinden oynayarak, sağ taraftaki çadırı yırtarak ürünler yola döküldü. Ürünleri Mersin’den alıp Edirne Uzunköprü’ye götürüyordum. Müşterimin malına daha fazla zarar gelmemesi için kepçeyle destek verdik. Daha önce böyle bir şey başıma gelmedi. Her zaman bu yoldan gelip, gidiyordum. Dorsede 150 bin TL ‘lik malzeme vardı. 10-15 bin TL ‘lik sebze çöpe gitti. Belediye ve polis arkadaşlar gelip hemen yolu kapatıp, telef olan malzemeyi çöpe attılar. Kalan malzemeyi kepçe ile kurtarmayı başardık. Kasadaki ürünleri yere indirip başka bir araçla mal sahibine göndereceğim” dedi.
Görüntü Dökümü
———————–
– Yola saçılan sebze ile meyvelerin görüntüsü
– Kepçe’nin kasadaki ürünlerin devrilmesi için takviyesi
-Polis ekiplerinin yolda önlem alması
-Tır sürücüsü Bedrettin Taş’ın kasadaki ürünleri indirmesi
-Tır sürücüsü Bedrettin Taş’ın açıklaması
-Genel ve detaylar
Haber- Kamera: Erkan ALTUNTAŞ Hilmi YOL – AKSARAY DHA
======================================================
7) ‘LÖSEV BANA UMUT OLDU, KARDEŞLERİME DE BEN UMUT OLACAĞIM’
KAYSERİ’nin Develi ilçesinde yaşayan Recep Nihat Karadeniz’e (27), 2014 yılında 20 yaşında lösemi teşhisi kondu. 2 yıl yatarak tedavi gördüğü lösemiyi yendikten sonra kendisine tedavi süresince destek olan (LÖSEV) Lösemili Çocuklar Vakfı’nda çalışmaya başlayan Karadeniz, “Ben hastalandığım ilk zamanlarda löseminin ne olduğunu bilmiyordum daha sonra iyileşen lösemi hastalarını gördükçe ben de çok umut dolmuştum. Şimdi ben artık iyileştim. 2018 yılında LÖSEV’in idari işler departmanında çalışmaya başladım. Şimdi benim gibi hasta olan kardeşlerime ben umut olmaya çalışıyorumö dedi.
2014 yılında bir markette kasiyer olarak çalışırken grip, nefes darlığı ve kalp çarpıntısı şikayetiyle Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’ne başvuran Recep Nihat Karadeniz’in yapılan kontrollerde lösemi hastalığına yakalandığı belirlendi. Hastanede tedavisine başlanan Karadeniz, 3 yıl mücadele ettiği lösemiyi yendi. Bu süreçte LÖSEV’in kendisine maddi ve manevi destek olduğunu ifade eden Karadeniz, lösemi hastalarına umut olmak amacıyla Kayseri şubesinin idari işler departmanında çalışmaya başladı.
ÇEVREMİZDEN GÖREMEDİĞİMİZ İLGİYİ LÖSEV’DEN GÖRDÜK
Yaşadığı süreci anlatan Karadeniz, “2014 yılında bir markette çalışıyordum. İş yaparken grip gibi rahatsızlıklarım başladı. İşte nefesim daralıp, kalp çarpıntılarım artmaya başlamıştı. Sonrasında hastaneye kontrole gittiğimizde kan değerlerimin düştüğünü söylediler. Beni Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’ne sevk ettiler. Erciyes Üniversitesi’nde kan değerlerime bakıldı ve bana lösemi tanısı konuldu. Sonrasında tedavime başlandı. Yaklaşık 3 yıl tedavi sürecinin 2 yılı yatarak sürdü. Hastalığımın ilk zamanlarında ailecek ne yapacağımızı bilmiyorduk. Almış olduğumuz kemoterapi ilaçları beni çok fazla etkilemişti. Bu hastalığın tam olarak ne olduğunu bilmiyorduk. Şaşkınlıkla ne olup bittiğini anlamaya çalışırken imdadımıza LÖSEV yetiştiö diye konuştu.
LÖSEV’in gerçekleştirdiği seminerlerin önemine vurgu yapan Karadeniz sözlerine şöyle devam etti:
“LÖSEV kansere karşı farkındalık için tüm ülkede kurulduğu 1998 yılından beri sunumlar ve seminerler yapıyor. O dönemde Develi ilçesinde bir seminere geldiler. Bende duyurularda görünce hastalığımla ilgili olduğu için gidip, katılmak istedim. Seminerde bize çok faydalı bilgiler verdiler. Seminer sonrasında hemen kaydımızı aldılar. Ardından düzenli maddi-manevi katkıları başladı. Sürekli bizi arayıp, soruyorlardı. O dönem çevremizden görmediğimiz ilgiyi LÖSEV gösterdi. Ben hastalığı nasıl yeneceğimi düşünürken, bana bu hastalığı yenen kişileri örnek göstererek moralimi yüksek tutmama yardımcı oldular.ö
“HASTA OLAN ARKADAŞLARA UMUT OLMAYA ÇALIŞIYORUMö
LÖSEV’deki göreviyle ilgili olarak konuşan Recep Nihat Karadeniz, “3 yıl süren tedavimin bitmesinin ardından sağlığıma kavuştum ve çalışmak istiyordum. Çünkü diğer taraftan da hayatımıza kaldığımız yerden devam etmek zorundayız. Sürekli kontrollerim devam ettiği için ‘nasıl bir işte çalışabilirim’ diye kara kara düşünürken LÖSEV’den aradılar. Bizi davet ettiler. 2018 yılında LÖSEV’in idari işler departmanında çalışmaya başladım. Benim hastalığımın ilk zamanlarındaki sıkıntıları diğer kardeşlerim ve aileleri yaşamasın diye ev ve hastane ziyaretleri yapıyoruz. Ben de benim gibi hasta olan arkadaşlara burada umut olmaya çalışıyorumö ifadelerini kullandı.
‘RAMAZAN AYINDA YAPILACAK BAĞIŞLARLA ‘ÇOCUKLAR İYİLEŞSİN’ DİYORUZ’
LÖSEV’in gençlere iş imkanı da sunduğunu belirten Karadeniz, “LÖSEV, hastalarına asla ‘sen artık iyileştin, artık bağımız kesildi’ demiyor. Okuyan ve hastalığı atlatmış bizim gibi gençlere eğitim bursu ve iş imkanı da sunuyor. Kendilerine çok teşekkür ediyorum. LÖSEV’in kurucusu ve Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Üstün Ezer hocamız iyi ki LÖSEV’i kurmuş. İyileşen bir genç olarak kendisine çok teşekkür ediyorum. Bundan sonrada bizler iyileşmiş gençler olarak LÖSEV ile tüm hastalara destek olmaya koşacağız. Buradan ayrıca bağışçılarımıza çok teşekkür ediyorum. Yapmış oldukları bağışlarla çocuk ve yetişkin hastalar hayat buluyor, iyileşiyor. Onların her bir kuruş bağışları ve gönüllülerin emeği bizler için çok değerli. Ayrıca, bir zamanlar Ramazan ayında benim evime gelen gıda kolilerini şimdi biz hazırlayıp, hastalarımız ve onların ailelerine gönderiyoruz. Bu da bizler açısından duygusal anlamda çok önemli. Ramazan ayında yapılacak bağışlarla inşallah ‘Önce Çocuklar İyileşsin’ diyoruzö şeklinde konuştu.
Görüntü Dökümü
———————–
-Recep Nihat Karadeniz ile röp
-Detay görüntüler
HABER: Olcay DÜZGÜN-İlyas KAPLAN/ KAYSERİ,(DHA) –
======================================================
8) NAZİLLİ’DEKİ KUMAR OPERASYONUNDA 15 KİŞİ GÖZALTINA ALINDI
AYDIN’IN Nazilli ilçesindeki 3 katlı binaya yapılan operasyonda, 15 kişi kumar oynadıkları gerekçesiyle polis tarafından gözaltına alındı.
Nazilli İlçe Emniyet Müdürlüğü’ne bağlı Asayiş Büro Amirliği ekipleri dün gece, Karaçay Mahallesi 34 Sokak’ta bulanan 3 katlı bir binaya kumar oynandığı gerekçesiyle operasyon düzenledi. Pandemi nedeniyle sokağa çıkma kısıtlamasını da ihlal ederek kumar oynayan 15 kişi, masaların etrafında kumar oynarken suçüstü yakalandı. Evde yapılan aramalarda, kumar oynamak amacıyla kullanılan çeşitli renklerde ve boylarda çok sayıda pul, 25 deste iskambil kağıdı, 2 adet yaz boz kağıdı ele geçirildi. Şüpheliler hakkında kumar oynamaktan Kabahatler Kanununun ilgili maddesi gereğince 20 bin 40 TL ve Covid-19 tedbirlerini ihlalden 35 bin 800 TL olmak üzere toplam 55 bin 840 TL idari para cezası uygulandı. Z.T. (51) hakkında kumar oynanması için yer ve imkan sağlama suçundan adli işlem başlatıldı. Z.T. dışındaki şüpheliler işlemleri sonrası serbest bırakıldı.
Görüntü Dökümü
———————–
-Kapının çilingir yardımı ile açtırılmasından görüntü
-Polis ekiplerinden görüntü
-Polis ekiplerinin evin içerisine girmelerinden görüntü
-Masalarda kumar oynamakta olan vatandaşlardan görüntü.
-Kumar masalarından görüntü
Haber- Kamera; Bahattin ALBAYRAK / NAZİLLİ (Aydın), (DHA)
======================================================