1) CENNET AKBÜK KOYU’NDA GERGİN YIKIM
MUĞLA’nın Gökova Körfezi’ndeki dünyaca ünlü Akbük Koyu’nda, imara aykırı bölümleri tespit edilerek, kaldırılması istenen aralarında pansiyon, restoran ve konutların bulunduğu 33 yapının yıkım çalışmaları öncesi gerginlik oldu. Yıkılan binaların sahileri ve yakınları yola oturup, protesto gösterisinde bulundu. Yaşanan arbede sonrası jandarma robocop ekiplerinin kontrolünde yol açılarak iş makinelerinin geçişi sağlandı.
Menteşe’nin kırsal Sarnıç Mahallesi Akbük Koyu’ndaki kaçak olduğu belirlenen yapılarını yıkımına bugün sabah saatlerinde başlandı.
Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, geçen 20 Ağustos’ta Muğla’da incelemeler yaptı. Denetimler ve belediyelerin çalışması sonrası kentte imar planına aykırılıklarının bulunduğu tespit edilen birçok projede inşaatlar durduruldu. Ardından sırayla bu yapıların yıkımına başlandı.
Menteşe ilçesi Sarnıç Mahallesi Akbük Koyu’nda imar planında aykırılıklar olduğu tespit edilen aralarında pansiyon, restoran ve konutlarında bulunduğu 33 yapının yıkım işlemine bugün başlandı. Çevre ve Şehircilik Muğla Müdürlüğü yetkilileri, jandarma gözetiminde Menteşe Belediyesi’ne ait iş makineleriyle yıkımı gerçekleştirmek için kaçak yapıların bulunduğu alana geldi.
Bina sahipleri ise yolu kapatarak oturma eyleminde bulundu. Muğla İl Jandarma Komutan Yardımcısı Albay Erdem Karaman ve Menteşe İlçe Jandarma Komutanı Binbaşı Gürcan Özdilek köylülerle konuşup, yolu açmalarını istedi. Ancak, uyarlara rağmen köylüler yolu açmadı. Bunun üzerine jandarma robocop ekipleri ile bina sahipleri arasında arbede yaşandı. Arbedenin ardından robocop ekiplerinin kontrolünde yol açılarak iş makinelerinin koyda bulunan restoranın kaçak bölümlerini yıkmak için girişi sağlandı.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
—————————-
-Yıkım ekiplerinden görüntü
-Oturma eyleminden görüntü
-Jandarmanın ikna çabalarından görüntü
-Yaşanan arbededen görüntü
-İş makinelerinin yıkım yapılacak alana girmesinden görüntü
-Genel ve detay görüntüler
Haber – Kamera: Cavit AKGÜN / MUĞLA, (DHA)
===================================
2) İŞ YERİNİ AÇMAYA GELEN KUYUMCU SİLAHLI SALDIRIYA UĞRADI
KONYA’nın Ereğli ilçesinde iş yerini açmaya gelen kuyumcu Tamer Çavdar (56), kimliği belirsiz bir kişinin av tüfekli saldırısına uğradı.
Ayağından yaralanan Çavdar, ambulansla hastaneye kaldırıldı. Saldırganın ise iş yerinin önünde otomobiliyle bekleyip, saldırıyı gerçekleşme anı ise güvenlik kamera kayıtlarına yansıdı.
Olay. bugün saat 09.30 sıralarında Boyacı Ali Mahallesi Dr. Faruk Sükan Caddesi’nde meydana geldi. Kuyumcu Tamer Çavdar, iş yerini açmak için geldi. O sırada iş yerinin önünde 42 AHK 058 plakalı park halindeki otomobilden inen 1 kişi, tüfekle Çavdar’ın üzerine 3 el ateş etti. Ayaklarından yaralanan Çavdar, yere yığılırken şüpheli de otomobiline binip kaçtı. O anlar ise güvenlik kamera kayıtlarına kaydedildi. Kanlar içinde kalan Çavdar, ihbar üzerine çağrılan ambulansla Ereğli Devlet Hastanesine kaldırıldı. Polis, kaçan saldırganın kimliğini belirlemek için çalışma başlattı.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
—————————
– Saldırı anı güvenlik kamerası
– Yaralının sedyeye alınması
– Genel ve detay görüntüler
Haber- Kamera: Atilla ATMACA EREĞLİ KONYA DHA
==============================
3) KOL VE BACAKLARINI KULLANAMIYOR, BURNUYLA CEP TELEFONUNDA TASARIM YAPIYOR
EDİRNE’de doğuştan Serebral palsi (beyin felci) hastası olan, bu nedenle kol ve bacaklarını kullanamayan Kadir Berke Öz (20), burnunu kullanarak cep telefonunda yaptığı tasarımlar görenleri hayran bırakıyor. Yaşıtları gibi sosyal medyaya giren, görsel tasarım yapan ve afiş hazırlayan Öz, bir yandan iki üniversite okurken, bu yeteneğiyle öğretmen babasının da en büyük yardımcısı oluyor.
Edirne’de yaşayan Kadir Berke Öz’e, doğum esnasında geçirdiği rahatsızlıktan dolayı Serebral palsi (SP) teşhisi konuldu. Ailesinin gelişim döneminde hiç yalnız bırakmadığı Öz, Trakya Üniversitesi Kırkpınar Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu Spor Yöneticiliği ve Teknik Bilimler Meslek Yüksekokulu Basım Yayım Teknolojileri Bölümü’nde eğitimini sürdürerek yaşıtlarına örnek oldu. Azmiyle dikkat çeken Kadir Berke Öz, pandemi sürecinde evde kaldığı dönemde ise kendi başına özel bir yetenek geliştirdi. Yaşıtları teknolojiyi hızla kullanırken bundan geri kalmayan Kadir Berke, kollarını kullanamadığı için burnuyla cep telefonunu kullanmaya başladı. Zamanla kendini geliştiren Öz, artık burnuyla görsel tasarımlar yapmaya başladı.
‘ÇOK AZİMLİ BİR ÇOCUK’
Öz’ün babası, aynı zamanda kentte bir ortaokulda müdür olarak görev yapan Yakup Öz, oğlunun kendisinin en büyük yardımcısı olduğunu belirtti. Kadir Berke’nin çok azimli birisi olduğunu belirten Yakup Öz, “Çok azimli, sosyal bir çocuk. Hiçbir zaman onu evde tek başına, yalnız bırakmadık. Bizim olduğumuz her yerde Kadir Berke de vardı. Bütün ortamlara girdi çıktı ve her şeyi yaşayarak öğrendi. Okumayı, sporu çok seviyor. Kitap okumayı çok seviyor. Futbol aşığı, devamlı müsabakaları izliyor. Dünya Kupası’na bile gitti Rusya’da maç izledi. Şu anda iki üniversite okuyor. Bu pandemiden dolayı da evde” dedi.
‘BÜTÜN İŞİNİ BURNUYLA YAPIYOR’
Kadir Berke’nin yaşıtlarını teknolojide de yakaladığını söyleyen Yakup Öz, “Biliyorsunuz günümüzde çocuklar telefon anlamında, bilgisayar anlamında kendisini çok yetiştirdiler. Berke de azmiyle onlardan geri kalmadı. Bu Allah vergisi bir şey. Bazı organlarınız çalışmadığı zaman ona alternatif başka organınızı çalıştırmak zorundasınız. Bizler de aslında Allah’a şükretmemiz lazım. Bu çocuk görebildiğiniz gibi sadece oturabiliyor ve bir başkasına muhtaç. Ellerini kullanamadığından dolayı sadece burnunu kullanmak zorunda ve o konuda kendisini geliştirdi. Sadece burnunu kullanarak yazı yazabiliyor, resim çizebiliyor. Kumandayla televizyonu açabiliyor. Bütün iş ve işlemlerini burnuyla yapıyor. Bunu da tekrar ederek bu yeteneğini geliştirmiş oldu” diye konuştu.
‘EN BÜYÜK YARDIMCIM KADİR BERKE’
Yakup Öz, oğlunun kendisine çok yardımcı olduğunu belirterek, “Azim çok önemli burada. Berke şöyle bir çocuk; hiçbir şeyde sıkılmıyor. Otursun bir işi yarım saat, 1 saatte yapar, öyle kalkar. Zamanını böyle harcıyor. Diğer işlerde de öyle. Bir ödev verildiği zaman o ödevi yapmadan gidip yatmaz. Hem okul hem de dernek anlamında kutlama mesajlarını, kandil mesajlarını, afişleri Berke yapıyor, bizim de hoşumuza gidiyor. O faaliyetlerini bir şekilde farklı yerlerde gördüğü zaman Berke gerçekten çok mutlu oluyor. O nedenle bizlere her konuda yardımcı, benim de en büyük yardımcım Kadir Berke” şeklinde konuştu.
‘HİÇ ZORLANMIYORUM’
Babası yardımıyla duygularını anlatan Kadir Berke Öz de, özellikle pandemi döneminde evde sıkıldığı için bu yeteneğini geliştirdiğini belirtti. Öz, “Evde otururken, sıkılıyorum. Hep böyle işlerle uğraşıyorum. Bu işler beni hiç zorlamıyor. Sürekli evdeyim, sıkılıyorum. Bunlarla oyalıyorum kendimi” ifadelerini kullandı.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
—————————-
– Berke’nin telefonda tasarım yapması
– Berke’den detaylar
– Yaptığı tasarımdan detaylar
– Babasının Berke’nin yaptığı tasarımları göstermesi
– Baba Yakup Öz ile röportaj
– Berke’nin konuşması
– Berke’nin kitap okuması
– Babasının Berke’yi balkona çıkarması
– Berke ve babasından balkonda detay
Haber – Kamera: Olgay GÜLER – Resul ORUÇOĞLU / EDİRNE, (DHA)
=============================
4) PROFESÖRDEN ‘5 YIL MOBBİNG’E UĞRADIM’ ŞİKAYETİ
AKDENİZ Üniversitesi (AÜ) Su Ürünleri Fakültesi’nden Prof. Dr. Mehmet Gökoğlu, üniversite ve fakülte yönetiminin, 5 yıl boyunca kendisine haksız soruşturmalar ve mobbing yaptığı gerekçesiyle savcılığa 9 sayfalık şikayet dilekçesi verdi.
Akdeniz’de biyoçeşitlilik ve sualtı yaşamlarıyla ilgili geniş çaplı araştırmaları bulunan AÜ Su Ürünleri Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Mehmet Gökoğlu, fakülte dekanı Prof. Dr. Cengiz Deval tarafından mobbing ve haksız ve usulsüz soruşturmalara maruz kaldığı iddiasıyla savcılığa suç duyurusunda bulundu. Prof. Dr. Gökoğlu, 9 sayfalık şikayet dilekçesinde Prof. Dr. Cengiz Deval’ın yanı sıra, Fen Fakültesi’nden Prof. Dr. Yılmaz Emre ve önceki dönem rektörü Prof. Dr. Mustafa Ünal’dan da şikayetçi oldu. Dilekçede yaşadığı her şeyi detaylı anlatan Prof. Dr. Gökoğlu, üniversite içerisinde kendisine yöneltilen ve haksız yere yapıldığını öne sürdüğü suçlamalar ve soruşturmalar nedeniyle ‘profesör’ kadrosunun üç yıl kasti olarak geciktirildiğini, maddi ve manevi zararı olduğunu, üniversite camiasında itibarının zedelendiğini, psikolojik olarak da olumsuz etkilendiğini, mahkemeler için yüklüce avukat parası ödeyerek maddi kaybı olduğunu belirtti.
‘DİJİTAL MOBBİNG UYGULADI’
Prof. Dr. Mustafa Ünal’ın rektörlüğü döneminde Prof. Dr. Cengiz Deval’ın vekaleten dekan olarak atanmasının 5’inci gününde mobbinge başladığını öne süren Prof. Dr. Mehmet Gökoğlu, “İlk mobbing örneğini hemen gördüm. Fakülte demirbaşları tüm akademisyenlerin kullanımına sunulmuş olmasına rağmen yalnızca bana izin şartı koşuldu. Yine ‘isimsiz ve imzasız bir dilekçe aldım’ diyerek etik bulunmayan bir konuyu üniversite etik kuruluna şikayette bulundu. İzin dilekçeleri, görevlendirmeleri ve bazı yazışmalarında sürekli problem çıkarttı. Pandemi döneminde dekan, öğretim üyelerini bilgilendirme amacıyla WhatsApp grubu kurdu ve bu gruba beni dahil etmeyerek dijital mobbing uyguladı” dedi.
‘5 YIL ARAŞTIRMALARLA DEĞİL SORUŞTURMALARLA GEÇTİ’
Prof. Dr. Mehmet Gökoğlu, hakkında usulsüz ve mesnetsiz şekilde 3 soruşturma açıldığını ve üniversitenin mahkemelerde 5 dava kaybettiğini, beş yılının araştırmalarla değil soruşturmalarla geçtiğini öne sürdü. Çeşitli sebeplerden hakkında soruşturmalar açıldığını, ancak bu soruşturmalarda şikayetçi, soruşturmayı açan ve soruşturmacıyı belirleyen kişinin Fakülte Dekanı Prof. Dr. Cengiz Deval olmasının mobbingin en belirgin kanıtı olduğunu öne süren Prof. Dr. Gökoğlu, soruşturmacı olarak tayin edilen Fen Fakültesi’nden Prof. Dr. Yılmaz Emre ile husumetinin olması nedeniyle itirazlarının dikkate alınmadığını iddia etti. Prof. Dr. Gökoğlu, “5 yılım gitti. 70 bin liraya yakın avukat masrafım oldu. 5 davayı da kazandım. Üniversite avukatıma para ödemek zorunda kaldı. Yani kamu zarara uğratıldı. 5 yıl sonra benim haklılığım anlaşıldı. Ben de artık şikayetçi olup hakkımı sonuna kadar arayacağım” diye konuştu.
KİŞİSEL HUSUMET İDDİASI
Su Ürünleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Cengiz Deval’in kendisiyle olan kişisel husumet nedeniyle sürekli mobbinge maruz kaldığını öne süren Prof. Dr. Gökoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Soruşturmalar, usulsüzlüklerle devam etti. Husumetlim olanlar soruşturmacım olarak atandı. Geçmişte eşim fakültenin dekanıydı, onunla husumetini benimle devam ettirdi. Husumetim olan biri hem şikayet etti, hem de soruşturmacı belirledi. Yine husumetim olan biri de soruşturmacım oldu. Her yer usulsüzlük dolu. Zamanın rektörüne çıktım, görüştüm. ‘Soruşturmacımla husumetliyiz değiştirin, soruşturma usulsüz yapılıyor, koskoca Akdeniz Üniversitesi’nde beni soruşturacak başka biri yok mu?’ diye uyardım. Görevlerini yapmadılar, hatta buna çanak tuttular. Oysa bulundukları makamın gereği olarak doğru olanı yapmaları gerekirdi. Üniversite 5 dava kaybetti. Bu davaların mahkeme masrafları ve avukat paralarını üniversite ödedi. Kamuyu zarara soktular. Üniversitede bu tür usulsüzlüklerin yapılması önce görevi başındaki rektörün ayıbı, ihmalidir.”
İddialarla ilgili yazılı açıklama yapan AÜ Su Ürünleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Deval ise “Bahsedilen konuyla ilgili bilgi sahibi değilim, varsa da yasal merciler karşısında gereği yapılır” dedi.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
—————————-
– Mehmet Gökoğlu’nun bilgisayarından suç duyurusunu anlatması
– Mehmet Gökoğlu’ndan görüntüler
– RÖP: Mehmet Gökoğlu
– Genel ve detay görüntüler
HABER: Alparslan ÇINAR- KAMERA: Aslı DURAN /ANTALYA,(DHA)
==============================
5) SELÇUK ÜNİVERSİTESİ’NDEN ‘ALO ZİRAAT ÇİFTÇİ DANIŞMA HATTI’
KONYA’da tarımda ve hayvancılıkta kayıpları önlemek ve üreticileri doğru bilgiye ulaştırmak için Selçuk Üniversitesi Ziraat Fakültesi bünyesinde ‘Alo Ziraat Çiftçi Danışma Hattı’ kuruldu. Sadece Konya Ovası’ndaki çiftçiye yardımcı olması düşüncesiyle kurulan danışma hattını, çevre illerden de çok sayıda çiftçi bilgi almak için arıyor.
Selçuk Üniversitesi Ziraat Fakültesi, tarımda kayıpları önlemek ve üreticileri doğru bilgiye ulaştırabilmek için ‘Alo Ziraat Çiftçi Danışma Hattı’ kurdu. Geçtiğimiz ay kurulan ‘0 332 223 28 68’ ve ‘0 531 518 29 46’ numaralı danışma hattını arayan çiftçiler, üretecekleri ürün, toprak ya da tohum hakkında bilgiler alabiliyor. Hayvancılık yapan çiftçiler de besledikleri hayvanlarla ilgili doğru bilgiye ulaşıyor.
Ziraat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Zeki Bayramoğlu, danışma hattını Konya Ovası’nda tarımın ilerlemesi ve Türkiye tarımına öncülük etmesi düşüncesiyle kurduklarını söyledi. Dekan Bayramoğlu, “Konya’da tarımın ilerlemesi ve gelişmesi Türkiye tarımına da öncülük edeceği düşüncesiyle tarım sektörüne Ziraat Fakültesi’nde hocalarımız tarafından üretilen bilginin aktarılması için ‘Alo Ziraat Çiftçi Danışma Hattı’ kuruldu. Çiftçilerle fakültedeki hocaların iletişimini en hızlı bu şekilde kurabileceğimizi düşündük. Faaliyete geçtiği günden beri iletişim araçları üzerinden gelen sorularla görüyoruz ki çok etkin bir yöntem. Üreticilerimiz, oluşturulan hattan ulaşıyorlar ve sorularının cevaplarını anında alabiliyorlar. Çiftçiler ve hocalarımız arasındaki bilgi iletişimini de bu şekilde sağlıyoruz” dedi.
300’ÜN ÜZERİNDE AKADEMİSYEN PROJEDE
Üreticiler için doğru bilginin önemine değinen Prof. Dr. Zeki Bayramoğlu şunları söyledi:
“Çok fazla kitle iletişim araçları ve sosyal medya mecraları var. Buralarda herkes kendi bildiği ölçüde bilgi paylaşımı yapmaktadır. Yapılan bu bilgi paylaşımları da her zaman doğru olmayabilir. Biz de Türkiye’nin önde gelen fakültelerinden olan ziraat fakültesinde üretilen bilgiyi, üreticilerimize aktarmak gerekir diye düşündük. Böylesine tarım potansiyeli büyük bir bölgede, bilgi üretim potansiyeli büyük bir fakültenin iletişimini sağlamak için bir yönteme gerek vardı. ‘Alo Ziraat Çiftçi Danışma Hattı’ da bu açığı kapatmış oldu. Gelen sorular hangi fakülteyi, hangi akademisyeni ilgilendiriyorsa hepsine rahatlıkla yönlendiriyoruz. Üretilen bilginin anında muhataplarıyla buluşuyor olması akademisyenlerimizi de mutlu ediyor. Selçuk Üniversitesi’nde tarım sektörüne yönelik olarak çalışan 300’ün üzerinde akademisyenimiz bu projenin içerisindedir.”
PROJE TÜRKİYE’NİN DÖRT BİR YANINDAN İLGİ GÖRDÜ
Alo Ziraat Çiftçi Danışma Hattı’nın sorumlusu Ziraat Fakültesi Tarımsal Yayım Komisyonu Başkanı Doç. Dr. Hasan Arısoy, danışma hattına Konya dışında başka illerden de arayan çiftçilerin olduğunu belirtti. Arısoy, “Beklentimizin üzerinde bir ilgiyle karşılaştık. Biz aslında bu projede Konya’nın önemli bir tarım potansiyeli var, 100 bin tarım işletmesi, 2 milyon hektarlık tarım alanıyla Konya bölgesine hitap ederiz diye düşünürken, şu ana kadar Gaziantep, Edirne, Kahramanmaraş, Sivas, Kütahya, Niğde, Ankara, Eskişehir, Aksaray gibi illerden yoğun bir ilgiyle karşılaştık. Bilgiyi üreticilerimize ulaştırdığımız için mutluyuz” diye konuştu.
TARIMDAKİ SORUNLAR VERİ SETLERİNE DÖNÜŞÜYOR
Tarım sektöründen gelen her bir bilgiyi kayıt altına aldıklarını belirten Doç. Dr. Hasan Arısoy, şöyle konuştu: “Tarımda ciddi sorunlar var aslında. Başta ekonomik ve sosyal sorunlar var. Bu sorunların bir yerinden tutmak istedik. Tarımsal yayım ve danışmanlık hizmetleri bunun en önemli kısmı. Yapılan uluslararası çalışmalarda tarımsal yayım için yapılan 1 birimlik yatırımın, ülke ekonomisine 25 birimlik katkı yaptığıyla ilgili ciddi bulgular var. Bilginin kaynağı üniversitelerle üreticileri buluşturuyoruz. Arayan üreticilerin sorunlarıyla ilgili bir veri seti oluşturduk. Burada kayıtlar da alıyoruz. Üreticilerimizin demografik özellikleri, aradıkları bölge, yapmış oldukları tarımsal faaliyetin boyutuyla alakalı olarak. Bu dokümanlarla güzel bir veri seti oluşturuyoruz. Tarımsal sorunların kaynağı neresi, en önemli sorunlar neler, yenilik bekleyen alanlar neler. Bundan sonraki akademik çalışmalara da yön verecek bir veri seti de oluşmuş oluyor. Bir sabit hattımız var ilk olarak üreticilerimizin oradan bize ulaşmasını istiyoruz.”
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
—————————
– Çiftçilerin hasat etmesi
– Ziraat Fakültesi’nde danışma hattından detay
– Görevlinin telefonlara cevap vermesi
– Röportajlar
– Genel ve detay görüntüler
Haber- Kamera: Hasan DÖNMEZ KONYA DHA
================================