1) HATAY’DAKİ KAYIP ATLAR ÇİFTLİĞE VERİLMİŞ; BAKAMAYINCA ‘KAÇTI’ İHBARI YAPMIŞLAR
İSTANBUL Büyükşehir Belediyesi’nin Hatay Dörtyol Belediyesi’ne hibe ettiği 99 atın kaybolduğu iddialarıyla ilgili yeni detaylar ortaya çıktı. Atların, belediyede memur olarak çalışan F.E.’nin yakınları olan ve belediyeden kiraladıkları at çiftliğini işleten A.E. ve C.C.’ye teslim edilmek üzere sahiplenildiği belirlendi. Atları, müşterilerine bindirmek için teslim alan işletmenin pandemi nedeniyle kapandığı, A.E. ve C.C.’nin kredi çekerek yem alarak bir süre hayvanlara baktığı, ardından da İlçe Tarım Müdürlüğü’ne atların kaçtığı ihbarında bulunduğu saptandı.
İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisi’nin 16 Ocak 2020 tarihli oturumunda alınan kararla, Adalar’da atlı fayton taşımacılığı sonlandırıldı. Belediye, satın aldığı atları da sahiplendirdi. Türkiye’nin dört bir yanındaki belediyelere teslim edilen atlardan 100’ü, iki parti halinde 13 Ağustos ve 18 Ağustos 2020 tarihlerinde, Dörtyol Belediyesi’ne hibe edildi. Kaybolmamaları için üzerlerinde çip bulunan atlardan biri, taşınma sırasında öldü. Aradan geçen süre içinde hibe edilen 99 atın kaybolduğu öne sürüldü.
Cumhuriyet Başsavcılığı adli, Dörtyol Kaymakamlığı’nın talimatları doğrultusunda İlçe Tarım Müdürlüğü ise idari soruşturma başlattı. Dörtyol Belediyesi Veteriner İşleri Müdürü Yıldıray Yıldız savcılığa verdiği dilekçede, “Her ne kadar 100 atın evrak üzerinde Dörtyol Belediye Başkanı ve belediye memuru tarafından imzalanıp, teslim alındığı görülse de Veteriner İşleri Müdürlüğümüz ve belediyemiz tarafından fiziki olarak teslim alınmamışlardır” ifadelerini kullandı.
BAŞKAN 50’SİNİ İMZALAMIŞ
Konunun gündeme gelmesinin ardından kayıp atlardan 50’sinin alındığına dair bilgisinin olduğunu söyleyen Dörtyol Belediye Başkanı Fadıl Keskin’in, İBB’den gönderilen sadece 50 atın sahiplendirilme taahhütnamesine imza attığı belirlendi. İBB’den gönderilen 100 attan geriye kalan 50 atın ise belediyede memur olarak görev yapan F.E. tarafından taşeron firmada çalışan U.A.’ya imzalatılıp, sahiplendirildiği ortaya çıktı.
Belediye Başkanı Fadıl Keskin, kamuoyunda tartışmalar sürerken, partisi MHP’den istifa etti.
ATLARDAN ‘SUCUK YAPILDI’ İDDİASI
Dörtyol Belediyesi Veteriner İşleri Müdürü Yıldıray Yıldız, atların akıbetinin bilinmediğini kaydetti. Yıldız, atların kesilerek sucuk yapıldığı yönündeki iddialara karşı ise, “Akıbetini bilmediğimiz bir durum için öyle yorum yapmamız uygun olmaz. İnşallah öyle bir durum yoktur. Kimse öyle bir şey olsun istemez. Bu durum mutlaka netleşecek” dedi.
20 BEKLERKEN 100 AT GELDİ
İncelemeler sürerken, olaya ilişkin yeni detaylar da ortaya çıktı. Belediyede çalışan F.E.’nin yakını A.E. ile C.C., iddiaya göre belediyeden kiraladıkları Dörtyol Atatürk At Çiftliği’nde para karşılığı bindirmek için İBB’den, Adalar’daki atlardan talep etti. İBB’den verilen yanıtta ise atların şahıslara değil, kurumlara sahiplendirildiği belirtildi. Bunun üzerine F.E. ile iletişime geçen A.E. ve C.C., bakımlarını kendilerinin üstleneceğini, atları Dörtyol Belediyesi’nin sahiplenmesini istedi. F.E., konuyu Başkan Fadıl Keskin’e iletip, atların dağıtımının yapılacağını öne sürdüğü bir liste imzalattı. A.E. ve C.C., İBB’nin 50 at talebine 6-7 atla karşılık verdiğini belirterek, kendilerine 20 at verilmesini istediklerini bu nedenle 150 at talebinde bulunmaları gerektiğini belirtti. Bunun üzerine F.E., Dörtyol Belediyesi adına İBB’ye 150 at talebinde bulundu. Başvuru sonrası İBB’den 100 atın verilmesi için onay çıktı.
ATLAR DÖRTYOL’A ULAŞTI
İBB ile yapılan görüşmeler sonunda Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ile Dörtyol Belediye Başkanı Fadıl Keskin arasında ‘Taşınır Devrine İlişkin Protokol’ imzalandı. İstanbul’dan yola çıkan atların 50’si Başkan Keskin’in imzasıyla teslim alındı. Nakliyesi sırasında öldüğü tespit edilen atlardan biri, düzenlenen tutanakla indirildikleri Dörtyol Hayvan Pazarı’nda gömüldü. 18 Ağustos 2021’de ise ikinci nakliyede diğer 50 at Dörtyol Belediyesi’ne teslim edildi. Bu atlar da yetkili olarak F.E.’nin imzasıyla belediyede taşeron olarak çalışan U.A.’ya sahiplendirildi.
ATLARI GÖTÜRDÜKLERİ ÇİFTLİK PANDEMİ NEDENİYLE KAPANDI
Dörtyol Belediyesi’nce talep edilen atların prosedür gereği kontrolünün yapılmasının ve tesliminin tamamlanmasının ardından 7- 8 atın söz verilen bazı kişilere verildiği öne sürüldü. Geriye kalan atların ise F.E.’nin yakınları A.E. ve C.C.’nin işlettiği at çiftliğine 10’arlı gruplar halinde götürüldüğü kaydedildi. A.E. ve C.C.’nin işlettiği atlara para karşılığı binilen çiftlik, pandemi nedeniyle kapandı. Bir süre iş yapamayan A.E. ve C.C.’nin atların masraflarını karşılamada güçlük çektikleri, kurumlara yem desteğinde bulunmaları için başvuruda bulundukları kaydedildi.
‘ATLAR KAÇTI’ İHBARI
Taleplerine karşılık bulamayan A.E. ve C.C., kredi çekip, atları bir süre besledikten sonra İlçe Tarım Müdürlüğü’ne arayıp, atların kaçtığı ihbarında bulundu. Bölgeye gelen ekipler, kapıları açık olan ahırda incelemelerde bulunduktan sonra kayıp atlarla ilgili tutanak tuttu.
Dörtyol Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından adli, İlçe Tarım Müdürlüğü tarafından idari soruşturma sürerken, kayıp atların nerede olduğu hala bilinmiyor.
Görüntü Dökümü
———————-
-Dörtyol Atatürk At Çiftliği tabelası
-Çiftlikten genel görüntüler
-Çiftlikte bulunan atlardan genel ve detaylar
Haber-Kamera: HATAY,(DHA)
========================================================
2) HOPA OLAYLARINDA METİN LOKUMCU’NUN ÖLÜMÜYLE İLGİLİ 13 POLİS HAKİM KARŞISINDA
ARTVİN’in Hopa ilçesinde, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın başbakanlığı döneminde 2011 yılındaki mitingi öncesi çıkan olaylarda polisin sıktığı biber gazı ile fenalaştığı öne sürülüp, hastanede yaşamını yitiren emekli öğretmen Metin Lokumcu (55) ile ilgili yürütülen soruşturmada 10 yıl sonra dava açıldı. Lokumcu’nun ölümü ile ilgili ‘taksirle ölüme neden olma’ suçlamasıyla hakim karşısına çıkan 13 polisin yargılanmasına başlandı. Yoğun katılım nedeniyle adliye koridorlarına sosyal mesafe gözetilerek, sandalyeler yerleştirildi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın başbakanlığı döneminde, 31 Mayıs 2011 tarihindeki Hopa mitingi öncesi ve sonrası çıkan olaylarda kalp krizi geçiren emekli öğretmen Metin Lokumcu, kaldırıldığı hastanede yaşamını yitirdi. Olayla ilgili Hopa Cumhuriyet Başsavcılığı’nca yürütülen soruşturma kapsamında, aralarında dönemin İl Emniyet Müdürü Muhsin Armağan’ın da bulunduğu 13 polis hakkında ‘taksirle ölüme neden olma’ suçundan 6 yıla kadar hapis istemiyle iddianame hazırlandı. İddianame, Hopa Asliye Ceza Mahkemesi’nce kabul edildi.
ÖLÜMDE GAZLA NEDENSELLİK BAĞI
Metin Lokumcu’nun hayatını kaybetmesinde, kimyasal gazla nedensellik bağı olduğu yönünde Türk Tabipler Birliği Bilimsel Araştırma Kurulu’nca hazırlanan rapora yer verilen iddianamede; adı geçen polislerin, yoğun şekilde gaz kullanmaları ve gaz kullanma talimatı vermeleri nedeniyle Lokumcu’nun ölümünden taksir düzeyinde sorumluluklarının olduğu belirtildi.
DURUŞMA TRABZON’DA BAŞLADI
Hopa Asliye Ceza Mahkemesi, Hopa Cumhuriyet Başsavcılığı’na başvurarak, kamu güvenliğinin tehlikeye düşmemesi için davanın yerinin değiştirilmesini talep etti. Metin Lokumcu’nun ölümüne ilişkin duruşma, ‘kamu güvenliği’ gerekçesiyle Trabzon’a alındı. Davanın ilk duruşması, Trabzon 2’nci Asliye Ceza Mahkemesi’nde bugün görülmeye başlandı. Davayı Lokumcu ailesinin yanı sıra CHP’li milletvekilleri Sezgin Tanrıkulu ile Ahmet Kaya ve Trabzon, Artvin, Diyarbakır, İzmir baro başkanları, KESK Trabzon Şubeler Platformu Sözcüsü Engin Nur ile yaklaşık 300 kişi katıldı. Duruşmaya yoğun katılım nedeniyle adliye koridorlarına sosyal mesafe kuralı gözetilerek, sandalyeler yerleştirildi. Polis de adliye çevresinde güvenlik önlemi aldı.
Görüntü Dökümü
———————-
-Adliye önü detayları
-Polisin önlemleri
-Gruptan detay görüntüler
Haber-Kamera: Fatih TURAN-Tolga SAĞLAM-Aleyna KESKİN /TRABZON, (DHA) –
=======================================
3) İLK YERLİ VE MİLLİ GEMİSAVAR FÜZE MOTORU, 40 MİLYON DOLARLIK KATKI SAĞLAYACAK
TUSAŞ Motor Sanayii A.Ş. (TEI) Genel Müdürü Prof. Dr. Mahmut Faruk Akşit, Eskişehir tesislerinde tamamen yerli ve milli imkanlarla üretilen orta menzilli gemisavar füze motoru TEI-TJ300 Turbojet’in başarı hikayesini DHA’ya anlattı. İlk etapta Türkiye’ye 40 milyon dolarlık bir katkı sağlayacak projede 240 milimetre çapındaki motorun sektörün söz sahibi Fransa, Almanya, Çekya ve Hollanda’yı geride bırakarak 1342 Newton (N) itme gücüne ulaştığını ifade eden Prof. Dr. Akşit, “Bu bir dünya rekoru, ürettiğimiz motoru testlerde zorladığımızda 1500 Newton’a kadar çıkabileceğimizi düşünüyoruz. 2,5- 3 yılda sıfırdan, düz beyaz kağıttan motor geliştirmek bayağı rekor bir hız” dedi.
Türkiye’nin savunma sanayide ihtiyacı olan ve aralarında genel maksat helikopteri ile insansız hava aracının (İHA) da bulunduğu araçların motor üretimini Eskişehir tesislerinde gerçekleştiren TEI, ilk yerli ve milli gemisavar füze motoru TEI-TJ300 Turbojet’i 3 yıllık çalışmanın ardından tamamladı. Testlerden başarıyla geçen motor, dünyada hava motorları sektörün söz sahibi Fransa, Almanya, Çekya ve Hollanda’nın ürettiği emsallerini geride bırakıp, 1342 Newton (N) itme gücüne ulaşarak dünya rekoru kırdı. TEI Genel Müdürü Prof. Dr. Mahmut Faruk Akşit, deneme motor üretiminden dünya rekoruna giden TEI-TJ300 Turbojet’in başarı hikayesini DHA’ya anlattı.
‘KABİLİYET KAZANALIM DERKEN, DÜNYA REKORU KIRDIK’
Türkiye’nin yerli insansız hava araçlarının gaz tribün ihtiyacına yönelik geliştirdiği TJ90 Turbojet motorun ardından eksenel kompresör teknolojisi ile de bir deneme motoru yapmak için yola çıktıklarını ifade eden TEI Genel Müdürü Prof. Dr. Mahmut Faruk Akşit, “Hedeflerimiz aslında hem motor kabiliyetini geliştirmek hem de know-how (yapabilme bilgisi) kazanmaktı. Ekibimiz bu işi öğrensin diye düşündük. Vizyon olarak bu fikri belirledikten sonra, yapacağımız bu öğrenme motoru ‘devletimizin bir işine yarasın’ dedik. Roketsan Genel Müdürü ile yaptığımız konuşmada, ‘Sizin bu güç sınıfında bir motora ihtiyacınız olur mu?’ diye sordum. Donanmamızın kullandığı orta menzilli gemisavar füzelerinin raf ömürleri 5-6 yıla kadar dolacak ve devletimiz bunları yenileyecek. Siz o zamana kadar bu motoru geliştirirseniz biz de roketleri yaparız’ fikrinden ortaya çıktı. Yaklaşık 2,5 yıl içinde prototipimiz bitmişti ve ön denemeler başlamıştı. Geçen sene haziran ayında da Sayın Bakanımız Mustafa Varank geldiğinde çalıştırma testini de yaptıkö dedi.
‘DÜZ BEYAZ KAĞITTAN MOTOR GELİŞTİRMEK, REKOR BİR HIZ’
Üretilen ilk yerli ve milli gemisavar füze motoru TEI-TJ300 Turbojet’in füze sınıfında küçük bir motor olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Akşit, deneme motoruyla gelen dünya rekorunu ise şöyle anlattı:
“Çap olarak 23-25 santim aralığında bir motor sınıfı. Bizim motorumuz 24 santim çapa sahip ve bu aralığın tam ortasına oturuyor. Geliştirmemizle birlikte 1342 Newton güce kadar çıktık, daha da yukarı çıkacağız inşallah. 23-25 santim çap sınıfında dünyada 4 üreticinin 4 değişik motoru var, biri de bizim ürettiğimiz motor. Diğer üreticilerin motorları 900 Newton ile 1250 Newton arasında güç üretiyor. Halbuki bizim motorumuz daha düşük olan 24 santim çapta 1340 Newton güce çıkmış vaziyette. Bu şu demek, daha küçük motordan daha fazla güç çıkartıyoruz. Teknoloji yarışındaki rekor buradan geliyor. Motorumuzu sonuna kadar zorlamış değiliz. Genel kanaatimiz, yaptığımız testlerde bunu 1500’e kadar zorlayabileceğimiz yönünde. İnşallah ileride kendi rekorumuzu tekrar kırarak yukarıya doğru taşımayı planlıyoruz. Bu projede biz biraz hızlı yürüdük. Normalde 2,5- 3 yılda sıfırdan, düz beyaz kağıttan motor geliştirmek bayağı rekor bir hız. Orada da bir rekor kırdık diyebilirim. Ekibimizin ellerine sağlık.ö
‘2 YIL İÇİNDE SERİ ÜRETİM BAŞLAYACAK’
TEI-TJ300 Turbojet’in 2 yılda seri üretime geçeceğini anlatan Prof. Dr. Akşit, hazır raf ürünleri olan kabloları dışında motorun tamamen Eskişehir tesislerinde tamamlandığını söyledi. Motorun sınırlarını daha da zorlamayı planladıklarını ifade eden Akşit, “Nerelere kadar yükseltebiliriz, bu güç seviyesinde kaç saate kadar dayanabilir? Bunu zorlayacağız. Ne kadar yerli ne kadar milli bir motoruz? Bir kere tasarımı tamamen bize ait. Bütün tasarımı, geliştirmesi, mühendisinden teknisyenine kadar TEI’deki bütün ekibimize ait. Hepsinin ellerine sağlık. Tamamen milli olarak geliştirdiğimiz bir motor. Üretiminde ise hazır raf ürünleri olan kabloları dışında motorun her şeyini burada ürettik. Burada derken sadece TEI’nin içini kastetmiyorum. Şu anda TEI olarak biz 100 saat kendi atölyemizde iş yapıyorsak 50 saatte dışarıya iş veriyoruz. Bunu sistematik olarak yapıyoruz ki hem dışarıdaki küçük sanayicilerimiz gelişsinler, onlar da para kazansın, hem bizim maliyetlerimiz düşüyorö şeklinde konuştu.
‘TÜRKİYE’YE KATKISI 40 MİLYON DOLAR OLACAK’
TEI-TJ300 Turbojet’in yurt dışından alımları durduracağını ve Türkiye’ye 40 milyon dolarlık bir katkı sağlayacağını belirten Akşit, “Bu motor ne kadarlık bir füzenin ithalatına mani olacak? Eğer biz bu motoru yapmazsak, ihaleye çıkacaklar ve bir başka ülkenin bir başka ürününü alacaklar. Biz Roketsan ile beraber aynı sınıfta bu ürünü geliştirdik. Bizim tahminimiz, ekonomimize ilk etapta 30-40 milyon dolarlık bir katkısının olacağını düşünüyoruz. Tabi ki ileriki zamanlarda füzenin başarısına göre yurt dışı satışları ile bu artacaktır. Ama geliştirmek için harcanan paraya göre kıyas kabul etmez. Katma değeri çok yüksek teknolojik ürünlerö diye konuştu
TÜBİTAK desteğiyle üretilen TEI-TJ300, orta menzilli gemi savar füzede kullanılmak üzere tasarlandı. Ayrıca farklı birçok platformda da kullanılabilecek. TEI-TJ300 motoru, fiziksel boyutuna rağmen 1300 Newton itki veren ve yaklaşık 400 beygire yakın güce sahip. Türkiye’de özellikle hava araçlarının güç sistemlerinde en önemli altyapısı olarak kabul edilen motorun, yurt dışı bağımlılığını da ortadan kaldırması hedefleniyor. Ayrıca motorun testleri de yerli ve milli imkanlarla kurulan yeni test odalarında yapılıyor.
REKORU BAKAN VARANK AÇIKLAMIŞTI
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, TEI Eskişehir tesislerinde tamamen yerli ve milli imkanlarla üretilen orta menzilli gemisavar füze motoru TEI-TJ300 Turbojet’in yapılan testlerde 240 milimetre çapla 1342 Newton itme gücüne ulaştığını açıklamıştı. Sosyal medyadan motor test görüntülerini paylaşan Bakan Varank, bunun dünya rekoru olduğunu ifade ederek, “TÜBİTAK desteğiyle geliştirilen Türkiye’nin ilk Orta Menzilli Füze Motoru TEI-TJ300, 240mm çap ile 1342N itki kuvvetine ulaşarak sınıfında dünya rekoru kırdı. TEI-TJ300, hava, deniz ve kara savunma sistemlerine uygulanabilecekö ifadelerini kullandı.
Görüntü Dökümü
———————-
-Füze motorunun görüntüsü
-Motorun detayları
-Teknik ekibin düzenlemesi
-Test odası
-Genel Müdür Akşit ile röp.
-Test ekranları
-Motor testinin görüntüsü
-Genel ve detay görüntüler
Haber-Kamera: Engin ÖZMEN-Caner AKSU/ESKİŞEHİR,(DHA)-
==================================
4) ‘DUR’ İHTARINA UYMADI, MOTOSİKLETİ BIRAKIP KAÇTI
Antalya’da polisin ‘dur’ ihtarına uymayan sürücü, motosikletini ve kaskını bırakıp, yaya olarak kaçtı. Polis, şüpheliyi bulmak için çalışma başlattı.
Olay, sabah saatlerinde Konyaaltı ilçesi Dumlupınar Bulvarı üzerinde meydana geldi. Denetim yapan polis ekiplerinin ‘dur’ ihtarına uymayan motosikletin sürücüsü, kaçmaya başladı. Kaçan sürücüyü yakalamak için çok sayıda polis harekete geçti. Dumlupınar Bulvarı yakınındaki atıl vaziyetteki trafoya motosikleti terk eden ve kaskını bırakan sürücü, yaya olarak kaçtı. Peşinden gelen ekipleri atlatmak için bir sitenin bahçesine giren sürücü, burada izini kaybettirdi.
Polis, motosiklet üzerinde inceleme yaparken, kaçan şüpheliyi bulmak için çalışmasını sürdürüyor.
Görüntü Dökümü
———————-
– Polis ekiplerinin motosikleti incelemeleri
– Polisin eski trafo binasından arama yapması
– Yol kenarına atılan kask görüntüsü
– Polislerinden görüntü
– Polis araçlarının görüntüsü
HABER: Bülent TATOĞULLARI-KAMERA: Mehmet KILIÇASLAN /ANTALYA,(DHA)
===================================
5) MANİSA’DA ERKENCİ KİRAZ HASADI BAŞLADI
MANİSA’nın Şehzadeler ilçesinin Sancaklı Bozköy Mahallesi’nde sezonun ilk kirazı çıktı. Ege Yaş Meyve ve Sebze İhracatçıları Birliği Başkanı Hayrettin Uçak, hasat edilen ilk kirazların Avrupa ülkelerinin yanı sıra bu yıl tekrardan Uzak Doğu’ya gönderileceğini söyledi.
Manisa’da ‘kırmızı altın’ olarak nitelendirilen erkenci kirazın ilk hasadı, Sancaklı Bozköy Mahallesi’nde yapıldı. Hava sıcaklıklarındaki artışla birlikte dallardaki kirazlar kırmızıya döndü. Böylelikle ülkede ilk erkenci kirazı üreten çiftçiler de ürünün bereketini yaşadı. İlk hasat, kiraz üreticisi Yavuz Tun’ün tarlasında gerçekleşti. Yaklaşık 40 kilo hasat edilen ‘cristobalina’ çeşidi kirazın açık artırmayla satılması bekleniyor. Hasada Tarım ve Orman İl Müdürü Metin Öztürk ve Ege Yaş Meyve ve Sebze İhracatçıları Birliği Başkanı Hayrettin Uçak da katıldı.
Hasadın ardından açıklama yapan Öztürk, Manisa’nın kiraz üretiminde Türkiye’de alan bakımından 2’nci, üretimde ise 4’üncü sırada yer aldığını belirterek, “Biliyorsunuz ilimizde don hadisesi gözlemlendi. Donun etkilerini şu an gözlemliyoruz. İnşallah rekolte anlamında bir verim kaybı olmaz. Ekiplerimizle birlikte sahada bunun takipçisiyiz” diye konuştu.
Ege Yaş Meyve ve Sebze İhracatçıları Birliği Başkanı Hayrettin Uçak ise, ihracat rakamlarını açıkladı. Bu yıl Avrupa’nın yanı sıra geçen yıl pandemi nedeniyle durdurulan Çin’e tekrar kiraz yollayacaklarını dile getiren Uçak, “2020 yılında 224 milyon dolarlık kiraz ihracatı yaptık. Kiraz ihracatında ilk sırada 91 milyon dolarla Almanya yer aldı. Bu ülkeyi 52 milyon dolarla Rusya ve 13 milyon dolarla Avusturya takip etmektedir. Son 2 senedir Çin’e de başladık. Çin’e 4 milyon 500 bin dolarlık ihracatımız oldu. Geçen sene son zamanlarda yasaklandı ama şuanda Tarım ve Orman Bakanımız Bekir Pakdemirli’nin desteğiyle bu yıl tekrar Çin’e de göndereceğiz. Çalışmalarımız sürüyor. Sebze ve meyve ihracatı içerisinde kiraz şampiyon oldu. İnşallah bu sene şampiyonluğu elden tekrar bırakmayacaktır” dedi.
Kiraz üreticisi Yavuz Tun ise, ilk erkenci kirazı ürettiği için memnun olduğunu belirtti.
Görüntü Dökümü
———————-
-Hasattan görüntü
-Tarım ve Orman İl Müdürü Metin Öztürk’ün konuşması
-Ege Yaş Meyve ve Sebze İhracatçıları Birliği Başkanı Hayrettin Uçak’ın konuşması
Haber- Kamera: Ersan ERDOĞAN/ MANİSA, (DHA)
===============================
6) OSMANLI ARŞİVİNDEKİ KARS KONULU BELGELERDEN OLUŞAN SERGİ AÇILDI
KARS’ta, turizm haftası etkinlikleri kapsamında açılan sergide şehirle ilgili Osmanlı arşivlerinden getirilen belgeler halka sunuldu.
Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı Devlet Arşivleri Başkanlığı Osmanlı Arşivi Külliyesi iş birliği ve Kars Valiliği ile Kars Belediyesi’nin himayelerinde ‘Osmanlı Arşivlerinde Kars’ konulu resim sergisi Aynalı Köşk Sanat Merkezi ve Bilgi Evi’nde açıldı. Birçok medeniyete ev sahipliği yapan Kars’a dair Osmanlı arşivinde bulunan tarihi belgeler halka açıldı. Tarihi belgelerin sunulduğu serginin açılış töreninde konuşan Vali ve Belediye Başkanvekili Türker Öksüz, “Kars gibi derin bir tarihi olan bir kültür ve medeniyet ili olan bir şehir için çok önemli olduğunu ifade etmek istiyorum. Bugün bu belgelerin bize gösterdiği Kars hakikaten ülkemiz tarihinde çok önemli yere sahip olan bir il bunu bir kez daha bu sergi vesilesiyle görmüş olduk. Arşiv belgelerinde elbette ki alınacak önemli mesajlar vardır. Bunları bütün Kars halkının ilgi ve dikkatine sunmak istiyorum bu belgeleri arşiv başkanlığından getirerek tarihi Aynalı Köşk binasında vatandaşlarımızın hizmetine sunmamın da ayrıca önemli anlamı olduğunu düşünüyorum” diye konuştu.
‘700’Ü AŞKIN KÜLTÜR MİRASINA SAHİBİZ’
Kars’ın birçok kültürel varlığa sahip olduğunu anlatan Vali Öksüz, “Kars’ı anlatırken biz birçok şeyden bahsediyoruz. UNESCO kültür mirasları listesine giren Ani Ören Yeri gibi turizm varlıklarımızdan bahsediyoruz. 700’ü aşkın kültürel varlığa sahibiz. Bunların hepsi bizim zenginliğimiz. Kültürel mozaiğimiz çok çeşitli ve Kars’a yakışan da bu tarihsel dokuyu koruyarak gelecek nesillere olduğu gibi aktarmaktır. Tabi üzülerek söylüyorum ki; Covid-19 salgını ülkemizde olduğu gibi tüm dünyayı da etkisi altına aldığı için salgından dolayı da maalesef kültürel faaliyetlerimiz geçmiş yıllardaki gibi canlı değil. Kars bir kültür sanat şehri bir turizm şehri olma yönünden emin adımlarla ilerliyor. İvme kazanan turizm faaliyetlerimiz var. Salgınla buna küçük bir ara verdiğimizi söyleyebilirim. Bu salgın hastalık şehrin turizm şehri olma yönünde bir engel olmamalı. Bizde onun için çalışmalarımıza devam ediyoruz” dedi.
‘HEDEFİMİZ YILDA 1 MİLYON TURİST’
Pandemi döneminin turizmi büyük ölçüde etkilediğinden bahseden Vali Öksüz, Kars’ta bulunan tarihi ve doğal güzellikleriyle yılda 1 milyon turist çekmeyi hedeflediklerini söyledi. Vali Öksüz konuşmasında şunları söyledi:
“Umuyorum ki bir an önce bu salgını yeneriz. Turizmde hedeflerine yürüyen bir şehir olma yönünde adımlarımızı atmaya devam edeceğiz. Valilik ve tüm kurumlarımızla turizmi 12 aya yaymayı ve ilimize gelen ziyaretçi sayısını arttırmayı istiyoruz. Turizm algısını daha da yükseklere çıkarıp turizmdeki farkındalığı ortaya çıkarmak için bir takım çalışmalar yapıyoruz. Çalışmalarımızda ufak bir yavaşlama yok. Çünkü şehrimiz Anadolu’nun Kafkaslara açılan kapısı, bir serhat şehir. Bu nitelikleri her şehirde bulmak mümkün değil. Kış turizminin merkezi olma yönünde ilerliyoruz. Bana göre Sarıkamış, Türkiye’nin en güzel kayak merkezi ve en güzel kış turizm noktası. Bir yandan Kuyucuk Kuş Cenneti var. Bütün fotoğraf sanatçıları için yüzlerce kuş türünün bir arada bulunduğu çok önemli bir mekan. Bir taraftan baltık mimarisi olan Aynalı Köşk, Kars Kalesi, tarihi hamamlar. Bir şehir olarak çok şanslıyız. Amacımız bu zenginliği yurt içi ve yurt dışından gelen misafirlerimizin beğenisine sunmak. Hedefimiz yılda 1 milyon turist ağırlamak. Bunu hedef olarak önümüze koyduk ve şehrin ulaşılabilir olduğuna inandık. İl olarak marka olmaya çalışıyoruz. Coğrafi işaretli olan peynirimizi ekonomik değere dönüştürmeye çalışıyoruz. Hayvansal üretimimiz ülkemiz için çok önemli. Turizm potansiyelimizi daha yukarı çekmek için yerel ve bölgesel bir kalkınmayı sağlayabilmek için var gücümüzle çalışıyoruz. Türkiye de bir ilk olan Kars peynir müzesi inşaatı sürüyor” Kars insanın misafirperverliğini ve vatanseverliğini kente gelen tüm misafirlere göstermek durumunda olduğumuzu da vurgulayan Vali Öksüz, “Kars insanının misafirperverliğini, kadirşinaslığını, vatanseverliğini, insani değerlere olan bağlılığını bütün ziyaretçilere göstermek durumundayız. Hepimiz aslında sokaktaki taksiciden, lokanta sahibine, oteldeki görevliden, yöresel ürün satıcısına, işletme sahibinden, sokaktaki vatandaşımıza kadar hepimiz bu anlayışta olmalıyız. Şehrimizde turizm faaliyetleri katma değer yaratan istihdam yaratan bir sektör olarak parlatabiliriz. Daha da yükseklere çıkartabiliriz diye düşünüyorum. Sürdürülebilir bir turizm faaliyeti istiyorsak, sürdürülebilir bir kalkınma istiyorsak, planlarımızı ona göre harekete geçirmeliyiz bu şehrin Türkiye’nin çok önemli bir şehirlerinden biri olduğunu yaşadığım günden beri düşünüyorum. İnşallah biz bu şehre laik olabiliriz tüm kamu görevlileri burada yaşayan herkes bu şehre laik olabilmek için çalışmalı gayret etmeli binlerce şehidimiz binlerce evladımız bu toprakların altına bizlere bu günü verebilmek için huzurlu bir şekilde yaşayabilmek için bu topraklarda canlarını verdiler buna ilişkin madalyalarımız var gazilik madalyası hepimiz bu sorumlulukla bu bilinçle hareket etmeliyiz bunun yolu şehrimizi için daha çok çalışmaktan geçer” dedi.
Sergiyi gezen davetliler, Osmanlı arşivlerinden getirilen belgeleri yakından inceledi.
Görüntü Dökümü
———————-
-Serginin yapıldığı mekanın dış görüntüsü
-Türker Öksüz’ün konuşması
-Sergiden genel görüntü
-Türker Öksüz’ün sergiyi gezmesi
-Vatandaşların sergi salonunu gezmesi
-Sergilenen tarihi belgelerde detaylar
Haber-Kamera: KARS, (DHA)
==============================
