1) ÇAY ÜRETİCİLERİ İZİN BELGESİ İÇİN KUYRUĞA GİRDİ
DOĞU Karadeniz’de, salgın nedeniyle uygulanacak tam kapanma öncesi kısıtlamadan muaf olmak isteyen çay üreticileri, Çiftçi Kayıt Sistemi (ÇKS) belgesi alabilmek için Ziraat Odaları önünde uzun kuyruklar oluşturdu.
Rize, Trabzon, Artvin ve Giresun’da 830 bin dekar alanda yapılan yaş çay üretiminde hasat dönemi yaklaşıyor. Mayıs ayı ortalarında başlayacak çay tarımı öncesi üreticiler hazırlıklarını sürdürüyor. Ülke genelinde uygulanacak olan 17 günlük sokağa çıkma kısıtlamasında muaf olmak isteyen çay üreticileri, ÇKS belgesi alabilmek için Ziraat Odaları önünde sıraya girdi. Çiftçiler, kayıtlı yaklaşık 130 bin üyesi olan Rize Ziraat Odası önünde uzun kuyruklar oluşturdu.
‘ÇOK KUYRUK VAR, BEKLEMEK ZOR’
Çay üreticisi Dilber Çepni, “Çiftçi kayıt belgesi almak için bekliyoruz. Bu belge ile evimizle bahçemiz arasında kısıtlama döneminde hareket edebileceğiz. Ama çok kuyruk var, beklemek çok zor” dedi.
Halim Kerim Aksu da, “Aldığımız belgeleri çay için kullanacağız. Kapanma süresi az değil, bu sürede bahçelerimizle ilgilenmemiz gerekiyor. Belgeyi almak mecburiyetindeyiz” diye konuştu.
Ayşe Koyun ise, “Önceki kısıtlama zamanında üretici belgesi almamıştım. Şimdi çok uzun bir kapanma süreci var, mecbur alıyoruz. İlk defa geldim, çok kuyruk var. Bir saattir bekliyorum, daha çok beklerim” ifadesini kullandı.
‘KUYRUKTA VİRÜS KAPACAĞIZ’
Kuyrukta beklerken virüs kapmaktan korktuğunu söyleyen Hüseyin Turan, “Millet burada sırada hastalıkla karşı karşıya. Biz üretici olduğumuzu bu belge olmadan ispatlayamıyoruz? Üretici defterlerimiz var, nüfus cüzdanlarımıza işlesinler oradan görülsün. Rize’de 10 kişiden 5 tanesi çiftçi zaten” dedi.
Görüntü Dökümü
———————-
-Sokaktaki kuyruk
-Sıradaki vatandaşlardan detaylar
-Ziraat odası içinde işlem yaptıranlar
-Koridorlarda bekleyenler
-Röportajlar
-Muhabir anonsu (Arzu ERBAŞ)
HABER.ARZU ERBAŞ KAMERA:EMİRHAN PEHLİVAN/RİZE-DHA
=====================================
2) PROF. DR. KAYIHAN PALA: BULAŞI ARTTIRAN RİSK ETMENLERİNDE KAPANMA ÖNLEMLERİ DAHA SIKI ALINMALI
BURSA Uludağ Üniversitesi (BUÜ) Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Kayıhan Pala, Türkiye’de görülen 3 varyantın vaka sayılarındaki artışın en büyük nedenlerinden olduğunu söyledi. Tam kapanmanın vaka sayılarının azalmasına katkı sağlayacağını belirten Prof. Dr. Pala, “Bulaşı arttıran risk etmenlerine dönük kapanma önlemlerinin daha sıkı alınması gerekir” dedi.
BUÜ Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kayıhan Pala, koronavirüs vakalarındaki artışı ve yeni alınan tedbirleri değerlendirdi. İngiltere, Güney Afrika ve Brezilya varyantlarının Türkiye’de görülmesinin vaka artışını ciddi derecede arttırdığına dikkat çeken Prof. Dr. Pala, pandemi döneminde yaşanan bu artışı kontrol altına almak için ülke nüfusunun çoğunluğunun aşılanması gerektiğini belirtti. Tam kapanmanın vaka sayılarında azalma sağlayacağına vurgu yapan Prof. Dr. Pala, ölüm sayılarındaki azalmanın da yaklaşık üç hafta sonra görülebileceğini söyledi.
‘NÜFUSUN EN AZ YÜZDE 70’İ AŞILANMIŞ OLMALI’
Son aylarda, vaka sayılarında yaşanan yükselişin iki önemli nedeni olduğunu ifade eden Prof. Dr. Pala, “Bunlardan biri, dünyada endişe verici varyant olarak belirtilen 3 varyantın ülkemizde de görülmeye başlaması nedeniyle yaşanan panik ortamı. İkincisi ise, bunların görülmeye başlanacağı öngörüldüğü halde mart ayının başında tam açılmaya gidilmesi. İkisi bir araya gelince başta İstanbul olmak üzere çok ciddi bir olgu patlaması yaşandı. Şubat ayının ilk haftasıyla geçtiğimiz hafta arasında bazı illerde olgu sayılarında 9-10 kat artış meydana geldi. Bu şaşırtıcı değildi. Çünkü, batıda bu süreci iyi izleyen ülkelerde, endişe verici varyantların meydana gelmesiyle olgu sayılarındaki ciddi artışlar gözlenmişti. Ülkemizde de olgu sayıları, hasta sayıları ve maalesef ölümlerde ciddi bir artış gözlendi. Bu koşullarda, böyle bir pandemiye iki yanıt vermek gerekir. Koruyuculuğu yüksek aşılarla toplumun büyük kesimini aşılarsanız, virüsün bulaşmasını engelleyerek pandemiyi kontrol altına almak için bir çaba göstermiş olursunuz. Ülke nüfusunun yüzde 10’u ancak aşılanmış durumda. Güçlü bir yanıt vermek için nüfusun en az yüzde 70’inin aşılanması gerekiyor. Bu koşullarda, mümkün görünmüyor. O zaman, bir yandan aşılamayı artırırken bir yandan da virüsün insandan insana bulaşını azaltacak olan toplumsal önlemler almak gerekirdi. O önlemleri almakta geciktik. Tam kapanma diye adlandırılan önlemlerin elbette etkisi olacaktır. Ama birkaç açıdan baktığımızda, 43 maddede sıralanan bu istisnalar, bizim istediğimiz kadar toplumsal hareketliliği azaltacak güçte değil” dedi.
“İNSANLARIN RUH SAĞLIĞINI İHMAL ETMEMELİYİZ”
Pandeminin insanlar üzerinde psikolojik sorunlara yol açtığını da belirten Prof. Dr. Pala, “Biz, virüsten insanları korurken öte yandan onların beden ve ruh sağlığını da ihmal etmemeliyiz. Çok sayıda insan bir araya gelmeden, açık havada, günlük hava alabilmek, yürüyüş yapabilme serbestisinin de getirilmesi yerinde olacaktır. Yoksa, büyük evlerde yaşayan, gelir durumu çok yüksek aileler dışında, apartman dairelerinde yaşayanlar için hayatın eve sığması mümkün değildir. Özellikle virüsün kapalı ortamlarda daha fazla bulaştığını biliyoruz. O yüzden alınacak olan önlemlerin, kapalı ortamlarda bulaşı engellemeye yönelik alınması gerekir. İş yerleri, toplu taşıma, kamuya açık alanlar burada risk etmenleridir. Bu risk etmenlerine dönük kapanma önlemlerinin daha sıkı alınması, aşılamanın artırılması ve toplumun ihtiyaç duyulan bütün kesimlerine ekonomik destek sağlanması halinde önümüzdeki aylarda Türkiye pandemiye bir yanıt vermiş olabilir” diye konuştu.
‘YENİDEN AÇILMANIN KURALLARI OLUŞTURULMALI’
Tam kapanmayı değerlendiren Prof. Dr. Pala, “Test sayılarında ciddi bir azalmaya gidilmezse, 17 gün sonra vaka sayısının 5 bin altına düşmesi şaşırtıcı olur. Umarım olur ama şaşırtıcı olur. Burada dünyanın kullandığı bir sınır var. Bir hafta içerisinde 100 bin kişi başına yeni olgu sayısının 10’un altında olması. Türkiye nüfusuna oranladığımızda günlük vaka sayısının bin 200’ün altına düşerse o zaman biz salgını kontrol altına aldık diyebiliriz. Tek başına doğrulanmış olgu sayısına bakmamak gerekir. Bununla birlikte ağır hasta sayısı ve ölüm sayısı da önemli ölçütlerden bir tanesi. Bugünlerde çok sayıda yurttaşımızı kaybediyoruz. Ben, ölüm sayılarındaki azalmanın iki üç hafta sonra gündeme geleceğini ve bu azalmanın devam etmesi için yeniden açılmanın kurallar silsilesiyle yerine getirilmesi gerektiğini düşünüyorum” ifadelerini kullandı.
Görüntü Dökümü
———————-
-Çarşı ve pazardan detaylar
-Kalabalık insanlardan detaylar
-Hastaneden detaylar
-Aşı vurulan kişiler arşiv görüntüleri
-Koronavirüs aşısından detaylar
-Genel detaylar
-Prof. Dr. Kayıhan Pala röportajı
Haber: Muammer İRTEM-Kamera: Semih ŞAHİN /BURSA, (DHA)
======================================================
3) KAMYONET ŞARAMPOLDE DEVRİLDİ: SÜRÜCÜ ÖLDÜ, OĞLU YARALI
ADIYAMAN’da, kamyonetin şarampole devrilmesi sonucu meydana gelen kazada sürücü Bingöl Polat (68) yaşamını yitirdi, yanındaki oğlu Mustafa Polat yaralandı.
Kaza, öğle saatlerinde Adıyaman-Kahta yolunun 10’uncu kilometresinde meydana geldi. Kahta Hayvan Pazarı’na hayvan taşıyan Bingöl Polat yönetimindeki 44 HS 887 plakalı kamyonet, sürücüsünün direksiyon kontrolünü yitirmesi sonucu şarampole devrildi. Kazada sürücü Bingöl Polat ile yanındaki oğlu Mustafa Polat yaralandı. Çevredekilerin ihbarı üzerine kaza yerine gelen sağlık görevlilerince ilk müdahalesi yapılan baba ve oğlu Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne kaldırıldı. Tedaviye alınan yaralılardan Bingöl Polat, doktorların tüm çabasına rağmen kurtarılamadı. Kazada kamyonetin kasasında bulunan bir hayvan da öldü.
Görüntü Dökümü
———————-
– Adıyaman Eğitim ve Araştırma Hastanesi
– Ambulansların gelişi
– Yaralılar acil servise götürülmesi
– Olay yeri
– Devrilen kamyonet
– Kamyonetten yola savrulanlar
– Jandarma ekiplerin önlem alması
– Genel ve detay görüntüler
Haber-Kamera: Mahir ALAN -ADIYAMAN-DHA
======================================
4) KEPENKLERİNİ İNDİRDİKLERİ MEKANDA EĞLENCE DÜZENLEYENLERE 135 BİN LİRA CEZA
TEKİRDAĞ’ın Çorlu ilçesinde bir eğlence mekanında kısıtlamanın bulunduğu gece kepenklerini indirip, müzik eşliğinde eğlenirken yakalanan 43 kişiye 135 bin 450 lira para cezası uygulandı.
Tekirdağ İl Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube Müdürlüğü Ahlak Büro Amirliği ekiplerince Çorlu ilçesinde bulunan umuma açık istirahat ve eğlence yerlerine denetimler yapıldı. Denetimlerde Cemaliye Mahallesi’nde faaliyet gösteren bir eğlence mekanının pandemi tedbirlerine rağmen faaliyet gösterdiği tespit edildi. Kepenkleri indirilen iş yerinde özel müşteriler alınarak gece müzik eşliğinde eğlence düzenlendiğini belirleyen polis mekanı operasyon düzenledi. Polis, içeride müzik eşliğinde eğlenen 43 kişiye Umumi Hıfzıssıhha Kanunu’na muhalefetten 135 bin 450 TL idari para cezası uyguladı. Ayrıca işyerinin TAPDK belgesi olmadığı belirlendi. Müşteri olarak bulunanlara yapılan kimlik kontrollerinde 1 kişinin parada sahtecilik, 1 kişinin basit yaralama suçundan aranması olduğu belirlenerek gözaltına alındı.
Çorlu Belediyesi zabıta görevlilerine bilgi verilerek işyerinin mühürlenmesi için çalışma başlatıldı.
Görüntü Dökümü
———————-
-Eğlence mekanında eğlenenler
-İçeride kadın ve erkek müşteriler
-Polisin kimlik denetimi
Detay görüntüler
Haber: Ruhan YALÇIN/TEKİRDAĞ,(DHA)-
===================================================
5) SU KABAĞI, KADINLAR İÇİN GELİR KAPISI OLDU; DEKORATİF LAMBAYA DÖNÜŞTÜRÜYORLAR
HATAY’ın Samandağ ilçesinde atölyede su kabağını işleyerek dekoratif lambaya dönüştüren kadınlar, hem sanat icra ediyor hem de aile ekonomisine katkı sağlıyor. Geçmiş tarihte genellikle içi boşaltılarak su kabı, yemek kabı, müzik aleti olarak kullanılan kabak bitkisinin meyvesi, kadınların ellerinde sanata dönüşüyor. Fiyatı 150 ile bin TL arasında değişen su kabakları, yurtiçi ve yurtdışından büyük talep görüyor.
Koyunoğlu Mahallesi’ndeki Samandağ Halk Eğitim Merkezi’ne bağlı ‘Su Kabağı Tasarımı Kursu’ kadınlar için gelir kapısı oldu. Halk Eğitim Merkezi resim öğretmeni Nedim Yalçınkaya’nın 10 yıl önce açtığı kursa kadınlar yoğun ilgi gösterdi. Kurs kapsamında, ilçeye bağlı Koyunoğlu Mahallesi’nde açtığı atölyede bugüne kadar yüzlerce kadına su kabağı tasarımını öğreten Yalçınkaya, kursların ücretsiz verildiğini kaydetti.
KADINLARIN GELİR KAPISINA DÖNÜŞTÜ
Su kabağı tasarımı atölyesini 10 yıl önce kurduğunu anlatan Yalçınkaya, konuşmasında şu ifadelere yer verdi: “Bu işe ilk başladığımızda amatörce gönüllü bir girişimdi, daha sonra bu işi geliştirdik. Özellikle kadınların bu işte aktif olmasını, kazanç sağlamasını amaçladık. Bu hedefler doğrultusunda işi geliştirdik ve büyüttük. Su kabaklarını, Asi Nehri boyunca uzanan tüm köylerde rahatlıkla temin edebiliyoruz, oralarda doğal olarak yetişiyor. Şu an bu bir gelir kapısına dönüştü ve köy halkı da bunu yetiştirerek geçimini sağlıyor. Bizde o su kabaklarını alıp burada, desenlerle süslüyoruz, şekiller veriyoruz. Su kabakları ile dekoratif objeler, ışıklı ya da ışıksız tasarımlar yapıyoruz. Yaptığımız tasarımları kadınlar ister evlerinde dekoratif olarak kullanıyor, isterlerse pazarlayarak bir gelir kapısı oluşturuyorlar” dedi.
Yalçınkaya, şu an 14 kursiyerin aktif olarak atölyede eğitim gördüğünü ve isteyen herkesin kurstan faydalanabileceğini sözlerine ekledi.
PANDEMİDE MORAL OLDU
Üç yıldır su kabağı tasarımı yaptığını söyleyen Zeynep Selvi (45), pandemi sürecinde de kendilerine moral olduğunu ve hem maddi hem manevi olarak kendilerine katkı sunduğunu ve bütün kadınlara tavsiye ettiğini belirtti. Su kabağı tasarımlarını büyük bir keyifle yaptığını söyleyen Işıl Yalçınkaya (40) da, “Benim için hem bir terapi hem de bir gelir kaynağı oluyor. Bütün kadınlara tavsiye ediyorum, çok güzel, zevkli bir meşgale, severek yapıyorum” dedi.
Görüntü Dökümü
———————–
– Su kabağı tasarımından detaylar
– Dekoratif su kabaklarından detaylar
– Kurs eğitmeni Nedim Yalçınkaya’nın konuşması
– Kursiyer Zeynep Selvi’nin konuşması
-Kursiyer Işıl Yalçınkaya’nın konuşması
-Atölyeden detaylar
Haber-Kamera: İzzet NAZLI / HATAY,(DHA)
=======================================================