ELAZIĞ’DA ŞEHİT KORGENERAL HÜZNÜ
BİNGÖL’den Tatvan’a gitmek üzere havalandıktan sonra Bitlis’te kaza kırıma uğrayan helikopterde 10 asker ile birlikte şehit olan 8’inci Kolordu Komutanı Korgeneral Osman Erbaş’ın acı haberi, Elazığ’da büyük üzüntüye neden oldu. 4 yıldır görev yaptığı Elazığ’da halkla kurduğu samimi ilişkilerle anılan şehit Korgeneral Erbaş’ın en çok da şehit yakınlarıyla ilgilendiği belirtildi. Korgeneral Erbaş’ın, kendilerine çok yardımı dokunduğunu anlatan Doğu Anadolu Şehit Aileleri Federasyonu Başkanı Veysel Doğan, “Dernek olarak yer sıkıntımız olmuştu. Osman Paşa’ya bir yer bulamadığımızı söyledik. Öyle samimi ve sıcak da davrandı bize, ‘Oğlum, yer bulamadıysanız gelin, karargahta size bir yer boşaltayım; toplantınızı, her şeyinizi burada yaparsınız’ dedi. İnsan Osman Erbaş’tan söz edince konuşmaları bile düğümleniyor” dedi.
Bitlis’in Tatvan ilçesi kırsalında kaza kırıma uğrayan askeri helikopterde bulunan Elazığ 8’inci Kolordu Komutanı Korgeneral Osman Erbaş, 10 silah arkadaşıyla birlikte şehit olması tüm Türkiye’yi yasa boğdu. Elazığ’da 4 yıl boyunca görev yaptığı sürede vakandaşlarla kurduğu samimi ilişkilele anılan Korgeneral Erbaş’ın şehit olması kentte büyük üzüntüye neden oldu. Şehit Korgeneral Osman Erbaş’ın ülke için büyük bir kayıp olduğunu belirten ve Doğu Anadolu Şehit Aileleri Federasyon Başkanı Veysel Doğan, üzüntü içerisinde olduklarını ifade etti.
‘KARARGAHTA SİZE BİR YER BOŞALTAYIM, TOPLANTINIZI BURADA YAPIN’
Korgeneral Osman Erbaş’ı anlatmaya kelimelerin yetmeyeceğini ifade eden Doğan, “Osman paşam 2017 yılında Elazığ’a geldiği zaman, randevu talebinde bulunduk. Öyle tanışmış olduk. Bizi çok mükemmel karşıladı. Çok anlamlı hikayelerimiz oldu. Elazığ depremi olduğu zaman, tek tek şehit aileleriyle ilgilendi. Bunun yanı sıra şehit ailelerine farklı bir gözle bakıyordu. En ufak bir talebimiz olduğu zaman bize bir telefon kadar yakındı. İş yerimde bir şehitlik köşesi yaptım. Yerimizi görmek istedi. Ziyareti 2 saat sürmüştü. Çok candan bir insan. Devletçi, milliyetçi bir insan. Bugün böyle bir haberle karşılaşmamız bizi çok derinden de üzdü. Bizi ziyaret geldiğinde bize isminin yazılı olduğu bir saat hediye etmişti. Dernek olarak bir gün yer sıkıntımız olmuştu. Osman Paşa’ya bir yer bulamadığımızı söyledik. Öyle samimi ve sıcak da davranırdı ki, “Oğlum, yer bulamadıysanız, gelin karargahta size bir yer boşaltayım, toplantınızı, her şeyinizi burada yaparsınız” dedi. İnsan Osman Erbaş’tan söz edince konuşmaları bile düğümleniyor. Allah gani gani rahmet etsin. Osman Paşa’nın bize hakları çoktu. Haklarını bize helal etmiştir umarım. Biz kendisinden razıyız. Allah da ondan razı olsun” diye konuştu.
‘HALI SAHADA FAUL YAPTIM, PARMAĞI İNCİNDİ’
Şehit oğlu Ramazan Gür de, Korgeneral Erbaş ile halı sahada futbol oynadıkları anları anlattı. Gür, “Bir gün halı sahada futbol oynarken, kendisine faul yaptım. Parmaklarında bir incinme olmuştu. Ne zaman beni görse, ‘Şehit çocuğusun, evladımsın ama parmağımı kırdın’ diye takılırdı. Millet insanı, milletin içinde olan ve kendini hiçbir zaman mülki amir olarak görmeyen bir büyüğümüzdü” dedi.
Diyarbakır’da 2017’de amcası Kıvanç Doğan’ı şehit veren Osman Aşkın Doğan ise şehit Korgeneral Osman Erbaş ile birkaç kez görüşme fırsatı bulduğunu dile getirerek, “Askeri personel olmak için müracaat ettiğimde çok yardımcı olmuştu. Vatanseverliğini bize de aşılamaya çalışıyordu. Üzüntülüyüm” şeklinde konuştu.
Elazığ Anadolu Şehit Aileleri Onursal Başkanı Mehmet Nuri Öz de şunları söyledi:
“Osman Erbaş paşamızın ülke için büyük bir kayıp olduğuna inanıyorum. Kendisine bir ricamız olduğu zaman kırmadılar. Bütün şehitlerimize Allah’tan rahmet diliyorum. Ülkemizin başı sağ olsun. Nur içinde yatsınlar.”
Görüntü Dökümü
Şehit töreninden detay
Röportajlar
Hediye edilen saat
Genel ve detay
Haber-Kamera: Emrah KIZIL-Nurettin FİDANCAN-Ahmet ÇÖTELİ/ELAZIĞ,(DHA)
=========================
MARDİN’DE 1 YILDA 18 BİN KADIN, KURSLA MESLEK EDİNDİ
MARDİN Artuklu Halk Eğitim Merkezi’nde, İŞKUR iş birliğiyle kadınların istihdam edilmesine yönelik başlatılan çalışmalarda 2020 yılında 18 bin kadın, çeşitli alanlarda meslek edindi. Artuklu Halk Eğitim Merkezi Müdürü Ufuk Çete, kontrollü normalleşme kapsamında yine kadın istihdamına yönelik İŞKUR ile ortaklaşa başlattıkları çanta ve dikim evinde 50 kursiyerle çalışmalara başladıklarını belirterek, “Bizim kurslarımızın tek amacı sadece bilgi beceri edinmek değil, aynı zamanda kadınları özellikle evlerden çıkarıp merkezimiz bünyesinde açılan diğer kurslara getirerek hem sosyalleşmelerine hem de ekonomiye katkı sağlamalarına olanak sağlamaktır” dedi.
Artuklu Halk Eğitim Merkezi’nce kadınların istihdam ve meslek edinmesine yönelik kurslara ilgi yoğunlaşıyor. 2020 yılda açılan kurslara katılan 18 bin kadın meslek edindi. Artuklu Halk Eğitim Merkezi Müdürü Ufuk Çete, kontrollü normalleşme sürecinin başlamasıyla kadına yönelik kursların devam edeceği söyledi. Çete, “Artuklu Halk Eğitim Merkezi olarak İŞKUR iş birliğiyle kadın istihdamına yönelik açtığımız iki programımız bulunmaktadır. Bu atölyeden biri kadın giyim modelist yardımcılığı bir diğeri de kadın çanta saraciye montaj eleman yetiştirme programıdır. Bu atölyelerimizde özellikle kadın istihdamını amaçladık ve 50 kursiyer aldık. Bu 50 kursiyer gücümüze güç kattı. Biz onlardan öğrenirken onlar da bizden farklı teknik beceriler öğrendi. Ve bu eğitimle ilerleyen hayatlarında farklı ürünler üretip, tasarlayıp özellikle biraz önce kursiyerlerimizin de bahsettiği gibi sosyal medya veya internet aracılığıyla ürettiği ürünleri satış imkanı bulabildikleri beceriler edindiler. Bundan dolayı biz bir kat daha mutlu olduk. 2020 yılı verilerimize göre toplamda açtığımız kurslarda 18 bin kursiyerimiz belge aldı, farklı çeşitli alanlarda. Bunlardan bazılarının özellikle sosyal medya ve internet aracılığıyla edindikleri eğitimler sonucu yaptıkları satışlara bizler şahit oluyoruz. Bu açıkçası bizi mutlu ediyor. Ürünlerimizi görmüş oluyoruz. Emeklerimizin karşılığını almış olduğumuzu düşünüyoruz. Bizim kurslarımızın tek amacı sadece bilgi beceri edinmek değil, aynı zamanda bayanları özellikle evlerden çıkartıp merkezimiz bünyesinde açılan diğer kurslara getirerek hem sosyalleşmelerine hem de ekonomiye katkı sağlamalarına olanak sağlamaktır” dedi.
Halk Eğitim Merkezi eğitmenlerinden Leyla Oğuzsoy Yıldırım ise “Kadınlara yönelik çalışmalar, giyim üzerine, el sanatları üzerine yaptıkları nakışlar, özellikle yaptıkları yöresel kıyafetler bu aynı zamanda kadınlarımıza yönelik hani bir iş imkanı sağlamak. İlerde kendi iş yerlerini kurmalarını, kendi ekonomilerini bir olsun evlerine katkı sunmaları için bu yönde çalışmalar yürütmekteyiz” diye konuştu.
Görüntü Dökümü
———-
Kursiyerlerden genel görüntü
Kadınlardan el sanatı çalışmaları
Eğitici Leyla Oğuzsoy Yıldırım konuşması
Kursiyer Leyla batur konuşması
Eğitici Ayşe Teprep konuşması
Kursiyer Aliye Sezer konuşması
Artuklu halk eğıtım merkezi muduru ufuk çete konuşması
Genel ve detay görüntüler.
Haber-Kamera: Selim KAYA/MARDİN, (DHA)
============================
NADİR GÖRÜLEN ‘KİST HİDATİK’ HASTALIĞININ AMELİYATI, DİYARBAKIR’DA YAPILDI
BİNGÖL’de, hayvancılıkla uğraşan 5 çocuk babası Hanifi Görçüm (51), 1 yıl önce dünyada çok nadir görülen, sol bileğinde ağrılarını çektiği ‘kist hidatik’ hastalığına yakalandı. Görçüm, Dicle Üniversitesi’nde yapılan 2,5 saatlik ameliyatla bileğinde oluşan kötü huylu tümörden kurtularak sağlığına kavuştu.
Bingöl’de hayvancılıkla uğraşan 5 çocuk babası Hanifi Görçüm, dünyada el bileği çevresinde çok nadir görülen ‘Kist Hidatik’ hastalığına yakalandı. Sol bileğinde şişkinlik oluşan ve iki parmağını zamanla tam hareket ettiremeyen Görçüm, Bingöl’de tedavi için hastanelere başvurdu. Kullandığı ilaçlarla bir yıl boyunca ağrılarını hafifletmeye çalışan Görçüm, sonuç alamadı. Daha sonra Görçüm’ün Bingöl’de çekilen MR sonrasında el bileğinde kötü huylu tümör olduğu ortaya çıktı. Görçüm buradan ise Dicle Üniversitesi Hastanesi Ortopedi Anabilim Dalı’na sevk edildi. Gerekli işlemlerin yapıldığı bölümde Doç. Dr. Emin Özkul tarafından Görçüm’e dünyada el bileği seviyesinde çok nadir rastlanan ‘Kist Hidatik’ hastalığının teşhisi konuldu. Ameliyat için yapılan hazırlıkların ardından Görçüm 2,5 saatlik başarılı ameliyatla tekrardan sağlığına kavuştu.
‘AYNI ZAMANDA BU HASTALIK ÇİĞ ET TÜKETİMİNDE OLABİLİR’
Dicle Üniversitesi Ortopedi Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Emin Özkul, bu ve buna benzer hastalığın öneminin, kötü huylu tümörle karışması olduğunu ifade etti. Doç. Dr. Özkul, “Hasta görüldüğü ilk merkezden direkt bize yönlendirildi. Geçen yılda başka bir hastamızda olmuştu. Bölgede hayvancılıkla uğraşan insan sayısının çok olmasından kaynaklı bu hastalık karaciğerde ve benzeri yerlerde çok görülüyor. Bizim bölgemizde maalesef el ve benzeri yerlerde de artık sık görülmesi bekleniyor. Bu bir parazitel hastalık ismi de ‘Kist Hidatik’, normalde bir yerde toplanıp tümöre benzer bir görüntü yapmayana kadar ilaçla tedavisi mümkün. Eğer tümöre benzer bir görüntü oluşturursa ve bir yerde biriktirirse patlatmadan veya ilaç verildikten sonra çıkarmak önem teşkil ediyor. Artık ekibimizde tecrübelendi bu konuda. Hem tanı konusunda zorlanmıyoruz hem de ameliyatı yaparken zorlanmıyoruz. Sıkıntı olmadan hastalarımızı şifayla taburcu edebiliyoruz. Kesinlikle temizlik en önemli şey. El yoluyla elinize bulaşır ve elinizi ağzınıza götürürsünüz oradan sindirim sistemine, kana karışır ve organlara dağılır. Tedavisi kolay olmayan bir hastalık. Önleyici tedavi bu hastalar için her zaman önemli. Hastanın ameliyatı 2,5 saat sürdü. Bir gün öncesinden yatırdık ve sonraki gün de olmak üzere 3 günde taburcu ettik. Genelde hayvancılıkla uğraşanlarda sık görülür. Aynı zamanda bu hastalık çiğ et tüketiminde olabilir” dedi.
‘ARTIK DAHA DİKKATLİ OLACAĞIM’
Hanifi Görçüm artık daha dikkatli olacağını ifade ederek, “Dicle Üniversitesi’ne ameliyat oldum. Bu ameliyatım da başarılı geçti. Çok nadir görülen bir vaka. Artık daha dikkatli olacağım. Doktorum hayvanlardan gelen bir hastalık olduğunu söyledi. İnşallah bundan sonra daha dikkatli olacağım” diye konuştu.
Kist Hidatik nedir?
Kist Hidatik hastalığı ‘ekinokok’ ailesinden tenyalı parazitlerin yol açtığı bir enfestasyondur. Kist hidatik esas olarak köpek, kurt, tilki gibi etobur vahşi hayvanların hastalığıdır. İnsanlar ise ara konak olarak bu hastalığı geçiren hayvanların dışkılarından ortama yayılan yumurtalar ile temas sonucu hastalığa yakalanırlar.
Görüntü Dökümü
Ameliyat olan Hanifi Görçüm’den detay
Ameliyat yerinden detay
Doç. Dr. Emin Özkul ile röp.
Hanifi Görçüm ile röp.
Doktorun muayene etmesi
Ameliyat öncesi çekilmiş fotoğraflar
Hastane tabelası
Genel ve detay
Haber-Kamera: Burak EMEK-Serdar SUNAR/DİYARBAKIR,(DHA)
=========================
MİLLİ SPORCU BİRGÜL ERKEN’DEN SİVAS’TA ‘KADINLAR GÜNÜ’ DALIŞI
MİLLİ sporcu Birgül Erken, Sivas’ın Zara ilçesi yakınlarındaki kentin en büyük gölü olan Tödürge Gölü’nde 8 Mart Dünya Kadınlar Günü nedeni ile dalış gerçekleştirdi.
Milli dalış sporcusu Birgül Erken, Zara Kaymakamlığı tarafından davet edildiği Sivas’ta kentin en büyük gölü olan ve kuş cenneti olarak da bilinen Tödürge Gölü’nde 8 Mart Dünya Kadınlar Günü nedeniyle dalış gerçekleştirdi. Dalış etkinliğine Kaymakam Mehmet Sayın, ilçe kurum müdürleri, dalış eğiticileri ve ilçe protokolü katıldı. İlk olarak buz altı dalışı için rekor denemesi yapmak isteyen milli dalış sporcusu Birgül Erken, yüzeydeki kütlenin yetersiz olması nedeniyle bu amacını gerçekleştiremedi. Daha sonra ise göle dalan Erken, bazı bölümleri kısmen buzla kaplı gölde Zara ilçesinin yöresel oyuncak bebekleri ile su altında poz verdi.
‘KADINI BİR GÜN DEĞİL HER GÜN HATIRLAMALIYIZ’
Erken, 8 Mart’ın tüm dünya kadınları için anlamlı bir gün olduğunu belirterek, “Aslında buz altı rekoru denemek ve bu rekoru Türklerin elinden alamayacakları kadar ileri metreye taşımak istedik ama ne yazık ki hava şartları izin vermedi. Göldeki donmuş buz yeteri kalınlıkta değildi. Yine de Dünya Kadınlar Günü’ne ithafen bir dalış gerçekleştirdik. Su hala soğuk ve buzların erimesi de bizi biraz zora soktu. Niyet rekor kırmaktı, dilerim seneye daha erken, buzun kalınlığının uygun olduğu bir vakitte geleceğiz ve Guinness Dünya Rekorunu tüm dünyaya duyuracağız. Türk kadınının gücünü göstermek istedik ,çünkü fırsat verildiği zaman Türk kadını çok başarılı işlere imza atabiliyor. Bir milli sporcu ve dalışçı olarak daha güzel başarılar için sahadayım. Bu dalışı her türlü zorluğa göğüs geren kadınlarımıza ithaf ediyorum. Kadınlardan içlerindeki o dirayetli gücü ortaya çıkartmalarını istiyorum. Toplum hayatında ailede başlayan kadınlara verilen bu değer geçmişten bugüne gelmiştir. Toplumun güçlenmesi, huzurlu bir toplum yapısının temeli için önemli. Kadını bir gün değil her gün hatırlamalıyız” dedi.
‘YÖREMİZ ADINA GÜZEL BİR TANITIM OLDU’
Zara Kaymakamı Mehmet Sayın ise “Geçen yıl yine burada ağırladığımız serbest dalıcımız ile bölgede ne yapabileceğimiz üzerine düşünürken, gölde buz altı dalışı yapabileceğimiz görüşü ortaya çıktı. Bu yılda Dünya Kadınlar Günü vesilesiyle dalış gerçekleştirmek için buraya geldiler. Mevsim nedeniyle buzlanma şu anda istenilen kalınlıkta olmadığı için dalış tam olarak istenilen seviyede gerçekleşmedi. Ama yörenin tanıtılması adına da çok güzel oldu. Havaların müsait olması durumunda da inşallah bundan sonraki süreçte de bu programımızı gerçekleştirmek istiyoruz. En kısa zamanda da Türk kadınları adına Fransız sporcu da olan dalış rekorunu alacağız. Sporcumuzu sonuna kadar destekliyoruz” diye konuştu.
Görüntü Dökümü:
-Etkinlikten görüntüler
-Sporcunun göle dalışı
-Su altındaki görüntüleri ve bebeklerle poz vermesi
-Gölden çıkışı ve yaptığı açıklama
-Kaymakamın konuşması
Haber-Kamera: Hüsnü Ümit AVCI-Yasin KIRAS/ZARA (Sivas), (DHA)
============================
KOLAJEN DEPOSU ŞİFALI ‘PÖÇ’ÜN ÖZEL MÜŞTERİSİ VAR
SİVAS’ta dananın kuyruk sokumundan yapılan ve birçok hastalığa şifa olan pöç yemeği, müşterilerinden tam not alıyor. İçerisindeki bulunan kolajen ile kalp damar hastalıkları, cilt rahatsızlıkları ve eklem sorunlarına iyi gelen pöç, bu özelliklerini bilenler tarafından sıklıkla tercih ediliyor.
Et ve süt kurumundan 2018’de emekli olan Abdülkerim Yıldız(54) ve eşi Hatice Yıldız(54) KOSGEB aldığı destekle kent merkezinde bir esnaf lokantası açarak ‘pöç yemeği ve çorbasıyla’ ünlendi. Dananın kuyruğundan yapılan ve içerisindeki kolajen yapısı ile kalp damar hastalıkları, cilt rahatsızlıkları ve özellikle eklem sorunlarına iyi gelen pöç yemeği lezzetiyle de bilenler tarafından sıkça tercih ediliyor. Tüketildiği zaman uzun süre tok tutmasıyla da ilgi gören pöç oldukça ilgi çekiyor. Orta Anadolu’ya özgü olan bu yemeği kentte çok nadir tanıyan olduğunu belirten pöç ustası Abdülkerim Yıldız, ‘mucize’ olarak nitelendirdiği çorbayı herkese tavsiye ediyor.
‘KIRIK, ÇIKIK, CİLT VE KALP RAHATSIZLIKLARINA İYİ GELDİĞİNİ ÖĞRENDİK’
Pöç yemeğini yerli aşı olarak nitelendiren aşçı Abdülkerim Yıldız, “Pöç, büyükbaş hayvanın kuyruğudur. Kolajen deposu olan pöç aynı zamanda eklem ağrıları, kırık, çıkık, cilt ve kalp hastalıkları gibi birçok rahatsızlığa iyi geliyor. İnsanlar bunu akşamdan kelle fırınlarına verip sabah alıp tüketiyorlar. Evlerde de hanımlar pöçü temizleyip düdüklü tencerelerde pişirerek tüketebilirler. Suyu çorbalarda, yemeklerde kullanılırken eti de bütün yemeklerde kullanılabiliyor. Biz pandemi döneminden önce pöç yapmaya başladık. Maliyeti çok yüksek ama gerekli olan bir besin maddesi olduğu için bu pek de önemli olmuyor. Aşılarla uğraştığımız bu pandemi döneminde doğal ve yerli aşı yerine geçecek pöçün tartışması yoktur. Sivas Cumhuriyet Üniversitesindeki doktorlarımıza pöçü sorduk. Onların verdiği bilgiler doğrultusunda, kırık, çıkık, cilt, kalp rahatsızlıklarına iyi geldiğini öğrendik. Mutlaka 15 günde bir hem çocukların hem de bireyin kendisinin tüketmesi çok önemli. Pöçü ilk kez tüketen müşterilerim paçaya benzetip ağır olduğunu söylediler. Ancak sonrasında lezzetine ve tadına varınca pöçün hem çocukları hem de çocukları hastası oldu. Pişirilirken öncelikle yaklaşık 1-2 saat soğuk suyun içinde bekletiliyor. Güzelce temizledikten sonra eklem yerlerinden ayırıyoruz. Daha sonra düdüklü tencerede yaklaşık 3-4 saat pişiriyoruz. Pişirdikten sonra çorba için kemiklerini ayırıyoruz” dedi.
‘ANNEM RAHATSIZLANINCA PÖÇ ÇORBASI GÖTÜRÜYORUM’
Pöç çorbasını devamlı tükettiğini söyleyen müşterilerden Mehmet Kuruçay(38), “Burası açıldığı günden beri düzenli olarak. Sivas’a özgü olan pöçük çorbasını düzenli olarak tüketmeye çalışıyorum. Özellikle kırgınlık hissettiğim ve hasta olduğum zaman içiyorum bu çorbayı. Hasta olduğumuz zaman bu çorba bayağı insanı zinde ve tok tutuyor. Yaşlı bir annemiz var, o rahatsızlandığı zaman muhakkak pöç çorbası alıp götürüyoruz. Çorbanın tadı çok güzel ve şifa deposu. İçerisindeki kolajen özellikle yüze sürülerek cilde iyi geliyor” diye konuştu.
‘VİRÜSTEN KORUNMAK İÇİN TÜKETMEYE ÖZEN GÖSTERİYORUZ’
Talha Eser Yıldız (20) ise, “Buraya gelip pöç çorbasını keşfettik. Özellikle hastalanıp grip olduğumuzda, üzerimizde kırgınlık varsa pöç çorbasını kesin tüketiyoruz. Özellikle pandemi döneminde hastalığın, ortada olduğu şu günlerde virüsten korunmak için tüketmeye özen gösteriyoruz. Pöç çorbası gribe, eklem ağrılarına, yaşlılara iyi geliyor. Sağlığın yanı sıra pöç çorbası tok tutuyor” ifadelerini kullandı.
Görüntü Dökümü:
-Lokantadan görüntüler
-Pöç yemeğinin hazırlanışı
-Pişirilmiş hali ve sunumu
-Ustasının açıklamaları
-Müşterilerin konuşması
Haber-Kamera: Arife Defne ARSLAN/SİVAS, (DHA)
========================
YÜZEYİ DONAN ÜÇOLUK GÖLETİ’NDE KARTPOSTALLIK MANZARA
TOKAT’ın Başçiftlik ilçesinde hava sıcaklığı sıfırın altında 16 dereceye düşünce Üçoluk Göleti dondu. Donan göletin üzeri karla kaplanınca kartpostallık görüntüler ortaya çıktı. Meraklılar manzarayı görmek ve fotoğraf çektirmek için Üçoluk Göleti’ni ziyaret etti
Başçiftlik ilçesinde tarımsal sulama amacıyla yaptırılan Üçoluk Gölet’nin yüzeyi, kar yağışı ve soğuk havanın etkili olmasıyla dondu. Kar altında kalan mesire alanı ve donan gölette kartpostalık görüntüler ortaya çıktı. Başçiftlik karayolu üzerinde bulunan göleti ziyaret eden vatandaşlar bol bol hatıra fotoğrafı çektirdi.
Daha önce yaz aylarında piknik yapmak için gölete geldiklerini söyleyen Selahattin Say, “Yazın çok iyiyi idi. Fakat kışı daha güzelmiş. Göl donmuş burada, çok güzel resimler çektireceğiz. Burada kayak ve pikniğimizi yaptık. Şimdi bu muhteşem doğada fotoğraf çektiriyoruz” dedi.
Ailesi ile gezmeye gelen Şaziye Bağlan ise, “Buranın yazı ve kışı çok güzel. Gölet şuan buz tutmuş. Yazın da burası çok güzel oluyor, mavi oluyor. Kışın da çok güzel burası” diye konuştu.
Görüntü Dökümü:
-Gölet ve mesire alanından dron görüntüleri
-Yazeyi donan göletten genel görüntüler
-Ziyeretçilerden görüntüler
-Fotoğraf çektirenler
-Ziyaretçi röportajları
Haber-Kamera: Fatih YILMAZ/BAŞÇİFTLİK (Tokat), (DHA)
===============================
‘BOZKIRIN ORTASINDA VAHA’; BENLİAHMET İSTASYONU
KARS’ın Selim ilçesinde bozkırın ortasındaki ‘vaha’ olarak tabir edilen Benliahmet İstasyonu çam ağaçlarıyla dikkat çekiyor. Kars’ın Selim ilçesinde 52 yıl önce Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları’nda çalışan Bayram Karahan’ın ilk fidanlarını diktiği alan çam fidanlarıyla yeşil bir örtüye büründü. Yaz aylarında vatandaşlara mesire alanı olarak hizmet veren Benliahmet istasyonu kış mevsiminde karla kaplı arazide göğe yükselen ağaçlarıyla başka bir güzellik sergiliyor.
TCDD tarafından Doğu Anadolu’daki bazı tren yolları ile tren istasyonları çevresine, yoğun kar yağışının rayları olumsuz etkilemesini engellemek amacıyla çam fidanı dikilmesi kararı aldı. Selim ilçesindeki Benliahmet istasyonuna ilk fidanları 1969 yılında istasyon görevlisi Bayram Karahan dikti. Bölgedeki ağaçlandırma çalışmaları daha sonraki yıllarda da devam etti. İstasyonda görev yapanların sürdürdüğü çalışmayla 82 dönümlük araziye 20 bine yakın çam fidanı dikildi. Korunarak bugüne kadar ulaşan çam ağaçları yılın mevsimlerinde farklı güzellikler sunuyor. Tren yolunun her iki tarafı yeşillendirilerek istasyondaki çamlar, ray kenarlarına sıralı şekilde dikilmiş haliyle ilgi çekiyor. Hafta sonları vatandaşların uğrak yeri haline gelen istasyon, kış aylarında ise beyaza bürünen ovada adeta göz kamaştırıyor.
BİNALAR KULLANILAMAZ HALE GELDİ
Etrafındaki çam ağaçlarıyla ovada yeşil bir kuşağı andıran Benliahmet İstasyonu’ndaki binalar yıkılıyor. Büyük hasar gören binaların pencere ve kapıları kırılmış halde. İstasyona ismini veren Benliahmet Köyü sakinlerinden Hamza Ertuğrul (75), “Bizim Benliahmet istasyonu 60’lı yıllarda kuruldu. Devletin verdiği fidanları akrabam Bayram Karahan dikti. İstasyon ormanı güzel oldu. Yazın orada piknik yapıyorlar. Gerek bizim köyden gerekse civar köylerden gelenler oluyor. Çok güzel bir yer. Çeşmesi var suyu var her şeyi var. Yalnız binaları biraz eskidi. İstasyonda artık tren durmuyor. Eskiden tren duruyordu makinistler falan hep oradan gelip geçiyordu. Demiryolu çalışanları orada yatıp kalkıyordu. Herşeyi muntazamdı. Şimdi ise eskidi, tren de durmuyor direk Kars’a geçip gidiyor” dedi.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
-Benliahmet istasyonunun drone görüntüsü
-Benliahmet istasyonundan genel ve detaylar
-Hamza Ertuğrul ile röp
Haber: Salih TEKİN – Kamera: Oktay POLAT / ERZURUM, (DHA)
=======================
ENGELLERİ; GÖRMEYEN GÖZLERİ DEĞİL, KALDIRIMLARDAKİ ARAÇLAR VE EŞYALAR
KONYA’da görme engelli bireylere günlük hayatta kaldırıma park edilen araçlar, işaret levhaları, iş yerlerinin önüne konulan eşyalar, masalar ve dubalar engel oluyor. Görmeyenleri Koruma Derneği Konya Şube Başkanı Veli Özağan, “Biz görme engelliler, evimizde rahatlıkla hareket edebilir durumdayız. Her şeyi kendimize göre ayarladığımız için sıkıntı yaşamıyoruz. Dışarı çıktığımız da ise, kaldırıma adımımız atar, atmaz sıkıntılarla karşılaşıyoruz. Takılıp düşüyor veya çarpıyoruz. Oysa ki kaldırımlar insanoğlu yürüsün diye yapılmıştır” dedi.
Görme engelliler, günlük yaşamlarını ellerindeki beyaz bastonlarla kendileri sürdürmeye çalışıyor. Görme engelli derecesine göre bireyler, evlerinden çıkıp işlerine veya park ve bahçelere gidip gezebiliyor. Ancak kaldırımlara park edilen araçlar, yön levhaları, iş yerlerinin önlerine konulan eşyalar, masalar, dubalar engel oluyor.
KALDIRIMLAR İNSANOĞLU YÜRÜSÜN DİYE YAPILDI
Görmeyenleri Koruma Derneği Konya Şube Başkanı Veli Özağan, görme engellilere gözlerinin değil, kaldırımda bırakılan eşya ve araçların engel olduğunu belirterek, kaldırımların insanların yürümesi için yapıldığına dikkat çekti. Herkesi duyarlı olmaya davet eden Özağan, şunları söyledi:
“Biz görme engelliler, evimiz içerisinde rahatlıkla hareket edebilir durumdayız. Her şeyi kendimize göre ayarladığımız için sıkıntı yaşamıyoruz. Dışarı çıktığımız da ise kaldırıma adımımız atar, atmaz sıkıntılarla karşılaşıyoruz. Çöp bidonları, arabalar, dubalar ve işaret levhaları yüzünden biz görme engelliler takılıp düşüyor veya çarpıyoruz. Oysaki kaldırımlar insanoğlu yürüsün diye yapılmıştır. Yaya kaldırımını insanlar hiçbir şekilde işgal etmemelidir. Bunun üzerine bir de araç sahipleri otomobillerini kaldırım üzerlerine park ediyor. Kaldırıma park eden araçlar yüzünden bizler büyük sıkıntılar yaşıyoruz.”
KALDIRIM ÜZERİNDE BİSİKLET KULLANMASINLAR
Kullandıkları beyaz bastonların onların yaşamlarının bir parçası olduğunu ifade eden Özağan, “Görme engelliler, beyaz bastonlarıyla yürür. Bastonun ucuyla zemindeki farklılıkları hissedebilir ve bu hislerle hareket ederiz. Bazen kaldırımların üzerinde bisikletli veya motorlu araçlar seyrediyor, biz bisikletlerin sesini duyamadığımız için çarpışmalar oluyor. Onlardan ricam kaldırımlar üzerinde motor veya bisiklet sürmesinler.” dedi.
Görme engelli Elmas Gül Pınar (14) ise “Kaldırımlara otomobiller park ediyor; ancak biz görme engelliği olduğumuz için onları fark edemiyoruz., çarpıyoruz. Bazen dubalara ayağımız takılıyor ve düşüyoruz. Bunlar bizim günlük hayatımızda çok yaşanıyor.” dedi.
Görüntü dökümü)
—————————–
-Görme engellilerin kaldırımda yürümesinden detay
-Görme engellilerin kaldırım üzerine park edilmiş otomobile takılması
-Görmeyenleri Koruma Derneği Konya Şube Başkanı Veli Özağan’ın konuşması
Haber-Kamera: Salih BÜYÜKSAMANCI/KONYA, (DHA))
=========================================================
KESİNTİSİZ İLETİŞİM İÇİN ZORLU KIŞ MESAİSİ
TÜRKİYE’nin en soğuk kentlerinden Erzurum’da ‘kesintisiz iletişim’ için Turkcell ekiplerinin verdiği mücadele, film sahnelerini aratmadı. Ekipler, deniz seviyesinden 2 bin metre yükseklikte, hava sıcaklığının sıfırın altında 10 dereceyi gösterdiği karla kaplı doğada, bazen yürüyerek bazen kar motosikletleriyle bazen de iş makinelerini ile baz istasyonlarına ulaşabiliyor. Ekipler, zorlu doğa koşullarında baz istasyonlarının bakım ve onarımını periyodik olarak yapıp, ülke genelinde iletişimi sağlıyor.
Türkiye’nin dört bir tarafında konuşlandırılan Turkcell ekipleri, bakım ve onarımları kısa sürede giderebilmek için kar kalınlığının yer yer 2 metreyi aştığı Erzurum ve ilçelerinde de 24 saat hazır bekliyor. Baz istasyonlarını sık sık kontrol eden ekipler, önlerine çıkan her engeli aşarak istasyonlara ulaşıyor. 24 saat boyunca dönüşümlü çalışan saha ekipleri, onarım çalışmalarına gidebildikleri noktalara kadar araçla gittikten sonra aracın ulaşamadığı metrelerce karla kaplı yolları ise kar motosikletiyle ya da sırtlarında taşıdıkları malzemeyle yürüyerek aşıyor. Bölgeye zorlu kış şartlarında ulaşan ekipler, iletişimin kesilmemesi için yoğun çaba sarf ediyor. Ekiptekiler yaşadıkları zorluğu, vatandaşları kaliteli ve kesintisiz iletişime kavuşturduklarında unuttuklarını söylüyor.
‘TEK AMACIMIZ HER KOŞULDA HİZMET SUNMAK’
Şartlar ne kadar zor olursa olsun kesintisiz iletişim sunmak için Turkcell ekibinin canla başla çalıştığını kaydeden Turkcell Şebeke Teknolojilerinden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Gediz Sezgin, “Rakım yaklaşık 2 bin metre ve Erzurum Palandöken dağlarındayız. Pandemi dönemindeyiz ve iletişimin özellikle de mobil iletişimin çok önemli olduğu kritik zamanlardan geçiyoruz. Çünkü iş hayatımız, eğitim hayatımız, alışveriş, eğlence kısaca her şey online. Böyle bir ortamda tabii servis kalitesinin sürekliliği oldukça önemli ve bunlar iklim, doğa şartları da dinlemiyor. Gördüğünüz gibi dağların ve karların arasında bir baz istasyona ulaştık. Türkiye çapında 1300’ün üzerinde saha ekibimiz iletişimin sürekliliğini sağlamak için 7/24 çalışıyor. Tabii ki kar ve hava şartları nedeniyle birçok zorlukla karşılaşabiliyoruz. Enerji kesintileri bizi en fazla etkileyen durumlardan biri. Hava şartlarından dolayı radyo link hatlarındaki buzlanmalar da mücadele verdiğimiz durumlar arasında yer alıyor. Arkadaşlarımız bu zorlu koşullarda iklim şartlarıyla mücadele ederek gerekirse yol açıyor, gerekirse de sahalara araç ile gidilemiyorsa kar motoruyla veya yürüyerek ulaşıyorlar” diye konuştu.
Zorlu hava şartlarında ve engebeli arazilerde Turkcell ekibinin verdiği mücadeleyi anlatan Sezgin, “Ekiplerimiz ilgili bölgeye ulaştıktan sonra istasyonun bakımını yapıyor. Eğer enerji ile ilgili bir aksiyon alınması gerekiyorsa hazırda bulunan 3 bin 700 adet mobil ve sabit jeneratör parkurumuz sayesinde sahada iletişimin sürekliliğini sağlıyoruz. Jeneratörlerin yakıt ikmalini yine arkadaşlarımız düzenli olarak kontrol ediyor. İhtiyaç olması durumunda ise yaklaşık 110’un üzerindeki mobil baz istasyonumuzdan gerekli olanları ilgili bölgelere yönlendiriyoruz. Bütün bunları yaparken tek bir amacımız bulunuyor. Bu da iletişimin sürekliliğini ve kalitesini sağlamak. Hayatın evlerde ve online yaşandığı bu dönemde herkesin iletişimden hızlı ve kaliteli biçimde yararlanması için çalışıyoruz” dedi.
‘PANDEMİ DÖNEMİNDE 4.5G İLE KESİNTİSİZ VE HIZLI İLETİŞİM SAĞLADIK; HEDEFİMİZ 5G’
Mobil şebeke kalitesinin pandemi dönemindeki önemine vurgu yapan Sezgin, 5G’ye de hazır olduklarını belirterek şunları söyledi:
“Saniyede 1.4 Gbps’lik hız sunan mobil şebekemiz ile dünyanın bu alandaki en hızlı operatörlerinden birisiyiz. Üstün şebekemiz bu dönemde çoğunlukla iş dünyasında ve eğitimde kullanılan uygulamaların kesintisiz çalışmasını sağlıyor. Tabii ki şebekemizi geleceğe de hazır hale getirmek için çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Bu anlamda mevcut teknolojik altyapımız ve bulut şebeke mimarimiz ile Türkiye’nin 5G’ye en hazır operatörüyüz. Biz sadece var olan kendi alt yapılarımızı geliştirmekle yetinmiyoruz. 5G’nin yeni teknolojilerde kullanılması için standartları belirleyen 3GPP, GSMA, NGMN gibi uluslararası kuruluşların da etkin üyesiyiz. Turkcell olarak ülkemizi bu alanlarda da başarıyla temsil ediyoruz. Sahada elde ettiğimiz beceri ve bilgi birikimiyle yerli teknolojinin ülkemizde gelişmesi ve yaygınlaşması için ciddi katkı sağlıyoruz. Ayrıca bugün şebekemizde ilk yerli baz istasyonu olan ULAK’ı etkin olarak kullanıyoruz. Bu bölgede de oldukça fazla sayıda ULAK baz istasyonumuz mevcut ve şu an abonelerimize hizmet veriyor. Sadece baz istasyonu değil, yine yerli firmalarımızla birlikte geliştirdiğimiz ve dizayn ettiğimiz yerli baz istasyonu antenleri ile yerli radyo linkleri kullanarak servislerimizi kaliteli bir şekilde tüm abonelerimize ulaştırıyoruz.”
‘GÜÇLÜ FİBER AĞLARIMIZ TÜM TÜRKİYE’Yİ SARDI’
Turkcell’in sunduğu mobil hizmetleri ayrıntılı şekilde anlatan Sezgin, fiber alt yapıya da vurgu yaparak, “Fiber ağlarımız tüm Türkiye’ye yayılmış durumda. Turkcell’in ülke genelinde 50 bin kilometrenin üzerinde fiber ağı bulunuyor. Bu güçlü fiber alt yapımızla da hizmet kalitemizi artırıyoruz. Bugün sadece baz istasyonlarına değil, evlere de fiber altyapımız üzerinden saniyede 10 Gbps’lik hızlarla internet hizmeti sunuyoruz. Yani bu anlamda Avrupa’nın en yüksek hızını abonelerimize taşıyoruz. Bahsettiğim hız kalitesini Türkiye’de ilk kullanan ve abonelerine sunan operatörüz. Fiber alt yapının olmadığı noktalarda ise yine çok güçlü olan 4.5G mobil altyapımızı kullanarak, mobil şebekeler üzerinden fiber hızında sabit ev interneti servisimizi Superbox adıyla abonelerimizle buluşturuyoruz. Superbox, özellikle pandemi döneminde yoğun talep ve ilgi gören bir servisimiz oldu. Superbox’ın bugün 600 binin üzerinde abonesi bulunuyor” dedi.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
-Kasklı iki turkcell çalışanının kar motorlarına binişi havadan
-Personellerin kar motorları ile ilerlemesi
-Kar motorlarından birisinin devrilmesi
-Diğer personelin arkadaşına yardım için yanına gelmesi
-Yatan kar motorunu kaldırmaları
-Yolun kalan kısmında yürüyerek ilerlemelerinden detaylar
-Kepçenin arkadan gelen kamyonetin yolunu açması
-İki personelin baz istasyonunun kapısını açıp girmeleri
-Jeneratöre yakıt doldurmaları ve çalıştırmaları
-Direğe çıkmak için hazırlık yapmaları
-Bir personelin direğe tırmanmasının havadan görüntülenmesi
-Genel Müdür Yardımcısı’nın baz istasyonunu ziyareti ve personelle sohbeti
-Genel Müdür Yardımcısı’nın direkteki personele seslenmesi
-Genel Müdür Yardımcısı Gediz bey ile röp
Haber: Turgay İPEK – Kamera: Oktay POLAT ERZURUM, (DHA)
==============================