Melek İpek’ten kızlarına: Aklınıza geldiğimde elinizi kalbinize koyun, ben hep ordayım
ANTALYA’da Döşemealtı ilçesinde servis şoförlüğü yapan eşi Ramazan İpek’i, kendisini dövüp, işkence ettiği iddiasıyla elleri kelepçeli haldeyken öldüren Melek İpek (31), tutuklu bulunduğu Döşemealtı L Tipi Ceza İnfaz Kurumu’nda 2 kızına özlemini, resim çizerek gidermeye çalışıyor. İpek, “Her aklınıza geldiğimde elinizi kalbinize koyun. Çünkü ben hep ordayım. Canım kızlarım benim. Yaşama sebeplerim” diye yazdı. İpek’in davasının ikinci duruşması 2 nisanda yapılacak.
Döşemealtı ilçesinde servis şoförlüğü yapan Ramazan İpek ile eşi Melek İpek arasında 7 Ocak günü tartışma çıktı. Ramazan İpek, kıyafetlerini çıkarttığı eşini kelepçe takarak saatlerce dövdü. İşkence ve dayaktan gözleri şişen ve morluk oluşan Melek İpek halsiz kalırken, eşi Ramazan İpek kendisini ve 2 çocuğunu öldüreceğini söyleyerek sabaha karşı evden ayrıldı. Birkaç saat sonra eve dönen Ramazan İpek, karşısında elleri kelepçeli halde av tüfeğiyle bekleyen Melek İpek’i buldu. İkili arasında çıkan arbede sırasında Melek İpek, tüfekle eşini vurup öldürdü, ardından 112 Acil Çağrı Merkezi’ni arayarak durumu bildirdi. İhbar üzerine adrese gelen sağlık ekipleri, Melek İpek’i çıplak vaziyette elleri kelepçeli buldu. Kelepçeleri açılan Melek İpek’e ambulansta müdahale edildi. Gözaltına alınan Melek İpek, çıkarıldığı Sulh Ceza Hakimliği tarafından tutuklandı.
Cumhuriyet Savcısı’nın ‘haksız tahrik’ indirimi uygulanmasını istediği iddianamede genç kadının 18 yıldan 24 yıla kadar hapis istemiyle yargılanması talep edildi. Döşemealtı L Tipi Ceza İnfaz Kurumu’nda tutuklu olan Melek İpek, 15 Mart’ta ilk kez hakim karşısına çıktı. Ağlayarak savunmasını yapan ve yaşadığı işkence ve tecavüzleri anlatan Melek İpek’in tutukluluğunun devamına karar verildi.
İKİNCİ DURUŞMA 2 NİSAN’DA
Melek İpek’in tutuklu yargılandığı davanın ikinci duruşması, 2 Nisan’da Antalya 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülecek. Avukatı Ahmet Onaran’a ulaştırdığı, savunmada kullanılacak 4 sayfalık mektubunda yaşadıklarını ve cezaevi şartlarını anlatan Melek İpek, Ramazan İpek ile 2006 yılı Eylül ayında bir arkadaşı aracılığıyla tanıştığını, henüz lisede okuduğunu belirterek, “Kasım ayında yüz yüze ilk buluşmamızda beni Ekşili Göleti’ne götürdü ve bana tecavüz etti. Kimseye söyleyemedim. ‘Seninle evleneceğim. Karım olacaksın. Onun için böyle yaptım’ dedi. 2008 yılında evlendik. Namusumu temizlemiştim” diye yazdı.
‘ONUN İÇİN ÜZÜLÜYORUM’
Melek İpek mektubunda iki konuya dikkat çekti. İlk konunun kayınvalidesi Esma İpek (66) olduğunu vurgulayan genç kadın, ona çok üzüldüğünü ifade etti. Kayınvalidesi Esma İpek’i kasteden Melek İpek, duygularını, “Onun bir oğlu kazada ölmüştü. İkinci oğlunu da kaybetti. Bir anne için kayıp iki oğul. Başsağlığı diliyorum. Onun adına çok üzülüyorum” sözleriyle dile getirdi.
‘BÖYLE KURTULMAK İSTEMEDİM’
Mektupta yer verdiği ikinci konunun ise duaları olduğunu vurgulayan İpek, eşiyle evli kaldığı 12 yıllık süre içerisinde gördüğü şiddetten kurtarması için Allah’a sürekli dua ettiğini kaydetti. Melek İpek, “Her gün dua ediyordum. Eşimden ve gördüğüm şiddetten beni kurtarması için. Fakat böyle kurtarmasını istememiştim” diye yazdı.
CEZAEVİNDE RESİM ÇİZİYOR
Döşemealtı L Tipi Ceza İnfaz Kurumu’nda tutuklu olan ve cuma günü yapılacak ikinci duruşmayı bekleyen Melek İpek, kızları C.D.İ. (9) ve İ.N.İ.’ye (7) özlemini, onlara resim çizerek geçirmeye çalışıyor. Bir taraftan üniversite sınavına hazırlanıp tıp fakültesini kazanmayı hedefleyen Melek İpek, karakalem çalışmasıyla kızlarına kalp, gül ve mektup getiren kuş gibi resimler çizdi. Büyük bir kalp içerisine ‘Her zaman kalbinizdeyim’ yazan İpek’in resminde “Her aklınıza geldiğimde elinizi kalbinize koyun. Çünkü hep ben ordayım. Canım kızlarım benim” ifadeleri yer aldı. Ağzında mektup getiren uçan bir kuş resmi çizen İpek, “Yaşama sebeplerim. Sizi çooook seviyorum” yazıp, resmin yan kısmına ise büyük bir gül çizdi. İpek, son çizdiği resimde ise iki kuş, gül ve büyük bir kalp içerisine kızlarının ve kendi ismini yazdı.
KIZLARINA BOYAMA ÖDEVİ
Melek İpek, büyük kızı C.D.İ. için müstakil çitleri olan iki katlı bir ev boyama resmi gönderdi. Melek İpek, C.D.İ.’ye yazdığı mektupta, “Anneciğim baraja böyle bir ev yaptıralım mı? Bence yaptıralım. Sen, ben ve İ. neler yaparız bahçesinde. Tavşanlarımız bahçede ot yer. Bence bu evin boyamasını sen yap. Tekrar bana geri gönder bakayım. Seni çoooook seviyorum..” ifadeleri yer aldı. Küçük kızı İ.N.İ.’ye de baykuş boyaması gönderen Melek İpek, ona, “Aşkım bu bizim kuşumuz olsun. Bunu sen boya ve bana geri gönder. Ben buradan çıkınca kocaman bir kafeste papağan alalım. Konuşmayı öğretelim ona. İ. demeyi öğretelim. C. demeyi öğretelim. Melek demeyi öğretelim. Bu kuşu da kendin boya ama kendin boya, ablana boyatma. Bana geri gönderin sonra. Seni çoooook seviyorum” yazılarının yer aldığı mektubu gönderdi.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
————–
(arşiv)
– Olayın yaşandığı ev ve ağlayanlar
– Penceredeki kurşun deliği
– Jandam ekipleri inceleme yaparken
– Melek İpek’in jandarma aracında
– Ağlayanlardan ve cenaze aracı giderken
– Melek İpek’in götürülürken
– Çocuklarından kısa görüntü
– Öldürülen Ramazan İpek
– Detay
– Adliye dış plan
****
– Melek İpek’in yazdığı mektup
– Melek İpek’in çizdiği kara kalem resimler
HABER-KAMERA: Aslı DURAN/ANTALYA, (DHA)-
=======================
Antalya’nın su kaynaklarından Kırkgözler’de korkutan kirlilik
Antalya’nın doğal su kaynaklarından Kırkgözler’deki sualtı temizliğinde, halı, masa, ayakkabı, av fişeği, inşaat atıkları, traktör lastiği ve yüzlerce şişe çıktı. Akdeniz Üniversitesi (AÜ) Su Ürünleri Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Gökoğlu, “Burası dünyanın en güzel yeri ancak insanlarını acımasız bir şekilde kullandığını görüyoruz” dedi.
Muratpaşa Belediyesi’nin, aynı zamanda Avrupa’nın en büyük sivil toplum kuruluşları yerleşkesi olan Abdullah Sevimçok Sivil Toplum ve İnovasyon Merkezleri (ASSİM) çatısı altında kurulan Çevre Komitesi, Antalya’nın doğal su kaynaklarından Kırkgözler’i tehdit eden kirliliğe dikkat çekmek için bölgede sualtı ve çevre temizliği yaptı. Aralarında AKUT’un da bulunduğu sivil toplum kuruluşlarının katılımıyla gerçekleşen etkinlikte, liderliğini AÜ Su Ürünleri Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Gökoğlu’nun yaptığı AÜ Sualtı Topluluğu da yer aldı.
‘Suyumuza sahip çıkıyoruz’ sloganıyla düzenlenen etkinlik için sabah saatlerinde doğaseverler, çevreciler ve dalgıçlar bölgede buluştu. Hazırlıkların tamamlanmasının ardından dalgıçlar Kırkgözler’e dalarken doğaseverler de çevrede temizlik çalışmasına başladı. Su kaynağını korumak için girişlerin yasak olmasına rağmen bölgedeki kirlilik dikkat çekti. Doğaseverler, etrafa saçılmış ambalaj atıklarını, şişeleri tek tek topladı. Temizlik sırasında dev bir traktör lastiği de su kenarından çıkarıldı.
AKUT Antalya İnsan Kaynakları Bölüm Sorumlusu Yağmur Bozkurt, çok kısa bir sürede ciddi oranda çöp topladıklarını belirtti. Bozkurt, “Bu kirliliğin önüne ancak bilinçli olarak geçebileceğimizi düşünüyorum. Herkes bulmak isteği gibi bırakırsa böyle bir sorun oluşmayacak. Bilinçli toplum böyle bir kirliliğe neden olmaz. Doğanın ne kadar değerli olduğunu bilirsek böyle bir sorunla karşılaşmayız” diye konuştu.
Dışarda temizlik devam ederken AÜ Sualtı Topluluğu da 1 saate yaklaşan dalış gerçekleştirdi. Antalya’nın önemli doğal su kaynaklarından Kırkgözler’de suyun altındaki kirlilik ise tüyler ürpertti. Halıdan masaya, ayakkabıdan av fişeğine, inşaat atıklarından sayılamayacak kadar cam ve plastik şişe suyun altını kaplarken, dalgıçlar ulaşabildiklerini tek tek topladı. Dalış, sualtı kameralarıyla kayda alınırken o kirlilik içinde yaşamaya çalışan bir sualtı kaplumbağasının kendini korumak için kabuğa çekilmeye çalışması günün sürprizi oldu.
Dalışın ardından Prof. Dr. Gökoğlu, Kırkgözler’in dünyanın en güzel yerlerinden biri olduğunu belirterek, “Ancak insanların acımasız bir şekilde kullandığını görüyoruz. Her türlü çöp var. Aklınıza ne geliyorsa. Masa, pet şişe, içki şişeleri, ayakkabı, çocuk bezi. Çok geniş kapsamlı bir temizlik yapılması lazım” diye konuştu.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
————–
– Kırkgözler’den genel görüntü
– Dalgıçların su altına dalarken görüntü
– Çevrecilerin Kırkgözler çevresinde temizlik yaparken
– RÖP: AKUT yetkilisi Yağmur Bozkurt ile röportaj
– Sualtı kamerasıyla çekilen görüntüler
– Dalgıçların su altında pislikleri çuvala koyarken
– Kaplumbağadan
– Fişek ve şişelerden
– RÖP: Prof.Dr. Mehmet Gökoğlu ile röportaj
– Detaylar
HABER-KAMERA:ANTALYA,(DHA)
=============================
Sürücüsünün kontrolünden çıkan otomobil, park halindeki araca sonra da çeyiz mağazasının vitrinine çarptı
ANTALYA’nın Manavgat ilçesinde sürücüsünün kontrolünden çıkan otomobil, önce yol kenarında park halindeki otomobile ardından da çeyiz mağazasının vitrinine çarptı.Kazada araçlarda maddi hasar meydana gelirken, otomobildeki 2 kişi hafif şekilde yaralandı.
Kaza, dün saat 23.00 sıralarında Yukarı Hisar Mahallesi Hastane Caddesi’nde meydana geldi. Manavgat Devlet Hastanesi’nden Vergi Dairesi istikametine seyir halinde Ahmet Özen idaresindeki 35 ANG 980 plakalı otomobil, sürücüsünün direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu yol kenarında park halinde olan 07 JU 933 plakalı otomobile arkadan çarptı. Hızını alamayan otomobil ardından kaldırıma çıkarak çeyiz mağazasının vitrinine çarptıktan sonra durabildi. Çarpmanın şiddetiyle 07 JU 933 plakalı otomobil de 07 AFC 293 plakalı hafif ticari araca vurdu. Kazada otomobiller ve çeyiz mağazasında maddi hasar meydana geldi.
Kazada yaralanan otomobilin sürücüsü Ahmet Özen ve henüz kimliği belirlenemeyen arkadaşı kendi imkanları ile otomobilden çıktı. Haber verilmesi üzerine olay yerine sağlık ve polis ekipleri sevk edildi. Otomobil sürücüsü Ahmet Özen ve arkadaşı sağlık ekiplerinin ilk müdahalesinin ardından Manavgat Devlet Hastanesi’ne götürüldü. Yaralılar, ambulansta tedavi edilirken cep telefonlarını arabada unuttukları gerekçesiyle otomobilin yanına döndü. Yaralılar bu arada aracın yanında bekleyen iki kişiyle de tartıştı.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
—————
– Olay yerinden görüntü (Cep telefonu)
– Ahmet Özen ve arkadaşının otomobilde telefon araması
– Ambulansın ayrılması
– Kaza yerinden görüntüler
HABER-KAMERA: Ömer KARÇA/MANAVGAT (Antalya), (DHA)
============================
Sızma zeytinyağlarında toksin riski
ÇUKUROVA Üniversitesi (ÇÜ) Ziraat Fakültesi Gıda Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Işıl Var, rafinasyon işlemi görmeden ‘hakiki zeytinyağı’ diye piyasaya sürülen sızma zeytinyağlarını laboratuvarda toksin açısından inceledi. Araştırmada sızma zeytinyağlarında küflerin ürettiği Okratoksin A (OTA) tespit ettiklerini belirten Prof. Dr. Var, ‘Balkan Endemik Nefropatisi’ diye adlandırılan hastalığa sebep olan bu toksinin Uluslararası Kanser Araştırma Merkezi tarafından ‘muhtemel karsinojen’ olarak sınıflandırıldığını vurguladı.
ÇÜ Ziraat Fakültesi Gıda Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Işıl Var, herhangi bir rafinasyon işlemi görmeden ham maddenin preslenmesiyle üretilen ve ‘hakiki zeytinyağı’ diye piyasaya sürülen sızma zeytinyağlarını laboratuvar ortamında toksin açısından inceledi. Sızma zeytinyağlarının daha sağlıklı, kaliteli ve hakiki zeytinyağı denilerek tüketiciye tavsiye edilmesiyle bu ürünü araştırma ihtiyacı duyduğunu belirten Prof. Dr. Işıl Var, şöyle konuştu:
“Eğer elde edilen bu sızma zeytinyağı bir rafinasyon işlemi geçirmiyorsa, bunun problemli olduğunu gördük. Küflü bir ham madde kullandıysanız, bazı merdiven altı ve bilinçsiz üreticilere ait işletmelerde ‘nasıl olsa yağa işlenecek, yağda hiçbir şey kalmıyor’ mantığıyla ne kadar küflü, çürümüş, ezilmiş zeytin varsa ondan yağ elde ediliyorsa, ham maddenizde daha önceden küflerin ürettiği bir toksin varsa, bir de pres yöntemiyle yağ elde ediyorsanız biraz azalmayla da olsa yağınıza bu toksin geçmiş oluyor. Ayçiçeği, mısır özü gibi yağlara çoğunlukla rafinasyon işlemi uygulanıyor ve bu işlemle toksinin büyük bir kısmı azalabiliyor. Ama zeytinyağı daha çok sızma zeytinyağı olarak kullanıldığı için Okratoksin A’nın varlığı bu yağlarda maalesef bulunabiliyor.”
ÖZELLİKLE BÖBREKLERE ZARAR VERİYOR
Bu toksinin özellikle böbreklere zarar verdiğini ifade eden Prof. Dr. Var, “Okratoksin A toksini daha çok böbreklere harabiyet veriyor. Bu sadece zeytinde, zeytinyağlarında yok. Aynı zamanda buğday, yulaf, mısır, arpa, çavdar gibi tahıllarda, kahve, kakao, kırmızı biber, kuru ve yaş üzüm fındık, et ve bazı içeceklerde rastlanılıyor. Dolayısıyla çok fazla tüketildiğinde mesela Balkanlar’da hem zeytinyağı açısından hem üzüm tüketimi açısından hem de üzümden yapılan üzüm suyu ve şarap tüketimi fazla olduğu için Nefropati daha çok görülmektedir. O nedenle OTA, Balkan nefropatisinin bir numaralı etkeni olarak gösteriliyor. Akut bir zehirlenme olmadığı için insanlar farkında değil ama bu ürünleri fazla tükettiğimiz zaman bir de başka sağlık problemleriniz varsa, o zaman sağlığınız daha hızlı bozulmaya başlıyor. Aynı zamanda bu toksin birinci derece kanser yapıcı olmayan anlamına gelen ‘muhtemel karsinojen’ olarak sınıflandırılıyor” diye konuştu.
TOKSİNLİ KÜSPE HAYVANLARA VERİLMESİN
Tüketici ve üreticilere de önerilerde bulunan Prof. Dr. Işıl Var, “Mümkünse ham maddesi temiz olduğundan emin oldukları, güvenilir yerlerden bu ürünleri alsınlar. Denetimi yapılan, otokontrolünü yapan firmaların ürünlerini tüketsinler. İlle de sızma zeytinyağı diye ısrarcı olmasınlar. Rafine edilmiş zeytinyağlarındaki bu problem biraz daha azaltılmış oluyor. Kaliteli bir ham maddeniz varsa iyi ve kaliteli ürünler tüketiciye sunulacaktır. Yaptığımız çalışmalarda toksine hem yağda hem küspede baktık. Bazı yöntemlerle toksin geçişini yağda minimize ettik ama küspeye geçiş çok yüksek oldu. O nedenle bu tür ürünler hayvanlara bile verilmesin. O toksinli küspeyi hayvana yedirdiğinizde bu sefer hayvanın etine, sütüne ve yumurtasına geçiyor. Siz onları tükettiğinizde indirekt olarak bunları yine vücudunuza almış oluyorsunuz” dedi.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
————————–
– Prof. Dr. Işıl Var ile laboratuvarda röp.
– Zeytinyağı yapımından arşiv görüntüler
– Zeytin detayı
Haber:Gülşah ÖZGEN-Kamera: ADANA,(DHA)
=======================
Şanlıurfa’da kaza: 1’i öğretim görevlisi, 6 yaralı
ŞANLIURFA’da, kontrolden çıkan otomobilin karşı şeride geçerek başka bir otomobille çarpışması sonucu, aralarında Harran Üniversitesi öğretim görevlisi Prof. Dr. Ramazan Sağlam’ın da bulunduğu 6 kişi yaralandı.
Kaza, sabah saatlerinde Şanlıurfa-Mardin karayolunun 15’inci kilometresinde meydana geldi. Görev yaptığı Harran Üniversitesi’ne gitmek için yola çıkan öğretim görevlisi Prof. Dr. Ramazan Sağlam, yönetimindeki 63 AAR 819 plakalı otomobilin direksiyon kontrolünü yitirdi. Otomobil, karşı şeride geçerek Cihan Canpolat yönetimindeki 63 RC 192 plakalı otomobille çarpıştı. Kazada otomobillerde bulunan 6 kişi yaralandı.
İhbar üzerine kaza yerine polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Yaralılar, gelen ambulanslarla hastanelere kaldırıldı. Tedaviye alınan yaralılardan 2’sinin sağlık durumunun ciddiyetini koruduğu öğrenildi.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
—————————————-
– Kazaya karışan araçlar
– Kaza yerinde çalışma yapan ekipler
– Acil servise getirilen yaralılar
– Genel ve detay görüntüler
Haber:Ali LEYLAK-Kamera:Ömer ŞULUL -ŞANLIURFA – DHA)