Özden ATİK/İSTANBUL,(DHA)-AGOS Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink’in öldürülmesine ilişkin, Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) elebaşı Fetullah Gülen, eski savcı Zekeriya Öz, gazeteciler, jandarma ve eski emniyet görevlilerinin de aralarında bulunduğu 6’sı tutuklu 76 sanığın yargılandığı davada, savunmasını yapan eski emniyet müdürü Ramazan Akyürek mevzuat gereği görevini yaptığını öne sürerek suçlamaları reddetti.
İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada, tutuksuz sanık eski Trabzon İl Jandarma Alay Komutanı Ali Öz katıldı. Bazı sanıklar ise Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi(SEGBİS) ile duruşmaya katıldı. Dink ailesi avukatlarıyla ve sanık avukatları da duruşma salonunda hazır bulundu.
Duruşmada tutuklu sanıklar Muharrem Demirkale ve Ramazan Akyürek, esas hakkındaki mütalaaya karşı savunma yaptı. Tutuklu bulunduğu cezaevinden SEGBİS aracılığıyla duruşmaya katılan dönemin İstanbul Jandarma İstihbarat görevlisi Muharrem Demirkale savunmasını CD ortamında hazırladığı sunumla yaptı. Demirkale, Rakel Dink’in ve ailesinin acılarını paylaştığını ifade etti. Demirkale, Dink’in öldürülme anında olay yerinde olduğu iddiasını reddederek HTS kayıtlarının da bunu gösterdiğini ve hiçbir personelinin de olay yerinde bulunmadığını ifade etti. Demirkale, “Mütalaada ne denirse densin hiçbir suç isnadı doğru değil. 30 yıl bu devlet için çalıştım. Suçsuzum” dedi.
AKYÜREK: “MEVZUAT ÇERÇEVESİNDE GÖREVİMİ YAPTIM”
Dönemin Trabzon Emniyet Müdürü ve sonrasında İstihbarat Daire Başkanı olan Ramazan Akyürek ise savunmasında, “Mevzuat çerçevesinde görevimi yaptım. Tutukluluğum Şubat 2015’ten beri sürüyor. Çok açık haksızlığa uğradım. Başbakanlık teftiş raporunda tarafıma herhangi bir suç isnadı yapılmamıştır. Tüm istihbari yazı ve raporları aynı gün imzaladım ve tamamı resmi yazı olarak gönderildi. Trabzon’da görevliyken operasyon yapılmasını istemem istihbarat mevzuatına aykırı olurdu. Trabzon’dan bilginin gönderilmesiyle cinayet tarihi arasında 11 ay var. Son 2,5 ayda istihbari bilginin yardımcı eleman kaynaklı olması nedeniyle titiz çalışmalar yapılmış, İstanbul’a resmi yazıyla gönderilmiştir. Trabzon’dan İstihbarat Daire Başkanlığına atandığım 8 aylık dönemde, bu konu hiç gündeme gelmemiştir. Bana herhangi bir bilgi intikal etmemiştir. Cinayet tarihine kadar cinayetle ilgili bilgileri paylaşmasam paylaşılmasına da engel olsam, sahte rapor tanzim ettirip personeli yalan söylemeye zorlasam, baskı yapsam gizlesem, oysa ben hiç böyle yapmadığım gibi aksine bir görüntü çizdim” diye konuştu. Akyürek, “Hrant Dink’e eylem olacağı bilgisi istihbarat daireye bildirildikten 3 ay sonra daire başkanı oldum. Konuyla ilgili bana gelen herhangi yazılı veya sözlü bilgi olmamıştır. Daire başkanı olarak görev yaptığım dönemde ‘operasyon yaptırmadı’ gibi suçlamalar yersiz ve dayanıksızdır” dedi. Dink’in “Türklüğe hakaret” davası öncesinde ve sonrasında yaşanan tehdit olaylarına da değinen sanık Ramazan Akyürek, “Tüm bunlar Hrant Dink’in yaşadığı İstanbul’da olmuştur. İstanbul Emniyeti’nin Hrant Dink konusunu koruma komisyonuna intikal ettirmesi gerekirdi. Çünkü Dink’e yönelik böyle bir ortam vardı. Dink’e eylem olacağı uyarısı yapılıyor, cinayetten 3 ay önce Ermeni vatandaşlara karşı olabilecek saldırılara karşı benim imzam ile 81 ile uyarı yazısı tamim gönderiliyor” dedi.
Dönemin İstihbarat C Şube Müdürü Ali Fuat Yılmazer’in savunmasının alınması için duruşma 3 Şubat çarşamba gününe ertelendi.