METOĞLU: O PİŞKİN SAVUNMASINDAN SONRA TEKRAR NEFRET ETTİM
Samsun’da, sokak ortasında 5 yaşındaki kızlarının gözü önünde, eski eşi İbrahim Zarap tarafından şiddet gören Emriye Metoğlu, davanın ilk duruşmasının ardından konuştu. Emriye Metoğlu, “Buraya dimdik ve güvenerek geldim. Ben yeni yeni toparlamaya başladım, çocuğum da tedavi altında. Çocuğum, babasının adını bile anmıyor, bahsetmiyor. Kadın platformlarına da çok teşekkür ediyorum, hep yanımda oldular. O pişkin savunmalarını gördükten sonra bir kez daha nefret ettim” dedi.
AVUKAT BERBER: AKLA MANTIĞA UYMAYAN BEYANLARDA BULUNDU
İlk celsenin tamamlandığını ve tanıkların dinlediğini ifade eden Avukat Elif Büşra Berber de “Sanığın savunması alındı. Savcı, iddianameden tüm maddeleri sevk etti. Yani ‘kasten adam öldürmeye teşebbüs’ten yargılanacak. Biz de bu yönde karar istiyorduk. Sanık, kasten adam öldürmeye teşebbüs etti, aslında müvekkilimizin öldüğünü sanarak bıraktığını, yoksa ölmediğini anladığında bu eylemi tamamlayacağını düşünüyoruz. Mahkeme heyeti tutukluluğun devamına karar verdi. Bize umut olan şey mahkeme heyetinin de bizim gördüklerimizi görmesi ve acımıza ortak olmasıydı. Sanık Türk Ceza Kanunu’nda olan tüm indirim hallerinden yararlanmak için akla mantığa uymayan iftiralarda, beyanlarda bulundu. Sanığın avukatı kendi müvekkilinin asabi kişilik olduğunu itiraf etti. Biz bu beyanın hükme esas alınması için uğraşacağız. Sanığın kendini aldatıldığını öğrendiğini, bu yüzden müvekkilimize saldırdığını, müvekkilimizin aslında başka suçlara bulaştığını söyledi yani iftira attı kendisine. ‘Ben evliyken aldatıldım sadece olaydan 1 hafta önce öğrendim’ diyor. Sadakat hükmü boşandıktan sonra sona erer” diye konuştu.
AVUKAT İSLAM: MEMLEKETE HİÇBİR KADIN, ÇOCUK YALNIZ YÜRÜMEYECEK
İddianamedeki tüm sevk maddelerinin savcının mütalaasına yansıdığını belirten Avukat İslam Gezer ise şunları söyledi:
“Sanığın ve müdaafinin hiçbir savunmasının akla ve mantığa uyan tarafı yoktur. ‘Çocuğumu göstermeyeceğim’ dediği için tahrik olduğunu ve kendini kaybederek gerçekleştirdiğini ifade etti. Düşünülmesi gereken nokta şudur; çocuğunu görememe gibi acısı varsa icra dairelerine başvurup çocuk icrası başlatabilir. Veyahut Aile Mahkemesi’ne başvurabilir, velayetin değiştirilmesini talep edebilir. Ancak sanık, kendi çocuğunu üç ayda bir görüyor ve sonrasında görmüyor. Müvekkilim de bu yönde beyanlarda bulunmuştur. Hiçbir sebep, bu eylemi haklı gösteremez. Tanık beyanı şudur; kadının kafasını alarak defalarca yere çarptı. Bu eylem kasten adam öldürme eylemi değil de nedir? Tüm tanıklar aynı şekilde beyan etmiştir. ‘Biz olay yerine gittiğimizde kadını öldü sandık, o yüzden ambulans çağırdık, sanığı yakalamaya çalıştık’ diyor. Mutluyuz önümüzdeki celse karar duruşması olacak. Memlekete hiçbir kadın, çocuk yalnız yürümeyecek. Sanığın savunmaları senaryo üzerine kuruludur. Her cümlesi senaryo ve iftira üzerinedir. Boşanmış eşler arasında sadakat hükmü kalkar. Sanık iftiradan öteye geçemeyen beyanlarda bulunmuştur. Dolayısıyla biz, hiçbir indirim almadan doğrudan sevk maddelerinin uygulanmasını talep ediyoruz. Ortada tutarlı savunma olmadığı için indirim de beklemiyoruz.”
FOTOĞRAFLI