İSTANBUL, (DHA)- İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi (İZÜ) bünyesinde faaliyet gösteren İslam ve Küresel İlişkiler Merkezi (CIGA), 2. Uluslararası Filistin Konferansını bu yıl online olarak düzenledi. Konferansta konuşan İstanbul Sabahattin Üniversitesi (İZÜ) Rektörü Prof. Dr. Mehmet Bulut, “Gazze’de 1.7 milyon insan hayat memat meselesi veriyor. Gazzeliler ateşkese rağmen güvende değil” dedi.
İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi bünyesindeki İslam ve Küresel ilişkiler Merkezi, Kültür ve Turizm Bakanlığı, İrfandan Medeniyete Derneği-Kudüs Platformu, Exeter Üniversitesi Arap ve İslam Araştırmaları Enstitüsü, Denver Üniversitesi Ortadoğu Araştırmaları Merkezi, Kudüs ve Filistin İçin Küresel Koalisyon Johannesburg’daki AfroOrta Doğu Merkezi iş birliğiyle 2. Uluslararası Filistin Konferansı’na ev sahipliği yaptı. Konferans, 20’den fazla ülkeden 60’tan fazla bilim insanı, araştırmacı ve aktivisti ağırladı. Konferansın moderatörlüğünü üstlenen CIGA Direktörü Prof. Dr. Sami Al-Arian, “Filistin’de ırk ayrımcılığına meydan okumak üzerine bu konferansı düzenliyoruz” dedi.
“FİLİSTİN TOPRAKLARININ YARIDAN FAZLA ADALETSİZ KANUNLARLA YÖNETİLİYOR”
Prof. Dr. Sami Al-Arian yaptığı açılış konuşmasında, “4 yıldan kısa sürede pek çok farklı ismi ağırladık. 19. yy’da siyonist hareketin başlamasından bu yana İsrail Filistin çatışması devam ediyor. Batı Şeria’da kontrol altına alınan topraklardan sonra Filistinliler bu topraklardan mahrum edildi, kutsal mabetler ele geçirildi, şimdi Filistin topraklarının yarıdan fazla adaletsiz kanunlarla yönetiliyor. Ülkede sadece Yahudilere yönelik yerleşimler kuruluyor, binlerce Filistinli mağdur konumuna düşüyor. Bu tür stratejiler İsrail tarafından yıllardır kullanılıyor. Bu konferans, Filistin’deki ayrıma meydan okumak ve vizyon oluşturmak üzerine hazırlandı. Irkçı sistemin bu yapılandırılmış ayrımcılığın pek çok boyutu 4 kıtadan pek çok konuşmacı, öğrenci, akademisyenler tarafından ele alınacak” ifadelerini kullandı.
“GAZZELİLER ATEŞKESE RAĞMEN GÜVENDE DEĞİL”
İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi (İZÜ) Rektörü Prof. Dr. Mehmet Bulut ise İZÜ’nün bu mesele üzerine düzenlediği çeşitli konferanslar olduğunu belirterek konuşmasında şunları söyledi:
“Konferansımızın teması İsrail apartheid rejimine meydan okumak ve bir vizyon oluşturmak. Geçtiğimiz ay dünya İsrail’in ırk ayrımcılığını izledi. Doğu Kudüs’ün Şeyh Cerrah Mahallesi’nde Filistinliler zorla evlerinden tahliye ediliyor, Kudüs’te mübarek Ramazan ayında bile ciddi fiziksel saldırılar gerçekleştiriliyor. Gazze’de 1.7 milyon insan hayat memat meselesi veriyor. Gazzeliler ateşkese rağmen güvende değil, 14 yıldır kuşatmadalar ve alt yapıları çökmüş durumda. Tamamen distopik bir manzara ve kuşatıcıları hayatlarını ele geçirmiş. 2020 yılına kadar Gazze İsrail tarafından yaşanmaz hal alacak denmişti ancak 2021 yılındayız ve Gazze bu tabloyu geçti. Pek çok açıdan diplomatik ve siyasi arenada mücadele devam ediyor. Uluslararası olarak davaya destek çok olsa da Filistin özgürlüğe ulaşmış değil. Demokratik olmayan rejim meşrulaştırılıyor, İsrail hala müttefik arayışında. Dünya bunlara seyirci kaldı. Ailelerin tamamı yok edildi, kadınlar, çocuklar öldü, binalar bombalandı. İsrail Filistin halkını cezalandırma yoluna gitti.”
Amerika’nın ABD başkonsolosluğunu Kudüs’e taşımasına dikkat çeken Prof. Dr. Mehmet Bulut, “Sözde barış savunucuları harekete geçmedi. Trump yönetimi Filistin’e destek verecek güya birkaç program imzaladı ama ABD’nin başkonsolosluğu Tel Aviv’den Kudüs’e taşındı. Bu son derece aşikâr uluslararası hukuk ihlali, ABD Başkonsolosluğu hala Kudüs’te. ABD modern zamanların en uzun süren asgari operasyonuna destek veriyor. Biz akademisyenler olarak ‘Filistinlilere bir alan açalım’ diyoruz. Filistinliler kendilerini batıda ifade edemiyor. İZÜ böyle bir baskı mekanı olmayacak, konferansı düzenlediğimiz için gururluyuz” değerlendirmesinde bulundu.
“İLİM YAYMA VAKFI FİLİSTİNLİ KARDEŞLERİMİZİ DESTEKLEYEN HER ETKİNLİĞE KATKI SUNACAK”
İslam dünyasının Filistin’in özgürlüğünü desteklediğini belirten İlim Yayma Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Necmeddin Bilal Erdoğan ise “İlim Yayma Vakfı 1973’te, İlim Yayma Cemiyeti ise 1951’de kuruldu. Yani 70 yıllık kökenimiz var, 170 yerde konumlanmış durumdayız. Lise ve üniversite öğrencileri için 160 yurdumuz var. Türkiye’deki en köklü eğitim kuruluşlarından biriyiz. Her yıl bin 700 öğrenciye burs veriyoruz ve bir kısmı çok başarılı öğrenciler. Türkiye’de yapılan akademik çalışmaları ödüllendiriyoruz. Her yıl çalışmaları desteklemek adına ödül veriyoruz. Bugünkü mesele çok önemli ve İsrail’deki ırk ayrımcılığı. Bu dönemde şunu anladık. 1967’den önce ve sonraki işgal bir fark göstermiyor. İsrail toprağı olan yerlerde bile bu değişmiyor. 1948’ten sonra İsrail rejiminde yaşayan insanlar protesto için sokağa döküldü. Müslüman ve İslam dünyası Filistin’in özgürlüğünü hala destekliyor. Bundan sonra neler yapılmalı? Daha yenilikçi yollar aramalıyız. İlim Yayma Vakfı Filistinli kardeşlerimizi destekleyen her etkinliğe katkı sunacak. Koronavirüs öncesinde Kudüs’ü görmeleri için öğrencilerimize seyahatler düzenledik. Kısıtlamalar sonrası da öğrencilerimizle Kudüs’ü ziyarete göndereceğiz. Bu Türk STK’larının da desteklemeleri gereken bir durum. Ümit ediyorum bu mesajı yaymaya devam ederiz” ifadelerini kullandı.
Filistin’deki İslam-Hristiyan Konseyi Üyesi din adamı Manuel Musallam, “Kendi topraklarımda barış olmasını istiyorum. Benim halkım uzun zamandır barış görmedi ve zulme uğradı. Arap dilinden Kuran-ı Kerim tilaveti istemediler. Beni bu vahşi zulümden kurtarmak isteyen herkese terörist adı veriliyor. Bize sadece baskı, zulüm, hapis getiriyorlar. Ancak direnmeliyiz, çünkü Allah doğrularla birliktedir. Eğer siz minarelerden yükselen sese saygı duymazsanız Kudüs’te benzer sonla karşılaşacaksınız. Biz mücadeleye ve direnmeye devam etmeliyiz. Dualarımızla mücadele etmeye devam etmeliyiz. Bunun sebebi savaş istememiz değil, direnmeliyiz ki İsrail savaşını devam ettirememeli” dedi.
“İŞGALİ YÜREKTEN KINIYORUZ”
Mescid-i Aksa İmamı ve Kudüs İslam Yüksek Konseyi Başkanı Şeyh Ekrima Sabri ise bu tür araştırma merkezlerine ihtiyaç duyduklarını anlatarak, “Bu geçmişimizi belgelemek adına çok önemli. Bütün olayları kayıt altına alabilmeliyiz. Kudüs cennete açılan kapıdır pek çok nebi Mescid-i Aksa’ya peygamberimizin arkasında namaz kılmak için gelmiştir. Dualar, namaz İslam’ın 5 şartından biri olarak burada belirlenmiştir. Biz işgali yürekten kınıyoruz. Peygamberimiz her türlü iftiradan münezzehtir, çünkü kendi adı yüceltilmiştir. Filistin Mescid-i Aksa ve Kudüs davasının önemli bir temsili. Bizim kitabımız Filistin ve Mescid-i Aksa arasında ayrım yapmıyor” diye konuştu.
“O TOPRAKLARDA NE OLURSA OLSUN DİYEMEZDİK”
Filistin’de yaşananların adını dahi koyamıyoruz diyen İrfandan Medeniyete Derneği-Kudüs Platformu Başkanı Belkis İbrahimhakkıoğlu ise “‘O topraklarda ne olursa olsun’ diyemezdik. Tüm bu toplantılar bunun bir göstergesi. Filistin’de yaşananların adını dahi koyamıyoruz. Bu haksız hikayede iki ordu yok. Bir ordu ve müdahalelerine karşı koymaya çalışan çoluk, çocuk, kadın ve erkekler var. Bütün bu yapılanları sadece haksız bir işgal ve hukuksuz bir harpten başka bu kalabalığa büyük bir saygısızlık yapılıyor. Bu mesele öyle tuhaf yasak ve uygulamalar ile yürütülüyor ki bunun adını bilen yok. İsrail kendine yeni köleler istemektedir. Biz BM adında bir kuruluş olduğunu biliyoruz ancak varlığına şahit olmuş değiliz. Bugüne kadar alınan kararların birçoğu hayata geçirilmedi. Bu kişiler atlarından kalma Özyurtlarında devamlı huzursuzluk yaşıyorlar. Filistinli çocuklar yıllardır eğitime devam edemiyor” ifadelerini kullandı.