İZMİR, (DHA) – İzmirli araştırmacı gazeteci Sinan Genç, İzmir’in en köklü spor kulüplerinden Süper Lig’deki Göztepe’nin tarihiyle ilgili bilinmeyen belgelere ulaştı. Genç, 14 Haziran 1925’te kurulduğu kabul edilen sarı-kırmızılıların bilinenin aksine Altay’dan kopanların kurduğu bir kulüp olmadığını, kuruluş çalışmalarının daha önce başladığını ortaya çıkardı. Sinan Genç, Türk futbolunun, “Efsane” lakaplı, müzesinde 1 Türkiye Ligi, 2 Türkiye Kupası, birer tane de Cumhurbaşkanlığı ve Federasyon Kupası şampiyonluğu bulunduran, Avrupa’da iki kez çeyrek ve bir kez de yarı final oynama başarısı gösteren, 1980 yılında ise Karşıyaka’yla oynadığı 80 bin kişilik maçta 2’nci Lig’de seyirci rekorunu kıran Göztepe’nin tarihi ile çarpıcı belge ve bilgilere ulaştı.
Sinan Genç, Göztepe’nin sanıldığı ve iddia edildiği gibi Altay’dan kopmadığını, o seyahat sırasında yaşanan kavganın kurulmakta olan kulübün kuruluşunu hızlandırdığını söyledi. Dönemin en önemli figürlerinden Şevket Filibeli’nin babası iş adamı Rahmi Filibeli’nin zaten Güzelyalı’ya has, yerli ve milliliği ön planda tutan bir kulüp kurmak için hazırlıklar yaptığını söyleyen Genç, “Kulüp kurma çalışmaları 1925 yılının haziran ayının ortalarında yapılan bir toplantıda şekilleniyor. O toplantıya Yusuf Ziya Selamioğlu, Mithat Efendi, Naci Elbirlik, Nüzhet Bandak ve Muammer Akar da katılıyor. 14 Haziran 1925 tarihi de buradan geliyor. 14 Haziran kulübün kuruluş değil, ateşin ilk yakıldığı gündür” diye konuştu.
“Rahmi Filibeli yerli ve milli olan hiç yabancı futbolcu oynatmayan tamamı yerli veya semtin gençlerinden oluşan bir takımın kurulması fikrini ortaya atıyor. Bu görüş benimseniyor. Nitekim 1970 yılına kadar yerli ve milli duygusu fikri korunuyor” diyen Sinan Genç, “Danimarkalı John Nielsen gelene kadar bu görüş devam ediyor. Hatta o toplantıda kulübün adının Göztepe Zaferspor, renklerinin de yeşil-beyaz olması kararlaştırılıyor. Altay’ın söz konusu Aydın seyahati ise 31 Temmuz 1925’te gerçekleşiyor. Orada çıkan anlaşmazlık sonunda Kokaryalı (Güzelyalı) oldukları için Altay’da oynatılmak istenmeyen futbolcular Altay’dan istifa ettikten sonra soluğu Rahmi Filibeli’nin yanında alıyorlar. Rahmi Bey ve arkadaşları, ‘Kulübü siz kurun bizler maddi ve manevi yanınızdayız’ diyorlar ve Göztepe’nin kuruluş çalışmaları da işte böylece başlıyor” dedi.
İLK FAHRİ BAŞKAN FİLİBELİ
“Kulübün ilk fahri başkanı ise Kazım Dirik değil Rahmi Filibeli oluyor” diyen Sinan Genç, “Kazım Dirik o dönemlerde Bitlis Valisi. 16 Mayıs 1926’da İzmir’e vali atandıktan sonra Göztepe’ye fahri başkan yapılıyor. O da bu jeste karşılık oğlu Turan Dirik’i yönetime sokuyor. Daha sonra kulübün tüm evrakları vali konağına götürülüyor ve uzun yıllar da vali konağı Göztepe’nin merkezi oluyor” ifadelerini kullandı. Genç, dönemin Osmanlıca çıkan gazetesi, Spor Alemi ve Anadolu Gazetesi’nde Altay’ın Aydın seyahati ile ilgili haberlerin olduğunu vurgulayarak, “Bu gerilimli yolculuğun ardından Altay genel kurulu 14 Ağustos’ta olağanüstü toplanıyor. Bu genel kurulda Altay’da futbol oynayan Necati, Muzaffer, Nihad, Nebil, Ferit, Vedat ve Kenan istifa ediyor. Ardından da Göztepe’nin kuruluş faaliyetlerine başlıyorlar ancak kurulması zaman alıyor” dedi.
İLK MAÇ KARŞIYAKA’YLA
Sinan Genç, Göztepe tarihinin bilinen ilk maçının Altay’la değil ezeli rakiplerinden Karşıyaka’yla oynandığını da ortaya çıkardı. “Göztepe ilk maçını Spor Alemi Gazetesi’nin düzenlediği turnuvada 16 Ekim 1925’te Karşıyaka ile (0-0), 23 Ekim’de Altınordu ile (2-2) yapıyor” diyen Sinan Genç, “Dönemin gazeteleri Spor Alemi ve Anadolu Gazetesi, Göztepe’nin bu maçlarda henüz federe (resmi) olmadığını özellikle belirtiyorlar. Göztepe bu maçlara Abidin, Ferid, Kenan, Vedat, Baha (Talat), Şadan (Nüzret), Naci, (M.Necati), Muzaffer, Nebil ve Necati 11’i ile çıkıyor. Haberin altında ise ‘Bu takıma Altay’dan bir iki evvel istifa ederek Göztepe Kulübü’nü tesis edenlerden dokuz, Altınordu’dan bir, Bayraklı’dan bir oyuncu ile teşkil ve takviye edilmiştir’ deniyor” dedi.
TARİHTEKİ İLK GOLÜ NECATİ ATTI
Göztepe’nin tarihindeki ilk golünü Altınordu’yla 23 Ekim 1925’te oynanan 2-2’lik maçta Necati’nin kaydettiğini belirten Genç, “İkinci gol ise Muzaffer Koral’dan geliyor. Göztepe’nin Altay maçı ise ayrılıktan kısa süre sonra her iki takım futbolcularının birbirlerine meydan okuması sonucunda 30 Ekim 1925’te yapılıyor. Göztepe Altay’ı Muzaffer Koral’ın golüyle 1-0 mağlup ediyor. Bu maçta da henüz federe olmayan Göztepe kuruluş çalışmalarını kasım ve aralık aylarında iyice yoğunlaştırıyor. Aralık ayının ortalarında tüm evraklarını Beden Terbiyesi aracılığıyla İzmir Dernekler Müdürlüğü’ne teslim eden Göztepe’nin 17 Aralık’ta kurulduğu ön görülüyor ama bu da hala belgelenemedi” açıklamasını yaptı.
GÖZTEPE AMBLEMİ DEĞİŞTİ
Sinan Genç, kulübün armasının şekillenmesi süreciyle ilgili ise şu bilgileri ortaya çıkardı: “Güneşten esinlenerek Göztepe’nin renklerinin sarı-kırmızı olmasında hem fikir olan kurucular, kulübün amblemi için de yakın arkadaşlarının yardımını alıyorlar. Kurucular GSK harflerinin yer aldığı amblemi benimsiyor. Kazım Dirik’in yerine vali olarak İzmir’e atanan Fazlı Güleç’in kulüpleri zorla birleştirme kararından 1.5 yıl sonra yeniden eski adına kavuşan Göztepe diğer branşlardaki sporcuların önerisiyle amblemini de değiştirmeye karar veriyor. Yelken, basketbol, voleybol, atletizm, yüzme ve bir çok branşıyla büyük başarılar elde eden Göztepe futbol kulübü değil, spor kulübü olmuştur. Bu fikir benimsenince göbeğe lokomatif olarak görülen futbol şubesini temsilen futbol topu konuldu. Amblem sol üst köşeye ise başka branşlara atıfta bulunularak kareler yerleştirilip bugünkü şeklini aldı.”
KİTABI BİTMEK ÜZERE
Sinan Genç, Göztepe’nin kuruluşundan bugüne kadar forma giyen efsane futbolcular ve oynanan unutulmaz maçların da yer aldığı, ‘Göztepe’nin Gerçek Tarihi’ adlı kitabı tamamlamak üzere olduğunu belirterek, “Göztepe Kulübü 1960 ile 1970 arasındaki efsane takımdan ibaret değildir. Ondan önceki dönemlerde forma giyen Abbas Göçmen, Fuat Göztepe, Emcet Sayar, Mehmet Öktem, Ruhi Kadaruman, Arap Alaaddin, Emin Çandarlı, Taş Kafa Semih (Hisarlıoğlu), Nezihi Özkeskin ve bunlara çok daha fazlalarını ilave edebileceğim bir çok efsane futbolcular var. Hatta 1970 sonrasındaki değerler hiç unutulmaz. Sadullah Acele’yi, Doğan Küçükduru’yu, İsmail Sütçü’yü, Ali Çağlar’ı, Adnan Esen’i, Hüsnü Akın’ı, Şahinoviç’i, Atalay Alsan’ı, Bülent Ataman’ı (Eşkıya), Ceyhun Eriş’i, Hasan Çelik’i es geçmek olmaz. Onlardan günümüzdeki Halil Akbunar’a kadar hepsinin hayat hikayelerini içeren bir kitap hazırladım. Sağ olsun Başkan Mehmet Sepil de bana destek çıktı. Hiçbir roman beni bu kadar çok etkileyemezdi. Hepsi gerçek hayat hikayeleri. Yıllardır gönüllerde saklanmış anıları dinledikçe, sandıklarda gizlenmiş fotoğrafları gördükçe kendimi alamadım. Kulüp sevgisinin, forma aşkının ne olduğunu yaşayanlardan ve yaşamayanların aile yakınlarından dinledim. Çoğu zaman karşımda ağlayan efsane futbolcuların yakınlarının sözleri beni de çok etkiledi” dedi.
DAHA ÖNCE ÇOK AZ ARAŞTIRMA YAPILDI
“Bugüne kadar benim İsyanla Başlayan Efsane Göztepe ve rahmetli Faruk Şamlı ağabeyimin Göztepe Almanak eseri dışında Göztepe tarihi ile ilgili hiç bir çalışma yapılmamıştı” diyen Sinan Genç, “Altay’ın, Karşıyaka’nın birçok kulübünde yazılmış çok güzel eserler vardı, neden Göztepe adına doyurucu bir eser olmasın diyerek yola çıktım. Hele hele Göztepe gibi tarihi ile övünen efsaneler kulübü için öncelikle yeni nesillere klavuz olması adına böyle bir işe giriştim. Kulüpleri kulüp yapan bulundukları binalar veya oynadıkları statlar değil, efsane futbolculardır teziyle yola çıkıp Göztepe’nin kuruluşundan bugüne kadar sembolleşen futbolcuların hayatlarını irdeledim, maçların perde arkasına ulaşıp, bol bol bilgi ve belgeler toparladım. Bu çalışmamda 37 yılın gazetecilik birikimi var. Yaklaşık 10 aydır gece gündüz çalışıp bir eser oluşturdum. Her biri ayrı bir roman, ayrı bir heyecan. Ben de kitabın biran önce çıkması için sabırsızlıkla çalışıyorum” ifadelerini kullandı.
“KARŞIMDA HÜNGÜR HÜNGÜR AĞLADILAR”
Sinan Genç, kitabı hazırlarken duygusal anlar da yaşadığını belirtip, “Yıllarca Göztepe muhabirliği yapmanın avantajıyla yola çıktım. Büyüklerimden çok defalar efsane futbolcuların hikayelerini dinlemiştim. Ama anlatılan kişilerin bir çoğu toprağın altındaydı ve çoğuyla ilgili tek bir satır yazı dahi yoktu. Ayrıca Göztepe kulübü sadece 1960 ile 1970 arasındaki efsane takımdan ibaret değildi. Göztepe’nin kurucuları kimdi, Halit Karabilgin, Taş kafa Semih (Hisarnlıoğlu), Nezihi, Emin Çandarlı, Arap Aladdin, Emcet Sayar, Mustafa Orçunus, Mehmet Öktem, Ruhi Sarıalp daha nice nicelerinin ailelerine ulaşıp onlarla ilgili bilgiler, belgeler, fotoğraflar aldım. İnanın o aileler o kadar çok duygulandılar ki karşımda hüngür hüngür ağlayanlar dahi oldu tüylerim diken gibi oldu. Birçok dostum da bana yardımcı oldu. Bu çalışmamda yılların emeği var. Türkiye’de her kulübün tarihi ile ilgili önemli çalışmalar yapılmış. Altay, Karşıyaka, İzmirspor ve Altınordu’nun da tarihleri var. Ben bu boşluğu bu kitapla doldurmaya çalıştım. İnşallah Göztepe’nin Gerçek Tarihi isimli kitabımı kısa süre içinde yayınlayacağım” diye konuştu.
FOTOĞRAFLI