HABEROLDUK YURT BÜLTENİ-2

haberolduk-yurt-bulteni-2-XjbHylzt.jpg

NÜFUSA ORANLA EN FAZLA VAKA GÖRÜLEN RİZE’DE BULAŞLAR ‘AİLE İÇİ’
 
SAĞLIK Bakanı Fahrettin Koca’nın paylaştığı güncel koronavirüs vaka haritasında nüfusa oranla en fazla vakanın görüldüğü Rize’de filyasyon ekipleri, vakaların yoğunlukla ‘aile içi’ bulaş kaynaklı olduğunu tespit etti. Rize Valisi Kemal Çeber “Köyler tıklım tıklım dolu. 700 bin kişinin testi yapıldığında ve bunlar pozitif çıktığında Rize’ye yazılıyor” dedi.
Sağlık Bakanı Koca, sosyal medya hesabından, 28 Ağustos-3 Eylül tarihleri arasında illere göre 100 bin kişiye düşen Covid-19 vaka sayısının güncel haritasını paylaştı. Haritada en çok vaka yoğunluğu yaşanan iller listesinde Rize, geçen hafta olduğu gibi yine birinci sırada. Rize’de önceki hafta 100 binde 614,18 olan vaka sayısı 653,10’a yükseldi. Çay göçü ile nüfusu ikiye katlanan Rize’de filyasyon ekipleri, vakaların ‘aile içi’ bulaş kaynaklı olduğunu tespit etti. Kentte tersine göçle vakaların düşmesi bekleniyor.
‘DAR ALANDA KISA PASLAŞMALAR YAPAN BİR VİLAYETİZ’
Rize Valisi Kemal Çeber, arzu etmedikleri bir liderliği yaşadıklarını belirterek nüfusa oranla vaka yoğunluğu en fazla olan ilin Rize olduğunu söyledi.
Kentin nüfusunun şu anda 700 binlerde olduğunu ifadeden Çeber “Köyler, yaylalar tıklım tıklım. 600- 700 bin kişinin testi yapıldığında ve bunlar pozitif çıktığında Rize’ye yazılıyor. Oranlama yapılırken, bizim gerçek nüfusumuz 350 bin üzerinden değerlendirildiği için bu pozitifler de otomatik olarak Rize’ye yansıyor.  Dar alanda kısa paslaşmalar yapan bir vilayetiz. Coğrafi ve fiziki özelliklerimizden dolayı başka geniş alanlı illerin 2-3 bin metrekarede yaşadığı sosyal hayatı biz 150-200 metrekarede yaşıyoruz. Bunun yanı sıra çay sezonundayız. 3’üncü sürgünümüz başlamak üzere, diğer illerde yaşayan üreticiler bölgeye geldiler” dedi.
‘YOĞUNLUK ÇAY HASADI BİTENE KADAR DEVAM EDER’
Rize’de artan vaka sayılarından endişe ettiğini belirten Fazlı Kutmen “Şu an Rize’deki  nüfus yoğunluğunu trafikte bile hissediyoruz, araba park etmeye yer bulamıyoruz. Çay zamanı olduğu için il dışından gelen- gidenler fazla. Bu durumda vaka sayısını haliyle yükseltiyor. Okullar açıldığı için geri dönüşler başladı ama geri dönmek istemeyenler de var. Bu yoğunluk 3’üncü sürgün çayın bitimine kadar devam eder diye düşünüyorum” ifadelerini kullandı.
‘NÜFUS YOĞUNLUĞUNU HİSSEDİYORUM’
Coşkun Koto da “Çay zamanı ve tatili olduğu için büyükşehirlerden çok fazla göç alıyoruz. Ben en yoğun caddede esnafım, o yoğunluğu hissediyorum. Bu yoğunluğun da bir ay daha süreceğini düşünüyorum, sonrasında vaka sayıları düşer. Burada dikkat etmemiz gereken şey; aşılarımızın olması. Ortada bir salgın varsa herkes aşılarını olmalı” dedi.
Haşmet Uzun ise “Rize’de çok yoğunluk var, insanlar hep iç içe duruyor. Geçen gün parkta yaşlı bir amcanın yanında otururken amca ‘Bana yaklaşma ben de Covid-19 var’ dedi. Hemen polisi arayıp şikayet ettim. Vatandaş kendisinin Covid-19 olduğunu bilerek düğüne gidiyor, orada horon oynuyor. İnsanlarla temas halinde oluyor, sonrasında herkese yayılıyor” diye konuştu.
‘ÇAY, DÜĞÜN İÇİN GELENLER HASTALIĞI GETİRDİ’
Aile içi görüşmelerin devam ettiğini söyleyen Davut Ahmetoğlu “Rize’de mahallelerde, köylerde birbirinin evine misafir olma olayı çok fazla olduğu için vakalar sürekli artıyor. Dışarıdan gelen misafirlerle Rize’nin nüfusu 700-800 binleri buldu. Çay ve düğün için gelenler hastalığı Rize’ye getirdi. Rize’de aile bağları çok sıkı olduğu için insanlar maskesiz birbirlerine sarılıp yan yana oturabiliyor. Hastalığın birbirine geçme olasılığı artıyor” dedi.

Görüntü dökümü
-Sokaklardan detaylar
-Kalabalık görüntüleri
-Maskesiz insanlar
-Vali Kmela Çber açıklama
-Röportajlar
-Muhabir anonsları (ARZU ERBAŞ)
HABER:ARZU ERBAŞ-KAMERA:EMİRHAN PEHLİVAN-RUKİYE MEYVECİ/RİZE-DHA

======================================

DOĞU ROMA’DAN KALMA KALEDEKİ BULUNTULAR İLGİ GÖRÜYOR

MUĞLA’nın Ula ilçesindeki Doğu Roma İmparatorluğu’ndan kalma kalede kazı çalışmaları sürüyor. Çalışmalarda kalenin duvarlarının yanı sıra, bir şapel, 7 mezar gün yüzüne çıkarıldı.
Gökova Mahallesi’nde tarihi milattan önce 2 bin 700 yıl öncesine dayanan İdyma Antik Kenti’nin uzantısı Akyaka Mahallesi’ndeki Doğu Roma İmparatorluğu’ndan kalma kalede, 10 ay önce başlanan kazı ve konservasyon çalışmaları devam ediyor. Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü’nün izniyle Muğla Valiliği ile Ula Belediyesi desteğinde sürdürülen çalışmalarda, kalenin yaklaşık 600 metre uzunluğundaki duvarlarının yanı sıra bir şapel, 7 kaya mezarı ve çok sayıda mekan açığa çıkartıldı.
Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Arkeoloji Bölümü’nden Doç. Dr. Abdulkadir Baran’ın kazı başkanlığında, Dr. Nil Dirlik’in alan sorumlusu olarak görev aldığı çalışmalar ziyaretçilerin de ilgisini çekiyor. İdyma Antik Kenti Kazı Başkanı Doç. Dr. Abdulkadir Baran, milattan önce 7’nci yüzyılda başlayan yerleşimin, sur çevirmesiyle, ana kentin bir mahallesi olarak başladığını belirterek, “Milattan sonra Doğu Roma İmparatorluğu buraya Garnizon Kalesi’ni inşa etmiş. Savaşılmadan beylik döneminde kale el değiştiriyor. Osmanlı döneminde kalenin yer yer iskan edildiğini görmüş olduk. Kalenin kuzey kısmı, antik yerleşiminin kuleleri üzerine inşa edilmiş. Muğla’nın kültürel zenginliğine katkıda bulunduğumuz için mutluyuz” dedi.
Doç. Dr. Baran, çalışmalarının kalenin duvarlarını açmak üzerine olmadığını ifade ederek, “Doğu Roma İmparatorluğu döneminde yapılan kalenin duvarı yaklaşık 600 metre uzunluğuna sahip. Duvarlar harçlı olduğu için çok iyi korunmamış. Sağlamlaştırmayı yaptıktan sonra alt tabadaki kazılara geçeceğiz” dedi.

Görüntü dökümü
—————————
-Kaledeki kazı çalışmalarından görüntü
-Kazı çalışmalarını inceleyen ziyaretçilerden görüntü
-Kale duvarları ve mezarlardan görüntü
-İdyma Antik Kenti Kazı Başkanı Doç. Dr. Abdulkadir Baran ile röp.
-Kalenin havadan görüntüsü
Haber – kamera: Cavit AKGÜN / MUĞLA, (DHA)

======================================

19’UNCU MERSİN ULUSLARARASI MÜZİK FESTİVALİ BAŞLADI
 
Mustafa ERCAN/MERSİN, (DHA)-MERSİN’de 19’uncusu düzenlenen Mersin Uluslararası Müzik Festivali’nde, Türkmenistanlı şair Nurmuhammed Andalıp’ın aynı adlı eserinden operaya uyarlanan ‘Danatar Ovezov’ ile Ukraynalı besteci Yuliy Meyrus’un ‘Leyli ve Mecnun’ operasının uvertürü Türkiye’de ilk kez seslendirildi.
19’uncu Mersin Uluslararası Müzik Festivali, Mezitli Belediyesi Amfi Tiyatro’da düzenlenen konserle başladı. Konsere, Mezitli Belediye Başkanı Neşet Tarhan, Tarsus Belediye Başkanı Haluk Bozdoğan, Festivalin Yürütme Kurulu Başkanı Selma Yağcı ile davetliler katıldı.
Burada konuşan Selma Yağcı, müziğin sağlığa da iyi geldiğini belirterek, “Mersin halkı birçok güzelliğe yakışıyor diye biz de kollarımızı sıvadık. 19 senedir keyifle çalışıyoruz. Tek istediğimiz sizi mutlu etmek ve yaptığımız etkinliklerde salonu dolup taşırmanızdır” dedi.
Konuşmanın ardından festivalin ‘2021 Festival Sanat Ödülü’, piyanist Doç. Ahad Asker’e, ‘Festival Kent Ödülü’ Kemal Rastgeldi’ye, ‘Nevit Kodallı Genç Yetenek Ödülü’ de trompet sanatçısı Memet Çelik’e verildi.
Daha sonra başlayan konsere Mersin Devlet Opera ve Balesi Müdürlüğü eşlik ederken, Rustam Rahmedov’un yönetiminde Ceyla Ganiyeva solist olarak sahne aldı. Konserde, Türkmenistanlı şair Nurmuhammed Andalıp’ın aynı adlı eserinden operaya uyarlanan ‘Danatar Ovezov’ ile Ukraynalı besteci Yuliy Meyrus’un ‘Leyli ve Mecnun’ operasının uvertürü Türkiye’de ilk kez seslendirildi.
Konserde ayrıca, Ulvi Cemal Erkin’in ‘Köçekçe’, Kara Karaev’in ‘Keman ve Orkestra İçin Konçerto’ ve Ferit Tüzün’ün ‘Esintiler’ adlı eserleri yorumlanırken Astor Piazzolla’nın 100’üncü doğum yılı anısına “Oblivion” eseri de seslendirildi.
Festival, 2 Ekim Cumartesi günü Goran Bregoviç konseri ile son bulacak.

Görüntü dökümü
—————————–
– Konsere gelenlerden genel ve detay
– Festivalin Yürütme Kurulu Başkanı Selma Yağcı, konuşurken
– Ödüller verilirken
– Konserden genel ve detay 
Haber-Kamera: Mustafa ERCAN/MERSİN, (DHA)

======================================

ROMA DÖNEMİ KAYA MEZARLARDA DEFİNECİ TAHRİBATI

KAYSERİ’nin Yeşilhisar ilçesindeki Doğu Roma İmparatorluğu’ndan kalma kayadan oyma mezarlar, defineciler tarafından tahrip edildi. Kaya mezarların kapakları çalındı, içleri boşaltıldı.
Kent merkezine 70 kilometre uzaklıktaki Büget Mahallesi’nde, Doğu Roma İmparatorluğu döneminden kalma 2 bin yıllık kaya mezarlar yer alıyor. Özel olarak inşa edilen kaya mezarlar geçen süreçte defineciler tarafından tahrip edildi. Defineciler, kaya mezarların kapaklarını çalarak, içini tamamen boşalttı. Mezarlardan geriye kaya parçası kaldı.
Büget Mahallesi Muhtarı Haydar Oyardı, “Burada geçmişte Romalılar yaşamış. Tabi tam tarih yazmadığı için mezarları bulunanların kimlere ait olduğunu bilmiyoruz. Mezarları burada. Mezarlar tahrip olmuş. Kayanın üzerine kazılmış kapaklı mezarlar bulunuyor. Bu mezara cesetler konulduktan sonra üzeri kapakla kapatılıyormuş. Fakat tahrip olmuş. Kapakları da götürmüşler. Mezarlar boş kalmış. Yani mezarların içinde bir şey kalmamış. Defineciler burayı tahrip etmeye devam ediyorlar” diye konuştu.
‘TURİZME KAZANDIRILMASINI İSTİYORUZ’
Bölgede kaya mezarların dışında mağaraların da olduğunu söyleyen Oyardı, “Buranın turizme kazandırılması için yetkililerden yardım istiyoruz. Bize yardımcı olsunlar. Buraların temizliğini yaptıralım istiyoruz. Ziyaretçiler buraya gelip, rahatlıklar görsünler. Burada ne olduğunu herkes bilsin” dedi.

Görüntü Dökümü:
-Kaya oyma mezarlardan görüntü
-Büget Mahalle Muhtarı Haydar Oyardı ile röportaj
-Genel detay
Süre: 548 MB
Haber-Kamera: Olcay DÜZGÜN-Harun Reşit SERBEST/KAYSERİ,(DHA)

======================================

DENİZLERDEN 2 MİLYON 850 BİN TON ATIK ÇIKTI
 
TÜRKİYE’de deniz ve kıyı temizliği yürüten Deniz Temiz Derneği/TURMEPA gönüllüleri, 24 yılda Marmara, Ege, Akdeniz ve Karadeniz’de 2 milyon 850 bin ton atık topladı. Gönüllüler, son yıllarda mikroplastik kirliliği çoğalan Karadeniz’e yönelerek temizlik çalışmalarını artırdı. TURMEPA Samsun Şube Başkanı Tuncer Üçüncüoğlu, “Atıklar, bütün deniz canlıları için büyük bir tehlike oluşturuyor” dedi.

Türkiye’de deniz ve kıyı temizliği faaliyetleri yürüten Deniz Temiz Derneği/TURMEPA gönüllüleri, 1997 yılında İstanbul Boğazı’nda ‘deniz süpürgesi’ adını verdikleri kampanya ile 24 yılda Marmara, Ege, Akdeniz ve Karadeniz’de 2 milyon 850 bin ton atık topladı. Gönüllüleri son yıllarda mikroplastik kirliliği çoğalan Karadeniz’e yönelerek kıyılardaki temizlik çalışmalarını artırdı. Uluslararası Kıyı Temizleme Günü dolayısıyla dernek öncülüğünde çeşitli sivil toplum örgütü üyeleri ile Samsun’un Atakum sahilinde temizlik yapıldı, çöpler toplandı. 
‘BÜTÜN DENİZ CANLILARI İÇİN BÜYÜK BİR TEHLİKE’
TURMEPA Samsun Şube Başkanı Tuncer Üçüncüoğlu, deniz temizliğine büyük önem verdiklerini belirterek “7 tane teknemiz var, bunlarla yatlardan atık topluyoruz. Bugüne kadar topladığımız atık miktarı, 2 milyon 850 bin tondur. Elimizden geldiği kadar denizdeki atıkları toplamaya gayret ediyoruz. Atıklar, bütün deniz canlıları için büyük bir tehlike oluşturuyor. Bizim torunlarımıza bırakabileceğimiz en büyük mirasımız; temiz bir çevre, temiz bir denizdir” dedi.
‘DENİZLER HEPİMİZİN, SAHİP ÇIKALIM’
TURMEPA Samsun Bölge Koordinatörü Damla Balçık da temiz bir denizin önemine dikkat çekerek “Samsun’da pandemi sonrası ilk kıyı temizliğimizi gerçekleştirdik. Bu etkinlik devam edecek. Atakum’da çok güzel bir sahilimiz var, özellikle burayı seçtik. Birçok kurumdan ve sivil toplum kuruluşundan etkinliğimizde destek gördük. Maalesef sahilde çok fazla sigara izmariti bulduk. Bu denizler hepimizin, daha fazla sahip çıkalım” diye konuştu.
Samsun Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Demir de amaçlarının Türkiye’ye örnek olacak bir Samsun oluşturmak olduğunu belirterek, kentin her alanda çevreye duyarlı bir şehir olduğunu söyledi.

Görüntü Dökümü: 
—————-
– Kıyı temizliği yapan gönüllülerden detaylar
– TURMEPA Samsun Bölge Başkanı Tuncer Üçüncüoğlu’nun açıklamaları
– TURMEPA Samsun Bölge Koordinatörü Damla Balçık’ın açıklamaları
– Samsun Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Demir’in açıklamaları
HABER-KAMERA: Mustafa İNAN/SAMSUN, (DHA)

======================================

ÜRGÜP’TEKİ FESTİVALDE İLK DOZ AŞISINI YAPTIRAN 100 KİŞİ BALONA BİNDİ
 
NEVŞEHİR’in Ürgüp ilçesinde düzenlenen 49’uncu ‘Uluslararası Ürgüp Bağ Bozumu ve Balon Festivali’nde ilk doz aşısını yaptırıp kurayla belirlenen 100 kişi, sıcak hava balonuna bindi. Ürgüp Belediye Başkanı Mehmet Aktürk, “1 hafta boyunca ilk doz aşısına başlayan insanlarımızın arasından kurayla seçtiğimiz misafirlerimizi balonla buluşturmanın mutluluğu içindeyiz” dedi.
‘Uluslararası Ürgüp Bağ Bozumu ve Balon Festivali’ son gününe sıcak hava balonu etkinliği ile başladı. Ürgüp Belediyesinin düzenlediği etkinlik kapsamında ilk doz aşısını yaptırıp kurayla belirlenen 100 kişi, sıcak hava balonuna binme hakkı kazandı. Sabahın ilk ışıklarında alana gelen vatandaşlar sıcak hava balonuna bindi. Kurayla belirlenen talihliler Kapadokya’yı gökyüzünden izleme imkanı buldu. Ürgüp Belediye Başkanı Mehmet Aktürk, “Artık festivalimizin son gün sabahındayız. Festivalimizi taçlandırma adına sabah uçuşumuzu gerçekleştireceğiz. Balonlarımız şişiyor. Bölgenin güzelliklerini birazdan misafirlerimizle birlikte seyretme imkanı bulacağız. Bölgemizi en güzel şekilde tanıttığımıza inanıyorum. Festival çok yoğun katılım ile gerçekleşiyor. Bölge ekonomisine fayda sağlayacağını düşündüğümüz festivalin son günündeyiz. Balon uçuşundan sonrada inşallah bağımıza geçeceğiz. Bağ bozumu ile festivalimizi sonlandıracağız” diye konuştu.
Kurayla belirlenen 100 kişinin sıcak hava balonuna bindiğini kaydeden Aktürk, “Pandemiden kurtulmanın yolu aşıdan geçiyor. İnsanlara aşılarını en kısa sürede yaptırmalarını öneriyorum. Biz de bu vesileyle festivalimizde sosyal farkındalık oluşturalım dedik. 1 hafta boyunca ilk doz aşısına başlayan insanlarımızın arasından kurayla seçtiğimiz misafirlerimizi balonla buluşturmanın mutluluğu içindeyiz. Pandemiden kurtulmamız için aşımızı olmamız gerekiyor” ifadelerini kullandı.
Kurayla sıcak hava balonuna binme hakkı kazanan Recep Küçüköver ise, “Ürgüp Belediyesi’ne böyle bir etkinliği düzenlediği için teşekkür ediyoruz. Bizde aşımızı olduk. Balona binmeye hak kazandık. Çok mutlu olduk” dedi.

Görüntü Dökümü:
-Sıcak hava balonundan görüntü
-Etkinlik alanından görüntü
-Belediye Başkanı Mehmet Aktürk ile röportaj 
-Genel detay
Süre:433 MB
Haber-Kamera: Olcay DÜZGÜN/KAYSERİ,(DHA)

======================================

TEKNOLOJİ GELENEKLE BİRLEŞTİ
 
MANİSA’nın Salihli ilçesinde dokuma eğitmeni Sultan Gençtürk, robotik kodlamayı el dokuması halı tezgahlarına uyguladı. Manisa’nın jeosit (jeolojik sit alanları) alanlarını robotik kodlama ile resmettikten sonra halı deseni olarak dokuyan öğrenciler, unutulmaya yüz tutan el sanatının da yaşamasına katkı sağlıyor. 
Salihli’de yaşamını sürdüren 1 çocuk annesi dokuma eğitmeni Sultan Gençtürk (50), unutulmaya yüz tutan el dokuma sanatını canlandırmak ve yaşatmak için çocuklara özel ‘Biz Çizdik, Biz Dokuyoruz’ projesini tasarladı. Türk Patent Enstitüsü’nün tescillediği projeyle yaşları 5 ila 12 arasında değişen öğrenciler, dokuma tezgahının başına geçti. Öğrenciler, okullarında robotik kodlama ile çizdiği Manisa’nın jeosit alanlarını, halıya dokuyarak resmediyor. El ve zihin becerileri gelişen öğrenciler, unutulmaya yüz tutan el sanatının da yaşamasına katkı sağlıyor.
Genç kuşaklara kültürel miras dokuma sanatını sevdirmeyi hedefleyen Gençtürk, “Çocuklar okulda robotik kodlama ile çizdiği resimleri halıya dokuyor. Aşama aşama, çiti atmasını, kilimlik yapmasını, ilmek atmasını, atkı atmasını, kenar örgüsünü ve en önemlisi de çizdikleri resimleri halıya dokuyan öğrenciler, el ve zihin becerilerinin gelişmesinin yanı sıra unutulmaya yüz tutan el sanatının da yaşamasına katkı sağlıyor” dedi.
İlkokul 1. sınıf öğrencisi Hatice Yüzüdüzgün, öğretmeni sayesinde halı dokumayı çok sevdiğini ve fırsat buldukça ailesiyle birlikte gelerek halı dokuduğunu söyledi.

Görüntü dökümü:
————————-
-Halı dokuma tezgahında çalışan öğrencilerden detay
– Proje öncüsü dokuma eğitmeni Sultan Gençtürk’ün konuşması
– İlkokul 1. sınıf öğrencisi Hatice Yüzüdüzgün’ün konuşması
Haber-Kamera: Ersan ERDOĞAN – Emre SAÇLI / SALİHLİ (Manisa), (DHA)

Exit mobile version