Notice: Function _load_textdomain_just_in_time was called incorrectly. Translation loading for the jetpack-boost domain was triggered too early. This is usually an indicator for some code in the plugin or theme running too early. Translations should be loaded at the init action or later. Please see Debugging in WordPress for more information. (This message was added in version 6.7.0.) in /home/haberolduk/domains/haberolduk.com/public_html/wp-includes/functions.php on line 6114

Notice: Function _load_textdomain_just_in_time was called incorrectly. Translation loading for the jetpack domain was triggered too early. This is usually an indicator for some code in the plugin or theme running too early. Translations should be loaded at the init action or later. Please see Debugging in WordPress for more information. (This message was added in version 6.7.0.) in /home/haberolduk/domains/haberolduk.com/public_html/wp-includes/functions.php on line 6114
HABEROLDUK YURT BÜLTENİ -4 – Haberolduk.com – Son Dakika Haberler
  1. Haberler
  2. Gündem
  3. HABEROLDUK YURT BÜLTENİ -4

HABEROLDUK YURT BÜLTENİ -4

featured
service

1)GEÇ KALAN ÖĞRENCİLERİ SINAVA POLİSLER YETİŞTİRDİ
 
NİĞDE’de Yükseköğretim Kurumları Sınavı’nın (YKS) ilk oturumu Temel Yeterlilik Testi’ne (TYT) geç kalan öğrencileri, polis ekipleri sınav merkezine yetiştirdi.  İl Emniyet Müdürlüğü ekipleri, TYT’ye girecek olan, ancak geç kalan ya da okulu bulamayan öğrencilerin yardımına yetişti. Özellikle motorize ekipler, bazen bir bazen de iki öğrenciyi motosikletlerine alıp gidecekleri okullara zamanında ulaştırdı. Sınava geç kalma korkusu yaşayan öğrenciler de yardımlarına koşan polislere teşekkür etti.

Görüntü Dökümü:
————————–
-Motorize trafik ekiplerinin sınava girecek gençleri götürmesi 
-Sınava girenlerden görüntü
-Ailelerden görüntü
-Dua okuyan vatandaşlar

Süre:1 dakika Boyut:189 MB
Haber-Kamera: Ali KADI/NİĞDE,(DHA)

========================================================

2)ESKİŞEHİR’DE YKS HEYECANI

ESKİŞEHİR’de Yükseköğretim Kurumları Sınavı’na (YKS) giren öğrenciler salonlara girişte uzun kuyruklar oluşturdu. Adaylar salonda ter dökerken, aileleri ise dışarıda büyük heyecan yaşadı. Kapılar kapandıktan sonra gelen adaylar ise içeri alınmadı.
Koronavirüs tedbirleriyle yapılan YKS’nin ilk oturumu başladı. Sınav nedeniyle trafik yoğunluğu yaşanmaması için Eskişehir Emniyet Müdürlüğü ekipleri kavşaklarda tedbir aldı. Saat 10.15’te başlayan ilk oturum için sınav merkezlerine giden adaylar, girişte kuyruk oluşturdu. Zaman zaman sosyal mesafe kuralına uyulmadığı görüldü. Görevliler, adayları ve ailelerini sık sık koronavirüs tedbirlerine uymaları konusunda uyardı. Sınava Osmangazi Üniversitesi Meşelik yerleşkesinde giren adaylar belgeleri kontrol edilerek içeri alındı, maskesi olmayanlara maske dağıtıldı. Ayrıca adaylar okula girerken el dezenfektanı kullandı. Saat 10.00’da sınav merkezlerinde kapılar kapatılırken, geç gelen adaylar ise içeri alınmadı.
Öğrenciler salonda ter dökerken, aileler ise onları dışarıda bekledi.

Görüntü Dökümü:
————————–
-Sınav salonu önünde bekleyenler
-Sınava giren öğrenciler
-Girişte maske ve dezenfektan verilmesi
-Ailelerine sarılanlar
-Sınav yerine koşarak gelenler
-Sınav görevlilerinin son dakika anonsu
-Sınav salonunun kapısının kapatılması
-Kapıdan dönen üniversite adayı
-Genel görüntüler
Haber-Kamera: Engin ÖZMEN- Caner AKSU/ESKİŞEHİR, (DHA)-

========================================================

3)SINAVA GEÇ KALMAMAK İÇİN KOŞA KOŞA GELDİLER

İZMİT’te, Yükseköğretim Kurumları Sınavı’nın (YKS) ilk oturumuna son anda yetişen bazı öğrenciler, sınavın yapılacağı okula koşarak geldi. İzmit’te Yükseköğretim Kurumları Sınavı’nın (YKS) ilk oturumu Temel Yeterlilik Testi (TYT), 10.15’te başladı. Öğrenciler sabah erken saatlerde sınavın yapılacağı okulların önüne geldi. Yapılan kontrollerin ardından okul bahçelerine alınan öğrenciler, işlemlerinin ardından da sınav salonlarına girdi. Sınava girecek bazı adayların sınavın yapılacağı okula koşa koşa geldiği görüldü. Saat 10.00’da kapıların kapanmasının ardından, ilk oturum 10.15’te başladı. Sınavların yapılacağı okulların bahçesine alınmayan velilerin, okul çevresinde heyecanlı bir şekilde bekledikleri ve dua ettikleri görüldü. 

Göüntü Dökümü 
————————-
-Sınavın yapılacağı okulun önünden görüntüler 
-Kapı önlerinde bekleyen veliler 
-Sınava koşarak gelen öğrencilerin görüntüsü 
-Detaylar 

Haber-Kamera: Ergün AYAZ-Alişan KOYUNCU/İZMİT(Kocaeli),(DHA) 
========================================================

4)DOKTOR İLE HASTA YAKINLARI KAVGA ETTİ, İKİ TARAF BİRBİRİNDEN ŞİKAYETÇİ OLDU
 
ZONGULDAK’ta, randevu saatinin geçtiği iddiasıyla doktor ile hasta yakınları kavga etti. Doktorun şikayetiyle gözaltına alınan 3 hasta yakını, adli kontrolle serbest kaldı. Dr. Samet Turhan, karşı tarafın saldırısı sonucu kendisini koruduğunu iddia etti. Hastanın kızı Canan Dere de Kastamonu’ndan heyet raporu için gittikleri hastanede doktorun, tartışmada kendilerini görüntülediğini, bunun üzerine telefonu ittiğini, Turhan’ın da nişanlısının burnunu kırdığını söyledi.
Olay, 23 Haziran’da, Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi Sağlık Uygulama ve Araştırma Merkezi’nde meydana geldi. Kastamonu’dan gelip, babası Ali Dere ile heyet raporu almak amacıyla hastaneye giden Canan Dere ve ablası Hülya Karabacak ile nişanlısı Suat Müsellimoğlu, göz muayenesi için aldıkları sıra numarası sonrası araştırma görevlisi Dr. Samet Turhan’ın odasına gitti. Sıranın gelmesine rağmen muayene olamadıklarını ve Kastamonu’ya döneceklerini iddia eden aile ve Dr. Turhan arasında tartışma çıktı. Tartışmanın büyümesi üzerine Turhan, cep telefonu kamerasıyla hasta ve yakınlarını görüntüleyeme başladı. Bu sırada içeri giren Canan Dere, Turhan’ın elindeki telefona vurarak, görüntü almasına tepki gösterdi. Taraflar arasında çıkan kavgada Suat Müsellimoğlu’nun aldığı darbe sonucu burnu kırılırken, Dr. Turhan da darbedildi. Olay, güvenlik görevlilerinin araya girmesiyle son bulurken, Turhan ‘beyaz kod’ başvurusunda bulundu. İki taraf da darp raporu alarak, birbirlerinden şikayetçi oldu. Canan Dere, ablası Hülya Karabacak ve nişanlısı Suat Müsellimoğlu gözaltına alındı. Savcılıktaki ifadelerinin ardından mahkemeye sevk edilen 3 kişi, adli kontrolle serbest bırakıldı.  

YAŞANANLARI ANLATTILAR 

Dr. Samet Turhan, hasta ve yakınlarının göz ölçümü yaptırmadan polikliniğe girdiklerini ve içeride bağırarak tepki gösterdiklerini söyledi. Poliklinik işleyişini engelledikleri için şikayetçi olmak üzere cep telefonuyla kayıt almaya başladığını aktaran Turhan, “Kayda başladığım sırada Canan Dere adındaki hasta yakını üzerime yürüdü ve bana saldırdı. O sırada telefonum elimden yere düştü, gözlüklerim düştü ardından içeride bulunan Suat Müsellimoğlu ve Hülya Karabacak adındaki hasta yakınları da bana saldırdılar. Kendimi korumak adına kendimi duvara yasladım. Koridorda bekleyen hastalar ve yakınları bana saldıran bu kişileri tutarak benden uzaklaştırdılar ardından güvenlikler ve hastane polisi gelerek şahısları poliklinikten uzaklaştırdılar” dedi. 

‘BENİ İFŞA ETMEYE ÇALIŞTI’

Canan Dere ise doktorun saldırısı sonucu olayların büyüdüğünü iddia ederek, şöyle konuştu:

“Biz babamı hastaneye götürdük. Ben seslere istinaden içeri girdim. Nişanlım ve ablam içerideydi. Ben içeri girdiğimde kamerayı yüzüme tutarak burnuma tutarak beni ifşa etmeye çalıştı. Ben nedir problem, diye sorduğumda da halen kamerayı suratıma tutuyordu. Ben durumun ne olduğunu da bilmiyordum. Sesler üzerine içeri girmiştim. Ben ‘Çeker misiniz kamerayı’ diye kamerayı ittim. Doktor direkt benim boğazıma yapışıp beni yere attı. Ondan sonra orada bir arbede çıktı. Nişanlımın burnu, elimiz yüzümüz, yerler, her yer kandı. Ben de bunları görüntüledim. Doktorun da kendi görüntüsü var. Biz hiçbir şekilde doktora saldırmadık. Hiçbir yerinde görüntüde çizik yok. Darp raporu almış. Biz de darp raporu aldık. Doktor ‘beyaz kod’ girdi, diye hiçbir şekilde ifade vermeye bile gelmedi. Biz nezarette yatmak zorunda kaldık. Ben de KADES’ten yararlanmak istediğimi söyledim. Kadınların da dokunulmazlığı var. Ben kamerayı ittirdim, diye doktor bey benim üzerime saldırdı. Nitekim anne ve babamın üzerine saldırdı. Ben de şiddete maruz kaldım.” 

‘BANA CEVAP VERMEDEN YUMRUK ATTI’ 

Suat Müsellimoğlu ise burnundaki kırık nedeniyle Kastamonu’daki hastaneden 20 günlük iş göremezlik raporu aldığını dile getirerek, şunları kaydetti: 

“Doktor, hastamızın ismini söyleyerek bizi içeri davet etti. Bize ‘Göz muayenesi yaptırıp geleceksiniz’ dedi. Ben de ‘Doktor bey biz sizin yanınıza önceden geldik. Niye bunu bize söylemediniz?’ dedim. Doktor bunun karşılığında hiçbir sözlü hakaret yok, taciz yok, saldırı yok; bizi çekmeye başladı. Ses tonlarımız yükseldi. Nişanlım içeri gelip ne olduğunu söyledi. Elindeki telefonu, niye çekiyorsun, diye ittirdi. Doktor da benim nişanlımın bir elini kolundan tutarak bir elinden de boğazından sıkarak itti. Arkasında bulunan sandalyeye kafasının üzerine düştü. Ben de bir kadına nasıl davranıyorsun, diye kollarından geri doğru ittim. Doktor bey de hiçbir şekilde bana cevap vermeden yumruk attı. Burnum kırıldı, 2 gündür kanıyor. Videoda benim haklı olduğum gayet net şekilde görülüyor. Burnumdaki kanamalar gözüküyor. Biz buna rağmen bir gece nezarette yattık. Bizim hasta, diye getirdiğimiz hastalar sabaha kadar karakolda rezil rüsva oldular. Ben haklıyken haksız pozisyona düştüm.” 

İKİ TARAF DA GÖRÜNTÜLERİ PAYLAŞTI 

Öte yandan iki tarafın da olay anını cep telefonu kamerasıyla kaydettiği ortaya çıktı. Dr. Samet Turhan’ın çektiği görüntüde, kayıt sırasında Canan Dere’nin ‘Ne yapıyorsun?’ diyerek cep telefonuna vurduğu ve düşürdüğü görülüyor. Olayın ardından Dere’nin aldığı görüntülerde de doktor telefonuyla kayıt almaya devam ederken, Suat Müsellimoğlu’nun burnunun kanadığı anlar yer alıyor. 

Görüntü Dökümü
————————–
-Hastaneden detaylar
-Canan Dere ile röp.
-Suat Müsellimoğlu ile röp.
-Doktor Samet Turhan’ın çektiği görüntü
-Canan Dere’nin çektiği görüntü

Süre: (6:12) Boyut: (693)
Haber-Kamera: Gürkay GÜNDOĞAN-Gürkan YILMAZ/ZONGULDAK,(DHA)

======================================================
5)BÜYÜKŞEN ÇİFTİNİN KATİL ZANLISININ YAKALANMASI İÇİN ÖZEL EKİP KURULDU

KONYA’nın Karatay ilçesinde, 3 yıl önce evlerinde pompalı tüfekle öldürülen Necla (54) ve Metin Büyükşen (55) çiftinin katil zanlısının yakalanması için jandarma tarafından özel ekip kuruldu. Aile olarak her gün belirsizlik yaşadıklarını ifade eden Metin Büyükşen’in kardeşi Fatih Büyükşen, “Umutluyuz, yüreğimize su serpildi. Kısa sürede katilin bulunacağına inanıyoruz” dedi.
Olay, 3 Eylül 2018’de saat 22.00 sıralarında, merkez Karatay ilçesine bağlı İsmil Mahallesi’ndeki tek katlı evde meydana geldi. Kar maskeli kişi, kapısı açık olan Metin Büyükşen’e ait eve girdi. Şüpheli, emekli memur Metin Büyükşen ile eşi Necla Büyükşen’e ateş etti. Tüfeğin dipçiğiyle çiftin kızı Büşra’yı (24) da yaralayan saldırgan, kaçtı. Başına darbe alan Büşra Büyükşen, olay sonrası komşulardan yardım istedi. Komşularının otomobiline binen Büyükşen, jandarmaya giderek, olayı anlattı. Eve gelen jandarma ekipleri, Necla-Metin Büyükşen çiftinin cansız bedenlerini buldu. Büşra Büyükşen de sağlık görevlilerince ambulansla Konya Numune Hastanesi’ne kaldırıldı.

Olayın ardından ellerinden ve kıyafetlerinden alınan svap örneklerinde barut izine rastlanan çiftin oğulları Uğur ve eşi Betül Büyükşen ile anne ve babasının katledilmelerine tanık olan Büşra Büyükşen (24), şüphe üzerine gözaltına alındı. 3 kişi, ifadelerinin ardından serbest bırakıldı.

JASAT ÖZEL EKİP KURDU

Jandarmanın yaklaşık 3 yıldır yürüttüğü çalışmalarda, katil zanlısına ulaşılamadı. Çiftin çocuk doktoru oğlu Osman Büyükşen ise cinayetin aydınlatılabilmesi için sosyal medyada ve televizyon programlarına katılarak anne ve babasının katilini arıyor. Osman Büyükşen’in girişimlerinin ardından Jandarma Genel Komutanlığı’nın talimatıyla Konya İl Jandarma Komutanlığı’na bağlı Jandarma Suç Araştırma Timi (JASAT) bünyesinde kurulan özel ekip, cinayeti çözmek için çalışma başlattı.

‘BELİRSİZLİKLERLE YAŞAMAK BİZİ ÜZÜYOR’

Aile olarak her gün belirsizlik yaşadıklarını ifade eden Metin Büyükşen’in kardeşi Fatih Büyükşen, “Devletimiz sesimizi duydu. Jandarmanın özel bir ekip oluşturması, kalbimize biraz su serpti. Yeğenim Osman Büyükşen çok mücadele etti. Jandarmanın kurduğu özel ekip çalışmalarına başladı. Tez zamanda çözüleceğine inanıyorum. Devletimize güveniyoruz. Ama bundan önceki yaşadığımız süreç anlatılamaz. Bir boşlukta, ümidimizi kaybetmiş bir şekilde artık bu faili meçhule doğru mu gidiyor diye düşünüyorduk. Zamanında olay yeri inceleme yapılırken yapılan hatalar süreci uzattı. Büşra’nın çıktım dediği pencereyi savcı incelemiyor. Ailenin tek sağ kalan görgü tanığı Büşra. Orada parmak izi, ayak izin çalışması yapılmıyor. Orada çalışma yapılsa delil bulunmasa Büşra’yı o zaman tutuklarsın. Ama biz 3 yıldır Büşra biliyor saklıyor mu? Acaba biri tehdit mi ediyor diye aile şüphe içinde. Uğur’dan şüphelendik, Büşra’dan şüphelendik. Her gün bu belirsizliği yaşamak bizi üzüyor” dedi.

‘KATİL İÇİMİZDEN ÇIKMASIN DİYE DUA EDİYORUM’

Yeni kurulan özel ekibin olayı aydınlatacağına inandığını söyleyen Fatih Büyükşen şöyle konuştu:

“Bize şimdi diyorlar, Uğur mu, Büşra mı? Dua ediyorum ki katil içimizden biri çıkmasın. O çocuklar da tertemiz çıksın. Onlardan da bir şey çıkmasın. Dua ediyorum psikopat biri çıksın da ailemizden biri çıkmasın ben konduramıyorum. En son konuştuğum jandarma istihbarat ekibi, ‘bu işe ömrümüzü adadık. Çözeceğiz inşallah’ dedi. Şu an özel ekip kuruldu, mutluyuz. Özel ekibin bu olayı bir an önce çözeceğine inanıyoruz. Yeğenim Osman Konya bürokrasisine ulaşamamaktan yakındı. Savcılar yeğenimi dinlemedi. O da çareyi televizyon yayınlarına çıkmakta buldu. Yeğenim Osman’dan Allah razı olsun. Ağabeyim onu çok güzel yetiştirmiş.”

‘AĞABEYİM VE EŞİ NEDEN ÖLDÜRÜLDÜ BİLMEK İSTİYORUZ’

Olayın bir an önce aydınlatılıp, katilin yakalanmasını isteyen Fatih Büyükşen, “Biz ailecek bilmek istiyoruz ağabeyim ve eşini neden öldürüldüğünü öğrenmek istiyoruz. İnşallah bu Kurban Bayramı’nda yeğenim Osman ile birlikte ağabeyim ve yengemin adına kurbanımızı keseceğiz. Onların evinin ışığını yakacağız” diye konuştu.

(Görüntü dökümü:
———————————
-Olay günü arşiv 
-Büşra Büyükşen röp arşiv
-detaylar
-Büyükşen çiftinin cenazeleri arşiv
-Fatih Büyükşen’in Büşra’nın çıktığı pencereyi göstermesi
-Fatih Büyükşen röp
-Detaylar
(Haber-Kamera:Hasan DÖNMEZ/KONYA,DHA))
==================================================
6)ERZURUM DAĞLARINDA 8 BİN YILLIK KAYA RESİMLERİ
 
ERZURUM’un Tortum ilçesi dağlarında aşı boyası ile çizilmiş 8 bin yıllık kaya resimlerine rastlandı. Erzurum Atatürk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Eskiçağ Tarihi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Yavuz Günaşdı, bulunun resimlerin Erzurum’un bilinen 7 bin yıllık tarihini değiştirecek özelliklere sahip olduğunu ve tahrip edilmemesi için yerinin gizli tutulduğunu söyledi.
Tortum ilçesinde aşı boyalı kaya resimlerini araştıran Oğuzhan Türk tarafından tespit edilen alanda Doç. Dr. Yavuz Günaşdı, Erzurum Müze Müdürü Hüsnü Genç ve Dr. Ahmet Cuneydi Has bilimsel çalışmalar yürüttü. Doç. Dr. Günaşdı, Kuzeydoğu Anadolu’da aşı boyası ile yapılmış ilk örnek olduğunun altını çizdi.
20 yılı aşkın süredir Prof. Dr. Alpaslan Ceylan başkanlığında bölgede yüzey araştırmaları yürüttüklerini ifade eden Doç. Dr. Günaştı, bu araştırmalarda Erzurum başta olmak üzere Kars, Ardahan ve Erzincan bölgelerinde kaya resimlerine rastladıklarını belirtti. Ancak bu panoyu özellikli kılan durumun aşı boyası kullanılarak yapılması olduğunu belirten Doç. Dr. Günaşdı, “Doğu Anadolu Bölgesi’nde karşılaştırma yapabileceğimiz merkezlerden Malatya Arslantepe ve Van bölgesindeki figür ve teknik açıdan bunlar Tortum ilçesindekilerden farklı. Anadolu’da yine Mersin’de aşı boyası ile yapılmış tasvirler var ancak bizim tespit etmiş olduğumuz resimlerin yöreye has olduğunu söyleyebiliriz. Ekip olarak daha önce de tespit etmiş olduğumuz kaya resimleri gibi bunlar da Orta Asya’dan Anadolu’ya gelen unsurlar. Orta Asya’da bu tip kaya resimleri Paleolitik dönemden başlayarak Neolitik, Kalkolitik ve Tunç çağları boyunca devam ettiğini ve en güzel örneklerine Moğolistan, Doğu Pamirler, Özbekistan, Kırgızistan, Türkmenistan, Ermenistan, Azerbaycan ve İran’da rastlanmaktadır. Özellikle Kaşkaderya bölgesindeki Sypantaş (Sapantaş) ve Ermenistan’daki Geghama kaya resimlerinin bu noktada oldukça önemli” diye konuştu.
Tortum’da keşfedilen kaya panosunda 2 erkek, 2 dişi ve 2 de yavru olmak üzere toplam 6 geyik motifi yer aldığını sözlerine ekleyen Atatürk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Eskiçağ Tarihi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Yavuz Günaşdı, şunları söyledi:
“Geyik tasvirleri Orta Asya’dan başlayıp Anadolu’ya kadar gelen bir gelenektir. Moğolistan’da bulunan geyikli taşlar bu geleneğin en güzel örnekleridir. Ayrıca Altaylar’da Karakum Vadisi’nde bulunan geyik tasvirleri önemlidir. Yine Pazırık kurganlarında keşfedilen halı üzerinde de geyik motifleri yer almaktadır. Doğu Anadolu’daki bulunan pek çok yerde de geyik tasvirleri yer almaktadır. Kars Kağızman’da keşfedilen Yazılıkaya ve Geyiklitepe kaya resimlerinde çok sayıda geyik figürleri bulunmaktadır. Tortum kaya resimlerinin ne zaman yapıldığına dair yaptığımız ilk incelemelerde Geç Neolitik veya Kalkolitik Çağ’ın erken dönemine ait olma ihtimalinin yüksek olduğunu söyleyebiliriz. Ancak dönemsel tespit konusunda çalışmalarımız devam etmektedir. Bilimsel çalışmalara hemen başlamış bulunmaktayız. Tortum aşı boyalı kaya resimleri Kuzeydoğu Anadolu ve Doğu Anadolu tarihine çok önemli katkılar sağlayacaktır. Bu tespitle aşı boyalı kaya resmi Kuzeydoğu Anadolu’da ilk defa keşfedilmiş oldu. Bu da Erzurum’un bilinen 7 bin yıllık tarihini değiştirecek özelliklere sahip.”
Tarihe ışık tutacak kaya resimlerini bulan Oğuzhan Türk ise, “Aşı boyası ile yapılan bu kaya resimleri Kuzeydoğu Anadolu’da ilk olması açısından ve erken dönem Türk izleri açısından çok önemli. Kaya resimleri Erzurum tarihini değiştirir nitelikte olması açısından önemli. Erzurum kültür envanterine böylesine önemli bir buluntuyu kazandırdığımız için mutluyuz. Definecilerin bugüne kadar uğramadığı ender yerlerden biri olan bu bölgeyi gizli tutacağız” dedi.

Görüntü Dökümü
————————
-Kaya resimlerinin bulunduğu alanın drone görüntüsü
-Oğuzhan Türk’ün ka resimlerini göstermesi
-Kaya resimlerinden detay
-Dağlık araziden görüntü
-Doç. Dr. Yavuz Günaşdı’nın konuşması
-Kaya resimlerini inceleyenler
-Oğuzhan Türk’ün konuşması

 Haber: Turgay İPEK – Kamera: Oktay POLAT / ERZURUM, (DHA)

========================================================

7)SAĞLIK ÇALIŞANLARI FARKINDALIK İÇİN MUNZUR ÇAYI’NDA RAFTİNG YAPTI

TUNCELİ’de koronavirüs salgını ile mücadelede ön saflarda yer alan sağlık çalışanları, 26 Haziran Uluslararası Uyuşturucu Kullanımı İle Mücadele Günü’nde farkındalık oluşturmak için Munzur Çayı’nda rafting yaptı.
İl Sağlık Müdürlüğü ve Gençlik Spor İl Müdürlüğü’nce organize edilen etkinlikte, sağlık çalışanları Ovacık karayolu Siliç köprüsü mevkiinde bir araya geldi. ‘Sağlıklı Toplum, Mutlu Bir Gelecek İçin, Madde Kullanımına Hayır’ pankartı açan sağlık çalışanları daha sonra rafting antrenörlerinden eğitim aldı. Kıyafetlerini giyip botlara binen grup, Munzur Çayı’nda 10 kilometrelik parkurda 2 saat süreyle rafting yaptı.
‘SOSYAL FARKINDALIK İÇİN YAPTIK’
İl Sağlık Müdürü Çağdaş Özdemir, uyuşturucu ile mücadele gününde farkındalık oluşturmak için rafting yaptıklarını belirterek, “26 Haziran Uluslararası Uyuşturucu Kullanımı İle Mücadele Günü’nde, Gençlik Spor İl Müdürlüğümüz ile beraber, personellerimizle rafting organizasyonu yaptık. Buradaki amacımız, vatandaşlarımızı bilgilendirmek. Uyuşturucu ile mücadele kapsamında en önemli şey, onun yerine bir aktivite koymaktır. Özellikle şehrimizin güzelliklerinden olan Munzur Çayı’nda vatandaşlarımızı spor yapmaya, sosyal aktiviteleri yapmaya davet ediyoruz. Arkadaşlarımızla birlikte, sosyal farkındalık oluşturmak için rafting yaptık” dedi.
‘SPOR VARKEN GENÇLER UYUŞTURUCUNUN İÇİNDE OLMASIN’
Gençlik Spor İl Müdürü Abdulselam Er ise gençlerin spor yapmasını tavsiye ederek, “Bugün Tunceli gençliği için önemli bir gün. Bu önemli günde farkındalık oluşturmak için biz de İl Sağlık Müdürlüğümüz ile birlikte farklı bir etkinlik yapalım dedik. Bugün 26 Haziran Uluslararası Uyuşturucu Kullanımı ile Mücadele Günü. Bugün de gecesini gündüzünü bu işe adayan filyasyon ekibimize çok teşekkür ediyoruz. Tunceli’nin yüreğimizden akan Munzur suyunda güzel bir rafting programı yapacağız. Rafting sporu için Türkiye’nin en güzel parkuru Tunceli’dedir. Bütün dostlarımızı buraya bekliyoruz. Buyursunlar gelsinler, Tunceli’nin güzelliklerinden faydalansınlar. Spor varken, rafting varken ve sosyal etkinlikler varken, gençlerimizin uyuşturucu içerisinde, olumsuz tavırlar içerisinde olması bizi üzüyor. Bunun için Sağlık Müdürlüğü ve Gençlik Spor İl Müdürlüğü koordineli çalışıyor. Gençlerimizi etkinliklerimize, tesislerimize ve rafting parkurlarımıza bekliyoruz. Çünkü hayat bu şekilde daha güzel olur” diye konuştu.

Görüntü Dökümü
—————————-
Rafting botlarını taşıyan sağlık çalışanları
Sağlık Çalışanlarının rafting eğitimi alması
Sağlık çalışanlarının pankart açması
Rafting için start verilmesi
Munzur çayında rafting yapılması
Dalgaların içinden botla geçilmesi
Akıntıya karşı kürek çekilmesi
Sağlıkçıların rafting yapması
Çağdaş Özdemir’in konuşması
Abdulselam Er’in konuşması
Genel ve detay görüntüler

(Haber-Kamera: Serhat Ozan YILDIRIM/TUNCELİ,(DHA)-
GÖRÜNTÜ BOYUTU: 514 MB

 

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
vir_sl_
Virüslü

Tamamen Ücretsiz Olarak Bültenimize Abone Olabilirsin

Yeni haberlerden haberdar olmak için fırsatı kaçırma ve ücretsiz e-posta aboneliğini hemen başlat.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Uygulamayı Yükle

Uygulamamızı yükleyerek içeriklerimize daha hızlı ve kolay erişim sağlayabilirsiniz.

Giriş Yap

Haberolduk.com - Son Dakika Haberler ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!